Jump to content

Evlilik Hikayesi


Rauhassa

Önerilen Mesajlar

Görüyorum ki aramızda evli, evliliğe yakın arkadaşlarımızda var. Nedir sizin evlilik hikayeniz? Nasıl evlendiniz ve mutlu musunuz :) Evlilere özel paylaşım alanımız olsun bir tane de bekarlara belki fikir ve ipuçları verilebilir :D Evet bakalım kimler evli?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben ilk atlayan kişi olarak bir senelik evliyim. kısaca bekarlara tavsiyem "öyle diyosun da öyle olmuyor o işler işte"

1-hiç evlenmicem deyin insan da doğası gereği hayatında en az bir kere anne ve baba olmak ister torun sevmek ister.illa merak eder yani.

2-ilişkiyi ne çok uzun ne çok kısa tutun zirve de evlenin derim ben.yoksa bebekliklerinden beri çıkıyorlardı aileleri birbirini tanıyor seviyordu şimdi ayrılıp başka birileri ile yıldırım nikahı ile evlendiler grubuna dahil olursunuz.

3-günümüzde eskisi kadar çocuk evliliği bir arada tutmak için sebep değil bireyler bir arada akıl sağlıkları zedeleniyorsa çocukları da sağlıklı bireyler olarak yetiştiremeyecekleri görüşündeler.

4-herşey nasip kısmet kimse kimsenin kısmetini alamaz. isterlerse azra akınla, bratt pitt ile tanıştırsınlar kısmetiniz değilse bi türlü içinize sinmez.

5-tez canlı insanlar hemen evliliğe atlayıp hayatlarını dramatik Türk filmine çevirmesin.

6-maddiyat herşey değil yeter ki karşınızdaki güvenilecek bir insan olsun.yalnız "maddiyat herşey değil aşkım" ile "beni sevdiğini söyleyip buna mı layık görüyosun" cümlesi arasında kalmayın.en iyisi baştan "herşeyin yeri ayrı deyin" tüm parasızlık ve yük çekeceğinizi belli etmeyin yoksa 10 kg taşıyan 20 kg yi de taşır diye yükler biner durur bir süre sonra iflas edersiniz.

7- erkeklere babalık konusunda güvenmeyin o da evlilik gibi bir şans meselesidir. iyi baba olur dersiniz kötü çıkar kötü dersiniz iyi.her kadından anne olamıyorsa her erkekten de iyi baba olamayabilir beceri meselesi.en iyisi baştan çocuğu kendiniz için doğuracağınızı düşünün gereksiz çatışmalara girmezsiniz eğer kocanız nadir mükemmel babalardan değilse.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

8- her kosulda yanınızda adam gibi duracak bayan/erkek her kisi ideal eşdir. (Bence)

9- ufak tefek seylerle ortam bulandırıp germeye gerek yoktur. Bir sorun varsa dibine kadar birbirinizi yiyin. Ama orda olay bitsin. Her fırsatta ısıtıp ısıtıp onune koyarsanız offff offf..

10- birlikte bir hayat kurmaktansa, bir birinizin hayatına dahil olun. Birbirinizin hayatını paylasın. Orta yolu bulun. Siz iki farklı insansınız.

11- karsınızdakini hayatınızın merkezine oturtmayın. Her sey o demek degil. Bu beklentinizi yukseltir. Ben ole yaptımda o bana yapmadı gibi dusuncelerle kalırsınız ortada.

12- erkekler basit yaratıklardır. Her soylediginde ima aramayın. Bunu biz kadınlar yaparız, erkeklerin (genelde) laf sokma alıskanlıkları yoktur. Sizde surekli laf sokmaktan vazgecin.

13- asla bir erkegi kalabalık ortamda bozmayın. Ne yapacaksanız eve saklayın. Erkekler ortamda kendini yucelten kadınlara taparlar. Evde terligi indirirsiniz o size kalmıs.

