Jump to content

Şeytan ve Dünya Saltanatı


nevermore

Önerilen Mesajlar

Başmelek Michael, boruyu üç kez üfleyecek ve ilk ses duyulduğunda, gerçek Mesih, Peygamber İlya ile birlikte ortaya çıkacak. Beşerler onun etrafında toplanacak ve Deccal’a karşı savaşacaklar. Deccal ordusunun üzerine gökten sülfür ve ateşin yağacağı bir savaşta öldürülecek.

Kadim Tradisyonlar

Deccal’ın Amerika’dan Çıkması ve Sonuçları

Hassas kişi ve yazar Bn. Ruth Montgomery, “Rehberler” kolektif adıyla bahsettiği bir grup Rehber Varlık’tan, 1970 lerin ilk yarısında bir dizi tebliğ almıştır. Bu irtibatlar sırasında, “Rehberlerin”, Hzç isa’nın İkinci Gelişinin vuku bulacağını belirtmeleri üzerine, Bn. Ruth, “şer güçlerinin” başına geçeceği bildirilen “Deccal”in gelişine ilişkin bir soru yöneltmiş ve şu yanıtı almıştır:

“Deccal(Anti-Christ), birkaç yıl içerisinde doğacak ve delikanlılık çağına geldiğinde herkes için bir tehlike oluşturacaktır. Bu gerçek bir tehlikedir çünkü kendisini Mesih gibi gösterip dolaşarak, yumuşacık sesi ve nazik tavırları ile (beşerlere)kazanmaya çalışacaktır. İyi karşılanacağından o kadar emindir ki, mevki ve yetenek sahibi olan iyi bir erkekle evlenmiş, oldukça çekici ve zengin bir bayanın rahmine girecektir. Amerika birleşik devletlerinde doğacak ve mavi gözlü, siyah saçlı ve kumral tenli olacaktır. Etkisini dünyanın ekseninin yer değiştirmesinden az önce, 1995 ya da1996 yılında hissettirecektir. Bu badireden sağ çıkacak ve aslında bundan yararlanacaktır: yeryüzünü korku kaplayacak ve o da bu korkuları yatıştırarak, beşerleri hatalı davranışlarından temizlediğini ve daha iyi bir dünya için hazırladığını söyleyecektir. Bu onun uzun zamandan beridir beklediği fırsattır ama hareket tarzlarının kötülüğünü tanıyan birçok kişiyi korkutacak ve kaçırtacaktır. Onun cazibesine herkes teslim olmayacak ve sonunda o da ölüme mahkûm edilecektir.”

Müessese Halinde Örgütlenmiş Olan Şer’ciler

İngiliz kompozitörü ve okültisti Cyrıll Scott’un, 1933 yılında yayımlanan “Nasıralı’nın Vizyonu”(The Vision Of The Nazarene) adlı kitabı, Hz. İsa’dan aldığını belittiği tebliğlerden oluşmaktadır. Bu tebliğlerde Hz. İsa’nın, şer güçlerinden ve düşmanlarından bahsettiği bölümler de mevcuttur:

“Ey sevgili (oğlum), eğer düşmanlarımın gizli çalışmalarını göreceksen, benimle birlikte oldukça geçmişe doğru seyahat etmeli ve Yüce Perde’nin arkasına bakmalısın.

“Fiziki semada havaya ait cereyanlar nasıl mevcutsa, aynı şekilde spritüel semada da Düşünceye ait elektriki cereyanlar vardır ve Gizli Bilgeliğin inisiyeleri, bu cereyanları kontrol atına alıp, hayırlı sonuçlara hizmet etmelerini sağlama kudretine sahiptirler.

“Geçmiş günlerde dinime giren Tarsuslu Saul, beşerlerin arasında bulunduğu ve Müjde’min(incil’in)hakikatlerini yaydığında, bu düşünce-cereyanlarını, batılı halkların zihinlerini stimüle etmek üzere kullanmıştı.“Fakat sonraki günlerde düşmanlarım, Kudret’e karşı duydukları şiddetli arzu sonucunda bu cereyanlara hâkim oldular ve onları hayra değil de şerre yönelik olan amaçlara hizmet etmeleri için çarpıttılar. Benim bu düşmanlarımın zeki başkanları var ve bunlar düşünce kontrolü ve kişisel disiplin hünerlerinde kudretli bir şekilde eğitilmişlerdi ve ayrıca, Gizli Hikmet konusunda da iyice kuvvetli olup, bir zamanlar Hıristiyanlık davasına nasip edilmiş olan güçlerin ne zincire vurulabileceğini ne de yok edilebileceğini gayet iyi biliyorlardı.

