Jump to content

Mevsimsel Depresyon: Kış Depresyonu


nameste

Önerilen Mesajlar

Keşke bir ağaç olsaydım, insan elinin hiç değmediği uzak diyarlarda. O zaman kış da yaşardım gönlümce, çekilirdim inzivama. Sıcacık çayımı huzurla yudumlardım çay saatlerinde. Ve belki Doğa Ana da gelirdi sık sık çay partilerime; eteğinde kuşları, gölgemde tavşanlar…

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/Bryan_Shutmaat-e1421939671205.jpeg

Kasım Ay’ının sonlarını yaşarken, Sonbahar da son yapraklarını dökmek üzere. Kış vakti yaklaşmakta, ha geldi ha gelecek. Aralık Ay’ı bile sabırsız, belli etmese de. Kasım’ın son dolunayından sonra az bir vakit kalacak, belirmesine.

 

 

Ve kış vakti geldiğinde zaman tefekkür etme zamanı. İçe dönüşün ve bu yolda ilerlemenin zamanı. Kış, iç dünyamızı kristalize ederek bizi saflaştırma ve arındırmanın peşinde.

Doğa Ana inzivaya çekilmeyi beklemekte. Üzerine karlar yağacak ve kuşlar eşlik edecek kendisine. Köşesine çekilip tüm senenin muhakemesini yapacaklar belki de, yeni tohumlar atabilmek için.

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/winter-blues.jpg

 

Böyle düşününce ne güzel ne tatlı geliyor. Bazı günler evden çıkmamı engelleyen görünmez engeli tanımlıyor sanki. Ve eminim Kış’ı sevmeyenler bile şuan içlerinde sıcaklık hissetmişlerdir, soğuğuna rağmen.

 

Düşünüyorum, Doğa Ana’ya düşüncemi iletiyorum.

 

‘Keşke bir ağaç olsaydım. O zaman bir çam ağacı olmak isterdim. Her mevsim yemyeşil, her zaman muhteşem görünürdüm. O zaman kendimi daha kolay teslim ederdim eminim. Ben bir çam ağacı olmak isterdim, insan elinin hiç değmediği uzak diyarlarda. O zaman Kış’ı da yaşardım gönlümce, çekilirdim inzivama. Sıcacık çayımı huzurla yudumlardım çay saatlerinde. Ve belki Doğa Ana da gelirdi sık sık çay partilerime; eteğinde kuşları, gölgemde tavşanlar..’

Ve Kış geliyor. Bense ne kış uykusuna yatabilecek bir bozayıyım ne de göç etmiş bir kuş. Aksine Kış geldiğinde her zamankinden daha iyi durumda olmalıyım. Ve daha iyi direnebilmek için kendime iyi bakmalıyım ve tabii ki iyi de beslenmeliyim.

 

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/Post_Winter_Depression_by_DontFreakNow.png

 

Ağacın kökü gizlice ne yerse, eseri dalında ve yaprağında görülür.

- Mevlâna Celâleddin-i Rûmî

Bazı günler evden bile çıkabilecek gibi hissetmiyorum. Öyle zamanlarda Kış sanki çaldığı maviyi gizlice pijamamın cebine koymuş gibi hissediyorum.

Peki böyle zamanlarda eksik bir şey mi yedim acaba?

Ya da mevsimsel depresyonun etkisinde miyim farkında olmadan?

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/winter-depression.jpg

 

Mevsimsel depresyon her yıl aynı zamanlarda ruh halimizi baltalayan bir ormancıdır adeta. Genellikle sonbahar ya da kış mevsiminde başlar, ilkbahar ya da yaz başlarında sona erer.

Tüm yıl boyunca hormonal üretimimiz değişkenlik gösterir. Bir teoriye göre sonbahar ve kış zamanlarında güneş ışığı alımının azalmasıyla, serotonin üretiminde de azalma görülür. Serotonin yatıştırıcı ve sakinleştirici bir etkisi olan nörotransmitterdir. Vücudumuzda yeterli miktarda serotonin bulunmadığında yorgunluk, karbonhidrat açlığı ve kilo problemleri ve depresyon ortaya çıkar. Enerji seviyemizdeki düşüşü kendimiz bile fark ederiz ki her zaman yaptığımız şeyler sanki daha zormuş gibi gelir. Bir türlü yapacaklar listesinde ilk sıraya çizik atamayız. Çünkü hala bütün bir günü yorgun bir şekilde hiç bir şey yapmadan ve daha da yorgun hissederek tamamlamak üzereyizdir. Ve yedikçe ağırlaşan bir kayaya dönüşebiliriz. Bu benim için pek geçerli değil ama sıkça duyuyorum, tespitler de bu yönde olduğu için yazdım. Ve karşı konulamaz asosyallik. Gerçekten tuhaf.

 

 

 

Peki kış depresyonu için ne yapılabilir?

 

Öncelikle gün ışığı almak çok önemli. Her gün yaşam alanımızın temiz hava ve gün ışığı ile dolmasına özen göstermeliyiz. Çok klişe ama boşuna dememişler ‘Güneş girmeyen eve doktor girer.’ diye.

Sonrasında ise egzersiz. İster 15-20 dakika müzik eşliğinde dans edin, zıplayın isterseniz yürüyüşe çıkın.

Son olarak da yediklerimizi dikkatlice seçmek.

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/bananas.jpg

 

 

Muz Ye!

Muz yemek serotoninizi direk tavan yaptırabilecek özelliğe sahiptir. Ayrıca içeriğinde ciddi bir potasyum oranına sahiptir ve bu da kas ve sinir sistemi için çok önemlidir.

