Jump to content

Ektoplazma'nın Kimyasal Bileşimi


nevermore

Önerilen Mesajlar

Materyalizasyon, ruhların medyomlar vasıtasiyle, medyomlarm fizik yeteneklerinden ve ektoplazmasmdan faydalanarak belirmeleri ve gözle görülmeleri en ilgi çekici spiritik olaylardan addedilmektedir...

Bir Çeşit Salgı

Spiritüalistlere ve bu konuda uzun yıllarını harcamış bir çok ünlü bilim adamına göre, ruhların görünebilmeleri medyomların vücut deliklerinden çıkan ve ektoplazma adı verilen bir çeşit salgı ile mümkün olmaktadır...

Ektoplazma, katı madde ya da gaz halinde belirebilir. Katı haldeyken şekilsiz bir protoplazma kütlesi görünüşündedir, genellikle beyazdır, bazan da, (ender olarak), kül rengi, siyah, ya da kırmızıya yakın...

Bir ucu medyoma bağlı bulunan bu öz madde, ister katı olsun, ister gaz, her iki halde de kolayca ve hızla, ya belirsiz, ya da tam, mükemmelen ruhların görünmesini sağlar... Ve bu olay sırasında, medyomla olan bağlantısını kesmez...

Ektoplazma

Ektoplazma, bilimsel yönden de incelenmiş, laboratuarda yapılan inceleme şu sonucu ortaya koymuştur: Ektoplazma, albüminoid, (Albümin türünden) bir maddedir Küçük yağ parçaları ve insandaki hücrelerden meydana gelmiştir. İçinde bir çok lökosit de bulunan bu öz madde daha çok lenf suyunu andırmaktadır...

http://spiritualizm.com/birbilgi/resimler/arify/m%20(5).jpg

Ektoplazma'nın Kimyasal Bileşimi

Ünlü Alman bilgin Schrenk Notzing, çalışmaları sonucu, ektoplazma'nın % 50 sinin su olduğunu, ayrıca, albümin ve kükürt bulunduğunu tesbit etmiştir.

Kimyasal bileşimi ise, yaklaşık olarak şudur : C 120 H 1134 N 218 S 5 O 249.

Medyomların fizik yeteneklerinden faydalanarak ektoplazma ile beliren ruhlar konusunda sayısız örnek verilebilir. Dr. Paul Gibier, Sir William Crookes, Camille Flammarion, Gustave Geley, Dr. Charles Richet gibi ünlü bilim adamları, materyalize olan ruhlarla konuştuklarını, el sıkıştıklarını açıklamışlardır.

Aşağıdaki olaylar, bu konunun en ilgi çekici örneklerinden bazılarıdır :

Ünlü Kriminolog Cesare Lombroso, (1836 - 1909) «îpnotizm ve Spiritizm» adlı eserinde, tanık olduğu materyalizasyon olaylarından birini şöyle anlatıyor :

«Charles Richet'nin, Cezayir'de, General Noel'in cillâsmda peşpeşe yaptığı, yirmi spiritizm celsesinde medyom Marthe, kendini Beni-Boa adıyla tanıtan, başında sarık sarılı miğfer bulunan hayaletin şekillenmesini sağladı... Hayaletin ayak seslerini, vücudundaki sıcaklığı nefes alışlarım duyduk, ellerine dokunduk, hattâ sesini işittik... Beni-Boâ, Richet'nin ricası üzerine bir ucu barit mahlûku içine batırılmış bulunan borunun öbür ucunu üfledi, barit mahlûlü beyaza döndü...

Bu olay, hayaletin nefesinde de, canlılardaki gibi karbondioksit bulunduğunu ortaya koyuyordu. Bu arada, celsede bulunanların da tanık oldukları garip bir olay geçti: Deneyin başarıyla sonuçlanmasını, oradakiler alkışladılar... Beni-Boâ bu alkışları kendisi için sanarak tekrar kabinden çıktı ve gülünç bir davranışla eğildi... Bu davranış, öğünme duygusunun bazan ölüm'den sonra, ruhlar âleminde de devam ettiğini gösteriyordu...»

