Jump to content

Önerilen Mesajlar

[TABLE=width: 99%]

[TR]

[TD]Gökyüzüne bu kadar merakla ve özlemle bakıyor oluşumuzun bir nedeni var ve aynı nedenle engin okyanusların güzelliğini de saatlerce izliyoruz. DNA'larımızda kodlanmış ve sıkıştırılmış halde, kadim bilgelik gibi birşey var ve bu tarafımız kökenini son derece net olarak bilmektedir. Zihinsel olarak, oralara dönmek istemeyebiliriz ama genlerimiz gerçeği bilir ve tuzlu derinliklerde kökenlerini ararlar. Ama eğer denizler bizim acil kaynağımızsa sondan bir önceki kaynak da gökyüzüdür. Şüpheyle bakılan gerçekse şudur ki bunun DNA larımızın, bedeninizin atomlarının her zaman biliyor olduğudur; demir, kalsiyum, fosfor, karbon, nitrojen, oksijen ve diğerleri aslında ilk olarak uzun zaman önce ölen yıldızlarda gelişim süreci geçirmişlerdi. Bu da ayın olmadığı kırsal bir yerde gökyüzüne baktığınızda içinizde tarifsiz bir çekilim hissetmenizin sebebidir. Özümüz yıldızlardan geliyor. Yukarıya bakmaya devam edin.

Neil de Grasse Tyson

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm61.jpg

AYRILIKLAR İLLÜZYONDUR

Her birimiz tek bir evrensel şuurun tezahürüyüz. Hepimizin bir olduğunu söyleyen kadim öğretide derin bir Hakikat vardır. Hepimiz birbirimize bağlıyız, sadece birbirimize değil, aynı zamanda tüm Doğaya ve Evrendeki herşeye de bağlıyız. Bu Birin Yasasıdır. Başkalarına ne yaparsanız kendinize de onu yapmış olursunuz. Doğaya olan davranş biçiminiz kendinize olan davranışınızdır. Gördüğünüz ayrılıklar kişilik egosunun bir illüzyonudur. Hakikatin doğasında (madde kainatının üzerindeki Ünite’de) düalite yoktur…

The Sacred of Geometry

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm62.jpg

DNA KODUNUN DERİNLİKLERİNDEKİ PROGRAM

Bedenlerimizin, kalbimizin ve zihnimizin her bir hücresi Dünyanın kalp atışlarıyla gelişmiştir ve ahenk içinde olmak, dünya üzerinde canlı olan herşeyi canlı tutar. DNA kodunun derinlerinde esaslı bir program vardır ki bu, bütün türlerin varlıklarını sürdürmesini ve gelişmesini sağlar.

S. Mitchell-The Sacred of Geometry

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm63.jpg

KUTSAL GEOMETRİ VE MAVİ KOPYA

Evrende tüm maddenin arka planında geometrik kodlar var. Tüm yaratılışın modelinde ve tasarımında bir tür matematiksel düzen vardır. Yaratılış gelişigüzel meydana gelmiş değildir, bir geometrik düzeni izler.

Kutsal Geometri doğada ve evrende bulunan bu tasarımları modelleri anlamaya yönelik çalışmanın adıdır. Kutsal geometri doğa tasarımlarının altında yatan mavikopyayı anlama dilidir.

Esoteric Science

DNA IŞIK FORMU YAYINLIYOR

DNA’nın bir tür ahenkli bir ışık formu yayınladığını biliyoruz, bu ışığın hücreler arasında ve hatta daha büyük organizmalar arasında bir iletişim sistemi gibi çalıştığı kanıtlandı. Bu anlamda, ışığın sanatı aynı zamanda ruhun da sanatıdır. Bu, zihnin evrende varolmasını sağlayan mekanizma bir tür system omurgasıdır. DNA tarafından emilen ve yayılan Işığın dili tüm dillerin orjinali, inisiyasyonun nihai dilidir.

Vincent Bridges Green, Language of Light

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm64.jpg

 

DNA ENERJİSİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN UYGULAMA YAPMAK GEREKİR

İnisiyasyonu en kısa tanımıyla ruhsal ve içe doğru yapılan bir yolculuk olarak ele alırsak, DNA' yı daha yüksek enerjilere çıkartmak için, kendimizi tanıma, eğitme ve dönüştürme çabaları çok önemlidir, birkaç pratik uygulamayla, DNA'nın enerjisi değişmez, buna inanmayın, sizi kandırıyorlar. Ciddi ciddi, isteyerek ve faydasını görerek uygulama yapmalısınız ki bir anlamı olsun ve sizi dönüştürsün, arkadaşlarınız sizi tanımayaz olsun, ne kadar değişmişsin desin. Herkes konuşuyor, hep laf kalabalığı, herkes tanrı, herkes bilge...

