Jump to content

Evrim, Olasılık Dışıdır.


punitive

Önerilen Mesajlar

Bir teknolojik alet içinde bilim, fizik, matematik vs. barındırır. Evren de içinde hassas dengelere sahiptir. Birçok resme baktığımızda işin içine matematik, fizik, bilim, kimya girer.

Daha ayrıntılı incelendiğinde bir enzimin, proteinin kendi başına oluşma ihtimali ne kadar olasıdır?

 

Görüntünün özünde sayısal bir zeka var? Matematik, fizik... kim yaratmıştır bunları? Acaba hiçbir şey yokken teorik bilim mi yaratıldı? Daha sonra evren kağıda mı döküldü?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yine zarla kumla evrimi çökertmişsiniz. Evrim canlıların nasıl oluştuğunu değil nasıl gelişip ayrıştığını anlatır. Hayatta bildiğiniz her şeyi öğreten bilim, şimdi de evrim var diyor ve sizin bunu kabul edip etmemeniz kimsenin umurunda değil. Bilimin bilim olduğu ülkelerde evrim karşıtı iddialar ciddiye bile alınmaz, evrim yoktur diyenleri üniversitelerde barındırmazlar. Ben evrim karşıtlarının deist olduğunu da sanmıyorum hiç dindar tipler oluyorlar. Bir kitapta yazıyor diye türlü akıl dışı şeylere hiç şüphe etmeden inanan bu insanlar, yüzlerce yılda binlerce bilim insanının katkısıyla oluşturulup bugün Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyelerinin tamamı tarafından kabul edilen bir gerçeği çok da anlarmış gibi reddedince komik oluyorlar. Her şey bitmiş, canlılar sınıflandırılmış, günümüz insanının da dahil olduğu koca bir Homo sınıfı meydana çıkmış, hepsinin kanıtı var, körelmiş organlar daha vücudumuzda duruyor, Papa bile evrim yaratılışa ters değildir demek durumunda kalmış ve sizler hala diretiyorsunuz.

serpentine tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar ya videoyu izlememiş; ya da hiçbir şey anlamamışlar. Veya bilimsel taassup, gözlerini perdelemiş; gerçeği göremiyorlar.

Evrim varsa eğer, tasarlanmış bir evrim vardır. Kendiliğinden olması olasılık dışıdır. Matematik, bilimsel bilginin olmazsa olmazıdır. Matematik bir gerçek var ortada.

Bilim diye, öyle dolmalar yutturdular ki dünyaya. Yanlışlar üzerinden ilerliyor bilim. Yoksa, böyle kilitlenip kalmazdı.

Bilim, teoriye gerçekmiş gibi inanmaz. Hangi bilimden söz ediyorsunuz?

Bir de, bunu kiliseye, dine bağlamak hiç şık durmuyor. Onların söylemleri farklı. Neden, görmezden geliyorsunuz? Dinciler, türlerin birden ortaya çıktığını söylüyorlar; fakat nasıl olduğu hakkında hiçbir fikirleri yok. Her konuda olduğu gibi. ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylaştığın videonun tamamını izledim ve gerçekten de cehalet kokan bu videoyla ilgili açıklamalar yapmak istedim. Öncelikle gerçekten bilimle ilgili gerçekleri ihlal eden ve ukalalıkta üst düzeylere erişmiş bir video. Yine de ben bu açıklama ve video için zamanımdan biraz verme cömertliğinde bulundum. Umarım sen de bu yazıyı okumak için zamanını ayırma cömertliğinde bulunursun.

 

Kuram ya da teori sözcüğünün anlamını çok yanlış kullanıyorsun. Kuramlar hipotez değildir. Kuram bilimde, en azından evrim için şu anlama gelir ve bilim camiasında da şu anlamda kullanılır:

 

Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

 

Kaynak: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=KURAM

 

Yani 'kuram' sözcüğü ezilmeyi hak etmeyen bir sözcüktür.

 

Şimdi videoya bakalım biraz.

 

Sağ-sol aminoasitlerle ilgili söyleyeceğim şey gerçekten de tam olarak neden sol aminoasitlerin çoğunlukta olduğu bilinmiyor. Bununla ilgili bazı düşünceler var tabi ki. Asimetrik karbon atomu içeren organik bileşikler (aminoasitler örneğin) ışıktan etkilenirler. (dairesel polarizasyon) Bizim sistemimizde de dairesel rotasyona bağlı olarak ışık iki aminoasit türünden yalnızca birinin varlığını devam ettirmesini sağlıyor olabilir. Buna benzer bir polarizasyon adını şu an tam hatırlamadığım bir nebulada da gerçekleşmişti. Japonya - Ulusal Astronomik Gözlemevi yaklaşık %20'sinin polarizasyona uğradığını tespit etmişti.

