Jump to content

Titreşimlerin Sırrını Çözen Kainatın Sırrını Çözer: Frekanslar ve Hayatımıza Etkileri


sirius

Önerilen Mesajlar

Bundan yirmi yıl önce size evrenin aslında kocaman bir titreşim olduğu söylenseydi, küçük evren insanın da etrafındaki her şeyle birlikte her an titreşmekte olduğunu ve hayatın sırrının titreşimlerde saklı olduğu söylenseydi ne düşünürdünüz?

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/01/titresimler-su.jpg

Nikola Tesla titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü

 

Muhtemelen bu söylenilenlere çok fazla anlam veremez ve üzerinde de fazla durmazdınız. Çünkü o zamanlar titreşimlerin bu derece önemli olduğu insanlık tarafından bilinmiyordu. Gerçi hala da tam olarak bilindiği söylenemez… Hâlbuki bundan 100 yıl önce Nikola Tesla kendi icadı olan deprem makinesini anlatırken şu sözleri söylemişti: “Birkaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. On dakika daha devam etseydim binayı ve sokağı yıkabilirdi. Aynı cihazla Brooklyn Köprüsünü 1 saatten kısa bir süre içinde East River’a indirebilirdim.” Tesla frekansların yani titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü. Tesla’ya göre evren kocaman bir titreşimdi ve hepimiz bu titreşimin küçük birer yansımasıydık. Ya da başka bir deyişle evren bir gitar, bizler de onun telleriyiz ve diğer tüm tellerle birlikte her an titreşiyoruz. Bilim adamları yüzyıllardır bu şarkıyı anlamlandırmaya çalışıyorlar ve sonunda notaları keşfettiler. Şimdi de gitarın tellerini koparmadan melodiyi çözmeye çalışıyorlar… Bu yazıda melodiye ait birkaç sol anahtarı vermeye çalışacağız.

Saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz

 

Her şeyin özü enerjidir. Kütle, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Düşünce enerjidir. Enerji sürekli titreşerek bir salınım oluşturur. Bizler de insanoğlu olarak sürekli titreşen enerjileriz. Titreşim seviyemiz düşük olduğu için yeryüzünde çökeltilmiş şekilde yani kütle-beden olarak hayatlarımızı devam ettiriyoruz. Bizim titreşimimize uygun şekilde titreşen enerjileri de kendi titreşim dünyamızda kütle olarak görebiliyoruz (diğer insanlar, hayvanlar, masa, sandalye vs.) İnsan bedeninin doğal titreşim düzeyi saniyede ortalama 300 titreşimdir. Dünya işleriyle fazlaca ilgili olan insanlar bu titreşimin altındadırlar. Frekans yani titreşim düzeyi arttıkça kişilerin doğaüstü güçleri de artmaktadır. Şifa verme gücüne sahip olan kişilerin titreşim düzeyleri saniyede ortalama 500 titreşimdir. 800 titreşim seviyesine gelindiğindeyse medyumik güçler ortaya çıkar. 1000 titreşimin üzerinde telepati kanalı gayet akıcı şekilde açıktır. Saniyede 10 bin titreşim seviyesindeki insan astral seyahat yapabilir konuma gelir. Bu tıpkı bir gitarın tellerinin titreşmesi gibidir. Gitarın telini oynattığınızda önce hızla titreşir, teli göremezsiniz. Sonra titreşim azalmaya başlar ve tel görünür hale gelir. Bizler de şu anda saniyede 300 titreşimle birbirimizi görebiliyoruz ama saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz. Onları boyut üstü varlıklar olarak adlandırıyoruz. İçimizden pek azımız yani medyum diye tabir ettiğimiz kişiler onlarla temasa geçebiliyor. Bazen kanal olarak da onlardan gelen bilgileri aldıklarını iddia edebiliyorlar. Bu kişilerin bir kısmı şizofren hastası, bir kısmı dolandırıcı olabilir ama titreşim seviyesini saniyede 10 binin çok üzerine çıkartıp zaman mekân mefhumunu aşan insanların da var olduğu biliniyor. Çok büyük kâhinler bu frekans seviyesinde oldukları için söyledikleri pek çok şey doğru çıkmaktadır. Duru görü yapan medyumlar kaybolan eşyaları bu şekilde bulabilmektedir. Şifacılar tek bir dokunuşla hastanın hasarlı olan organına en uygun frekansı vererek onu iyileştirebilmektedir. Şifacı ya da bioenerji uzmanı olarak tabir ettiğimiz kişilerin yaptıkları şey özünde kendileri vasıtalarıyla hastaya doğru frekansları vermektir.

