Jump to content

Küresel ısınmaya karsı biz neler yapabiliriz?


tkmelancholy

Önerilen Mesajlar

küresel ısınmaya karsı biz neler yapabiliriz?

 

-Televizyonlar bekleme konumunda bırakılmamalı.

-Doğru ışıklandırma kullanılmalı.

-Klima yerine vantilatör kullanılmalı.

-Evler ısı kaybına karşı yalıtılmalı.

-Eşyalar, radyatörleri kapatmayacak şekilde yerleştirilmeli.

-Daha az su tüketen yeni teknoloji klozetler kullanılmalı.

-Klozetlere asılan temizleme maddeleri kullanılmamalı.

-Çamaşır suyu tüketimi en aza indirilmeli.

-Akan tesisatlar onarılmalı.

-Hortumla sulama ve yıkama yapılmamalı.

-Suyu, kireç ve bakterilerden arındıran filtreler kullanılmalı.

-Toplu taşıma araçları tercih edilmeli.

-Kurşunsuz benzin tüketen araçlar tercih edilmeli.

-Aracın taşıma kapasitesi aşılmamalı.

-Uzun duraklamalarda aracın kontağı kapatılmalı.

-Tüketiciler, uzun ömürlü ürünlere yönelmeli.

-Geri dönüştürülemeyen ambalajlarda satılan ürünler alınmamalı.

-Başta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaçınmalı.

-Şişe ve kavanoz gibi cam ürünler tercih edilmeli.

-Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi ürünler yeniden kullanılmalı.

-Alışverişlerde plastik poşet kullanılmamalı.

-Cam malzemeler, organik çöplerle birlikte atılmamalı.

-Elektrik tüketimi daha düşük bilgisayar modelleri alınmalı.

-Yazıcıdan kağıt çıktısı alınması asgariye indirilmeli.

-Bilgisayarlar bekleme konumunda bırakılmamalı.

-Kullanılmayan bilgisayarlar atılmamalı.

-Evde en çok kullanılan 5 ampülü en az enerji tüketen cinslerle değiştirmek. 2.5 milyon evde yapılan bu uygulama ile 1 yılda 800.000 aracın atmosfere verdiği sera gazına eşdeğer tasarruf yapmış oluyoruz. Aynı zamanda elektrik faturamız da düşük gelecektir.

-Evlerdeki 2. televizyonları teke indirmeliyiz. Klimaların filtrelerini 3 ayda bir değiştirmeliyiz. Kirlenen filtreler hava akışını yavaşlatacağından cihaz daha fazla enerji harcayacaktır.

-Su kullanımındaki savurganlık, hem enerji tüketimini, hem de su tüketimini artırmaktadır. Örneğin, diş temizliğinde ve traş olurken musluklar mutlaka kapatılmalıdır.

-Tuvaletlerin sifonları, sızıntılara karşı gözden geçirilmelidir.

-Ekili hobi bahçenizi mutlaka küçültün. Sulama gerektirmeyen alanları büyütün. Az sulama gerektiren bitkiler dikin.

-Aracınızı hortumla değil de kova su ile yıkayın.

-Evinizde ve işyerinizde, kullanmadığınız zamanlarda, TV, radyo, bilgisayar gibi elektronik cihazların fişlerini çekin.

-Yaz aylarında evinizin güneş alan penceresine beyaz perde takın ve gün boyu kapalı tutun.

-Ağaç dikin. Her ağaç atmosferden önemli ölçüde sera gazı (CO2) emer.

-Yakın mesafelere yürüyün. Uzun mesafeler için metro ve tramvayı tercih edin.

-Tüketimi azaltın.

-Aracınızı düşük hızda kullanın. "Para sizin olabilir ama dünya hepimizin."

-Bunları en az beş kişiye anlatın.

 

 

Bunların yanında cevremize karşı bilinçli ve duyarlı olmayız. başlıca kirlilik çesitlerinden bilinçlenmeye başlayalım:)

 

HAVA KİRLİLİĞİ

 

http://aycu16.webshots.com/image/24975/2001115609712360692_rs.jpg

 

Hava kirliliği; canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve/veya maddi zararlar meydana getiren havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerindeki miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır. Bir başka deyişle hava kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir.