 

Tabi modern çalışmalardan bihaber olan insanlara söylemeliyim ki ışık dışında ortamdaki ısı, su, radyasyon gibi etkenler de bileşiklerin kiralitesini (sağ-sol) etkileyebilmektedir.

 

Orta okul matematiğindeki gibi 1/2leri çarparak gerçek dünyadaki olasılıkları hesaplayamazsınız. Örneğin şunlar hesaba katılmıyor:

 

NASA tarafından yapılan bir araştırmada kuyruklu yıldızların kuyruklarında çok yüksek oranda sol elli aminoasitler bulunmuştur ve daha da güzeli su miktarı arttıkça sol aminoasitlerin de arttığı belirtilmiştir. Hesaba katılmayan diğer şey ise meteor çarpmaları gibi yüksek basıncın ortaya çıktığı olayların bir aminoasidin sağ-sol simetrisini tersine çevirebilecek olmasıdır. Bunun dışında araştırmalara göre kuyruklu yıldızların su barındıran kuyruklarının ve meteorların yaşama ciddi katkılar sağladığı görülmektedir.

 

Her neyse, proteinler için tavuk-yumurta benzetmesi kurulmuş bu videoda. Tekrar söylediğim gibi, 1/2lerle yapılan olasılık hesaplarına karşı gerçek hayat var karşımızda. İlkel dünya koşullarıyla laboratuvarda defalarca ve defalarca canlı benzeri formlar elde edilmiştir. (koaservat) Bu koaservatlar bölünmek, metabolizmaya sahip olmak gibi özelliklere sahiptir. Ancak genetik materyalleri olmadıkları için kendi "kopyalarını" yaratamamaktadırlar. Aminoasit ve proteinler de elde edilebilmektedir bu deneylerde hatta belli işlevleri olan mekanizmalar bile elde edilebilmektedir. Ancak istediğiniz şey sıfırdan bir modern hücre yaratmak ise bizim istediğimiz de zamandır. Yanlış bilmiyorsam yaklaşık 600 milyon yıllık bu süreci bence birkaç on yılda tekrarlamak düşünüldüğü kadar kolay değildir.

 

Videodaki bir hata da bir sürü organel saydıktan sonra (golgi, mitokondri vs. vs.) bunların biri işlevini yerine getiremeseydi yaşam olmazdı demesi. Prokaryot hücrelerde bu organeller yer almaz bilindiği gibi, onların yalnızca ribozomları vardır.

 

Canlılardaki bütün bu yazılım ve donanımın nasıl kendi kendine oluştuğuyla ilgili bir şeyler de söyleniyor. Tabi ki de bu sözler evrimin tamamiyle gerçek olan bütün mekanizmalarını reddeder ve evrimin bize söylediği şeyle yakından uzaktan alakası yoktur çünkü evrim her şeyin hop diye oluştuğunu söylemez bize. Basitçe varlığını sürdürebilenler var olmaya devam eder, sürdüremeyenler yok olur. Günümüze kadar belki katrilyonlarca kez farklı aminoasit dizilimleriyle kendiliğinden ya da canlı içerisinde proteinler oluştu. Ancak oluşan protein varlığını sürdürmeye devam ettirebilecek kimyasal özelliklere sahipse (bilinçli bir varlık sürdürme değil) o protein var olmaya devam eder ve katrilyonlarca dizilim arasında diğerleri yok olurken onun sayısı gittikçe artmaya başlar çünkü 'var olma şansı' daha fazladır. (olasılık olan şans değil, fırsat diyelim)

 

Bu ilke aslında evrimin temelini oluşturur çünkü yalnızca aminoasitler için geçerli değildir. Bir DNA bildiği gibi bir dizi kimyasal tepkimeyle kopyalanabilmektedir. DNA'da ise işlevsel parçalar, genler vardır. Bu genlerde oluşacak mutasyonlar yapılan proteinleri ve proteinler de her şeyi etkiler. Eğer canlının yaşamasına fırsat vermeyen genler varsa canlıyla birlikte o genler de yok olacağı için çok yaygınlaşmaz ve zamanla kaybolurlar. Bunun dışında canlıya zarar vermeyen ya da fayda sağlayan genler popülasyon içinde bu genleri taşıyan bireyler artacağı için yaygınlaşacaktır. Seçilim budur ve seçilim sayesinde bir hücreden oldukça karmaşık organlar oluşabilmiştir. Bunlar milyarlarca yıllık süreçler içinde meydana gelmiştir ve var olması "tesadüf" değildir.

