Jump to content

Gitar satın alma Rehberi ve Gitar muhabbetleri


caslanova

Önerilen Mesajlar

Bugünlerde aldığım pmlerin sayısının artması ve gitar almak isteyen ve kararsız kalan arkadaşların açtıkları topiklerin sayısının artması nedeniyle böyle bir rehber hazırlama ihtiyacı hissettim. Yıllar boyu edindiğim deneyimlerimi ve bilgi birikimimi siz forumtr halkıyla paylaşmak istedim

 

En son açılan topikte baktım 2. el gitar alınırken dikkat edilmesi gerek bütün hususlar verilmiş. Gitar almak isteyen arkadaşlarda önce bu rehberi okuyup sonrada bu topiğe mesaj atarlarsa hem burda birikmiş bir bilgide olur.

 

Giriş: Elektroylamı başlasam klasikle mi?

 

 

 

1-) Elektrogitarlar

2-) Klasik ve akustik gitarlar (yakında)

 

Giriş: Öncelikle bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Genelde gitara başlamak isteyenlerin en çok sorduğu soru klasik gitarla mı başlamalıyım yoksa elektrogitarla mı başlamalıyım oluyor. Benim düşüncem klasik gitarla başlamanın daha mantıklı olduğu. Çünkü gitar çalmak beceri ve yetemekten daha fazla çalışma gerektiren bir şey. Eğer yeterince sabrınız ve çalışacak zamanınız olduğnu düşünüyorsanız direk elekrogitarla başlamanızında bir sakıncası yok. Benim klasik gitarla başlamanızı tavsiye etmemin sebebi eğer bırakmaya karar verirseniz koyun bir köşeye dursun klasik gitarınız fakat güzel bir elektrogitarın bir köşede yatmasına gönlüm el vermez J Birde elektrogitar çalmak istiyorsanız ve klasik gitarla başladıysanız elektrogitara geçince biraz yabancılık çekebilirsiniz, tel aralıkları daha yakın ve parmak uçlarınız alışıp hafiften nasırlaşmadıysa teller parmaklarınızı biraz zorlayabilir. Klasik gitarımızı alıp sol el alıştırmaları (sağlaklar için) yapmalıyız ve ileride elektrogitar çalacaksak pena kullanmaya özen göstermeliyiz.

 

 

 

1-) Elektrogitarlar;

 

Elektrogitar alırken ilk olarak dikkat etmemiz iki husus var.

 

1-) Bütçe.

2-) İcra etmek istediğimiz müziğin türü, genel müzik tarzı.

 

 

Bütçe konusunda önemli olan iki şey var. Bizi tatmin edecek ses kalitesi ve o gitarı ne kadar süre kullanmayı düşündüğümüz.

 

Ses kalitesinde belirleyici unsur gitardır. Yani bir gitar alayım sonra onun manyetiklerini değiştiririm olur saba Kirk Hammett Signature mantığı yanlıştır. Gitarın tonunu etkileyen ana etmenler ; Gövde ağacı(basswood, alder gibi), sap ağacı (maple, ebony gib) , klavye ağacı (rosewood, maple gibi), burgular, köprüler, manyetikler, hatta gitarın boyası bile tonun karakterini etkiler.

 

Eğer müziğe yeni yeni başlıyorsak kulak tırmalamayan bir ton bizi bir süre tatmin edecektir. Bu tonu elde etmek için alacağımız gitar hem bütçemizi sarsmayacak hemde ileride müzik hayatımıza devam etmek istemezsek “al be keşke bu kadar para vermeseydim” dedirtmeyecektir. Fakat ülkemizde gitarlar avrupa ve amerika fiyatlarına nazaran fahiş ffiyatlarda satıldığı için sıfır bi gitar için 300-400 dolar arası bir parayı gözden çıkarmamız gerek. Sıfırı 100-150 dolar olan gofret (ağacı kat kat kesilmiş sıkıştırılmış suntadan yapılan) gitarlara para vermemenizi tavsiye ederim. Çünkü o gitarlar insanı müzikten soğutuyor.

