Toprağın Çocukları

Köy ensititülerini konu alan bir filmdir.

Tüm ailesi ile huzurlu bir hayat süren nene torun, Melek (Suzan Kardeş) ve Karika'nın (Müge Boz) kamplarına, sıtma yaydıkları bahanesi ile saldırı olur. Tesadüfen kurtulan Karika ve Melek dışında herkes öldürülür. Karika'nın Babası Hanro da (Menderes Samancılar) aynı katliamda ölür. Katliamdan kaçan nene torun tam yakalanacakken yakınlardaki enstitüde öğrenci olan Cevher (Ufuk Bayraktar) onları saldırganlardan kurtarır.

Enstitü Müdürü Kemal Hoca (Erkan Can) tarafından korumaya alınan nene toruna, öğrenciler de sahip çıkar. Enstitülerin kurucusu, dönemin Milli Eğitim Müdürü İsmail Hakkı Tonguç (Bahtiyar Engin) enstitüye gelir, durumu dehşetle öğrenir ve aileye çok iyi bakılmasını ister.

Öncelikle Cevher ve onun enstitüdeki sevdiği kız olan Aybike (Türkü Turan) Karika ile özel olarak ilgilenirler. Cevher'in ilgisini yanlış anlayan Karika ona aşık olur. Melek ise bu durumdan rahatsızdır. Oradan kaçmaları gerektiğini düşünür ve Karika'ya gitmeleri konusunda baskı yapmaya başlar.

Komutan Necip (Bertan Dirikolu) ve adamları, Komünizmin bölgedeki merkezi olarak gördükleri enstitüye Çingeneler sebebiyle baskınlarını sıklaştırır. Önce Sündüz (Serdal Genç) ve adamlarını tehdit etmek için gönderir, ardından kendisi askerleri ile baskın yapar. Yasaklı kitapları bahane ederek Kemal Hoca'yı tutuklar.

Kendi elleri ile yaptıkları amfi tiyatronun açılışına hazırlanan öğrenciler, bu olay ile sarsılırlar. Aralarında Cevher'in de olduğu bir grup, açılış gününe denk gelen mahkemeye gitmeye karar verir. Amfi tiyatro açılışı görkemli bir kalabalık eşliğinde danslarla, şarkılarla, oyunlarla yapılır. Diğer tarafta Kemal Hoca mahkemeyi kazanır. Ancak enstitülerin kapatılmasına niyetli olanlar, bununla yetinmeyecektir.

Enstitüler kapatılır. Son mezunlar öğretmen olmak üzere Anadolu köylerinin yollarına koyulur.

Yorum: O zaman enstütüleri kapatanlar, 5-6 eylülde azınlıklara saldıranlar, maraşta alevileri katledenler, sivasta aydınları yakanlar, bugün 4+4+4 saçmalığını başımıza salanlar aynı kişilerdir. Biz sizi yüz metreden gözünüzdeki o solgun karanlıktan tanıyoruz. Ve hiç kuşkunuz olmasınki eninde sonunda biz kazanacağız ve zafer hiçbirşeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacak.