Jump to content

tkmelancholy

Önerilen Mesajlar

1.NEOKLASİZM

Sanatta yeniden ilkçağ unsurlarının ön plana çıkması anlamına gelir. Bu dönemde, eski Yunan ve Roma tarzı tekrar canlandırılmıştır. Bu akım özellikle Barok Sanatı’nın aşırı süslemeciliğine duyulan bir tepkidir. Neoklasik resim : Yeni tarzın teknik özellikleri, ışığın getirdiği etkilerden uzak, perspektif ve derinlik aramayan, arka plana ağırlık veren -keskinleşen- çizgilerdir. Bu akımın en büyük ustası Jacques Louis David’dir.

 

58.jpg

 

2.ROMANTİZM

Romantizm’de sanatçı doğrudan kendisine yönelmiştir. Duyguları, iç dünyası, kendi gücü onun tek kaynağıdır. Bu akımda sanatçının bireysel olarak kendini yorumlaması, kişiliğinin duygusal yanını en iyi biçimde anlatabilmesi onun başarısıdır. Bu akımın en önemli sanatçıları Fransisko Goya, Teodore Gericault, Eugene Delacroix’tir.

 

5.png

 

3.REALİZM

En önemli özelliği, gerçek olanı, gözle görülüp elle tutulanı tıpkı bir ayna gibi ifade etmesidir. Realist sanatçı Courbert “ Ben hiç melek resmi yapmadım, çünkü hiç melek görmedim” demektedir. Realist akımın izleyicileri, bir sanatçının zengin ve görkemli dünyasını tasvir etmek yerine dünya gerçeklerini gözler önüne sermişlerdir. Bu akımın öncüleri Courbert, Corot, Millet ve Honore Daumier’dir.

 

59.jpg

 

4.EMPRESYONİZM

İzlenimcilik anlamına gelen empresyonizmde sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim yapma olarak tanımlanmaktadır. İzledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık yansımaları arasında kaybolmuştur. En önemli temsilcileri Manet, Monet ve Renoir’dir.

 

6.png

 

5.POST EMPRESYONİZM

Empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Bu akımın temsilcileri ışık oyunlarıyla oluşan gelişigüzel kompozisyonları tekrar düzene koyarlar. Van Gogh, Paul Gaugin, Cezanne ve Seruat bu akımın önemli sanatçılarındandır.

 

60.jpg

 

6.FOVİZM

19. yy ikinci yarısında sanata bakış açısı tamamen değişmiştir. Artık sanatçının eserine özgürce sahip olma düşüncesi egemen olmaya başlamıştır. Fovizm’de çiğ ve sert renkler kullanılması bu akımın başlıca özelliğidir. Resim elden geldiğince sade ve temiz boyalıdır. Önemli sanatçıları Henri Matisse, Brague ve Derain’dir.

 

http://img177.imageshack.us/img177/3885/fovizmci9.jpg

 

7.KÜBİZM

Fovizm’den kopan sanatçıların oluşturduğu bir akımdır. Üçüncü boyutu tuvalin üzerine perspektif olmadan getirebilmesi temel özelliğidir. Cisimler parçalanır, öne arkaya katlanır, açılır. Pablo Picasso bu akımın en önemli öncüsü olmuştur.

 

http://img249.imageshack.us/img249/6672/kbizmaf8.jpg

 

8.FÜTÜRİZM

20. yy başlarında, Kübizm’e tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu akım çok az sayıda ressam tarafından benimsenmiştir. Dış dünyayı bir tarafa bırakarak tamamen iç dünyayı tuvale aktarır. Savaşların, hızlı makineleşmenin insanın iç dünyasını, duygularını nasıl etkilediği bu resimlerde rahatlıkla izlenebilir. Umberto Boccioni bu akımın öncülüğünü yapmıştır.