14- asla bir kadına "ne gerek var" cumlesini kullanmayın. Sebeplerinizi acıkca anlatın.

15- asla karsınızdakini tanıyamazsınız, cok bel baglamayın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

- Herkes evlenmek zorunda değil. Kendinizi yaşınızın geçmesi, yalnızlık korkusu, çocuk yapamamak vb nedenlerle evliliğe atmayın.

- Evlenmek sadece bir kağıda imza atmak. O imzayı attınız diye bir şeylerin değişmesi, daha ciddi ya da daha soğukkanlı ya da daha başka bir şey olmanıza gerek yok. Kendiniz olun, gelecek korkularınızı, dönüşmek istemediğiniz insan tiplerini bir kenara bırakarak yaşamaya çalışın.

- En az 1 sene kesinlikle çocuk yapmayın. (Çoğu evlilik 1-1,5 senede bitmekte maalesef. Bu nedenle çocukların hayatını karartmayın)

- Mümkünse evlenmeden önce birlikte yaşayın.

- Her şeyi çok bilmeyin. Erkeklerde kadın işlerine fazlaca burun sokulup ukalalık taslandığında sinir bozucu olabiliyor. Kadınlarda ise her şeyin altına girmek ve sonunda çökmekle sonuçlanıyor.

- Kavga ettiğinizde asla evi terk etmeyin.

- Kavgalarınızı ya da eşiniz hakkındaki olumsuz düşüncelerinizi asla ailenizdeki kimseye anlatmayın. Siz unutursunuz ama onlar asla unutmaz.

- Karınızla asla dalga geçmeyin. Esprileriniz onu aşağılayacak hiçbir yönelim göstermesin. Çünkü o an gülüyor ve kendisiyle alay ediyor gibi görünse de, için için onu beğenmediğinizi vs. düşünecektir.

- Dediğinizi yapın, yapamayacağınız şeyi demeyin.

- Sizi çok iyi tanıdığını düşünseniz de zaman zaman her şeyi tane tane anlatın. Onu çok iyi tanıdığınızı düşünseniz de kendisini zaman zaman tane tane anlatmasını sağlayın. Kadınlar lütfen fazla detaya ve duygulara yer vermesinler... Bu erkeklerin dinleme oranını düşürüyor.

- Kendinize acımayın ve sürekli şikayet etmeyin. Bu genel olarak hayatınızı mahveder.

- Karşınızdakinin de insan olduğunu ve sürekli mükemmel olamayacağını anlayın ve onu olduğu gibi -en güçsüz yönleriyle kabul edin. Onu suçlamayın, değişmesini sağlamaya çalışmayın. Zaten değiştiremezsiniz.

 

 

şimdilik bu kadar... daha yazabilecek çok şey var ama enerji yok :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bana o kadar uzak bir kelime ki evlilik... Ben ve evlilik; düşünemiyorum bile. Çok büyük bir sorumluluk gerçekten. Kendinize mükellef olduğunuz bir hayatı bir başkasıyla paylaşmak. İster istemez yükümlülüklerin artması, özgürlüklerin kısıtlanması. Zor olsa gerek...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Daha önceki tavsiyelerde biraz daha hoş şeylerden bahsetmişim. Biraz da zorluklarına girmek gerek evliliğin... 6 yıldır beraber yaşayan ve 2 senedir evli olan ve boşanma davaları ile fazlaca haşır neşir olan biri olarak tavsiyelerime devam ediyorum;

 

