Jump to content

Moskova'da Telepatların Tutuklanması


nevermore

Önerilen Mesajlar

Moskova 11 Haziran 1970, saat 10

Los Angeles Times bu haberi, Robert Toth, Sovyet Birliği Valery G. Petukov ile buluşuyor. Petukov para psikolog uygulamalarını ilgilendiren metni muhabire tam verecekken bir Fiat otomobil adamın yanı başına hızla gelip duruyor, beş gizli KGB ajanı dışarı fırlıyor. Adamlar mücadeleye alışkın kimseler, otuz saniyede Petukov ile Toth’u hareketsiz hale getiriyor ve içinde çeşitli çizimler bulunan yirmi sayfalık tomarı alıyorlar. Acaba bunlar Dobbs’un teorisiyle ilgili hesaplar mıydı? Muhtemelen öyleydi. Sorguya çekilen Petukov bir daha görülmedi. Yazılara doğal olarak el kondu ve Toth doğrudan çok gizli Lefortovo Hapishanesine gönderildi. Sovyet devletine ait askeri ve siyasi sırları çalmakla suçlanmak istendi. O da karşı koydu. ABD elçiliği hemen protesto etti. Kırk üç yaşında evli ve üç çocuk babası Toth, CIA’ya mensup olduğunu kesinlikle yalanladı ve para psikolojinin askeri ya da politik bir ilgisinin olduğunu bilmediğini ifade etti. Çok sert geçen sorgu günlerinden sonra, Moskova’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Petukov randevuyu sağlamak için TOth’a psi tanecikler üzerinde yapılan keşifler hakkında bilgisi olduğunu söyledi sadece… halbuki yetkililer, bu belgelerin ulusal savunma sırları olduğunu ileri sürmüşlerdi. Eğer sandığımız gibi söz konusu olan Dobbs’un “taşınabilen Priston Bulcusu” ise bu gerçekten pek çok askeri önemi olan bir alettir. Sorguya çekenlerden başlıcası Sparkin’dir, fazla bir şey bilmiyordu, yoksa kesinlik kazanmadan ne den kendisinin priston ya da karşı casusluk uzmanı olduğunu ilan etsin!

Kgb’nin Parapsikoloji Bölümü

Toth, ABD konsolosu Larry NAper’in güçlü girişimleri sayesinde serbest bırakıldığını sandı. On üç buçuk saat süren sorgudan sonra altını imzaladığı Rusça raporun bir kopyasına sahip olmak hayli ilginç olurdu. O sıralarda Moskova’da KGB’nin ocak ayından bu yana bir parapsikoloji bölümü açtığı, orada Moskova’da yapılan suikastlar hakkında uzmanlarca soruşturma yapıldığı söylentileri dolaşıyordu. Ocak 1977’de Rossia Otelinde yangın çıkmıştı.

Görünürde ilke olarak hiçbir şey bir duru görü medyumunun hazırlanan bir suikastı anlamasına engel olamaz. Hatta suikasta yardım bile edebilir. Hitler zamanından gizli bilim üstadı Hannussen, böylece Nazilerin Reichstag’ı ateşe verdiğini görmemiş miydi?

Öte yandan eğer KGb bir priston bulucusuna sahipse en azından askeri amaçla kullanılıp kullanılmadığını bilmek gerek. Bu durumda Toth olayını hafife almak doğru olmaz.

Alınan bilgilere göre, Polonya’da polisin dağıtamadığı bir telepat grubu da mevcuttur. Çünkü telepat ihbarcıları yoktur. Kgb’ye gelince kontrol altına alınamayan bütün psi faaliyetlerini imha etme görevini üstlenmiştir. Anlaşılabilen faaliyet Rusya’nın her zaman komplolar yeri olduğudur. Bizzat Bolşevik Komünist Partisi yetmiş beş seneden beri zaten geniş bir komplocu olan hareket olmuştu. Böylece parti, Çar taraftarı Gizli polis Okhrona’nın devamı haline geldi. Yüzlerce ünlü komünist onun ajanı olmaya başladı. Stalin bunların ilkidir.