 

61.jpg

 

9.EKSPRESYONİZM

Dışavurumculuk anlamına gelen bu akım empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Ekonomik sorunlar, siyasi karışıklıklar, sosyal dengesizlikler sanatçiları ekspresyonizme doğru itmiştir. Bu akımın en ünlü sanatçısı Edward Munch’tır.

 

62.jpg

 

10.SOYUT RESİM SANATI

Non-figüratif, Abstre, Non-objektif gibi isimlerle de bilinir. Doğuş yeri Fransa’dır. Soyut resimde, ışık ve rengi kullanarak kompozisyon oluşturma esası vardır. Sanatçılar iç dünyalarını ya da herhengi bir objeyi tuvale aktarırlar. Jackson Pollock, Joseph Albers soyut resim sanatının önemli sanatçılarındandır.

 

63.jpg

 

11.METAFİZİK

Varlığın, en genel prensipleriyle, temelindeki ilk nedenleri araştıran bir disiplin anlayışıdır. Fütürizm’in hareketlilik anlayışına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Resim sanatında hareketliliği reddeder. Sanatçı, akılcılıktan ve mantıktan uzak, tamamen düşlerden oluşan kompozisyonlar oluşturur. Öncüsü Georgia da Chirica olmuştur.

 

64.jpg

 

12.DADAİZM

İsmini Fransızca ‘tahta at’ sözcüğünden almıştır. Bu akım sanatçıları alışılagelmiş resim tekniklerini bırakarak gündelik kullanılan kağıt,ağaç gibi eşyaları birbirleri ile birleştirerek ilginç eserler ortaya koymuşlardır. İnsanlığı karamsarlığa, karmaşıklığa, ümitsizliğe iten I. ve II. Dünya şavaşları akımın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Akım, çocuksu heyecanlarla akılcılığı reddeder. dadaistler için mantık sorularının sorulmadığı anlık duyguları yakalamak önemlidir. Hans Arp ve Marcel Duchamp önemli temsilcilerindendir.

 

http://img251.imageshack.us/img251/14/dadaizmmf7.jpg

 

13.SÜRREALİZM

II. Dünya savaşından sonra ortaya çıkan bu akım gerçeküstücülük olarak ta adlandırılabilir. Sürrealistler, Freud kuramını sanatla birleştiren ve ilk uygulayanlar olmuşlardır. İnsanın bir anlamda anlık ruhsal çelişkileri, karşı çıkmaları ve buna benzer tepkileri sanata yansımış, sonuçta bu akım doğmuştur. En güçlü temsilcisi Salvadore Dali’dir. ( buraya hemen kendi notumu ekleyeyim dali benim en sevdiğim ressamdır. Rüyalarını çizer ve hemen hemen her resminde karısını bulabilirsiniz.):) sitemizde hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.:)

 

65.jpg

 

14.POP ART

II. Dünya savaşından sonra meydana gelen köklü değişimlerin bir getirisidir. Tüketimi çekici hale getirmek için reklamlar, renkli afişler, hatta resimli dergi ve romanlar kullanılmaya başlanır. Pop Art Sanatı tüketime yardımcı bir reklam aracı olarak doğar, gelişir. Claes Oldenburg bu sanatın öncüsü olmuştur

 

http://img239.imageshack.us/img239/5516/popartry3.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gotik

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

avrupa sanat tarihinin kabul gören doktrinine göre romanesk sanatı takiben .12. yüzyıl ortalarında başladığı kabul edilen gotik sanat, rönesans dönemine kadar sürmüştür. romanesk deyince akla manastır yapıları geliyordu, gotik denildiğinde ilk akla gelen ise, sivri çatı ve kuleleriyle göğe doğru yükselen, dev boyutlu katedral yapılarıdır. gotik mimarlığın 1122?de abbot suger tarafından tasarımlanan, paris yakınındaki st. denis manastır kilisesi ile başladığı kabul edilir. ama en yetkin klasik örnekler fransa?nın ile de france bölgesinde, yapımlarına 13. yüzyılda başlanan laon, chartes, reims, amiens ile paris notre-dame katedralleri?dir.

