Jump to content

Adolf Hitler


BLoodGod

Önerilen Mesajlar

Adolf Hitler

 

Adolf Hitler (d. 20 Nisan 1889 - ö. 30 Nisan 1945) 1933 itibari ile Almanya'nın başbakanı, ve 1934'den ölümüne kadar Almanya'nın "Führer"(Lider) iydi. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi(NSDAP)'nin kurucusu ve lideriydi.

 

Hitler Almanya'da Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan krizden güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede nasyonalizm, anti-semitizm ve anti-komünizm de sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler saldırgan bir dış politika izleyerek Alman yaşam alanını genişletmek amaçıyla (Lebensraum) Polonya'ya saldırdı. Hızlı saldırgan savaş taktikleri ile Avrupa'nın büyük bölümünü istila etti. Amerika (ABD)'nın 2. Dünya Savaşına katılımı ve Rusya'ya lojistik desteği sonucu gerilemeye başlayan Alman ordusu, sonunçta müttefiklerin Berlin'e girmesi ile 3. İmparatorluk tarihe karıştı. İntihar eden Hitler'in yakılmış cesedi ise büyük bir ihtimalle Kızıl Ordu tarafından yok edildi. Nazi'lerin ırkçılığı sonucu yaklaşık 11 milyon kişi savaşta öldürüldü. Bunların arasında 6 milyon musevi vardı, ve Yahudi Soykırımı olarak tanındı. Hitler'in başlattığı 2.Dünya Savaşı boyunca toplam 62 milyon insan hayatını kaybetmiştir.

 

Savaşın son günlerinde Rusya'nın Kızıl Ordu'su tarafından istila edilen Berlin'de; Hitler, eşi Eva Braun ile Berlin'deki yeraltı sığınağında intihar etti. Yakılan cesetleri daha sonra ortadan koybolmuşlarsada, bir ihtimalle Kızıl Ordu tarafından yok edildikleri tahmin edilmektedir.

 

Çocukluğu ve İlk Gençlik Yılları

 

Adolf Hitler, 20 Nisan 1889 yılında Almanların yoğunlukta olduğu Yukarı Avusturya'nın Braunau kasabasında doğdu. Avusturya vatandaşı idi. Bir gümrük memuru olan Alois Hitler (1837–1903) ve Klara Poelzl (1860-1907) 'ün beş çocuğundan üçüncüsüdür. İlk tahsilini doğduğu kasabada yaptı. Orta tahsiline Linz şehrinde başladı. O sıralarda, ilerde memur olmasını isteyen babasıyla zıtlaşıyor, ileride ressam olmak istediğini söylüyordu. Sevmediği dersleri asıyor, hiç ilgilenmiyordu (ileride öğretmenlerini çok sert biçimde eleştirmiş, sadece tarih öğretmenini çok sevdiğini ve ona çok şey borçlu olduğunu belirtmiştir).

 

On üç yaşında tüberkülozdan babasını kaybetti. Daha sonra ağır bir ciğer hastalığı geçirmiş, bir yıl kadar okuldan ayrı kalmış, sonrada maddi sorunlar nedeniyle okula geri dönememiştir. Annesine bakma sorumluluğuyla inşaatta işçi olarak çalışmaya başladı. Gençliğinde kazandığı küçük miktarda paranın önemli bir kısmını kitaplara ayırıyordu. İçindeki anti-semitizim(yahudi düşmalığı) ise o zamanlar başlamıştır. İlk başlarda bu fikre karşı çıksada yahudilerin birbirlerini kültür, sanat, politika, iş hayatı gibi bütün alanlarda kayırdıklarını düşünmeye başlayınca, Yahudileri sevmemeye başlamştır. Kendisi bu konuyu şöyle der: "Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılsa yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlarda yahudilerdi. Bir çok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir anti-semitist olmaya karar verdim."

 

Babasız ve parasız zor yaşam şartlarının üstüne bir de on dokuz yaşına geldiği 1907 yılında annesini kaybetti. Annesiyle hep ayrı bir bağ olduğundan söz eder ve o öldüğünde babasının ölümünden daha fazla üzüldüğünü anlatır.