SSCB’de bir komployu kesin atmak, öteki ülkelere nazaran zaten çok zordur; eğer şimdi komplocular telepatlar olursa, güçlük yarı yarıya artmış demektir.

Telepat ve duru görünün gerçekten mevcut olduğunu kabul eden Sovyet yönetimi yaşamını sürdürebilmek için KGB vasıtası ile tekelciliğe girmeyi temin etmek zorundadır. Görülüyor ki meseleye Rusya da batıdaki gibi bakılmıyor. İlerde bu meselenin Çin’deki durumunu da temas edeceğiz, orada Yİ-KİNG gibi duru görü de çok yaygın durumdadır.

Kgb’nin Antipropagandası

Telepat ve duru görünün tamamen kontrol altına alınmaması nedeniyle, KGB önceleri bunlar hakkında aşırı kuşku, güvensizlik haberlerini yaydı ortalığa. Faaliyeti Sovyetler Birliğinin içinde kalmadı. ABD, Fransa, Belçika ve İngiltere’ye kadar uzanan bir para psikolojiyi değersizleştirme kampanyasına girişti.

Abd’de nükleer fizikçi Theodore Rockwel, bir rapor hazırlayarak, Amerikan Rayonalist dergisi “The Humanist”’in ABD’DE komünist casusluğundan izlenmiş olan insanlar tarafından yönetildiğini ifade etti.

Spvyet Rusya’da da 1974 2e kadara Anti-psi faaliyet basında yayınlanmalar sınırlandırılmıştı. Böyle olmasına rağmen, Gulag’dan kurtulanlara eski tutukluların dediklerine bakılırsa, 1923 yılında antropozof, teozof ve okultistler arasında pek büyük tutuklamalar olmuştu. Soljenitsin, Gulag takımadalarında bunu doğrular. O halde 1974 ten bu yana aynı nitelikte ikinci bir tutuklama dalgası hazırlanıp, para psikolojik faaliyetinden kuşku duyulan bir kimsenin tutuklanması an meselesidir. Böyle bu konuda Sovyetlerin büyün para psikologlarından olan E. Naumow 1976 da şartları çok ağır bir hapishaneye atıldı ve bir konferansın sonunda şeref ücretini almak için bile dışarı çıkarılmadı.

Takip edilen Sovyet para psikologlarının sayısı bilinmiyor ama olaylara bakılırsa ülkedeki para psikologların açıkça faaliyette bulunmasına son verilmiş oysa aynı zamanda, KGb kendi bünyesinde para psikolojik bölüm açıyor!

Böylesi bir düşünce polisliğinden ne beklenir? Evvela telepat alıcılar kanalı ile halkın gerçek fikri öğrenilir. Bu memlekette ne radyo, ne tv, ne basın, ne de yayın serbest değildir. İnsanlar düşündüklerini gerçekten zorunlu olarak saklarlar. Suikastları önceden anlamak ve şüphelileri gözaltında tutmak da mümkün olacaktır.

Açıkçası mekanik ve bozulmadan çalışan priston detektörü, çok yetenekli herhangi bir telepat ve dur görür süjeden daha avantajlıdır. Eğer Sovyetler böyle bir bulucu cihazı keşfetmişse, KGB’nin emsalsiz bir teminata kavuşmuş olacağı anlaşılır. Müstesna bir telsiz telefona sahip olan bir toplumun elde edeceği askeri üstünlükleri düşünmek kıyas için yeterlidir. Böyle bir hipotezin gerçek yanı var gibidir; çünkü KGb bilimsel araştırmalar konusunda çok yetenekli olduğundan kendi araştırma bölümlerinden birinde vaktiyle hidrojen bombası imal etmişti. Bu başkasından kara ve hava, Sovyet sınırlarının elektronik gözetimini yoluna koydu. Taşınabilir bir psitron bulucusunu gerçekleştirme bu durumda imkanları dâhilinde olacaktı.