 

katedraller, ortaçağ kentlerine biçim vermiş, kent ekonomilerinin gelişmesine önemli katkıda bulunmuşlardır. bu dev yapıların tamamlanması, çok kere yüzyıldan fazla sürüyor, kent, onun çevresinden başlayarak halkalar halinde genişliyordu. ayrıca yapı, il ve çevresinden çok sayıda işçiyi kendine çekiyor, ekonomik etkinlik de o ölçüde canlanıp büyüyordu. bir romanesk kiliseden çıkıp, bir gotik katedrale girildiğinde aradaki büyük fark hemen anlaşılır. gotik katedrallerde daha geniş nefler, daha ışıklı bir ortam ve kendini yukarlara çeken daha hafif bir mekan ile karışlaşılır. gotik mimarinin bu başarısı iki yeni buluşa dayanır. birincisi sivri kemerlere dayanan kaburgalı tonoz sistemidir. ıkincisi ise yapıyı dıştan destekleyen payanda kemerlerinin kullanılmış olmasıdır. romanesk mimaride kullanılan yuvarlak kemerlerin yerini gotik mimaride sivri kemerler almıştır. böylece kemere binen yükün yanlara doğru zorlaması azaltılıp, aşağı doğru akması sağlanmıştır. ayrıca kaburgalı yapısıyla tonozun ağırlığı azaltılmış, kemere daha az yük bindirilmiş olur. ama kemerler sivri olsa da bir ölçüde dışa zorlama söz konusuydu. kemerleri taşıyan demet biçimi sütun ya da ince ayaklar bu zorlamaya dayanmayabilirdi. mimarlar bu sakıncayı gidermek için kritik noktalarda payanda kemerleri kullanmışlardır. payanda kemerleri yapıların yan ve arka cephelerinin bir yapı iskelesi görünümü almasına yol açıyordu. ancak dış duvarların kitlesel görünümünüde önlemiş oluyordu. yan ve arka cephelerin bu durumuna karışlık, katedrallerin ön cepheleri gerçekten çok görkemli ve anıtsal bir görünüm taşırlar. ön cephelerde genellikle kapıların üstünde içeri doğru kademeli olarak daralan büyük alınlıklar, kademeleri oluşturan silmelerde ise çok sayıda aziz figürü yer alır. orta bölümde vitraylı yuvarlak bir pencere ile iki yanda dar ve yüksek pencereler bulunur. üst bölümde yine bir sıra aziz figürü taşa işlenmiştir. her iki yanda ise görkemli çan kuleleri yükselir. klasik bir fransız katedrali olan reims?in cephesi bu tanıma en iyi uyan örnektir.

 

katedraller, avrupa?nın değişik yörelerinde gerek plan gerek dış görünüm bakımından farklı biçimler kazanmıştır. gotik mimari ıngiltere?de değişik özellikler taşır. ıngiliz gotik mimarı lincoln katedrali?nde olduğu gibi, iç mekan örtüsünde de değişik ve ilginç uygulamalara gitmiştir. londra westminster katedrali şapelinde tonoz kaburgalarının yelpaze biçimini aldığı görülür. böylece taşıyıcı organlar, aynı zamanda dekoratif bir işlev de kazanmışlardır. ıtalyan gotiğinin başarılı yapılarından biri olan milano katedrali?nin arka cephesinde ise mimar, ustalıklı bir düzenleme ve ince bir taş işçiliği ile payanda kemerlerinin yapı iskelesini andıran görünümünü gizlemeyi başarmıştır.