 

Hava kirliliğini kaynaklarına göre 3'e ayırabiliriz;

 

1 - Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği:

Ülkemizde özellikle ısınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin yaygın olarak kullanılması ve yanlış yakma tekniklerinin uygulanmasi hava kirliliğine yol açmaktadır.

 

2 - Motorlu Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği:

Nüfus artışı ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak, sayısı hızla artan motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, hava kirliliğinde önemli bir faktör oluşturmaktadır.

 

3 - Sanayiden Kaynaklanan Hava Kirliliği:

Sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, çevre korunması açısından gerekli tedbirlerin alınmaması (baca filtresi, arıtma tesisi olmaması vb.), uygun teknolojilerin kullanılmaması, enerji üreten yakma ünitelerinde vasıfsız ve yüksek kükürtlü yakıtların kullanılması, hava kirliliğine sebep olan etkenlerin başında gelmektedir.

 

 

Hava Kirliliğinin Etkileri

 

Kirli hava, insanlarda solunum yolu hastalıklarının artmasına sebep olmaktadır. Örneğin; kurşunun kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engellediği, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz yönde etkilediği, karbonmonoksit (CO)'in ise, kandaki hemoglobin ile birleşerek oksijen taşınmasını aksattığı bilinmektedir. Bununla birlikte kükürtdioksit (SO2)'in, üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri vardır. Özellikle duman akciğerden alveollere kadar girerek olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca kükürtdioksit ve ozon bitkiler için zararlı olup; özellikle ozon, ürün kayıplarına sebep olmakta ve ormanlara zarar vermektedir.

 

Sanayi, endüstri ve ısınmada kullanılan fosil yakıtlar ile ormanların tahribi ve arazi değişmesi sonucu, atmosferdeki karbondioksit miktarının %5 oranında arttığı tespit edilmiştir. Bunun ise küresel ısınmaya yol açabileceği öngörülmektedir.

 

 

Hava Kirliliğini Önlemek İçin Alınabilecek Tedbirler:

• Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması sağlanmalı,

• Evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve soba boruları temizlenmeli,

• Pencere, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli,

• Kullanılan sobaların TSE belgeli olmasına dikkat edilmeli,

• Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılarak, özendirilmeli,

• Kalorisi düşük olan ve havayı daha çok kirleten kaçak kömür kullanımı engellenmeli,

• Kalorifer ve doğalgaz kazanlarının periyodik olarak bakımı yapılmalı,

• Kalorifercilerin ateşçi kurslarına katılımı sağlanmalı,

• Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri kullanılmalı,

• Yeşil alanlar arttırılmalı, imar planlarındaki hava kirliliğini azaltıcı tedbirler uygulamaya konulmalı,

• Toplu taşım araçları yaygınlaştırılmalı,

Bütün bu etkenlerin yanında; atıkların uygun olmayan tesislerde yakılarak bertaraf edilmesinin önlenmesi, sanayi tesisi yer seçiminin yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgarlar dikkate alınarak yapılması, imar planlarında bu alanların çevresinde yapılaşmaların önlenmesi ve araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik olarak yapılması sağlanmalı, bununla birlikte; alternatif enerji kullanan motorlu taşıtlar geliştirilmeli ve özendirilmelidir. (LPG vb.)

 

 

Su Kirliliği

 

http://allyoucanupload.webshots.com/v/2001178413823649786

 

Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda

bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır.

Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları,

tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi

süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi

doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir.

Suların kirlenmesine karşı alınabilecek önlemler iki grupta toplanabilir:

(1) Su kullanımında tasarruf sağlayacak önlemler (ev idaresi, tarımsal sulama,

sanayide su kullanımı vb.).

(2) Suları temizleyen teknik önlemler.

Birinci gruba giren önlemler, atık kirli su miktarını azaltmayı öngörmektedir. Teknik

önlemler ise, suyun kirlenmesini ve kirlenmiş suların arıtılmasını sağlarlar

 

Su Kirliliğini önlemek için neler yapılmalı?