Ne olursa olsun SSCB’De psi araştırmalarıyla açıkça insan meşgul olmak, Gulag’ın kapısını açar, insan önce Lafortovo hapishanesinde bir süre sorguya çekilir, sonra da tutuklanır.

KGB’nin dikkatini çekmenin ve Gulag’da en azından on sene yatmak üzere enterne dildiğini görmeden önce Lafortovo’ya yollanmanın en iyi yolu bir kitapçıdan okultizm ile alakalı kitap istemektir. Özellikle de Blavsky’nin “gizli doktrin”i mimlenmiştir. Birincisi bu kitabı almak isteyince, kitapçı polise bağlı bir düğmeye basar. Durum Moskova’dan Leningrad’da ve başka yerde de aynıdır.

Parapsikoloji ile uğraşan tüm toplulukların gayrikanuni olarak telakki edildiğini ve polisin oralara baskın yaptığını söylemeye bile gerek yoktur. “Qestion De” dergisinin 19. Sayısında “Moskovada Okültist bir Dernek” başlığı altında bir yazı bile yayınlanmıştır. Resmi basın para psikoloji derneklerine CIA’nın sızdığını zaten tekrarlayıp durmaktadır. Tutuklanan birçok kimse Gulag ile KGB hesabına para psikolojik faaliyetler arasında seçim yaptı. 18 Haziran 1877 tarihli “New York Tmes” ilginç açıklamalarda bulunan bir kaçağı, Dr. August Stern’e sorular yöneltiyordu. 1970 lerde yani Adrian Dobbs’un ölümünden az bir zaman sonra Sibirya’daki gizli bir laboratuarda üç sene çalıştığını söyledi. Bu tarih Sovyetlerin bir “Priston Bulucusunu hazırladıkları tarihtir.”

Dr. Stern de, Brejnev’in tavsiyesiyle 13 Haziran 1975’de “yeni dehşetli silahlar” üzerinde yapılan araştırmaların kesilmesini istediğini de açıkladı. Gerçekte para psikolojik silahlar kastediliyordu.

Az zaman sonra 4 Agustor 1976’da “Le Monde” “Vladimir Lvov” isimli bir sovyetin mektubunu yayınladı: bir dolandırıcılık gibi kabul edilen parapsikolojiyle sadece “vicdansız gazetecilerden” yardım eden birkaç amatör grup ilgileniyordu. Uluslararası bilimsel ortamın meçhulü olan bu V. Lvov KGB’nin yüksek memurlarından biri olmalıydı.

Dr. Stern’in Açıklamaları

Dr. Stern çalıştığı laboratuarın Novossibirisk’de bulunduğunu, Vitaly Perov isimli bir deniz subayı tarafından yönetildiğini, Perov’un KGB’ye mensup çok önemli kişilere bağlı olduğunu ifade etti. Laboratuarda altmış araştırıcı bulunuyordu ve parasal imkân bakımından, pratik olarak sınırsız bir durum vardı. Bu laboratuar 1969’da sadece KGB tarafından yönetilen bir diğer laboratuara nakledilmek üzere kapatıldı. Bu yeni laboratuar Leningrad’daydı ve Prof. Gennady Sergeyev’in yönetimindeydi, yani 1974’de Stern Rusya’dan ayrılmadan önce böyleydi. Stern’in ifade ettiği bilginler 27 Haziran-12 Temmuz 1977’de Tokyo’da yapılan “parapsikolojik araştırmalar Kongresi”ne iştirak iznini yöneticilerden alamadılar. Ancak sansürden geçmiş tedbirli ve yansız raporlar gönderebildiler.

Dr. Stern’in açıklamalarında bir şey beni endişelendirdi. KGB’nin bilimsel sonuçlar almakta yetersiz olduğunu ifade ediyordu. Hatırlanacağı üzere iki yapay uyduyu gerçekleştiren yüz megatonluk süper hidrojen bombasını yapan, ölüm ışığını bulan ve insanı şaşkınlığa uğratan daha birçok şeylerin mucidi KGB üniteleridir. Stern’in tutumu 1939’da Hitler’in, zırhlı birliklerin mevcudiyetine inandırmak için yaptırdığı gösteriler sırasında dairesel şekillerde dönen sadece üç tank olduğunu ifade den kimselerin çok tehlikeli durumunu bana hatırlatmaktadır.