İnsanın mal sahibi, mülk sahibi nerede bunun ilk sahibi diyesi geliyor, bu kadar kolay olsaydı gezegen bu halde olur muydu? Yeni bir gayretle, aşkla, istekle içsel yolcılığa devam, yüksek dağların zirvesi, dikey duruş hakkedenlerindir.

Fulya Aykaç

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm65.jpg

 

HERŞEY FARKLI FREKANSLARDA TİTREŞEN ENERJİDİR

Tesla bunu söyledi ve Einstein kabul etti. Bilimse ispatladı. Şu artık bilinen bir gerçek ki bedenlerimiz dahil herşey farklı frekanslarda titreşen enerjilerden meydana geldi. Bu durumda ses frekansları bizi etkiliyor diyebilir miyiz? Elbette etkiliyor. Frekanslar farklı frekansları etkiliyor ve bu tıpkı birbirine eklenen farklı malzemelerin yemeğin tamamının tadını etkilemesine benziyor. Frekansların fiziksel dünyay etkileyiş biçimi Cymatics bilimi ve su hafızası gibi çeşitli deneylerle ispatlandı.

Cosmic Energy

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm66.jpg

BİLİM İNSANLARI SES DALGALARIYLA MADDEYİ HAVADA YÜKSELTEBİLİYOR VE HAREKET ETTİREBİLİYOR

Bilimadamları maddeyi havaya kaldırmak (levite etmek) ve kontrol edebilmek için ses dalgalarını kullanıyor. İsviçre’de bir grup araştırmacı küçük nesneleri havaya kaldırmak ve havada hareket etmesini sağlamak için sadece sesi kullanarak bir yöntem geliştirdi. Zürich’te İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nde (Swiss Federal Institute of Technology in Zurich) bilimadamları ultrasonik dalgaları; yani insanların duyamayacağı kadar frekansı yüksek olan ses dalgalarını kullanarak su damlalarını, kahve taneciklerini, suni köpükleri ve bir kürdanı, diğer nesnelerin arasında havada asılı kalacak şekilde tutmayı başardı, bir süre bir düzlemde hareket etmelerini ve birbirleriyle etkileşimde bulunmalarını sağladı. Bilimadamları ilk defa sesi kullanarak ve eşzamanlı olarak birkaç cismi yanyana havaya kaldırabiliyor ve onları hareket ettirebiliyordu.

Ulusal Bilimler Akademisinin Çalışmaları’nda yayınlanan araştırmada (Proceedings of the National Academy of Sciences) iki yatay yüzey arasına yerleştirilen nesnelerin aşağıda olan kısımlarının yüksek ses dalgalarını emdiği ve üst tarafının da bu emilen dalgaları yansıttığı ve böylelikle nesnenin havada yükseltilebildiği ve hareket ettirilebildiği açıklanıyor.

Evinde bir hoparlörü ve genç yaşta çocuğu olan herkes bilir ki ses dalgaları bir basınç uygular. Bu dalgalar dikkatlice yerleştirilmiş yüzeyler arasına sıçradığındaysa ayağa kalkış dalgası olarak bilinen bir dalgayı yaratabilmektedirler. Burada orjinal dalganın toplam basıncı ve onun yansıması birbirlerini iterler. Dalga boyunca en düşük genişlikte yerleştirilen nesneler düğüm noktaları olarak biliniyor ve bunlar sabit kalmaya eğilimliler. Geçmişte bilimadamları suni köpük parçalarını ve hatta böcek ve balıkları da sesi kullanarak havada yüksletebilmişlerdi. Ama şimdiye kadar kimse, havada asılı kalmaktan öte birşeyler yapması amacıyla nesneleri levite etmemiştir, hatta onları hareket ettirmek uzun sure teorik olarak imkansız kabul edilmiştir.

Çalışmanın sorumlu kişisi mühendis Daniele Foresti bir telefon röportajında, “Teorik olarak, teori ve Pratik arasında fark yoktur…” diyor, “…ama pratikte vardır”.

Spirit Science and Metaphysics-www.trunews.com

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metabilim/images/mtblm67.jpg[/TD]

[/TR]

[TR]

[TD]Çeviri: Işık Uçkun[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...