Jump to content

Üç Harfliler Artık Yok - 2012 ve Ötesi


Ariakas

Önerilen Mesajlar

Keşke cin konusuna hiç değinmemiş olsaydı. Cinler -benim düşünceme göre- , başka boyutlarda yaşayan varlıklardır ve insanlar onlardan üstündür denilebilecek kadar basit değillerdir -eğer ki varlar ise-.

 

Eğer anlatılanlar gibi bir şey yaşamazsak 2012'de umutsuzluğa kapılmayın. Zaten dünyanın ve ülkelerin gidişatını mutlaka kestirebiliyorsunuzdur.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aralık ayının başından beri çekmediğim kalmadı resmen. Ne uyku düzeni kaldı ne görmediğim kabus kaldı. Ne akıl kaldı. Enerjimi kontrol edemiyorum sürekli patlama yaşıyorum. İnsanların yaşam enerjisini emip kendimi besleyemiyorum. Kontrol edemiyorum daha doğrusu yönlendirmeyi. 28 yıldır ilk defa başıma gelen bir şey bu. Böyle bir kaosu daha önce hissetmemiştim. Kendi yaşadıklarım dışında böyle şeylere pek inanmam açıkcası ama bir gariplik olduğu kesin. Cinlerin enerjilerinin azalması konusunda söyledikleri kafamdaki soru işaretlerini karşılıyor. Uzun süredir ortalıkta yoklar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlar uydurur, inanır.

İnsanlar taklit eder, yapar.

İnsanlar düşünmez, düşünmüş gibi yapar.

İnsanlar bilinmezliğin içerisinde yok oluşlarını bekler.

İnsanlar 21 aralığı iple bekler.

 

Fiziksel olaral bir takım olaylar olabilir. Ki bu sadece 21 aralık tarihi ile belirtilemez. Son 1500-2000 yıla yayarak bakmamız gerekir. Dünya, ay ve güneşte ki aktiviteler gibi gibi gibi. Bir sürü teori üretile bilir, kıtalar yaratılabilir, ırklar doğurulabilir. Bilir de bilir. Önemli olan, insan olmanın bilincine ulaşıp kendince iyi bir hayat sürmektir. 21 aralık sadece bir tarih. Ne dünyanın nede insanların sonu. Zaten insanoğlu Adem'in dünyaya gelmesinden beri kimliğini kaybetmiş. Yaratan yarattıklarını cezalandırıyor. Bir nevi kendisinide cehennem cukuruna gönderiyor. Dedim ya bir sürü şey uydurabiliriz. Sizler sadece insan olmanın ne demek olduğunu öğrenin. Boş verin doğmatik ve dolaylı bilgiler. Sıfırlayın kendinizi. Yeni bir insan için, yeni bir düzen için...

 

Komplo teorilerine dikkat edelim efendim.

 

Ivan bundan sonra çok çok çok uzaklarda olacak. Sevgi ve saygılarımla...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aralık ayının başından beri çekmediğim kalmadı resmen. Ne uyku düzeni kaldı ne görmediğim kabus kaldı. Ne akıl kaldı. Enerjimi kontrol edemiyorum sürekli patlama yaşıyorum. İnsanların yaşam enerjisini emip kendimi besleyemiyorum. Kontrol edemiyorum daha doğrusu yönlendirmeyi. 28 yıldır ilk defa başıma gelen bir şey bu. Böyle bir kaosu daha önce hissetmemiştim. Kendi yaşadıklarım dışında böyle şeylere pek inanmam açıkcası ama bir gariplik olduğu kesin. Cinlerin enerjilerinin azalması konusunda söyledikleri kafamdaki soru işaretlerini karşılıyor. Uzun süredir ortalıkta yoklar.
göremediğin şeylerin varolmadığına inanmak fazla mantıklı olmasa gerek o zaman o göremediğin şeylerden biri olan enerjin de yok diyebiliyor olman lazım.ikisinin cevabı birbiriyle bağlantılı.birine evet birine hayır diyemezsin.diyebiliyorsan gerçekten dengesizsin demektir. ;)
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

göremediğin şeylerin varolmadığına inanmak fazla mantıklı olmasa gerek o zaman o göremediğin şeylerden biri olan enerjin de yok diyebiliyor olman lazım.ikisinin cevabı birbiriyle bağlantılı.birine evet birine hayır diyemezsin.diyebiliyorsan gerçekten dengesizsin demektir. ;)