 

gotik katedrallerde bütün ağırlık sivri kemerlerle sütun ve ayaklara aktarıldığı için taşıyıcı öge olarak duvara gerek kalmıyordu. böylece ara bölümlere boydan boya pencereler açılabiliyor, bunlar da renkli camlarla kaplanabiliyordu. çeşitli motiflerle ve figürlerle süslenen bu renkli camlara ?vitray? adı verilir. paris notre-dame katedrali cephesindeki ?gül pencere?, dönemin vitray sanatının en görkemli örneklerinden biridir. gotik katedrallerde çok sayıda renkli pencere, iç mekanın aydınlanmasını sağlamakla kalmıyor, renkli ışıklar yapının içinde büyülü bir dinsel atmosfer oluşturuyordu. gotik sanatta vitray, iç mekana büyülü bir hava vermekle kalmaz, resim sanatını da kapsar. chartres katedrali?ndeki vitrayda ?meryem?in ölümü? sahnesinin büyük bir ustalıkla betimlendiği görülür.

 

heykel sanatı, gotik dönemde de mimariyle bağıntısını sürdürmüştür. bu bağıntı özellikle cephe dekorasyonunda dikkati çeker. katedralin bir parçası durumundaki bu heykellerin, yapının yüksekliğine uygun olarak normalden daha uzun yapıldıkları görülür. bunlar donmuş gibi dimdik duran figürlerdir. heykel sanatındaki bu donmuşluk, 13. yüzyıl ortalarında yumuşamaya, aziz figürleri bol giysileri içinde kımıldamaya, donuk yüzlü melekler gülümsemeye başlarlar. kucağında çocuk ısa?yı taşıyan bakire meryem heykellerindeki dini ağırlığın giderek dünyasal bir ana oğul sevgisine dönüşüp, hafiflediği sezinlenir. gotiğin son döneminin resim sanatında da katı kalıpların gevşediğini, şematik anlatımların yerini doğalcı betimlere bırakmaya başladığını görürüz. ama hem heykelde hem de resim sanatında doğal görünümü ön plana alan örnekler ancak rönesans döneminde ortaya çıkar.

 

kaynak : ünsal yücel , tarcan yılmaz.

istanbul.edu.tr

 

http://aycu07.webshots.com/image/23486/2000472964065908814_rs.jpg

 

bu arada 15 de fazla var şimdi hatırladım:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

FAUVIZM

 

20. y.y. in ilk sanat akimi olan fovizm Gustave Moreau'nun atolyesinden ayrilan bir gurup ressamin meydana getirdigi harekettir. Pariste 1905 te sonbahar sergisinde sergilenen Henri Matisse ve bir kac arkadasinin yapitlari fransiz elestirmen Louis Vauxcelles tarafindan vahsi hayvanlar, yirtici kuslar anlamina gelen fauve sozcuguyle ifade edilmistir.

 

Onlara gore; gerk isik gerek uzaklık resimde yalnizca renkle gosterilir. Temiz ve duz renklerle resim saf ve arinmis sadelikte olamlidir. Cunku; seyirci boyali bir yuzeyden etkilenecek ve bu yuzeyde herseyi bir bakista kavratacak acik etkili ve duygulari saracak bicimde duzenlenecektir.

 

Fovistler carpici ve yogunlastirilmis renk tonlari ve nesnelerin deformasyonlari ile ugrasmislar; derinlik isik golge ve kontur resimden atilmistir. Bunun yerine renk siddetine onem vermislerdir. fovizm cok kisa surmesine ragmen etkisi buyuk olmustur.

http://aycu15.webshots.com/image/25974/2000750965906931684_rs.jpg

NABILER

 

Renklere dayali resim yapma egilimi nabiler ve fauvistleri ileriye goturmustur. nabiler ince renk tabakalariyla donuk solgun renkleri tercih etmislerdir. tamamen renklerle yapilan bicimlendirme anlayisina sahip olan nabiler fauvistlere benzemesine ragmen fauvistlerin guclu anlatimna temkinli yaklasmislardir.

