Jump to content

Seuor

Önerilen Mesajlar

Merhaba forumdaki tüm pagan,hristiyan,yahudi,müslüman,ateist ve şu an aklıma gelmeyen nice inançtaki dostlarım, bu siteyi uzun süredir arkadaşımın sayesinde takipteydim ve sonunda üye oldum. Üyeliğime girdiğim andan itibaren bilgi paylaşımlarında bulunma kararı aldım. Benim asıl ilgi alanım manyetizasyon, statik enerji, ruh ve beden ilişkisi üzerinedir, bu yüzden sık sık bu konularda burada yazılar paylaşacağım. Paylaşacağım yazıların çoğunluğu ben ve benimle birlikte çalışan insanlarla yaptığımız deneyler sonucunda ürettiğimiz kesin sonuç veren manyetizasyon teknikleridir. Bazense alıntılar veya başka kitaplardan anektotlar paylaşacağım. Bu forum gerçekten de güzel ancak genel olarak bakıldığında Batı ezoterizmine aşırı kaçtığından dolayı verilen enerji kullanımı teknikleri ve formülleri büyük oranda maji ve sihir sanatı dahilinde verildiğinden pek çok sebepten ötürü büyü yapmayan arkadaşlarımız büyük bir bilgi ve teknik sıkıntısı çekiyorlar. Bu yüzden vereceğim formüllerin bu kişiler içinde yeni bir yol açması umuduyla yazıma başlıyorum.

 

 

İlk önce manyetizasyon ve statik enerji nedir bunu bir anlamalıyız. Var olan her şey titreşimden meydana gelmiştir, madde, enerji ve hatta duygu, ruh,düşünce gibi aşırı soyut ve latif kavramlarda aşırı yüksek titreşimdeki enerjilerdir. Oluştuğumuz ve bizleri çevreleyen madde ise titreşimin en az olduğu enerjidir ve maddeler bile kendi aralarında titreşimlerin yoğunluğuna göre sıralanırlar. Manyetizma ve statik enerji olarak adlandırdığımız bu kavramlar ise bizleri oluşturan ve çevreleyen kavramların titreşimlerini değişik yollarla etkileyerek zihinler,maddeler,bedenler ve enerji üzerinde bir takım etkiler oluşturmaktır. Biz yani ben ve benimle birlikte çalışan arkadaşlarım bu olaylarla ilgilenen her türlü faktörü aldık, onları bir takım kendi bulduğumuz tekniklerle birleştirerek ortaya ELA adını verdiğimiz yeni bir parapsikolojik ve spiritüalist kavram ve disiplin ortaya çıkardık. Aslında elbette ki bu kadar az kişinin çalışması yüzünden daha tam gelişmiş bir disiplin değil, ancak işe yarayan pek çok teknik geliştirdik ve ben burada en sonunda Ela'yı paylaşmak istiyorum.

 

Ela, kelime anlamı olarak ingilizce Elan yani canlı, diri kelimesinden türemiştir. Bunun ufak bir sebebi vardır, çünkü Ela ancak Ela formu adını verdiğimiz ruhsal ve mental bir pozisyona geçildiğinde gerçekleşebilir,ve bu formdayken kişi o kadar canlı ve güçlü hisseder ki bazı durumlarda Tanrı Kompleksi bile oluşur kişilerde. Az sonra açıklayacağım zaman pek çok insan Ela formuna meditatif form diyecektir. Doğrudur, Ela formu meditasyonda girilen ruhsal ve mental duruma çok benzer ancak onu Ela'dan ayıran durum şudur: meditasyon ve daha pek çok disiplinde imajinasyon çok fazla ön plana çıkarken Ela ve Ela formunda imajinasyon minimum seviyede kullanılır. Hatta bir süre Ela'da ilerlediğinizde imaje etmek için uğraşmanıza gerek bile kalmaz, zayıf bir imajinasyon yeteneğiniz varsa bile sanki bir yan etki gibi otomatik olarak imajlar görmeye, yaptığınız işlerde istemeden de olsa kolayca imaje etmeye, lucid dream ve astral seyahat deneyimleri yaşamaya ve bunlara bağlı olarak da oldukça hızlı bir şekilde gelişen durugörü yeteneğiniz ortaya çıkmaya başlar. (Şimdi diyebilirsiniz ki burada imajinasyon kullanılıyor, hem evet hem hayır. Buradaki imajinasyon olayı bizim isteğimizle olmuyor, Ela çalışmalarına devam ettikçe otomatik olarak bu imajlar ortaya çıkıyor.)Etrafınızda ki yaşamı, enerji varlıkları hissetmeye hatta kontrol edemezseniz(ki ben başlarda kontrol edemiyordum) otomatik olarak güçlü bir manyetik alan oluşturarak pek çok enerji varlığı kendinize çekmeye başlarsınız. Korkmanıza gerek yok, elbette yıllarca bizde bu sıkıntıları çeke çeke en sonunda onlara karşı bir korunma yolu bulduk, yani bu yöntemi de sizlerle paylaşacağım.

