Jump to content

Beğendiğiniz Kitapları Paylaşın


Siber_Keşiş

Önerilen Mesajlar

Sanatla ugrasan ve ya yeni baslayan arkadaslara tavsiye...:D:D

 

SANATIN ÖYKÜSÜ

 

Yazarı : E.H.Gombrıch

 

Yayın Evi : Remzi Kitapevi

 

http://img518.imageshack.us/img518/6171/sanathf4.jpg

http://img518.imageshack.us/img518/sanathf4.jpg/1/w200.png

 

 

 

"Sanatın Öyküsü", bugüne kadar yayımlanmış sanat kitapları arasında en tanınmış olanlarından biridir. Bilinen ilk mağara resimlerinden, günümüzün deneysel sanatlarına kadar uzanan geniş bir dönemi ele alan önemli bir başlangıç kitabı olarak, yayımlandığı günden beri büyük beğeni toplamaktadır. Kitabın yazarı Profesör Gombrich ise, sanat alanındaki derin bilgisini, anlattığı sanat çalışmalarına duyduğu sevgi ile birleştirip iletebilen gerçek bir usta olarak kabul edilmiştir. "Sanatın Öyküsü" kitabının başarısı, yazımındaki yalınlığa ve açıklığa dayanır. Yazar amacını, "daha iddialı çalışmaların sayfalarını dolduran çok sayıdaki isim, dönem ve üslubu kolay anlaşılır bir şekilde düzenlemek" olarak tanımlar. Yazar, görsel sanatların psikolojisi konusundaki bilgilerini de kullanarak, sanat tarihini, "içindeki her eserin geçmişle bir bağ kurup, geleceğe işaret ettiği, sürekli iç içe geçen ve değişen gelenekler dizisi" ve "bugünü piramitlerin çağına bağlayan canlı bir zincir" olarak görmemizi sağlar. "Sanatın Öyküsü" kitabı bu anlamda sanata yeni başlayanlar için ilk seçenek olma özelliğini sürdürüyor.

 

İçerik

 

 

  • Sanat ve Sanatçılar Üzerine
  • Tuhaf Başlangıç
  • Sonsuzluğun Sanatı
  • Büyük Uyanış
  • Güzelliğin Gerçeği
  • Dünya Fatihleri
  • Yol Ayırımı
  • Doğuya Bakış
  • Batı Sanatı
  • Kilisenin Zaferi
  • Gerçeğin Keşfi
  • Gelenek ve Yenilik
  • Işık ve Renk
  • Sanatın Krizi
  • Doğanın Aynası
  • Akıl Çağı
  • Yeni Standartların Arayışı
  • Sonu Olmayan Hikaye

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://img24.imageshack.us/img24/5115/2417752.jpg

 

Görünüşe göre efsanevi besteci yirmi birinci yüzyılda hâlâ hayattaydı. Sağlığı oldukça yerindeydi ve Brooklynli avukat Liza Durbin'in bedeninde yaşamını sürdürüyordu. daha da şaşırtıcı olan Schubert'in yanında harikulade bir hediye getirmiş olmasıydı. Çocukluğu sırasında vasat bir piyano öğrencisi olan Liza birden profesyonelliği de aşarak konçertolar yazmaya ve besteler yapmaya başlamıştı. Fakat bununy anında Avusturyalı başarılı besteci on dokuzuncu yüzyıldan günümüze gelip modern bir Amerikalı kadının bedeninde yeniden var olabilecek miydi? Daha da kötüsü Liza bu doğadışı olayı etrafındakilere deli olmadığını ispatlayarak nasıl anlatacaktı?

 

Bedenini ve zihnini ele geçiren bu davetsiz misafir ve romantik besteci Franz Schubert'in karmaşık ruhunun genç kızın hayatını altüst edişinin sıra dışı öyküsü.