http://aycu19.webshots.com/image/24418/2000125187330601096_rs.jpg

KONSTRUKTUVIZM (YAPICILIK)

 

20. y.y. ikinci on yillik suresi icinde aktif olan onemli bir sanat hareketidir. Hareket rusyada dogmus ve 1917 devrimini muteakiben etkinlik gostermistir. Yeni dogan bu dunya duzeni icerisinde sanatcinin bir muhendis ve bir bilim adami oldugunu kabul eden bu harekete bagli sanatcilar yeni kurulmakta olan bir duzenin yeni kurallara ihtiyac duyduguna inanmaktadir. Burjuva on yargilarina siddetle kersi cikan konstruktivistler sanat icin sanat fikri ve gercegin yorumu ve tasviri anlayisinada tepki gostermektedirler Materyalist tavri yeni bilimsel ve materyal bicimlerde belirlemeye calisarak toplumsal olarak faydali ve kullanilabilir seylerin yeni bicimlerin kaynagi oldugunu kabul ederlerdi. Toplumu ve sanati butunlestirme cabasinda makine ve insan bilinci zamanlarini yansitacak gucte olup 20. y.y. in degisen sartlarina uygun bir estetik yaratmak istiyorlardi. En onemli sanatcilari endustriyel desen, ahsap, metal ve seramikle birlikte film ve tiyatro ile ugrasan Vladimir Tatlin, tipografi, poster, fotograf ve film ile ugrasan Alexander Rodchenko mimari ve ic dekorasyonla ugrasan El Lissitzky ve insan duygularini sekillendiren psikolojik fenomen ve ic fenomenlere egilen Naum Gabo olmustur

http://aycu39.webshots.com/image/25038/2002630944263866581_rs.jpg

ART NOUVEAU (YENI SANAT)

 

19. y.y. Ortalarindan itibaren mimari ve susleme sanatinda onemli bir uretim alani bulan bu akim en onemli eserlerini mimari ve ic mimari alanlarda vermesine ragmen ressamlar tarafindanda uygulanmistir. Gelisen teknolojinin durtusuyle ortaya cikan modern yasamin ic arayislarini ve daha cok sanayinin gucu karsisinda insanlarin icine dustugu saskinligi yansitmaktadir. geleneksel sanata karsi cikan art nouveau Cok yumusak kivrak cizgilerin yogun oldugu suslemeyi on plana cikararak sanayiye bagli bir tarzi benimsemislerdir.

http://aycu15.webshots.com/image/25094/2001050233599582838_rs.jpg

MINIMALIZM(BASITLESTIRICILIK)

 

1960 li yillarin basinda ortaya cikan bu harekette gercek mekan ve gercek meteryal anlayisi cikis noktasini temsil ediyordu. sembollere onem vermeyen ve sanatsizliga dogru yonelen bu hareket notr bir zevki gelistirmeye yonelmistir. geometrik formlarin onemine paralel olarak olagan bicimi basite indirgemede madde ve renk olgusuna onem vermektedir.

 

Renk ve bicim kullanmada saflasmayi hedefleyen sanatcilar basit hacimler ve geometrik bicimlerle endustriyel materyaller kullanmaya agirlik vermislerdir. Galvenize ve haddelenmis celik, floresans tupleri, ates tuglasi sunni kopuk bakir levhalar basit geometrik bicimde ele alinmistir

http://aycu17.webshots.com/image/25216/2000459191615832959_rs.jpg

OP ART

 

1962 den sonra kinetic sanattan etkilenerek ortaya cikmistir. gozun yanilabilirligi ustune arastirmalardan yola cikarak 2. ve 3. boyutu incelemeye yonelmistir. konstruktivist anlayistan yola cikarak uyumlu goz olgusunu irdelemislerdir. Bunun icinde beyin veya gode fiziki etkilenmeye neden olan ve izleyiciyi hayret ve aldanmaya yoneltecek imajlar yaratmayi hedeflemislerdir. Psijik etki ve fiziki gercekler arasindaki zitligi vurgulayarak cok boyutlu bir goruntu uzerine yerlesen sanatsal bicimi olusturmak ister

http://aycu31.webshots.com/image/25350/2001179458500006633_rs.jpg

KINETIC ART (DEVINIMSEL SANAT)