 

cidden hiçbir şey anlamadım :D kendi yazdığımı okudum senin yazdığını okudum bi bağlantı kurmaya çalışıyorum. Cıx olmuyor, bi yardım etsen bana:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Üç harfliler... temizlik.... beş yıldır.... astralde...... artık olmayacaklar ha lan marduk geliyor çarpıcak bizi ikiye bölücek desen belki o a inandırabilirdin felaketçileri de bu ne abi ne kullanıyorsunuz peyote mi asit mi ? hee oldu madem ben de alan değiştireyim madem üç harflilerin ateşleri söndü diplomalı mesleğime geri döneyim napalım kader kısmet.... uğraşmayız artık paranormalle :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

cidden hiçbir şey anlamadım :D kendi yazdığımı okudum senin yazdığını okudum bi bağlantı kurmaya çalışıyorum. Cıx olmuyor, bi yardım etsen bana:)

Uzun süredir ortalıkta yoklar. demişsin ya önceki mesajında ben de göremediğin varolmadıkları anlamına gelmez diyorum.enerjiyi de göremiyorsun ama var diyebiliyorsun o zaman bu ikisi çelişkili oluyor yani görünmez olan demek olmayan demek değildir.

 

@boynuzsuzgeyikler : on meth it is. :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kıyamet sembolü hem yıkımı hemde (kıyam etmek ayağa kalkmak) yapımı içeren bir semboldür. Ying-yang, phoenix kuşu, zümrüd-ü anka kuşu sembolleri gibi. Zümrüd-ü anka nın küllerinden doğması için önce ölmesi gerektiği gibi yapım ve yükselmeden önce yıkımın gelmesi ve eskiyi yok etmesi gerekir.

 

Kıyamet sembolü her sembol gibi katlardan oluşur. İnsan-ı kamil olabilmek için önce kişiliğin (nefs) öldürülmesi gerektiğini anlatan ilk katlardan, görünen ve görünmeyen tüm evrenin bir ile bir olabilmesi için milyarlarca yıl sonra yok olup ona çekileceği en yüksek katlarıda anlatan bir sembol.

 

 

bu katlardan biride şu an içinde bulunduğumuz geçiş dönemini anlatıyor. Üstelik bu geçiş dönemide dünyada ilk kez yaşanmıyor. Daha öncede Birkaç kez yaşandı en sonuncusu tufan sembolizmi ile anlatılan kıyamettir.

http://www.ahmetmusaoglu.org/images/files/image/RES%C4%B0M-%201.jpg

 

insanlığın aşağı iniş ve yukarı çıkış dönemlerinden şuan inişin en alt katı olan demir çağından, altın çağa geçiş aşamasındayız. Altın çağ, aşağı iniş sürecinde tufandan öncede yaşanmıştı. Atlantis dönemi bu dönemdir. Bu dönemin insanları eldeki az olan verilere göre incelendiğinde (mısır, eski yunan, tibet) sipiritüel olarak çok üstün oldukları hatta tanrılar olarak görüldükleri ve beden yapılarınında bizden farklı olduğu belirtilir.