Doktor Paul Bibier, «Ruhların Materyalizasyonları» adlı kitabında, tertiplediği spiritizm celselerinde beliren hayaletlere dair, geniş bilgi veriyor, olayları şöyle sıralıyordu :

«10 Aralık 1898, saat 20,30... Medyom: Mrs. Salmon.

Yedi görgü tanığının da izlediği celsenin 24. saniyesinde, bazı belirtilerden sonra, kesin bir sessizliğin sürüp gittiği sırada, medyomun bulunduğu kabin'in perdesi önünde, havada yayılan, dalgalanan şeffaf ışıklar görüldü. Kabinin üzerinde, solda, (Bize göre sağda) aşağı yukarı iki metreye yakın, dirseğe kadar bir kol ve bir sağ elin yumruğunu gördük; Rengi, kar beyazıydı ve çıplaktı. Celseyi yöneten, bu olaya dikkatimizi çekti.

3 saniye sonra, beyaz bir şekil belirdi, ağır ağır alçalmağa başladı ve bu, 20 saniye sürdü.

Onu takibeden 34 saniye içinde hiç bir şey olmadı. Bu sürenin sonunda bir el ve dirseğe kadar kûl şekli belirdi, koridorun sonundaki çıkış kapısına doğru süzülüp yok oldu. 25 saniye süren bir bekleyişten sonra, beyazlar giyinmiş bir insan şekli kabinin perdesini araladı ve üç saniye bize kendini gösterdi. 22 saniye sonra, beyaz bir şekil, kabinin kapalı perdeleri altından süzüldü.. Önce yumurta büyüklüğündeydi, çok kısa bir süre içinde yükseklik kazandı. Bu şekliyle bir etekliğe benziyordu.

Aynı anda perdeler sertçe aralandı ve beyazlar giyinmiş bir kadın şekli, kabinden çıkarak, orada bulunanlardan Madam D. ve B'ye doğru ilerlerken, ikisi de aynı anda, heyecanla: «Blanche!... Blanche!...» diye haykırdılar...

Hayalet, Madam D'nin kollarına atılırken, temiz, düzgün bir Fransızca ile : «Hala... Halacığım... sizi tekrar gördüğüm için çok mutluyum...» dedi, sonra, Madam B'ye dönerek, «Seni gördüğüme de...» diye ekledi...

Madam D. ve Madam B. heyecan, şaşkınlık içinde hayaleti kucakladılar...

Bu arada celseyi izleyen görgü tanıklarından biri yaklaştı ve hayaletin izniyle, elini tuttu, «Biraz şaşırmış» gibiydi... Daha sonra yaptığı açıklamada, hayaletin elinin canlı bir insanın sıcaklığını taşıdığını belirtti...

Hayalet, bizlerle iki dakika kadar kaldı. Bu süre içinde kabinden bir metre uzaktaydı ve yüzü bize dönüktü. Bu süre içinde onu dikkatle inceledim: Boyu medyomunkinden on santim kadar uzundu, ondan daha zayıftı. Medyom, elli yaşlarında ve şişmandı. Fantomun (hayaletin) sesi zayıf, hafiften ıslıklıydı, medyomun sesiyle en ufak bir benzerliği yoktu. Ayraca, medyom, iki üç kelime Fransızca ya biliyor, ya bilmiyordu. Hayaletin başında tül vardı ama, yüzü örtülü değildi, taptaze yüzüyle, yirmi, yirmibeş yaşlarında. görünüyor ve medyomla en ufak bir benzerlik göstermiyordu.

Hayalet, elini kalbine götürdüğü sırada, heyecanlı görünüyordu. Nihayet kabini çevreleyen örtülere doğru ilerledi, araladığı perdenin arkasında kayboldu. Aynı an, medyomun içinde bulunduğu kafesin kapısına bağlı ipekten kordonu inceledim: Düğümde en ufak bir değişiklik olmamıştı. Bundan emindim...»

Ernesto Bozzano ise, bu konuda çok değişik ve ilgi çekici örnekler vermektedir :

«Materyalizasyon celselerinde, çeşitli hayvan şekillerinin de belirmeleri seyrek de olsa rastlanan olaylardandır... İrili ufaklı, çeşitli türde yaratıklardır bunlar... Davranışları, canlı hayvanlarınki gibidir...

Medyomların aracılığı ile meydana gelen belirtiler, daha gerilere gidilerek incelenirse, hayvanların materyalizasyonlarmdan bahseden yazılara da rastlanır. Ve bunlar nedense, hep celsede bulunanların, yakın veya uzun bir zaman önce ölen, kedi, köpek gibi hayvanlarıdır. Ama, bu arada, maymun, kobay, fok gibi hayvanların da materyalize oldukları ve yaşantı gösterdikleri izlenmiştir...»

http://spiritualizm.com/birbilgi/resimler/resimlik/Dr-Gustave-Geley-spirit-pics.jpg

Dr. Gustave Geley, La Revue Metapsychique Dergisinin 1921 yılı, Ağustos sayısında, hayvan ruhlarının materyalizasyonu konusunda aşağıdaki celse tutanağını yayınlamıştır...

Tutanak'ta, insân'la maymun arası, garip bir yaratıktan bahsediliyor : «Bu yaratık, bir insan boyunda... Suratı bir maymununki gibi, ama alnı geniş... Yüzü ve gövdesi kıllarla kaplı. Kolları çok uzun, elleri iri, görünüşü ürkek... Asistanların ellerini tutup, köpek gibi yalıyor... Pithecantrop, (Pitekantrop) adını verdiğimiz bu yaratık, çeşitli celselerde, bir çok defa göründü...

Bir başka celsede de aramızdan biri, sağ omuzu üzerine yaslanan, tüylü, iri bir başın ağırlığını duydu. Baş, sık ve sert saçlarla kaplıydı, ıslak bir köpek gibi pis kokuyordu. Asistanlardan biri elini uzattı, garip yaratık uzatılan eli sıktıktan sonra, yaladı. Dili, iri ve yumuşaktı.»

Robert Tocquet, medyom Eusapia Palladino ile yapılan spiritizm celselerinde, ruhların maddeleşmesi — materyalizasyon — olaylarını, «Metapsişi'nin fizik fenomenleri» adlı kitabında, görgü tanığı bilirkişilerin raporlarından da pasajlar alarak, şöyle anlatmaktadır:

«1906... 8. celse... Bu celsede, Eusapia Palladino kabin'in içinde, uzandığı şezlonga sımsıkı bağlı bulunuyordu... Kabin'in önündeki masada, celsede bulunanlar çevrelenmişti, her şey titizlikle kontrol altına alınmıştı. Deneyin başlamasından kısa bir süre sonra, celseye katılanlar, kabin'in perdesi arasından, karanlık bir gölgeyi andıran koyu renk bir baş ve iri bir gövde gördüler... Bu erkek şeklindeki hayaletin üzerinde, beyaz çizgiler vardı...»

Eusapia Palladino ile yapılan celselerde izlenen bir çok maddeleşme olayı gibi, bu olay da —Psikoloji Enstitüsü — raporlarında yer almıştır.

Eusapia'nın medyomluk yaptığı celselerde meydana gelen spiritik olaylar, sadece fantomatik belirtiler, beliren eller, hızla görünüp, kaybolan şekiller gibi teleplazmik fenomenlerden ibaret değildir... 1902'de, Genese'de, unutulmaz bir celse sırasında çok daha garip, karışık, anlaşılmaz fenomenler izlenmiştir... Bunlar, o tarihe kadar izlenen fenomenlerin hepsinden ayrı, öylesine şaşırtıcı şeylerdi ki, metapsişik fiziğin ne olduğunu çok iyi bilen spiritleri bile şaşırtmış, uzun uzun düşündürmüştü...