Bu yüzden 2. ele yönelen arkadaşlarımız çoğunlukta. Yakında 2. el elektrogitar satın alma rehberinide ekleyeceğim konuya.

 

Bahsetmek istediğim bir hususta şekilde çok takılıp kalmamak. Şekli hoşuma gidiyor diye gitar almayın sakın. Tabiki gitar bir bütündür, yani tonu tatmin edecek ve makyajı güzel olacak, albenisi olacak, görünce çalmak isteyeceksin fakat sadece şekil için gitar almanın sonu o gitarı duvara asmanız olacaktır. Mesela yeni başlayan birinin V kasa gitar alması saçmalıktır. Çünkü gitara yeni başlayan biri egzersiz yapmalıdır uzun süreler boyunca ve V kasa gitarlar oturarak çalınamaz. Eğer oturarak çalmayı denerseniz bir hafta içinde bel fıtığı olrsunuz J

 

43.jpg

Shot at 2007-08-16

 

Paramızı biriktirdik ve bir elektrogitar almaya karar verdik. Gelelim yapmak istediğimiz müziğin türüne.

 

Yukarda bahsettiğim gibi ses kalitesini, karakterini ve tonunu etkileyen birçok etmen var gitarda. Bunlardan yola çıkarak seçimimizi yapacağız.

 

 

Ton karakterini belirleyen en önemli etmen: Manyetikler

 

Eğer tarzımız sertse, yani metal ve hard rock’sa ve clean tonlarla fazla işimiz yoksa, distorted tonlar istiyorsak kullanacağımız en iyi manyetikler EMG’dir ve diziliş şekli h/h dir (hambucker/hambucker). Tabi Seymour Duncan’la da çok güzel metal yapılır fakat benim kişisel tercihim kapalı manyetik olduğu için EMG’yi öneriyorum.

 

Ek bilgi: EMG nin hz serisi pasiftir, 81-85 manyetikleri aktiftir. Aktif manyetik pille çalışır ve daha güçlü, bol sustain’li ve distorted ses verir

http://img517.imageshack.us/img517/7020/2900103503qn8.jpg

Shot at 2007-08-16

 

Eğer yapmak istediğimiz tarz daha çok rock ve alternatif rock sa h/s/s veya s/s/s düşünmeliyiz

http://img505.imageshack.us/img505/9250/58920fender20strat20195ga0.th.jpg

 

h/s/s ye örnek

http://img124.imageshack.us/img124/4595/jacksonjs30kvbigxz3.th.jpg

 

 

Eğer tarzımız jazz veya blues’se zaten müzikal ve armoni olarak aşmışızdır ve burdan bilgi almamıza gerek yoktur

 

Giriş ve orta seviye için önerdiğim marka Cort’tur. Fiyat performans açısından en iyi firmadır. Küçük bir hatırlatma, giriş seviyesi için ünlü firmaların ucuz gitarlarından kaçın derim. Ödediğiniz paranın %50'sinden fazlasını sapta yazan markaya vermiş olursunuz.

 

 

 

 

Ağaçlara gelecek olursak;

 

Maun Genel olarak ağır bir ağaçtır,gövde yapımı için ideal bir ağaçtır,rezonanı iyi,tonal olarak ta mid-bas ttonlar için ideal bir ağaçtır... Fark ettiyseniz harbi metalci işi gitarlarda genelde bu ağaçlar kullanılır ...

 

Alder Yine gövde yapımı için ideal bir ağaç olup,Tiz-miz ağırlıklı bir tona sahiptir fakat benzer özellikteki bir Maple dan tonunun kendine özgü parlaklığıyla ayrılır.. Bu arada benim gitarlarda kullanmayı en sevdiğim ağaç bu ağaçlardır..