 

Örneğin ışığı algılamaya yarayan ama bizim gözümüze göre çok ama çok daha geride, mutasyon sonucu oluşmuş bir 'araç', yalnızca aydınlık ve karanlık algılayabilen bir şey olsa bile diğer canlılara göre bariz bir avantajı olacaktır. Bu canlı üredikçe de sonraki nesillere bu genleri aktaracaktır. Böylece bu canlının yaşama şansı artacak ve bu popülasyonda ışığa yönelenlerin oranı da artışa geçecektir.

 

Bu mutasyon zararlı bir mutasyon da olabilirdi tabi ki birçok mutasyonda olduğu gibi, canlının kendisine zarar verecek kimyasallar üretmesine neden olan bir mutasyon mesela. Bu canlı - canlılar yaşamlarını uzun süre sürdüremeyecekleri için yok olup gideceklerdir, böylece doğal seçilim ile elenmiş olacaklardır. Genler sonraki nesillere aktarılamayacaktır.

 

Şimdi de videonun son bölümü olan olasılık bölümünden bahsediyorum. Orta okul matematiği konusuna tekrar dönmemiz gerekecek sanırım. Bir proteinin oluşma ihtimalini 1/10ları çarparak hesaplayamazsınız. Gerçek dünyada işler böyle yürümez. A, B ve C moleküllerinden bir ABC sırası elde edeceğimiz zaman bu sıranın oluşmasını sağlayacak birçok etken vardır. Örneğin A ve B birbirlerine bağlandıkları zaman C ile bağ yapmaya yatkın bir özelliğe sahip olabilir. Bunun örnekleri kimyada vardır.

 

Ya da bir protein molekülünün oluşmasını sağlayacak, aminoasitlerin bağlanmasını sağlayacak çok etken vardır. Sıcak bir ortamda daha çok çarpışma olacağından daha hızlı gerçekleşir reaksiyonlar. Ya da bir meteorun dünyaya düşmesi gibi etkenler de vardır. Anlamamakta ısrar ettiğiniz şey gerçek hayatın olasılıklarının yazı-tura atmak gibi olmadığıdır. Bir olayın oluşmasını etkileyecek şeyleri hesaba katmak için basit çarpma işlemlerinden fazlasına ihtiyacımız var.

 

Mesela herkes çok ağır trafik kazalarından burnu kanamadan kurtulanları duymuştur. Matematiksel olarak kurtulması imkansız olan insanlar gerçek hayatta kurtulabilmektedir. Bu videoda yapılan şey model yaratmaktır. Gerçek dünya için karmaşık modeller gerekir ve tekrar ve tekrar söylüyorum, bu modeller 1/2leri çarparak elde edilmez. Olasılık hesapları işte bu yüzden mutlak değildir. İdeal ortamlar ve gerçek ortamlar farklı şeylerdir.

 

Bir de sanırım kendini evrim karşıtı olarak nitelendiren insanlar evrimin rastgele atomlardan bir insan yaratmak olduğunu sanıyorlar. Hayır, hayır, bu evrimin savunduğu görüşün tam tersidir. Evrim gerçeği bize der ki "Değişimler aşama aşama meydana gelir. Bir tek hücreli birden çok hücreli hale gelmez. Elimizde milyarlarca yıl vardır ve aşama aşama gerçekleşir." ancak evrimin tesadüf olduğunu söylemeye devam eder evrim karşıtları.

 

Evrim bize der ki "Bir insan düşünün, annesinin elini tutsun, o da kendi annesinin, o da kendi annesinin ve bu yaklaşık 450 km. devam etsin, bir insan zinciri yaratalım. Baktığınız zaman bir anne ve kızı arasında uçurumsal farklar yoktur. Ancak en baştaki ve en sondaki arasında düşündüğünüzden daha fazla fark olacaktır." çünkü bunlar aşamalı değişimlerdir. İleri sürüldüğü gibi rastgele atomları dizelim de kuzu çevirme çıksın, güzelce mideye indirelim değil. Doğa böyle çalışmaz.