 

Ressam olma ümidiyle Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavına girdi ancak başarısız oldu. Bir süre, yapıp sattığı resimlerden kazandığı parayla, sefalet içinde yaşadı. 1912'de Viyana'dan Münih'e geldi.

 

1914'de I. Dünya Savaşı çıkınca Hitler, Bavyera ordusuna gönüllü olarak girdi. Alman mağlubiyetinden sonra Hitler, arkadaşı mühendis Feder ve altı kişi tarafından kurulmuş olan Alman İşçi Partisi isimli gizli bir fırkaya katıldı ve kısa sürede bu fırkanın reisi oldu. Fırkanın adını NSDAP (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei/ Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi) olarak değiştirdi ve nüfuzunu arttırdı. Taraftarlarına kısaca "Nazi" ismi verildi. Kendisine de, taraftarları, rehber anlamına gelen "Führer" lakabını verdiler. Parti 25 maddelik bir program hazırladı. Bu programın ilk maddesi Almanya'yı Versay'ın zilletinden kurtarmak idi. Alman vatandaşlığının yalnız Alman kanını taşıyanlara hasredilmesi lazım geleceği programın temel maddelerindendi. Aynı zamanda büyük sermayeyi devleştirmek de yine programın esaslarından birini teşkil eder. Völkischer Beobachter adlı gazeteyi yandaşları çıkarıyordu. Josef Goebbels bu gazetenin tamamen parti bülteni halini almasını sağladı. Gazetede partisinin fikirlerini açıklayan makaleler yayınladı.

 

Siyasi Kariyeri

 

1924'de Münih'ten hükümeti devirmek için teşebbüslerde (Birahane Darbesi) bulundu fakat başarılı olamadı. Bunun üzerine 10 ay hapse mahkum edildi ve bu zaman içinde "Mein Kampf" (Kavgam) isimli bir kitapta fikirlerini yazdı. Bu kitap, partinin bundan sonraki faaliyetlerine yön verdi. 1924 ve 1929 yılları arasında partisi başarısız oldu. Ancak Dünya Ekonomik Krizinden sonra daha fazla oy kazanabildi (1929). 1930 seçimlerinde yüzde 18 oy ile SPD'den sonra ikinci büyük parti oldu. Hitler'in oyları Katoliklerden daha fazla Protestanlardan, şehirlerden daha fazla kırsal bölge ve kasabalardan, işçilerden daha fazla orta ve üst kesimden geldi.

 

1932 yılında yapılan üçüncü genel seçim, 31 Temmuz tarihlidir. Seçim sonuçlarından yine parlamentoda çoğunluğu sağlayabilen bir parti çıkmamıştır. Toplam oyların yüzde 37’sini alan Nazi partisi, parlamentoda çoğunluğu sağlayamamakla birlikte en çok sandalye sayısına sahip partiydi.

 

1933 yılının Ocak ayında, Komünistlerin bir genel grevle tüm ekonomiyi işlemez hale getirerek bir “devrimci durum” yaratacakları ya da ülkede içsavaş çıkacağı konusundaki endişeler o derece derinleşmişti ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg Hitler’i, Katolik Merkez Parti’yle bir koalisyon kurarak istikrarlı bir hükümet kuracağı umuduyla başbakan atadı.

 

Ancak Katolik Merkez Parti’yle bir anlaşma sağlanamadı. Milliyetçi Parti’nin de desteğini alan Hitler, ülkeyi yeniden bir genel seçime götürdü.

 

Hükümette olmak dolayısıyla devletin tüm olanaklarını kullanan bir seçim kampanyası yürütülmüştür. Öte yandan Hitler, hiçbir şekilde ulusalcı bir sosyalist olmadığını, gerçekte ne olduğunu çok net bir şekilde, gereken yerlere anlatabilmişti. Bu seçim kampanyası sırasında endüstri ve finans-sigorta devlerinden büyük miktarda mali destek sağladılar.

 

27 Şubat 1933 akşamı Reichstag’ta bir yangın çıkmıştır. Büyük ihtimalle Nazi partisi tarafından yapılmıştır. Soruşturma kısa sürede polisi Marinus van der Lubbe adından yarı-deli bir komüniste götürdü. Yangını çıkaranın kendisi olduğunu itiraf etti.