Frekanslarla (titreşimlerle) hastalıkları iyileştirmek mümkün!

 

Her organın kendine özgü titreşimi vardır. Bedenin titreşiminin dışında organlar da kendi aralarında farklı hızlarda titreşirler. Örneğin kalbin titreşim hızıyla böbreğinki aynı değildir. Böbrek arıza yaptığında bu aynı zamanda onun titreşiminde bir sorun olduğu anlamına gelir. Bir insanı kalbine iyi gelmeyecek titreşimlere maruz bırakırsanız o kişi kalp krizi geçirip ölebilir. Bu şekilde uzaktan suikastların yapılması bile teoride mümkündür. Doğru titreşim hayat kurtardığı gibi yanlış titreşim de can alır. Dozer kullanıcıları, asfalt delici vibrasyon cihazlarını kullanan kişilerin kalp krizi geçirip ölmeleri ya da uzun vadede çeşitli hastalıklara yakalanmaları olasıdır. Çünkü bu cihazlar çok güçlü titreşimlere sahip oldukları için vücudun titreşimini bozmaktadır. Frekanslarla (titreşimlerle) hastalıkları da iyileştirmek mümkündür.

http://indigodergisi.com/wp-content/uploads/2013/01/titre%C5%9Fim2.jpg

Her titreşimin ölçüsü bir frekans değeriyle hesaplanır. Farklı titreşimlerin farklı frekansları vardır. Bir titreşimin ne tür bir titreşim olduğunu frekans değerleriyle ölçeriz. Frekans teknolojisi günümüzde kısmen de olsa tıpta kullanılıyor ancak gün gelecek pek çok hastalığın tedavisi frekanslarla yapılabilecek. Her hastalığa uygun frekans bulunacak ve hasta kişi o frekans ortamına sokularak tedavi edilecek. O gün geldiğinde modern tıp ile alternatif tıp birleşmiş olacak. Aslında bu bilinen bir şey ama hala hastalıkların çaresini ilaçlarda arayıp duruyoruz ve bu durum ilaç sektörünün çok işine yarıyor. Plasebo etkisi bile aslında frekansların değişmesiyle alakalı. İnanmak denilen şey, hastanın hastalığa karşı tutumu değişince frekansının da değişmesi ve hastalığın artık o frekansta kendine yer bulamamasından başka bir şey değil. Birinin elini tuttuğunuzda bedeniniz otomatik olarak onun frekansına ayarlanıyor. O halde kimin elinden tuttuğunuza dikkat edin çünkü eğer onun manyetik alanı sizinkinden daha kuvvetliyse sizi kendi frekansına çekebilir ve o frekans gerçekte size yaramayan bir frekans olabilir.