 

Maple Sap yapımı için ideal bir ağaçtır,gövdede ben şahsen hoşlanmıyorum çünki en az bir maun kadar ağırlar...Alder gibi parlak tona sahiptirle,sağlamdırlar en güzel yanıda bence işlenmesi ve cilalanmasının basitliğidir...

 

Abanoz Çok sert bir ağaçtır,genelde sap yapımında kullanılırlar ama artık günümüz üreticileri bu ağacı ne gövde yapımında nede sap yapımında kullanmıyorlar,çünki pahalılar. Aşırı parlak bir tona sahiptirler,hatta abanoz gövdeden yapılmış bir gitar size amfiden tiz bile kıstırabilir o derece...

 

Ladin ve sedir genelde akustik ve klasik gitarlarda kullanılır. Akustik gitarların çoğu ladin ön gövdeye sahiptir. Bu ağaca sahip elektro gitar ben hiç görmedim.

 

 

 

Şimdi ise ağaçlarla ilgili biraz genel bilgi vermek istiyorum

 

1-) Kızılağaç(Alder)

Ortalama boyu 30m kadardır,mutfak gerçleri,mobilyacılık,oymacılık,müzik enstrümanları yapımında kullanılır. Çalışılması oldukça rahat bir ağaçtır, iyi yapışıp cila tutar. 0.41 ortalama yoğunluğuyla oldukça yumuşak bir ağaçtır, fiziksel açıdan bu yüzden fazla kuvvetli bir ağaç değildir.

 

2-) Dişbudak(Ash)

Ortalama 25-40m boy yapar.Her türlü mutfak gereci,mobilyacılıkta,oymacılıkta,hockey sopası,bilarda ıstakası,beyzbol sopası,alet saplarında ve müzik enstrümanları yapımında kullanılır. Çalışılma özellikleri kızılağaç gibi iyidir, ayrıca fazla çalışmaz, ortalama yoğunluğu 0.60 olup ağırlığına göre fiziksel dirençleri oldukça kuvvetlidir.

 

3-) Kavak(Poplar)

50 metre kadar boy yabapilen kullanım yerleri kızılağaca benzeyen bir ağaçtır. Ortalama yoğunluğu 0.42 dir. Genel olarak bütün fiziksel dirençleri orta seviyede olan bir ağaçtır.

 

4-) Ihlamur(Basswood)

20 metre kadar boy yapabilir, kullanım alanı oldukça geniş ve değerli bir ağaçtır.0.37 yoğunluğuyla yumuşak ve hafiftir,aletlerle çalışması oldukça kolaydır, kuruduktan sonra oldukça stabildir. Bu özelliklerinden dolayı ideal bir oymacılık ağacıdır.

 

5-) Maun yada Mahun(Mahogany)

Değişik türleri vardır.Genel görünüş itibariyle hepsi kzılımsı koyu kahverengi renktedirler.ortalama yoğunluk olarak 0.59 diyebiliriz. Gitarlarda genellikle honduras maunu kullanılır. 49 metreye kadar uzayabilir. Dünyanın pek çok yerinde bulunduğundan dolayı oldukça düşük fiyatlıdır. Çalışılma özellikleri genel olarak iyi seviyede olan maun'un fiziksel direnci iyidir.Özellikle kuruduktan sonra son derece stabil bir ağaç olmasından dolayı sıklıkla gitar sap yapımında kullanılır.