 

- su yakınlarına hayvan barınakları yapılmamalı, mezarlıklar sulardan uzak yerlere kurulmalı

- bitki ve hayvan atıkları sulara verilmemeli

- fabrikalar sulardan uzak yerlere kurulmalı

- her fabrikanın artıklarını arıtması için tesisiler yapılmalı

- yabancı gemilerin atıklarını denizlerimize dökmelerini engellemek için bu konuda büyük cezalar getirilmeli

- nükleer denemeler su kaynaklarından çok uzakta yapılmalı

- denizlerde petrol araması ve çıkarılması önlenmeli.

 

 

Toprak Kirliliği

 

http://aycu10.webshots.com/image/25809/2001113347875826023_rs.jpg

 

“Toprağın verim gücünü düşürecek, optimum toprak özelliklerini bozacak her türlü

teknik ve ekolojik baskılar ve olaylar”, toprak kirliliği veya toprak kirlenmesi olarak nitelenir.

Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilir.

Örneğin, kükürtdioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur

damlacıkları “asit yağışları” halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç

köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu

etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde

çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif

maddeler, uçucu küller, toprağı kirleten madde ve kaynaklardır.

 

Toprak kirliliğinin önlenmesi

 

Toprak kirliliğinin önlenmesi için endüstriyel atıkların toprağa gömülmesi kesinlikle önlenmelidir. Bir takım kimyasal atıkların toprağa akıtılması da engellenmelidir. İlaçlamaların ve diğer kimyasal madde kullanımlarının bilgili kişilerce ve yetkili kurumların önerisine göre yapılması gerekir.

Toprak kirlenmesi,diğer çevre sorunlarının olduğu gibi doğanın yanlış ve hor kullanılması sonucu ortaya çıkmakta,doğal dengenin bozulması ile birlikte giderek hız kazanmaktadır.

Kentleşme ve sanayileşme sonucu ortaya çıkan her türlü artık ve toprağa karışması,toprak kirliliğini oluşturmakta,ayrıca tarım alanlarının kentsel ve sanayi kullanımlarına açılması verimli toprakların kaybına neden olmaktadır. Aynı zamanda verimli tarım topraklarından tuğla,kiremit gibi yapı malzemelerinin üretimi toprak kayıplarını çoğaltmaktadır.

Diğer taraftan daha çok ürün almak için geliştirilen yeni tarım teknikleri bazı hallerde; erozyon ve tuzluluk gibi toprak kirlenmelerine yol açabilmektedir.

 

 

Radyoaktif Kirlenme

 

http://aycu12.webshots.com/image/25251/2001184521490727047_rs.jpg

 

Nükleer enerji santralleri, nükleer silâh üreten fabrikalar , radyoaktif madde artıkları

radyoaktif kirlenme yaratan başlıca kaynaklardır. Radyoaktif maddeler yaymış oldukları

elektronla hava, su, toprak ve bitkilere zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip (radyasyonlu)

hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara

ve diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizmasını felce uğratmak, organları

zedelemek gibi tedavisi olanak dışı olan hastalıklar meydana getirirler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bunları biliyormuydunuz?

 

çııÖÖçşKüresel ısınma nedeniyle 2080'e kadar 200 - 600 milyon insanın açlık çekebilir, 1,1 - 3,2 milyar insanın da susuzluktan etkilenebilir.

Yurdumuzda doğal olarak bulunan 9000 bitki türünden 3000'i sadece Türkiye'de yaşıyor.

Ülkemizde yaşayan hayvan türü sayısı tüm Avrupa kıtasında yaşayan hayvan türlerinin 1.5 katı.

Ülkemizde doğal olarak yaklaşık 120 memeli, 450 kuş, 13 sürüngen, 350 balık türünün yaşamakta ve 15 memeli,

Dünyanın büyük kuş göç yollarından ikisi Anadolu’dan geçiyor.

Ülkemizdeki toprakların üçte ikisinin su veya rüzgar erozyonu etkisi altında.

Her yıl 1 cm. kalınlığında ve Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağımızın erozyonla yok oluyor.

Bir ton kullanılmış beyaz kağıt, geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının,

Geri dönen her bir ton cam için yaklaşık 100 litre petrol tasarruf edilmiş olur.