 

Fizik ve kimya yasalarına "tesadüf" demek açık bir bilim karşıtlığıdır, cehalettir. Evrenin yasaları vardır ve bu yasalar evrimin oluşmasını sağlamıştır. Evrim tesadüflerle dolu bir yolculuk değil, yasalarla işleyen doğal bir süreçtir. Bir kayayı dağdan aşağı yuvarladığımızda yuvarlanması ne kadar tesadüfse bu da o kadar tesadüftür.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Bir DNA bildiği gibi bir dizi kimyasal tepkimeyle kopyalanabilmektedir. DNA'da ise işlevsel parçalar, genler vardır. Bu genlerde oluşacak mutasyonlar yapılan proteinleri ve proteinler de her şeyi etkiler. Eğer canlının yaşamasına fırsat vermeyen genler varsa canlıyla birlikte o genler de yok olacağı için çok yaygınlaşmaz ve zamanla kaybolurlar. Bunun dışında canlıya zarar vermeyen ya da fayda sağlayan genler popülasyon içinde bu genleri taşıyan bireyler artacağı için yaygınlaşacaktır. Seçilim budur ve seçilim sayesinde bir hücreden oldukça karmaşık organlar oluşabilmiştir. Bunlar milyarlarca yıllık süreçler içinde meydana gelmiştir ve var olması "tesadüf" değildir."

 

Bunu sadece örnek veriyorum. İnsanı aşan bir bilgiden söz ediyorsun; fakat, insanı aşan bir bilinci kabullenmeye gönlün razı olmuyor. :)

 

 

 

Yüz yıl önceki pozitivist bilimi baz alarak, savını ortaya koymaya çalışıyorsun. Olasılığın her şey olduğunun bile farkında değilsin. Kuantum fiziğinde, madde bile yoktur. Sadece olasılık dalgaları vardır. Kaldı ki, burada, olasılık dışı bir durumun gerçekleşmesi söz konusu.

 

Videoyu izledin madem; hücredeki muazzam bilgi ve organizasyonun nasıl oluştuğunu hiç merak etmedin mi? Bir fabrika gibi çalışan bir tek hücreyi oluşturan bilgi ve "teknolojiyi" kim organize etti de, yerleştirdi oraya? Doğa kanunları mı? Doğa kanunları, bilinçli varlıklar o zaman.

 

"Evrim bize der ki "Bir insan düşünün, annesinin elini tutsun, o da kendi annesinin, o da kendi annesinin ve bu yaklaşık 450 km. devam etsin, bir insan zinciri yaratalım. Baktığınız zaman bir anne ve kızı arasında uçurumsal farklar yoktur. Ancak en baştaki ve en sondaki arasında düşündüğünüzden daha fazla fark olacaktır." çünkü bunlar aşamalı değişimlerdir. İleri sürüldüğü gibi rastgele atomları dizelim de kuzu çevirme çıksın, güzelce mideye indirelim değil. Doğa böyle çalışmaz."

 

 

Bu örneğin de, buram buram demagoji kokuyor. Çok basit.

 

 

 

 

 

 

"Fizik ve kimya yasalarına "tesadüf" demek açık bir bilim karşıtlığıdır, cehalettir. Evrenin yasaları vardır ve bu yasalar evrimin oluşmasını sağlamıştır. Evrim tesadüflerle dolu bir yolculuk değil, yasalarla işleyen doğal bir süreçtir. Bir kayayı dağdan aşağı yuvarladığımızda yuvarlanması ne kadar tesadüfse bu da o kadar tesadüftür."

 

 

Fizik ve kimya yasalarına "tesadüf" diyen yok. Yine demagoji. "Yasa koyucu" kim? Doğa kanunları mı?

 

 

 

 

Bilimsel olduğunu zanneden bir taassup ne kadar kötü bir şey. Bilim adına bilimi inkâr etmek...Dini taassuptan ne farkı var?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uçurumdan aşağı bırakılan kaya örneği kader konusunda da benzer bir örnekle verilir. İnsan bir yaprak gibidir, yaşam ise rüzgar... Rüzgar yaprağı önüne katar ve yaprağın kaderi, rüzgarın savurmalarıyla şekillenir...