 

Ertesi gün, Hitler Hindenburg’a, anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalattı. İzleyen günlerde Nazi partisi ve Milliyetçiler dışındaki tüm partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durduruldu.

 

5 Mart 1933 günü yapılan seçimlerde Nazi partisinin oyları yüzde 44 düzeyine çıkmıştır. Milliyetçi partilerin oyları düşmüş olmakla birlikte parlamentoda çoğunluk sağlanabiliyordu.

 

Seçimlerin hemen ertesinde parlamentodan bir “yetki kanunu” çıkartıldı. Bu kanun, Reichstag’ın tüm yetkilerini dört yıl süre ile kabineye devrediyor, ve çalışmalarına bu süre için ara veriyordu.

 

Ancak böyle bir kanun için parlamentoda üçte iki çoğunluk kararı gerekmektedir. Bu çoğunluk kararının nasıl sağlandığı Nürnberg Mahkemeleri tutanaklarına da geçmiştir. Oylamanın yapılacağı gün parlamento SA tarafından kuşatılmış, bazı Sosyal Demokrat parlamenterler içeri alınmamıştır. Zaten 81 komünist parlamenter de seçimlerden önce göz altına alınmıştı.

 

23 Mart 1933 günkü parlamento oturumunda “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Kanun (Gesetz zur Behebung der Not von Volk und Reicht) adındaki yetki tasarısı kabul edilmiştir.

 

Bu kararnameyle yürütme ve yasama erklerini eline almıştır. Hemen ardından diğer partileri yasakladı. Büyük bir propaganda faaliyeti yürüterek ve olağanüstü hitabet ve ikna kabiliyetini kullanarak bütün Alman halkını Nazi bayrağı altında birleştirdi. Kendisini, Almanların yanılmaz büyük lideri ilan etti ve halkı da buna inandırdı. Bundan sonra Alman halkı ölümüne kadar Hitler'in peşinden körü körüne gitmiştir.

 

Halka, ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtaracağına söz verdi ve bu yolda çalışmalarına başladı. Almanya'da aşırı artış gösteren işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak, iş sahası oluşturdu. Ülke genelinde büyük otobanlar inşa ettirdi.

 

Ülkedeki bütün aksaklıkların nedeni olarak Yahudileri ve çingeneler gibi bazı azınlıkları gösteriyor, Alman ırkının üstün ırk olduğunu söylüyordu. Bütün bir Alman halkını da bunlara inandırmayı başardı ve tarihin en büyük soykırım faaliyetine girişti. Bütün Yahudileri toplama kamplarında topladı. Çalışabilecek durumda olanlar ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odalarında öldürülüp, fırınlarda yakıldılar. (Bu faaliyetler sadece Almanya'da değil, daha sonra işgal edilen bütün ülkelerde de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm Avrupa'da yaklaşık olarak 5.5 milyon Yahudi ve yarım milyon çingene öldürüldü.) Alman ırkını iyileştirmek adına, binlerce zihinsel engelli insan da hastanelerde, verilen gizli emirlerle öldürülmüştür.

 

Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisini gören Adolf Hitler ümitsizliğin iyice artması üzerine 29 Nisan 1945'te Berlin'de karısı Eva Braun'la birlikte aynı anda siyanür hapı içip, önce Eva Braun'u sonrada kendisini bir silah vasıtasıyla vurarak intihar etti. Kendi isteğiyle Führerbunker bahçesinde benzinle cesetleri yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir. Tüm bu 'resmi' hikayeye rağmen Hitler'in sonuyla ilgili çeşitli iddialar 'komplo teorileri' seviyesinde de olsa hala tartışılmaktadır.

 

Hitler ölmeden önce ikili vasiyetnamesini yazdırmıştır: Siyasi ve Özel Vasiyetname. Hitler'in siyasi vasiyetnamesi bir hınç çığlığıdır. Ona göre; Almanya bütün milletler için bir zehir gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla vazgeçmemelidir. Almanya'nın geleceğini tartışmasız bu olgu belirleyecektir. Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu. Özel Vasiyetinde ise, tüm hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını partiye eğer parti kalmamışsa devlete bıraktığını söylüyordu.