 

Hareketin tasviri anlayisindan yola cikarak ortaya cikan bu harekete konstruktivizmin etkisi buyuk olmustur. Eserleri hareketin kendisiyle degil hareket etkisi yapmasiyla ilgilidir. kinetic sanat icin ozgun etki eserin karsisinda hareket eden seyirciden kaynaklanmaktadir. Seyirciler eseri elleyebilecegi gibi onu harekette ettirebilir. Gelecege yonelik tavri ile futurizmdende etkilenen bu akim farkli olan hareketi bicimsel bir sekilde degil de bizzat hareketli bir nesne biciminde ifade etmesidir.

 

1950 yillarinda gelisim gosteren bu sanat akimi dort tip olarak ele alinir 1. gercekten hareketli 2. izleyicinin hareketiyle hareketlenen 3. isik yansimasi yapanlar 4. izleyenin katilimini gerektirenler

http://aycu26.webshots.com/image/25425/2004592093957589777_rs.jpg

SEMBOLIZM

 

19. y.y. da gelisen materyalist ve sanayi asigi anlayisa tepki olarak ortaya cikmistir. icinde bulundugu cetin ve zor sartlara bir tepki oldugu kadar bu cagin gerceklerinden bir tur kacisi da beraberinde getirmistir. 1886 da ortaya cikan bu akim empresyonizmin izlenimci gercekciligi kadar diger anlayislarin maddeci tavrina karsilik duygu ve hayalci bir ic duyarliligin onem tasidigi ifadeci ve anlatimci bir tavirla belirginlesti. Hayatin karanlik ve carpik yonlerini hayalci bir dusunceyle yenileyen sembolistler romantik sanata yaklasan bir konu secimine sahipti

http://aycu19.webshots.com/image/26218/2000598512605624156_rs.jpg

MANİARİZM

Ronesans anlayisini takip eden surecte ve daha sonrasinda Avrupa'ya ve Avrupa ulkelerinin deniz asiri somurgelerine uzun sure hakim olan barok sanattan once kisa bir sure icin etkin olan akima manierism denir.

 

Bu sanatin gercek oncusu Michalengelo Buonarroti olarak gosterilir.Butunuyle kopmus gorunmesede Ronesans anlayis ve kurumlarina karsit bir tavri vardir. Bu surecte avrupanin tum dini ve sosyal kurumlarinin kokten sarsildigi ve reform hareketlerinin guc kazandigi bir zamani kaplar. Kiliseye ve sosyal otoriteyle birlikte tam anlamiyla bir yenilenmeye giren sanat cevreleri bu belirsiz ve degisken ortam icerisinde eskiden tam anlamiyla kopmamis gibi gorunsede ona karsi cikan bir tavir icindedir. Ronesansin dengeli ve uyumlu formlari bozulmus hareketlenme ve uzama egilimiyle geometrik belirlilik ve cizgisel butunluk kaybolmustur. Bu akim kurallara karsi cikan tavriyla belirsizlikler ortaminin kaosunuda yansitmaktadir

http://aycu15.webshots.com/image/24774/2002538166853044342_rs.jpg

SUPREMATIZM (YUCELEYICILIK)

 