“Evet, batılı halkların enerjileri içe dönüşten ve zihnin eğitilmesinden ziyade, hayvani arzuların tatminine ve (nefsanî) fiillerin tatbikine teslim edilmiş olduğundan, düşmanlarım ve onların gizli entrikaları için kolay bir yem haline geldiler.

Çünkü kendi zihnini disipline sokmamış olan kişi sanki öteki zihinlerin saldırılarına karşı koyacak bir kalkan oluşturmamıştır; dahası saldırıya uğradığını dahi bilmez! Süptil bedenindeki etherik merkezler savunmasızdır; çünkü ne onların mevcudiyetinden ne de onları kontrol altına almak için(kullanabileceği) güçlerden haberdardır.

“Ve bu cehaletten haberdar olan düşmanlarım, bundan yararlanırlar. Böylece beşerlerin düşüncelerini ve irdelerini ve duyguları onların elinde, istedikleri herhangi bir şekilde biçim verecekleri bir kil parçası gibiydi.

“(Düşmanlarım)hipnotizma ve telkin ve masum kişilere büyü yapma hünerlerinde beceri sahibi olan majisyenlerdi.

“Bunlar, sadece dini topluluklar ile dini toplulukların üyelerini kontrol altına almaya çalışmakla kalmamış, sinsice büyülerini devlet adamları, aydın kişiler ve bilim adamları üzerinde de uygulamışlardı. Ve bazen yalnız başlarına çalışmalarına rağmen, çoğu kez bir grup halinde çalışarak, saldırılarının konsantre gücü ile kurbanlarını uzaktan taciz etmişlerdi.

“(Rastladıkları tüm) direnişi kırma ve sebatkâr olanları şerefli bir şekilde Hakikatin peşinden koşmaktan alıkoyma niyetlerini, yorulmak bilmeksizin(gerçekleştirmeye çalışırlardı). Ve arzularını elde etmede iktidarsız kaldıklarında, intikam almak isteyen çocuklar gibi, taciz edici ve sinirlendirici olacak tarzda tasarlanan oyunlara, hilelere ve küçüklüklere başvururlardı. Ve işte vaktiyle onların yaptıklarını, kötülükte onların neslinden gelenler şimdi yapmaya devam etmektedirler; çünkü düşmanlarım(henüz)ölmediler.

“Onlar beşerlerin kavramlarına göre,(iffetlidirler) —evet kusursuzdurlar; ne var ki, iffetlerini dahi başkalarını iffetsizlik çukuruna itmek için bir güç olarak kullanırlar. Seks-gücünü zihin-gücüne dönüştürürler ama, bunu hangi amaçla yaparlar acaba? Kurbanlarının ahlaki zayıflıklarını pekiştirmek ve onların ahlaki kuvvetlerini zayıflatmak için(yaparlar).

“Ey Oğlum, Perde’nin ötesine bak ve onların hepsini de ahlaki çarpıklıklar içinde gör. Elbiseleri Hıristiyanlığın işaretini taşımasına rağmen, boğazlarından zehirli bir nefes neşrolur. Geçmişin kutsal adamları ile zahitlerinin, iyileştirmek üzere hastalara üflemeleri gibi, bu düşmanlarım da hastalara, daha da hasta etmek için üflerler!

“Onlar kendilerini Tek Dinin ve Tek Hakikatin aşığı olarak ilan edeler ama ne var ki başkaları Tek Hakikati birazcık farklı bir görünüm içerisinde vazettiği zaman, onları bir bedende yerleşmiş bir halde, yıkıcı-düşünce füzelerini projekte ederken görürüz. Onlar liderlere daha fazla bir hoşgörü ve daha yüce bir kardeşlik ruhu ideallerine sahip olan yeni toplulukların kurucularına saldırırlar.

