hayiS Oluşturma zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 14, 2013 (düzenlendi) 1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları ve kesinlikle hava yastıkları yoktu. ... 2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi. 3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar renkliydi. Ya da en azından kurşunlu, muhtelif zehirli maddeler ile boyanmıştı. 4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde çocuk kilitleri yoktu... 5.- Kasksız bisiklete biniliyordu. 6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan ya da muhtelif başka kaynaklardan su içiliyordu... 7.- Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı hava kararmadan önce eve dönmekti. 8,- Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. İnanılmaz ... 9.- Okul öğlen bitiyordu... Ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk. 10.- Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu. Kendimizden başka kimse sorumlu değildi. 11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı - çünkü hep dışar da oynardık , aktif olarak ... 12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk... aynı bardaktan içebiliyorduk ve kimse bu yüzden ölmüyordu. 13.- Playstation, Nintendo 64, X boxes, Vídeo oyunlarımız, 99 kablolu kanalımız , dolby surround, cep telefonumuz, bilgisayarımız, internet de chat odalarımız YOKTU. Onun yerine bolca ARKADAŞLARIMIZ vardı. 14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!! 15.- Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu? Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu. 16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikoloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu. 17.- Özgürlüğümüz , üzüntülerimiz , başarılarımız , görevlerimiz vardı ...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk. Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık ? Daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik ? Sen de bu jenerasyondan mısın ? Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar - fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık ! Değil mi ? Nisan 14, 2013 AurorA tarafından düzenlendi yazı rengi okumaya elverişli bir renge çevrildi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thenightmare Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 kısacası biz büyüdük ve kirlendi dünya.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Bazı yerleri saçma ve bencilce olmuş. Örneğin benim hem Playstation'ım vardı, hem de arkadaşlarımla oynuyordum. Ama burada ikisi sanki birbirinden uzak gibi gösterilmiş. Ya da eskiden psikolojik bozukluk yoktu falan denilmiş. Olmadığını nereden biliyor? Eskiden psikolojik sorunlara bu kadar önem verilmiyordu, sen önem vermiyorsun, mutlu yaşıyorsun diye başkalarının hastalığını görmezden gelemezsin. Ama onun dışında tabii ki eskiden daha mutluyduk sanki. Yani burada evde oturacağıma, kafa dengi ve önyargısız arkadaşlarımla doğa gezisi falan yapmak isterdim. Ya da voleybol oynamak falan hoş olabilirdi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hayiS Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Bazı yerleri saçma ve bencilce olmuş. Örneğin benim hem Playstation'ım vardı, hem de arkadaşlarımla oynuyordum. Ama burada ikisi sanki birbirinden uzak gibi gösterilmiş. Ya da eskiden psikolojik bozukluk yoktu falan denilmiş. Olmadığını nereden biliyor? Eskiden psikolojik sorunlara bu kadar önem verilmiyordu, sen önem vermiyorsun, mutlu yaşıyorsun diye başkalarının hastalığını görmezden gelemezsin. Ama onun dışında tabii ki eskiden daha mutluyduk sanki. Yani burada evde oturacağıma, kafa dengi ve önyargısız arkadaşlarımla doğa gezisi falan yapmak isterdim. Ya da voleybol oynamak falan hoş olabilirdi. Tabiki Size göre saçma gelebilir. Fakat biz bırakın Playstation 'ı oynayacak top bulamayıp arkadaşlarla kağıtlardan top yaptıgımızı hatırlarım. Kişiden kişiye farklılık gösterir. . Psikolojik bozukluk konusunda ise olsa bile çocuklar hep birlikte oyun oynarken kimse o bozuklugun farkında degildi. Elimiz yüzümüz çamur içinde eve dönerken k mutlulugumu degişmezdim hiç bir şeye.