Gerçeği inkar etmekle ne elde edilecek?

Aragon’un şiirinde dediği gibi.

Çıktılar savaşçılar siperlerden

Bayraklarımız şapkalarında

Stalingrad güneşi

Renklerini şapkaların

Çeviriyor bayrağa.

Başka Rus göçmeni ve kaçaklardan oluşan tanıkları çok ihtiyatlı olarak ele almak gerekir; çünkü onlar bana aynı körlük ve aynı taraf tutuculuktan acı çekiyorlar gibi geliyor. Dün Hitler’in sadık hizmetkârları bugün CIA’nın hizmetindedirler.

Vij Kardeşliği

Savaştan önce inanmadan okuduğum her şeyi doğruladılar. Lenin’in ölümünden bu yana Sovyetler Birliği Komünist Partisinin içinde mistik bir grubun olduğuna henüz kani değildim. Kendi fikirleri içinde Amerikalı Manson ailesi gibi modern “Şeytancı yol”a yakın olan bu harekete “Vij Kardeşliği” denmektedir. Vij modernleşmiş bir tür şeytan, Gogol’ün yarattığı oldukça ürkütücü kişilerden birisidir. U hareket telepatik duru görü harekeleri için cesaret vericidir.

Kısaca RasPutin’e ait fikirlerin bilimsel olarak uygulanması…

Bu hikâyenin yankılarını kendinde şifacılık ve duru görü yetenekleri keşfeden ve Rasputin kurumunda yükselmeyi denemek isteyen bir hekimin hikayesini anlatan Efremov’un “Traş bıçağı” isimli eserinde bulabiliriz. Çok can sıkıcı şeylere hedef oldu ve sonunda onu Hindistan’a göçe zorlar. Tüm eserlerinin resmi baskılarında anlatılan hayat hikâyesinde Efemov-Moskova kitaplığındaki okultizmle ilgili kitapları gözden geçirmek istediği zaman, çok zorluklarla karşılaştığından söz eder.

Colin Wilson’un “Rasputin”i buna benzer bilgiler verir. Vij kardeşliği gerçekliğinden sonuç çıkarmak biraz acelecilik olur. Rusya’da okultizme olan inancın yaygın olduğu doğrudur. Dendiğine göre StalinWolf Messing gibi rasyonalist bir majisyenin hizmetinden yararlanmıştı. Soljenitsin de “Gulag Takımadaları” isimli eserinde para normal olaylar hakkında insanı şaşırtan hikâyeler anlatır. Her şeye rağmen en fantastik biçimde acele sonuç çıkarmaya imkân veren hiçbir şey yoktur. Herhalde kesin olan husus, şimdiki Sovyetler Birliğinde Eski Rusya’daki Sır Zevki’nin sırlı şeyleri beğenmenin sürüp gittiğidir. Bundan emin olmak için “Dinler ve Bilimler” isimli çok resmi dergiyi okumak yeterlidir. Bu dergi daha ziyade “Dinlere Karşı Bilimler” olarak bilinir. Beni asıl hayrete düşüren “Büyücülerin sabahı” isimli kitabımdan geniş bölümler alarak yayınlanmasıdır. Dergi Karraw yakınlarındaki geliştirilmiş elektrik uydusuyla tedavi enstitüsündeki hastaların %90’nının obsesyon tedavisi gördüklerini rapor etmektedir.

Dergi pek ilginç bir hikâyeyi yansıtıyor. Sibirya’da 1974’de küçük bir şehirdeki delikanlılar anne ve babalarının yokluğundan yararlanarak bir parti veriyorlar, bol bol votka içiliyor. Sarhoş bir kız bulduğu bir haçla dans etmeye başlıyor sonra kız korkunç ıstıraplar içinde kıvranarak ne olduğu anlaşılamayan bir hastalıktan ölüyor. Tüm çevre bu olaydan müthiş korkuyor.

