Jump to content

Varlık tipleri


merth

Önerilen Mesajlar

nasıl bilmem 'tanrıların arabalarını' Daniken...;) hatta adamın bütün kitaplarını bir arkadaşa vermiştim de bir daha geri alamamıştım..:mad: neyse..

uzaylılarla ileşime geçenlerin iddaa ettiklerinden vs. yola çıkarak kendi fikirlerimi söyledim.. herhalde söylediklerimin bilimsel değeri olacak değil...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

THE GREYS

Ziyaretçiler olarak anılan bu türün bireyleri yaklaşık olarak 1.8 Metre uzunluğundadır. Ağırlıkları ise 30-40 Kg. arasıdır. Tenlerinin renginden dolayı bu ismi almışlardır. Saçları olmamakla birlikle gözleri yırtıcı biçimde ve siyah rengindedir.

Zeta Reticulan yıldız sisteminden Orion takım yıldızı kökenli oldukları söylenir.İletişim şekilleri Telepatik'dir.Saldırgan tavırları görülmemiştir.Bazı ayırt edici özellikleri şöyle sıralanabilir:

Organları insan vücudundaki organlardan büyük ama aynı düzende.

Ağızları dar ve kesik

Kulakları ve burunları çentikli

Dört parmaklıdır ve perdelidir.

Vücutları ince

 

THE REPTİLİANS

Genetik olarak sürüngenlere çok benzedikleri için bu adı almışlardır.Uzunlukları yaklaşık olarak 1.7 Metre civarındadır. Ağırlıkları ise 60-70 kg. gibidir. Çok gelişmiş vücut sistemleri vardır, görünümleri daha çok düşmanca ve ürkütücüdür.

Tenleri kızılımsı renktedir, cinsiyetleri bilinmemekle beraber kökenleri de belli değildir.Gri türlerin alt seviyesinde bulunurlar (Sınıflandırma yapılırsa). Kendi gezegenleri yaşama elverişsiz olduğundan asırlar önce Dünya'ya yerleştikleri tahmin ediliyor.

 

ATAİEN / MANTİS

Uzun ve dar suratları, yukarı doğru eğimli gözleri ve böcek gibi vücuduyla bu ünvana sahip olmuşlardır (Mantis=Peygamberdevesi).Şu an ki raporlara göre çok akıllı oldukları bilinen bazı özellikleri.Gezegenimizde meyvelerle yaşamlarını sürdürdükleri sanılıyor. 1.7 Metre uzunluğunda ve uzaktan gri-altınımsı renkteler.Onlar hakkında bilinenler bundan ibaret.

 

THE PLEiDEANS

Genellikle sarışın erkek ve esmer kadın tipi bir uzaylı tipidir. Olağanüstü evrim geçirmiş, yardımsever olarak bilinirler. Dünya'dan sadece güvendikleri kişilerle irtibat kurarlar.Bu yaratıklar söylendiğine göre biz insanların ata sı olabilirmiş.Şu ana kadar bilinen en iyi Pleideans araştırmacısı Billy Meier'dir.

 

MEN in BLACK

Men in Black en iyi: M.i.B,Harlocks,Susturucu'lar olarak tanımlanır. Klasik bir MiB'i tanımlayacak olursak, belirsiz bir yaş, orta boy bir uzunluk ve en önemlisi siyah giyinimli kişilerdir. Soluk tenli'dirler.Tanıklara göre oldukça mekanik hareketlidirler. Genellikle sahte belgelerle gezerler ve her hangi bir UFO olayından sonra susturucu görevi görürler.

Andromedalılar

 

Spiritüel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen çok eski, meleğimsi enerjisel bir ırktır. Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tüm insan evriminin öncüleridir. Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yönetmektedirler.

 

Arcturuslar

 

Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dünyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanüstü parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım küreden görülebilmektedir.

 

Arcturus uygarlığı, galaksimiz içindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir. 5. Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dünyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir.

 

Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar. Boyları 90-120 cm. arasındadır. Birbirlerine çok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı önlemesinden dolayı memnundurlar. Tenleri yeşilimsi renktedir. Büyük, badem biçimli gözleri vardır. 3 parmaklıdırlar.

 

Arcturusluların gözleri, koyu kahverengi ya da siyahtır. Fakat görmelerini sağlayan ana organları, gerçekte gözleri değil telepatik bilinçleridir. İşitme duyuları ise telepatik özelliklerinden bile daha ileridir. Bu varlıkların ortalama yaşam süreleri 400 yıldır.

 

Maviler

 

Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini açıklamamaktadırlar. Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır. Gözleri büyüktür ve badem biçimindedir. Oldukça spiritüel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine ve özgür irade yasasına inanırlar.

 

 

Nordikler

Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hiçbir zaman açıklamamışlardır. Oldukça güzel görünümlü varlıklardır; sarı saçlıdırlar, bu yüzden çoğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar. Gözleri koyu mavi renktedir. Boyları 1.70-1.90 cm arasında değişmektedir.

 

Nordikler, Dünyadaki sorunları aşmaları için insan ırkına yol göstermeye çalışan pozitif varlık grubundandırlr. Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla çalışmayı tercih ederler.

 

 

Orionlar

 

Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir görünüme sahiptir; geri kalan %25 ise insanlara benzememektedir., bunlar Reptilian lar denilen sürüngenimsi varlıklardır, bazı ırklarda insect denilen böceğimsi varlık gruplarına girerler.

 

Orionlu insanımsı varlıkların en belirgin özelliği gözlerinin benzersizliğidir. Oldukça keskin mavi gözlere sahip Orionlu varlıklarla temasa geçmiş pek çok insan bulunmaktadır. İnsan benzeri Orionluların %90’ı açık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, açık renk saçlı varlıklardır.