 

Her neyse, aslında dağdan yuvarlanan kayanın macerası saptanabilir. Yer çekimi, rüzgarın yönü, kayanın içerdiği madde yapısı, yer şeklinin fizyolojik hali, kayanın ağırlığı, kayanın bırakılma şekli, yamacın eğim açısı, yuvarlanma esnasında kayanın çarpamaya maruz kaldığı şiddet ve ufalanan parçaların kütleye etkisi vs vs. Bu böyle uzar gider. Ve tüm bunlarda coğrafya, matematik, kimya, fizik, jeofizik... vs. kullanılır. Bu da belki tesadüf kelimesi kadar zorlama bir yorum olur.

 

Bu tarz konularda direkt oluşan algı şu; >>> Bir taraf otomatikmen az düşünen dinci, diğer taraf ateist ya da din karşıtı...

 

Doğa kanunları, tesadüf artık her neyse. Kanun kendi başına yazılabilir mi? Anayasa'da ki yasalar. Kim koymuştur bu yasaları?

 

Her şeye dünyayı ve evreni baz alarak örnek veriyoruz. Çünkü elimizde ki malzeme bu.

 

Bana birisi gelip; "Bilgisayarında ki antivirüs programı kendi kendine tesadüfen oluştu..." dese güler miyim sizce?

 

Konu dışına çıkan yorumlar yapmış olabilirim, kusura bakmayın. Gecenin bu saatinde yazdıkça geliyor kelimeler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

An itibariyle yanıt vermemeye karar verdim. Neden, biliyor musun? Sana sunduğum bilimsel "bilgilere" gönlün el vermiyor tarzı yanıtlar verdin çünkü ve dünya kadar cümleye demagoji diyerek onları çürüttüğünü zannediyorsun. Benim gönlümün el vermediği tek şey bilimsel denilen ancak bilimi çiğneyen "bilginin" yaygınlaşmasıdır. Tanrı düşüncesinden bahsetmiyorum tabi ki, bizim tartışmamız tanrı vardır ya da yoktur değil. Kalıtsal materyallerin oluşumu üstüne kısa bir araştırma yaparsan da biraz "bilgiye" ulaşabilirsin, burada açıklamayı reddediyorum bu kez çünkü gelecek yanıtları biliyorum.

 

Sonuç olarak benim sana yazdığım paragrafa verdiğin yanıtları özetleyelim istersen:

 

"Çok basit örnek."

"Yine demagoji yapmışsın."

"Çok karmaşık, bir tasarımcı olmalı."

 

Yazımı baştan sona önyargısız okuyup da bayağı iyi anladığın için teşekkür ederim.

 

Not: "Evrim olasılık dışıdır." cümlesinden evrim karşıtlığı dışında bir anlam çıkaramadım, yani hâlâ 2 yolumuz var.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmada en önemli kural saygıdır. Üslup konusunda titiz olmak gerek. Tartışmaya hevesli olan, saygılı olmalı; her şeyden önce.

Bu konunun tartışması olmaz ki aslında. Ortada matematik bir veri var. Yanlışsa, doğrusunu söylersin; olur biter. Söyleyemiyorsan susarsın.

punitive tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yine zarla kumla evrimi çökertmişsiniz. Evrim canlıların nasıl oluştuğunu değil nasıl gelişip ayrıştığını anlatır. Hayatta bildiğiniz her şeyi öğreten bilim, şimdi de evrim var diyor ve sizin bunu kabul edip etmemeniz kimsenin umurunda değil. Bilimin bilim olduğu ülkelerde evrim karşıtı iddialar ciddiye bile alınmaz, evrim yoktur diyenleri üniversitelerde barındırmazlar. Ben evrim karşıtlarının deist olduğunu da sanmıyorum hiç dindar tipler oluyorlar. Bir kitapta yazıyor diye türlü akıl dışı şeylere hiç şüphe etmeden inanan bu insanlar, yüzlerce yılda binlerce bilim insanının katkısıyla oluşturulup bugün Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyelerinin tamamı tarafından kabul edilen bir gerçeği çok da anlarmış gibi reddedince komik oluyorlar. Her şey bitmiş, canlılar sınıflandırılmış, günümüz insanının da dahil olduğu koca bir Homo sınıfı meydana çıkmış, hepsinin kanıtı var, körelmiş organlar daha vücudumuzda duruyor, Papa bile evrim yaratılışa ters değildir demek durumunda kalmış ve sizler hala diretiyorsunuz.
Evrim, yaratıcı tarafından programlanmıştır. Başlık, materyalist bir evrim anlayışından söz ediyor.
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evrim olasılık dışıdır başlığından ben de evrimin olasılık dışı olduğunu düşünmenizden başka anlam çıkartamadım, zihninizi okuyamam sonuçta. Evrim varsa onu da Tanrı tasarlamıştır diyormuşsunuz. Tanrının, tanrıların varlığını yokluğunu bilemeyiz bu yüzden sizin kişisel düşünceniz olarak kalır bu. Bilim ise böyle çalışmıyor, bütün insanların kabul edeceği test edilebilir gerçeklerle ilgileniyor.