Bu hikâye okültizme kendiliğinden inanç ortamının Sovyetler Birliğinde gizli parapsikoloji topluluklarının ortaya çıkmasına uygun düştüğünü göstermektedir.

Ben de batıda hiç yayınlanmamış pek kesin bilgilerimi KGB’ye istemeden yol gösteririm diye sansür ediyorum. Oysa bu gruplar gizli kalmak için gayet dikkatli davranmaktadırlar. Onların tarihsel kaynağı Kafkasya’da Novoi Afon manastırıdır. Bu manastırda yüksek düzeyde bir Ortodoks papazı 1925 lerde yörenin polis ve asker tarafından işgali sırasında kalp sektesinden ölmüştü. Rahipler o zaman dağıldılar ve birçok belgeler ele geçti. Manastırım faaliyeti gizlice mistik bilgiler öğreten gruplar teşkil etmekti. Bunlar arasında Federov grubu 1920’de rahip Feodor Ribalkin tarafından kuruldu. Ribalkin son derece vahşi bir takibe uğradı.

1929’daki Voronej davasına rağmen, teşkilat ortadan kaldırılamadı. 1964’de yayınlanan “Dictionnaire Atheiste(Allahsız Sözlüğü)” bu teşkilatın terörizme giriştiğini ve yangın çıkardığını açıkça yazmaktadır. Fakat Anti-Sovyet terörist düzenlerin yöneticiler tarafından tanınmaları son derece enderdir. O zamandan bu yana, üyelerden bir kısmı sorguları sırasında bir kısmı da Gulag’da öldüler; ama teşkilat büyük bir gizlilik içinde sürüp gitti.

Ayrıca, Kulaklar, Monarşistler ve Mistikler olarak öbeklenen yaygın isimde bir takım teşkilatların olduğu da yöneticiler tarafından devre devre söylenmiştir. Temizleme hareketine rağmen faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedirler.

Bu teşkilata mensup olanlar Gulag’da faaliyet halindedirler. Tajet Gölündeki Sibirya Gulagının 308 nolu kampında 1954-70 yılları arasında yaşayan bir adam bu ve diğer kamplarda mistik fikirleri ezoterik yazıları ve Prof. Evteev Volsky’nin olağanüstü broşürünü yayıyordu. KGB’nin özel bölümünün bu adamın hareketlerine son verdiklerini çekinmeden söyleyebilirim.

Evteev Volsky’nin hayatı kısaca nakledilmeye değer. Moskova müzik konservatuarında şan dersleri hocasıydı. 1950’de uzun bir tedaviden sonra ölüme mahkûm bir kimse olduğunu kabul eden hekimler onu evine yolladılar, teşhis umutsuzdu: bir akciğer tüberkülozundan sonra ortaya çıkan arızalar, berbat biçimde çalışan böbrekler ve felç. Bulduğu tedavi öncesi kitaplara kapandı, sadece yogayı uyguladı ve tamamıyla iyileşti.

Ayrıca resmi şifacı sertifikası aldı. Sonra 1955’De izinsiz olarak bir tıbbi enstitü tarafından çoğaltılıp dağıtılan bir risale yazdı.

İddia edildiğine göre bu risaleyi okuyan Krusçev yoganın etkisini görmek için Hindistan’a gitmiş maddecilerin pek bir şey bilmedikleri bu konu üzerinde Sovyetler Birliğinde üç kitap yayınlanmasına izin vermek ortalığı hayli karıştırmıştı. Baskı adedi azdı şüphesiz.

Bu kitaplar ta Sibirya’ya 308 nolu temerküz kampına kadar harika bir zincirleşmeye gidince bunca zahmete değdi ve tutuklular da o zamandan beri serbest bırakıldılar, saygıyla karşılandılar.

Keza Sibirya’da KGb tarafından yakalanan bazı Çinlilere ait yoga kitaplarını Rusçaya çevirdiler.