Türkiye'de yaklaşık yılda 1 milyon ton kağıtla gereksiz yazışma yapılıyor.

Otomobilinizi hortumla yıkadığınızda yaklaşık 550 litre su harcamış olursunuz.

Bir cam şişe doğada 4000 yıl, plastik 1000 yıl, sakız 5 yıl, bira kutusu 10-100 yıl, sigara filtresi 2 yıl süreyle yok olmaz.

Büyük bir kayın ağacı, 72 kişinin 1 günlük oksijen ihtiyacını karşılar.

Dünyadaki mevcut suların ancak % 1'i kullanılabilir.

Dünya yüzeyinin % 6’sı çölleşmiş, % 29'u çölleşmek üzere.

 

 

çııÖÖçşEvsel katı atıkların % 68 ’ini organik atıklar, geri kalanını kâğıt, karton, tekstil, plastik,

Türkiye'de günde yaklaşık 65 bin ton çöp üretiliyor.

Katı atık yönetiminin üç temel ilkesi: Az atık üretilmesi, atıkların geri kazanılması ve

Uygun şekilde depolanmamış çöpler yeraltı ve yüzeysel su kirliliğine, haşerelerin üremesine,

Türkiye'de bulunan 3215 belediyeden sadece 11 ’inde düzenli depolama yapılıyor.

Atıkların özelliklerinden yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal veya

Türkiye’de çöp miktarının yaklaşık % 15-20 ’sini geri kazanılabilir nitelikli atıklar oluşturuyor.

Plastik ambalaj atıkları yıkanıp granül haline dönüştürülerek ikincil ürün üretiminde ham madde olarak kullanılıyor.

1 santimetreküp kömürün içindeki boşlukların yüzey alanı toplamı 120-180 metrekaredir

Bir Tsunami dalgası saatte yaklaşık 800 km hızla ilerleyebilir.

En hızlı yüzen balık orkinos balığıdır. Yetişkin bir orkinos saatte yaklaşık 90 km hızla yüzebilir.

Kloroflüorokarbonlar (CFC) 1974 yılından itibaren dünyada yasaklanmaya başladı.

Hamamböcekleri yaklaşık olarak 250 milyon yıldır yaşadıkları halde hiçbir değişime uğramamışlardır.

Arap Körfezi’nde yer alan deniz suyunu içme suyuna çeviren dev tesisler günde yaklaşık

Bugün dünyada yaşayan aşağı yukarı 1 milyon böcek türü vardır. Her yıl aşağı yukarı 8000 yeni tür keşfedilmektedir.

 

 

çııÖÖçşDünyadaki volkanik olayların %90’ı denizlerde gerçekleşmektedir.

Denizlerdeki tüm sular güneşimizin yaşlanmasından kaynaklanacak aşırı sıcaklıklar nedeniyle yaklaşık 1 milyar yıl sonra buharlaşacak.

En yüksek gelgitler Kanada’daki Fundy Körfezi’nde gerçekleşmektedir. Sene boyunca değişik zamanlarda med ve cezir arasındaki fark 16 metreyi bulmaktadır.

Herkes rüzgarın hareket eden hava olduğunu bilir, peki havayı hareket ettiren nedir? havanın sıcaklık değişimi...

 

çııÖÖçşYalnız İstanbul’da yılda 450.000 ton kağıt tüketiliyor. Kişi başına düşen günlük ortalama ağaç tüketimi ise 1,5kg.

Tüm dünyada her gün 400.000 hektarlık orman alanı yok oluyor. Türkiye’de her yıl 20,000 hektarın üzerinde orman alanı yok oluyor.

Türkiye’de son 40 yıl içinde 1.300.000 hektar sulakalan kurutuldu ve tahrip edildi, bu alan Van Gölü’nün 3 katından daha fazladır.