Ruhun dış dünyayla ilişkisi fiziksel bedenle sınırlıdır. Beden ne kadar işlevselse ruhta o oranda etkileşimde bulunacak ve gerek zeka gereksede sipiritüel yetenekleri o oranda aktif olacaktır. Dolayısıyla altın çağdaki insanlarında genetik özellikleri bizden çok daha üstün olacaktır. Buda öyle görünüyorki iki yoldan gerçekleşecek ya bahsedilen foton kuşağı sayesinde olumlu yönde bir genetik mutasyon Ya da daha büyük bir olasılıkla giderek gelişen genetik bilimi sayesinde daha iyi bedenlerin ortaya çıkmasıyla( ilerde hastalıklara yakalanmayan insanların doğması, hatta yaşlanmayı durduracak genetik çalışmalar çoktan başlamış durumda.)

 

fizik bedenin yeni çağa göre uyumlanması gibi (doğal ve bilimsel “gen mühendisliği”). Dünyanın bedenininde yeni çağa göre uyumlanması ve değişmesi gerekiyor. Bunu çeşitli doğa olaylarıyla gerçekleştirirken (depremler, fırtına, tsunami, volkan v.b.) aynı zamanda bir iş daha yaparak üzerindeki eski çağın insan bedenlerinide yok ederek temizliyor.

Bu, kıyamet sembolünün yıkım aşamasını oluşturuyor. İnsanların korktuğuda bu yıkım aşamasının şiddetidir. Bu şiddetin derecesinide insanlığın tufandan bu yana geliştirdiği tekamülünün derecesi belirleyecektir.

 

 

Burada şunu belirteyim 21 aralıkta her şey olup bitecek düşüncesindeyseniz boşuna beklemeyin. Bu bir şeyden habersiz basınında gazıyla gelişmiş bir durum. 21 aralıkta bir şey olmayacak bu bir geçiş süreci ve bu süreçte neredeyse bu yüzyılı kapsayacak zaten binlerce yıl süren devirlerin geçişleride bir günde olup bitecek bir şey değildir üstelik bu süreç 21 aralıktada başlamayacak çünkü çoktan başladı bu yüzyılın başından itibaren. Dolayısıyla geçmişe son 5-10 yıla bakarak önümüzdeki yıllarda da bizi nelerin beklediğini kestirebiliriz. Yani ne kıtalar batıp çıkacak ne “marduk gelecek dertler bitecek” nede beklenen foton kuşağı eğer gelirse beklenen sihirli etkileri yapacaktır. Çünkü son tufan olayından bu yana insanlık önemli ölçüde tekamül etmiştir.

 

 

Olabilecek doğa olaylarına baktığımızda son 10 yılda depremlerde önemli bir artış görünüyor önümüzdeki yıllardada bunlarda bir artış olması normal ( beklenen istanbul depremi dahil) daha fazla fırtına, tsunami v.b. tabi bedenlerin yok olması ayrıca dengesizleşen insanlar yardımıylada olacak özellikle güç sahibi (iktidar, para ekonomi, silah tüccarı v.b.) dengesizleşmesi sonucu çıkabilecek savaşlar ( ortadoğu ve çevresin de olan olayların artarak devamı) bu arada kuş, domuz gribi, ebola v.b. hastalıklarından ölenlerin sayısında artış hatta yeni tür salgın hastalıkların ortaya çıkması (dengesizleşen insanlar tarafından çıkarılabilecek hastalıklar örnek, şu labaratuvardan çalınan çiçek virüsünün ortaya çıkması)

(Ayrıca ünlü inisiye H.P. Blavatsky'nin aktardığı üzere mevcut 4 ırkın sırasıyla dünya üzerinde hakimiyet kurduğu dönemler olmuştur. Önce siyah ırkın hakimiyeti ardından Ramayana destanında anlatılan savaşla hakimiyetin beyaz ırka geçmesi daha sonrada şuanki kızıl ırka (ABD) geçmiş sırada sarı ırk vardır.)

günümüze baktığımızdada Çin'in ekonomik yükselişini ve ABD'nin ekonomik çöküşünü görüyoruz ilerki yıllardada bu artarak devam edecektir.

Yani kısaca ilerki yıllarda karşılaşacağımız gerek doğa gereksede dengesiz insanların yaratacağı sosyal olaylar son 5-10 yıldaki olayların belki biraz daha fazlası şeklinde olacaktır. Bunlarda zamana yayılacağı için olayların farkında bile olmayacağız. Ancak çok iyi bir gözlemciyseniz dünyadaki, çok duyarlı biriysenizde kendinizdeki değişimleri fark edebilirsiniz.

Altın çağ geçiş döneminden sonra yaşanılacak bir dönemdir (yani tufandaki kadar olmasada dünyanın belli bir değişim geçirdikten ve eski bedenlerin yok olduktan sonraki(genetik değişim) dönem). Büyük ihtimalle ne biz nede bu yüzyılda doğanlar görecek biz bir anlamda arada kalmış yanlış zamanda yanlış yerde olan insanlarız. Tabi bizde sap gibi durmayacağız bizdede bir takım değişimler olacak ama altın çağ insanı kadar değil.

Burada şunu söyleyeyim burada olan olaylar tekamülünüz için daha iyi bir ortam oluşturmaktan başka bir şey değildir. Her şey sizin yaptıklarınızda biter. kimse veya olaylar sizde süper güçler ve değişimler yaratmaz.

Bizde büyük ihtimalle normal bir şekilde öldükten 1000-1500 yıl sonra eğer yeterli tekamüle ulaşmışsak altın çağdaki bir bedene enkarne olup tekamülümüze kaldığımız yerden ve daha iyi şartlarda devam edeceğiz. Eğer yeterli tekamüle ulaşmamışsak evrendeki başka gezegenlerin birinde bizdeki demir çağa tekabül eden bir çağda yaşayan varlıkların bedenlerine enkarne olup tekamülümüze devam edeceğiz.

 

 

Not 1: üç gün karanlıkta kalma hadisesine gelirsek (ya foton kuşağı Ya da güneş patlamaları sonucu). Güneş fırtınaları sonucu oluşan elektromanyetik akımları, dünyanın manyetik alanı bir şekilde engelliyor ama manyetik alanı aşacak güçte bir elektromanyetik akım oluşursa bu üç günle kurtulacağımız bir şey olmaz. Şu an geliştirilen elektromanyetik bombalara (EMP) bakarsak olacak olay dünyadaki tüm elektronik devrelerin tamir edilemeyecek derecede yanması ve dahada kötüsü tüm elektrik alt yapısının çökmesine neden olurki eski hale gelmesi yıllar alır. Elektriğe bağımlı bir dünyada asıl kıyameti o zaman görürüz.

 

 

Not 2: kehanet olayına gelirsek. Bu, normal bir insanın tahminiyle benzer özellikler taşır. Normal biri fiziksel verileri bilinçli bir şekilde toplayıp en olası sonucu bulurken. Bir kahin fizik ötesi verileri bilinçsiz bir şekilde toplayıp en olası sonucu bulur. İnsanlarda genelde kendi özgür iradeleriyle hareket etmeyip robot gibi yaşadıkları için olası en uygun sonuca göre hareket ederler ve kehanetlerde bu yüzden tutar ama bu durum değişiyor. Eski kahinlerin günümüze ait bazı tahminleri tutmamaya ve sapmaya başladı buda bilinç ve farkındalığımızın arttığının bir göstergesi.

Örneğin bu geçiş dönemine ait olarak tufandaki gibi şiddetli bir geçişin yaşanılacağına ilişkin bildirileri tutmayacaktır.

 

 

 

Not 3: Elementallere gelirsek bunların yok olması hele ateş grubunun ortadan kalkması teorik olarak bile mümkün değildir.