 

İlk önce sizlere Ela'yı tanımlamama izin verin. İlk olarak siz sayın okurlarla birlikte çok basit bir deney yapmak istiyorum. Sonuçta deney olmadan bilim de olmaz, çünkü Ela hem bir sanat hem de bir bilimdir. Bilimdir çünkü deney ve gözlemlerle yapılır, sanattır çünkü her bulunan yeni bulgu olabildiğince estetik ve güzel bir hale sokulup öyle gösterilmeye çalışılır. Şimdi lütfen deneye geçelim. Sayın okurlarımız, sizden sol veya sağ kolunuzu kaldırmanızı istiyorum. Evet, tekrar metni baştan okumayın doğru duydunuz, sağ veya sol kolunuzu kaldırın. Şimdi de lütfen indirin. Yaptınız mı? Güzel! Devam edelim. Şimdi rica ediyorum, sadece aklınızdan sağ veya sol kolunuzu kaldırdığınızı düşünün ama sadece düşünün. Hiç bir şey olmadı değil mi? Peki az önceyle şimdi arasındaki fark neydi, sizin bedeninizi hareket ettiren şey neydi? Elbette ki ruhunuzdu, sonuç olarak ruhunuz tüm bedene yayılmıştır ve size hayat verir. Siz ruhunuza bir sinyal gönderdiğinizde ruhunuz bu sinyali gerçek elektrik dalgalarına çevirir oradan beyninize gönderir beyniniz ise sinirlerinize bunu ileterek işlemi gerçekleştirir veya gerçekleştirmeye çalışır(herhangi bir sebepten ötürü bir uzvunu kaybetmiş insanlarda ki hayalet uzuv fenomenin kaynağıda budur. Ruh, aslında bu duyguyu biliyordur, bu sinyali bedene gönderir ancak maalesef ki bedende bu işlemi yapacak organ olmadığından o bölgede hissedilebilir bir elektriklenme meydana getirir). Bu sebeptendir ki bilim dünyası ruh,nefs gibi ezoterik ve spiritüel etmenleri kabul etmediği ve her şeyin maddeden oluştuğu ve görünenin ötesinin var olmadığı gibi cahilce ve asılsız teorileri bilimsel esaslar olarak kabul ettikleri müddetçe şu ankinden öte bir arpa boyu bile yol kat edemeyeceklerdir( Bakmayın, bu zamana kadar ki başarılarının en az yüzde kırkını parapsikolojiye ve majiye borçlular. Ah, kesinlikle ortaçağda cadı diye yakılan onca masum hristiyanlık baskısından yakıldı. Yani kadim ve güçlü büyüleri ele geçirirken insanların dikkatlerini başka yönlere çekmek gibi bir niyet yoktu ortada tabiiki de. Hele ki yıllardır bilim adamlarının nümeroloji, astroloji ve simyadan yararlanmaları mı hiç olmadı, sümme haşa lütfen!!). İşte olay burada başlıyor. Siz elinizi kaldırıp indirdiğinizde sizin ruhunuzu bir şey tetikleyerek harekete geçiriyor. Astral seyahati en az benim kadar seven arkadaşlarım bu hissi derhal arzu olarak algılayacaklardır. Peki o zaman, hadi bir deney daha yapalım. Şimdi kolunuzu kaldırmayı hem içinizden isteyin, hem de düşünün, ama sadece bu ikisini yapın yani arzulayın ve düşünün. (Bize yıllarca bildiğiniz baskılarla zorla kabul etmemiz istenen ve aksini söylediğimizde alay edilip dışlanmamızı sağlayan o engin insanların! öğretilerine ve disiplinlinlerine göre bunun işe yaraması gerek.) Sadece ufak bir kıpırdama oldu değil mi? Hatta belki de o bile olmadı? Şimdi diyeceksiniz ki e bizler emir vermedik ki. İşte olay burada kopuyor. O emri vermenizi sağlayan şey nedir? Açıklama, ben buna açıklama yapan birini görmedim açıkçası. O kolun kalkmasını istedik ve aynı anda bunu düşündük ama gene de olmadı çünkü ona bu emri vermedik. İşte biz bu emri vermemizi sağlayan duyguya ya da hisse Ela, yalnızca bu hisse odaklanarak bir takım işler yapabilmemizi sağlayan mental ve ruhsal duruma ise Ela formu adını verdik.

