Jump to content

Yargı,İyi-Kötü,Var'lık


Aun

Önerilen Mesajlar

İnsanlık yaradılışından itibaren var olanı aramıştır.Uyanışın temel çekirdeği algıda değişimdir.İyi ve kötünün değişimidir.Bilinç algısı sosyokültürel istekler ile kirlenmiştir.Nefsi istekler, algılarda somutlaşmaya sebebiyet vermiştir.Değişim terslikten yokluğa doğru başlar.Algılar da ki terslik iyi/kötü yargısını ortadan kaldırır böylelikle sorun kavramıda silinmiş olur.Örneğin bedenimize batan bir cam bize acı verir.Çünkü yargısı öyledir.Bize verilen yargısı kötüdür.Ancak bu bazı eski kavimlerde ibadet ve zevk amaçlı yapılıyordu.Bizlere acı veren,sorun yaratan yargıları tersliğe çevirirsek sorunlar bize zevk verir.Çünkü sorun yargıdan oluşmaktadır.Yargı eylemine iyi/kötü girdiği zaman sorun oluşur.Nefsi arzuya uygun olmayan,yargıda, sorun ve sıkıntıyı doğurur. Sorunun asıl sebebi uyumsuzluktur.Yargıya olan uyumsuzluktur.Davranışların yorumlanması insanda biter. Temel suçlarda böyledir.Örneğin 'cinayet' bir insan için kötü bir davranışken başka bir insan için iyi bir davranış olabilmektedir. Aynı davranış için 2 yargı söz konusu olması bize aslında var olanın yargıdan oluştuğunu apaçık kanıtlamaktadır.Yani kainatın. Bir nesnenin şekilsel bütünlüğü beyinde yargıya uygun görüntüyü oluşturur.Peki yargı ortadan kalkınca ne olur? Yokluk yaşanır lakin yoklukta bir yargı değil midir? Yokluğun yaşanması zaten bir varlıktır. Yaşamak zaten var olan bir eylem değil midir? O halde yokluk denen kavram nasıl yaşanabilir ki? Bu noktada karşımıza var'lık çıkmaktadır.Yani aslında yoklukta bile bir var'lığın olduğu. Kim bu var'lık? O var'lık saf iradedir. O var veya yok yargısında bulunmaz. Tıpkı Mevlana Hazretleri'nin söylediği gibi 'Var ile Yok'un üstünde olan'İşte o var'lıktır.Var olan herşey odur zaten.Onun iradesi yargıya elverişlidir fakat o yargı yapmaz.Yargıyı yapan onun bize verdiği iradedir.Biz irademizle yargıyı yaparız. Yargıları sildiğimiz zaman tasavvufta sözü geçen 'Yokluk' yaşanır.Varlığın içinde yokluk.

 

Aun

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"...Yokluk yaşanır lakin yoklukta bir yargı değil midir? Yokluğun yaşanması zaten bir varlıktır. Yaşamak zaten var olan bir eylem değil midir? O halde yokluk denen kavram nasıl yaşanabilir ki? Bu noktada karşımıza var'lık çıkmaktadır.Yani aslında yoklukta bile bir var'lığın olduğu. Kim bu var'lık? O var'lık saf iradedir. O var veya yok yargısında bulunmaz. Tıpkı Mevlana Hazretleri'nin söylediği gibi 'Var ile Yok'un üstünde olan'İşte o var'lıktır.Var olan herşey odur zaten.Onun iradesi yargıya elverişlidir fakat o yargı yapmaz.Yargıyı yapan onun bize verdiği iradedir.Biz irademizle yargıyı yaparız. Yargıları sildiğimiz zaman tasavvufta sözü geçen 'Yokluk' yaşanır.Varlığın içinde yokluk."

 

Aun, yasaklanmışsın; :D gerçekten güzel yerlere değinmişsin... Sana vereceğim yanıtı okuyamasanda, ben de kelime labirentlerine dalmak isterim... :D

 

Şu an da var olan, var olmadan önce, olmayanda yani yoklukta var olmuştur . Şimdi var olmayan ise, olmayanda var durumundadır ve orada beklemektedir. Sen ve ben yoklukta iken varlığımızın farkında değildik. Yokluk bir karanlıktır... Yokluk, varlığa dönüşünce ona ışık verilmiş ve aydınlıkla beraber yokluk varlığını keşfetmiştir.

 

Varlık ile yokluk aslında aynı şeydir. Aralarındaki fark; varlık yokluktayken, (yani varlık bir hayâlken) hayâlden var edilmiştir. Şimdi gözünün önüne bir kalem getir; kalemi hayâlinde var etmene rağmen o aslında yok hükmündedir. Onu var edebilmen için hayâlinden alıp işlemelisin. Bu kalemi ağaçtan inşa edip daha sonra onu ateşe atsan; yani o kalem varlık âleminde yok olsa bile, yokluk âleminde (yani hayâl âleminde) varlığını sürdürecektir.

 

Bizler hayâl mahsulleri ofisinden varlık âlemine transfer edildik. Yani sen ve ben bir hayâliz. Bu dünyada düşlediğimiz hayâller ise, hayâllerin hayâlleridir. Hayâllerin meydana getirdiği hayâller...

 

Şimdi şu soruyu sormalıyız; "Bir insan birşeyin sahibi olabilir mi?" Hayır, olamaz. Hayâller, tercihlerde bulunabilse de hiçbir şeyin sahibi olamazlar. Çünkü hayâlin mimarı, üreticisi bizler değilizdir. Kaynakları hayâl edip onları var eden gerçek sahiptir.

 

"BEN" bile bana ait değilken, nasıl olur da sahiplik iddiasında bulunabilirim?"

 

Var ile Yok'un üzerinde olan, O'dur. Yani hayâlin yaratıcısı... :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şuan etrafımızda gördüğümüz her şey kısa bir süre için var , gördüğümüz masa,kalem bir ağaçtı , pencerede kullandığımız cam bir kumdu ve bizde kısa bir süre için varız ve zaman olmasaydı etrafımızda olan şeyleri kavrayamazdık , yani bizi hem anlamlandıran hem var eden hemde yok eden şey zaman ,

Biz hiçliği düşünemiyoruz ama farkında değilizki biz varlığıda düşünemiyoruz etrafımızda gördüğümüz her şey çok kısa bir zaman dilimi için var ve biz bu zaman diliminde varız ve zaman dediğimiz şey tamamıyla gerçekten bağımsız yani mesela 7/24 diyoruz bu tamamıyla bizim oluşturduğumuz bir sistem ve evrenin zerre umrunda değil , peki ya bizim zaman dediğimiz şey bizi var kılıyor ve isimlendirdiğimiz zamanda aslında bir bilim-kurgu ise varlık yanımsamasını sağlayan şey 0'dan 1'e doğru olan yolculukta 1'e vardığımızda ne oluruz?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...