Jump to content

Bir Uzak Doğu Anısı


Ram

Önerilen Mesajlar

... bir hizmetkâr içeri dört tablet getirip, onları oturduğumuz masanın karşısındaki yüksek bir yere dikkatle yerleştirdi. Saat tam dokuzu gösterdiğinde, bir oğlan sesinin son derece tatlı, ancak yüksek perdede söylediği, şarkıya benzer nağmeli sözler duyuldu.

Aşağıda bu sözlerin İngilizce'ye elimizden geldiğince doğru bir bir biçimde yapılmış çevirisini sunuyorum:

 

" Herşeyi bilen, zeki bir Ruh vardır; bu tanrısal zekâ her şeyi kaplar. Bu sonsuz zekâ her şeyin kaynağıdır. Onun her şeyin gerçeği olan tanrısallığı düşünülebilir ya da görünür forma dönüştürülmüştür. Formsuz haldeyken her şeyi bilen, zeki Ruh ya da Tanrı sessizce düşünceye dalmıştı; ancak zeka oradaydı ve o kendini canlı ve cansız her şeyin hem yaratıcısı, hem de seyircisi olarak gördü. Bu sessiz hal içindeyken, her şeyi bilen Ruh hiçbir değişiklik olmadığını gördü; ve bu zekâ evreni yaratmaya karar vererek yaratacağı evrenin bir görüntüsünü oluşturdu. Bu görüntüden ya da Tanrısal plândan başka izlenecek bir şey olmadığından, evren bu Zekâ tarafından oluşturulan forma isteyerek girdi.

 

Tanrısal İdeal görüntü tamamen görünür hale gelene dek genişledi. Bu bugün gördüğümüz Evren'dir, ve o aynı kusursuz planla devam etmektedir.

 

Bu Zekâ daima kendi mükemmel, Tanrısal İdeal plânının algılayıcısı ve yöneticisi olmuştur ve olmaktadır.

 

Bu Zekâ canlı formu yaratmanın ve ona tam olarak ifade edebileceği tüm gizil güçleri bahşetmenin gerekli olduğunu biliyordu. Bu ölümsüz insan olarak bilinen şeydir. Tanrısal İdeal, her insanın ölümsüzlüğüdür. Bu insan her şeyi bilen Zekâ'nın Tanrısal İdeali olarak yaratıldığından, o Prensibin Evladı olarak, her koşul üzerinde hâkimiyetle yaratılmıştır. Evlat bir hizmetkâr değildir, o birlikte olandır. Bu Evlat'ın seçimlerinde tamamen özgür olması gerekiyordu; o asla bir köle ya da kukla olamazdı.

 

Bu ölümsüz ideal daima, onu var eden merkezî ateşin bir kıvılcımını içermeliydi. Bu en sonunda insanın bedeni haline gelen ilk hücreydi ve o daima var olan, asla sönmeyen yaşam kıvılcımıdır. Bu hücreye Mesih denir. Bu hücre, milyonlarca kez bölünmüş ve tekrarlanmış olmasına rağmen, Tanrısal Ruh'un suretini taşır ve insanın düşünüşü tarafından saptırılamaz. Böylece insan daima Tanrısal'dır.

 

Bu hücre çoğalma yoluyla yarattığı her hücreye kendi tanrısallığını aktarır. Bu hücreler topluluğu en sonunda insan bedeni denen taşıtı oluşturur. Halâ değişmemiş halde bulunan o ruh çevresinde sürüp giden tüm değişiklikleri görecek zekâya sahiptir. Daima kendi yüksek hakimiyet alanında duran insan Ruh'tur ve Ruh Tanrı'dır.

 

Bu yüksek benlik tam insanın içinde olarak düşünülmeli, öyle tapınılmalı ve kutsanmalıdır.

 

Önce, onun orada olduğuna iman edilmelidir. Bu onun insanın içinde mevcut olduğu bilişini oluşturur; sonra sunulan kutsamalar ve şükürler onu görünür hale getirir. İnsanın kendisi odur. Tüm bilgiye erişmenin yolu budur.