Bu ilginç celse için, Dr. Venzano, Ernesto Bozzano ve Prof. Marselli tarafından üç ayrı rapor hazırlanmıştı... Celsede bulunanlar; Dr. Venzano, Prof. Marselli, Ernesto Bozzano, Bay ve Bayan Louis Montaldo, Bay ve Bayan Avellino ve onların iki oğlu idi... Deney, Avellino'larm apartmanlarındaki geniş yemek salonunda yapılıyor, kabin de orada bulunuyordu... Herhangi bir hileye fırsat vermiş olmamak için, gerekli bütün tedbirler alınmıştı... Medyom Eusapia tamamen soyundu, elbise ve çamaşırları dikkatle inceledikten sonra, küçük bir demir karyolaya sıkıca bağlandı. Deney yerini bir gaz lâmbası aydınlatıyordu.. Deney'e geçildi, saat 22,30'a doğru da olaylar başladı... Doktor Venzano, bu olayları raporunda şöyle anlatır: «Kabin'in yakınında duran, çevrelendiğimiz masa kendi kendine harekete geldi ve iki ayağı üzerinde yükselerek, yere çeşitli vuruşlar yaptı...»

Doktor Morselli, Dr. Venzano'nun bıraktığı yerden, izlenimlerine şöyle devam ediyor :

«Onbeş dakikalık bir bekleyişten sonra, 22,50 de kabin'in siyah perdeleri iki yana açıldı, tam orta yerde, taban'dan iki metre kadar yüksekte, benim tastamam karşımda, ilk belirtiler başladı: Bu ektoplazmik varlık, genç bir kadındı... Baş, omuz ve göğüslerine kadar olan kısmı izlenebiliyordu... Beyaza yakın bir renkteydi...

Bende, dışarıdan gelen ışığı yansıtmadığı, ışığın kendinden geldiği kanısını uyandırdı... Bu ışık, solgun bir ay ışığına benziyordu... Soluktu, dış kısımları belirsizdi, yoğun bir sis gerisinde gibiydi. Vücudu bulutlarla kuşatılmıştı sanki. Tül benzeri bir türban saçlarıyla kulaklarını çenesine kadar örtüyordu. Türk kadınlarını hatırlatıyordu bu görünüşüyle. Yüzünün geri kalan kısmı, gözleri, kaşları, dudakları, yanakları, bir sis bulutu ya da tülün gerisindeymiş gibi görünüyordu. Vücudunun görünen kısımlarından zayıf olmadığı anlaşılıyordu. Başı normalden daha büyük görünüyordu. Belki, yüzünü çevreleyen tül öyle gösteriyordu. Bu görüntü, 15-20 saniye sürdü. Saçlarını ve gözlerini örten tül yüzünden net bir görüntü elde etmek imkânsızdı. Bunu söylediğim zaman, iki elini kulakları hizasına kaldırdı ve ağır davranışlarla ellerini yüzünde gezdirerek tülü hafifçe araladı sonra da başını iğerek bizleri selâmladı ve âdeta havada eriyerek yok oldu...»

Bundan sonra, öncekinden apayrı bir karakter gösteren fantomatik belirtiye tanık olan Profesör Morselli, olayı şöyle anlatıyor :

