Jump to content

Gizemli Gül / Yeni Kudüs(Aytunç Altındal)


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

http://www.geocities.com/ehlibeytyolu/kudusgece.jpg

 

KOD ADI : GÜL

 

 

 

“Our Rota* takes her beginning

 

from that day when God spake

 

Fiat and shall and when He

 

Shall speak Pereat.”

 

“Rotamız Tanrı'nın Olsun dediği

 

gün başladı ve O'nun Yeksan Olsun

 

dediği gün bitecektir.”

 

Fama Fraternitatis, Elyazma, 1610

 

 

 

Gizemli Gül / Yeni Kudüs

 

Christendome'un “Kültürel Mirası” nın üzerinde yükselen bugünkü Avrupa Birliği tasarımı ve projesi bir anlamda, “Gerçekleşmemiş ve asla gerçekleşmeyecek” olan kimisi 3000 yıllık “Utopia” ların yeryüzüne indirilmiş (denenmiş) bileşkesidir (amalgam) denilebilir. Chiristendome'daki en eski “Utopia” 3000 yıllıktır ve yeryüzünde “Yeni Bir Kudüs” kurmak şeklinde tanımlanmıştır. Bu “Smilacrum” Tevrat'tan alınmıştı. Yeni Kudüs, Hıristiyanlığın Tanrısı (İsa) ve/veya Baba – Oğul – Kutsal Ruh üçlüsünün getireceği mutlak ve gerçek Ruhani Adaletin koruyucu kanatlarının altında olacak ve “Tüm İnsanlığın Kurtuluşunu” sağlayacaktı. Bu hiçbir zaman hiçbir yerde gerçekleşmedi.

 

Christendome'daki ikinci eski, köklü ve etkili “Utopia” , “Yeni Roma” kurmak şeklinde anlaşılmıştı. Bunu da ilk kez İmparator Konstantin İstanbul'u (Constantinopolis) kurarak gerçekleştirmişti. Konstantin, İtalya'daki Roma'ya ve Kilisesi'ne karşı (bugünkü Vatikan) 313 yılında bugünkü İstanbul'u “Yeni Roma” adıyla kurmuştu. Yeni Roma, “Yeni Hıristiyanlık” demekti ama, “Yeni” yi getiremeyip, “Eski” nin dümensuyuna girdi, başsız ve tahtsız kaldı. Bizans yıkıldı ve yerine İstanbul'da üçüncü bir Roma kuruldu. 4.Haçlı Seferi sırasında Kudüs'ü ele geçirmek için yola çıkan Latin – Roma kökenli Katolik ağırlıklı Haçlı Ordusunun Kutsal Kent Kudüs'e gitmeyip Ortodoks Bizans'ın başkentini ele geçirmesiyle (1204-8) başladı. Haçlılar'ın İstanbul'da kurdukları Latin İmparatorluğu, Roma'daki Papa tarafından “Roma-nia” (Roma'ya ait, Roma gibi olan) adıyla tesmiye edilmişti. Bu Romanya, bugünkü Romanya'nın Trakya ve Balkanlar'daki topraklarını da kapsadığı için günümüzde de adını ve varlığını sürdürmektedir. Şu farkla ki, günümüzdeki Romanya, küçük ölçüde Ortodoks'tur.

 

İlginçtir ki Hıristiyanlar üç Roma Utopiası ile yetinmemişlerdir. Üçüncü Roma'nın kuruluşundan yaklaşık 250 yıl sonra bir Roma “Utopia” sı daha hayata geçirilmişti. Bu kez yeni palazlanan Rus Çarları, Roma “Utopia” sına sarılmışlardı. 1453'te “Kutsal Kent – Yeni Roma – İstanbul” Müslüman Türklerin eline geçince,

 

 

* Rota : Latince, çark, tekerlek demektir. Tevrat'ta Rota, gökyüzünde beliren dev savaş arabası (chariot)dır. Bu savaş arabaları daha sonra ateşten toplara dönüşerek yeryüzüne çarpmışlardır. Katolik Kilisesi'nde Rota, evlilik ve mülkiyet davalarına bakan mahkemedir. (y.n.)