 

Benim merak ettiğim canlılığın matematiği, olasılıklar ya da imkansızlıklar falan değil. Evrimi tanrı planlamıştır, yasaları yaratıcı koymuştur demenin eğer dinlere inanmıyorsanız ve tanrının evren ile insanlara bugün doğrudan bir etkisi olduğunu düşünmüyorsanız bizim hayatımızda ne gibi bir değişiklik yapacağını düşündüğünüz. Yani evrim yaratıcı tarafından programlandı dediğinizde insanlar size "ee?" derse ne diyeceksiniz, devamı var mı bu görüşün? Hayatlarımızı mı değiştirecek, bilim yöntemlerini mi değiştirecek, ibadet mi etmeliyiz, yaşama dair tavsiyeler mi veriyor bu görüş nedir.

 

Bilim diye ne dolmalar yutturuluyor, bu yüzden kilitlenip kaldı bilim demişsiniz. Bilim kilitlenip kalmadı, sizin de bilim dünyasını ve yöntemlerini eleştirecek, kuantum fiziğinden bahsedecek ne ilminiz var bilmiyorum ama evrim tanrı tarafından programlanmıştır deyince bir aydınlanma, bir değişim falan yaşanmaz dünyada böyle olacağını sanıyorsanız. Bir de kendi görüşünüzü tanımlayan bir kelime var mıdır araştırmam için?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İyi ya işte; ben kendi fikrimi söyledim. Senin varsa fikrin, sen de karşıt fikrini söyle. Sorguya mı çekiyorsun beni? :)

Fikrimi anladın; yine aynı yerdesin.

Ben evrimin Tanrı tarafından planlandığına inanıyorum; sen de kendiliğinden olduğuna inanıyorsun. Felsefi açıdan, duruşumuz aynı. İkimiz de, bir şeylere inanıyoruz. İtirazın neye? Anlamadım ki...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gnoxis'te özel mesaj kutumda sakladığım yüzlerce askerle sana savaş açacağım yakında sevgili komuro. :D

 

Şaka bir yana bilim savaş teknolojisi falan değildir, bilim teknoloji bile değildir. Teknoloji, bilimsel bilgilerin kullanılmasıyla elde edilen ürünlerden biridir. Bilim iyi ya da kötü de değildir. Mesela başın ağrıdığında yuttuğun Minoset bilimsel bilgilerin ürünüdür, kemoterapi bilimsel bilgilerin ürünüdür, araba bilimsel bilgilerin ürünüdür. Bunun yanında nükleer bombalar da bilimsel bilgilerin ürünüdür. Eğer nükleer bomba üretmekten vazgeçersek nükleer bombalar olmaz ama bu üretilemeyeceği anlamına gelmez. Yani bilgileri ne yönde kullandığımızla ilgilidir bilim. Onu iyi ya da kötü olarak nitelendirmek ne kadar akılcı?

 

Bir de şu Higgs parçacığı konusunu açar mısın biraz daha? Yani Higgs parçacığı ile uğraşmak ve evrim arasındaki bağlantıyla ilgili düşüncenden bahsediyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gnoxis'te özel mesaj kutumda sakladığım yüzlerce askerle sana savaş açacağım yakında sevgili komuro. :D

 

Şaka bir yana bilim savaş teknolojisi falan değildir, bilim teknoloji bile değildir. Teknoloji, bilimsel bilgilerin kullanılmasıyla elde edilen ürünlerden biridir. Bilim iyi ya da kötü de değildir. Mesela başın ağrıdığında yuttuğun Minoset bilimsel bilgilerin ürünüdür, kemoterapi bilimsel bilgilerin ürünüdür, araba bilimsel bilgilerin ürünüdür. Bunun yanında nükleer bombalar da bilimsel bilgilerin ürünüdür. Eğer nükleer bomba üretmekten vazgeçersek nükleer bombalar olmaz ama bu üretilemeyeceği anlamına gelmez. Yani bilgileri ne yönde kullandığımızla ilgilidir bilim. Onu iyi ya da kötü olarak nitelendirmek ne kadar akılcı?

