Jump to content

Acıma duygusunun Dualitesi ..


sidar

Önerilen Mesajlar

Nietzche ;

 

Acıma, yaşam duygusunun erkesini artıran gerilim verici duyguların karşıtı bir duygudur: çöküntü verici bir etkisi vardır. Kişi, acıma duyduğunda, gücünden yitirir. Acıma yoluyla, zaten acı çekmenin kendisinin yaşama getirdiği güç eksilmesi, yoğunlaşır, çeşitlenir. Acı, acıma yoluyla bulaşıcı hale gelir; bazı durumlarda, acımayla, neden birimleri ile çarpık bir orantı oluşturan bir toplam yaşam eksilmesine, yaşam erkesi eksilmesine ulaşılabilir (— Nasıralı'nın ölümünde, olduğu gibi), ilk bakış açısı bu; ama daha da önemli bir açı var. Acımanın, doğurageldiği tepkilere göre ölçüldüğünü düşünürsek, yaşam için taşıdığı tehlikeli nitelik daha da açık bir ışığa çıkar. Acıma, gelişmenin yasasını, seçi yasasını büyük çapta etkisiz kılar, çeler Batıp

gitmek için olgunlaşmış olanları ayakta tutar, yaşamın bozuk kalıtımlılarının, sonu belirlenmişlerinin yararına kendini ayakta tutar, yaşar tuttuğu her tür nasibi kıtın bolluğuyla da, yaşamın kendisine karamsar, sorunsal bir görünüm verir. Acımaya bir erdem demeye kadar vardırılmıştır iş (—oysa her soylu ahlakta zayıflık olarak görülür—); daha da ileri gidilmiş, acıma, erdemin ta kendisi, bütün erdemlerin temeli ve kaynağı kılınmıştır, —tabiî, hep göz önünde tutulması gerekir ki, bu, nihilist bir felsefenin bakış açısından yapılmıştır, kalkanına yaşamın yadsınmasını kazımış bir felsefenin. Schopenhauer tam ortamındaydı bu noktada : yaşam, acıma yoluyla değillenir; değillenmeye değer kılınır —acıma, nihilizmin pratiğidir. Yeniden söyleyelim: bu çöküntü verici ve bulaşıcı içgüdü, yaşamın ayakta durmaya ve değer - yükselişine yönelik içgüdülerim çeler, siler, etkisiz kılar: böylelikle sefillerin koruyucusu olduğu kadar sefaletin çoğaltıcısı olarak da décadence'ın yükselişinin temel bir gerecidir, —acıma, hiçliğe inandırır!... «Hiçlik» denmez tabiî buna : «öte» denir, ya da «Tanrı», ya da «Hakiki Hayat» denir, ya da Nirvana, Kurtuluş, Kutsanmışlık...

Bedri Ruhselman ;

 

Başkasına acımayan insan, her şeyden önce, kendisine acınacak biçaredir. Acımayan insan, sevemez. Acımayan insan, fedakar oIamaz. Acımayan insan, yararIı oIamaz. Acımayan insan, duyguIanamaz, içIenemez. DuyguIanamayan, içIenemeyen insan, güzeIIiği biImez, sanattan anIamaz.

 

 

AsıI ruh kudreti, başkaIarının acıIarı karşısında etkiIenip üzüImemek, başkaIarının aIeyhinde seyreden oIayIara karşı koyma zahmetinden kurtuImak için kıIını kıpırdatmamak değiI, başkaIarının kurtuIuşu uğruna kendi aIeyhinde seyreden oIayIar karşısında zerre kadar kıpırdamamak ve onIara zevkIe göğüs germek, dayanabiImektir.

 

Arthur Schopenhaur ;

 

Bu adam merhametin kaynağını ; Acıma duygusunun oluşturduğunu , merhametinde ahlakın temeli olduğunu düşünüyordu . Schopenhaura göre insan başka bir insanın sürekli sahip olduğu maddi ve manevi imkanlara bakarsa eğer ona daima kıskançlık hissedecek ve düşmanlık besleyecekti . İnsanın Ahlaklı olabilmesi için daima başka insanların acılarına ,eksikliklerine , İhtiyaçlarına ve olumsuz duygu durumlarına odaklanması gerekiyordu . Ama insanlara sahip olan Aşağılık- Üstünlük komplekslerindeki iki uç arasında sürekli kısır döngü oluşturan bir Kara Bulut varken bu imkansıza yakın birşeydi ...

