Jump to content

Hakan Günday


Jessica

Önerilen Mesajlar

Hakan Günday 29 mayıs 1976'da Yunanistan'ın Rodos Adası'nda doğdu. İlkokulu Brüksel'de bitirdi. 1994 yılında Ankara Tevfik Fikret Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü'ne girdi. Bir yıl sonra Brüksel'de bulunan Universite Libre de Bruxelles'in Siyasal Bilimler Bölümü'ne kaydoldu. Ama, yine bir yıl sonra, yeniden Ankara'ya döndü ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'ne yazıldı. Halen bu üniversitede öğrenci. İlk "Kinyas ve Kayra" Om Yayınları tarafından yayımlanan (2000) Hakan Günday, İstanbul’da yaşıyor.

 

 

http://www.dogankitap.com/images/yazarResimleriBuyuk/HakangundayB.jpg

 

KİNYAS VE KAYRA

96.jpg

(ilk türk yeraltı edebiyat romanı olarak tanımlanır)

 

Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omuzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ama hayattayım.

 

 

 

Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti."

 

PİÇ

http://www.ilknokta.com/img/Metas/p/975293134-0.jpg

(cidden okuduğum en çarpıcı romanlardan biridir.)

 

Piçlerin çocukları olmaz.

Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir.

Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır.

Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir.

Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır.

Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki suçlu, ancak piçlik meşrudur. Piçler düzensiz hayatlarında düzenli olarak içki içerler. Belli sayıdaki kadehten sonra sarhoş olup sızarlar. Sızdıkları yerin adı huzurdur.

 

 

 

Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır.

 

 

 

Piçler insan öldüremedikleri, ağır suçlar işleyemedikleri, korkak ve hain oldukları için yaşadıkları yerleri zorunlu kalmadıkça terk edemezler.

 

 

 

Piçin davranış ve tercihlerini sadece bir başka piç kabul edilebilir olarak değerlendirir ve "Neden?" diye sormaz. "Neden" sorusu piçliği yok eder.

 

 

 

ZARGANA

http://www.ilknokta.com/img/Metas/z/975293007-7.jpg

 

 

(Yalın diliyle Karmaşık dünyayı Yorumladığı sölenir.)

 

Kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. Anlam aramak boşunadır ve her şeyin "hiç"e dönüşmesi gerekir. Henüz on ikisinde Berlin'de dört kişinin tecavüzüne uğrayan Zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. Ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp "hiç"e yaklaştıkça kendisine döner; aşık olur. Parçalanmış benliğini onarmak için, başkalarının oynadığı bir "hayat oyunu"nu sahnelemeye koyulur..

Türk edebiyatında şimdiden farklılığını kanıtlamış olan Hakan Günday, Zargana'da bunca karmaşık bir öykünün altından yalın ve duru bir anlatımla kalkıyor. Hayat, varlık, hiçlik, oyun, zeka, kudret ve acizlik arasında gidip gelen bir metin.

 

MALAFA

http://www.ilknokta.com/img/Metas/m/975-293-385-8.jpg

 

 

(okumadığım tek kitabı)

 

"Topaz Jewellery Center evrenin en büyük kuyumcusudur. Temeli Kapalıçarşı'da, çatısı Antalya'dadır. Çatının altında dört kat yatar. Her biri yedi yüz metrekaredir. Topaz'ın penceresi yoktur. Havalandırma sistemi eşsizdir. Bina, var olmayan bir ülkenin büyükelçiliğine benzer, içine adım atıldığında Türkiye'den çıkılır. Dışarıdan Kabe'ye, içeriden ana rahmine benzer. Topaz, üç delikli bir kasadır. Her deliğin şifresi farklıdır. Birinci delik ana giriştir. Ön cephenin balina grisi rengindeki duvarı, hayat geçirmez camdan üretilmiş kapılar taşır. Girerken yüksek, çıkarken alçak görünmesinler diye doğu cephesinde ikizleri vardır. Topaz'ın ikinci deliği doğu cephesindeki siyah camdan kapılardır. Binanın bağırsağına denk düşen arka cephedeyse duvarla aynı renkte tokmak taşıyan balina grisi demir bir kapı vardır. Topaz'a giren birinci deliği, çıkan ikincisini kullanır. Çünkü Topaz'a girmiş olan turistle, girecek olan turist karşılaşmamalıdır. Topaz'da çalışansa girip çıkmak için, duvara gömülmüş, görünmez delikten geçer. Topaz Jewellery Center, evrenin en büyük kuyusudur."

 

 

 

AZİL

http://www.dogankitap.com.tr/images/kapakResimleriBuyuk/azilB.jpg

 

 

(böle bir kurgu böle bir hikaye böle bi karakter yok yahu)

 

deha ve delilik arasında seyreden bir hayat...

