vhercle Oluşturma zamanı: Ağustos 24, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 24, 2007 Kadın "Ben trenle gideceğim," der ve sözlerinin arkasını şöyle getirir:"Sen istediğin gibi karayoluyla gidebilirsin." Kocası şaşırır, çok şaşırır: "Ama Kit... Sen trenlerden nefret edersin!" Uyanamaz o sırada adam... İnsanların bir ilişkiden yavaş yavaş koparken o güne kadar nefret ettikleri nice şeyleri sevmeye başladıklarını ya bilmiyordur ya da bilmezden geliyordur... O muhteşem filmde; Çölde Çay'ın bir sahnesinde geçer bu konuşma... Hani Paul Bowles'un Esirgeyen Gökyüzü adlı romanından kalkarak Bertolucci'nin çevirdiği filmde... Bu sahneyi her izleyişimde beni çok etkilediğini söylemeliyim... Adamın otobüsle yalnız başına çıktığı çöl yolculuğunda ölümcül bir hastalığa tutulacağını haber verir bize bu konuşma. Karı-kocanın yollarını daha yola çıkmadan önce ayrıldığını işaret eder... Adam ölür, kadın çölde kaybolur... Çölde Çay'ın erkek karakteri, karısının trenlerden ömrü billah nefret ettiğini sanacak kadar saflaşmıştır... Oysa ne film ne de roman bundan söz etmez ama, kadının geçmişte trn yolculuklarını çekilmez ve gürültücü bulmasının altında kocasının gezgin ve derviş yanına duyduğu hayranlık yatmaktadır. Deve kervanları ve kırık dökük otobüslerle yapılan yolculukların heyecanı karşısında trenlerin monoton dünyasından nefret ettiğini sanmıştır kadın... Fakat kocasına beslediği tutku solmaya başladığında tren yolculuğunun konforu birden ön plana çıkar. Üstelik kompartımanda kadını erotik bir serüven beklemektedir. Neden böyledir? Neden birbirimizden koparken o zamanki beğenilerimizden, tercihlerimizden de ağır ağır koparız? Çünkü birini sevmek birlikte bir dünya kurmaktır... Ve sevginin yumağı çözülürken o dünyanın parçaları da dağılmaya başlar. Neden o kopuş dönemine kadar nefret ettiğimiz şeyler birdenbire bize çekici gelmeye başlar? Neden ilgi duyduğumuz bir çok şey gözümüze pörsük, renksiz ve sönük gözükmeye başlar? Çünkü birini sevmek gitgide sevdiğine benzemektir... Ve sevgi tıkanmaya yüz tuttuğunda, bu benzerlik yerini altı kalın kalın çizilen farklılıklara terkeder... Birini sevmeye başlamak, bir vejeteryanın ocakbaşında oturup göğsünü ızgara dumanına açmasına benzer bazen... Bütün bunlar sevgilinin yüzü-suyu hürmetinedir... Ancak ayrılık vakti gelip çattı mı, etin çok uzaklardan gelen kokusu bile mide bulandırmaya başlar... Yine de aşkları her zaman finalinden kalkarak değerlendirmek doğru olmaz. Aşkların tarihi ayrılıklardan kalkarak yazılmamalı... Ama aşk idiyse yaşanan, acılar kadar güzel tortular da kalır arkalarında... Belki onun sevdiği şarkıları sevmezsiniz artık... Belki onunla birlikteyken yediğiniz yemekler şimdi tatsız tuzsuz geliyordur size. Ancak kendinize bir ayna tutarsanız görürsünüz ki, aşktan önceki sizle aşktan sonraki siz arasında çok fark vardır. Ondan önce yıldızlara hiç bakmamışsınızdır sanki. Havanın açık olduğu leylak rengi gecelerde kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı, Samanyolu'nu, Venüs gezegeninin parıltısını, uzak yıldızların göz kırpışını ondan öğrenmişsinizdir... Aşkınız solp gitse bile yıldızlar sizde kalır!!! Çünkü birini sevmek onun gözüyle dünyayı sevmek ve tanımaktır... Ayrılık ne kadar hoyratça olursa olsun, az şey midir bu? Hele şükür bitti diyorum... Elle yazı yazarak konu açmak ne kadar zor bir şeymiş.... Yazı Haşmet Babaoğlu'nun HAYDİ KIRALIM HAYALLERİMİZİ adlı kitabından alıntıdır... 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SpawN Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Ancak kendinize bir ayna tutarsanız görürsünüz ki, aşktan önceki sizle aşktan sonraki siz arasında çok fark vardır. Ondan önce yıldızlara hiç bakmamışsınızdır sanki. Havanın açık olduğu leylak rengi gecelerde kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı, Samanyolu'nu, Venüs gezegeninin parıltısını, uzak yıldızların göz kırpışını ondan öğrenmişsinizdir... Aşkınız solp gitse bile yıldızlar sizde kalır!!! Çünkü birini sevmek onun gözüyle dünyayı sevmek ve tanımaktır... baba helal olsun diyorum başka bı sey demıyorum!:clapping: tsk! saygı ve sevgilerımle!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 sana da teşekkürler spawn Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest piinar Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Tşk.ler vherc o kitabı okumuştum ve en güzel yazılarından biriydi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 sana da teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tkmelancholy Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 eline sağlık... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2007 teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.