Jump to content

İnanılmaz Gerçekler


Dolunay

Önerilen Mesajlar

Melekler, hayaletler, telepati, yeniden dirilenler, ölümünü önceden bilenler, haberci rüyalar...

 

26 Yıldır Türkiye, A.B.D. ve Ortadoğu'da parapsikoloji alanında önemli araştırmalar yapan Berrin Türkoğlu, haber3.com’da....

 

Haberci rüyalar, ilginç rastlantılar, hayaletler, melekler, ölümden sonra yaşama dair ipuçları, ölüp de yaşadığı mekanı terk edemeyenler, bu dünya ile öte alem arasına sıkışmış varlıklar, rüya kanalıyla fark edilen gerçekler gibi bir çok yaşanmış ve gerçek paranormal olaylara tanıklık edebileceksiniz.

 

 

ALLAHIN ADALETİ

 

 

Anlatan: Kemal KANIR

Tarih: 8 Ocak 2005

Yer: İstanbul

 

Eğer kendi içime dönüş yapabilseydim, pusuda durmuş o hain,kuşkucu,şüpheci duygularımı görür ve bu yaşanan acı deneğimi yaşamazdım.

 

O yıllarda beş yıllık evliydim.Eşimin idareci ve son derece tutumlu olduğundan hiç şüphem yoktu ama son aylarda benden fazlaca para istiyor sebebini sorduğumda ise Hayat çok pahalı ancak idare ediyorum diyordu.

 

Önceleri inandım daha sonra elime her ay bankaya yatan bir belge geçince eşimin benden habersiz bir şeyler yaptığına inanarak sıkı takibe aldım.

Araştırmalarımın sonunda her ay yurt dışına belli bir miktar paranın gönderildiğini tespit ettim.

 

Artık hiçbir şüphem kalmamış karım evimizin ve iki evladımızın rızkını kendi emelleri adına kullanıyordu. Asla yüzüne vurmayıp kendi adıma bazı tedbirleri almaya karar verdim ve ikimize ait evin satışını bir bahane ile imzalatıp evi sattım.Ve hemen boşanma işlemlerini de başlattım . Kısa bir süre sonra eşim mahkemeden gelen celp i aldığında dehşet içinde yanıma koştu ve sebebini sordu.

 

Bense bir başka kişinin varlığından şüphe ettiğim karıma onu aynı silahla vurmak adına hayatımda başka biri var onu seviyor ve onunla evlenmek istiyorum dedim. Onurlu karım hiç üstelemeden ağlayarak eşyalarını toplayıp çocuklarımla birlikte evden ayrıldı.Maddi gücüm çok iyi idi yakışıklı da sayılırdım neden böyle bir şey başıma gelmişti.

 

İşin içinden çıkamayınca gelinini çok seven anneme olayları anlatmak istedim.

Annem dört yıldır geçirdiği felç yüzünde yürüyemiyor, üst katta oturduğu için karım ona bakıyordu bu yüzden anneme bir kadın tutacağımı söylemek üzere yanına çıktım.

 

Olayları duyan annem asla benim gelinim böyle bir şey yapmaz diye isyan edince moralim daha da bozuldu ve kapıyı çekip çıktım.

Sabaha kadar sokaklarda dolaştım .Eve geldiğimde annemin ışığının yandığını görünce sakinleşmiştir ümidiyle tekrar yanına gittim.

 

İçeri girdiğimde karımla annemi birbirlerine sarılmış ağlar buldum. Annem karımı çağırmış ve bütün olanları kendisine anlatmıştı yani hayatımda kimsenin olmadığını öğrenen karım ise her ay banka yoluyla yurt dışına yolladığı paraların nedenini bütün açıklığıyla anneme anlatmış.

Olay şuymuş….

 

Annemim bir ay sonra doğum günüydü karım yurt dışında araştırıp anneme motorlu bir özürlü arabası almış son taksi di ve kargo parası bu ay bitmiş ve doğum gününe yetiştireceklermiş.

 

Ben utanç içinde koltuğa yığıldım. Boşuna hafiyeliğe çıkmış, içimdeki hastalıklı duyguların tuzağına düşerek benliğimdeki vahşi düşüncelerin kurbanı olmuştum.Karıma ve çocuklarımın yüzüne nasıl bakacak evi sattığımı nasıl açıklayacaktım.

 

Eşimin yanına diz çöküp benliğimin vahşi ve kontrolden kaçan yanını sevgi ile ehlileştirmesini istedim gözyaşları içinde saatlerce yalvardım.Biliyordum ki karımın sevgi kaynağı hepimize de yetecekti..

 

 

DURU GÖRÜ

 

 

 

Anlatan: Hamza TERZİ

Tarih: 26 Aralık 2004

Yer:

Ailem , çevrem ve yetiştirilme tarzım asla doğaüstü olaylara inanan bir yapıya sahip değildiler.

Bu nedenle yaşadığım bazı olayları ailemle ve yakın çevremle paylaşmayı hep erteledim.

 

Sonunda artık dayanamaz olmuş yaşıtlarım yaşamımızın en hareketli yıllarını yaşarken ben bendeki garip gücü o zamanlar hastalık ya da utanılacak bir durum olarak kabul ettiğim için tamamen kabuğuma çekilip insanlardan uzaklaşmıştım.

 

Bu durumu tesadüfen annem fark etti. Günlerce beni dinledi ve belli etmeden de takip etti. Sonunda soluğu Ankara da aldık.

 

Hacettepe hastanesinde yapılan testlerin hepsinden akıl sağlığında hiçbir şey yoktur diye heyet raporu alarak güya aklandım. Olay ise gerçek anlamda o günün akşamı başladı. Benim kendimde hissettiğim o garip akımı artık annemde görebiliyordu.

 

Birden garip bir boşluğun içine düşer gibi oluyor kısa bir süre gözlerim açık olarak bazı görüntüler görüyordum. Kısa bir süre sonrada gördüğüm o görüntüler en ince ayrıntısına kadar gerçekleşiyordu.