 

(Genelde konuları çalışırken ve anlatırken daha kolay kavramak için tekabül prensibine göre şekiller çizerim ama bilgisayarda paintte olmadı o yüzden aşağıdaki şekil üzerinden anlatırsam.)

http://media.web.britannica.com/eb-media/81/99781-036-2BCDACB5.gif

 

Yukarıda bir yürüyen merdiven görmektesiniz merdiveni döndüren, biri yukarda biri aşağıda iki çark görüyorsunuz şimdi bu çarkların arasında üçüncü bir çarkın olduğunu düşünün bu üç çarkın hareketi merdiveni döndürüyor. Merdivenin tamamı evreni temsil etsin yukarıdaki çark aydınlık grup melekleri, en alt çark karanlık grup şeytani varlıkları, orta çark ta elementalleri temsil etsin . Basamaklarda karşılaştığımız olayları. Bizde basamaklar üzerindeki insanlarız. Biz merdiven üzerinde yaşam, ölüm, tekamül sürecimizi geçirirken diğer varlıklarda kendi çarkları üzerinde yaşam, ölüm ve tekamüllerini geçirirler. Yürüyen merdiveni kullanan herkes sadece yukarı çıkan basamakları (yani olayları) görür. Ne diğer yüzündeki aşağı doğru inen basamakları ( yani yaradılış ve insanlığın aşağı inişiyle ilgili bir bilgiye sahiptir) nede tekamül merdivenini çeviren çarkları (yani varlıkları) görür.

 

 

Kimin kime üstün olduğuna gelirsek bu mutlak ve göreli bakış açısına göre değişir. Göreli bakış açısına göre bakarsak biz ana daire üzerinde tekamül ettiğimiz için hepsinden üstünüzdür daha sonra melekler, elementaller ve şeytani varlıklar gelir. Mutlak yani tanrısal bakış açısından bakarsak bizde, herhangi bir elementalde, yolda yürürken tekme attığımız bir taş parçasıda eşittir.

 

 

Tekamülümüzün niteliğini ve niceliğini merdiven üzerinde yaptığımız hareketler belirler. Tekamül merdiveni bizi, yukarıda bekleyen tanrıya doğru götürürken. Kimileri aşağıya doğru yürümeye başlarlar (başlarına gelen olaylara karşı direnenleri yavaş bir hızla, negatif işler yapanlarıda daha yüksek bir hızla aşağıya doğru yürüyenler olarak düşünürsek) bunlar istesede aşağı inemezler çünki merdivenin çıkış hızı bunların aşağı iniş hızından fazladır bunlarda yukarıya çıkacaktır sadece tekamüllerini geciktirmekten başka bir şey yapmazlar. Bazılarıda sadece basamakta durur ve merdivenin onları yukarıya çıkarmalarını beklerler. Bunlar daha çok doğu felsefelerinde gördüğünüz “anda” yaşayan kimselerdir geçmiş ve gelecek kaygılarından uzak karşılarına çıkan olaylara direnmeden karşılayan kişiler. Kimileride herhangi bir din veya öğreti içinde olsunlar veya olmasınlar bunların ve olayların dış yüzüyle değil iç yüzüyle ilgilenir ve kendi içindeki (nefs temizliği) değişimin aslında dışarıdaki olaylarıda değiştirdiğini görür yani merdiven yukarı çıkarken aynı zamanda yukarıya doğruda yürürler.

 

 

 

Peki siz, merdiven üzerinde ne yapıyorsunuz ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir arkadaş ''Cinler yok olmaz,evrenin yasalarına aykırı'' gibisinden bir yorum yapmış.

 

Daha bugun gördüm,Termodinamik yasaları;

1-Enerji yokolmaz,dönüşür.

2-Hiçbir sistem %100 verim ile çalışmaz.

 

''Cinler yok olmaz'' bu ifade 1. yasaya göre doğru,ancak 2. yasaya göre yanlış.Benim için bir anlamı yok arkadaş dediğinden habersiz o nedenle yazdım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...