Jump to content

Telepati ve Düşünce Fonksiyonu


nevermore

Önerilen Mesajlar

Düşünme olgusu, beşeri faaliyetlerin en önemlilerindendir. Fakat, tüm digerlerinde olduğu gibi, bu meleke de, beşerlerin ferdi zihinsel ve kişilik olgunluklarıyla orantılı bir özellik gösterir. En önemlisi, tüm faaliyetlerin ilk başladığı safha olmak bakımından, beşerler için düşünme melekesini tanımak ve onu bilgece ve iyi niyetlerle kullanmak esastır. Bundan sonra, bu melekenin getirecekleri ile diğer birçok bakımlardan gelişim ve evrim söz konusu olur.

Düşünce ve Düşünce Manyetik Dalgaları

Telepati çalışacak olanların, düşünce olgusunun psişik mahiyetini iyi bilerek değerlendirmeleri gerekir. Düşünen varlığın temel özelliği olan düşünce, gene varlığın tüm fizi ve psişik dünyasını biçimlendiren en önemli faktörlerden biridir. Düşünceler, düşünen kimselerden fizik formlar halinde dalga dalga ilgili oldukları yani yöneltildikleri yere veya varlıklara doğru yayılırlar. Düşünce dalgaları, harekette bulundukları mesafe, kuvvet ve itim ile düşüncenin açıklık ve gücüne bağlı olarak başka kimselerin bedenine nüfuz ederler.

Her düşünce, söz ve jestle ifade edilmeden de canlı bir cisim, bir tür yaşayan varlık haline gelir ve daima ait olduğu kimseye, eşyaya yahut yere doğru gitmeye çalışır. Düşünce, eğer yeter derecede açık seçik durumdaysa ve belirli bir biçime bürünmüşse, hızlı hedefine gider. Düşünülen kimsenin mantal (zihinsel) veya astral bedenlerine etkide bulunarak hedefe ulaşır. Düşünenin düşüncesi, böylece, onu alan kimselerede noksansız olarak meydana gelir.

Sinir sistemine tesir eden beynin bu hareketi (düşünce), beden yüzeyinde yok olmaz, sürekli dalgalarla çevreye intikal eder durur. Dalgalar, faaliyet sahası içinde bulunan kimselerin sinir sistemine çarparlar; bu titreşimsel hareket yani düşünce, mahiyetini yitirmeden alıcının beynine, ilk çıkıştaki aynı heyecan, arzu yada düşünceyi iletir.

Düşüncenin aynı oluş tarzı otomatik olarak alıcının bilincinde orataya çıkar. Bu nakil o kadar kolay ve eksiksizdir ki, alıcı süje, verici kimseyle ahenk içinde bulunur.

Düşünce ve Düşünce Kalıpları

Bir kimse düşünce yoluyla, uzaktaki falanca yerde görünmek yahut şiddetle orada olmak isteyince, kendini temsil eden ve olmayı arzu ettiği yere ulaşan bir düşünce şekil (form-pensee) yaratır.

Bu türden bir formu meydana getirmeye yetenekli olan düşünce, zorunlu olarak, kudretli ve büyük miktarda mantal beden maddesi kullanabilmelidir. Böyle olmakla beraber, bu şekil, düşünenden ayrılınca küçülür ve komprime hale gelir, önemli miktarda astral madde tarafından çevrelenip sarılır gider ve ilgili kimseye ulaşmadan önce canlı bir varlık boyutuna gelinceye kadar büyür. Düşünen kimse kendisine yakın olan bir kimseye himaye amacıyla uzaktan tesir etmek isteyince, düşünce, himaye içerikleri sayesinde, orjinal bir şekil alabilir.

Günümüzde giderek gelişen bir bilim dalı da, düşünce fotoğrafçılığıdır. Bu branşın bilim adamları, düşünce formlarının resimlerini almaktadırlar. Buradan da anlaşılır ki, düşünceler, maddi formlar haline gitmektedirler.

Telepsişik çalışmalarda, özellikle, başlangıç çalışmalarında bazı tehlikeler vardır. Önce, çok çabuk ilerlemek istenirse, yeter derecede bilgi elde edilmeden hazırlanılmışsa, zihni kaoslara (karışıklıklara) kadar giden sürmenaj meydana gelebilir.

Uygun çalışmalarla hazırlandıktan sonra, daha ileri durumlara geçmekte bir sakınca yoktur. Çıkarsız,nefsaniyetsiz,sırf hizmet duygusu ve fikriyle yapılan çalışmalar tehlikeyi azaltır. Sadece tesir edilen kimsenin iyiliği için yapmak prensiptir. Nefsaniyet ve şer için yapılan hareketler, iyilerde olduğu gibi, asla cevapsız kalmaz. Tabiatta hiç bir şey kaybolmaz, ama şekil değiştirir.