 

O gece yine aynı olay gerçekleşti ve ben Samsundaki yakın bir akrabamın evindeki şiddetli kavgayı görmüş kişileri ve yaptıkları her hareketi adeta seyretmiştim.Dayımların evindeydik ve olayı seyreden aileme gördüklerimi anlattım.

 

Evdekiler böyle bir şeyin olamayacağını bu konunun daha detaylı incelenip bu huyumdan vaz geçmediğim takdirde eve dönmeyeceğimin kararını aldılar. Ben ise bunların gerçek olduğunu anlatmaya çalışıyordum.Dayım bu soytarılığı bitireceğini söyleyerek gördüğüm evdeki akrabaları aradı.

 

Bitmeyecek sandığım telefon konuşmasının sonunda dayım biraz hayret biraz da korku içinde koltuğa çökerek nasıl oldu bilmiyorum ama söyledikleri aynen gerçekleşmiş dedi.

 

İnanılmaz rahatlamış ve kendimi biran da sahiplenmiş hissetmiştim. Artık ailemin gücüne ve bilgisine teslim etmiştim kendimi. Ertesi sabah dayım beni yanına alarak Rahmetli Cenk Koray’ın bulunduğu bir ofise götürdü. Olayları anlatarak bunun açıklamasını yapmasını istedi.Benimle bir saate yakın konuşan Cenk Koray ve arkadaşları dayıma bu genç delikanlının yüksek bir telepati gücü ve duru görü yeteneği var bu bir hastalık değil ruhsal bir yetenek olarak kabul edilir dedi.

 

Böylece benim yeteneğim yada farklılığım ortaya çıkmış oldu.Bu beni rahatsız eden ve çevremden uzaklaştıran farklılığımdan kurtulmak istediğimi söylediğimde yine çok tanınmış bir psikyatır tarafından hipnoz yapılarak bu yeteneğin azalması yada yok olması yönüne gidildi.Aradan uzun yıllar geçti çok sık olmamakla birlikte gelecekte yada o anda olacakları hala görebiliyorum.

 

Geleneksel psikolji bu tip olayları kendi yasalarıyla açıklamaya çalışsalar da şu an ki bilgi düzeyi yaşanan bu gerçekleri bir yasanın kapsamında düşünmemize olanak vermiyor.Böylelikle de bilinmeyen bir çok olay gizemini hala sürdürüyor..

 

 

ANLAMLI TESADÜFLER

 

 

Anlatan: Emrullah ARAS

Tarih: Rize

Yer: 1999

Maddi imkânsızlıklarla ilk okulu bitirmiş ama okuyamamıştım. Ailemizi geçindirebilmek için babamla Ağrıdan Rize ye gitmiştik. Ben ailemden ayrılmam nedeniyle çok üzgündüm hiç bilmediği bir yerde hiç bilemediğim bir işi yapacaktım.

Çok korkarak Rize ye gittik. Daha on yaşındaydım. Bu yük bana çok ağır geliyordu. Rize ye gittiğimizde çok güç şartlar altında yaşamaya başladık. Bana elimizdeki çok az olan paranın kalanıyla boyacı sandığı aldık ayakkabı boyayarak babamla para biriktirmeye çalışıyorduk. Kaldığımız yer bir åok kişinin kaldığı bir evdi ve benim her gün çalıştığım parayı buraya veriyor aylık kiramızı biriktiriyorduk.

Kısacası benim para kazanmam burada kalabilmek için şarttı. Çok yağmurlu bir gün boyacı sandığımla saatlerce gezmeme rağmen bu havada kimse ayakkabı boyatmıyordu. Çok ağır olan boyacı sandığımdan yorulmuş ve yağmurun altında iliklerime kadar ıslanmıştım.

O gün topladığım paralarla ödememiz gereken kirayı verecektim. Yollarda kimse olmadığı için kapalı alanları geziyordum.

Bir kahve görmüştüm içi çok kalabalıktı sandığımı kahvenin yağmur almayan bir köşesine bırakıp içeri girdim ve dört ayakkabı alarak dışarı çıktım. Bir anda beklide şu yaşama kadar hissetmediğim korku ve acıyı yaşadım. Boyama sandığım yoktu benim için hayat kadar önemli olan sandığım çalınmıştı.Saat sabahın onuydu ve ben dört saattir yağmur altında dolaşıyordum.Şimdi ise asla bir daha alma şansım olmayan sandığım çalınmıştı.

Saat ikiye kadar ağladım ve sandığımı aradım. Bulamadım yapacak bir şey yoktu kaldığımız eve gittim . Kimse gelmemişti ve kapı kilitliydi.Çok acıkmış ve yorulmuştum.Caddeye oldukça uzak olan evin kapısına oturdum ve beklemeye başladım.

Hem babama hem de oda sahibine ne cevap verecektim. Bir iki saat sonra ayaklarım uyuşmuş ve çok üşümüştüm.

Bilinçsizce yürüdüm,yürüdüm. Birden kendimi otobanın demirlerinin üzerinde buldum. Orada oturmuş bilinçsizce hızla gelip geçen arabaları seyrediyordum.

O hızlı geçişlerin arasında bir araba benim oturduğum demirlerin önünde bütün tehlikeleri göze alarak durdu pencere açılarak yaklaşmam istendi ve elime şimdi bile çok büyük para olarak değerlendirilen bir tomar parayı uzatarak bu sana yeter dedi ve yine aynı hızla uzaklaştı.

Elimde para öylece kalakalmıştım. Arabanın arkasında iki çok yaşlı bayan önde ise bana parayı veren ak sakalı saçı sakalı uzun ve birbirine karışmış yaşlı bir amca vardı.

Aradan dokuz yıl geçti hayatımı değiştiren bu deneğimim ben yaşamın içinde görmeden de olsa görünmez bağlarla inanılmaz gerçeklere ve mucizelere bağlı olduğumuzu kabul ediyor ve sıkıntıda olan her kula Allaha sığınmalarını diliyorum.