 

Rus Çarlığı Moskova'yı hemen “Kraliçe Roma” ilan etti ve tüm Ortodoksluğun ve Tanrı'nın annesi (Theotokos) “Gizemli Gül” Meryem'in koruyucusu olduğunu dünya aleme duyurdu

 

http://www.golden-dawn.com/images/library/rr.gif

 

Kurulan bu Kutsal Kudüsler de, Romalar da tek teokratik dogmadan kaynaklanmıştı: “İnsanlığı Kurtarmak” . Neden kurtaracaklardı diye sorarsanız yanıtı şaşırtıcıdır: Dişi ile Erkek arasındaki ilk cinsel birleşmeden kaynaklanan “İlk Günah” tan. Hıristiyan inancına göre, yeryüzündeki tüm kötülüklerin, acıların, ıstırapların ve eşitsizliğin nedeni bu “İlk Günah” tır. Tanrı'nın biricik oğlu İsa Mesih, işte bu uğursuz (!) ilk günahtan kurtarıp “Arıtarak” yeniden “Cennet” e döndürmek için Bakire Yahudi kızı Meryem'in “Rahmine” konulmuş ve yeryüzüne gönderilmiştir. Meryem, Tanrı tarafından bu “Doğaüstü” görevi yerine getirmek için seçildiği için “Gizemli Gül” (Rosa Mystica) idi. Yeryüzünde Yeni Kudüs'ü (geçmişte Aachen Kenti, günümüzde AB) kurarak ve önce ona inananları, sonra yahudialri, en sonra da Hz. İbrahim'in çocukaları oldukları için, bazı dini bütün müslümanları kurtararak “Yeni Kudüs” teki bu “Arınmış” insanları “Yeni Cennet” e taşıyacaktı. Nedir ki tüm insanlığı kurtarmak amacıyla Kudüsler ve Romalar kuran Hıristiyanlar, özellikle 16. yüzyıldan itibaren tüm insanlık tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş kitle katliamlarını ve soykırımlarını gerçekleştirdiler. Bugünkü Avrupa Birliği'ni ve onun şiarı “İnsan Hakları” kavramının ardında tarihte en görülmemiş “Vahşetler” yatmaktadır; bırakın “Kurtarıcılığı, adaleti ve Yeni Cennet'e gitmeyi” .

 

Bu sanal ve Utopik “Kurtarıcılık Misyonu” Christendome'un tarihinde, özellikle de 16. yüzyıldan itibaren çok etkili olmuştur. Bir yandan Katolik Kilisesi, diğer yandan seküler Prensler ve Krallar, her zaman “Zavallı” olan insanları ve İnsanlığı Kurtarmak hevesine (Utopiasına) kapılmışlar ve kendilerinden menkul kerametleriyle İsa Mesihcilik oynamışlardır

http://www.mercek.org/MOC/ADMIN/editor_2/images/masonlk02.jpg

 

Öte yandan özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda Chiristendome'da İsa Mesih'in Kurtarıcılık rolünü sadece Papalar ve Prensler oynamamışlardı. Birçok yer altı örgütü de, değişik “Kutsal” (!) metinler ve dogmalar kullanarak “Tüm İnsanlığı Kurtarmak” misyonu üstlenmişlerdi. Bunlardan en ilginç ve esrarengiz olanı, okültizmin, alşimizmin ve hermetizmin gizli diliyle okuyup anlaşan ve bu disiplinlerde edindikleri sonuçları gündelik hayata – gizlice – aktarmış olan “Gül ve Haç Kardeşliği” örgütüydü.