 

Önce bu üç adamı inceleyip sonra kişisel yorumları yapacam ;

 

Nietzche : Sosyal Darwinizmci ekolün bakış açısından yorumlamıştır acıma duygusunu , Acıma kudrete yönelik müteveccih olan iradenin ve içgüdülerin uzun süre içe yönlendirilmesinden ve bastırılmasından kaynaklanan kronikleşmiş ve kolera gibi insanlara bulaşan bir sendrom ve decadance bir duygu durumuydu . Sefilliğin yaratıcısı ve güçlendiricisi olduğu kadar , Sefaletin çoğaltıcısıydı . Yozluğun bir belirtisi olduğu gibi , bu yozluğun en uç isteminide katolik hristiyanlık temsil ediyordu .

 

Açıkcası başlığa bakmamız gerekirse dualite kavramından söz ediyorum . Yani acıma durumunda da bir dengenin ve objektif bir kanaatkarlığın olması konusunda hem fikirim . Nietzchenin soykütüğünü çıkarmak lazım ilk önce , ama Hristiyan rahiplerin : bu acı duygusu konusunda insanları nasıl sömürdüğünü ve kendi oluşumu , gücü için nasıl manevralarla kullandığı konusunda Nietzche ile hem fikirim . Nietzchenin bu dengesiz ve tek yönlü yorumlarını : onun benmerkezci nörotik bir yapıya sahip olmasına , Hayatındaki çoğu şeye hükmedememiş olmasına ve fanatizm eğilimli felsefi bir zihne sahip olmasına bağlıyorum ...

 

Schopenhaur ve ruhselman: darwinizmci bir varoluşçuluktan ziyade , ruhsal ve toplumsal bir birlikteliğin ,uyumun söz konusu olduğu spiritüel bir varoluşçuluğun bakış açısından yorumlamışlardır bu duyguyu . Tabi schopenhaurun pesimist tarafının ağır bastığı aşikar .

 

Benim yorumuma geleceksek acıma duygusu : Bir üst boyutta olmanın , yargı ve yetki gücünün herhangi bir güç ile sınırlandırılmadığı bir durumda olmanın , insana verdiği ayrıcalık ve özerklik durumundan kaynaklanan bir koruma ve güven ilişkisi içerisinde kendisine yükümlü bırakma dürtüsünden ve bunun temelinde Korkunun verdiği içgüdüden kaynaklanıyor . İnsanın en güçlü içgüdüsü korkudur , Ne yapacağımızı söyleyen : hazlar ve acılarla karşılaşma durumu ve kaygı anksiyetisidir .Evrende bana göre aşk veya sevgide yoktur : Çifleşme , Çoğalma ve bağımsızlaşma dürtüleri , kompleksleri vardır . Toplumda : yaşlı , Hasta , ve zeka yönünden zayıf insanlara acıma duygusu hissederiz . Çünkü burada biz bir üst boyutta olduğumuz algılarız . O insanlar bizim korkularımızı sahiplenmişler ve bunu bizim yerimize taşıyorlardır. Korkularımızla yüzleşebildikleri için hasta , yaşlı ve acınası insanlara karşı müteşekkür hissederiz kendimizi . O insanlara acıyarak ve yardımda bulunarak , Doğanın bize verdiği korkudan kaynaklı savunma içgüdülerimizi karşılıklı olarak tatmin ederiz . Bakınız ben hala güçlüyüm ve iyilikte bulunuyorum duygusunu yaşamak isteriz .

 

Neyse aslında şu cümle birçok şeyi açıklıyor benim zihnimde : Kendine yapılmasından hoşlanmayacağın bir şeyi başkasına yapma . Doğa , Evren , Sistem belkide var olan herşey ; büyük enerji küçük enerjiyi yutar prensibi ile hareket etmekten ziyade , bu prensibe göre hareket etse . Acıma , merhamet yada başka bilmemne şeyler , Gerek olmayacaktı bunlara . Lakin dualitenin hakim olduğu evrende acımada , acımasızlıkta her daim varlığını sürderecektir ..

 

Sidar ....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...