Bu mahpuslardan bazıları hapisten çıktıktan sonra KGB himayesinde parapsikoloji kurumları tarafından angaje edildiler. Örneğin Karaganda’da. Bu kurumda 1963’lerde KGb tarafından yapılan idamları çok önceden bildiren hakiki duru görü medyumluğu vakası inceleniyordu.

Medyum Çin’de yaşamıştı ve elli yıldan beri de teozofiyle ilgilenmişti. Çinli medyum büyük mistik ressam Nicolas Roerich’le karşılaşma şansına da sahip olmuştu. N. Roerich ünlü yazar Lovecraft’a ilham kaynağı olan kişidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sovyetlerdeki Mistik Direniş

SSCB’deki mistik direnci ayakta tutan kuvvet, işkence ile öldürülen mistik insandan, her birinin duru görü medyumları tarafından görülmesi ve mistik hareketin doğruluğunun teyit edilmesiydi.

KGB’nin fişlediği diğer toplulukların adına gelince: “Işıklı Şehrin Kardeşliği”, “Sanat Mabedi”, “Kutsal Ruh Tarikatı”, “Melek Mikail Tarikatı”dır.

Bu arada SSCB’deki masonik faaliyetlere de temas etmek gerekir. KGB masonluk mücadelesi, KGB’nin GPU olarak isimlendirdiği devre, elli senelik bir önceliğe kadar çıkar. 26 Haziran 1926’da Moskova Astre Locası’na kalın bir perde çekilmişti. Üyelerin çoğu, orta Asya’daki toplama kamplarına sürülürken ölmüşlerdi. Kalanları Nisan- Mayıs 1927’de Leningrad’da locanın bulunduğu binada yargılandılar. O zamandan beri resmen eriyip gitmemişlerse, masonluk yer altı faaliyetini sürdürmektedir. Kalabilen hala faydalı durumdadır.

Ezoterikçiler ve okultistlerden bazıları, çoğunlukla Yahudiler göç ettiler. Göçmenlerden biri A.İ. Şifrin, rekor seviyede ıstırap çekti. Beş ayrı hapishanede kaldı. Ve otuz beş sene kamp hayatı yaşadı. Bugün İsrail’dedir. 1973’de Franchford’da “Dördüncü Buut” adında bir kitap yazdı. Bununla beraber ezoterizmin şimdiki durumunu inceleyen yazıları samizdatlarca dağıtılan ezoterik belgelerin en nadirlerinden biridir. Bu belgeler Ukrayna ve gürcü dillerine çevrilmişti. Sovyet kamplarını durumunu öğrenmek isteyen bir Amerikan Senato Komisyonu ve Danimarka’daki Russel Tribününe eş değerde olan Sakharov komitesi tarafından iki kez davet edilen Şifrin, “Sovyet Rusya’da çeşitli mistik direnç guruplarının kamplarda ve serbest olarak mevcut olduklarını” iddia etmiştir. Grupların mevcudiyeti batı tarafından anlaşılınca hemen tutuklamalar başladı. İşin içinde sadece anti-Sovyetçilik değil, KGB’nin psi operasyonunda tekelci olması da vardı. Tedbirler giderek arttırılıyordu. Böylece birçok ilgi çekici eserlerin istenmesine göz yumulmaktaydı, çünkü Gulag’a gönderilmeden evvel iyi bir işkence vasıtası oluyordu. Rus masonluğu hakkında yeryüzünde mevcut yegâne belge, tarihçi Ya L. Barskov’un bizzat gördüğü Moskova’daki Lenin Kitaplığında 1937’den beri duran 878 adet nadide belgedir.

Her şeye rağmen el konulmamış olan bazı materyaller uzmanlaşmış araştırıcılara gösterilmektedir.

İyi vasıflı psi süjelerinin sayısı güncel olarak giderek artmaktadır. KGb bunları nadiren ele geçirmektedir. Bu psişik insanlar kendilerini siyasal faaliyetten çeker ve sadece okult araştırmalarla yetinirlerse pratik olarak yerelleştirilmesi imkânsız olan gizli gruplara giderler. Ve o zaman yabancılarla haberleşebilirler. KGB’ni tedirginliği buradan geliyor.