İlişkilerde de asıl mesele doğru frekansı bulabilmekte…

 

Frekans teknolojisi hızla gelişmeye devam ediyor. İleride öyle günler gelecek ki, kişiler eş seçimini yaparken sadece kan uyuşmazlığına değil frekans uyuşmazlığına da bakacaklar. Bu şekilde kimin kiminle anlaşamayacağı net bir şekilde bilinebilecek. İyi başlayıp kötü giden ilişkilerin de sebebi frekansların değişmesi aslında. On yıldır birlikte olduğunuz kişiyle artık anlaşamıyorsunuz çünkü ikiniz de on yıl önceki frekanslarınızda değilsiniz artık ve bugün apayrı iki frekansta yaşıyorsunuz hayatı. Kısmet dediğimiz şey de frekanslarla son derece ilintilidir. Dünyanın iki ayrı ucunda da olsa en doğru frekanslar her zaman birbirlerini buluyor. Tıpkı göçmen kuşların yollarını bulması gibi dünyanın manyetik haritasında hepimizin ayarlı olduğu bir frekans var ve kendimize en uygun frekansı bir göçmen kuş edasıyla buluyoruz. Bazen de bulamıyoruz. İşte o zaman hayatımızda problemler ortaya çıkıyor. Bizimkinden daha güçlü bir frekansın etkisine girdiğimizde kendi manyetik alanımızdan kopuyoruz ve kendimizi kötü giden bir evliliğin içinde ya da istemediğimiz bir işi yaparken bulabiliyoruz. İşte bütün bunların sebebi yanlış frekanslar… İlişkilerde de asıl mesele doğru frekansı bulabilmekte.

Herkesin kendisine en uygun titreşimi bulma potansiyeli vardır. Kendimizi dinlemek diye ifade ettiğimiz kişinin bir karar vermeden önce içe dönme hadisesi de budur aslında. Kendimizi dinlediğimizde titreşimlerimizi de fark ediyoruz ve titreşimler iç ses olarak bizim için neyin iyi ve doğru olacağını bize söylüyor. Bir miktar derin düşünme ve yalnız kalmak kendimizi yani titreşimlerimizi anlamak için yeterlidir. Yeter ki kendimize bu fırsatı verelim…

Alıntıdır; Cem Özüak

Titreşimlerin Sırrını Çözen Kainatın Sırrını Çözer -İndigo Dergisi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tesla nın Bir sözü Vardı Şimdi Beni Anlamıyorlar ama ilerleyen zaman hak edeni ödüllendirecek diye... Tesla bobini ve deprem makine sine evet Belirli Bir alana uygulanan Radyo sinyallerine evet blue bleam projesi infinity projesi ve haarp silahına evet Titreşim ve Frekans olayı Kısmen bana doğru gelmeyecek kadar eksik yönler içeriyor...

CHeYeNNe tarafından düzenlendi
Bazen Sevdiklerine karşı duyarlı olursun..
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tesla'nın fiziğinin esası, frekanslar ve rezonanstır. Çok güzel bilimsel bir konu güme gitmiş. Fiziğe göre, evren tirteşimlerin/dalgaların cisimleşmiş halidir.

Buluşları hayata geçirilseydi dünyanın çehresi bambaşka olurdu şu anda. İnsanlık, 100 yıl önceki teknolojilere mahkûm ediliyor; kasıtlı olarak.

Parapsikolojinin de bilimsel yaklaşımıdır bu konu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tesla'nın fiziğinin esası, frekanslar ve rezonanstır. Çok güzel bilimsel bir konu güme gitmiş. Fiziğe göre, evren tirteşimlerin/dalgaların cisimleşmiş halidir.

Buluşları hayata geçirilseydi dünyanın çehresi bambaşka olurdu şu anda. İnsanlık, 100 yıl önceki teknolojilere mahkûm ediliyor; kasıtlı olarak.

Parapsikolojinin de bilimsel yaklaşımıdır bu konu.

 

Herşeyin özü frekans ve titreşimdir. Büyüden bilime kadar, sadece Tesla'nın fiziği değil. Elbette Tesla'nın elektrik ve frekanslar üzerine yaptıkları çalışmalar çağın çok ötesinde, maddeyi teleport etme deneyleri ise gerçekten inanılmaz.. Başarılı olup olmadığıyla ilgili bilgi yok, yeterli maddi destek sağlanmadığı için... Yine de buluşlarının hayata geçirilmesi pek olası değil çünkü hükümet tarafından el konulmuş durumda. Ama bunla ilgili güzel hareketler var. Thrive isimli belgeseli herkeain izlemesini tavsiye ederim.