 

Orion Sistemi çok büyük bir yıldız sistemini barındırır.. Orion Sisteminden gelenler negatif varlıklar olarak bilinseler de , tüm sistem negatiflerle kolonileşmiş değildir..Özellike humanoid yani insanımsı varlıklar, hem teknolojik hem de spritüel açıdan çok gelişmiş pozitif varlıklardır...

 

Santorlar

 

Santorlar, Dünyamızdan yalnızca 4.2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Centauri Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır. Santorlar, teknolojik ve ruhsal açıdan bize yakın güneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir. Siriuslular, Pleiadesliler ve Venüslülerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır.

 

Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literatürde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar. Bunlardan Alfa C yıldızı güneş sistemimize en yakın olanıdır.

 

Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, özellikle son 4000 yıldır dünyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Çağa geçişlerinde yardım etmektedirler.

 

Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin çok ötesindedir. Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta geçme yeteneği ile mümkündür.

 

Ayrıca Proxima Centauri yıldızından gelen insana çok benzeyen pozitif motivasyonlu çok gelişmiş ırklarda vardır...

 

 

Siriuslar

 

Dünyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve köpek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince açılan boyutlararası bir kapı niteliğindedir. Siriuslular teknolojik ve spiritüel açıdan bizden binlerce yıl ileridir.

 

Siriuslular Pleiadesliler’e göre daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri açık kahverengiden çok koyu kahverengiye varan bir çeşitlilik göstermektedir. Çarpıcı bir göz yapısına sahiptirler; gözleri büyüktür ve hafifçe kesişmektedir.

 

Siriusluların atalarından bazıları uzak geçmişte gezegenimizle etkileşime geçmişler ve genetik projenin bir parçası olmuşlardır. Hatta bazıları kendi içlerinde genetik değişimlere uğramışlardır. Bu değişimler sonucu bazıları daha açık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik açıdan diğerlerinden çok daha farklı hale gelmişlerdir.

 

Siriusluların bazıları insana hiç de benzemeyen varlıklardır; daha çok böcek ve sürüngenleri andırırlar. Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir görünüşe sahiptirler. Hem teknolojik hem de spritüel anlamda müthiş gelişmiş olumlu varlıklardır.

 

Sirius , geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan sasquatch ( kocaayak ) , benzeri varlıkların bölgesidir. Siriuslar , geçmişte Orion imparatorluğu ile savaşıyorlardı. Genetik kaynakların , hayvan , bitki , mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani sol ve özellikle Dünya (terra) yada Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan bölgenin sakinleri olduklarını iddia ederler.

 

 

Vegalar

 

Vegalar, Dünya dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler. Bu varlıklar 1.80-2.10 cm boylarındadırlar. Kalın ve dayanıklı derileri vardır. Vegaların temel saç renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saçlılar da bulunmaktadır. Bazı Vegaların ise çok az saçı vardır ya da hiç saçı yoktur.

 

Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır. İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır. Oldukça çarpıcı gözleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gözkapakları mevcuttur. İkinci tür Vegalar ise insana benzememektedirler. Böcek ve sürüngenleri andıran bir görünümleri vardır. Bu sınıftaki Vegaların saç renkleri genellikle yeşilimsidir. Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vücutlarına yeşil bir renk vermektedir.

ALINTIDIR

fulyaxxx tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dünyadışı canlılarla ilgili tüm tanıklıkları ve iddiaları derleyerek bir sınıflandırma yapmaya çalışmak bir karışıklık yaratabilir çünkü kanıtlanmamış bir olayı bilimsel alana taşımak uygun değildir, bunu önlemek için dünyadışı canlıları tiplerine ya da davranışlarına göre ayırabiliriz. Yine de sonuçları okuyuculara bırakıyoruz. Dosyalarda yer alan belgelerde ileri sürülen kanıtların, güvenilir araştırmalarla desteklendiği söylenmektedir ama yine de bütün bunlar fanatik birer iddia olarak tanımlanabilirler. Ve unutulmamalı ki, tanıkların büyük bir çoğunluğu gereken psikolojik testlerden geçirilmemiştir, kaldı ki testlerin geçerlilikleri dahi tartışılabilir düzeydedir. Burada önemli olan, böyle bir inancın ortaya çıkardığı ansiklopedik yaklaşımı sergileyebilmektir. İşte dünyadışı canlılar karmaşası;

 

İddialara göre galaksimizde ve birkaç galaksi kapsamında bir Federasyon, bir İmparatorluk ve bir de bağımsız grup vardır; Federasyon, Zeta Reticuli 1, Alfa Centauri, Proksiyon, Kurt 424, Tau Ceti, Taygeta Pleiades ve Vega Şilrak takımyıldızının birliğinden kuruludur. İnsana benzer varlıklardırlar. İmparatorluk ise, Alfa Drakonis, Epsilon Bootes, Rigel Drion, Bellatrix, Orion, Polaris, Nemesis ve Zeta Reticuli 2´ye hakimdir. Daha çok reptil yani sürüngene benzer varlıklarıdır. Bir de kendi arasında anlaşık fakat bireysel olarak bağımsız olan zeki bir grup vardır; Bu grup, Bernard Yıldızları, Bootes Centaurus, Altair Aquila, Aldebaran, Arcturus, Sirius-B ve Sol Sisteminde yer alır. Farklı olan birkaç gizli grup, Amerika ve Dünya´daki kolonilerde ya da üslerde çok gizli olarak hükümetlerle ilişki kurdular. Bu grupların bazılarının, Güneş Sistemi içinde beden değiştirmeye imkan veren ilerlemiş bir teknolojiye sahip oldukları söylenmektidir. Şimdi "Dünyadışı Canlılar Ansiklopedisi"ne başlıyoruz.