 

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (National-sozialistische Deutsche Arbeiterpartei, Nazi Partisi)

 

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (National-sozialistische Deutsche Arbeiterpartei, Nazi Partisi), 1933 ile 1945 yılları arasında Almanya'yı yönetmiş olan siyasi partidir.

 

Partinin ideolojisi ırkçılığa ve katı bir çalışma disiplinine dayanıyordu. Almanya'yı 1933 ve 1945 yılları arasında bu ideoloji ile yönettiler. Üstün olduğunu ileri sürdükleri beyaz Alman ırkının tüm dünyaya hakim olması için saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediler.

 

Nazilerin içinde en çok ünlenen Nasyonal Sosyalist Partinin başkanı ve 3.Reich'ın faşist diktatörü Adolf Hitler 'dir.

 

Nasyonal Sosyalist Partiye bağlılıkları ile bilinen özel bir askeri birlik olan SS (Schutzstaffel ) birliği, farklı ırklara mensup oldukları ve bozuk gen taşıdıkları gerekçesi ile yüzbinlerce insanın ölümüne neden oldular.Müttefikler tarafından yenilgiye uğratıldıkları 1945 yılına kadar iktidarda kaldılar.

 

İç Politikadaki Politika ve Uygulamalar

 

Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır. Gerek I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasının, gerekse de 1930 yılındaki genel ekonomik buhranın sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içindeydi. Yaşanan hiper enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki kapasite düşüklüğü, Hitler’in izlediği ekonomi politikalarıyla kısa sürede kontrol altına alınmıştır.

 

Hitler'in iktidara geldiği 1933 yılını izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler'in olağanüstü başarısı olarak kabul edilir. Hitler'in iktidarın tüm kontrolünü ele geçirmesinin hemen ardından tüm sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar bir "işçi birliği" çatısı altında toplanmış, işçi aidatları, genel bütçeye aktarılmıştır. Ücret artışları ve bunun sonucu olan grev olasılığının kalktığı ekonomide, doğal olarak bir istihdam artışı yaşanmıştır. İşgücü maliyetinin düşmesi ve "iş dünyasındaki barış ve istikrar", işgücü talebini artırmıştır. Teknolojik ve askeri alanlarda büyük yatırımlar yapmıştır.

 

Dış Politika

 

Alman ekonomisinin canlandırılmasının ardından Hitler, izleyeceği dış politikanın temelini oluşturan askeri stratejisini hayata geçirmeye yönelmiştir. Bu stratejinin ilk adımında Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır. Bunun sonucunda büyük tonajlı savaş gemileri ve denizaltı, zırhlı kara savaş araçları üretimine geçilmiş, kara ordusunun mevcudu artırılmıştır.

 

Hitler'in ikinci stratejik hedefi, Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır. Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır. Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir. Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya’ya veriliyor. Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsici bulundurmadığı bir anlaşmadır. Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir. 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesi Almanlarca işgal edilecektir. 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına ekleyeceklerdir.

 

Hitler'in stratejisinin üçüncü evresi, "Kavgam"'da açıklamış olduğu üzere Doğu Avrupa topraklarının ilhak edilmesidir. Ancak bu, askeri operasyonları gerektirecektir ve Hitler'in askeri stratejisini oluşturacaktır

 

Askeri Strateji

 

Hitler ve kurmaylarının II. Dünya Savaşı öncesi stratejileri, esas itibariyle I. Dünya Savaşı öncesi Alman stratejileriyle ana hatlarda örtüşmektedir. Hitler'in en büyük endişesi yine, iki cepheli bir savaşı sürdürmek zorunda kalmaktır. Bundan kaçınabilmek amacıyla I. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi, Schlieffen Planı kabul edilmiştir. Önce, seferberliğini daha hızlı gerçekleştirebilecek olan Fransa ile savaşılacak, bu ülkenin savaş dışı kalmasının hemen ardından Rusya'nın istilasına girişilecektir. Hitler, Almanya'nın kuzey ve güneyindeki İskandinav ve Balkan ülkelerini istilayı başlangıçta düşünmemiştir. Bu ülkelerin tarafsız kalmasını sağlamayı, bu şekilde güney ve kuzeyde güvenli bir tampon bölge oluşturmayı hedeflemişti. Ancak savaşın ileriki aşamalarında Kuzey Cephesini, Norveç'i istila ederek, Güney Cephesini de Balkanlar'ı istila ederek açmak zorunda kalmıştır.