 

 

 

 

çok güzel tavsiye ederim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekçi Ol İmkansızı İste! (Che serisi)

Portakal Şekeri

Suç ve Ceza

Anna Karenina

Veda

Geniş zamanlar

Gülünün solduğu akşam

Mavi Gözlü Dev

Piraye

Darağacında Üç Fidan

Sol Ayağım

Sokrates'in Savunması

Vadideki zambak

Salkım Salkım Asılacak Adamlar

835 Satır

Kalbim Seni Çok Sevdi

Ben Bana Karşı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

jean paul sartre-bulantı

albert camus -yabancı

franz kafka-dönüşüm

ırvin yalom-nıetzche ağladığında

jean genet-hırsızın günlüğü

ihsan oktay- puslu kıtalar atlası

maksim gorki -ana

 

biraz varoluşcu felsefe ağırlıklı ama iyi bi seri bulantıdan başlamayı önermem ağır gelir:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşte favori kitaplarım.Hepsini okumanızı tavsiye ediyorum..

 

v7o0b2.jpg

Acımak'ta, görevine bağlılığıyla tanınmış bir ilkokul başöğretmeni olan Zehra Hanım'ın trajik serüveni dile getiriliyor.

Doğruluk, temizlik, fedakarlık hastalığı, onda insanlığın en değerli yeteneğini öldürmüştür.

Acımak yeteneğini. Duygusal, geniş ruhlu bir kadın. Güzel, doğru, temiz şeyleri çılgınca seviyor; ama zaafa, düşkünlüğe ve çirkinliğe acımıyor. Yapılmış bir kötülük için hiçbir gerekçe tanımıyor ve acımadan söküp atıveriyor. Bütün insanları etkilemiş güzel bir duygunun romanı.

(1928 yılı) Osmanlıca baskısından bire-bir olarak yayıma hazırlanmıştır.

 

http://static.ideefixe.com/images/162/162665_2.jpg

 

Souad on yedi yaşında ve aşık. Köyünde, daha pek çok köyde olduğu gibi, evlenmeden önce aşk, ölümle eş anlamlıdır. "Namusu" lekelenmiş olduğu için, ailesi eniştesini cezaya uygulamakla görevlendirir.

Yan odada hapis olan Souad mahkumiyetini duyar. Ertesi gün evinin avlusunda çamaşır yıkamaktadır. Eniştesi yaklaşır. Onu benzinle ıslatır ve kibriti çakar, Souad diri diri yanar.

Herkesin gözünde bu adam bir kahramanır. Bunun adı "namus cinayeti"dir. Aslında alçakça bir cinayettir. Cinayeti işleyen kovuşturulmaz, hiçbir tehlikeyle karşı karşıya değildir, çok ender olarak hüküm giyer. Her yıl, dünyada ve Türkiye'de böyle binlerce vaka saptanmakta ama pek çoğu da bilinmemektedir.

Acımasızca yakılan Souad'ı bir mucize kurtarmıştır. Ve Souad bugün, hayatları tehlikede olanlar için konuşmaya karar vermiş, dünyaya bu barbarca uygulamayı anlatmak istemiştir. Hayatını tehlikeye atarak bu işi yapmıştır, çünkü ailesinin "namusuna" yapılan bu saldırı zaman aşımına uğramaz.

"Diri Diri Yanmak" çok üzücü bir tanıklıktır ama aynı zamanda bir çığlık, bir çağrıdır. Tüm bu kadınların ölümünü örten, dayanılmaz sessizliğin tabusunun kırılması için bu çığlığın atılması gerekir.

Erkeklerin yasasının kurbanlarının...

 

http://www.karakalem.net/webresim/kitaplar/big/18.jpg

 

Caddede bir terapist yürüyor; insanları gözlemleyen ve yaşadıkları mutsuzluğun nedenlerini anlamaya çalışan bir terapist.

 

Dr. Mavi, Aynalar Koridorunda Aşk'ın kahramanı. Hepimizin yaşadığı duygusal karmaşaları tecrübe eden, varoluşun özünü anlamaya çlışan Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı da. Ve vitindeki aksini inceleyenyüksek ökçeli kırmızı ayakkabılı kadın, etrafın ilgisini çekmek için sarmaş dolaş gezen sevgililer, önündeki arabayı sollayamayınca kendini değersiz hisseden BMW sürücüsü. Birer varoluş mabedi haline gelmiş kafeler, restoranlar ve buraları dolduran insanlar. Milyonlarca imge. İmgelerde varoluşunu arayan insanlar. Aynada kendini gördüğünü zanneden ama Beyaz'ın söylediği gibi asla görmeyecek olan, restoranda yemek yiyen kadın…

Narsistleşmiş benliğin mabedine hapsolup kendi varoluş gerçekliklerinden uzağa düşenler, içlerindeki boşluğu aşkla doldurmaya çalışıyorlar.