Bir biliminsanının belirttiği gibi: “Umut etmek için sebebimiz var! Biz, insanların bu olaya bakışlarını değiştirebiliriz

 

kuresel ısınmanın sonucları

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet sırada yardım alabileceğiniz dernekler:)

 

DOĞA DERNEĞİ VE KUŞ GÖZLEMCİLERİ

 

Kuş gözlemciliği, kuşlara ve doğaya merak duyan herkese açık bir hobidir. Kuş gözlemcileri kuşları izlemek için sık sık kuş gözlem gezilerine çıkar ve gördüklerini diğer gözlemcilerle paylaşırlar. Sayıları her gün artan kuş gözlemcileri kuşları izleyerek ve kayıtlarını Doğa Derneği'yle paylaşarak doğanın korunmasına katkı verirler. Kuş Gözlem Toplulukları ve Doğa Derneği, Türkiye'de kuşların ve doğanın korunması için el ele vererek çalışırlar.

 

Kuş Gözlemciliği Nasıl Yapılır?

Bir çift göz ve iyi işiten kulaklar yeterlidir. Ancak kuşlara yaklaşmak kolay olmadığından bir dürbün kuşları rahatça görmenizi kolaylaştıracaktır. Kuşların detaylı resimlerini de içeren rehber kitaplar kuşları kısa zamanda öğrenmenizi sağlayacaktır. Gördüğünüz kuşları not etmeniz ve bir kayıt defteri oluşturmanız ise zamanla elinizde detaylı bilginin oluşmasını ve düzenli gittiğiniz alanları tanımanızı sağlayacaktır.

 

Nerelerde Yapılır?

Kuşlar insan yaşamının olduğu her yerde bulunurlar. Kuş gözlemlemeye pencereden dışarıya bakarak başlayabilirsiniz, zamanla çevrenizdeki park, bahçe, koruluk ve göllere giderek pek çok kuşu görebilirsiniz. Ormanlar kuşların en yoğun bulunduğu bölgelerdir ama bu tür alanlarda kuşları görmek hiç de kolay değildir. Ağaçların yaprak ve dalları kuşları görmenizi engelleyecektir. Buralarda daha çok kuşların seslerini işitirsiniz. Sulak alanlar kuşları izlemenin en kolay olduğu alanlardır. Kuşlar karınlarını doyurmakla meşgulken bulunduğunuz yerden onları rahatça izleyebilirsiniz. Kuş gözlemeye yeni başlayan pek çok kişi bu tür alanlara çok sık gider. Bozkırlar ve açıklık alanlarsa kuşlar açısından son derece önemli alanlardır. Ama buradaki kuşlar saklanmayı çok iyi bilirler ve onları görmek için nereye bakacağınızı iyi bilmeniz gerekir. Bu tür bilgilerse zamanla kazanılır.

 

Kuş Gözlem Toplulukları

Sayıları hızla artan kuş gözlemcilerinin oluşturduğu topluluklar ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. Kuş gözlem toplulukları gerçekleştirdikleri çalışmalarla kuşların ve doğanın korunmasına katkı sağlarlar. Kuş gözlemcilerinin internet sayfası olan http://www.kustr.org adresinden bu topluluklara ilişkin detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

 

Kuş Gözlemciliği ve Doğa Koruma

Kuş gözlemcileri, tuttukları gözlem kayıtlarını "Toygar" e-grubuna ve http://www.kusbank.org sitesine girdiklerinde, bu veriler kuş türlerinin ve yaşam alanlarının korunması için temel verileri sağlamış olacak. Aynı zamanda kuş gözlemcileri önemli kuş alanlarını düzenli olarak izleyen ve takibini yapan doğa korumacılardır. Gerekli gördüklerinde bizlerle iş birliği halinde alanların savunmasını yaparlar.

 

Ayrıntılı bilgi için:

Ferdi Akarsu - [email protected]

Doğa Derneği, Kuş Gözlem Ağı Sorumlusu

 

Habitat ve Gündem 21 Gençlik Derneği

 

Habitat ve Gündem 21 Gençlik Derneği 1995 yılında gerçekleşen Kopenhag Sosyal Kalkınma Zirvesi’nde değişik, dil, din, ırk, kültür ve ulustan gençlik temsilcilerinin oluşturduğu, 100’e yakın ülkede yaklaşık 300 gençlik organizasyonunun üye olduğu Youth for Habitat Uluslararası İletişim Ağı’nın bir parçası olarak kuruldu. Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde yürütülen çok yönlü etkinliklerin yanı sıra iletişim ağının dünya sekretaryalığı görevini de sürdürmekte.