"önemli olan, tanrı'nın bir enstrüman yaratmış olmasıdır. insan denen bir enstrüman. ancak yarattığı müzik enstrümanını çalamayan bir usta gibi, tanrı da insandan doğru sesi çıkaramamıştır. bu yüzden, tanrı hariç bütün güçler insanı çalmış ve özellikle de şeytan en güzel melodilerini onunla bestelemiştir."

 

 

sahip olduğun her bilgi, içinde çürüdüğün bir hücredir.

 

 

azil, içinizdeki derin uçuruma; düşünme, fark etme ve görme uçurumuna düşmek için bir fırsat. ayaküstü düşebilirseniz ne âlâ! aksi takdirde hakan günday'ın bir sonraki romanını bekleyecekseniz...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet aynen katılıyorum Kinyas ve Kayra'ı okumamış kimse kalmasın istiyorum!Hmm bide Hakan Günday'ın kitaplarını bitirenler (biraz daha ağır bir kitap ama) Onun etkilendiği celine'nin Gecenin Sonuna Yolculuğu Okuyabilir.Benim favorim KKden sonra Azildir kurgusuna hayran kaldım :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

AZ önce google dan hakan gunday ı aratıyordum ki kindimi ziyaretçi olarak konunun içinde buldum:)

 

bu hoş bi durum oldu bunu paylaşmak istedim...

 

hakan günday hakkında bilgi arama sebeb,im bir türk rapçi kayra dır..

hakan gündaya olan hayranlığı ilgimi çekti ..kendisine de ben hayran olduğum için aramaya koyuldum bu adamı..

 

neyse fark etmiş olacağınız üzere adına kayra diyecek kadar seviyor yada hayranı ..kendisi için hocam diyor..

Konu için teşekkür ederim iyi hissettim okurken :)

konu da sadece bu söz;

sahip olduğun her bilgi, içinde çürüdüğün bir hücredir.

yeterli oldu ..

 

TEŞEKKÜRLER

 

***

Mesajınız editlenmiştir.. Lütfen her konuya bir rap şarkı sözü biçmeyelim.. Hadi biçtik bari link vermeyelim.. Burası edebiyat bölümü , müzik linkleri için lütfen müzik bölümüne.. Ayrıca dilimize hakim olalım , argo bulandırmayalım.. Forum kurallarını okumadıysak tekrar bir bakalım..

- siLent coRpse..

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biraz önce bitirdim Zargana ' yı.. Okuduğum ilk kitabıydı.. Bir senedir adını duymama rağmen ertelemiştim okumayı.. Gerçekten büyük kayıp olduğunu anladım bitirdiğim zaman.. Yeraltı edebiyatının Türk temsilcisidir Hakan Günday.. Kurgusuna , dilinin yalınlığına , konuyu farklı noktalardan alıp birleştirişine hayran kalabileceğiniz bir yazar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

P*ç üzerine ;

 

''Senin en güvendiğin anda ihanet edendir 'P*ç', sahip olduğu fırsat, bilgi ve yeteneği harcayandır. Kimi hayatı boyunca piçtir. Kimi de hayatının bir döneminde. P*çlik zarar verici bir özelliktir. Birçok insandan daha kırılgandırlar, çünkü kendilerini yalnız hissederler. İnsanların arasına karışmış casus gibidirler.''

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Özellikle baslık icin tesekkürler.Foruma gerekliydi.Zargana alıp bitiremedigim Kinyas ve Kayra'da daha baslayamadıgım dolayısıyla Hakan Günday'da hakkında cok sey bilmedigim bir yazar.Bu sebeple paylasım ilac gibi geldi.

 

okuduğun için ben tşk ederim. p.ç'le başlamanı tavsiye ederim..:thumbsup:

 

 

hakan günday askerdeymiş gelmiş olması lazım şu sıralar.. gecenin sonuna yolculuk kitabına aşık bu adam askerlikten sonra nasıl bir kitap yazıcak çok merak ediyorum doğrusu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"... Böylece, Tanrı'nın şeytana içini dökmesinden insan doğdu. Böylece, ışığın karanlığı delmesinden ve döllenmesinden sen doğdun. Böylece sen loş oldun. Bazen aydınlandığını, bazen de karardığını sandın. Ancak hangisinin sen olduğuna asla karar veremedin. Ne kötüsün ne de iyi. Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerini gerçekleştirebilirsin. Düşünce şeytandan, davranış Tanrı'dandır. Hangi düşüncenin davranışa dönüşeceğine karar veren ise insandır."

 

Azil

_______

 

"Bir kitap okumuştum. Adını hatırlamıyorum. İçinde bir domino teorisi vardı. Domino taşlarını bilirsin. Önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. Ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. Ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. Zincirdeki domino taşı sayısı tek. İki uçtan birbirini yıkarak ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. Ortadaki taş aynı anda, aynı güçte iki darbeyi, iki tarafından aldığı için ayakta kalıyor. Bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. İşte roman böyle bir şeyi anlatıyordu."