 

Bir de şu Higgs parçacığı konusunu açar mısın biraz daha? Yani Higgs parçacığı ile uğraşmak ve evrim arasındaki bağlantıyla ilgili düşüncenden bahsediyorum.

:D

gayet farkındayım bilimin tarafsızlığının yalnız bilim parasız olmaz ve bu çalışmalar birilerinin parasıyla dönüyor ve o para verenlerin istedikleri hiç bir zaman insanlığı düşünülerek yapılmadı benim öfkem buna yani bilim para ihtiyacından dolayı tarafsızlığını yüz yıl önce yitirdi..

 

cern'deki asrın deneyini denen büyük hadron çarpıştırıcısı ile yapılan deneylerde atom altı bir parçacık bu higgs bozonu ve bize evrenin oluşumundaki sırları açıklayabilecek bilgiler sunmaktadır.

araştırırsanız bir çok bilgi bulursunuz ..

mesala burdan edilecek bilgilerle kesinlikle nükleerden daha üstün bir silah yapılması muhtemel ve isteniliyor patronlar tarafından.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tabi ki de dünyayı "yöneten" güçlerin daha çok para ve daha çok güç için bilimi kullandıklarını inkâr etmem, bunu inkâr etmek Everest Tepesi aslında yoktur demekten farklı bir şey değil. Birçok ülkenin (başta ABD) en çok yatırımı askeri alanda yapması da bunun en büyük göstergelerinden biri.

 

Higgs parçacığının ne olduğunu, hakkındaki araştırmaları tabi ki de biliyorum, yalnızca evrim ile bağlantısını sormak istemiştim. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tabi ki de dünyayı "yöneten" güçlerin daha çok para ve daha çok güç için bilimi kullandıklarını inkâr etmem, bunu inkâr etmek Everest Tepesi aslında yoktur demekten farklı bir şey değil. Birçok ülkenin (başta ABD) en çok yatırımı askeri alanda yapması da bunun en büyük göstergelerinden biri.

 

Higgs parçacığının ne olduğunu, hakkındaki araştırmaları tabi ki de biliyorum, yalnızca evrim ile bağlantısını sormak istemiştim. :)

bağlantısını deep webde bile bulamayız son derece gizli bir çalışma

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kuantum seviyede, sadece "gözlemlemekle" olay etkileniyor; değişiyor. Bilinç, olaya etki ediyor. Bkz: Çift yarık deneyi. Bu durumda, üst seviyede bir "BİLİNÇ"in, tüm olaylara etki etmediğine dair, makul bir gerekçe gösterebilir miyiz?

Hatta, teori, hiç bir bilinçli gözlemci yoksa, maddenin, dolayısıyla da evrenin olamayacağını söylüyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Videonun %99 unun evrimle zerre kadar alakası yok.Yarısı YGS biyoloji konu anlatımı ,yarısı din hocasının boş derste göstereceği tarzda bir video.

 

Evrim canlılığın nasıl çıktığı ile,ilk protein,enzimle,ilk hücre vs ile ilgilenmez.Bunu açıklayan başka teoriler vardır.Panspermia, abiyogenez vs teoriler ki bunlar da geniş çapta kabul görmüştür.(ülkemizde bile?)

 

Evrimin tanrının varlığı ile alakası da yoktur.İnanç vicdan işidir.Bilimse gerçeklerle ilgilidir.Evrimin gerçekliğinden yaratıcıya gerek yok anlamı çıkmaz.Neye inanacağınızı seçebilirsiniz.Kendi inançlarınız olabilir ama kendi gerçekleriniz olamaz

 

Ve de evreni anlayan biri bilir ki evrende ve doğada sürekli bir değişim,gelişim,ölüm,doğum,kademeler,süreçler,nedensel bağlantılar vardır.Bir yıldızın döngüsünde bile. Big bangdan dünyanın oluşumuna kadar yaklaşık 8 milyar yıl var.Yani yaratılışa inanmak yaratılışın hooop diye olduğuna inanmak anlamına gelmiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...