 

Dernek görev olarak aşağıdakileri gerçekleştirmeye çalışmaktadır:

Sürdürülebilir kalkınma ve sağlıklı çevre için, gençliği yapabilir kılmak,

Gençliğin hükümetler, yerel yönetimler ve iş dünyasıyla ortaklıklarını geliştirmek,

Birleşmiş Milletler zirveleri, Avrupa Birliği zirveleri ve gençliği ilgilendiren diğer uluslararası toplantıları izlemek ve gençliğin bu toplantılara katılımını artırmak ve Zirvelerde gençlik lehine kararların çıkması için katkılarda bulunmak,

Gençlik grupları arasındaki iletişimi sağlamak ve eğitim programları geliştirmek,

Yönetime katılım, gençlik ve gençlik organizasyonlarının bir araya gelecekleri meşru platformlar, liselerde öğrenci birlikleri, üniversitelerde öğrenci konseyleri, yerel yönetimlerde gençlik meclisleri oluşturmak ve bu platformların bir araya gelerek ulusal yapılanmalarını sağlamak.

 

Nasıl?

Uluslar arası düzeyden ulusal düzeye ve ulusal düzeyden uluslar arası düzeye bilgi aktarımı

Dünyadaki iyi uygulamaların incelenmesi ve yerel, ulusal düzeyde uygulanması

Dünya gündeminin yakından takibi ve gündem oluşturulması

Gençlik - sivil toplum dayanışmasının oluşturulması

Demokratikleşme sürecini sivil toplum bilincini artırarak hızlandırmak

Genç vizyonlarla toplum duyarlılığını geliştirmek

Sosyal sorunların çözümünde farklı görüşlerin birleştiği ortak platformlar oluşturmak

 

İletişim için: [email protected]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çııÖÖçşGenç TEMA

1997 yılında İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü öğrencileri toplanarak TEMA Vakfına gittiler... TEMA çalışmaları hakkında bilgi edinerek arkadaşlarına öğrendiklerini anlattılar.

2000 yılına gelindiğinde İstanbul’da 1000 Genç ve Türkiye’de bütün Üniversitelerde Genç TEMA kurulma çalışmaları hızlandı.

İ.T.Ü’ de ilk tanıtım standı açıldı ve Marmara, İstanbul, Yıldız Teknik Üniversitesi derken kısa sürede 250 kişiye ulaşıldı.. 2001 yılında Genç TEMA daha da büyüdü.

İzmir, Ankara, Gaziantep, Adana, Trabzon, Sivas, Bursa, Konya, Kırıkkale, Eskişehir derken tüm Türkiye’de örgütlenmeye başladı. 57 Üniversitede 10.000 Genç TEMA gönüllüsü oldular!

Köylülerle, çocuklarla çalıştılar, aydınlarla konuştular, örnek olmaya çalıştılar.

Genç TEMA Teşkilatı

Genç TEMA Teşkilatı; üniversiteli gençlerin erozyon ve doğal varlıkların korunması konusunda bilinçlenmelerini sağlamak, duyarlılıklarını geliştirmek amacı ile, üniversitelerde 2000 yılında başlatılan teşkilatlanma çalışmalarına devam etmektedir. Bu çalışmalar illerdeki temsilciliklerin işbirliği ile sürmektedir.

Aralık 2005 itibari ile 43 ilimizde 57 üniversitede (Türkiye’deki üniversitelerin % 75’inde) teşkilatlanılmış ve üniversitelerinde, gönüllü kaydı yaparak, standlar açarak, konferanslar düzenleyerek, eğitim çalışmaları yaparak, kamplara katılarak, projeler hazırlayarak, fidan dikimleri yaparak güçlü bir ekip oluşturmuşlardır.

Genç TEMA çalışmalarını, Genç TEMA Başkanının koordinasyonu ile Kaynak Geliştirme Sorumlusu, Organizasyon ve Tanıtım Sorumlusu, Gönüllülük Sorumlusu, Eğitim Sorumlusu, Genel Sekreteri ile yürütmektedir.

Genç TEMA illerde, tüm faaliyetlerini Temsilcilerimizle koordineli yürütmektedir.