 

Bu çalışmaların temel sonucu var; sınırsız enerji sağlamak. Termodinamik yasalarına -enerjinin korunumu- ters gibi gözükse de aslında evrensel bazda bir sınırsız enerji kaynağı sağlanabilir. Ve tüm bu baskılamanın amacı da bu... Petrol ve diğer enerji kaynakları asıl ekonominin alt yapısını oluşturuyor, bunu istemiyorlar. Çünkü Dünya'nın önde gelen zengin aileleri petrolü kontrol eden güçler.

 

İnancım şudur ki, sınırsız enerji kaynağına ulaşabildiğimizde -ki bu konuyla ilgili yine Prof Dr. Michio Kaku'nun konuşmaları da ilham vericidir- insanlık olarak evrensel bazda bir adım atacağız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herşeyin özü frekans ve titreşimdir. Büyüden bilime kadar, sadece Tesla'nın fiziği değil. Elbette Tesla'nın elektrik ve frekanslar üzerine yaptıkları çalışmalar çağın çok ötesinde, maddeyi teleport etme deneyleri ise gerçekten inanılmaz.. Başarılı olup olmadığıyla ilgili bilgi yok, yeterli maddi destek sağlanmadığı için... Yine de buluşlarının hayata geçirilmesi pek olası değil çünkü hükümet tarafından el konulmuş durumda. Ama bunla ilgili güzel hareketler var. Thrive isimli belgeseli herkeain izlemesini tavsiye ederim.

 

Bu çalışmaların temel sonucu var; sınırsız enerji sağlamak. Termodinamik yasalarına -enerjinin korunumu- ters gibi gözükse de aslında evrensel bazda bir sınırsız enerji kaynağı sağlanabilir. Ve tüm bu baskılamanın amacı da bu... Petrol ve diğer enerji kaynakları asıl ekonominin alt yapısını oluşturuyor, bunu istemiyorlar. Çünkü Dünya'nın önde gelen zengin aileleri petrolü kontrol eden güçler.

 

İnancım şudur ki, sınırsız enerji kaynağına ulaşabildiğimizde -ki bu konuyla ilgili yine Prof Dr. Michio Kaku'nun konuşmaları da ilham vericidir- insanlık olarak evrensel bazda bir adım atacağız.

Sınırsız enerji kaynağının içinde yüzüyoruz şu anda. Sıfır noktası enerjisi, kuantum alanı... gibi isimlerle anılıyor. Matematiksel olarak da, ispatlanmış durumda.

Tesla bu alanı keşfetmişti ve deneyimlemişti. Engellendi. O enerjiyi kullanmanın da yolunu bulmuştu. Tom Bearden ve John Bedini'nin patentli icatları var, sınırsız enerjiye ulaşan ve elde eden güç üreteçleri.

Tesla'nın buluşlarının, Amerika tarafından uygulama alanına geçirildiğine ve gizli tutulduğuna inanıyorum. Bilgi yaygınlaşırsa, sistem çöker.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu yazıyı okuyunca seneler önce okuduğum ms2150 kitabı aklıma geldi.Kitapta Kaynakla bağlantı kurmak için bir bilgisayardan belli bir frekans vermesini istiyorlardı. O frekans ile hızlı bir şekilde evrimleşiyorlardı. Bi ara frekansları araştırıp bu nasıl bir ses veya frekans olabilir diye baya kafa yordum fakat sonuç çıkmadı tabi.

Gelecekte insanların kolayca tekamül edebilmesini sağlıyacak frekans seviyeleri yayınlayan bilgisayarlar olacağını düşünüyorum. Her ne kadar şu anda rüya gibi gelsede...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...