- Eşinizin ailesi ile ne kadar iyi anlaşırsanız anlaşın, ilk 3-5 sene boyunca yanlış anlaşılmalar yüzünden kolayca sorunların oluşabileceği bir ortam olduğu için onların yanında kendi ailenizin yanındaki kadar rahat etmemeli, rahat konuşmamalısınız. Eşinizin ailesine karşı daha dikkatli, özenli ve temkinli olmak zorundasınız. Eşiniz ne kadar "boşver" dese de, ilk yıllarda sınırları aşmamanız gerekir. Hele ki karakterinizi ortaya koymak, kendinizi onlara kabullendirmek vs vs... Bu tür ego tatminlerine hiç kalkışmamanızı öneririm. Çünkü evlilikte asıl önemli olan eşinizle sizin aranızdaki iletişimdir. Ancak bu iletişimi yanlış anlaşılmalar ve ters hareketler sonucu ailesi ile ters düşerek bozabillirsiniz. Önemli olan sizin evinizin içindeki huzur olduğu için, size tuhaf-ters gelecek rahatsız olacağınız şeyler konusunda anında tepki vermemeli, insanları yargılayıcı olmamalı, eşinize bu rahatsızlıkları bir sorun gibi ya da size yapılan büyük hakaretlermiş gibi aktarmamalısınız. Henüz onları tanıma safhasında olduğunuzu unutmamalısınız. Yargılayıcı ve sivri olmak değil, bütünleyici ve birleştirici olmak kazandırır. Zaten yıllar geçtikçe iletişiminiz kuvvetlenecek ve çoğunlukla başta hakaret vs gibi algıladığınız olumsuzlukların aslında iyi niyetli cümleler olduğunu anlayacaksınız. Gerçekten kötü niyetliyse de kime ne? Sizin evinizin iç huzuru ve evliliğiniz sabit olduktan sonra...

 

- Yine çoğunlukla yukarıdaki madde nedeniyle asla yapmam dediğiniz, normal koşullar altında da yapmayacağınız şeyleri araya ailelerin girmiş olması sebebiyle yapmak zorunda kalacaksınız. Böyle durumlarda olayı kişisellikten uzaklaştırarak "yapılması gereken yapılmalı" şeklinde olaya baktığınızda daha rahat hissedersiniz kendinizi... Yaşam her zaman bizim istediğimiz şeylerle kuşatmaz çevremizi...

 

- Zaman zaman çeşitli nedenlerle eşinizden nefret edeceksiniz... Neden evlendiğinizi dahi sorgulayabilirsiniz. Böyle durumlarda tepki verip işleri büyütmeden önce ortamdan uzaklaşarak kendinizi dinlemelisiniz. Genellikle evliliklerde en büyük hata kişinin kendisine acımasından çıkar. Kendinize acırken diğer şeyleri göremezsiniz... Tartışma ya da tartışma yaratan olaydan bir gün önce kendinizi gayet rahat ve mutlu hissederken, bir anda değişen ruh haliniz sizi çıkmazlara iter. Bu çıkmazlardan kurtulacak olan sizsiniz. "Ona saçımı süpürge ettim" genelde geçmiş nesillerden fazlaca duyduğumuz sözler. Bunun yanıtı "saçınızı süpürge etmeyin o zaman"dır. Sonrasında pişman olacağınız şeyleri yapmayın. Yaptığınız şeyler için de pişmanlık duymayın. Yaptığınız her şeyi siz istediğiniz veya koşullar öyle gerektirdiği için yaptınız. Bunlar için ağlanmak size hiçbir zaman çıkış yolu göstermez, sadece enerjinizi ve ruh halinizi düşürür. Bu yüzden gözleriniz gözyaşlarınız yüzünden bulanıklaşacağına, açık kapıyı arasın her zaman. "Sorunumuz bu, peki bunun için ne yapabilirim?" İşte bu da sizin kıvrak zekanız vasıtasıyla bir çözüme ulaşır...