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Balcan Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Bir çoğuna hak veriyorum. Şimdi çocuklar toplanıp Pes oynuyorlar yada bir bilgisayarın başında 5 kişi izlerken diğeri oynuyor yani mahalle maçında takıma alınmayan tek çocuk artık bilgisayar başında arkasında neredeyse bir mahalle takımı oluşturacak kadar çocuğu izleyici konumunda bekletiyor Bizim zamanımızın daha güzel olduğunu her şekilde savunurum fakat devir teknoloji devri şimdiki çocuklara bakıyorsun daha 10-11 yaşında telefon, bilgisayar mucidi olmuş çıkmışlar bu güzel bir şey bence fakat bu bilgisayar merakı oyun merakına dönüştüğünde sıkıntı yaşanıyor bence.. Neden bilgisayara takılıp kaldığımı da anlamadım açıkçası Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 14, 2013 Tabiki Size göre saçma gelebilir. Fakat biz bırakın Playstation 'ı oynayacak top bulamayıp arkadaşlarla kağıtlardan top yaptıgımızı hatırlarım. Kişiden kişiye farklılık gösterir. . Psikolojik bozukluk konusunda ise olsa bile çocuklar hep birlikte oyun oynarken kimse o bozuklugun farkında degildi. Elimiz yüzümüz çamur içinde eve dönerken k mutlulugumu degişmezdim hiç bir şeye.. Valla benim Playstation'ım olduğu halde evde hep kendi başıma oyun üretirdim sürekli. Arkadaşlarla falan hep özgün oyunlar üretip oynardık. O kadar oyun manyağıydım ki, bi basit voleybol paslaşmasını bile bölümlü bölümlü oynuyoduk bazen. Mesela birinci bölüm kolay oluyordu, onuncu bölüm boss oluyordu. Yani küçükken çok yaratıcıydım, Playstation falan asla yaratıcılığımı kesmedi benim. Aksine, daha da geliştirdi. Bence insanların değişmesine neden olay şey kafa yapısı. Normalde bilgisayar bağımlısı olsam bile birisi bir gün çağırsa, "kamp yapıcaz sen de gel" dese, ya da ne bileyim "ip atlıycaz sen de gel" dese, "olur mu öyle şey ya, biraz büyüyün, nelerle uğraşıyorsunuz" falan demem. Çok da severek yaparım ikisini. Ama bilgisayar bağımlısı olduğumu da değiştirmez bu. Bağımlılık falan da hikaye ya, bilgisayar bağımlılığı diye bir şey olduğuna inanmıyorum. İki duruma da zamanını ayırabilirsin istersen. Ama arkadaşlarla buluşunca psikolojik rahatsızlıklarımızı unuttuğumuz da doğrudur. Şahsen ben hiç düzelmeyeceğini düşündüğüm şeyler aklıma gelince bir arkadaşla konuştuğum zaman falan rahatlıyorum. Ya da dışarıya çıkıp küçüklüğümdeki gibi iki üç oyun oynamak bile mutlu hissettiriyor. Geçen birkaç bitki dikmiştik bahçeye, doğa artık eskisi gibi rahatlatmasa da yine de toprağı ellemek, bitki kokusunu koklamak falan bile rahatlatmıştı. Çok uzaklaşmışız doğadan. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tola Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Eskiden herşey daha doğaldı..Şimdiki çocuklara üzülüyorum.Sokakta oyun oynamayı bile bilmiyorlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
spatha11 Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Şimdiki çocuklara değil onların ebeveynlerine acıyor ve kızıyorum çünkü günümüzde çoğu ailenin çocuklarına dışarı çıkmasına bile izin vermezken bunun yanında çocuklarda buna alışıyor ve itiraz etmiyor . Anne babalar çocukları ,hadi çocuğum dışarıda biraz eğlen, diye teşvik edeceği yerde, dışarı çıkma git bilgisayar oyna diyerek onları engelliyorlar . Bunun yerine çocukları alıp bir parka veya bir oyun alanına hiç değilse dışarıda açık bir ortama götürmeli . Fakat çocuğun yaşı küçükken bu alıştırılmıyor bu zevk yaşatılmıyor . Ee haliyle çocuk büyüyünce de bunu garipsiyor ve asosyallik dediğimiz günümüzün çoğu çocuğunda olan bir durum karşımıza çıkıyor . Ayrıca şu görüşe de çok kızıyorum '' aman çocuğumuz ders çalışsın , herkesi geçsin , ve 1. olsun '' evet eğitimde önemli fakat şu durumda anne babalar bunu büyük oranda arttırmış durumdalar . Çocukların üstünde bir baskı bir baskı sanki bana dünyayı kurtaracak . Çocuk dediğiniz eğlenmeli , bu yaştayken hayattan zevk almalıdır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Biz çocukken deli gibi bisiklet sürerdik, sokakta oyun oynardık. Oyuna çağrılırdık evden. Doğunun köyleri bu nostaljiyi yaşamaya devam ediyor gerçi. Kafalarına göre dağ taş geziyorlar akşama kadar oynuyorlar . Kimse arayıp sormadan, eve çağırmadan özgürce yaşıyorlar. Maalesef batıda sokaklar boş artık. Biz şanslıydık. Güzeldik be oğlum, şimdilik ölene kadar hayattasın.(K.İ.). Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Temmuz74 Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2013 Eskiden bu kadar araba yoktu.Rahatlıkla sokakta oynardık.Oyun hamuru diye birşey yoktu.İnşaatların önündeki kumları eşeler kil çıkarırdık.:DOnlarla evcilik oynamak için çanak,çömlek ya da kafamıza göre heykelcikler yapardık.:)Elimiz ya da biryerlerimiz kanarsa hemen kan kardeşi oluverirdik^^ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.