«Az önceki fantomatik belirti üzerinde tartıştığımız sırada, masa tekrar eski vuruşlarına başladı, bu vuruşlar 23,00'e kadar sürdü ve yine celse kabini'nin köşesinde ikinci fantom belirdi... Görüntü, bir erkek yüzü'nün belirmesiyle başladı. Az önceki fantomun sisli görünüşündeydi ve şimdiyedek izlediğim ve incelediğim insan ve yaratık türlerinden hiç birine benzemiyordu... Gerçek bir dev'di bu... İri gövdesi hayli güçlü olduğu düşüncesini uyandırıyordu, başı çok iri, yüzü genişti, burnu büyük, kısa ve yassıydı, sakalı, sık, kısa, kıvırcık görünüyordu. Omuzları köşeli, boynu adaleli, göğsü genişti... Bizleri heyecanlı baş hareketleriyle selâmladıktan sonra, dumanlaşarak havada eriyip, kayboldu; önce yüzünün çizgileri silindi, sonra da vücudunun geri kalanı, pencerenin karanlığına doğru süzüldü... Hemen yerimden fırladım, medyomun durumunu incelemek için kabin'e koştum: Medyom, daima aynı yarı uyku halindeydi. Soluyarak geniş nefesler alıp veriyordu, şakakları terîemişti ve uzandığı küçük demir karyolaya sımsıkı bağlıydı...»

http://spiritualizm.com/birbilgi/resimler/resimlik/ektoplasm-pics-picture-medium.jpg

Kısa bir duraklamadan sonra, celse'ye devam, edilir; üçüncü ve dördüncü fantomatik görüntüler başlamıştır... Teleplazmik varlıkları yakından inceleyen Prof. Morselli'nin ifadesine göre bu seferki fantomların yüzü, daha tabiî renktedir... Nihayet, sonuncu fantom belirir... Bu, kucağında bir de çocuk taşıyan bir kadın'dır... Bu çift teleplazmik varlık, Eusapia Palladino'nun, medyomluk hayatı boyunca sağladığı en önemli psişik görüntü olmuştur...

Doktor Venzano : «Yerlerimizi henüz almıştık ki, kabin'in perdeleri üstten aralandı...» diye yazıyor raporunda:

«Havada geniş bir alana yayılan bu ektoplazmik varlıklardan kadının yüzü yusyuvarlak ve genişti... Kolları arasında tuttuğu çocuğu uyutmak ister gibi hafif hafif sallıyordu... Kırk yaşlarında görünen hayaletin başında, kenarları beyaz dantelle işlenmiş, saçlarını tamamen örten beyaz bir bone vardı. Yüzü oldukça geniş, alnı yüksekti. Perdenin gerisinden beliren gövdesi beyaz örtülere bürünmüştü... Çocuk, başının ve vücudunun görünüşüyle, üç yaşlarında olduğu kanıtını uyandırıyordu, saçları kısaydı, kadının göğsü hizasmdaydı ve tıpkı kadının üzerindeki gibi, tüle benzer beyaz bir örtü ile sarılıydı... Kadın, çocuğu başı hizasında havaya kaldırdı, bakışlarında şefkat dolu bir ifade vardı... Bu görüntü bir kaç dakika sürdü... Hepimiz ayağa kalktık ve yakından incelemek amaciyle hayaletlere yaklaştık... Fantom kadın, kendisini, kucağındaki çocuğu incelememize engel olmadı... Değişik davranışlarını yakından izledik. Hayaletler dumanlaşırken, kabin perdelerinin kapandığı sırada, kadın, çocuğun üzerine eğildi, çocuksu öpücüklerin sesini gayet belirli olarak duyduk... Bu fantomatik görüntü'nün devamı süresince, Eusapia'nın hıçkırık ve solumaları daha da artmıştı... Durumu incelemek, için kabin'e girdik, o, daima aynı haldeydi, bıraktığımız gibiydi ama, çok daha yorgun görünüyor ıztırap çektiği anlaşılıyordu...»

Dr. Venzano raporunda, bu olayların gerçekliği konusunda, şunları ileri sürüyor :

«Bu olayların gerçekliği konusunda şüpheye düşmek, yersizdir... Çünkü, her şey, görgü tanıklarının önünde ve sıkı bir kontrol altında cereyan etti... Deneyden önce ve sonra, medyomun iç giysileri bile inceden inceye gözden geçirilmişti...»

( Ruhlar Konuşuyor - Afif Yesari )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...