“Evet ve bu topluluklar, Hıristiyanlık Âlemi’nin şarkıları ve törensel majisi vasıtasıyla, bana olan sevgilerini ve hizmetlerini sunsalar bile(düşmanlarım) yine de bunlara iftira atarak, çöküşlerini gerçekleştirmek için çalışırlar. Aslında o(törensel)majinin (Kara Majiyle olan) benzerliğinin ta kendisi, (düşmanlarımın) işlerini de kolaylaştıracaktır. Çünkü Maji Yasaları, daima benzerler arasında tesis edilen sempatizasyonu esas alırlar.

“(Bu topluluklar) Büyücülük ve kara Hüner dedikleri Majiyi güçlü sözlerle reddederler-kötü amaçlar için kullandıklarında gerçekten de öyledir. Ama bunlar, büyücülerden daha suçludurlar; çünkü büyücüler büyüyü Şeytan’ın adıyla uygularken; benim düşmanlarım da Büyü’yü Tanrı’nın adıyla uygularlar.

“Ey Sevgili(Oğlum), benim onlara acıdığım gibi sen de onlara acı; çünkü onların birçoğu ne yaptığını bilmezler ve Tanrı aldatılamayacağı için hesap verme günleri pek uzak değildir.”

Ruhsal Rehber Ineseco’dan: Şer Yönetimleri

Hakikat her ırktan halklardan onları yönetenlerce saklanmıştır. Bu sözde liderlerin verilecek çok hesapları vardır ve Hesap günü de yakındır. O gün bütün yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalacaklardır. Hükümet etme maskesi altında, siz halklara baskını ne olduğunu öğretmişler, sizleri askı ile tehdit etmişler ve baskı altına almışlar ve din maskesi altında da sahte ve iğrenç dogmalarla beslemişlerdir. Tabi bu durum, tüm hükümetler ile tüm dinler için geçerli değildir.

Bazılarımız aklın ışığını görüp, kargaşa içindeki halinizi yatıştırmak için dua dediğimiz şeyde teselli arıyorsunuz ama acaba, kalplerinizden mi dua ediyorsunuz? Hayır! Tanrınıza maddi refah, zenginlik ve uzun sağlıklı bir yaşam için, yaşam tarzınızı maddi sıkıntının ya da fiziki rahatsızlığın getireceği sonuçlar olmaksızın sürdürebilesiniz diye dua ediyorsunuz.

Beşeriyet, canını temizlemedikçe, hain ve arkadan vuran politika müessesesi ile samimi olmayan din adamlığı müessesesini yeryüzünden silmedikçe beşer hiçbir zaman kurtuluşa ermeyecektir.

İzlenmesi gereken doğru yol, son derece basit olmasına rağmen, kendilerini saran korku ve cehalet batağında el yordamıyla yollarını bulmaya çalışanların kolayca göremeyecekleri bir yoldur. Dünya, bu günkü yaşam tarzından vazgeçip, Hakikati aramaya yönelebilse ve Göksel Babamızı bir bilebilseydi, her şey tüm beşeriyet için ne kadar farklı olacaktı…

Bırakın, tamamıyla sizlerin yararına verdiğim bu öğütler, kalplerinizin derinliklerine gömülsün; bu sözüm özellikle kendilerini kuşatmak için servetten başka hiçbir şeyi bulunmayanlara ve paranı satın alamayacağı şeyden yoksun olanlaradır.

Bu suçlama aynı şiddetle politik gücü elinde tutan ve ulusların arasına nefret ve nifak tohumları eken, diğer ulusları karışıklık içine iterek hayali bir büyüklüğe erişen ve felaketlere yol açan savaşları çıkartmaya çalışanlara yöneltilmiştir.

Ey bu sözlerden kendilerine pay çıkarmayan ve parasal zenginliklerinden ötürü kendilerini son derece güçlü ve kudretli sananlar, yaşam tarınızı değiştirmediğiniz canlarınızı temizlemediğiniz takdirde, bir hiç sayılırsınız.

Yediler Konseyi’nden: Kötülüğü Başlatan Sebepler

Levi’nin Akaşik Kayıtlar’dan özel bir metotla derlediği “Aguarian Gospel” adındaki “tarif edilmemiş İncil’de”, Hz. İsa’nın Mısır’daki Kutsal Kardeşliğin İnisiyasyonundan geçtikten sonra katıldığı, İskenderiye’de yapılan 7 Ermişler Toplantısından bahsedilmekte ve toplantıda Şeytanla ilgili olarak yapılan açıklamalar da aktarılmaktadır:

“Zamanın başlangıcından beridir, her çağda 7 ermiş yaşamıştır. Bu ermişler her çağın başında, ulusların, halkların, kabilelerin ve lisanların gidişatını belirlemek üzere; beşeri ırkın adalet, sevgi ve doğruluk yönünde ne kadar yol aldığını belirlemek üzere; gelecek çağ için en uygun olan yasa hükümlerini dini esasları ve idari programları formül halinde ifade etmek üzere toplanırlardı.

“Bir çağ geçti ve işte, bir başka çağ geldi; Ermişler toplanmalıdır. O zaman dünyanın en üstün düşüncesinin merkezi İskenderiye’ydi ve Ermişler orada Philo’nun evinde toplandılar. Çin’den gelen Meng-ste; Hindistan ‘dan Vidyapati; İran’dan Kaspar; Asur’dan Ashbiha;

Yunanistan’dan Apollo geldi. Mısırlı ermiş Matheno’ydo ve Philo da İbrani düşüncesinin en önde gelen kişisiydi.

“Zaman gelmişti; konsey toplandı ve yedi gün süreyle meditasyon halinde kaldı.”

Meditasyondan sonra açılan görüşmeler sırasında, Hintli Ermiş Vidyapati şöyle der: “Din adamlarımızın hepsi de delidirler; vahşi arazide bir ifrit gördüler ve lambalarını ona fırlattılar ve lambaları kırıldı ve hiçbir din adamında, beşerlere verecek bir ışık parıltısı(dahi)kalmadı. Gece karanlıktır; Hindistan’ın kalbi ışığı çağırıyor. Din adamlığı müessesesi ıslah edilemez; daha şimdiden ölmüştür; en büyük ihtiyacı mezarlar ve cenaze şarkılarıdır…”

Arkasından İranlı Ermiş kapsar, şu konuşmayı yapar: “İran’da halk korku içinde yaşıyor; yanlış olanı yapmaktan korktukları içindir ki, iyi olanı yapıyorlar. Şeytan ülkemizdeki en büyük kudrettir ve bir efsane olmasına rağmen, genç kişiyi de ihtiyar kişiyi de parmağında oynatıyor. Ülkemiz karanlıktır ve karanlıkta kötülük ürer. Korku her meltemle birlikte esiyor ve hayatın her formu içinde pusuya yatıyor. Şer korkusu bir efsanedir, bir illusion’dur ve bir tuzaktır. Fakat kudretli bir güç gelip de etherleri Işık Planına çıkarana kadar yaşayacaktır…”

Mısırlı Ermiş Matheno da, “bu misterler ülkesine bakın!” der, “Mabetlerimiz uzun bir zamandan beridir, zamanın tüm saklı şeylerin mezarları olagelmiştir; mabetlerimiz yer altı odalarımız ve mağaralarımız karanlıktır…”

En son konuşan Philo ise, Musevilerin durumunu dile getirir: “Dünyasal zihinsel kutsallığı inkâr ettiler; nefsaniyetle dolu olan bir din adamlığı müessesesi ortaya çıktı ve kalp temizliği bir efsane haline geldi; halk tutsak edildi…”

Toplantı sonunda Hz. İsa da yedi Ermişe katılır ve hep birlikte yedi gün süreyle tekrar meditasyon yaparlar.

Meryem Anne’den: Satan Ve Saltanatı

“Düzen artık hiçbir yerde hüküm sürmüyor. En yüksek makamlarda bile hüküm süren ve işlerin gidişatına kara veren şeytandır. Şeytan kilisenin en yüksek noktalarına kadar sokuldu.