 

- Sadece evin huzuru kaçmasın diyerek tartışmadan - kavgadan kaçınmayın. Ama bu tartışma ve kavgalar sizin yargılayıcı olduğunuz kavgalara dönüşmemeli... Karşınızdakini düşman belleyerek savaş baltalarıyla üstüne çullanmayın yani. Haklarınız ihlal edildiğinde ve artık nefes alamaz hale geldiğinizde öncelikle yumuşak bir şekilde onu uyarmalısınız. Burada özellikle kadınlara sesleniyorum; bizler genellikle biriktirip biriktirip anlamsız bir noktada patlarız. Ama erkek dünyası bu konuda biraz farklıdır. Ona bir durumdan olan rahatsızlığınızı açık, net şekilde söylemeniz gerekir. O anda ortam müsait değilse de, akşam yatarken dahi olsa günün muhasebesini çıkarmalısınız. Ve tavrınız yine yargılayıcı değil, tartışma çıkarıcı değil, kendinizi nasıl hissettiğinizi ifade eden sade bir şekilde olmalı. Karşınızdakinin sözlerini dinlemelisiniz. O da size nedenlerini sunacaktır çünkü... Hep aynı konuda çıkan tartışmalar sonucu sorunun ne olduğu da kesinlik kazanacaktır. Bir örnek vermek gerekirse; "Arkadaşının yanında benimle alay etti. Çok kötü hissettim ve beni artık beğenmediğini düşünmeye başladım. Ertesi gün giydiğim elbise ile dalga geçtiğinde şişmanladığım için beni beğenmediğini anladım... Sonra evde yemek yerken 'oha yemeği ne çabuk yedin' dediğinde de 'sen beni sevmiyorsun artık' diyerek kavga ettim" derseniz, erkek bundan "hızlı yemek yediğinde ona bir şey denmiyor" sonucu çıkaracaktır... Yani ne sorun çözülecek ne de sorunun ne olduğu açık olacaktır...

 

- Para nedeniyle oluşan kavgalar... Evliliklerin çoğu bu saçma icat nedeniyle son bulur. Bunu böyle söyleyince çok maddeci bir bakış açısı gibi geliyor insana. Ama maalesef bu doğru. Çoğu ailede kavgalar paranın harcamalara yetmemesi nedeniyle çıkıyor. Taraflar birbirlerini suçlamaya başlıyor ve bu saçmalık çoğu zaman kişiler ne yüzünden kavga ettiklerini dahi net bilmedikleri için evlilikleri bitiriyor. Para yaşamımızda maalesef çok fazla yer tutan bir unsur ve hatta çoğu zaman mutluluklar para ile eşdeğer tutuluyor. Parası kalmayan insanların moralleri kolay bozuluyor ve bu moral bozukluğu ile doğru düşünemez hale geliyorlar. Genellikle psikolojideki "yansıtma" adındaki savunma sistemi harekete geçiyor ve parasızlığın suçlusunu eşi olarak görmeye başlıyor kişi. Eşinin çok para harcadığı ya da işinde başarısız olduğu gibi düşüncelerle karşısındakine saygısını yitirmesi sayesinde bambaşka konularda dahi saçma sapan kavgalar çıkabiliyor ve evlilikler bitiyor. Bu nedenle benim tavsiyem paraya endeksli yaşamaktan insanların bir an evvel kurtulmasıdır. Başarı para ya da lüks bir hayat değildir. Başarı insanların iç huzurudur.

 

-Aldatma/Aldatılma... Sevgililik dönemlerindeki aldatmalar, aldatılmalar bunlar çocukça şeyler... Evlilik sonrasındaki aldatma ise çok farklıdır. Genellikle yukarıdaki maddelerde hatalar yapan insanların sonunda düştüğü durumdur. Çünkü insan genellikle kendisini ifade edemediği, mutlu ve huzurlu olmadığı ortamda, mutluluk arayışı içine girer. Bu arayış saygıyı yitirmesine neden olur ve kendisini mutlu etmek için, bencillikle aldatır eşler birbirlerini. Yoksa karşısındakine saygı duyan insanın aldatabileceğine inanmıyorum ben. Ama bunun yanı sıra zaten baştan kendisini çapkın ilan eden, zaten karşısındakine saygı duymayı bilmeyen insanlar da vardır. Ya da çeşitli psikolojik dönemlere girerek yaşlandığını düşünenler... Çapkınlar açısından kendinizi sorgulamanız gerekir. Çünkü onu siz seçtiniz... Andropoz ve sair psikolojik buhran dönemlerinde aldatan insanlar açısından ise durum çok karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hal alır. Çoğunlukla böyle durumlarda aldatılan eş durumu sineye çekemez ve ayrılma kararı alır.