 

Peki bu Ela ile neler yapabiliriz derseniz açıkçası neredeyse her şeyi yapabilirsiniz. Buna gerçek anlamda ateş söndürüp yakmak, nesneleri hareket ettirmek, insanların zihinlerine girip onları manipüle etmek(ki biz buna Ela'da Sussurrus e anima diyoruz. Pek çoğumuzun severek yaptığı biraz karışık ve kurnazlık isteyen bir yöntemdir) ve daha pek çok şey yapılır. Açıkçası nedendir bilinmez kendine spiritüalist ve parapsikolog diyen bazı aydın insanlar!, hayatlarını bu olayları araştırarak geçirmelerine rağmen onlar bile bu olaylara imkansız diyorlar. Hani biz beceremiyoruz, o yüzden çamur atıyoruz deselerdi aynı hesaptı. Ela'yı uygulayan kişilere Elandor denilir ve bir Elandor istemeden de olsa bir psişik vampir ve paranormal bir empatik olmaya hazırlanmalıdır. Yeterince enerjiniz varsa inanın nesneleri yerlerinden dokunmadan hareket ettirmek, alevler yakıp söndürmek kolunuzu kaldırıp indirmek kadar kolay ve hani öyle uzun süre odaklanma da istemiyor sadece Ela formuna giriyoruz, şayet yeterince enerji toplayabiliyorsak topluyoruz ve bu enerjiyi programlayıp nesneye gönderiyoruz ki bu işlem birkaç saniyeden uzun sürmüyor. Yani, Ela'yı kullanırken tıpkı paranızı nasıl hesap kitap ederek harcıyorsanız enerjiyi de böyle harcamalısınız. Her Elandorun muhakkak bir Havza'sı olmalıdır. Havza şudur: yalnızca biz Elandorların bildiği ve kullanabildiği enerji sömüren bir işaretin bir takım farklı işaretlerle kullanılarak insanlardan, ağaçlardan ve pek çok değişik varlıktan enerjiyi çekerek o enerjileri biriktirdikleri yerdir. Her Elandorun havzası kendine özeldir, bu; enerji çekmeye yarayan işareti (adı sömüren mühürdür) Ela formunda yalnızca kendi bilebileceği bir sözcükle havza yapmak istediği yere çizer ve bir kaç farklı işlem daha yaparak orada toplanan enerjiyi istediği zaman çekerek kendi içinde rahatça toplar. İlk başta bu enerji toplama olayı sanki hiç olmuyormuş gibi gelir lakin siz içinizde tuhaf bir coşku hisseder, hiperaktiviteye benzer sendromlar göstermeye başlarsınız. Bizim ruh yeli dediğimiz olay baş göstermeye başlar. Bu olay şöyle tanımlanabilir;Elandor olan kişiden ani enerji atılımları oluşmaya başlar ve bu kişinin vücudundan etrafına bir tür rüzgar akımı çıkar. Ve bu rüzgar öyle hissi bir şey değildir, bildiğiniz meltemdir. Yanına mum koyun alevleri kendi kendine titremeye oynamaya başlar hatta oraya odaklanırsa alevleri söndürür, eğer rüzgarları elinde biriktirip bu birikimi bir avizeye veya yeterince biriktirdiyse bir eşyaya atarsa o attığı eşya hareket eder. Ama en güzeli bu rüzgarı bir insana odaklamaktır, o insanın manyetik alanına izinsiz bir giriş yapıp aurasında manyetik bir kaos yarattığınızdan ötürü o kişide bizim halk dilinde vesvese hali denilen hal başlar. Tırnak yemeye, bacaklarını sallamaya başlar, sırtını kamburlaştırır, tikler başlar. Yeterince maruz kalırsa titremeler, aşırı oranda tikler hatta nefes alamama hissi, halsizlik, özgüvensizlik veya aşırı özgüven başlar ki bu duyguların hepsini siz kontrol edebilirsiniz. Sussurus e anima deriz biz buna, ve gerçekten çok eğlencilidir. İnsanlara hissetmedikleri şeyi hissettirip, sizin arzuladığınız hareketleri yaptırabilirsiniz. Hatta yeterince maruz bırakırsanız sizin istediğiniz şeyleri görmeye ve duymaya başlar, onlara çığlık attırabilir anlamsız hareketler yaptırabilirsiniz ve bunların hepsi olurken o kişi sanki bunları kendisi yapmak istiyormuş gibi hisseder, aslında başka güçler altında olduklarını fark ettiklerindeyse artık çok geç olmuş olur. Bu yüzden bu ruh rüzgarları Ela'da kutsal denilebilecek kadar büyük önem arz ettiğinden bir Elandor ilk önce Ela formuna girip bu rüzgarları çıkarmayı öğrenir(bütün bu işlerin teknikleri ileriki yazılarımda elbette ki verilecek. Bu ilk yazım olduğundan şimdilik sadece görüşlerimi bildirip Ela'nın ne olduğundan kısaca bahsettim). Ela, yapılacak işin içeriğine