Jump to content

Etin Zararlarına Bilimsel Bir Bakış!


Moterda Olisya

Önerilen Mesajlar

Öncelikle bu yazıyı emir869' e ithaf ediyorum :D İnsan yiyeceği üzerine kapsamlı araştırmalar yapan birçok doktor etin insan bedeni için gerekli olmadığına, aksine öldürücü nice hastalığın müsebbibi olduğuna inanmaktadır. Bu hastalıkların tedavisi için et'ten uzak durulması yeterlidir. Gut, ishal, romatizma, kanser, verem, apandisit vs hastalıklar özellikle et tüketimiyle ortaya çıkar. İnsan için kaçınılmaz ve yararlı olduğu sanılan bu besinin yiyeceklerin en yararsızı olduğu ve bedendeki hücreleri öldürdüğü kanıtlanmıştır. Kasapların insanlık onurunu ayaklar altına alan kesim işine göz yumsak bile hayvanlar bu yolla intikam alırlar. Özgürce yaşayan hayvanların hastalandıkları az görülmüştür. Onlarda çürük diş yoktur. Ama insanın evcilleştirdiği, yani kendisi gibi soyunu bozduğu hayvanlarda çürük diş vardır. İlk insanların çeneleri, dişlerinin çok işlemiş olduğunu ama çürük bulunmadığını göstermektedir. Bu da besinlerinin oldukça basit ama sert olduğuna, kuru meyve ve bitki tanesi gibi çok çiğnenmesi gerektiğine, ancak besinlerin sağlıklı ve doğal olduğuna delalet etmektedir. Bodvan bu konuda şöyle der ; "Mağara insanını etobur olarak gösterenlerin görüşlerini kabul etmemek gerekir. Onlar besinlerini özellikle bitkilerden sağlıyorlarmış. " Et erken yaşlanmaya neden olur. " Çünkü et insan bedenin'den olağanüstü çalışma bekler. Üstelik içindeki zehirin bir kısmını bedende bırakır. Bu zehir zamanla vücutta her türlü hastalığı doğuracak ortamı hazırlar. Dr. Oldfild şöyle yazar: "Bugün bilim, insanın etobur hayvanlardan olmadığını, aksine meyve yiyen canlı olduğunu kanıtlamıştır. Kimyasal işlemlerle ortaya çıkmıştır ki bitkilerin insan bedeni için gereken maddeleri bulundurduğunu kimse inkâr edemez. Et doğal bir yiyecek değildir ve yeni uygarlıkta tüketildiği şekliyle bedensel işlevlerde kargaşaya yol açar!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkesin vejetaryen olması ya da herkesin et yemesi gerekmiyor... Herkesin aynı düşünceye sahip olmasının gerekmediği gibi... Okuyan kendisi kendi kararını verir...

 

Bunun yanı sıra facebook'ta bir doktorun yazdığı bir yazıya denk gelmiştim ve çok hoşuma gitmişti. İnsanların etçil ve otçul olduğu ile ilgiliydi yazı. "Normalde evet, insanlar et de ot da yiyebilecek şekilde donatılmışlardır ama eski insanlar bizim bugün yaptığımız gibi sürekli protein ile beslenmiyorlardı" deniliyordu yazının ana fikri olarak. Bana gayet mantıklı gelmişti...

 

Güzel başlık olmuş teşekkürler :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Etin zararları deyince aslında hep kastedilen kırmızı et. Çünkü kolestrolü artırır. Sakatatla sürekli beslenmeye kalkışıldığından kan değerleri korkunç derecede yükselir. Ancak davıh öyle mi. Hiç bundan sonra davıh yemeyeceksiniz kalbinize zararlı diyen doktor gördünüz mü :D Eğer derisi yenmezse kolestrol oranı oldukça düşük. Karaciğere de çok yük bindirmez yumurta, kırmızı et ya da sakatat gibi. Günümüz davıhlarının tek sorunu inanılmaz derecede antibiyotik içeriyor oluşları. Gerçi günümüzde sağlıklı beslenme olayı hayalden öteye gitmez eğer bir çiftliğiniz yoksa. Meyvelerde ve bitkilerde her türlü ilaç kullanılıyor. Daha tohumu bile hileli zaten. Muhtemelen hepimiz 60 yaşına geldiğimizde abuk sabuk hastalıklara yakalanacağız. Yaşasın etçil halkların kardeşliği :D

post91091355281zo51.gif

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkesin vejetaryen olması ya da herkesin et yemesi gerekmiyor... Herkesin aynı düşünceye sahip olmasının gerekmediği gibi... Okuyan kendisi kendi kararını verir...Bunun yanı sıra facebook'ta bir doktorun yazdığı bir yazıya denk gelmiştim ve çok hoşuma gitmişti. İnsanların etçil ve otçul olduğu ile ilgiliydi yazı. "Normalde evet, insanlar et de ot da yiyebilecek şekilde donatılmışlardır ama eski insanlar bizim bugün yaptığımız gibi sürekli protein ile beslenmiyorlardı" deniliyordu yazının ana fikri olarak. Bana gayet mantıklı gelmişti... Güzel başlık olmuş teşekkürler :)
Tabiki de herkesin kendi seçimi :) benim amacım sadece bilgilendirmek ve rica ederim :)
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Etin zararları deyince aslında hep kastedilen kırmızı et. Çünkü kolestrolü artırır. Sakatatla sürekli beslenmeye kalkışıldığından kan değerleri korkunç derecede yükselir. Ancak davıh öyle mi. Hiç bundan sonra davıh yemeyeceksiniz kalbinize zararlı diyen doktor gördünüz mü :D Eğer derisi yenmezse kolestrol oranı oldukça düşük. Karaciğere de çok yük bindirmez yumurta, kırmızı et ya da sakatat gibi. Günümüz davıhlarının tek sorunu inanılmaz derecede antibiyotik içeriyor oluşları. Gerçi günümüzde sağlıklı beslenme olayı hayalden öteye gitmez eğer bir çiftliğiniz yoksa. Meyvelerde ve bitkilerde her türlü ilaç kullanılıyor. Daha tohumu bile hileli zaten. Muhtemelen hepimiz 60 yaşına geldiğimizde abuk sabuk hastalıklara yakalanacağız. Yaşasın etçil halkların kardeşliği :Dpost91091355281zo51.gif
Ah tanrı aşkına! :D Bir vejetaryan ve hayvansever olarak bu sözleri kınıyorum onlar da bir canlı ve senin olduğu kadar onların da yaşamaya hakkı var. Ve sağlıklı yaşam demek tavuk eti ve çiflik demek değildir, Hayvan Hakları nı savunan biri olarak sana şunu söylemek istiyorum ; anlaşılan onların hayatlarını pek te önemsemiyorsun, lütfen bir düşün sen bu hayatta ne işe yarıyorsun? O yenmeye mahkum gördüğün tavuk'tan pek te farkın yok. Ve " davıh "diyince hiç tatlı olmuyosun :D
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Zaten bizden üstün bir varlık olsaydı yeryüzünde muhtemelen o da bizi avlayacaktı. Gerçi insan eti aşırı toksik madde barındırıyor pek yemeye uygun değil neyse :D . Asıl mesele biz de değil hiçbir canlının yaşama hakkı diye bir şeyden bahsedilemez. Güçlü olan yaşar, zayıf olan yok olur doğanın dengesi böyle. Biz de yaşlandıkça hücrelerimiz zarar görüyor ve yavaş yavaş zayıflayıp yok oluyoruz. Vücududa hat safhada östrojen varken, vücudunda steroid barındıran birini anlamanı tabiki beklemiyorum :D . Sence erkeklerin daha etçil olması tesadüf mü. Ya da dünyada kaç tane kadın avcı vardır ki.

http://karikaturname.com/uploads/fufu/1/original_fu_54726393d6460.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Zaten bizden üstün bir varlık olsaydı yeryüzünde muhtemelen o da bizi avlayacaktı. Gerçi insan eti aşırı toksik madde barındırıyor pek yemeye uygun değil neyse :D . Asıl mesele biz de değil hiçbir canlının yaşama hakkı diye bir şeyden bahsedilemez. Güçlü olan yaşar, zayıf olan yok olur doğanın dengesi böyle. Biz de yaşlandıkça hücrelerimiz zarar görüyor ve yavaş yavaş zayıflayıp yok oluyoruz. Vücududa hat safhada östrojen varken, vücudunda steroid barındıran birini anlamanı tabiki beklemiyorum :D . Sence erkeklerin daha etçil olması tesadüf mü. Ya da dünyada kaç tane kadın avcı vardır ki.http://karikaturname.com/uploads/fufu/1/original_fu_54726393d6460.jpg
Eh pes artık konuyu hormonlara bağladın :D cevap vermicim konu dağılıyo :cool:
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Etin zararları deyince aslında hep kastedilen kırmızı et. Çünkü kolestrolü artırır. Sakatatla sürekli beslenmeye kalkışıldığından kan değerleri korkunç derecede yükselir. Ancak davıh öyle mi. Hiç bundan sonra davıh yemeyeceksiniz kalbinize zararlı diyen doktor gördünüz mü :D Eğer derisi yenmezse kolestrol oranı oldukça düşük. Karaciğere de çok yük bindirmez yumurta, kırmızı et ya da sakatat gibi. Günümüz davıhlarının tek sorunu inanılmaz derecede antibiyotik içeriyor oluşları. Gerçi günümüzde sağlıklı beslenme olayı hayalden öteye gitmez eğer bir çiftliğiniz yoksa. Meyvelerde ve bitkilerde her türlü ilaç kullanılıyor. Daha tohumu bile hileli zaten. Muhtemelen hepimiz 60 yaşına geldiğimizde abuk sabuk hastalıklara yakalanacağız. Yaşasın etçil halkların kardeşliği :D

post91091355281zo51.gif

Hayvansal protein en başta çok zararlıdır. Etteki protein IGF-1 hormonu, methionin, tryptophan, cystein gibi kanser gelişiminden sorumlu hormonları salgılatır. Ayrıca insan vücudu eti sindirebilmek için çok zayıftır. Et, mideye resmen asit duşu aldırır ve bu asit bağırsakları çok yıpratır. Pankreas hayvansal proteini sindirebilmek için çok yorulur. Pankreas sıvısı vücudun en alkali sıvısıdır. Bu sıvının oluşması için vücut bütün alkali rezervlerini kullanır. Midenin asitliğini gidermek için bu sıvının içinde bikarbonat vardır. Bikarbonat vücudun en önemli asit tamponu, kandaki protonları tamponlayan en önemli elektron vericidir. Bikarbonat rezervlerimiz azalırsa vücudumuz kemiklerdeki kalsiyumla birlikte çekilerek bu eksiklik tamamlanmaya çalışılır ve bu da kemik erimesine neden olur. Bunun dışında, kanserli hücreler oksijensiz ve asitli ortamlarda ürerler. Çünkü asitin fazla olduğu hücreler kendilerini daha ilkel bir hücreye dönüştürüp ortama uyum sağlar ve beyinden gelen emirleri dinlemezler. Yumurtaya gelince, yumurta faydalı amino asitler ve vitaminler içerir. Ancak bir yumurtanın sarısında 215-275 mg kolesterol vardır ki bu miktar, başka hiçbir besin yemeseniz dahi ihtiyacınızın üzerindedir. Günde bir yumurta yiyenlerin kalp krizi ve şeker hastalığı riski haftada bir yiyenlerden yüksektir Şeker hastalarının düzenli yumurta yemesi kalp krizi riskini arttırır. Fazla yumurta yiyenlerde damar sertliği, boyun damarlarında plak oluşumu daha fazla görülür. Yumurta sarısı yüksek oranda arachidonic asit içerir. Bu madde vücudumuzdaki enflamasyonu yani yangıyı arttırır. Yumurta yememenizi gerektiren asıl nedense kanser riskini arttırmasıdır. Yumurta prostat kanseri, farinks, mide kanseri, kalınbağırsak, akciğer, serviks ve mesane kanseri riskini arttırır. Yumurta sektöründe yumurtaların kabukları sert olsun, paketleme ve depolama sırasında kırılmasın diye tavuklara mermer tozu yedirilir. Mermer tozu sadece bu tavukların değil hayvancılık sektöründeki birçok hayvanın yemlerine de kalsiyum için katılır. Mermer tozu sigaradan çok daha zararlıdır ve organları yavaş yavaş iflas ettirebilir. Mermer tozu dışında çiftlik hayvanlarına antibiyotikler verilir ve bu hayvanlar hormonlarla şişirilir. Tavuk çiftliklerinde kaslarının büyüklüğünü kemikleri taşıyamadğı için sakatlanan birçok genç piliç vardır. Bu bahsettiklerim endüstri standardıdır. Yani aldığınız ürünün markasını değiştirmek bir fark yaratmaz. Çünkü adamlar en iyi böyle kar yapabiliyor. Güçlü olan zayıf olanı yer, bu doğa kanunudur demişsiniz. İnsanın gücü sanırım zekası oluyor. Her hayvanın zeka tipi farklıdır. Bir kuş bir insan gibi olayları analiz edemez belki ama bir insan da bir kuş gibi yönünü bulamaz. Bir insanın birçok hayvandaki gibi kısa süreli hafızası gelişmiş değildir. Benden zayıf olanı öldürmeye, esir etmeye hakkım olduğunu düşünmüyorum. Yeni Gine'de insan eti yiyen kabileler var. Sizin dediğiniz gibi zayıf olanları yiyorlar. Bu da benim ahlakıma uygun değil.

Dr. Ayşegül Çoruhlu ve Dr. Murat Kınıkoğlu'ndan alıntılar yaptım bu arada.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendi kedimi, köpeğimi yemekten hiçbir farkı yok herhangi bir hayvanı yemenin bence, ölecek olsam yine ağzıma sürmem. Zararını geçtim, hayvan yenir mi...

bitkilere nasıl kıyıyorsunuz peki ?

yazık değil mi o güzelim yeşilliğe!

ağzı yok diye acı çekmez mi bitkiler ?

 

O veya bu insan oğlu var oldukça doğa zarar görecektir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

igf 1 hormonunu tutup da kanserden sorumlu hormon diye sunmak da hangi gerizekalı doktorun işidir bilemiyorum. Çünkü igf 1 dediğimiz şey bildiğiniz büyüme hormonu, diğerleri de gelişime gerekli hormonlar. Hücrelerin yenilenmesi ve çoğalmasından sorumlu. Evet vücudunuzda hücre yenilenmezse haliyle kanser de olmaz. Tabi bilin bakalım ne olur. Ölürsünüz. 20 yaşındaki birinin kanında bulunan büyüme hormonu 70 yaşındaki birinden tam 70 kat fazladır. Bu nedenle genç bir insan kanser olduğunda ölüm riski daha yüksek oluyor çünkü tümör hızla büyüyor. Büyüme hormonu vücuttaki yağ oranı, kemik yoğunluğu ve kas oranından sorumlu. Menapoza girmiş ya da kas erimesi kemik erimesi yaşayanlara bunu dışardan enjekte ediyorlar. Bücür kalmış bebelere de tabi küçüklükten itibaren her gün enjekte ediliyor. Ek bilgi olsun ağızdan alınan tablet formundaki büyüme hormonları bir işe yaramıyor. Mide onu da protein niyetine sindiriyor :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bitkilere nasıl kıyıyorsunuz peki ?

yazık değil mi o güzelim yeşilliğe!

ağzı yok diye acı çekmez mi bitkiler ?

 

O veya bu insan oğlu var oldukça doğa zarar görecektir.

 

Elma aldım diye ağaç ölmüyor, onu da düşünecek kadar aklım var çok şükür. Ve en azından ben bir kısmını dahi olsa bırakmışım verdiğim zararın. İstediğimi söyleme özgürlüğüm var sanıyorum, müdahale zorunluluğu taşımıyorsun.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

igf 1 hormonunu tutup da kanserden sorumlu hormon diye sunmak da hangi gerizekalı doktorun işidir bilemiyorum. Çünkü igf 1 dediğimiz şey bildiğiniz büyüme hormonu, diğerleri de gelişime gerekli hormonlar. Hücrelerin yenilenmesi ve çoğalmasından sorumlu. Evet vücudunuzda hücre yenilenmezse haliyle kanser de olmaz. Tabi bilin bakalım ne olur. Ölürsünüz. 20 yaşındaki birinin kanında bulunan büyüme hormonu 70 yaşındaki birinden tam 70 kat fazladır. Bu nedenle genç bir insan kanser olduğunda ölüm riski daha yüksek oluyor çünkü tümör hızla büyüyor. Büyüme hormonu vücuttaki yağ oranı, kemik yoğunluğu ve kas oranından sorumlu. Menapoza girmiş ya da kas erimesi kemik erimesi yaşayanlara bunu dışardan enjekte ediyorlar. Bücür kalmış bebelere de tabi küçüklükten itibaren her gün enjekte ediliyor. Ek bilgi olsun ağızdan alınan tablet formundaki büyüme hormonları bir işe yaramıyor. Mide onu da protein niyetine sindiriyor :D

IGF-1 hormonunun kanseri tetiklediğini doktorun biri uydurmadı, bunu bilimsel araştırmalar ortaya çıkardı. Hayvansal gıdaların kanserojen etkisi, büyüme hormonunu ve kan insülin seviyesini yükseltmesine ve kanserle ilişkisi olduğu gösterilen bazı amino asitleri ihtiva etmelerine bağlanıyor. Bitkisel beslenenler, kanser gelişiminden sorumlu tutulan ve daha çok hayvansal besinlerde bulunan methionin, tryptophan ve csytein amino asitlerinin olumsuz etkisinden korunurlar. Kanserle, özellikle methionin arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Hayvan deneylerinde methionin kanser gelişimini hızlandırdığı gösterilmiştir. Vücudumuzun büyümesini ve gelişmesini hızlandıran maddeler kanser hücrelerinin de gelişimini hızlandırır. Genetik olarak büyüme hormonu reseptörü olmayan kişiler kanser olmazlar. Aynı şekilde büyüme hormonu reseptörleri doğuştan yetersiz olan fareler, büyüme hormonu ve insülin salgılanmadığı için kanser ve şeker hastalığına yakalanmıyor ve çok uzun yaşıyorlar. Etin pişmesi sırasında ortaya çıkan heterocyclic aminler ve hidrokarbonların etin içindeki demirin ve hayvanların hızlı büyümesi için verilen hormonların kanseri tetiklediği düşünülüyor. Boston kaynaklı çalışmada(Nurses Health Study 2) 88.803 kadın et yeme sıklıklarına göre gruplara ayrılarak takip edildi. 2.830 kadında meme kanseri gelişti; en çok et yiyen grupta meme sıklığı en az et yiyen gruba kıyasla %22 daha fazlaydı. Öğünlerden birinde bile et yerine sebze yenmesi meme kanseri riskini %15 oranında düşürüyor. Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan araştırmada yaşları 50 ve 71 arasında değişen yarım milyon kişi on yıl boyunca takip edildi. Takip süresince erkeklerin 47.976'sı kadınların 23.276'sı hayatını kaybetti. Hergün ortalama olarak küçük bir hamburger büyüklüğünde kırmızı et yiyenlerin kanser ve kalp hastalıklarından ölüm riski et tüketmeyenlere göre %30 daha fazla bulundu.

Dr. Murat Kınıkoğlu'ndan alıntıdır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Elma aldım diye ağaç ölmüyor, onu da düşünecek kadar aklım var çok şükür. Ve en azından ben bir kısmını dahi olsa bırakmışım verdiğim zararın. İstediğimi söyleme özgürlüğüm var sanıyorum, müdahale zorunluluğu taşımıyorsun.

Ağacın üremesini engelliyorsun o zaman da.

Tek yıllık bitkilerde ne okuyor maydonoz tohumu oluşsun diye bir kısmını bırakıyor musun acılar içinde

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...