 

6-) Akçaağaç yada Kelebekağacı(Maple)

Pek çok türü olup çoğu ülkemizdede yetişmektedir. Ortalama yoğunluğu türüne göre oldukça değişiklik göstersede 0.59-0.80 arasıdır. Odunu oldukça sert olup, güç eğilir, çalışması fazla bir ağaçtır. Çalışılma özellikleri orta seviyededir, oldukça iyi cila tutar. Başlıca kullanım alanı yaylı çalgılar yapımı olmakla beraber, gitar yapımında, uçak pervanesi yapımında, parke yapımında ve her türlü kaplamacılıkta kullanılan oldukça önemli bir ağaçtır. Ayrıca önemli bir ses ağacıdır

 

7-) Ceviz(Walnut)

Ceviz önemli bir ses ağacıdır,özellikle akustik kasalılarda kullanılır, ses başarımı açısından orta seviye diyebiliriz, 50 metre kadar boy yapabilen ceviz güzel görünümünden dolayı mobilyacılıkta sık kullanılır.Her türlü kakmacılık,oymacılık,Tüfek kabzası gibi işlerde kullanılır. Ortalama yoğunluğu

0.64 tür,yani akçaağaçla aynı klasmana girer. Kuruması oldukça yavaştır,çalışılması oldukça rahat olan ceviz, iyi cila tutar ve yapışır. Stabilitesi iyidir. Orta seviye fiziki dayanımı vardır.

 

 

8-) Huş(Birch)

Huş 20 metre kadar boy yapabilen ortalama yoğunluğu 0.64 olan bir ağaçtır.Odunu ondan daha ağır olmakla beraber ıhlamura benzer. İyi işlenip renk verilebilir fazla dayanıklı değildir. Çok türü vardır,kaplamacılıkta,müzik enstrümanlarında, dondurma çubuklarında, parke yapımında, alet özelliklede bıçak sapı yapımında sık kullanılır.

 

 

9-) Çam(Pine)

Çok çeşit türü vardır, ülkemizdede her yerde bulunabilen bir ağaçtır, ortalama yoğunluğu 0.52 olsada buna aldanmayın, gerçekten çok yumuşaktır, çalışılması son derece kolaydır, odunu aromatik bir koku salar, yıllık halkalarının çok geniş olması, odununun çok yumuşak olması, damarları arasında reçine barındırması gibi nedenlerden ötürü çalgı yapımında kullanılmaz, ancak kullanan yapımcılar yok da değil. İyi çivi tutmasından dolayı inşaat kerestesi, çit, ambalaj sandığı gibi işlerde kullanılır.

 

10-) Karaağaç(Elm)

18 metre kadar boy yapabilir, yoğunluğu 0.68 olup orta derecede dir. Oldukça dekoratiftir. Fiziksek direnci yüksektir, mükemmel şekilde bükülebilir. Cilalanması iyidir. Mobilya yapımında, parke, kaplama, tornacılık, oymacılık, çalgı yapımında, spor aletleri ve alet saplarında kullanılır.

 

11-) Çınar(Plane Tree,Sycamore in USA)

Çabuk büyüyen bir ağaçtır, yoğunluğu 0.62 dir. Çalışması orta derecede, iyi şok direncine sahiptir. Ancak odunu mantarlar tarafından çok kolay enfekte edilebildiği için fazla bir kullanım alanı yoktur. Kaplamacılıkta kullanılır.

 

12-) Meşe(Oak)

Meşe çok süper bir ağaçtır, ciddiyim, pek çok türü vardır. Ortalama yoğunlukları 0.70 tir. Oldukça ağır ve sert bir oduna sahiptir. Leş gibi ağır da diyebiliriz, kurutulması güç ve çalışması çok olmakla beraber kuruduktan sonra stabil ve sağlamdır.İyi işlenir, iyi cilalanır, iyi yapıştırılır, iyi çivi tutar. Oymacılıkta, alet sapı yapımında, parke yapımında, içki fıcısı yapımında, direklerde, kaliteli marangozluk işlerinde ve marongoz tezgahı yapımında kullanılan meşenin mali profili yüksektir,dolayısıyla önemli bir ağaçtır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Klasikten elektroya geçmek... bilemedim. Akustik gitarı anlayabilirim, çünkü ne de olsa tel aralığı, sap kalınlığı ve perde dizimi özellikle sol el kullanımı için iyi bir altyapı hazırlayabilir. Ama klasik gitardan elektroya geçmek başka bir enstruman öğrenmek gibi bir şey: örneğin basgitar, cümbüş, ud falan gibi.:)