 

Beyin ilk başta algılayıcı olarak görünür, çünkü o daha hassas hücrelerden oluşan bir kütledir; ve bu hücreler önce titreşimleri kabul eder, sonra da insan tarafından algılanabilmeleri için büyütürler. Sonra bu titreşimler seçilip tüm organlara gönderilirler; ve her biri, eğer tanrısal düzen içinde tutulmuşsa, tam ait olduğu organa gider.

 

Her bir organ ve sinir merkezi gerçek insanı merkezîleştirmenin yeridir. Onlar arasında uyum ve eşgüdüm sağlandığında, insan tüm hakimiyeti ve gücüyle ortaya çıkar. O, her şeyi bilen Ruh'u yaratıcı eylem içinde ortaya çıkarır. Bu tek bir merkezde odaklanmış ruh ve bedendir. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak her yetenek ve melekesini bu tek merkezde odaklamadıkça insan hiçbir şeyi başaramaz. Bu güç yeridir, insanın içindeki Mesih'tir.

 

Öyleyse insan onları idealleştirip var etmedikçe, uyumsuzluk, olumsuzluk ya da hastalık yaşamaz. Eğer o daima, her şeyi bilen Ruh olarak durursa ve başka bir şeyi bilmezse, ondan daha az, daha aşağı bir şeyin bilincine varamaz. İnsan, bu en yüksek ideali berrak bir biçimde zihninde tuttuğunda, Tanrı olur. O her zaman bu içsel ses tarafından yanıtlanacağından emindir.

 

İradenin ardında arzu durur. İrade, doğru halinde, saf bir kuvvettir ve arzu tarafından harekete geçirilir. Eğer iradeye bir yön verilmemişse, o hareketsiz kalır. Arzuyu irade gücüyle uyum içine sokun ve o derhal eyleme geçip, emirlerini yerine getirmeleri için semavi orduları çağıracaktır; burada tek gereklilik, emirlerin Tanrısal düzen içinde olmasıdır.

 

Sayısız dünya vardır. Ama, onlar tek bir düşünceden kaynaklaşıp gelişirler. Onun yasası saptırılamayacak bir düzendir. Onun yarattıkları seçim özgürlüğüne sahiptir. Sadece onlar düzensizliği, karışıklığı yaratabilirler, ki bu düzensizlik kendi içinde acı, ıstırap, nefret ve korkudur.

 

Büyük Prensip bir Altın Işık olarak durur. O uzakta bir yerde değil, tam içinizdedir. Kendinizi onun ışığı içinde tutun, o zaman her şeyi berrak bir biçimde görürsünüz.

 

Tüm varlığınızla şunu bilin ki, böyle durduğunuzda, kendi düşünceniz dünyaları yaratmış o düşünce ile bir olur.

 

Düzensizliğin, karışıklığın insanı mutsuz eden karanlığında huzur denen düzen yükselmedir. İnsan kendi başına tüm güzellik, tüm güç ve sükûnet olan o düşünceyle bir olduğunu öğrendiğinde, o Işık'ta duracak ve kendine kendi arzusunu çekecektir.

 

Bırakın, zihninizden sadece arzuladığınız Gerçek geçsin. Onun en asil arzu olduğunu bilerek, sadece kalbinizin doğru arzusu üzerine meditasyon yapın. Şimdi o dünyevi form alır ve o sizindir. Bu, onun vasıtasıyla kalbinizin arzusunu gerçekleştirdiğiniz yasadır. "

 

Daha ileride yapılabilecek araştırmalar sonucunda, bu tabletlerin orjinallerini korumak için yapılmış eski kayıtların kopyaları oldukları ortaya çıkarılabilir. Eğer bunlar kopya ise, o zaman ilk Hint-Arî Çağı sırasında yapılmış olmadırlar. ... her nereye gittiysek bir zamanlar tamamen şimdi'de yaşamış bir halkın izlerini bulduk.

 

Baird T. Spalding ve grubunun Tibet'te rastladıkları tablet, 1935.

Türkçe Kaynak: Ölümsüz Üstadların Yaşam ve Öğretisi, Akaşa, 2012.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...