Aslında muz yediğinizde sizin için depresyonla savaşır, sizi daha akıllı yapar, akşamdan kalmaya birebirdir, sabah bulantılarının ilacı, böbrek kanseri, diyabet, osteoporoz ve körlüğe karşı mükemmel koruyucudur. Hatta böcek ısırığınızın bile üzerine bir parça muz sürebilirsiniz.

Muzu sadece maymunlar yesin diyorsanız, bence bir kez daha düşünün.

 

 

Muz içerdiği yüksek miktarda serotonin ve potasyum sayesinde kötü ruh hailini aşmanıza yardım ederek, beyninizin mutluluğu için çalışır.

 

Enerjiye mi ihtiyacınız var? 2 adet muz yiyerek egzersiz öncesi ihtiyacınız olan enerjiyi sağlayabilirsniz. Ayrıca çalışma sırasında ve gece vakti oluşabilecek kramplara karşı da koruyucudur.

 

Muz yiyerek böbrek kanserine karşı da korunup, kalsiyum emilimini arttırarak; daha güçlü kemiklere sahip olmamız sağlanıyor.

 

Sıcak bir günde serinlemek için ya da ateşlendiğinizde muz yiyerek vücut sıcaklığınızı düşürebilirsiniz.

 

Muz yemek sizi Einstein yapmayabilir fakat zihin açıklığı verir.

 

Ayrıca A ve E vitamini içerir.

 

 

 

Kompleks karbonhidratları tüket!

Kompleks karbonhidratlar basit karbonhidratlara göre farklı emilir. Örneğin; beyaz pirinç ve beyaz ekmek basit karbonhidratlardır ve kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine yol açar. Kompleks karbonhidratlar ise vücut tarafından yavaşça emildiği için bu gibi durumlara yol açmaz.

 

Bezelye, mercimek gibi baklagiller, tam tahıllı ekmekler ve makarnalar, kahverengi pirinç, patates gibi nişastalı sebzeler ve havuç kompleks karbonhidrat içeren besinlere verilebilecek örneklerdendir.

 

 

Omega-3 Yağ Asitleri

 

Omega-3 yağ asitlerinin beyinde serotonin üretimini etkilediği öne sürülmektedir. Bu yüzden Omega-3 açısından zengin balık yağı; somon gibi ve hardal, fındık, tohum ve tohum yağları; keten tohumu gibi bitkisel yağlar tüketebiliriz.

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/dark-chocolate-chopped-02.jpg

 

 

Çikolata Ye!

Araştırmalar en az %70 kakao oranına sahip çikolatanın fenilalanin üretimini tetiklediğini ve bunun da beyindeki dopamin seviyesini yükselttiğini göstermektedir. Gün içerisinde modunuzu yeniden yükseltmek isterseniz ihtiyacınız olan tek şey en yüksek kakao oranına sahip çikolatayı yemek.

 

 

Düzenli Egzersiz Yap!

Düzenli egzersiz serotonin seviyesini arttırmak için harika bir yöntem. Egzersiz sırasında triptofan üretiminde artış gözlenir ve bu da serotonin müjdecisidir. Bu yüzden her gün düzenli egzersiz yapabilir ya da yürüyebilirsiniz. Bir yerde yürüyüş yaptığımız esnada negatif enerji salınımı gerçekleştirdiğimizi okumuştum. Arınmak için ne harika bir yöntem!

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/Alizee-Omaly7.jpg

 

Güneşi hisset!

Gün içerisinde yeterli miktarda gün ışığı almak çok önemli. Bu yüzden güzel bir güne başlamak için perdeleri açmak yapılması gereken ilk şey olabilir. Ve belki sonrasında güneşi selamlamak. Eminim güneş de sizin kadar mutlu olacaktır.

 

 

Dokun!

Sarılmak iyi bir ilaçtır. Sarılmak enerji transferini sağlayarak karşımızdaki insan için mükemmel bir duygusal destektir.

 

Hayatta kalmak için günde 4 kez, yaşamak için 8 kez, büyümek için 12 kez sarıl!

 

Bilim adamlarına göre sarılmak hiç bir kelimeye ihtiyaç duymaksızın gerçekleştirebildiğimiz bir çeşit iletişim yöntemidir aynı zamanda.

 

Ayrıca araştırmalara göre masaj terapileri de serotonin seviyesini ve dopamin üretimini arttırırken, stress hormonu olan kortisolu düşürmektedir.

 

Sevgiyle gerçekleştirilen her dokunuş; fiziksel ya da ruhsal, en iyi ilaçtır.

 

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/meditation-techniques.jpeg

 

 

Sakin Ol!

Sürekli bir stres halinin serotonin seviyesini düşürdüğü gözlemlenmiştir.

Mümkün olduğunca stresli ortamlardan uzak durabilir, bir şekilde üstesinden gelmenin bir yolunu bulabiliriz.

 

Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri, kendini ifade etme çalışmaları (sanat gibi) yaparak kendimizi karanlık taraftan çekebiliriz.

 

 

Hatırla!

 

Sahip olduğumuz güzel bir anıyı, sevdiğimiz bir kişiyi gibi bize mutluluk verebilecek bir anımızı düşünebiliriz. Mutlu anlarımızı hatırlamak beynimize serotonin üretimini arttırması için mükemmel bir hatırlatıcı.

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/11/1394437_642848982421337_589847347_n.jpg

 

Şimdiden herkese huzur dolu, dengeli, verimli bir kış dilerim…

 

Kaynak

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...