 

Benim alternatif önerimse şu olabilir: "çıplak", yani pedalsız, bütün ton ayarları orta düzeye getirilmiş, amplifikatörün de bütün ayarları nötrdeyken sesi kulağınıza hoş gelen bir elektrogitar alın. Bu gitarın tellerini birazcık yükseltin, yani sapla aralarındaki mesafeyi çok az arttırın ve gitarınızı belirli bir düzeye gelinceye kadar "çıplak" çalın.

 

(Sesi hoşunuza giden dandik bir gitarla da başlayabilirsiniz. Nasılsa iyi çalmaya başladığınızda yeni be iyi bir gitar alıp o aleti de yeni başlayan ve size hayran bir tıfıla satabilirsiniz.:D)

 

Bu "çıplak" çalma süreci size (istediğinizden çok uzak sesler çıkartttığınız çalışma saatleri dışında) ne getirecek? Şudur:

 

- Herşeyden önce "tuşe"niz oturacak, yani elektrogitara has tutuş, çalış vb tekniklerine hakim olacaksınız. (Unutulmamalı ki manyetik denen meret bir çeşit mikrofondur. Penanın veya parmaklarıni tırnakların tellere vurduğunda çıkan seslerden başka parmak uçlarının tellere sürtünmesini, boş tellerin ötmesini vb amplifikatöre babalar gibi aktarır. Bu yüzden elektrikli telli enstrumanları çalarken telleri "ezmek" yani boş bırakmamak, biraz zaptetmek gerekir. Akustik gitardan sonra elektroya geçişte tabii uyum sorunları yaşanır, ama hep elektro çalan biri bunlardan kurtulmuş olur. İyi haberse şu: elektrogitarda legato çalmak, yani sağ eli az kullanıp sol elin parmaklarını çalıştırmak çok kolaydır. Yapabileceklerinizi çalmak istediğiniz enstrumanda görüp beyninizi sınırlamamanız iyi bişidir.)

 

- Elektrogitarın ve amplifikatörün üzerindeki çeşitli ayar düğmelerinin, anahtarların vb ne işe yaradığını görecek ve onlardan yararlanmayı öğreneceksiniz. "Bu aleti çalıyorum" diyen çoğu müzisyen tona ince ayar çekmeyi bilmez. Siz bilin.

 

- Telleri kalınlaştırıp yükselterek akustiğe (olabildiğince) yakın, dolgun bir ton elde edeceksiniz. Parmaklarınız daha önceden büyük olasılıkla hiçbir benzer işte kullanılmadıkları için kasılacaklardır. "Çivi çiviyi söker" deyip çalması görece biraz daha zor bir aletle çalışarak sonraki aşamalarda hızlı ilerlemeyi garantileyeceksiniz.

 

- Eh, tabii evinizde bir de klasik veya akustik alet barındırmamış veya onu ölmüş eşek parasına satmaya çalışmamış olacaksınız. (Akustiklerin ikinci el piyasası daha düşüktür ya.)

 

Ha, "ben zaten piyasada bulabildiğim en ince telleri sapa yapıştırır, gitarımın klavyesinde cambazlık yapmaya hemen başlarım" da diyebilirsiniz, ama hem işi bilenler yaptığınız numaraları yemezler, hem başka müsizyenlere oranla faha çabuk yorulursunuz, hem de (Allah göstermesin) gitarınızın başına bişi gelirse başka bir gitara uyum sağlamanız çok zor olur.