 

* * * * *

 

Tarihçilere göre 18. yüzyıl “Aydınlanma Çağı”dır. Oysa John Weisse'ın belirttiği gibi gerçekte 18. yüzyılda Avrupalılar'ın büyük çoğunluğu “cahildi ve yeni fikirleri tümden reddediyordu.” 1 Başka bir araştırmacı, Micheal Edwards ise şunları yazmıştı: “18. yüzyılgerçekte gizli örgütlerin çağıydı ve bu örgütlerle toplumsal hayat ve kurumları arasında büyük ölçüde karşılıklı tohumlama vardı.” 2

 

18. yüzyılda Almanya'da, okültizm ve batıl inançlara bağlılık belirleyici rol oynamıştı. Özellikle köylülerin günlük hayatları diabolik kavramlarla, cinlerle ve şeytansı varlıklarla belirleniyordu. Örneğin, Alman köylüleri kendi Kralları'ndan çok “Bergmönch” denilen ve keşişlerin kara giysileriyle ormanlarda dolaştığına inandıkları korkunçbir yaratıktan korkuyorlardı. Benzer şekilde “Moss-Kadınları” diye bilinen ve Yahudilik'te, “Lilith” adıyla anılan çocuk kaçıran kadınlar vardı. Bunlara ek olarak, Almanya'nın ormanlarında “Kobold” denilen kükçük fakat ürkütücü yaratıklar gizleniyordu; bunlar “Valkyri”denilen ve savaşlarda hangi erkeklerin öleceğine karar veren erkek delisi kadınlar tarafından yönetiliyorlardı!

 

Bunlara ve daha nice batıl inançlara bağlılık, özellikle köylüleri bir takım garip büyüler, sihirler ve nazarlarla uğraşmaya itmişti. Örneğin, “metopomancy” diye bilinen bir büyücülük çeşidi vardı ve çok yaygındı. Buna göre, okült ve sihirle uğraşanlar bu gizli ilimi kullanarak insanların “Alın Yazısını” (alındaki lırışık çizgileri) okuyarak anlamlandırabiliyorlardı. Okültizmde “Wraith” diye bilinen çok tehlikeli bir büyü çeşidi de usta okültistler tarafından uygulanıyordu. Buna göre usta okültist, bu büyü aracılığıyla bir şahsın faksimile (fotokopi gibi) kopyasını gözlerin önünde canlandırabiliyordu. El okuma, ateş yeme, kuşlardan bilgi edinme, düş yorumlama gibi birçok batıl inanç Alman halkının günlük yaşamında İmparatorluğun ve Kilise'nin “dogmatik” kural ve yasalarından çok daha belirleyici roller oynuyorlardı.

 

 

 

Nedir ki, bu batıl inanç uygulamalarının tümünden daha etkili ve yaygın olan iki inanç sistematiği daha vardı. Bunların geçmişi oldukça gerilere, Almanlar'ın ilk yerleşim dönemlerine kadar iniyordu ve Alman köylülerinin gündelik yaşamlarında belirleyici oluyorlardı. Bunlardan ilki “hepatoscopy” diye bilinen bir fal türüydü. 18. yüzyılda Almanya'da en sık baş vurulan fal tipi buydu. Buna göre bazı adak törenlerinde kurban edilen hayvanların iç organları inceleniyor ve bunlara bakılarak kişilerin ve kralların kaderleri okunabiliyordu. R.J.Stewart'ın yazdığına göre Almanlar'ın Hıristiyanlığa geçişlerinden sonra dahi bu gelenek sürmüştü. Eski site devletleri döneminde başvurulan bu fal açma tarzı sadece Avrupa'da değil Amerikan folklorunda da izlenmekteydi. 3

 

Alman köylülerini manevi alanda en derinden etkileyen batıl inanç türü “Auto-Teism” diye bilinen bir akımdı. Bu bir tür ruh hastalığıydı ve kişinin kendisini Tanrı ve/veya çok kutsal bir din adamı olduğuna inandırmasıyla başlıyordu. Kendisinin Tanrı veya aziz olduğuna inanan kişi epileptik nöbetler geçirmeye isterik davranışlarda bulunmaya ve garip sözlerle konuşmaya başlıyordu. Alman köylüleri “ekstaz” dedikleri bu nöbetler sırasında kişinin söylediklerini ezberlemeye ve onun dediklerini harfiyen uygulamaya çok düşkündüler. Çünkü, “ekstaz”ı, Tanrı ve/veya Aziz olmanın ön koşulu olarak görüyorlardı ve bu nöbet sırasında kişinin söylediklerinin de “kehanetler” olduğuna inanıyorlardı.