 

- Evlilikteki en büyük sorun; kişilerin zamanla değişmesi ve eşlerin bu değişime ayak uyduramamasıdır... Hiç kimse sabit değildir. Hayat her zaman akıp gider ve bize bir şeyler bırakır. Düşüncelerimiz, deneyimlerimiz, isteklerimiz, her şeyimiz değişir. Bu değişime eşi ayak uyduramadığında da kişiler ayrılık yolunu seçmek zorunda kalabiliyorlar. Elbette arada çocuk olması bu tür olaylarda bağlayıcı unsur oluyor ve insanlar boşanmayı düşünmüyorlar bu durumlarda... Ama yaşlanıp çocukların evden ayrılmalarıyla kendisine ayak uyduramayan eşle bir arada kaldıklarında, gerçek bir yalnızlıkla boğuşuyorlar. Bu durumdaki insanların çoğunlukla ayrı ayrı gezdiklerini, bir arada bir şeyler yapmadıklarını rahatça görebilirsiniz. Bunu engellemek için eşinizle olan iletişiminizi kuvvetlendirmeli, bunu güçlü tutmalısınız. Birlikte bir şeyler yapmaktan vazgeçtiyseniz, birlikte bir şeyler yapmaktan zevk almamaya başladıysanız sorunlar baş göstermiş demektir... Acilen ortak zevklerinizi kuvvetlendirmenizi öneririm. Öte yandan kişilerde dönemsel olarak yalnız bir şeyler yapma arzusu da olabilir. Bunun farkını siz sezmelisiniz...

 

Şunu da söylemeden edemeyeceğim; boşanma kararı alma aşamasındaysanız, bunu mutlaka çok derin düşünmelisiniz. Bunun yanı sıra fazlasıyla akılcı davranmalı, bu kararı eşinize aktarmadan önce bir avukatla detaylı şekilde görüşmelisiniz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kendi görüşüme göre evliliği düze çıkaran ve yokuşa süren nedenler

yokuşa süren sebepler

-öldüren umursamazlık

-ön yargı

-maddi beklentilerin yüksekliği

-eşin ailesiyle karakter uyuşmazlığının son noktası

düze çıkaran maddeler

-kişinin olgunlaşma evresine girip düşünsel olarak kendini toplaması

-sorun biriktirmek yerine çözümü arayan beraber çözüm bulamayınca bir uzmana danışan eşler

-soruna sebep olan herhangi fiziksel ruhsal hastalık varsa eşlerin teadviyi kabul etmesi

-eşlerin kaliteli zaman için planlaması.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben evlenmeye karşıydım... Hiç evlenmeyi de düşünmüyordum... Ama 5 sene aynı evi paylaştıktan sonra imza atmanın bir fark yaratmayacağını düşündüm sonunda... Çok fazla bir farkı da olmadı gerçekten... Yani evlenmek istememeniz normal ama zamanı gelirse isteyecek olmanız da normal.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Erkekleri tanıyana kadar hemen her kız çocuğu aşk ve evlilik hayalleriyle büyüyor maalesef... Ama bu evliliğe karşıt olduğum uzun yıllar sonunda evlendiğim gerçeğini de değiştirmez... Benim için evliliğin anlamsız olması ve karşıt olma nedeni kadının üzerindeki baskı ve yüktü. Hem para kazanmak için çalışıp didineceğim, hem evde temizliktir, yemektir vs.dir hem bir de üzerine bana hükmetmeye ya da bir süre sonra beni aldatmaya kalkacak bir insan? Evlilikleri böyle düşünüyordum. Bu nedenle de evliliğin gereksiz olduğuna inanmıştım. Sonrasında evlilik hakkında fazla olumsuz düşünmüş olduğumu anladım. Ama yine de kolay değil...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

8- her kosulda yanınızda adam gibi duracak bayan/erkek her kisi ideal eşdir. (Bence)

9- ufak tefek seylerle ortam bulandırıp germeye gerek yoktur. Bir sorun varsa dibine kadar birbirinizi yiyin. Ama orda olay bitsin. Her fırsatta ısıtıp ısıtıp onune koyarsanız offff offf..