göre isim alır tıpkı büyüde nasıl bereket büyüsü, şifa büyüsü, karabüyü diyorsanız Elada da Şifa Elası, Bereket Elası gibi farklı Elalar vardır.Aşk Elalarına gelecek olursak(evet bunun için de bir Ela var) açık ve net konuşacağım lütfen artık kimse kimseye ahlak dersi vermek gibi bir hadsizliğe düşmesin. İnsanlara birini kendine aşık etmek dediğinde hemen sanki onun haddine düşüyormuş gibi sizi eleştirip: O kişiler yaptığınız bu işle size gelse içinize yedirebilecek misiniz? Gibi anlamsızca sözler söylüyor pek çok insan. Affedersiniz de siz kendi elinize geçen fırsatı bile değerlendiremeyecek kadar beceriksizseniz bundan bize ne, öyle de bir içimize yediriyoruz ki bunu böyle harika bir tatlı gibi sanki. Aynen öyle, o insan kendi iradesi dışında BİZ İSTEDİĞİMİZ için bize aşık oldu ve inanın bana bu o kadar muazzam bir hiski. İntikam almak için paylaşacağım Elalara gelecek cevapları şimdiden görür gibiyim, size tek cevabım şudur: Bize birisi kötülük yaptıysa ona bedelini ödetmeye gökteki yıldızların sayısınca hakkımız vardır. Sizler sadece merhametli gibi davranıp kendi egonuzu şişiriyorsunuz, daha ötesi yok. Her neyse, şimdiden Ela herkese müjde olsun. Artık, umarım enerjiyi kullanan herkesi büyücü olarak çağırmazsınız, kusura bakmayın ancak bitkilerin ve taşların enerjilerini kullanmayı bilen tek kişiler büyücüler değil. Bu iddialar sadece büyü sanatını icra edenlere yıllarca yapılan aşağılamalar ve işkencelerden ötürü büyüyü her şeye kadirmiş gibi göstermeye çalışan bir takım insanların uydurmalarından öte bir şey değildir. Her enerjiyi ruhsal yollarla kontrol edip gerçeklik ve akıllar üzerinde bir takım etkilerde bulunmak büyü olsaydı hayatımızın her alanında büyü yapardık da dünyada BÜYÜ hakim olurdu. O yüzden lütfen artık herkes egosunu bir köşeye bıraksın ve bu ayrımı yapsın. Yıldızlarla ve Müziğin ruhuyla Kalın....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Seuor'un yazdıkları fantastik bir kurgudan ibaret olsa gerek. Şayet daha ruhun ve büyünün tanımını idrak edememiş bir şahsın bu konularda ahkam kesmesini ciddiye almama gerek yok. Deney yaptığını iddia eden kahramanımıza bir önerim var: Sinirbilim alanında yazılmış makaleleri okuyun. Yalnızca 2004 yılında yayınlanan makaleleri okumanız bile hatanızı anlamanız için yeterli. Beyinde ruha yer yoktur. Beyinde ve dolayısı ile bedende gerçekleşen eylemlerin tamamı mikrobiyoloji, fizyoloji ve nöroloji ile açıklanabilir. Ayrıca biraz da abiyogenez hakkında araştırma yaparsanız bizi cansız maddelerden ayıran şeyin ruh değil yalnızca kendi koymuş olduğumuz tanımlar olduğunu anlarsınız. Savınızı desteklemek için henüz bilimin cevabını bilmediği soruları kullanabilirdiniz belki ancak yanlış bir alan seçmişsiniz. Bundan sonraki yazılarınızı biraz daha sağlam temele oturtmak isterseniz size öncelikle Bedri Ruhselman okumanızı tavsiye ederim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Seuor'un yazdıkları fantastik bir kurgudan ibaret olsa gerek. Şayet daha ruhun ve büyünün tanımını idrak edememiş bir şahsın bu konularda ahkam kesmesini ciddiye almama gerek yok. Deney yaptığını iddia eden kahramanımıza bir önerim var: Sinirbilim alanında yazılmış makaleleri okuyun. Yalnızca 2004 yılında yayınlanan makaleleri okumanız bile hatanızı anlamanız için yeterli. Beyinde ruha yer yoktur. Beyinde ve dolayısı ile bedende gerçekleşen eylemlerin tamamı mikrobiyoloji, fizyoloji ve nöroloji ile açıklanabilir. Ayrıca biraz da abiyogenez hakkında araştırma yaparsanız bizi cansız maddelerden ayıran şeyin ruh değil yalnızca kendi koymuş olduğumuz tanımlar olduğunu anlarsınız. Savınızı desteklemek için henüz bilimin cevabını bilmediği soruları kullanabilirdiniz belki ancak yanlış bir alan seçmişsiniz. Bundan sonraki yazılarınızı biraz daha sağlam temele oturtmak isterseniz size öncelikle Bedri Ruhselman okumanızı tavsiye ederim.