1913 de bir tavir olarak Rusya'da dogan akim; cagin mekanik dogasina uygun bir karaktere sahiptir. Doga goruntulerinin taklitini reddederek, geometrik formlarin temelini teskil ettigi bir ifadeselligi yeglemekteydi. Geleneksellesmis anlatim bicimlerini reddederek, yeni gercekleri yakalmaya calisiyordu. bu geometrize gercekler doganin kaosu icerisinde insanin yucelisini sembolize eden temel elemanlar olarak dogal olgular icinde bulunmayan goruntulerle uygulandi. Temel geometrik eleman kareydi. Konstruktivistler gibi sanatin faydaciligi savunmalarina ragmen onlardan ayrilan ferdiyetci bir tavri benimsemislerdi. sanatcinin muhendis ve bilim adami olmasi fikrine karsi cikarak, hur bir sanatci tipi olusturmayi hedeflediler. Sanat eserinin bilinc alti zihnin tezahuru oldugunu savunarak, insan yapisi meteryal ozunu degil, ama evrenin aciklanamaz bilinmezligini ifade icin bir arzu oldugunu ilke edinmislerdi.

http://aycu12.webshots.com/image/23531/2000080731615246626_rs.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Fovizm

Modern Sanat Sözlüğü" Fovizmin tarifine şöy­le başlar: "Saf renklerin alabildiklerine gelişmesi, açılması temeline dayanan Fovizm, XX. i yüzyılın ilk sanat devrimidir. Fovizm, programı, teorileri ile bir "ekol", kesin bir akım değil, birkaç ressamın birleş­mesi, eşit kaygılarla çalışmasından doğmuş bir ha­rekettir."http://www.gaxxi.com/fotoritim/fotoritim/gorsel/dosya/1182793812matissejpg

Gerçek bu olmakla beraber, Fovizm'i, Empres­yonizm ve Neo-Empresyonizm akımlarının bir sonu­cu, normal bir devamı olarak ele almak gerekir. Bu iki ekol, önceden de gördüğümüz gibi, renk teorile­rini, bilimin renk üstündeki son buluşlarını kullana­rak onları resim plânına aktarmış, rengi, hiçbir sa­nat çağının görmediği parlaklığa yükseltmişlerdi. Tablo onlarla ancak renkle, rengin bahşettiği zen­ginlikle yaşıyordu.

Fovizm, Empresyonizm ve Neo-Empresyonizm'in sağladığı renk egemenliğini sınırsız ve sistemsiz de­necek bir coşkunlukla kullandı. Renk "lirizması", renk coşkunluğu bu akımla son basamağına çıkmış bulundu.

1905 yılının "Sonbahar Sergisi"nde Henri Matisse'in etrafına toplanan bir grup genç ressam, eserlerini bir salonda toplamış, Fovizm akımının ilk gösterisini böylece düzenlemişlerdi.http://www.ibiblio.org/wm/paint/auth/cezanne/bath/cezanne.bathers.jpg

Fauve, Fransızca'da "yırtıcı hayvan" anlamına gelir. Fovizm'i de "yırtıcılık" diye çevirebiliriz. Bu isim, yeni ressamlara, 1906 sergisinde, sanat eleş­tirmecisi Louis Vauxcelles tarafından verilmişti. Genç ressamların çok şiddetli renklerle örtülü tablo­larının bulunduğu salonun ortasında bir heykeltıraşın ölçülü, klâsik bir eserini gören Vauxcelles, "Bu Donatello'nun -bir Rönesans heykelcisi- bu aslanlar, kaplanlar, yırtıcı hayvanların arasında ne işi var?" diye bir nükte atmıştı. Pek beğenilen bu "yırtıcı hay­vanlar" adı ressamlarca da kabul edildi ve Fovizm, yırtıcı hayvanlık Matisse ve arkadaşlarının firma­sı oldu.