“İnsanlığın yarısını birkaç dakikada yok edilebilecek silahlar icat eden bilginlerin büyük bir kısmının ruhuna fesat tohumlarını ekmeyi başaracak. Milletlerin nüfuzlu kişilerini kendi imparatorluğunu boyun eğdirecek ve onları, bu silahları kitle halinde imal etmeye yöneltecek. Eğer insanlık kendini bundan korumuzsa(insanlığı) Oğlum’un kollarına atılmasına zorlayacağım. Dünya ve kilisenin başında olanlar bu (kötü) etkinliğe karşı çıkmazlarsa, bu ben yapacağım ve Babam Tanrı’ya, insanların üzerine adaleti (yargılaması) getirmesi için dua edeceğim. O zaman Tanrı en sert ve tufandan aşağı kalmayacak şiddette insanları cezalandıracaktır. Büyükler ve nüfuzlular da küçükler ve zayıflar gibi yok olacaklar. Ama büyük değişiklikler de olacak. Çürümüş olan düşecek ve düşen korunmayacak. Kilise kararacak ve dünya şaşkınlığa yuvarlanacak.

“Yirminci yüzyılın ikici yarısında büyük, büyük bir savaş çıkacak. O zaman gökten ateş ve duman düşecek ve okyanusların suları göğe doğru köpüklerini kusacak, buharlaşacak ve ayakta olan her şey baş aşağı gelecek. Ve milyon kere milyon insan çok geçmeden hayatını kaybedecek ve o sırada sağ kalanlar ölmüş olanlara imrenecekler. Gözün gördüğü her yerde keder, dünyanın her yerinde sefalet ve her memlekette perişanlık olacak

“İşte, zaman çok yaklaşıyor, karanlık uçurum çok derinleşiyor ve artık çıkış yolu da yok; iyiler kötülerle, büyükler küçüklerle, Kilisenin prensleri kendi müminleriyle ve dünyanın iktidar sahipleri kendi halklarıyla ölecekler; o zaman yeryüzünün tek hâkimi olan “Şeytan’ın uşakları ve sapkın insanlar” tarafından zafere ulaştıran ölüm her yere hâkim olacak

“Bu zaman ne kral ve imparatorun, ne kardinal ve piskoposun hiç beklemediği bir zamandır; ceza ve (yaptıklarının)karşılığını vermek yinede Baba’nın takdirine göre gelecek. Bununla birlikte daha sonra ancak birkaç canlı kalınca, yeniden Tanrıya ve İhtişamına yakarılacak ve dünya tekrar bozulmasın diye, Tanrıya geçmişteki dünyanın daha bozulmamış olduğu zamanlardaki gibi hizmet edilecek.

“Oğlum İsa-Mesih’in tüm gerçek izleyicilerine, tüm gerçek Hıristiyanlara ve son zamanların havarilerine sesleniyorum! Zamanların zamanı geliyor, eğer insanlık( tuttuğu yoldan doğru yola) dönüş yapmaz(ve yapması gereken) bu dönüş yukarı tabakadan, dünya ve Kilise yöneticilerinden gelmez ise onların sonu da geliyor. Eğer bu dönüş olmaz ve her şey daha kötü olursa, ne yazık!”

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Meryem Anne’den: Satan Ve Saltanatı

 

Yazının Bu Kısmınu Elesdirmeden Duramaycam Tamammen Kiliseyi övmek İcin Yazlımıs

 

Deccal’ın Amerika’dan Çıkması ve Sonuçları

 

Bu Kısımda Deccal In Amerikadan Cıkma Sonuclari Ele Alınmıs Ama Deccalın Amerikadan Cıkacagına Veya Cıkacagına Kesinlikle Katılmıyorum Aslinda Varsayım Olarak ABD Güclü Ve İmkanlari Olan Bir Devlet Oldugu İcin Burdan Cıkacagı Yada Cıkdıgı Düsünüle Bilir Fakat Bence Yanlis Bu Kısımdaki Yazıda Kesinle Irkcı Bir Yaklasim Seziyorum Deccalın Simasi Olsun Ülkesi Olsun Ama Gerci Deccal İle İlgili Teorilerin Hepsi Irkcılık İceriyor Teskkurler Never Zevkle Ve Bir Solukda Okudum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...