Düşünce Kalıpları ve Dönüş Şoku Olayı

Düşünce, çok önemli bir psişik güçtür; fizik güçlerden daha çok bir kayba da uğramaz. Şiddetli bir arzu ile düşüncemizi aksettirince, düşüncemiz daima bir tesir meydana getirir. Şayet amacına ulaşamazsa çıktığı noktaya geri döner ve onu aksettiren, veya yayınlayan kimseye tesir eder. Aksettirilen düşünce kötü ve alicenap olmayan bir düşünceyse, o zaman, meydana getirilmek istenilen kötü duruma benzer tesirler, (hatta hissedilecek kadar kuvvetli olarak) sahibine döner ve DÖNÜŞ ŞOKU nu hasıl eder. Zira, dönüşte de gidişte olduğu gibi aynı tabiattaki düşünceleri kendine çeken düşünce çoğalır ve kuvvetlenir. Yani, iyi ya da kötü olarak 1 gönderilen düşünce 10 olarak gene onu oluşturan kişiye döner.

Kötü tesirlerle yüklü olarak gönderilen düşünce dalgaları rakini bulamadan geri gelir ve sahibine çarpar.

Sonuç olarak, düşünce, onu aksettirmek için kullanılan enerjiyle oranlı olan bir kuvvet ile kendini meydana getiren kimseye doğru sıçrar. Bu nedenle temiz bir yürek ve zihniyet, geri düşüncelerin hücumuna karşı en iyi koruyucu durumundadır; zira saf niyet ve zihniyet ince ve seyyal maddelerden yapılı olan astral ve mantal bedenler meydana getirecekler ve bu bedenler ağır ve kaba maddeye ait olan titreşimlere cevap veremezler. Şayet geri ve kötü düşünce, yukarıda sözünü ettiğimiz kimseninki gibi saf bir bedene çarpınca bütün gücüyle itilir ve geri sıçrar; geçip giderken hafif bir direnç hattında yakalanır ve kendisini meydana getiren kimseye kadar gönderilir ve ona çarpar.

Böylece, hayır dualarıyla, beddualar yuvalarına dönen kuşlara benzerler. Buna göre, mütekamil insanlara, ruhen yüksek düzeyli kimselere kötü düşünceler göndermenin tehlikeli olduğu görülmektedir.

Bu üst evrimli kimseye gönderilen düşünce şekilleri, ona kadar ulaşmak gücünde değildir. Aksine, kendini yaratana döner, onu zihnen, moralman ve bedenen tahrip eder.

Şüphesiz bütün telesişik çalışmaların amacı insanların hayrına olmalıdır. Bunun aksine olan bütün fikirleri bilinç sahanızın dışına itmelisiniz.

Düşüncenin Naklediliş Olayı ve Oluşumu

Telepsişik melekeyi arttırmak san'atı, tam anlamıyla açıklanamaz.

Düşünce, maddeci görüşle, bildiğimiz gibi, beynin özel bir titreşimsel hareketidir. Beyinde belirli hücre grupları titreşir, bu sinirsel sisteme intikal eder ve oradan da çevreye dairesel, belki de küresel tarzda, her yöne, ardı ardına dalgalar halinde yayılırlar. Hızlı Hertz dalgalarından pek çok fazladır.

Telepisişik dalgalar sükunet içinde, genellikle, dalgaları yayan tarafından önemli sayılacak bir kuvvet sarf edilmeden ve alıcı tarafından da yorgunluk duyulmadan beyinden beyine intikal ederler.

İrade gücü, onları her yönde yayılmak yerine, düz bir hat içinde sevk eder.

Düşünülen kimse ya da eşyaya doğru, dosdoğru sevk eder. Düşünen kimse bu yönü bilmese bile...

Düşünce, zayıfsa, yayım sahası kısadır. Kuvvetli ve iyi ifade edilmişse ve bilahare çoksa tekrar edilmişse düşünülen kimsenin aurasında bu düşünce doğrudan doğruya etkide bulunur.

Aura'ya giren düşünce orada ya aynı düşünceyi uyandırır; ya da kimyasal değişime benzer bir ameliye ile içsel bir düşünce karşılığı meydana getirir. Böylece her ikisine eğitim duyan yeni bir düşünce meydana gelir. Bu ameliye tekrar ede ede alıcının beyni, verici kimsenin beynine benzer bir tarzda düşünmeye başlar.

Şayet verici kimse psişik olarak yeter derecede gelişmişse, nefsine hakim bir kimse ise, iyi düşünüp kuvvetle isteyebiliyorsa çabucak sonuç olabilir.

Telepsişik tesirlerin başarı sırrı düşüncede toplanır. Bu gerçeğin hafızasınızda iyice yer etmesi için şunu anlamak gerekir; her bilinçli düşünce, çevremizde mekanda, ışınım yapan titreşimler meydana getirir ve bu titreşimler, gayri şuuri olarak bu düşüncenin konusuna eğitim gösteren diğer dimağlara çarparlar.

Amaç, kudretli bir iradeyle birleşen şiddetli bir arzu vasıtasıyla iyice emredilince, özenle tespit edilen düşünce, hangi mesafede bulunursa bulunsun, düşünülen kimseye doğrudan doğruya ulaşır.