 

Alman Tıp kayıtlarına göre kendini tanrı sanma olayının en uç örneği 1614 yılında, 30 Yıl Savaşları'nın başlamasından 4 yıl önce Ezechiel Meth adlı kişide görülendir. Meth kendisini Tanrı ve onun sanal melekleriyle özdeşleştirmiş ve çevresine binlerce köylüyü toplayabilmişti. 4 Meth çok yakında Almanya'da büyük bir yıkımolacağını vaaz etmişti. Meth 4 yıl sonra başlayan yıkımı görmeden öldürülmüştü ama ona bağlananlar bu cahil köylü Aziz'i hiçbir zaman unutmamışlardı.

 

Okültist, Alşimist ve hermetiklerin özellikle 17. yüzyıldan bu yana siyasi literatüre soktukları birçok kavaram vardır ve bunlardan sadece Avrupa'da değil bütün dünyada çok belirleyici olmuşlardır. Toplumbilimciler ve akademisyenler görmezden gelseler de örneğin, ihtilal (Revolution), uyum (Harmony), hoşgörü (Tolerance), dönüşüm (Rotation), değişim (Transformation) vd. gibi kavramları oluşturarak kendi gizli laboratuar çalışmalarında ilk kez kullananlar onlardı. Katolik Kilisesi durup dururken günümüzde bile bu kavramların kullanılmasını yasaklamış değildi. Özellikle 13. yüzyıldan itibaren bu çağda ortaya çıkan seküler nitelikteki “Nominalizm/Adcılık” akımıyla birlikte Katolik Kilisesi'ne karşı çok yoğun eleştiriler yapılıyordu ve bu eleştirileri de çoğunlukla Okültist ve Alşimistler yönlendiriyorlardı. Avrupa'nın en büyük beyinleri Paracelsus, Thomas More, Fourier, Owen, Bacon, Böhme, Ramon Lull, Basil Valentin, Agrippa, Hermes ve Isac Newton gizlice Alşimizm ve Hermetizmle uğraşırlardı. Benzer şekilde 18. yüzyıldan itibaren George Ripley, Henry Kühnrath, Nicholas Flamel, Christina Poniatowitzsh, Martin Mitchell ve Katherina Emerich gibi medyum ve spiritualistler Almanya ve Avrupa'da göze görülmeyen (invisible) güçlerin temsilcileri olarak benimsenmişlerdi. Avrupa'da o dönemde psişik yaşamı Kilise'den çok batıl inançlar, medyumlar, kahinler, falcılar ve Kabalistler belirliyorlardı. Bilim adamlarından ise teknolojiyi geliştirmeleri ve gizemcilerin alanlarına girmemeleri istenmişti. İngiltere'de Masonluk'tan önce kurulan spiritualist “Virtüozi” 5 örgütü o dönemde tüm aristokrat kesimi etkilemişti. Baronne d'Oberkirch'in de yazdığı gibi o dönemde sayısız kişi bu tür uğraşlar içine girmişlerdi. Kimisi “Gül ve Haç” üyesi kimisi peygamber kimisi de alşimistti. “Bu örgütler ve kişiler nihayet yer altından yer üstüne çıkmayı başarmışlar ve kendilerini büyük ihtilallerin hizmetine sunmuşlardı. 6

 

62.jpg

 

18. ve 19. yüzyılda yetişmiş devlet adamlarından ve ihtilalcilerden çoğu bu tür gizli örgütler tarafından yetiştirilmiş ve/veya kullanılmış kişilerdi. Örneğin çağdaş İtalya Birliği'ni kuran Garibaldi, böyle yetiştirlmiş bir ihtilalci ve devlet adamıydı. Garibaldi, Mason yapılmıştı ve 1863'de Venedik'te kurulmuş olan “Atea” adlı gizli spiritualist örgütün üyesiydi. David Yallop'un da belirttiği gibi Garibaldi, ülkedeki Masonlarla birlikte Papalığı yıkmak için harekete geçmiş ve sonunda İtalyan Ulusal Birliği'ni kurmayı başarmıştı. 7 Amerika Birleşik Devletleri'ni kuran George Washington ve arkadaşları da aynı şekilde gizli örgütler tarafından yetiştirilmişlerdi. Washington ve arkadaşları Mason'dular ve güçlerini kanıtlamak için Amerikan Doları'nın üstüne mühürlerini basmışlardı. Bu 1 Dolarlık banknot günümüzde de tedavüldedir. Bu Doların üstündeki tüm semboller okült literatüründen alınmıştır.

 

Naziler'in ünlü “İnsan Harası” fikri de gerçekte 17. yüzyılda yaşamış ünlü bir okültistten alınmıştı. Bu adam Thomas Campanella'ydı. 8 Onun “Citta del Sol – Güneş Kenti” adlı ütopik çalışması 1623'de yayınlanmıştı ve bu kitabında Campanella soylu ve seçkin erkek ve bakirelerin çiftleşerek kurdukları bir “Üstün Irk Kenti” tasarımlamıştı.

 

Günümüzde de çok kullanılan “Yeni Dünya Düzeni” şeklindeki siyasal bildiri de gerçekte çok eski bir gizli okültist örgüte aitti. Bu bir Alman örgütüydü ve 1260'da kurulmuştu. Örgütün adı “Yeni Ruh, Özgür Ruh”tu (The New Spirit, The Free Spirit). Fransız Amalric'in görüşlerini savunan Pan-Teist Almanlar tarafından kurulmuştu. Bu gizli örgüt, çok ilginçtir ki, “Yeni Ruhun” başlangıç döneminin 1920'ler olacağını hesaplamış ve bunu da o dönemde duyurmuştu!

 

Papalık tarafından gizli ilimlerle uğraştığı gerekçesiyle 27 yıl zindanda yaşayan Campanella da 17. yüzyılda bu gizli Alman örgütünün “Yeni Dünya Düzeni” tezini savunmuştu. Thomas Campanella okültizmle uğraştığı ve büyü ve sihir yaptığı için Papa tarafından hapise atılmıştı ama çıkınca Papa 8. Urban'a danışman oldu ve bu kez birlikte büyü ve sihirle uğraşmaya başladılar. Campanella, Papa'yı astroloji, simyacılık ve büyü konularında eğitti. 9

 

11.gif

Şaşırtıcıdır ki, batıl inanç diye tanımlanan astroloji, okültizm ve onların alt dalları ile uğraşanlarla en çok mücadele ettiğininöne süren Katolik Kilisesi ve onun başı Papalar'dan bazıları hem astroloji hem de okültisttiler. Bu kadarla da kalmamışlardı. Aralarından bazıları Kilise tarafından tehlikeli bulunarak yasaklanmış gizli yer altı örgütlerine üye olmuşlardı.

http://www.ilianrachov.com/ikons/images/st.john%20from%20rila%20mountin.privat%20collection%20of%20the%20bulgarian%20royal%20familly%20coburgoth..jpg

Örneğin Papa 23. John (1410-1415) bir anti-papa idi ve kendinden önceki anti-papa 5. Aleksander gibi o da okült siyaseti ile çok içli dışlı idi. Dilerseniz raslantı deyin, Katolik Kilisesi'nin tarihindeki ikinci 23. John adlı Papa da tıpkı kendisinden 500 yıl önce yaşamış olan 23. John gibi bir okültistti. Papa 23. John ünlü 2. Vatikan Konsili'ni toplamış ve Hıristiyan aleminde çok köklü ve alışılmadık tartışmalar başlatmıştı. 1963 yılında ölen bu Papa Katolik Kilisesi tarafından 3 Eylül 2000'de Aziz ilan edilidi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...