 

Fransa Seferi ile bu ülkenin savaş dışı bırakılmasıyla batıda bir cephe açmak tehlikesi kısmen önlenmişti. Hitler, en güçlü müttefiki Fransa'nın teslim olması ardından İngiltere'nin barış masasına oturmak zorunda kalacağı düşünmekteydi ama bu olmadı. Hava akınlarıyla İngiliz Hava Kuvvetleri'nin etkisiz hale getirilmesi ve ardından İngiltere'ye bir çıkartma harekatının başlatılması girişimi de, İngilizlerin sert direniş karşısında başarısızlığa uğradı.

 

Alman orduları Rusya Seferi sırasında başlarda parlak başarılar kazandılar ise de sonunda yenilgiye uğradılar. Askeri tarihçiler bu yenilgi üzerine çeşitli analizler ortaya atmışlardır. Rus kışının soğuğu, kış aylarındaki kar ve buz, bahar aylarındaki yağışlar, Rusya'daki yolların kötü durumda olması, ikmal hatlarının fazlasıyla uzaması, bu hatlar üzerindeki Rus partizanlarının etkinlikleri, çok geniş bir cepheye yayılmak durumunda olunması, Hitler'in hatalı kararları, Müttefiklerin malzeme yardımları gibi.

 

Fakat sonuçta Alman orduları, Kızıl Ordu karşısında yenilgiye uğradılar. Analizler genellikle "Alman Orduları niçin yenildi" sorusunu irdeler. Çok az analizci, "Kızıl Ordu nasıl yendi" sorusunu irdelemiştir.

 

Kaynakça

 

Hitler'in Psikopatolojisi, Walter C. Langer

Nazi İmparatorluğu, William L. Shirer

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

malcomx dediğine katılmaktayım, kendisi hakkında çokça konuşulan bir isim olmasının yanında şu zamanlarda onun hakkındaki katı düşünüşlerini değiştiren ve ideolojisini tastikleyen, yaptıklarını yanlış bulmaktan ziyade onun gibi düşünmeye çalışarak anlamaya çalışan kişiler epeyli artmakta..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında Hitlere olan düşmanlıgı bir türlü anlamıs değilim adam sadece sömürgelerini geri istedi ama vermediler onu kücük gördüler ingiltereden neden hiç kötü olarak bahsedilmiyorda Hitlerin kötülügünden bahsediliyor sonucta ingilizler dünyadaki en büyük emperyalist ülkeydi halada öyle sayılır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

...

bir memur çocuğusunuz ve dünya'nın en büyük liderlerinden oluyorsunuz... faşişt'in allahı ve tüm almanları arkasına alan bi' adam ve öyle bi' adam ki hırsı yüzünden teknolojinin gelişmesine sebep oluyor.

... e müthiş bir ikna kabiliyeti ve hitabet yeteneğine de sahip almanları peşinden sürüklediğine göre. hayır yaptığının iyi bi'şey olduğunu söylemiyorum ama kendi ırkının menfaatleri için sanırım büyük kitlelerin nefretini kazanmıştır.

büyük olmak farklı olmayı getirir sanırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yenilmiş bir düşüncenin düşmüş lideri olarak kötü anılmasında hiçbir gariplik yok ... ama emin olun onu yenenlerde melek sayılmaz, EN AZ onun kadar kötüler hatta dahada kötüler

siyasi kişiliği bir yana kişisel özellikleri olarak gerçekten üstün biriydi gerek hitabet yeteneği gerekse insan psikolojisini çözümlemesi olsun milyonlara önderlik etmiş başarılıda olmuştur askeri olarak kazanmasını bırakın o kadar sürdürmesi bile büyük başarıdır ki bunlar olurken aynı anda uzak doğuda kültürel araştırmaları almanyada bilimsel çalışmalara destek vermiştir şuan ki her türlü teknolojik ilerlemeyide dolaylı olarak ona borçluyuz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yaptıkları strateji altında mükemmel bir zekanın yattığını eminim kimse inkar edemez, hala nazi yanlıları rahatça bulunabiliyor sonuç olarak bu rejimin uygulanan varlığı kabul edilmesede her alman alttan birer nasyonel sosyalisttir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