Afgan önce bir sürü soru sormayı düşündü. Sonra vazgeçti. Hakan konuşmaya devam etti. Ancak bu kez içinden. Kimseyi rahatsız etmek istemedi: "Domino taşlarından oluşmuş zincirin bir ucu geçmiş, diğer ucu gelecek. Yıkılıyorlar teker teker ve şimdi ki zaman kalıyor ayakta. Geçmiş ve gelecek sıkıştırdığı için, ayakta kalan sadece şu an. Şimdiki zamana mahkum olmuş insanlar. Hareket edemeyen o domino taşı gibi felç geçirmiş insanlar. Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var. Her saniye içimde hissettiğim geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekle dolu aklımla donup kaldığımı görüyorum. Bütün heykeller gibi ben de sadece zaman içinde hareket ediyorum. Yani yaşlanıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Tabii her anın içinde üç zamanı da yaşayarak yaşlanıyorum ve bu beni delirtiyor. İnsanın üç zamanlı bir canlı olmasından nefret ediyorum. Aynı anda geri, park ve ileriye takılmış otomatik vitesli bir arabanın motoru ne gürültü çıkarabilirse, bin katını ben her saniye aklımda duyuyorum."

 

P*ç

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Zargana'yı okudum. Yeraltı edebiyatından ziyade piskolojik bir kitap gibi de geldi bana. Bu arada Günday'ın en sevdiği yazar Ryu Murakami. Ve Günday'ı sevenlere Murakami okumalarını tavsiye ederim.

schizophrana tarafından düzenlendi
Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben hayata değil, ama ölüme inandım. "Hayat yok ama ölüm var!" dedim kendime. Ve boşalmanın, seks ne kadar uzun sürerse o kadar zevkli olduğunu düşünerek, hayat ne kadar sürerse ölümün de o kadar muhteşem olacağına inandım. Ve elimden geldiğince hayatla sevişmemi uzatmaya çalışıyorum. Tek kurtuluşum bu. ''Hakan GÜNDAY''

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kinyas ve Kayra elimde.. Kimi yerlerde ciddi ciddi sinir oluyorum yazara, şiddetle karşı çıkıyorum fikirlerine, sonra okumayı bırakıp düşündüğümde kendimi ona hak verirken buluyorum. Bu, okuma sürdükçe devam ediyor. : )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten onu ''anlayan'' okurlarının imza günlerine ya da TV programlarına vs. katılmayacağını, gerçek okurlarıyla asla tanışamayacağını söyleyen yazar. Kelimelere dökemediğim zihinsel kusuntularımı, roman haline çevirip tek bir kitapta toplamıştır. Aslında Hakan Günday hakkında 2 gün 2 gece aralıksız konuşabilirim. Edebi kariyerinin zirvesini yayınladığı ilk kitap olan Kinyas ve Kayra'da okuyucularına sunduğu için bundan sonra ne yazarsa yazsın hep Kinyas ve Kayra'ya oranla daha eksik, daha olmamış olarak göreceğim. Yaşamaya devam edebilmek için popüler kültüre ayak uydurmanın gerekli olduğunu düşünmüş olacak ki, son zamanlardaki hal ve davranışları hiç hoşuma gitmemektedir ayrıca. Fakat her ne olursa olsun, Hakan hep ''O'' olarak kalacaktır ''az olan taraftakilerin'' zihninde.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hakan, 17 yaşından beri seni anlamak için ve seninle alakalı net düşüncelere sahip olabilmek için düşünüyorum...

Nasıl bir şeysin sen.

Yeryüzündeki hiçbir insanın üzerine bu kadar çok düşünmemiştim.

Ve hiçbir insan beni bu kadar yormadı düşünürken.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

daha bu adamı okumuş değilim . Üstünkörü natal haritasına baktım .benlik ve benlikdışı .Bilinç ve bilinçdışı arası çizgileri çok şeffaf . Neptünyen biri öncelikle gizemli . Bir üzerinde çalışıp sitede yayınlayacam sanırım. Kitaplarını da okuyaraktan . Vizelerden sonra :)

 

Kendi metodumla .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hakan günday okumadıgım icin kendisi hakkında yorum yapamayacagım fakat kinyas ve kayrayı yeraltı edebiyatının ilk romanı olarak tanımlayanlar resmen yeraltı edebiyatı hakkında hicbir sey bilmiyorlar. Yeraltı edebiyatını severek okuyan birisi olarak söyleyebilirim ki Travesti pinokyo gibi eserler taaa 90lards yazılmıs yer altı edebiyatı eserleridir. Hatta suan hatırlayamadıgım daha oncedi de var...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...