Peki, aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Sonsuz sevilme, değerli görülme ihtiyacını duyan insanın kalbini kim nasıl doldurur?

Dr. Mavi, Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı, rüyaların, gerçeklerin ve aynaların izini sürerek bu sorunun cevabını arıyorlar…

 

http://3.bp.blogspot.com/_DW_rKdARwEk/SAy1c1CBjGI/AAAAAAAAAWw/GvuJiN5wVek/s320/B%C4%B0R+%C3%87%C4%B0FT+Y%C3%9CREK.bmp

Bu hayatımda okuduğum en etkileyici kitaplardan bir tanesi. Bu olağanüstü eserin her sayfasında öğrenecek bir şeyler var.-Og Mandino-(Ön Kapak'tan)"Aborijinlerle birlikte yolculuğa çıkan ve onlardan eski, çok eski bir kabilenin olağanüstü bilgeliğini öğrenen cesur bir kadının öyküsü. Modern toplumumuzda her birimizin mutlaka öğrenmesi gereken dersler: doğayla yeniden uyum içinde yaşamak, içsel bilgeliğimize ve rehberliğimize inanç duymak ve öğrenmek."-Elisabeth Kübler-Ross-Bir Çift Yürek, Amerikalı bir kadının Avustralya'da yaşadığı ruhsal yolculuğun öyküsüdür. Nomadik kültürden Aborijinler eşliğinde, kabilenin kendilerin adlandırdıkları şekliyle, "Gerçek İnsanlar"la birlikte dört ay süren ve çölü boydan boya katettikleri uzun bir yürüyüşe çıkar bu süre boyunca, çölün çorak coğrafyasındaki bitkiler ve hayvanlarla uyum içinde yaşamayı öğrenir. Olağandışı insanlardan oluşan bu toplulukla birlikte yaptığı yolculukta Morgan, bu insanların 50.000 yıllık kültürlerinin felsefesi ve bilgeliğiyle tanışır.Macerasının ilk gününden itibaren bu zorlu yolculuğun fiziksel zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalır. Dayanıklılığın hergün sınandığı bu zorlu yolculukta, karşılaştığı her zorlukla birlikte ruhu da değişime uğrar. Aborijinler onu, büyük bir alçak gönüllülükle kendilerinden biri olarak kabul eder ve onun şefkat dolu öğretmenleri olurlar. Öğretmenlerinden, her insanın eşsiz niteliklerini ve içsel ruhunu takdir etmeyi ve kutlamayı öğrenirken bir yandan da güçlü doğal şifa yöntemlerine tanık olup onların canlılar ile ilgili farkındalıkların ne kadar derin ve anlamlı olduğunu da anlamaya başlar.Bir Çift Yürek, yazarın kendi bastırdığı ilk basımından itibaren uluslararası bir bestseller olmuş ve tüm insanlığa eşsiz, zamanın derinliklerinden gelen güçlü bir mesaj iletmiştir. Eğer, tüm varlıkların, aynı evrensel birliğin bir parçası olduklarını anlarsak, dünyamızı yokoluştan kurtarmak için halen geç kalmış sayılmayız. Varolan herşey inanılmaz derecede güzel ve hashas bir karşılıklı bağımlılık dengesinde bulunmaktadır. Eğer bu mesajı alabilirsek, o zaman bizim yaşamlarımız da Gerçek insanlar'ınki gibi bu yüce amaçla dolabilir.(Arka Kapak)

 

 

http://img3.immage.de/26066ea20090622083353.jpg

 

 

 

http://www.gothic.hu/images/konyv/goethe.jpg

 

http://kapak.netkitap.com/170zk/E/esk030.jpg

Ela sıradan öğüt ve eleştirilere uyarak yaşama yumuşak iniş yapmak istemiyordu. Hayatı deneyerek kalıplaşmış kuralları aşan özgür ve sıradışı bir kimlik edinmeyi amaçlıyordu.