 

Pleiadesliler:

 

Genelde sarışın ya da bazıları esmer insanlar, Alfa Draconis´den gelen sürüngene benzer varlıklar tarafından istila edilen gezegenlerde yaşıyorlar, Pleideliler, uzay yoculuğuna çıkan insana benzer ilk toplumdur (rivayete göre Amerikan Hükümeti 1940´lardaki Philadelphia Deneyleri´nden beri dünyadışı zeka ile nasıl bağlantı kurulacağını biliyordu.) Pleideliler, teknolojilerinin bizim uluslararası teknolojimizden yaklaşık 300 yıl ötede olduğunu ve kendilerinin, Andromeda takımyıldızının içinde bulunan, Andromeda Konseyi´nin bir parçası olduklarını belirtiyorlar. İsviçreli çiftçi Billy Meier´ın ilişkide olduğunu iddia ettiği uzaylılar bunlardır.

 

Lyralılar

 

Lyra insanlarının (İnsanlarla aynı nesle sahip oldukları söyleniyor) birkaç bin yıl önce sistem dışına sürüklendiğini farzedin. Lyra savaşları sürerken kitleler halinde sistemi terkederek Pleiade, Hyade (Taurus takımyıldızında, dünyadan 130 ışık yılı uzaklıkta) ve Vega yıldızlarının bulunduğu bölgeye kaçtılar. Bizim sistemimize benzeyen bu bölgede hala insanlarla, timsah cinsi griler savaşmaktadırlar.

 

Teloslular

 

Tufan´dan önceki yıllarda. su altındaki kolonilerde yaşayan sarışın, uzun boylu insanlar; Kuzey Amerika´nın batı eyaletlerine yerleşmişler ve Kuzey California´daki Mt. Shasta Dağı´nın çevresine toplanmışlardı, büyük mağara kentlerinde yaşıyorlardı, Lemuria olarak adlandırılan Tufan´dan önceki zamana ait uygarlıkların bir bölümünün Telos olduğuna inanılır (Gerçekte Lemuria, Hint Okyanusunda kaybolmuş mitolojik bir kıtadır. Pasifik Okyanusu´ndaki kıta, Elam-Mu olarak adlandırılmıştı). "Telosí" sözcüğü Eski Yunanca´da "kararlı çok çalışma" anlamındadır. Bazılarına göre bu insanlar, Maya kabilelerinin atalarıydılar. Hava gemileri "Viminas" olarak adlandırılır. Telosianlar, Ashtar toplu zekaya bağlantılı ruhani düzeninin içindedirler ve diğer boyutlu varlıklar gibi Satürn, Sirius ve Arcturus´daki dünya dışı varlıklarla bağlantıları vardır.

 

Orange

 

Bu varlıklar, Kuzey Meksika ve ABD Güney Nevada´da görülmüştürler. Sarı, kırmızı ve portakal renkli saçlarıyla insan soyuna benziyorlardı. Bedenleri de insana benzerdir. Ama yüzleri genetik olarak sürüngen türüdür. İnsanlar gibi üreme organlarına sahiptirler. Bazılarının Bernard Yıldızı´yla bağlantıları vardır.

 

Bukalemun

 

Sürüngenler genetik olarak insan gibi görünmek amacıyla kendilerine üreme olanağı verdiler. Ayrıca insanların dış görüntüsünü oluşturmak için lazer negatifleri veya moleküler şekil değişimini kullandılar. Bu tesisler, Washington, Fort Lewis; California, Deep Springs; Nevada, Groom Gölü; Utah, Dougway ve Meksika´da yüzeyin altında kullanılmaya hazır bulunmaktadır. Kısacası, bu yaratıkların şekil değiştirmiş olarak aramızda yaşadıkları anlatılmaktadır. Sadece gözleri değişmemektedir, bunun için de ince ve dar gözbebeklerinin iris tabakasını saklamak için suni lens kullanırlar. Bazı iddialara göre ise, genetik olarak insan toplumunu ele geçirmeye hazırlanan bir ırkın öncü paralı askerleridirler.

 

Nagas

Sürüngen türünde, büyük burunlu griler olarak adlandırılırlar. Tibet ve Hindistan hikayelerinde önemli bir rol oynarlar. Onlar yaklaşık 2-2.5 m. uzunluğunda ve küf yeşili renklidirler. İnanca göre, dünyada binlerce yıl önce varolan iki ayaklı kertenkele cinsi varlıklardan gelmektedirler. Bazı kaçırılanlar, bu canlıların bir dinozor türü olan Velociraptor´a benzediğini iddia ederler. Anlatılara göre eski zamanlarda Antartika´da bulunan bu ırk ve Gobi Çölü bölgesinde, İskandinav ırkı ile yapılan ünlü savaşı kaybettikten sonra yeraltına saklandılar.

 

Ummiteler

Dünya-Sol (Güneş) Sistemi´nden 14 ışık yılı uzaklıktaki Kurt 424 yıldızından geldiklerini söylüyorlar ve belki Lyran kolonileriyle eskiye dayanan bağlantıları var. Ummiteler (Ummo gezegeninden) görüntü olarak İskandinav olduğu söylenen Lyran - Pleiadeliler gibidir. Bu yüzden sarışın ya da Nordik toplumlarla bağlantıları olabilir.

 

Reticulanlar

 

İnsanları köleleştirirler. Betty - Barney Hill ve ayrıca diğer kaçırılanlar bunlarla karşılaştılar. Tekil ya da çift yıldızlı sistemde bulunan Orion ve Alfa Drakon gibi yıldızlararası Griler faaliyetinin merkezini oluştururlar.