10- birlikte bir hayat kurmaktansa, bir birinizin hayatına dahil olun. Birbirinizin hayatını paylasın. Orta yolu bulun. Siz iki farklı insansınız.

11- karsınızdakini hayatınızın merkezine oturtmayın. Her sey o demek degil. Bu beklentinizi yukseltir. Ben ole yaptımda o bana yapmadı gibi dusuncelerle kalırsınız ortada.

12- erkekler basit yaratıklardır. Her soylediginde ima aramayın. Bunu biz kadınlar yaparız, erkeklerin (genelde) laf sokma alıskanlıkları yoktur. Sizde surekli laf sokmaktan vazgecin.

13- asla bir erkegi kalabalık ortamda bozmayın. Ne yapacaksanız eve saklayın. Erkekler ortamda kendini yucelten kadınlara taparlar. Evde terligi indirirsiniz o size kalmıs.

14- asla bir kadına "ne gerek var" cumlesini kullanmayın. Sebeplerinizi acıkca anlatın.

15- asla karsınızdakini tanıyamazsınız, cok bel baglamayın.

 

13. üncü madde çok iyi bu sayıda şeytan tüyü vardır derler .Bu da mı tesadüf.....? senden korkulur .:rofl:

 

iki dakika sonra farkettim ki benim attığım cevap da 13.üncü cevapmış puhahah .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kesinlikle evlenmek istemezken ve nerede ciddiyete binme olursa oradan kaçmak için bahane ararken kendimi evli buldum.

 

Benim bekarlara, evlilere, sevgilisi olanlara söyleyebileceğim en büyük tavsiyem 'kesinlikle sinir ile hareket etmeyin ve ağzınızdan çıkan kelimelere dikkat edin'. Karşındaki insanın güvenini bir kere sarsınca zincirleme olarak ilişki kendi kendini imha ediyor. Çünkü bir süre sonra mantık devreye giriyor ve uzaklaşmak için çabalıyor ister istemez. Düşünmeden konuşmayın, sinirle söylediğiniz kelimelere çok dikkat edin. Barışınca her şey düzeldi sanıyoruz ama bilinçaltında kalmış oluyor. Ve kesinlikle kendinizi doldurmayın, kafanızda kurmayın, karşınızdaki insanın davranışları zaten duygularını belli etmeli, belli etmiyorsa altında nedenler aramayın evlenmeyin riske girmeyin. Seviyorsa da belli eder haliyle.