 

SCARRED der ki elektro çalacaksanız elektro ile başlamaktan zarar gelmez.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben klasik gitardan elektro gitara geciş yapmıstım.klasik gitarda solo,egzersiz,akor basma gibi şlemler elektro gitar klavyesine göre daha zordur.elektroya gecince bilekler cok rahatlıyor.böyle bir avantajı var.ama öte yandan da pena kullanımı yabancı gelmişti.ben yinede egzersiz,akor armoni bilgileri işlemlerinin önce klasik gitarda uygulanmasından yanayım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben klasik gitardan elektro gitara geciş yapmıstım.klasik gitarda solo,egzersiz,akor basma gibi şlemler elektro gitar klavyesine göre daha zordur.elektroya gecince bilekler cok rahatlıyor.böyle bir avantajı var.ama öte yandan da pena kullanımı yabancı gelmişti.ben yinede egzersiz,akor armoni bilgileri işlemlerinin önce klasik gitarda uygulanmasından yanayım.

Evet, klasiğin gerek sol, (sustain isteniyorsa) gerek sağ el tuşesi çok daha serttir ve bu yüzden tabii ki akustiğe veya elektroya geçince insan daha rahat çalar bazı şeyleri. Ama teknik başkadır, ve geçiş sırasında mutlaka bilinenlerden bazılarının unutulması gerekir... Bir de sağ elin tırnakları durumu var tabii.:D

 

(Bu arada kızma ensiferum 13 ama akor ve armoni bilgilerini üzerine 21 enine, 6 boyuna çizgi çizilmiş kontrplakta da öğrenir insan.)

 

Peki, günün saçma sorusu: eğer dert zor(layan) bir enstrumanla başlayıp bir çeşit vücut geliştirme çalışması yapmaksa o zaman neden 12 telli akustikle başlanmıyor? Hehe...:)

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet, klasiğin gerek sol, (sustain isteniyorsa) gerek sağ el tuşesi çok daha serttir ve bu yüzden tabii ki akustiğe veya elektroya geçince insan daha rahat çalar bazı şeyleri. Ama teknik başkadır, ve geçiş sırasında mutlaka bilinenlerden bazılarının unutulması gerekir... Bir de sağ elin tırnakları durumu var tabii.:D

 

(Bu arada kızma ensiferum 13 ama akor ve armoni bilgilerini üzerine 21 enine, 6 boyuna çizgi çizilmiş kontrplakta da öğrenir insan.)

 

Peki, günün saçma sorusu: eğer dert zor(layan) bir enstrumanla başlayıp bir çeşit vücut geliştirme çalışması yapmaksa o zaman neden 12 telli akustikle başlanmıyor? Hehe...:)

 

 

12 telli akustik sorusunu cevaplıyamıyacagım.:)ama akor ve armoni bilgisi derken kastım şuydu:

 

notalı bir eğitim gördüğüm ve notalara bakarak klasik parcalar caldıgım için klasik gitarla uygulama daha rahat oldu.elektro gitarda perde aralıkları bakımından bu daha zor olurdu benim icin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu arada bütün meraklıların aklında bulunması gereken bir tüyo:

 

Gitar almaya gittiğiniz dükkanda mutlaka bir tuner (elektrikli akort cihazı) vardır. Üşenmeyin, o akort cihazını isteyin ve gitara bağlayın. Gitarı akord edin. Sonra da tuner ile her perdeyi, her teli deneyin: bakalım gitarın her yeri akort tutmuş mu... Üretimdeki miniminnacık bir hata, size ileride akortsuz feci sesler, komalar vb olarak geri dönecektir. Sinir hastası olursunuz...

 

Eğer dükkanda çalışanlar "alıcaksan al almiycaksan bırak", "oynama bozucaksın" gibi geyikler yaparlarsa "para veriyoz lan buna" diye devam edin. Baktınız sahiden bu kontrole izin vermiyorlar, vaziyetten kıllanın ve gitarı bırakıp çıkın.

 

Bu kontrolü HER markanın HER gitarı için mutlaka yapın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...