Öteki sosyalist blok ülkelerindeki gibi SSCB’de de bu grupların psikolojisi hakkında soru sorulabilir. Bunu anlamak için Rusya’da daima yüz kadar spritüel-manevi reisin olduğunu mucizeler gösterip siyasetle ilgilendiklerini hatırlatmak gerekir. Böylece istemeden siyasete sürüklenen Rasputin’inin durumu anlaşılmıştır. Bu sebepten kullandığım deyim “mistik direniş” tam değildir. Ama daha iyisini de bilemiyorum. Bu türden bir grup her ne olursa olsun rejime karşı çıkma endişesi taşımadan bazen kendilerini olağanüstü tecrübelere vermeyi istemekte, tartışmaktadırlar. KGB gerçekte ancak onları hırpalayabiliyordu, çünkü bunlar KGb’nin hiç anlamadığı şeylerdi ve bu yüzden kin duyuyorlardı.

İşkence odaları, kamplar, muhtemelen infaz birlikleriyle tanışmak pek arzu edilir olmadığından mistikler saklanmaktadır. KGb’nin resmi propagandası onları terörizm ve casuslukla itham etmektedir. Şirin otuz beş sene kamp hayatında mistikleri casusluk yaptı diye cezalandırıldıklarını gözleri ile görmüştür.

Kgb’nin İnsan Avı

1975’e kadar hiç ilgilenmediler. Ama sonra her şey birdenbire değişti: Amerikalılar dikkate değer bir psi süjesi bulmuşlardı. Böyle bir süje ne devlet üniversitesinde ne de laboratuarda, hele Rusya’da bulunamazdı, ama bu mistik gruplar içinde bulunabilirdi. KGB bu yana döndü ve insan avına çıktı. Başarısı öyle ahım şahım değildi. Rusya ve orta Avrupa da genel olarak gizli olana karşı doğal bir eğilim ve alışkanlık vardır, eski kabalacılık ve simyacılık ruhu sürüp gelmiştir.

Kgb gelişigüzel tutuklamalara başladı ve tutuklamaların sayısı giderek kabardı ama kurbanlar özellikle öğrenciler ve fakültelere giden bilim adamlarıydı. Oysa geleneğe uygun olarak gizli bir belge ede etmek maksadıyla şehirden şehre yolculuk yapanlar ele geçirilemiyordu. Bu gezgin bilge kişilerin bazıları tarafından kaleme alınan birkaç yazı var bende, özellikle kendisine “Arseni Gezgini” denen kişilerin yazıları. Yazılar çok güzel, ilk kabalacıların yazılarını hatırlatıyor. Arseni Gezgini Rusya’da yasaklanan ilcil’i yayıyordu. İncil bu mistik adamın müritleri tarafından elle kopya ediliyordu. Bu fotokopi makinesini kanun dışı elde bulundurmak yirmi sene kampa atılmak demektir.

Bu müritlerin arasında, Aşkabad’a sürülen ve orada İbrani ve Sanskrit dillerini öğrenen dünyaca ünlü nörolog Prof. B.L. Smirov, şimdi ölmüş olmasına rağmen zikredilebilir. Yahudi değildi ama yine de kabalayı incelerdi. Kendisiyle görüşenler onun büyük bir iyiliksever ve çok düşünceye sahip olduğunu söylediler. Sürgün hayatının sert şartları ölümünü hızlandırdı. Kitaplarının olmamasından yakınıyordu. Vivekananda’dan çevirdiği eserler 1975’de samizdat tarafından dağıtıldı. Bu yayın bilindiği gibi Gulag’a kadar gitmişti. Smirnov hiç rejime karşı gelmemişti, hayatında KGB’ye karşı sadece bir sert kelime kullandı: CAHİL

Yeni bir nesil doğu mistizmine tutuldu. Efremov, “Tıraş Bıçağı” isimli romanında bunu açıklar. Kitabın kahramanı psi süjelerinin müstesna güçlerini incelemek maksadıyla bir Rasputin Enstitüsü kurmayı teklif eder. Başarısızlığı onun Hindistan’a sürülmesiyle son bulur.