 

Siryuslar

 

Sirius, geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan Sasquatch (Kocaayak), benzeri varlıkların bölgesidir. Siryusler, geçmişte Orion İmparatorluğu ile savaşıyorlardı. Genetik kaynakların, hayvan, bitki, mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani Sol ve özellikle Dünya (Terra) ya da Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan sektörün sahipleri olduklarını iddia ederler.

 

Ay-Gözlüler

 

Işığa aşırı duyarlı büyük gözler ve donuk mavi derileri ile, uzun boylu barışsever bir ırktır. Onlar, John Lear ve diğerlerine göre konuşmalarına izin verilmeyen ve susturulan astronotların Ay´da karşılaştıkları canlılar olabilirler. Bazılarına göre bu insanlar kuzey ırklarıyla birleşmiş olabilirler. Tufan´dan birkaç yüzyıl sonra Batı´ya giden Nuh´un torunları olduklarını söylenir. Onlara, derin mağara sistemlerin raslandığı da anlatılır.

 

İlkeller ya ya Yarı Tanrılar

 

Güney Amerika´nın altında veya başka yerlerdeki derin mağaralarda yaşayan ayrık çift toynak ayaklı, küçük tüylü, insana benzer varlıklardır. Hayvan, melek ve insana benzerler, yokolan önceki Adem ırkının üyeleri olabilirler. Güney Amerikalı yerlilere göre onlar, çağlar boyunca yüzeye çıkarak kadınları ve çocukları kaçırdılar.

Anakimler

 

Els ya da basitçe "Devler" olarak da bilinirler. Eski İbrani geleneğinde adı geçen bu ırk belki de genetik bir anormallik nedeniyle devleşmiş olabilir. İnsanların arasına karışmak için moleküler genişleme ve daralma ve de yıldızlararası gezebilme yetisine sahip oldukları söylenir.

 

Griler

 

Doğurgan, zeki, küçük kertenkele insanlardır. Griler mantıklı ve çevrecidirler, yaralı hayvanları ameliyat ederler ve çoğu zaman insanlara karşı duygusaldırlar, derilerinden içine çektikleri sıvı proteinle beslenirler. Artıkları da yine derilerinden dışarıya çıkartırlar. Griler ortalama olarak 90 cm boyundadırlar.. Deri renkleri gri-beyazdan gri-maviye, gri-yeşil ve gri-kahverengiye değişir. Ama asıl önemlisi insanların ruh enerjisi, veya yaşam enerjisiyle beslendikleri iddiasıdır. Bunun bir nedeni de Griler´e yakın gibi görünen insanların programlanmış gibi ölü ve duygusuz olarak göründükleri iddialarıdır. Rivayete göre Griler aldatıcıdırlar ve mantıkla hareket etmelerine rağmen onlara göre hedeflerine ulaşmak için aldatmaca mantığa uygundur. Çoğunlukla UFO temasları sırasında yabancı varlıkların ilk kez karşılaşmalarını ve ortaya çıkan tepkimeleri gözlemlerler.

Melezler/Hy-Brid-Re-Brid

 

İnsan ve sürüngen varlıklar genetik olarak fiziksel olarak farklı oldukları için doğal karışım imkansızdır. Fakat insan ve sürüngen genlerinde suni genetik değişikliği denenmiştir. Bunun üstesinden gelinse bile döl, gerçek melez (yarı insan-yarı sürüngen) olamaz. Biri ya da diğeri olur. Sürüngenler, insanların sahip oldukları ruha can veren rahme sahip değillerdir. Bu varlıkların yuvarlak gözbebekleri vardır, donuk siyah ya da dikey, ince ve dar gözbebekleri de olabilir.

 

Chuhacabra

Anormal Biyolojik Varlıklar (ABE) olarak adlandırdığımız yabancı varlıklar bunlardır. Öldürme olaylarıyla ilişkili oldukları söylenir. Gözleri ve kafasının şeklinden dolayı insana benzer bir Gri olarak bilinen bu yaratık aslında bir melezdir. Tanıkların çoğu onu, kuyruğu olmayan iki ayaklı, dikey bir dinozor olarak tarif ederler. Kafası ovaldir ve uzun bir çeneye sahiptir. Çenesinden aşağıya ve yukarıya doğru dışarı çıkan dişleri, ince ve dar bir ağzı, burun bölgesinde küçük delikleri ve kırmızı çekik gözleri vardır. Tüm bedenini saran sık kılları olduğu söylenir ve gözlemcilerin çoğu saçlarının siyah olduğunu ama bir bukalemun gibi istediği zaman renklerini değiştirebildiğini söylerler. İki güçlü ayağı ve pençeli iki küçük kolu vardır, bu, ona ağaçların üzerinden atlama ve kolaşya koşma gücünü verir. Bazı tanıklar, basit bir sıçrayışta 20 adım yükseldiğini iddia ederler. Bazılarına göre ise yaratığın keçi gibi görünmektedir. Bu yaratık, kırmızıdan eflatuna, maviden yeşile değişen kirpi dikeni gibi uzantılara sahiptir. Birkaç tanık, yaratığın uçabilmek için uzantılarını ve kuyruğunu inanılmaz bir hızda salladığını söylediler. Puerto Rico´da sık sık görüldüğü söylenir.

