Jump to content

Alaiye'nin (Alanya) Alınması ve Kilikya Seferi


ArchangeL

Önerilen Mesajlar

Alaaddin Keykubad’ın ilk fetih seferi Akdeniz’de askeri ve ticari bakımdan önemli bir mevki olan Alaiye’ye yönelikti.Alaiye,Latinlerin İstanbul’u işgali sırasında Rum olduğu anlaşılan Kyr Vart adlı birinin elinde bulunmaktaydı.Uzun zamandan beri Antalya sübaşılığını yapmış,bu sahillerini durumunu iyi bilen Mübarezeddin Ertokuş ve Esedüddin Ayaz gibi babasının devrinden beri devlete büyük hizmetler yapmış olan beylerin Alaaddin Keykubad’ı buranın fethine teşvik etmeleri;ayrıca Moğol tehlikesinin henüz çok uzaklarda bulunması ve Türkiye’ye karşı bir saldırının sözkonusu olmaması sebebiyle Keykubad,Alaiye seferine çıkmaya karar vermiştir.Alaaddin,Alaiye fethine giderken askerini üç koldan buraya sevk etmiş,bunların bir kolu dağlık mahalden,ikincisi sahilden,üçüncü kol da gemilere binerek deniz tarafından taarruz etmişlerdi.Bu gemilerin Antalya’daki donanmaya ait olduğuna şüphe yoktur.Antalya’dan deniz kuvvetlerinin de bu sefere katılması Türklerin bu şehrin fethi üzerine az bir zaman zarfında denizciliğe alışmış bulunmalarını göstermek bakımından önemlidir.

 

İbn Bibi’nin anlattığına göre şehrin hakimi Kyr Vart,sultanın büyük bir orduyla çayı geçtiğini,iniş yokuştan hiçbir zaman görmeden kalenin yanına ulaştığını öğrenince:”Bu haber benim ülkemden ayrılacağımı gösteriyor.Bağlanmış olan bu düğümü artık hiçbir tedbirle çözemem”demiş ve sultan şehre girdikten sonra elçisini Ertokuş’a göndererek sultan nezdinde affını dilemesini istemişti.Sonuçta Sultan şehrin kalesini teslimi karşılığında onun af talebini kabul etmiş ve ona Akşehir emirliği ile birlikte birkaç köyün mülkiyetini tevcih etmişti.Bu kent,sultanın ismiyle Alaiye(Alanya)olarak adlandırılmış,burası Selçuklular’ın en güvenli üslerinden biri ve Selçuklular’ın kışlık yeri haline gelmiştir.Böylece Gıyaseddin Keyhüsrev ve İzzeddin Keykuvas zamanında sahillere açılan pencere daha da genişledi.Türkler Akdeniz’de Antalya yanında ikinci bir ithal ve ihraç limanı ve askeri bir üsse sahip olmanın yanında,sahilden de,küçük Ermeni krallığı ile sırdaş oldular.Sultan oradan dönüşte Alara kalesini de kolayca aldı.

 

622(1225)yılında bir yanda Selçuklular ve Antakya prensi diğer tarafta Ermeniler,Kıbrıs hükümdarı ve Haleb hükümdarı olmak üzere Müslüman ve Hristiyan hükümdarlar arasında ittifaklar ve savaşlar başlamıştı.Keykubad,bu münasebetle Türk ordusunu kuzeyden Ermenilere karşı sefere gönderirken,Antalya sübaşısı Ertokuş da sahilden hem Ermenilere karşı taarruza memur edilmiş,hem de Kıbrıs haçlılarının karaya çıkmalarına ve Ermenilerle birleşmelerine mani olmak vazifesi de ona verilmişti.Ertokuş Antalya’dan sahil boyunca ilerleyerek Manavgat,Anamur ve daha başka sahil kalelerini teslim aldı.Bu fetihler sırasında arkadaki dağlık bölgelere nüfuz edilebilmişti.Bununla birlikte Selçuklular,Tarsus,Adana ve Misis gibi Kilikya şehirlerine,Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin geniş bir ağzı olması ve bu geniş ağızdan Hristiyan gemilerinin kolayca girebilmesi sebebiyle hücum edememişlerdi.

 

Alaaddin’in halefleri zamanında da Kilikya bölgesindeki Ermenilere karşı bir takım girişimlerde bulunulmuştu.Gıyaseddin II döneminde,Sahip Şemseddin İsfehani,Sis’e taarruz ederek Tarsus’u muhasara etmiş,fakat askerin dayanıksızlığı sebebiyle geri çekilmek zorunda kalmıştı.1255 yılında da İzzeddin Keykuvas II,Kilikya’ya başarısız bir hücumda bulunmuştu.Ayrıca Gıyaseddin Keyhüsrev III döneminde de Selçuklular üç kez bu bölgeye girdilerse de muvaffakiyetleri öncekiler gibi olmadı.

 

Bir müddet sonra,Selçuklular’ın Kilikya’ya yaptığı seferlere Memlukler de katılmış böylece bu bölgedeki Ermeni krallığı adeta çember içine alınmıştı.Bu ortak taarruzlara karşı koyamayacağını anlayan Leon’un,İlhanlı hükümdarı Abaka’ya başvurarak yardım istediği sırada(1277)Selçuklular Torosları aşarak Kilikya’ya girmişlerdi.Selçuklular’ın bölgeye son girişleri ise 1304 yılında Memlukler’le müştereken yapılmış,Adana,Tarsus gibi Kilikya şehirlerinin yakıldığı bu sefere karşı,ülkenin savunmasını üzerine alan Moğollar hiçbir şey yapamamışlardır.Bu süreçte bölge Selçuklu-Memlük ve Moğol mücadele alanı olmuştur.Ardından bölge Beylikler ve Osmanlı hakimiyeti geçmesiyle tekrar eski haşmetini kazanmıştır.

 

Alıntıdır:

Doğu Batı dergisi

Akdeniz

Abdullah Ekinci

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...