O, çok renkli düşler kuruyordu. Örneğin, gökkuşağının sadece yedi renk olduğuna inanmıyordu. İnsanoğlunun gözlerini bürüyen bağnazlık perdesi yırtıldığında, yepyeni renklerin ortaya çıkacağına yürekten inanıyordu.

Ortaokul ve lise yıllarında, bu amaç ve inançlar doğrultusunda yanlış ya da doğru, acıklı veya gülünç pek çok serüvene atıldı. Ailesi ve arkadaşlarıyla sürtüşmelere girdi. Acı, korku, kaygı ve düşkırıklığıyla birlikte sevincin, coşkunun, aşkın ve mutluluğun doruklarında yaşadı.

Sonunda bir gün, sıradışı kimliği ve evrenselliği kucaklayan yaşam bilinciyle, yeni renklere açılan gökemli kapıya ulaştı.

 

http://www.kitapokuyoruz.com/kapak/2919-Monun-Gizemi.jpg

Avustralya'ya gidiyordum. Uçakta, her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi Genetik Mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar yaptık.

Daha sonra o bana, roman yazmam için, yürek hoplatıcı bir serüven aktardı. Bu serüveni, birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan, Defne ve Burç adında, liseli iki genç yaşamıştı. Böylece her sayfasında, acaba sorusuyla insanı kuşatan, bu soluk kesici roman ortaya çıktı.

Ne var ki, bu olayda aklıma takılan bazı soruların yanıtlarını, hala bulabilmiş değilim: Yol arkadaşım Burç, gerçek bir insan mıydı? Yoksa ben, gen teknolojisi ve canlı kopyalama yöntemiyle, laboratuvarda oluşturulmuş biriyle mi yolculuk yapmıştım?

Tavsiye etmeye değecek kitaplar biriktiğinde bu listeye eklemeler yapacağım..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.ressim.net/upload/9a916e4f.jpg

KAYBEDENİN ÖNDE GİDENİ

Charles Bukowski

 

Sadece sıkıcı insanlar sıkılır.

Sadece yanlış bayraklar dalgalanır.

Size Tanrı olmadılarını söyleyen insanlar aslında aksini düşünürler.

Tanrı başarısızlıkların bir icadıdır.

Tek cehennem bulunduğun yerdir.

 

Dallas'tan geçtim ve Pasadena'da aylaklık ettim.

Anam ağlamadı çünkü ağlatacak kimse yoktu.

İki boy aynasını tuzla buz ettim ve beni

hâlâ arıyorlar.

İnsanın asla girmemesi gereken mekânlara girdim.

Acımasızca dövülüp ölü diye bırakıldım.

Kafatasımda cop darbelerinden oluşmuş bir sürü yumru var.

Melekler korkudan altlarına kaçırdılar.

Harikulade bir insanım.

 

Siz de öylesiniz.

O da öyle.

Güneşin sarı nabzı ve dünyanın görkemi de.

 

(Kaybedenin Önde Gideni, Çeviri: Avi Pardo, 192 sayfa)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.tanrinindogumgunu.com Tanrının Dogum Günü ve Levh-i Mahfuz yazarı buRAK özDemir... hayatınızı,kaderinizi=tekamülünüzü degiştirmek,hızlandırmak, dünyada neler olup bitmiş,neler olup bitiyor ve neler olup bitecek sorularına net cevaplar almak,tüm sorulara hatta sormadıklarınıza yanıt almak,degişmek,yenilenmek ve gerçek seni ortaya çıkarmak istiyorsanız okuyun. bu çok sarsıntılı degişimden korkmayanlar,degişenler,arınanlar neye dönüştüklerini gördügünde her hücresiyle --oh be dünya varmış diyecekler:) karanlıktan aydınlıga geçiş bu iki kitapta gizli.biletimiz bu kitaplar olacak.2 yıl sonra tüm dünya bu kitabı konuşuyor ve iman ediyor olacak.bu kadar da çok iddaalıyız.TDG ailesine katılmanız dilegi ile.ayrıca 2012 ye çok az kaldı.geç kalmamanız dilegi ile,sevgiyle...
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...