 

O zaman ruh ne işe yarıyor-eğer varsa-?

 

Bu arada konu bana da fazla çocukça geldi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ruh vardır. İlk maddenin tekamülünü sağlayan etkiyi indirekt olarak gerçekleştiren etken ruhtur. Maddenin tekamülü ile birlikte ruhun tekamülü de başlar. Ancak ruhun tekamülü için maddenin tekamülü şart değildir. Ruh, tekamülünü tamamlamış maddeleri de kendi yararı için kullanabilir. Bu konuları bir mesajla anlatmak mümkün değil. Uzun uzadıya anlatılsa da bu bilgiye hazır olmayanlar bu bilgiyi alamayacaktır. Burada bahsettiğim maddenin tekamülünün bilimsel karşılığı kimyasal evrimdir. Lakin bilim bu alanda henüz çok geridir. Kısaca özetlemem gerekirse evrenimizin ve sonsuz diğer evrenlerin şimdiki haliyle var olabilmesi için ruhun tesiri şarttır. Şayet ruh olmasaydı evrenler yine de varlıklarını sürdürecek ancak ilk amorf maddeden başka bir şeyden ibaret olmayacaklardı. Burada anlaşılması gereken nokta maddi alemde ruhun yerinin olmadığıdır. Demonlar da, cinler de, elementaller ve astral bedenler de maddeden meydana gelmektedir. Ruhlar aleminin maddi alemler ile direkt teması mümkün değildir. Bu yüzden maddeden oluşan bizlerin ruhu ve ruhlar alemini idrak edebilmemiz imkansızdır. Ancak ruhların da kendilerini ve maddi alemi idrak edebilmeleri için bizlere ihtiyaçları vardır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ruh vardır. İlk maddenin tekamülünü sağlayan etkiyi indirekt olarak gerçekleştiren etken ruhtur. Maddenin tekamülü ile birlikte ruhun tekamülü de başlar. Ancak ruhun tekamülü için maddenin tekamülü şart değildir. Ruh, tekamülünü tamamlamış maddeleri de kendi yararı için kullanabilir. Bu konuları bir mesajla anlatmak mümkün değil. Uzun uzadıya anlatılsa da bu bilgiye hazır olmayanlar bu bilgiyi alamayacaktır. Burada bahsettiğim maddenin tekamülünün bilimsel karşılığı kimyasal evrimdir. Lakin bilim bu alanda henüz çok geridir. Kısaca özetlemem gerekirse evrenimizin ve sonsuz diğer evrenlerin şimdiki haliyle var olabilmesi için ruhun tesiri şarttır. Şayet ruh olmasaydı evrenler yine de varlıklarını sürdürecek ancak ilk amorf maddeden başka bir şeyden ibaret olmayacaklardı. Burada anlaşılması gereken nokta maddi alemde ruhun yerinin olmadığıdır. Demonlar da, cinler de, elementaller ve astral bedenler de maddeden meydana gelmektedir. Ruhlar aleminin maddi alemler ile direkt teması mümkün değildir. Bu yüzden maddeden oluşan bizlerin ruhu ve ruhlar alemini idrak edebilmemiz imkansızdır. Ancak ruhların da kendilerini ve maddi alemi idrak edebilmeleri için bizlere ihtiyaçları vardır.

 

 

Ruh madde,evren hakkında o kadar fazla görüş var ki...Anlaşılması çok zor.Sanırım ontoloji ve metafizik felsefenin en alengirli alanı :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...