Yepyeni Bir Din mi?

Bu mistik hareketlerin yeni bir Rasputin doğurması doğru mudur? Bütün doğu ülkelerinde şimdi mevcut olan rejimi silip süpüren bir din doğabilir mi? Hipotez ciddi olarak şimdi Belgrat’ta hapis yatan Yugoslav İvanov gibi gerçek Marksistler tarafından geliştirildi, onların hazırladıkları yazılardan bir kısmı Batıya ulaştı ve “New York Herald Tribune” de yayınlandı.

Tarihin tekrarlandığını mırıldanan K. Marks’ın sadece bu fikrini paylaşan İvananov, Roma imparatorluğunun gerileyip çöküşü ile Sovyet İmparatorluğu arasında bir benzerlik görmektedir. Hıristiyanlık nasıl Romanın yıkılmasını sağlamışsa, çok yakın gelecekte fetihçi dinamik bir din Sovyet İmparatorluğunun çöküşünü tamamlayacaktır. Yeni havadislere göre fikrinde ısrar eden İvanov hala mahpus durumdadır. 1078 yılı başlarında Yugoslav polisi tarafından dinilen bilgiye göre İvanov’un tezi beki de Kgb’nin anti-okültist yoğun baskısının temelini teşkil etmektedir. Yine unutmamak gerekir ki, birçok kereler tekrar ettiğimiz gibi KGb iyi yetenekli psi süjeleri aramaktadır. Oysa sözünü etiğimiz husus şudur ki: bunların arasında keşfi çok zor olan iyi ipnotik süjeler mevcuttur.

Pek az insan ipnotize edilebilir. Ve bunların arasında uykusu derinleşenlerin sayısı daha da azdır. Böylesi süjeler kontrol altına alınırsa ipnotik durumdaki süjeler sonunda tamamıyla unuttukları cinayet işleme fiillerine kadar gidebilirler. Yakınlarda yayınlanan Amerikan kitaplarının bazılarında Başkan Kennedy’nin öldürülüşü açıklanmaktadır. Lee HArvey Oswald KGB tarafından kullanılmış böylesi ipnotik süjelerden biriydi.

Cinayet işleyebilecek bir seviyede bulunan ipnotik süjelerin araştırılmasının nedenleri arasında başlıca sebep Sovyetlerdeki bu gizli okültizm savaşıdır.

Biz batılılar pek uyanık değiliz. Zira siyasi görüş ayrılıkları protesto çekip komiteler teşkil eder ve durmadan değişip Belgrad’daki konferansa rapor üstene rapor gönderirse, mistikler de hiçbir şey söylemez ve hiçbir şey yapmazlar.

Ama sezgisel olarak sanıyorum ki, dağıtılan bir mistik örgütün yerine on tanesi doğuyor. Hatırlanacağı üzere mistik Yahudi grupları her türlü eziyete rağmen orta Avrupa’da varlıklarını sürdürüyorlar ayrıca İslami ve Hıristiyan mistik gruplar da böyledir, inceleme yazma ve neşriyat faaliyetleri devam etmektedir. İsrail’de Safed’de ilk kabalacılara kadar uzanan bir araştırma komisyonu mevcuttur.

Yahudi, Hıristiyan hatta Hindu mistik gruplar ve Madam Blavatsky’nin teozofları çoğalmaktadır. Çünkü siyasi polis ve karşı casusluk örgütü olan KGB bunlarla mücadele için zihnen hazır durumda değildir. Bu grupları izleyebilmek onlarla mücadele edebilmek için “mistik polise” sahip olmak gerekir. Chesterton’nun “Le Nomme Jeudi” isimli kitabında ifade ettiklerine benzeyen cinsten polisler…

 

Jacques Bergier

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...