 

MIB´ler (Kara Adamlar)

 

"Siyahlar İçerisindeki Adamlar" olarak da bilinirler. Bunlar insan gibi görünen ve dış etkener tarafından kontrol edilen insanlardır. MIB´lerin çoğuna kez UFO görüntülerinden sonra karşılaşılır. Gözü korkutulan tanıklar, çoğunlukla gördükleri şeyler konusunda sessiz kalırlar. Tehdit ederler, tanıklara psikolojik savaş olarak gözdağı verirler. İnsanlar MIB´in tarafından kontrolü altında tutulurlar. Çoğunlukla onlar, büyük siyah arabalarda görünürler. California´da dağların içindeki kanyonlarda, tünellerde ya da havada kayboldukları anlatılır. İnsana benzeyen MIB´lerin çoğu belki de sentetik köledirler. Atlantis kökenli oldukları da söylenir.

 

Agharianlar veya Aghartianlar

 

Kaynakların belirttiğine göre, binlerce yıl önce Gobi bölgesinde ve çevresindeki alanın altındaki mağaralarda yaşayan Asyalı bir gruptur. Geçmişte başarılı bir krallık kurmuşlardı. Diğer gezegenlerle ilgilidirler. Hindu hikayelerine göre Tibet´in aşağısındaki büyük mağara sistemleri, Asya´nın Agharti mitolojisini oluşturur. II. Dünya Savaşı süresince Naziler´le bağlantıları olduğunu söylenmiştir. Son yüzyıllarda dünya yüzeyindeki bazı yerleri tekrar ele geçirdikleri söylenmektidir.

 

Cetililer ya da Tau-Cetililer

 

Yanık tenli, insan görünümlü, Güney Amerika ya da Akdeniz tipi insan ırkıdır. Dünya üzerindeki Kafkasyalı insanlara önemsiz farklılıklar dışında çok benzerler (Kısa Roma tarzı saç, uzun büyük burun, iri yapılılık ve lekesiz kulaklar). Tau Ceti ve Epsilon Eridani, Vegalar, Ummiteler ve Pleiadeliler´le işbirliği içindedir. Gri yağmacılara karşı ortak bir savunma oluştururlar.

 

Ultra-Terranlar

 

Paralel evrenlerin keşişimlerinde veya zaman akışı içinde karşılaşılan insanlar oldukları söylenir. Aslında fiziksel bir gerçeğin dışındadırlar. Kuramsal olarak mevcut bir diğer dünya, elektro-manyetik zaman engelinin zıttında bulunabilir. Zaman girdabında, kendi dünyamıza karşı gelen yani karşıt bir dünya varsa aslında o da bir madde evrendir. Bu iki zıt evrenin dışındaki diğer iki evrenin doğası bilinmeyendir, bu bize dörtlü uzay-zaman sistemini ima eder. (Bunlar ileri ve geri zaman akış sürecine sahip madde ya da antimadde evrenleridirler). Dört evrenin hepsi, galaksilerin merkezindeki kara deliklerden çıkan süper enerjilerin bir sonucu olarak 11 boyutlu yoğunluğa sahiptir. Bu çok boyutlu gerçek, birçok bilinmeyeni açıklayabilir. Dünyamızdaki nesneler, diğer evrende görülmez olabilirler. Örneğin, Bermuda Üçgeni´nde EM girdabına geçici olarak yakalanan bir pilot, terkedilmiş bir ada görür. Oysa kendi dünyasında aynı adada oturmuştur ama bu kez ada metruktur. Bazı insanlar, bir yol sürecinde evlerde, lokantalarda, otellerde ya da benzeri mekanlarda durduklarını veya oralarını gördüklerini ama aynı yoldan tekrar geri döndüklerinde bu tür yerlerin varlığını bulamadıklaını söylerler. Tüm boyutlar, aynı elektromanyetik üst tayfın bölümü olan birbirlerinin içine akabilirler. Bir dünyadan diğerine insanlar veya nesneler geçici olarak geçebilirler ama kalıcı olamazlar çünkü başka boyuttaki kendileriyle karşılaşmaları halinde madde-antimadde tepkimesine neden olabilirler. 1850 yılında Almanya, Frankfurt-am-Order yakınında bir anda ortaya çıkan ve kimsenin tanımadığı Vorin adlı insan, yazarların güçbela anladığı garip bir Almanca ile konuşuyordu. Sakria´da yaşadığını ve Laxaria ulusundan olduğunu söylüyordu (dünyamızda bu isimler yoktur). Başka bir dünyadan düşmüş ve yolunu şaşırmış gibie hayretler içerisindeydi. Bazı UFO olaylarında karşılaşılan Ultra-Terranlar başka evrenlerden düşmüş veya kaymış olabilirler,

 

Atlantlar

 

Bunlar insandırlar. Güney Brezilya´da mağara kentlerde yaşarlar ve yardımsever olarak tanımlanırlar. Rivayete göre Tufan´dan önceki zamandan kalmadırlar ´Atlantis İmparatorluğu halkından geldikleri için bu adı alırlar. Aslında bugünkü sakinlerin, eski Atleant toplumuyla doğrudan doğruya genetik bir bağı yoktur ama yine de aynı ırktan sayılırlar. Kuzey Amerika ve diğer kıtalarda onların kullandığı disklere ve yeraltı bekçileri olan cücelere raslandı.

Merihliler

 

Mars´daki iki Ay´da yaşarlar (Phobos ve Deimos) yani Mars gezegeninin hem insan hem de insan olmayan sakinleridirler. Bu uyduların Grilerin kontrolü altında suni olarak oyulmuş küçük gezegenler olduğuna inanılır. Yani bunlar nakliye gemileridirler. Kaçırılma, aşılama, programlama, değiştirme, süzme ve diğer projeler için kullanılırlar. Binlece yıl önce Ay ve Mars´ın yüzeyi yaşama elverişliydi. Mars ve Ay(daki binlerce yıllık eski harabelerin geçmişteki felaketleri gösterdiğine inanılır.

 

Alfa-Drakonlular

 

Alfa Drakonis´de kolaniler halinde yaşayan sürüngen varlıklardır, onlar da binlerce yıl önce dünya üzerinde yaratıldıklarını iddia ederler ve amaçları dünyayı tekrar ele geçirmektir. Dünyaya gizli süzülme aşamasını sona erdirip, planlanmış bir saldırıya hazırlandıkları söylenmektedir. Nüfus artışını, kirliliği ve diğer çevresel problemleri mazeret göstererek, dünyalıları ortadan kaldırabilirler, savaşçı içgüdüleri güçlüdür. Drakonlular bizim yıldızlararası platformda yer alacak kadar gelişmemizi istemiyorlar. Bu yüzden de sömürgeci olarak, dünyayı ve dünyalıları durdurmaya kararlılar.

Orionlular

 

Negatif varlıklar. Kaynaklara göre, Oriyon Nebula´sının ışığı, zaman-evren-madde evreninden geçerek, sonsuzluğa açılan kozmik bir geçittir. Bazı astronomların düşüncesine göre, Orion´un çok renkli, görkemli ışığı, zaman içinde doğrudan dünyanın uzaydaki yolunu kesecektir. Bu olayın yaklaşık olarak 3.000 yılında olacağı tahmin edilmektedir. Sonsuzluk kapısının meraklısı olan Drakonluların, Orion takımyıldızında bulundukları sanılmaktadır. Dünyadaki bazı insan gruplarıyla bilinçaltı ilişkilere girerek, taraftar topladıkları söylenmektidir.

 

Gizan/Gizeh Canlıları

 

Gizeh insanları, Pleiadililer (Billy Meier ilişkileri) gibidir. Eski Mısırlılar gibi giyindikleri ve Mısır´ın güneyindeki labirent benzeri kentlerde yaşadıkları anlatılır, teknoloji aracılığı ile bazı insanlarla ilişkileri vardır. İddialara göre, Mısır´ın güneyinde Amerikan Hükümeti ile yakın ilişkide bulundukları gizli büyük bir üs vardır. Gizan insanlarının amaçlarının, Antik Mısır kültürünü ve egemenliğini canlandırmak olduğu söylenmektedir.

 

Veganlar

 

Pleiades, Kurt 424 ve başka galaktik yerlerden gelen mülteci-koloniciler. Lyran Savaşları´ndan kaçan uysal ve nazik insanlardır. Hindistan´ın yerli sakinlerine benzerler ve çoğu kez koyu tenli doğulular olarak tanımlanırlar.

Bernardlılar

 

Bernard Yıldız sisteminin sakinleridir. Onlar hakkında fazla bilgi olmamasına rağmen, insan varlıklar olarak bilinirler. Bizim Güneş Sistemimiz içerisinde görünmeyen bir takımyıldızda bilinmeyen bir amaçla saklanmaktadırlar.

 

Çingeneler

 

Birkaç kaynak Çingenelerin UFO gizemiyle bağlantısı olduğunu gösterir. Diğer kaynaklarda ise, Agharti türü yüksek teknolojiye sahip alt yeryüzü krallıklarıyla ilişkide oldukları belirtilir. Çingenelerin, tarih öncesi antik savaşlarla, uzay araçlarıyla ilgili bir bilgileri geleneksel bir sır olarak sakladıklarına inanılır. Bazı iddialara göre, çingenelerin aslı eski Hindistan´dadır. Philadelphia Deneyi´nde adı geçen Carlos Allenda´nın bir Çingene kabilesinin sır saklayıcı üyesi olduğu sanılmaktadır.

 

 

İntenetten alıntı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

fORUMDA BU KONU VARSA AFFOLA:D:p

Andromedalılar

Spiritüel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen çok eski, meleğimsi enerjisel bir ırktır. Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tüm insan evriminin öncüleridir. Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yönetmektedirler.

 

Arcturuslar

Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dünyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanüstü parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım küreden görülebilmektedir.

 

Arcturus uygarlığı, galaksimiz içindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir. 5. Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dünyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir.

 

Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar. Boyları 90-120 cm. arasındadır. Birbirlerine çok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı önlemesinden dolayı memnundurlar. Tenleri yeşilimsi renktedir. Büyük, badem biçimli gözleri vardır. 3 parmaklıdırlar.

 

Arcturusluların gözleri, koyu kahverengi ya da siyahtır. Fakat görmelerini sağlayan ana organları, gerçekte gözleri değil telepatik bilinçleridir. İşitme duyuları ise telepatik özelliklerinden bile daha ileridir. Bu varlıkların ortalama yaşam süreleri 400 yıldır.

 

 

Man In Black

SİYAH GİYEN ADAMLAR

 

" Kara Adamlar " olarak da bilinirler. Bunlar insan gibi görünen , ve dış etkenler tarafından kontrol edilirler. MIB'lerin çoğuna UFO gözlemlerinden sonra rastlanır. Gözü korkutulan tanıklar , çoğunlukla gördükleri şeyler konusunda sessiz kalırlar. Tehdit ederler , tanıklara psikolojik savaş olarak gözdağı verirler. Bu insanlar , MIB'ler tarafından kontrol altında tutulurlar. Çoğunlukla büyük siyah arabalarla görülürler. Kaliforniya'da dağların içindeki kanyonlarda , tünellerde yada havada kayboldukları anlatılır. İnsana benzeyen MIB'lerin çoğu belkide sentetik androitlerdir.

 

Dr. Herbert Hopkins , 1976 senesinde bir hipnozcu olarak çalışıyordu ve Maine'deki UFO'lar tarafından kaçırılma vakasında araştırmalar yapıyordu. Bir gün evinde çalışırken , New Jersey UFO araştırma gurubundan olduğunu söyleyen kişiden bir telefon geldi. ( Daha sonra böyle bir gurup olmadığını öğrenecekti. ) Telefondaki kişi kaçırılma olayları hakkında yüz yüze görüşmek istediğini söyler ve Dr. Herbert kabul eder. Fakat o sırada Dr. Herbert , gizemli ziyaretçisi telefonu kapattıktan bir kaç saniye sonra kapının önünde olmasına rağmen hiç bir şeyden şüphelenmemişti. Gelen adam keldi ve kaşları hatta kirpikleri bile yoktu. Siyah bir takım elbise , siyah kravat ve beyaz bir gömlek giyen adam , daha çok bir cenaze levazımatçısısına benziyordu. Ayrıca suratı bembeyazdı ve dudakları kırmızı ruj sürülmüş gibiydi.

 

O esnada bu ayrıntılara dikkat etmeyen doktor , yabancıyla oturarak bir süre kaçırılma vakası hakkında sohbet etti . Bir süre sonra yabancının konuşmasının ağırlaştığını gören Hopkins , ayrıca hareketlerininde git gide mekanikleştiğini fark etti . Ayrılmak üzere kalkan yabancı , "Enerjim tükenmek üzere , gitmeliyim " diyerek oradan ayrıldı. Adam gittikten sonra yaşadıklarının garipliğini fark eden Hopkins , oldukça sarsılmıştı.

Bir kaç küçük farklılık dışında Dr. Hopkins'i ziyaret edenin MIB yani Siyah Giyen Adamlar denen ve UFO tanıkları ile araştırmacılarını tehdit ederek engellemeye çalışan garip insanımsı varlıklardan biri olduğu anlaşılıyor.

 

1950'lerden beri Siyah Giyen Adamlar , UFO gözlemlerinin gizemli ve ürkütücü bir parçası olmuşlardır. Araştırmacılar , 30 dan fazla MIB dosyasını detaylı olarak incelediler... Dr. Hopkins vakasında olduğu gibi solgun beyaz yüzlü olanlarıda görülmesine reağmen MIB'lerin derisi genellikle koyu renkli. Genelde üç kişilik gruplar halinde görülüyorlar ve anlaşılmaz bir şekilde tükenmez kalem yada mutfak malzemesi gibi sıradan eşyaları gördüklerinde çok şaşırıyorlar ve kafaları karışıyor. Garip , derin bir ses tonuyla konuşuyorlar ve konuşma tarzları ya çok resmi yada holywood filmlerinden çıkmış gibi ("Bak evlat , eğer kendine ve ailene değer veriyorsan gördüklerini unutmalısın "şeklinde bir konuşmayı hatırlıyor tanıklardan biri )

 

Tanıkların raporlarına göre , MIB'ler genellikle robotu andıran şekillerde hareket ediyorlar. Tavırları ne sıcak nede saldırgan. Fakat genede oldukça tehditkar bir halleri var. Dr. Hopkins vakasında olduğu gibi sadece varlıkları bile insanı korkutup endişelendirmeye yetiyor. Her an karşısındakine fiziksel zarar verecekmiş gibi durmalarına rağmen MIB'ler tarafından yaralanan yada zarar gören kimse bildirilmedi.

 

MIB'ler , UFO tanıkları yada araştırmacılarını beklemedikleri anlarda ziyaret ederek araştırmalarını bırakmalarını , gördüklerini unutmalarını ve bir daha bu konudan kimseye bahsetmemeleri gerektiğini yoksa başlarına çok kötü şeyler geleceğini söyleyerek bu insanları tehdit ediyorlar. Siyah Giyen Adamların ardındaki sır ne olursa olsun günümüzde hala gizemlerini koruyorlar..

 

 

Maviler

Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini açıklamamaktadırlar. Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır. Gözleri büyüktür ve badem biçimindedir. Oldukça spiritüel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine ve özgür irade yasasına inanırlar.

 

 

Nordikler

Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hiçbir zaman açıklamamışlardır. Oldukça güzel görünümlü varlıklardır; sarı saçlıdırlar, bu yüzden çoğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar. Gözleri koyu mavi renktedir. Boyları 1.70-1.90 cm arasında değişmektedir.

 

Nordikler, Dünyadaki sorunları aşmaları için insan ırkına yol göstermeye çalışan pozitif varlık grubundandırlr. Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla çalışmayı tercih ederler.

 

 

Orionlar

Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir görünüme sahiptir; geri kalan %25 ise insanlara benzememektedir., bunlar Reptilian lar denilen sürüngenimsi varlıklardır, bazı ırklarda insect denilen böceğimsi varlık gruplarına girerler.

 

Orionlu insanımsı varlıkların en belirgin özelliği gözlerinin benzersizliğidir. Oldukça keskin mavi gözlere sahip Orionlu varlıklarla temasa geçmiş pek çok insan bulunmaktadır. İnsan benzeri Orionluların %90’ı açık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, açık renk saçlı varlıklardır.

 

Orion Sistemi çok büyük bir yıldız sistemini barındırır.. Orion Sisteminden gelenler negatif varlıklar olarak bilinseler de , tüm sistem negatiflerle kolonileşmiş değildir..Özellike humanoid yani insanımsı varlıklar, hem teknolojik hem de spritüel açıdan çok gelişmiş pozitif varlıklardır...

 

Pleiadesliler

Pleiadesliler, Dünyamızdan 400 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Yedi Kardeşler olarak da anılan Pleiades takımyıldızındaki Erra gezegeninden gelmektedirler. Bu varlıklar, fiziksel görünüş itibariyle insan ırkına çok benzemektedirler.