Telepsişik tesirleri tatbik etmek için, mümkün olduğu kadar seçik ve şiddetli bir arzuyla meydana getirmeye çalışılmalıdır. Düşünce şekillleri, hangi mesafede olursa olsun, doğrudan doğruya giderler ve kendisine düşünce şekillerini gönderdiğiniz kimsenin aurasında, yani biyo-manyetik atmosferinde dalgalanırlar. Düşünce şekillleri, diilen, kapsadıkları enerjiyle doğru orantılı olarak tesir eder, zihni azar azar değiştirirler. Fakat düşünce ve iradenizin, onları, yeteri kadar sürekli devam ettirmesi şartıyla.

Gerçek şudur ki, düşünceler kudret yüklü maddesel olaylardır; bize, kendi içimizden ve dışarıdan gelirler, birbirlerinden az farklı bulunan yeni düşünceleri teşkil etmek için kendi aralarında kombinasyonlar yaparlar; bize tesir ettikleri gibi, onları almaya müsait bulunan diğer kimselere de tesir ederler ve çevremizdeki herşeyi tadil ederler.

Zayıf düşünceler, uzağa yayılma gücü olmadan, düşünenin psişik atmosferinde, ancak bazı hareketleri tayin ederler. Aksi halde, kuvvetli olarak ifade edilmiş bulunan düşünceler, bilhassa formüle edilmişlerse kolayca intikal eden kudretli harekerleri doğururlar. Eğer sevk edilmezlerse, her yönde ta ötelere kadar yayılırlar ve onlar, onları almaya istekli durumda olan kimselere tesir ederler. Ama düşünen bir kimse böyle bir kimseye, zihni kuvvetini yöneltirse, düşünce doğrudan doğruya bu kimseye gider ve o da az veya çok bir kolaylık içinde düşünceyi alır.

Fizik beden üstü bilinçte doğan düşünce, astral bedende titreşir, sonra fizik beyni harekete geçirir. Bütün beyinlerde aynı bir düşünce için aynı karakterlerde olan bu beyinsel hareket (yani, su düşüncesi her beyinde aynı titreşimsel değeri haizdir.) durmaz, organizma hudutlarını aşar, etraftaki seyyaleyi titreştirir; ve onun titreşimsel hareketleri uzağa naklolur, sonra onları almaya uygun olan kimselerin beyinleriyle irtibata koyulur. Kendi yapısını yitirmeden naklonulan bu beyinsel hareket, mantal beyine etkide bulunan astral beyinle irtibata geçer. O zaman, şuur uyanır ve düşüncenin konusu hakkında bilgiyi alır ve onu otomatik olarak üretir. Uzaktaki bir kimseye düşüncenizi nakletmeye çalışmadan önce bir kaç metre mesafeden bezı kimselere denemele yapmanız gerekir. Önce basit düşünceleri nakletmekte çabucak başarı göreceksiniz, sonra gitgide karmaşık fikirleri nakledeceksiniz. Bu deneyler sadece gücünüzü arttırmakla kalmaz; aynı zamanda başarılı olmanız için gerekli inanç ve güveni de size verecektir.

Verici, sakin ve rahat bir şekilde, nakletmek istediği düşüncenin konusuna kuvvetli bir şekilde bağlanmalı, düşüncesine kesin ve açık şekil vermelidir. Her kelimenin hecelerini ayırarak ve diyeceklerini ifade eden her kelimeyi zihnen telaffuz ederek kendi zihninde onların formlarını ( zihni vizyon halinde) görmeğe muvaffak olmalıdır.

Vericinin, bir şeyle meşgul olmadan ve hatta nakil işini de düşünmeden meydana getirdiği bu zihinsel vizyon, sadece mesajı düşünmek olmalıdır; zira,nakil işi için bir çaba gösterildiği zaman o kendiliğinden çok daha iyi olarak naklolur.

Açık seçik olarak formüle edilen her düşüncenin, öncelikle dalgalar ile naklolan titreşimler doğurduğunu, sonra düşündüğünüz kimsenin yakınına giden bir şekil (form) yarattığını unutmayınız. Bu form, yarı zeki durumda, yeterli kudrette olunca ödevini tamamlamak için daima uygun bir an arar. Ve bu ödevini tamamlar.

Birbiriyle sempati hali içince bulunan kimseler için mesafenin değeri yoktur. Bütün düşünceler, bütün izlenimler, hatta bütün emirler alınabilir, ve bilhassa gerçek bir ihtiyaca cevap veriyorlarsa yerine getirilir. Sempati çoğaldıkça nakil işi kolaylaşır, sempati zayıfsa nakil tam olarak yerine gelmez, ama yavaş yavaş bir düzen kurulur; sonra nakil kendini oluşturmaya meyleder ve sonunda oluşur.

( Telepati / Uzağı Duyum Bilimsel İncelenimi - Bilim Araştırma Merkezi )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...