Jump to content

Portishead İstanbul'a geliyor


Topal Kırkayak

Önerilen Mesajlar

  • Portishead İstanbul'a geliyor

  • Trip-hop'un öncüsü olan Portishead, 20 Ağustos'ta İstanbul'da konser verecek. Midtown Fest kapsamında KüçükÇiftlik Park'ta konser verecek gruba, İngiltere'den Savages ve Thought Forms'un yanı sıra Türkiye'den The Ringo Jets, The Away Days ve Telepotik grupları eşlik edecek. Dream TV'nin medya sponsorluğunda, ilk kez Türkiye'de sahne alacak Portishead konserinin biletleri 28 Nisan'da satışa çıkacak.

*Daha gözüm açık gitmez

http://www.cnnturk.com/video/kultur-sanat/muzik/portishead-istanbula-geliyor

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben konsere katılmayı çok istedim fakat bir takım sebeplerden dolayı katılamadım.

Portishead konseri hakkında Milliyet gazetesi yazarı Müjde Yazıcı böyle bir yazı yazmış, beğendim, paylaşmak istedim sizlerle de.

 

 

 

http://i.hizliresim.com/on5kD2.jpg

 

 

Müziğin yükünü taşıyabilmek: Portishead

 

 

İnsanlar kırılgan varlıklar. Çoğu kez hüzün ve mutluluk halleri arasında gidip gelen insanoğlu, en çokta içinde bulunduğu duygu boşluklarında müziği bir ‘dost’ olarak kullanmıştır. Bu nedenle; geride onlarca yıl bırakmasına rağmen Portishead, bir kokunun yıllar öncesine götürmesi gibi birçoklarını kimbilir nerelere götürdü önceki akşam.

1991 yılında Geoff Barrow, Beth Gibbons ve Adrian Utley tarafından kurulan Portishead, GNL organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleştirilen Midtown Fest kapsamında ilk kez Türkiye’de sahneye çıktı. Seyircinin heyecanı da yüksekti, grubun bu ilk buluşmada seyirciyi memnun etme çabası da.

Devşirilmiş hiphop

1991 yılında Massive Attack’ın ‘Blue Lines’ adlı ilk albümü yayınlandığında adı konmaya başlanan trip hop akımı ve özelikle bu albümdeki ‘Unfinished Sympathy’ şarkısı İngiltere’den dünyaya yayılan ilk hip hop hareketlerinden biri... Ağırlaştırılmış hiphop ritimleri üzerine farklı birçok türün işlenmesi olarak özetlenebilecek trip hop, 1994 yılına gelindiğinde Portishead ile zeminini sağlamlaştırmayı başarmıştı. İngiltere’nin Bristol şehrindeki müzisyenlerin yarattığı elektronik bir müzik türü olan trip hop, enerjisini şehirdeki müzisyenlerden aldığı için ise ‘Bristol sound’u olarak da anılıyor.

Bristol sound’u 90’ların başında Massive Attack ve Tricky ile müzik dünyasına düşmüş, Portishead’in ‘Dummy’ albümü ile de çok daha ‘derine düşmüştü.’ Amerika; hiphop, dans, house ile coşarken aynı dönem İngiltere ‘trip hop kartını’ açmıştı masanın üzerine.

Istanbul United’a selam

Türevleri gibi vaktiyle Avrupalı dinleyicinin alternatif arayışına ilaç gibi gelen Portishead; genişlettiği, çeşitlendirdiği sahne enstrümanlarıyla önceki akşam yaptıkları aranjmanlarla adeta “Biz klasiğiz” diye bağırdılar sahnede. “Thank you” ve Türkçe olarak “Teşekkür ederim” dışında hiçbir şey söylemeyen ekip, ‘Machine Gun’ şarkısında ekrana yansıtılan Istanbul United ve Gezi eylemleri görüntüleriyle çok fazla şey söylemiş oldu zaten.

 

En ‘gerçek’ melankoli

Grubun solisti Beth Gibbons, omuzlarını öne doğru çekmiş, sırtı hafif kamburlaşmış, saçları yüzüne düşmüş haliyle, elindeki mikrofonla ve özetle sadece sesiyle müziğin tüm yükünü sırtında taşıyabilecek kadar güçlü görünüyordu. Gibbons’ın sesiyle ve her şarkının girişinde geride bırakılan yıllar; (tahminen bir çoğu için) ergenlik aromalı anılar, acılar geldi akıllara. Türkiye’deki konserlerin bir klasiği olarak önceki akşam da seyirci heykel gibi dursa da aslında duygusal olarak grubun herkesi nasıl ‘parça pinçik’ ettiğini gözlemlemek hiç de zor değildi. KüçükÇiftlik’te herkes bir nevi yalnızlığına döndü, sessizliğe gömüldü ama esasen o esnada hiçkimse yalnız değildi tabii.

Müziklerinde hiphop’a özgü scratch’ler kullanan Portishead, özellikle vokalde soul ve cazdan aldığı ilhamla ve atmosferik seslerin eklenmesiyle içine kapanık ve melankolik türün en ‘gerçek’ örneklerinden birini sundu. Hangi şarkıları söylediler diye merak edenler için ise set list şu şekilde hazırlanmıştı: ‘Silence’, ‘Nylon’, ‘Mysterons’, ‘The Rip’, ‘Sour Times’, ‘Magic Doors’, ‘Wanderingstar’, ‘Machine Gun’, ‘Over’, ‘Glory Box’, ‘Chase The Tears’, ‘Cowboys’, ‘Threads’, ‘Roads’ ve ‘We Carry On’....

Eski taş plaklardan gelen çıtırtı sesleri gibi ‘iyilikleri’ ve tüm rahatsız edici duygu durumlarını bir araya müthiş bir başarıyla toplayan, geçmişi kullanarak geleceğe miras bırakan Portishead, 1 buçuk saat sahnede kaldı.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...