 

 

ANLAMLI TESADÜFLER

 

 

 

Anlatan: İnançlı Bir Anne

Tarih: 6 Ocak 2005

Yer: İstanbul

 

Yaşamın nerede ve ne zaman yıldızlardan gelen parlak ve mucizevi taç ını başımıza takacağı bilinmez.Bizim yaşamımızı kökünden değiştiren bu deneğimi iki yıl önce yaşadım.Bunun adına ne denirse densin en sıkıntılı olduğumuz bir anda bir yerlerden bize uzanan el mucizenin ta kendisiydi….

 

Ben yaşamın tüm zorluklarına tek bir şey için baş kaldırdım. İki kızımın okuması ve en azından kendi çocukları için rahat bir hayat sağlayacak bir ortam yaratmaları.Bu hedefle kızlarımın okuması için yapabilinecek bütün imkanları zorladım.Büyük kızımın sınava gireceği ve hayatının yönünü değiştirecek günün sabahı yapabileceğim tek şey dua etmekti.

 

Diğer arkadaşları gibi özel bir hazırlama döneme yaşamamıştı kızım. Bütün çabası kendi kendine olmuştu. İstanbulun hiç tanımadığımız bir semtiydi gireceği okul.Güç şartlarda okula ulaştık ve kızımı içeriye yolcu ettikten sonra arkasından bildiğim bütün duaları ettim.

 

Sınav bittiğinde kızım yanıma geldi biraz şaşkın birazda heyecanla bana sordu kimdi o adam.Şaşırmış ve ne olduğunu anlatmasını istemiştim.

 

Kızım anlatmaya başladı. Sınav başlamadan beş dakika önce sınıfın kapısına bir adam geldi yalnızca kolunu görebildim benim ismimi ve soy adımı söyleyerek bir şişe uzattı ve bunu annesi yolladı dedi. Öğretmenler şişeyi bana getirdiler nasıl oldu anlayamadım ve şişenin içindeki suyun yarısından fazlasını içtim.Sonrası çok garip sınav başladığında sanki beynimden şimdiye kadar biriken bütün bilgiler kağıdıma aktı ve anne ben bu sınavı çok iyi bir sonuçla kazanacağım dedi.

 

Kızımın elindeki şişeyi aldım üstünde hiçbir etiket yoktu garip bir cam şişe.Kızıma kimseyi tanımadığım için ona öyle bir şişe yollamadığımı söyledim .

 

Sınav sonuçları açıklandığında hem çok sevinmiş hem de şaşırmıştık. Kızım çok yüksek bir puanla hem de İstanbul da ki okulu kazanmıştı .Biz ise bu başarının kızımın mı yoksa nereden geldiğini hiçbir zaman bilemeyeceğimiz kişinin getirdiği suyla mı oldu..

 

Yaşanan bu olayı beş duyumuzun dışında ele almak mı zorundayız. Aslında çözüm her zamanki gibi yansız ,tecrübeli ve bilgili araştırmacıların araştırmalarıyla olacak. Bu satırları okuyan bir çok kişi yaşanan bu deneğime tesadüf deyip geçecek.Ama tesadüfleri de hazırlayan ve bize yaşatan bu güç inançlı olan her keze elini uzatacaktır.Buna artık bütün kalbimle inanıyor ve rabbime şükrediyorum.

 

 

HABERCİ RÜYA

 

 

Anlatan: Mehlika GÜMÜŞ

Tarih: 23 Ocak 2005

Yer: İstanbul

 

Yaşadığım bu olaydan sonra akıl gücümüzü kullandığımız gibi rüyalarımızın gücünü de ciddiye alır ve bize yol gösterdiğini kabul edersek benim olduğu gibi sıkıntıda olan her kezin yolu açılmış olur.

 

Böbrek hastası genç bir kızdım o yıllarda. Benimde yaşıtım kızlar gibi hayallerim ve umutlarım vardı. Ama o şartlarda bunların hayalden öteye geçemeyeceğini de biliyordum.Bana uygun bir böbreğin bulunması benden önce sıra bekleyen yüzlerce kişinin varlığı nedeniyle sadece bir mucizeydi.Umudumu çok kaybettiğim o günlerde rüyama sık,sık bir genç girip bana şöyle diyordu. Bu rüyaların üzerinde pek fazla durmuyordum.Benim şartlarımdaki bir kişinin rüyası başka nasıl olabilirdi ki.

 

Aradan aylar geçmişti bir gün annem yanıma gelerek yıllardır Almanya da yaşayan kuzenlerinin kesin dönüş yapacaklarını bu nedenle onlara ev bakmaya gideceğini söyledi. Açıkçası hiç tanımadığım bu akrabaların gelişi beni hiç etkilememişti.

 

Annem günlerce ev aradı ve sonunda bize yakın bir ev bulup pazarlığını da yaparak evin koporasını verdi. Almanya da ki akrabaların geleceği gün evde hummalı bir hazırlık başlamıştı.Her şey bitmiş pencerede onları bekliyorduk.Saatler geçmiş hala bir haber alamamıştık. En son Bulgaristan dan geçerken aramışlardı şimdiye kadar gelmiş olmalıydılar.Annem telaşla orayı burayı ararken o korkunç haberi aldık Edirne çıkışında kaza geçirmişler yirmi altı yaşındaki oğulları ve onun eşi çok ağır bir şekilde yaralandıkları için Cerrahpaşa hastanesine gönderilmiş Annemin kuzeni ve eşi ise Edirne de ki hastanede tedavi altına alınmışlardı.Babam Edirne ye ablam ve annem ise cerrahpaşaya koşmuşlardı.

 

Sekiz gün sonra acı haberi aldık akrabalarımızın gelini ölmüş yirmi altı yaşındaki eşi Ahmet ise bitkisel hayata girmişti. Doktorlar organ naklini teklif ettiklerinde ben diyalez günümde olduğum için hastanedeydim ve makinedeki saatlerimi geçiriyordum.

 

Acılı ailemiz kısa bir toplantıdan sonra organ nakli için karar vermişler. Tabii önce benim dokularımın testi yapıldı ve olumlu olduğunun haberi verildi.Yaşamımın pamuk ipliğine bağlı olduğunu hiçbir zaman aklımdan çıkarmayan ben yaşamış olduğum bu acı mucizeye inanmak istemedim.

 

Bir hayatın bittiği yerde yeni bir hayat başlıyordu ne yazık ki yaşadığım acı bir kaderdi. Biten hayat benim kanımdan canımdan birisine aitti ve ben bu kaderi rüyamda görmüştüm. Hiç tanımadığım bu akrabamın böbreğiyle yaşamıma devam ediyorum. Hayatta böyle değimlidir gecenin yani karanlığın bittiği yerde aydınlık başlar.Kimine göre puslu bir aydınlık kimine göre ise ışıl,ışıl bir aydınlık.Kaderinde ne varsa…..

 

 

ZAMAN KAYMASI

 

 

Anlatan: SEMA UYGUN

Tarih: 12 EYLÜL 2003

Yer: Sıvas

 

Sayın Türkoğlu,sayfanızı büyük bir ilgiyle takip ediyorum.Yaşamış olduğum deneğimin ne olduğunu anlayabilmek için epeyce araştırma yaptım..

 

Karşıma parapsikolojide zaman kayması adı verilen bir kavram çıktı.Bir Pazar sabahı çevreyi tanımak amacıyla sıvasın çevresinde arabamla gezerken tarihi yıkıntıların olduğu bir bölgede arabamdan inerek araştırma yapıyordum.

Güneş eski kalıntıların üzerinde son ışıklarını yansıtırken manzara inanılmaz derecede güzeldi.Yerden elime aldığım bir taşı incelerken aniden hayatın tüm seslerinin yok olduğunu fark ettim.

Sanki zaman durmuş ben ise boşluğun kalbine doğru yol alıyordum.Adeta saatin zembereğinin boşalması gibi bir duyguyla tüm bedenim sarılmıştı .Algıladığım tek şey garip bir elektrik akımın içinde olduğumdu.

Birden gözlerimin önünde bir görüntü belirdi.İçinde olduğum anı algılayamaz olmuştum.Un çuvalları dolu el arabaları ve at arabaları vardı.

Ortalık çok kalabalıktı askerler bölümler halinde arabalardaki erzakları büyük bir hanın içine götürüp arabaları boşaltıyorlardı askerlerin kıyafetleri şimdiki asker kıyafetlerine çok az benzerlik gösteriyordu yada çok eski olduğu için ben öyle algılıyordum.

Yaşam başka bir boyutta farklı bir ortamda varlığını sürdürüyordu.Ben nasıl olmuşta bu geçmiş yaşamı bir yerlerde tekrar görür olmuştum.

Dikkatimi toplamaya çalıştım görüntü ile benim aramda bir elektrik çizgisi vardı onlar ve ben aynı kalıntılarda tekrar birlikte olmuştuk.Birinci dünya savaşının acı görüntülerini içim acıyarak seyrediyordum.

Süresini tanımlayamayacağım bir zaman diliminde gördüklerimin detaylarını beynimin içine adeta kazımıştım.

Yine tıpkı başladığı gibi hızlı bir şekilde başlangıç şeklime dönmüştüm.

Avucumun içinde sıkı,sıkı tuttuğum garip taş ateş gibi olmuştu.Kendimi çok bitkin ve yorgun hissediyordum.Arabama binerek Sivas milli kütüphanesine gittim.

Kısa bir araştırmadan sonra görüntüyü gördüğüm yerin birinci dünya savaşında cepheye erzak gönderilmesi için toplanıldığı han olduğunu şaşkınlıkla gördüm.

 

Ben açıkça bir zaman kayması yaşamıştım.Hayatımda ilk defa iki ay önce geldiğim bu bölgede hayatımın en büyük mucizesiyle karşılaşmıştım.

 

Şimdi ise hiç bilmediğim bir konuya yani parapsikolojiye büyük bir ilgi duyuyorum.Doğaüstü olayları yaşamış olmamak bunların yaşanmadığına yada yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.

 

Zaman kayması olarak değerlendirilen bu deneyimimin anlamı ise bildiğimiz saatlerle evrenin saati yani evrenin zamanı çok farklı.Eğer geçmişten yada gelecekten bilgiler alınabil iniyorsa bu bilgiler hala bir yerlerde mevcut.

 

 

NAZAR

 

 

Anlatan: Kamil HARMANCI

Tarih: 21 Aralık 2004

Yer: Kayseri

 

Yazılarınızı çok beğenerek okuyorum.Ben sizinle yaşadığım bir deneğimi paylaşacağım. Sizden ricam ise parapsikoloji konusundaki sorularımıza cevap vermeniz.

 

Yıllar önce oğlum henüz iki yaşındayken yaşamış olduğum garip ama gerçek olay olağan üstü konulara farklı bakmama sebep oldu.

 

Yeni taşındığımız dairede yaşamaya başlayalı beş ay olmuştu ama eşim hoş geldin’e gelen komşulardan garip konuşmalar duyup çok huzursuz oluyordu.Mesele Hayriye hanımdı. Bu kişi için garip söylentiler vardı ve eşimi Hayriye hanıma karşı dikkatli olması için uyarıyorlardı.

 

Hayriye hanımın aşırı şekilde nazar etkisinin olduğunu söyleyip garip garip hikayeler anlatıyorlardı.Bunları eşimle paylaştığımızda bu duruma çok karşı çıkıp böyle söylenmesine tavır koyması için eşimi uyardım.

 

Aradan geçen zamana karşı değişen hiçbir şey olmadı ve eşime Hayriye hanımla konuşmaması için baskılar devam ediyordu.Kararımı vermiştim komşuların tamamını evimize davet ettim ama Hayriye hanımla kocasının geleceğini diğerlerinden sakladım.Amacım bir gece boyunca birlikte olup hiçbir şey olamayacağını ispat etmekti.

 

Gelen komşular bu işe çok bozulsalar da benim ısrarımla geceye devam edip olay çıkarmadılar.Gecenin geç saatlerinde oğlum ses den uyanıp sakince yanımıza geldi.

 

Hayriye hanım bu olaya çok şaşırmıştı uykusu bölündüğü halde nasıl uysal bir şekilde yanımıza geldi diye duygularını belirtti.Aradan kısa bir süre geçmiş oğlum benim kucağımda sakin ,sakin oturuyordu.

 

Yine Hayriye hanım eşine dönerek bak bizim torunumuz bundan dört ay büyük ama bunun yarısı kadar bile değil dedi ben yine olayın üzerinde durmadım kucağımda oturan oğlumu omzuma yaslayıp uyumasını sağlamaya çalıştım.

 

Bir dakika sonra oğlum kucağımda birden sıçradı ve titremeye başladı.Ne olduğunu anlayamamış oğlumu havaya kaldırınca dehşet içinde kalmıştım oğlum mosmor olmuş nefes alamıyordu.Çılgın gibi arabama koştum oğlum kucağımda ölüyordu.

 

Hasta haneye yetiştirmek için bütün trafik kurallarını hiçe sayıyor evladımı kurtarabilmek için yapılmaması gereken bütün yanlışları yapıyordum.Sonucunda doktorların kucağına evladımı bıraktım artık nefes almıyordu.

 

Acilen boğazı delinerek ve kalp masajı yapılarak yoğun bakıma alındı.Sabaha kadar kapının önünde oğlumdan haber bekledim.Allaha şükür oğlum kurtarıldı.Ama boğazında yada midesinde onu boğacak hiçbir şeye rastlanmadı.

 

Olaya tesadüf desem de kısa bir süre sonra başka bir mahalleye taşındım..

 

 

ALLAHIN ADALETİ

 

 

Anlatan: Devrim SAVAŞ

Tarih: 2 Kasım 2004

Yer: Ankara

 

Yaşamın bilinen tarafından bilinmeyen tarafına yolculuk serüvenim acı bir olayla sonuçlandı.

 

O yıllarda gençtim,toydum ve gereksiz bir para hırsına kapılmıştım.Aklımda para kazanmaktan başka hiçbir düşünce yoktu .Bu hırs yaşamımdaki bütün değerleri yok etmişti.Girdiğim bütün ihaleleri fazla fiyat vererek alıyordum.Kısa zamanda hatırı sayılır miktarda paraya sahip olmuştum.

 

Yine inşatla ilgili bir ihale için hazırlık yaparken,yardımcım benimle görüşmek isteyen bir kişinin beklediğini söylediğinde içeri almasını söyledim.İçeri giren kişi çok perişan ve acı içinde koltuğa çöktü.

 

Benden girilecek ihale için yardım istemeye geldiğini söyledi.İhaleyi kazanmak için önemli sebeplerinin olduğunu diğer ihaleye katılacak kişilerle konuştuğunu onların ihaleden son anda çekileceğini söyledi.Çok sinirlenmiştim.Hangi hakla bana böyle bir teklifte bulunduğunu sordum .Ağlayarak oğlunun ameliyat olmazsa felç olacağını bu nedenle evladına kıymamam gerektiğini ifade etti.

 

Böyle bir teklifin olamayacağını söyleyerek hemen odayı terk etmesini söyledim.Kapıdan çıkan adam son anda geriye dönerek seni Allah affetsin dedi.

 

 

Aradan iki ay geçmiş bu olayı çoktan unutmuştum.O sabah başıma geleceklerden habersiz ihalenin açıklanmasını beklemek üzere ofisime gitmek üzere evden ayrıldım.Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bindiğim araba kayarak elektrik direğine çarpıp takla atmıştı. Ağır yaralanmış ve tedavilerden sonra felç olma ihtimalim ortadan kalkmadığı için ameliyata alınmama karar verilmişti..İhaleyi kazanmış olmama rağmen hiç önemsememiş canımın derdine düşmüştüm.

 

Ameliyattan bir gece önce ailemle hasta hanedeki odamda toplanmış çok kritik ameliyat için dua ediyorduk.Kapı açıldı ve içeriye bir bey girdi.Yanıma yaklaşarak sessizce beni tanımadınız galiba benimde oğlum yarın sizin gibi yürüyüp, yürüyemeyeceği belli olacak ameliyata giriyor.

 

İhaleyi siz kazanmışsınız hayırlı olur inşallah deyince.Bir anda her şey gözümün önüne geldi ve inanılmaz derecede şaşırdım ve utandım.Ameliyat parasını bulabildiniz mi diyince başını yere eğerek evimi sattım,Önce sağlık para her zaman olur dedi ve tekrar geçmiş olsun Allah sizi de kurtarsın diyerek gözleri yaşlı bir şekilde odadan ayrıldı.

 

Birden on yaş yaşlanmış ve bazı insani değerlerimin eksik olduğunu farkına varmıştım..Sabah ameliyat hazırlıkları yapılırken doktoruma o ameliyatın şansının kaç olduğunu sordum.Doktor benim şansımın daha az olduğunu söyleyince garip bir şekilde rahatladım çünkü o çok daha gençti.Birden bir başkası için de sevinebileceğimi gördüm.Kısacası almış olduğum bu ders bana hayatın garip düzenini gösterdi . Ne ekersen onu biçersin yasası….

 

Evet Allaha şükür ikimizde başarılı geçen ameliyatlardan sonra tekrar yürüyebilmiştik. Ben ise daha önce yapmış olduğum duyarsızlıklarımı tamir adına ihtiyacı olan kişilere elimden geldikçe yardım etmeye devam ediyorum.Allah affetsin…

 

 

HAYALET

 

 

 

Anlatan: Çetin APAK

Tarih: 25 Ocak 2005

Yer: Şırnak

 

Otuz yıldır tır şoförlüğü yapıyorum ömrüm uzun yollarda geçti bir çok mucizevi olaylar gerçekleşen rüyalar gördüm ama size anlatacağım bu olay hayatımın en önemli ve en anlamı deneğimi .

 

Sekiz yıl önce ırak’a yük almış yollara düşmüştüm.Irak’a yakın bir bölge tipik bir çöl görümün ündedir.Ne bir ağaç,ne bir hayvan nede insana rastlanır.Yanımda muavinim oturuyordu ara sıra onunla konuşuyor sohbet ediyorduk.Birden ikimizde şaşkınlık içinde yola baktık nerden çıktıklarını anlayamadığımız beyaz kıyafetli ve beyaz sakalı yaşlı bir adam ve yanında yedi sekiz yaşlarında bir çocuk bize durmamız için el kaldırdılar.

 

Arabayı durdurdum ama çok dikkatimi çeken şey ayaklarının çıplak oluşuydu o çöl sıcağında nasıl olurda yürüyebilirlerdi.Kapıyı açarak Türkçe götürelim sizi diye seslendim ama Arapça konuştular ve bize gülümseyerek arabaya bindiler işaretle nereye dediğimde yaşlı olan kişi çok güzel bir gülümsemeyle elini ileriye doğru kaldırarak yolun devamını işaret etti.

 

Bir saat boyunca muavinimle konuştuk onlara doğru baktığımda yalnızca başıyla onay işareti yapıyor ve gülümsüyordu. Yolun sonunda ağaçlar ve yıkılmış evler gözükmeye başladığında yaşlı dede elini kaldırarak bir ağacın altındaki siyah eski bir çadırı işaret etti.

 

Yaklaştım ve o çadırın önünde onları indirdim bize gülümseyerek el salladılar.Çadırın yanındaki ağaç çok dikkatimi çekti çok büyük bir ağaçtı ama içi arkası gözükecek kadar oyuktu.

 

Yarım saat daha yola devam etmiştik ki birden iki ateş arasında kaldık muavinle hemen arabanın içine yattık.Kurşunlar her iki taraftan da üzerimizden geçiyor bizde bildiğimiz bütün duaları okuyorduk tam artık bu hayatımızın sonu diye düşünürken birden arabanın kapısının açıldığını ve arabadaki dedenin üzerimize eğilerek bizi çektiğini gördüm yüzünde yine o huzur dolu gülümseme vardı hiç karşı koymadık ve ikimizi de biraz ilerideki kum tepesinin arkasına taşıdı.

 

Sanki kum tepesine ulaşıncaya kadar etrafımıza bir koruma duvarı çekilmişti.Tepenin ardından arabaya doğru baktığımda taşıdığımız malların talan edildiğini gördüm dedeye kim bunlar diye sormak için arkamı döndüğümde muavinimden başka kimsenin olmadığını gördüm.Şaşkın ,şaşkın birbirimize bakıyorduk.

 

Saatlerce orada kaldık daha sonra gelen bir tır’a el kaldırdık ve olanları anlatarak yardım istedik.Irakta gerekli muameleleri yaptırarak tutanakları imzalayıp geri dönmek üzere ayrıldık.Yolda dedeye teşekkür edip can borcumuzu nasıl ödeyeceğimizi kararlaştırdık.Onları bıraktığım o bölgeye geldiğimde çadırı bulamadık ama oyuk ağacın altında biri büyük diğeri küçük iki mezar vardı.

 

Mezarların başına oturarak dualarımızı okuyup namazımızı kıldık ve kafamızda bin bir soru ile yola devam ettik.

 

Yaşamın bilinmeyen kapısından esen ruhsal deneyimimin nasıl ve neden olduğunu bilmesem de bu dünyadan öbür dünyaya gizli bir bağla bağlı olduğumuza inanıyorum.

 

 

HAYALET

 

 

Anlatan: Nurhan KURTAGİÇ

Tarih: 26 Ocak 2005

Yer: İstanbul

 

Hemen,hemen tüm ülkelerde hayaletlere ait bir çok olay anlatılır.Ama olay anlatan kişinin ya arkadaşın tanıdığının başından geçmiştir ya da aile büyüklerinin kuşaktan kuşağa anlattığı hikayelerde yaşanmıştır.Birinci ağızdan hiç kimse hayalet olayını anlatmamıştır.Tıpkı benim anlatacağım gibi ama bu olayı yaşayan kişi bana Hayaletin benim dedem olduğunu ispatlayınca olay inanılmaz gerçeklerin arasında yerini aldı.

 

Ben İstanbullun padişahlık dönemini yaşamış bir ailenin ikinci dereceden torunuyum. Hayatımın ilk yedi yılı Erenköy de şarkılara konu olan yeşil köşkte geçti. Padişaha yakınlığı nedeniyle dedemin zorunlu olarak İstanbul’dan gönderilmesi sonucu ailesi zor yıllar yaşamış.

 

Zamanla maddi sıkıntılar yaşandığı için köşkün kıymetli eşyaları ardı ,ardına satılmış.Ben yedi yaşındayken de Köşk satıldı ve daha mütavzı bir eve taşındık.Taşınma esnasında babam kadife kutu içinde sakladığı ve dedemin en kıymetli eşyası olduğunu hep söylediği tabancasını özel bir itinayla kucağına alıp köşkü terk etti.Aradan yıllar geçti o kıymetli yadigar bizimle beraber bazen şehir bazen de ev değiştirdi.

 

Babam 1970 yılında seksen yedi yaşında vefat etti.Ölmeden kısa bir süre önce o kıymetli emaneti bana teslim ederek gözüm gibi korumamı istedi.Bende yıllara meydan okuyan aile yadigarını evimin en güzel köşesinde ağırladım.Bundan bir süre önce şişlideki evimize giren hırsız bana hayatımın en büyük acısını yaşatarak diğer mücevherlerle birlikte emaneti de çaldı.

Aradan on gün geçmiş ben bütün ümidimi yitirerek acımı içime gömmüştüm. Bir sabah erken saatlerde kapının açılma sesiyle uyandım. Bana bakan yardımcı kadının gelmesi için çok erkendi yavaşça tutunarak kapıya doğru ilerlediğimde orta yaşlı bir adamın salondaki babamın resmi önünde bembeyaz bir suratla sanki donmuş gibi durduğunu gördüm.

 

Gözlerim adamın elindeki kadife kutuya takıldı geri getirmişti emaneti inanamıyordum. O esnada adam hıçkıra,hıçkıra ağlayarak anlatmaya başladı aman teyze bu amca benim ölümüme sebep olacak On gündür beni takip ediyor ve ellerini uzatarak hiç konuşmadan ver işareti yapıyor ve bulut gibi yok olup kısa bir süre sonra tekrar ortaya çıkıyor.İnmisiniz ,cinmisiniz alın her şeyi geri getirdim bırakın benim yakamı deyip her şeyi konsülün üzerine bırakarak kaçıp gitti.Yaşadıklarım bir mucize olmalıydı.Babam sağlığında koruduğu emaneti ölümünden sonrada korumuştu.

 

Ogün hemen bir noter çağırarak emaneti İstanbul müzesine teslim ettim. Aynı gece babamı rüyamda gördüm tam bir İstanbul beyefendisi adasıyla bana şapkasını sallayarak veda etti ve pırıl,pırıl bir trene hiç konuşmadan bindi o anda tren hızla ışıklar saçarak gözden kayboldu.

 

 

TELEPATİ

 

 

Anlatan: Emel GÜRLÜ

Tarih: 8 Kasım 2004

Yer: İstanbul

 

Berrin hanım sayfanızı büyük bir merakla okumaktayım.Ben uzun yıllardır bu soruların cevaplarını aramaktayım.

Şimdilerde ise bunların çok net bir açıklamasının olamayacağı fikrine sahibim. Nedeni ise ben ve benim gibi sıra dışı olaylar yaşayan insanların özel bir algılama gücüne sahip olduklarına inanıyorum.Bu nasıl bir güç derseniz buna da verecek bir cevabım yok.

Benim yaşadıklarımı yakın çevrem artık çok doğal buluyor .Çünkü deneyimlerimi çevremle paylaşıyorum ve kısa bir süre sonrada bu olay tıpkı benim algıladığım şekilde gerçekleşiyor.Sanıyorum telepati gücüm oldukça yüksek .şimdi siz posta okurlarıyla bazı deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

 

İlk deneyimimi 11 yaşında yaşadım. O yıl yaz tatili için Ayvalığa dedemlerin yazlığına gitmiştik.Bir sabah uyandım ve bahçeye çıktığımda evde bulunan her kesin masada kahvaltı yaptıklarını gördüm.Dedem yoktu içimden dedem nerede acaba diye düşünürken birden garip bir ışığın etrafımı kapladığını fark ettim sanki başka bir dünyada gibiydim gümüş rengi bir ışık bütün çevremi sarmış hiç kimseyi göremez olmuştum.

O ışığın içinden dedem çıktı yanağımı okşayarak benimle vedalaştı. Öyle bir veda idi ki bir daha göremeyeceğimi anlamıştım.Hemen tekrar her şey eski halini aldı.Ben kendimi tutamayarak ağlamaya başladım Şaşkına dönen aileme ise dedem gitti o gitti artık hiç gelmeyecek diyordum.

Bu duruma bir anlam veremeyen ailem şaşkınlık içinde beni yatıştırmaya çalışırken Bahçe kapısından dedemin muayenehanesinde çalışan sema abla ağlayarak içeri girdi ve dedemin biraz önce kalp krizi geçirerek öldüğünü söyledi.

 

Bir başka deneğimim ise lise yıllarında yaşandı ve buna yine yakın çevrem şahit oldu.Okulda dersin tam orta yerinde birden gözümün önüne evimizin yanında bulunan oduncunun duvarın köşesine satmak için dizdiği odunları görmeye başladım hemen arkasında da o bölgede oyun oynayan çocukların görüntüsü belirdi ve odunların üzerine çıkan bir çocuk büyük bir görüntüyle odunların diğer çocukların üzerine yuvarlanmasına sebep oldu.

Bu görüntünün etkisinde kalarak bağırmaya başladım bir taraftan da gördüklerimi öğretmenime anlatarak kurtaralım diye bağırıyordum.Beni sakinleştirmeye çalışan öğretmenim müdürün odasına götürdü ama benim bütün vücudumun titremesine hakim olamıyorlardı.Son çare eve telefon açtılar.Telefona çıkan teyzeme olayı anlatılar ve benimle konuşmasını istediler ama teyzemin cevabı hepimizi şok etti .

Teyzem korkmayın ölen olmadı ama yaralıları hasta haneye götürüyorlar oldu.Evet Berin hanım ben hala böyle görüntüler görüyor ve yakınlarımla paylaşıyorum.Eskiye kıyasla bu durumu artık kabullenebiliyorum neden ben demiyorum çünkü biliyorum ki geçmişte yaşadığım deneyimlerim uyarı,uyanıklılık ve kavrama süreciydi.

Buda benim hayatın sonsuz dönemleri olduğuna ve ölümün bir son olmadığı fikrine götürdü…

 

 

 

TELEPATİ

 

 

Anlatan: Şermin PAZARCI

Tarih: 18 Ocak 2005

Yer: Antalya

 

Sayın Türkoğlu yazılarınızı büyük bir merakla takip ediyor,yaşanılan mucizelerin her geçen gün daha fazla gerçekleşmesi için dua ediyorum.Çünkü her mucize hayata yeniden merhaba demenin bir adımı.Tıpkı benim yaşadığım deneğim gibi…

 

Üç yıl önce sıcak bir Ağustos sabahı şiddetli migren ağrılarıyla uyandım.

 

O sabah Pazar olduğu için çocuklara denize gideceğimizin sözünü vermiştik. Bu şartlarda benim bu sözü yerine getirmem mümkün değildi. Eşime durumu anlatarak çocukları yalnız götürmesi gerektiğini anlatarak ikna ettim Onları yolcu ettikten birkaç saat sonra biraz kendime gelmiş ilaç almak için mutfağa geçmiştim.

 

Aklıma boş mideye alınacak ilacın doğru olmayacağı geldi bende ocağın üzerine çorbayı koyarak ısınmasını beklemeye başladım . Başımın ağrısı yine şiddetlenmişti salona geçip masaya oturarak kafamı ellerimin arasına alıp gözlerimi ışıktan korumak isterken dalmışım. Birden sekiz yaşındaki kızım Hale’nin çığlıklarıyla kendime geldim kızım gözlerini açarak omuzlarımdan sarsıyor ve uyan anne yanıyorsun diyordu. Bir süre bu görüntü ile uğraştım.

 

Kendime geldiğimde göz ,gözü görmüyordu etraf duman içindeydi tencere yanmış ocağın yanındaki el bezleri yanarak dolapları tutuşturmuştu.Çığlıklarımı ve pencerelerden çıkan dumanları gören komşular yardımıma gelip uzun uğraşlardan sonra alevleri söndürebildiler.

Akşam üzeri eşim ve çocuklar eve geldiğinde ikinci bir şok daha bizi bekliyordu. Olanları dinleyen eşim şaşkınlıkla onların yaşadığı olayı anlatmaya başladı.Evimizin yandığı saatlerde eşim güneşlenirken uyuya kalmış büyük kızım dehşet içinde babasını uyandırırken şu cümleyi kullanmış Bu saçma tepkiye bir anlam veremeyen eşim ve kızlarım çok gülmüşler.Oysaki evde yaşanan aynı saatlerdeki yangın ve kızımın rüya kanalıyla beni uyandırması yaşanan mucizenin ta kendisiydi..

 

Bu olaydan sonra anne ve evlatların arasındaki sevgi bağının yada telepati gücünün yaratanımızın zorda olan kullarına bahşettiği hediye gücü olarak kabul ediyor olabilecek her inanılmaz olayın yaşama yeniden merhaba demenin bir adımı olduğuna bütün kalbimle inanıyorum.

 

Anlatan: Sevil MÜLAZIMOĞLU

Tarih: 12 Ocak 2005

Yer: Ceyhan

 

Yaşamın o gizli ve mucizevi kapısından geçmiş olmanın huzuru ve inancıyla yaşamım yeni bir anlam kazandı. Ben pozitif bilimin bir parçası olarak yaşamdaki her şeyin bir cevabı ve nedeni olacağına inanan bir kişi idim.Oysaki yaşamış olduğum mucizevi olayı sizin sayfanızda paylaşarak bazen inanılması çok zor olan şeyleri son derece objektif bakış açısı ile gözlemlediğinizde bir perdenin arkasını görebileceğimizi anlatmak istiyorum.

 

Beş yıl önce eşim dişçilik fakültesini ben ise eczacılık fakültesini bitirerek evlendik.Ceyhan da oturuyorduk ve ikimizin de iş yerlerini açması gerekiyordu.Ben aylar boyunca hastane caddesine yer aramama rağmen bulamamış ve iş yapabilme şansımın çok az olduğu köprü başı mevkiinde istemeyerekte olsa eczanemi açmıştım.

 

Yakın çevrem istediğim bölgede hiçbir şansım olmadığını anlatsa da her geçen gün içimde bir duygu bu şansı yakalayacağım şeklinde beni yönlendiriyordu. Kısacası bu konu bende takıntı halini almıştı.

 

Aradan bir sene geçmişti.Bir gün Eczanemde otururken içeriye kıyafetleri temiz ama sanki eski çağlarda giyilen elbiseleri andıran giyimli bir amca girdi bana doğru yaklaşarak karnının aç olduğunu sessiz bir şekilde söyledi.

 

Bulunduğum yerde karnını doyuracak bir yerin olmadığını söyleyerek evden getirmiş olduğum yiyecek paketini kendisine verdim.o bu paketin benim yemeğim olduğunu söyleyince kendisine aç olmadığımı bu nedenle yemesini söyledim.

Kapıdan çıkarken bir an durdu ve bana dönerek yeni taşınacağın eczanen hayırlı olsun kızım dedi ve kapıdan çıktı. Söylediklerine hiç anlam verememiştim . Masamdan kalkarak kapıya çıktım ne demek istediğini öğrenmek istemiştim.Çok garipti ki kapının önünde ve bulunduğum bölgede kimse yoktu.Halbuki bulunduğum yerden yolun sonunu görebiliyordum o uzun caddeden bu kadar çabuk gitmesi imkansızdı.Yanımda bulunan birkaç dükkana sordum görmediklerini söylediler.Başka ev de yoktu gidebileceği .

 

Kısacası sanki buhar olup uçmuştu.Çok etkilenmiş bir şekilde eczaneme geri döndüğümde kalfam telefonda benimle konuşmak isteyen biri olduğunu söyledi.Telefonda ki kişi akrabam olan emlakçi idi hastaneler caddesinde evi olduğunu ve evin çok büyük olması nedeniyle caddeye bakan salonunu kiraya vermeyi düşündüğünü söyleyen bir hanım benimle görüşeceğini söylemiş.On dakika içinde yaşadıklarım karşısında adeta dilim tutulmuştu.Evet Berrin hanım o yeri tutarak eczanemin ismini değiştirdim şimdi

 

Ceyhan da hastaneler caddesinde DEDEOĞLU eczanesinde her kapıya anahtarı sokuşumda elini üzerimden çekme dedem diyorum.

 

Çevremizde toplumsal,inançsal yapgılar ne kadar bu olayları tesadüf olarak değerlendirse de böylesine mucizevi olayların nasıl olabildiğini bilemesek de; perdenin arkasında gerçekleşmeye devam ediyor ve sonsuza kadarda devam edecek..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hikaye... sadece hikaye =) "hayır aslında böyle olaylara ilgili birisi sayılırım. mucize arar dururum. ama bunlar -en azından okuduklarım gerçekten hikaye yada olagan bir olayın abartılmıs hali.-" malum insan(oğlu) abartmayı pek bi sever :no:

 

herneyse, tskkür ederim bu seyler(yazılar:confused:) için :p

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...