Eğer İliniz de veya okulunuzda Genç TEMA Teşkilatı yoksa ve kurucu olarak Genç TEMA Teşkilatını oluşturmak istiyorsanız öncelikle başvuru bilgi formunu doldurup bize göndermeniz gerekmektedir

 

 

TÜRÇEK Gençlik Komitesi

 

Yeşil Adacıklar Projesi

 

TÜRÇEK olarak Türkiye genelinde ağaçlandırma çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Yürütmekte olduğumuz Yeşil Adacıklar Projesi kapsamında gerçek yeşil adacıklar oluşturarak, biyolojik çeşitliliğe katkı sağlamak ana hedeflerimiz arasındadır. Ayrıca canlılar için sığınma, beslenme, barınma, insanlar için nefes alma ve doğa ile buluşma alanları yaratılması hedeflenmektedir. Bu projeyle, küresel ısınmaya neden olan karbondioksit salınımının ve toprak erozyonunun azaltılmasına da katkı sağlanacaktır.

 

TÜRÇEK tarafından yürütülmekte olan Yeşil Adacıklar Projesi kapsamında okullarda ormanlar ile ilgili eğitimler verilerek, dikim şenlikleri düzenlenmektedir. Çocuklarımıza küçük yaşlarda orman sevgisini aşılamak ve onları bu konuda bilinçlendirmek hepimizin görevi olduğu gibi TÜRÇEK de bu görevi üstlenmiştir.

 

Yeditepe Hastanesi bünyesinde doğan bebeklere özel yapılacak olan bebek hatıra ormanı karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak başlamıştır.

 

İletişim için: [email protected]

 

 

cevremiz giderek büyük tehditler altında.küresel ısınma ve bilincsiz davranışlar sonucu onümüzdeki 100 yılda ne olacağı şüpheli..hiç olmazsa kendi aramızda bilinclenelim diye düşündük.ve tkmelancholy ile böyle bir konu acmak istedik..ilginize tesekkurler

 

yaşama destek olun çok geç olmadan....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ne yaparsak yapalım...ip kopmuş artık arkadaşlar,yani tüm bunları herkes uygulasa bile çok az bi gerileme kaydedilmiş oluncakmış..bunla ilgili bi başlık açmıştm bilim adamlarının açıklaması var.yinede güzel çalışma duyarlılığınızdan ötürü tebrik ediyorum ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ne yaparsak yapalım...ip kopmuş artık arkadaşlar,yani tüm bunları herkes uygulasa bile çok az bi gerileme kaydedilmiş oluncakmış..bunla ilgili bi başlık açmıştm bilim adamlarının açıklaması var.yinede güzel çalışma duyarlılığınızdan ötürü tebrik ediyorum ;)

 

cok haklısın gercekten ip kopalı cok oldu...ama ne kadar kurtarabilirsek. sonu ne kadar geciktirebilirsek... belki bir kaç yıl kurtarırız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sana katılmak isterdim negatif, ama keşke zararın bir yerinden dönebilsek..

Çok kaybettim bu konuda inancımı, ne olacak, nereye varacak, hem merak ediyor hem üzülüyorum.

 

İçler acısı.

 

 

Ama doğa hep kazanır, mesele insan şu anda. Yüzlerce yıl süren bir silkeleniş ve toparlanış keşke biz insancıklar için de bu kadar kolay olsa.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

20 yıl once sapanca da yapılan bir agaclandırma calısması..sımdı o calısmanın yerinde cok güzel agaclar var.20 yıl belki bizm icin uzun süre.belki bir orman olusturmak 100 yılı bulacak.ama unutmayın bu gezegende sadece bizler yaşamayacagız.her zaman umut vardır..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eymir golu kendi haline birakilirsa hemen hemen hic insan eli degmemis haline donmesi 50 yil surecekmis..

 

tum fabrikalar kapansa cok magaramsi bi hayat yasamaya baslasak o zaman biseyler olabilir.. ama.. :ermm:.. sanmam kimsenin kendi hayatindan bu fedakarligi yapacagini..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

20 yıl once sapanca da yapılan bir agaclandırma calısması..sımdı o calısmanın yerinde cok güzel agaclar var.20 yıl belki bizm icin uzun süre.belki bir orman olusturmak 100 yılı bulacak.ama unutmayın bu gezegende sadece bizler yaşamayacagız.her zaman umut vardır..