Fovistler renk taşkınlığına sınır bilmiyorlardı. Henri Matisse, Andre Derain, Vlaminck, Camoin, Manguin, Friesz ve Raoul Dufy o güne kadar hiçbir res­samın uygulamaya cesaret etmediği aşırı renk âhenklerini başarıyorlardı. Örneğin, güneş batışını tas­vir eden bir tabloda ağaç kütükleri düpedüz kırmızı, yada turuncu, karşı dağlar masmavi, yada mordu. Yer kanarya sarısı, yapraklar çiğ yeşildi. Resimde iki renk kıymetini birbirine bağlayan "geçiş renkle­ri" denilen griler, sönük kıymetler genç ressamların tablolarında hemen hemen yok denilecek kadar az­dı. Her tablo, asılı bulunduğu duvarda, bir renk bom­bası şiddetiyle patlıyor, birbirine zıt, karşıt renkle­riyle gözleri sanki hırpalıyordu.

Fovizm, resim dünyasında bir an parlayıp çabuk sönen, ama yüzyılımızın başında değerli eserler vere­rek yeni yollar açan bir "havaî fişek" gibi oldu. Za­manla Fov'lar, teker teker başlangıçtaki heyecanla­rını yitirdiler, kişiliklerine büründüler. Henri Matisse Doğu minyatürlerini inceleyerek bilinen üslûbu­na kavuştu. Andre Derain klâsik geleneklere saplan­dı, kara, koyu renkli paleti benimsedi, renk cümbü­şünden vazgeçti. İlkin ateşli birer "yırtıcı hayvan" olan Marquet, Friesz, Braue, Rouault, Van Dongen ve başkaları daha mülayim, daha ölçülü renk âhenklerine döndüler.http://img129.imageshack.us/img129/9751/clipboard194ic.jpg

Fovizm'in ilk temsilcileri

— Henri Matisse (1869-1957) — Andre Derain (1880-1957) — Georges Braque (1882-1963) — Van Dongen (1877- ) — Albert Marquet (1875-1947) — Georges Rouault (1871-1958) — Othon Friesz (1879-1949) — Maurice de Vlaminck (1876-1959).

--------------------

kaynagı yazmayı unuttum simdi bulamıyorum iyimi :wallbash:

 

ama internette bi site valla yazan arkadsa ayıp olmasın bulursam yazıcam :confused:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Siyasal çalkantılara sahne olan 18 inci yüzyılda sanat anlayışı Neo-klasik döneme girer, eski Yunan ve Roma modaları tekrar canlanır, Barok'un umutsuz duyguları dışa vuran stiline karşılık biraz daha sert ve iddialı bir tavır sergiler. Fransız Devriminin de etkisiyle resimlerde kahramanlık, cesaret, vatan sevgisi, fedakarlık gibi milliyetçi duygular alabildiğine ön plana çıkar, tarihsel mevzular tekrar rağbet görür ve cüppeler yeniden moda olur. İsim verin derseniz Jacques-Louis David, Ingres ve Poussin diyeceğiz

Bir kaç tanede örnek vermek istiyorum ;

 

http://www.turkcebilgi.com/images/imgk/sokrates_1.jpg

Jacques Louis David'e ait Socrates.

 

http://www.navigo.com/wm/paint/auth/ingres/ingres.valpincon-bather.jpg

İngres'e ait The Valpincon Bather tablosu.

 

http://www.phalese.fr/wiki/images/Poussin_-_Nymphes_satyres.jpg

Nymphes et satyres tablosu Nicolas Poussin'e aittir.

http://www.beardedroman.com/images/david_sabines.jpg

 

Yine Jacques Louis David'e ait bir eser ismini tam olarak hatırlayamıyorum ama 1774te Roma olması lazım sanırım emin olunca düzelteceğim :)

Saygılar PurePrision .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

genellikle realizm ve sürrealist çalışan ressamlar daha çok ün sahibi olsada yapılan detaycılık bana göre çok daha emek isteyen ve çok daha değerli resimler.. neoklasizmde buna örnek..yazdığı gibi boccioni öncelik yaptığı fütürizmdeki sertlik ve nefret duygusunu şuana kadar gördüğüm hiç bir resimde bukadar güzel göremedim diyebilirim..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...