 

Alfa Draconis'den gelen sürüngene benzer varlıklar tarafından işgal edilen gezegenlerde yaşıyorlar. Pleiadeliler , teknolojilerinin bizim uluslararası teknolojimizden binlerce yıl ötede olduğunu ve kendilerinin , Andromeda takımyıldızının içinde bulunan , Andromeda Konseyinin bir parçası olduklarını belirtiyorlar. İsviçreli çiftçi Billy Meier'in ilişkide olduğunu iddia ettiği uzaylılar bunlardır. Tam bir insan görünümünde olan Pleiadesliler genelde sarışın olmakla beraber, bazıları koyu renk saçlıdır. Gözleri genelde açık mavi ya da açık kahverengidir. Pleiadesliler arasında yaklaşık 1.50 cm. boylarında çok narin yapılı varlıklar olduğu gibi, 2 m. boyunda olanlar da bulunmaktadır. Bazıları kızıl saçlı ve açık tenlidir.

 

Pleiadesliler insanlarla en çok ve sık temas kuran varlık tipidir. İsviçreli ünlü temasçı Billy Meier gibi pek çok insan bu varlıklarla telepatik ya da fiziki iletişim halindedir.

 

Pleiadesliler pozitif odaklı; teknolojik ve zihinsel açıdan ileri varlıklardır.

 

 

 

Santorlar

Santorlar, Dünyamızdan yalnızca 4.2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Centauri Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır. Santorlar, teknolojik ve ruhsal açıdan bize yakın güneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir. Siriuslular, Pleiadesliler ve Venüslülerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır.

 

Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literatürde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar. Bunlardan Alfa C yıldızı güneş sistemimize en yakın olanıdır.

 

Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, özellikle son 4000 yıldır dünyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Çağa geçişlerinde yardım etmektedirler.

 

Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin çok ötesindedir. Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta geçme yeteneği ile mümkündür.

 

Ayrıca Proxima Centauri yıldızından gelen insana çok benzeyen pozitif motivasyonlu çok gelişmiş ırklarda vardır...

 

 

Siriuslar

Dünyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve köpek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince açılan boyutlararası bir kapı niteliğindedir. Siriuslular teknolojik ve spiritüel açıdan bizden binlerce yıl ileridir.

 

Siriuslular Pleiadesliler’e göre daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri açık kahverengiden çok koyu kahverengiye varan bir çeşitlilik göstermektedir. Çarpıcı bir göz yapısına sahiptirler; gözleri büyüktür ve hafifçe kesişmektedir.

 

Siriusluların atalarından bazıları uzak geçmişte gezegenimizle etkileşime geçmişler ve genetik projenin bir parçası olmuşlardır. Hatta bazıları kendi içlerinde genetik değişimlere uğramışlardır. Bu değişimler sonucu bazıları daha açık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik açıdan diğerlerinden çok daha farklı hale gelmişlerdir.

 

Siriusluların bazıları insana hiç de benzemeyen varlıklardır; daha çok böcek ve sürüngenleri andırırlar. Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir görünüşe sahiptirler. Hem teknolojik hem de spritüel anlamda müthiş gelişmiş olumlu varlıklardır.

 

Sirius , geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan sasquatch ( kocaayak ) , benzeri varlıkların bölgesidir. Siriuslar , geçmişte Orion imparatorluğu ile savaşıyorlardı. Genetik kaynakların , hayvan , bitki , mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani sol ve özellikle Dünya (terra) yada Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan bölgenin sakinleri olduklarını iddia ederler.

 

 

Vegalar

Vegalar, Dünya dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler. Bu varlıklar 1.80-2.10 cm boylarındadırlar. Kalın ve dayanıklı derileri vardır. Vegaların temel saç renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saçlılar da bulunmaktadır. Bazı Vegaların ise çok az saçı vardır ya da hiç saçı yoktur.

 

Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır. İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır. Oldukça çarpıcı gözleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gözkapakları mevcuttur. İkinci tür Vegalar ise insana benzememektedirler. Böcek ve sürüngenleri andıran bir görünümleri vardır. Bu sınıftaki Vegaların saç renkleri genellikle yeşilimsidir. Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vücutlarına yeşil bir renk vermektedir.

 

 

Zetalar

Bu insan benzeri varlıklar, Reticulum adını verdiğimiz güney takım yıldızındaki Zeta 1 ve Zeta II ikiz yıldızlarından gelmektedirler. Zeta Retucililer 1 m.-1,5 m. boyundadırlar; genelde zayıf görünümlü, vücutlarına oranla büyük kafalı ve saçsızdırlar. Gözleri büyük ve kapaksızdır. Ağız, burun ve kulakları çok küçüktür. Zetalar, türlerini değiştirmek ve bugünkü hallerine gelebilmek için genetik mühendislik ve klonlamadan yararlanmışlardır.

 

Zetalar dünyamızı sıkça ziyaret etmekte ve insanlar tarafından genellikle “gri varlıklar” olarak adlandırılmaktadırlar.

 

Zeta Reticulilerin türlerinde değişime gitmeden önceki temel genetik özellikleri insan ırkına benzemektedir. Zetalar, dönüşümleri sırasında beden yapılarını da değiştirmişlerdir. Bu, onların neden dünyayı ziyaret ettiklerini ve genlerimizle ilgilendiklerini de açıklamaktadır. Dönüşümleri sırasında kendilerini duygulardan arındırmakla hata yaptıklarını düşünen Zetalar, yeni bir değişim için orijinal genlerini aramaktadırlar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...