 

her zaman umut vardır:clapping:

 

sonu ne olursa olsun.. kendi adımıza bize düşen neyse hakkıyla yapalım...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eymir golu kendi haline birakilirsa hemen hemen hic insan eli degmemis haline donmesi 50 yil surecekmis..

 

tum fabrikalar kapansa cok magaramsi bi hayat yasamaya baslasak o zaman biseyler olabilir.. ama.. :ermm:.. sanmam kimsenin kendi hayatindan bu fedakarligi yapacagini..

 

kimseden kendi hayatından kısıtlamalar yapılsın istenmiyor.sadece daha büyük bir dikkat isteniliyor.doğal hayatın insan eli degmemiş duruma getirmek sacma olur.doğa sürekli kendi kendini yenileyebilen bir varlıktır.aşırıya kacıp müdahele edilmediği sürece.belki şu anki konumumuz itibariyle büyük hedefler belirleyemeyiz.ama hic olmazsa içki şişelerimizi denize atmayız,yere cop atacagmıza cop kutusu bulana kadar cebimizde tasırız,yasadığımız cevrenin de bizi karşılıksız sevenbir canlı oldugunu unutmayız...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bence önce insanları özellikle gençleri bi güzel pataklayıp zorla bilinçlendirme insanlar tamamen kafayı yemiş durumdalar herşeyden banane diyorlar en ciddi konuları bile dalga konusu yapmaya çalışıyorlar küresel ısınmaya karşı bırakın tasaruffu adam sırf espri yapıpta salak durumuna düşmek için gider suyu dalgaya kullanır herneyse ben yine uzattım:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaa off be abicim işte böyle insanlıktan ve böyle düzenden nefret ediyorum yaa,insanlar gerçekten ya çok salaklar yada çok başı boşlar yaa zaten küresel ısınma olsun savaşlar olsun ne geliyorsa başımıza israftan gelmiyor mu israf bence ne geliyorsa israftan geliyor ve kimse buna bir dur demiyor ,herkez israf sonucu ortaya çıkan felaketlerden şikayetçi ama kimse bunu önlemek adına birşey yapmıyor kendileri israf ederler küresel ısınmaya bir yarar sağlarlar sonrada kendileri aman küresel ısınma aman dünya yok olacak diye ağıt yakarlar yani kendi sonlarını kendileri getirirler sonrada kendileri ağlarlar.Heryerde aman israf etmeyin aman yapmayın aman etmeyin diye bağıranlar asıl israfı yapan kişilerdirde haberleri yoktur,hiç düşünemezlerki o yaptıkları israflar hem 3.dünya savaşını hemde küreel ısınma bir diğer deyişlede dünyanın sonu felaketini getirir hep şunu düşünürler aman benim harcadığım 2 gram suylamı dünya mahvolur hep böyle yaparsan bu birikir ve çıkacak souçlara azın açık kalı,suyu israf etme,zamanı israf etme,yemekleri israf etme,havayı kirletme,etrafındaki canlılara zarar verme,elektiriği boşa harcama,ve en önemlisi tüm dünya elle verip bir kardeşlik sağlanmalı ama bunşların olabilmesi için kimse birşeyler yapmıyor ki bu imkansız değil insan isterse herşeyi başarır ama bunun için çaba gösteren yok heberlerde bas bas bağırırlar ama hiçbirşey yapmazlar.

İnsanlar!Kendi dünyanızı kendi ellerinizle yok ediyorsunuz kendi sonunuzu kendiniz hazırlayıp geride kendiniz ağlıyorsunuz...yapmayın böyle elle verinde birşeyler yapalım artık ama ne çare herkez bir telden sonrada aman dünya vah dünya....nediyimki bence eğer 3.dünya savaşıda sırf su için çıkacaktır hiç kimse bişey yapmıyor neden!nediyimkii artık budur yanii...

SÖZÜM MECLİSTEN DIŞARI YARASI OLAN GOCUNUR!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...