Sevgi varsa gerisi halloluyor, evlenmek için çok sevmek gerekli ben buna inanıyorum. Yoksa bir başka insanı kendi dünyana dahil etmek kolay değil, evlilik hele gerçekten zor. Sevdiğim yanımda olsun, beraber yemek yiyelim, el ele gezelim değil sadece. Çok basit şeylerde karşıt görüşleriniz olabiliyor, gündelik yaşamda herkesin kendince davranışları, bakış açısı oluyor. Sinir olmamak için ancak çok sevmek gerekli ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bwn istanbulda yaşıyordum evleneceğim kişi mersin de. Eski erkek arkadaşım facebook hesabımı çalmıştı bende yeni hesap açıyordum ve Cold Scream nickli biri vardı yani eşim. Onu da ekledim sonrasında yazdı bana mart ayının onuncu günü nasılsın falan diye konuşurken baktık sevgili olduk bana gel evlenelim dedi bende tamam dedim ve nisan bir de annemin doğum gününde çıktım mersin yoluna gittim vardığımda ise birbirimizden çok etkilendik on iki gün sonra evlendik beş yıl oldu evleneli ve bir kızımız var bir yaşında demem o ki ben de eşim de evlenmeyeceğim diyorduk ne olacağı belli olmuyor kafan uyuşuyorsa seviyorsan en önemlisi kendinden şüphe etmiyorsan evlen gitsin :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bwn istanbulda yaşıyordum evleneceğim kişi mersin de. Eski erkek arkadaşım facebook hesabımı çalmıştı bende yeni hesap açıyordum ve Cold Scream nickli biri vardı yani eşim. Onu da ekledim sonrasında yazdı bana mart ayının onuncu günü nasılsın falan diye konuşurken baktık sevgili olduk bana gel evlenelim dedi bende tamam dedim ve nisan bir de annemin doğum gününde çıktım mersin yoluna gittim vardığımda ise birbirimizden çok etkilendik on iki gün sonra evlendik beş yıl oldu evleneli ve bir kızımız var bir yaşında demem o ki ben de eşim de evlenmeyeceğim diyorduk ne olacağı belli olmuyor kafan uyuşuyorsa seviyorsan en önemlisi kendinden şüphe etmiyorsan evlen gitsin :)

Bizim evlilikte böyle oldu.

benimle evlenir misin,

evet,

tamam evleniyoruz,

bitti evliyiz. :D

40 yıl beraber yaşasan yine tanıyamıyorsun, geçinemiyorsun, boşanıyorsun. En iyisi sevgiyi bulduğunda fedakarlıkta varsa evleneceksin. Çok sevip çok seviliyorsan, farklı olduğunu anladıysan basacaksın nikahı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bizim evlilikte böyle oldu.

benimle evlenir misin,

evet,

tamam evleniyoruz,

bitti evliyiz. :D

40 yıl beraber yaşasan yine tanıyamıyorsun, geçinemiyorsun, boşanıyorsun. En iyisi sevgiyi bulduğunda fedakarlıkta varsa evleneceksin. Çok sevip çok seviliyorsan, farklı olduğunu anladıysan basacaksın nikahı.

 

Kesinlikle :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sevgi ve aşk yaşanılası bir şey ben seninle neden evlendim beni sevdiğini düşündüm ama zerre sevmemişin. Bence aşkın hasını sevginin alasını hakediyorum sen sevme ben kendimi deli gibi seviyorum. Sen haketmemişken seni de deli gibi sevdim sonuçta sadece bi yerin kalktı şimdi bu kişinin kendini mutlu etmesi gerek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlar karşılarındaki insanı olduğu gibi kabul edip sevemiyorlar. Çok zor bir şey bu ve hayal kırıklığına uğramak da çok kolay. Ama iki tarafta da ilişkiyi devam ettirme isteği olduğu zaman, devam etmeyecek evlilik yok bence. Sadece hayattan ne istediğini net şekilde bilmeli insan. Ve karşınızdaki ile olan problemleri biriktirmeden çözmek gerekir. Ve saygıyı yitirmeden tartışmak... Yukarıda yazdığım şeyleri okudum, bir de şimdiki ruh halime baktım... Temizlik, yemek bulaşıktan dert yanmışım :) Kadın birisini sevdiği ve uyum sağladığını gördüğü zaman onun besleneceği yemekleri hazırlamak, kıyafetlerini temizleyip onun dışarıda iyi görünmesini sağlamak istiyor. Kadın erkeği sevdiği zaman, ona bakmak istiyor. Erkek açısından nasıl oluyor bilemiyorum tabi ama :D Neyse romantiğim bu aralar... Daha fazla yorum yapıp bir sonrakinde hayal kırıklığı nedeniyle "aşk diye bir şey yok dağılın" demeyeyim :rofl:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlar karşılarındaki insanı olduğu gibi kabul edip sevemiyorlar. Çok zor bir şey bu ve hayal kırıklığına uğramak da çok kolay. Ama iki tarafta da ilişkiyi devam ettirme isteği olduğu zaman, devam etmeyecek evlilik yok bence. Sadece hayattan ne istediğini net şekilde bilmeli insan. Ve karşınızdaki ile olan problemleri biriktirmeden çözmek gerekir. Ve saygıyı yitirmeden tartışmak... Yukarıda yazdığım şeyleri okudum, bir de şimdiki ruh halime baktım... Temizlik, yemek bulaşıktan dert yanmışım :) Kadın birisini sevdiği ve uyum sağladığını gördüğü zaman onun besleneceği yemekleri hazırlamak, kıyafetlerini temizleyip onun dışarıda iyi görünmesini sağlamak istiyor. Kadın erkeği sevdiği zaman, ona bakmak istiyor. Erkek açısından nasıl oluyor bilemiyorum tabi ama :D Neyse romantiğim bu aralar... Daha fazla yorum yapıp bir sonrakinde hayal kırıklığı nedeniyle "aşk diye bir şey yok dağılın" demeyeyim :rofl:

Çok güzel noktaya değinmişsin:) Ben ki hiç sevmem yemek, temizlik.. Eşimi temiz görünce, ne bileyim o yıkadığım çamaşırlar mis gibi kokunca, yattığı yer temiz olunca o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. Sevdiği yemeği yaptığımda, çok güzel olmuş dediğinde :) Hiç haz etmediğim duygular bunlar aslında.

Ben aşktan nefret ediyorum, düştüm kuyusuna ve çıkamıyorum boyun eğiyorum sadece.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kafa dengi olsun gelsin evlenelim

Ama yok abi bu zamanda kafa dengi cook zorrr

Oyle askitom demekle iki yuzuk takmakla bi cicek almakla olmaz evlilik.

Ne isterim meselaaa....

Aksam bir guzel sofra hazirliyim oturalim muhabbet esliginde yemegimizi yiyelim

Dizi film ne varsa biseyler izlerken gulelim veya cekistirelim

Cicek almasin hic

Mucevherde istemem zaten sevmem

Sadece gozlerine baktigimda ask goreyim yeter.

Beraber cilginliklar yapalim

Yazin bi cikalim tatile orasi senin burasi benim her yere gidelim

Haftasonu hemen kacalim sehirden gidip gezelim yine tarihi yerler veya sirf manzarasi var diye kiz kulesini izleyerek bi cay icelim mesela...

O biseyle ugrasirken onu engelliyim gicik edeyim falan

Ya ne biliyim....

Karikoca dan cok sevgili hayatimiz devam etsin isterim.

Ama bu kafada da kimse yok...

Bende evliligi onemsemiyorum.

Cocuk merakimda yok.

Koca merakimda yok.

Hatta cocuklari severim ama cocugum olsa tahammul edemem bakamam herhalde diye dusunuyorum...

Hatta cocuk yapacagima evcil hayvanimla yasarim diyorum.

Belki yasimdan dolayi boyle dusunuyorum.

Ama su bi kesin ki evlenirsem 1 2 sene tadini cikartirim belki 3 5 yil sonra cocuk yaparim.

Belki esimde ayni kafadaysa hic yapmam.

Hadi cocuk konusunu gectim...

Benimle eglenecek kafa dengi adam yokki etrafta takayim koluma basayim nikahi...

Tamam hos yakisikli iyi olabilirsiniz hepiniz amenna ama su da bi gercek ki kadin ruhundan anlayan cok az.

Cilgin olan aman karimla bi macera yapayim ariyorum hadi bu haftasonu bilmem ne kalesine gidelim diyen yok.

Hadi fethiyeye gidip parasutle atlayalim kafasi yok yok yoook.

Ben boyle mutluyum.

Kafa dengi birisi cikmazsa da sikinti yok 40 kedili 40 yasinda kadin olurum kedimle kopegimle beraber yasar ölürüm nolcaaak...

 

 

dip not : cocuk konusunda bana cephe almayin sahsi fikrim. Elestirin ama asla laf atmaya calismayin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...