adamın sefil bir geçmişi var. güya kendisi ve ulusunun menfaatleri adına soykırım yapıyor kötü olarak anılıyor. fikirlerini yaymada da son derece usta. bunun için toplum denen öğeyi kullanıyor. hepimizden bizlerden ne farkı var adamın? adam sigarasını bile çakmakla değil kırmızı fosfor içeren isveç kibritiyle yakıyor. malazlar değil bu! öldürün gitsin bu ve benzerlerini..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu başlıgın altına bunuda eklemek isterim:

 

http://img141.imageshack.us/img141/1893/3761hitler82.jpg

 

 

Hitler kimdi? Birçok kaynakta gizli güçleri kullandigi belirtiliyor en azindan dünyaya bir baska pencereden bakiyordu. Günümüzde daha da etkin olan gizemli bir düzenin en önemli üyesi miydi?

Tarih, politikbüyü sanatini kullanan örneklerden söz ediyor. Ama bu büyü baska bir büyü, hocamedyum büyüleri ile hiç ilgisi yok. Hedefi toplum ve sadece güç, iktidar ve maddi çikarlar için uygulaniyor. Yöntemi ise savas, kan ve ölüm hatta doganin ölümü. Burada Naziler'den günümüze uzanan bir gizem anlatiliyor.

"Yakinlarinin anlattiklarina göre", Adolf Hitler geceleri çigliklar atarak uyaniyordu; titreyerek anlasilmaz sözcükler söylüyor; soluk soluga yatagindan firliyor, odanin ortasina dikiliyor görmeyen gözlerle bakarak 'iste o buraya da gelmis, iste o' diye inliyor sonra yine anlamsiz garip sözcükler mirildanmaya basliyordu. Zorla teskin edilip yatagina yatiriliyor ama yine firtayarak iste yine orada, kösede..." diye haykirarak tepiniyor ve çigliklar atiyordu." Bu bölüm, Nazi liderlerinden Hermann Rausching'in "Hitler Bana Dedi kî" adli kitabindan alinmistir ve eger dogruysa inanilmazdir. Dünyayi titreten Nazi Lideri'ni ne korkutabilirdi? Belki de ölümün disinda hiçbir güç.

 

Hitler, sürekli olarak zamaninin çok az kaldigi endisesndeydii ve sürekli korkuyordu. Sik söyledigi seyler arasinda, "Evrenin Kesin Dönemeci" sözü vardi ama egitilmemis olan bizler, gezegende olacak olan bir kiyameti tüm anlamiyla kavrayamazdik. Kitle için "Ruhun yanlis yolu" deyimin" kutlaniyordu: "Majikal Görüs"e sahip olmak insan tekamülünün amaciydi. Kendisi, o andaki ve gelecekteki basarilarin kaynagi olan gizemli bilginin esigindeydi, ilkel dünyaya ait efsaneleri inceliyor, ilk toplumlari ve kitleleri etkileyen hayalleri arastinyordu. Doga yasalarinin degistirilmesi için kullanilan majikal antik yöntemler hakkinda bir kitap bile yazdi. Kendi gücünün, gizli güçlerden kaynaklandigina emindi, insanliga yeni bir incil'i bir an evvel bildirmek hevesi içindeydi"

Rauschning (Sosyalist Parti Kurucularindan)

 

"Führer'im, kara büyüyü tercih etmeyiniz, kara büyüyü veya ak büyüyü tercih edebilirsiniz. Ama kara büyüyü seçerseniz, artik o yasaminizdan ve kaderinizden asla bir daha çikmayacaktir. Çamura bulanmis mahluklarin sizi iyi yoldan çevirmelerine izin vermeyin, bunlar sizin yaratici gücünüzü çaliyorlar."

Hitler'le özel olarak görüsen bir yakininin konusmasindan, Rauschning'in tanikligi,..

Hitler'e erismek mümkün degildi, generallerinin suikastlerinden kurtulmasi mucize olarak tanimlanmisti. insanlik tarihinde, siyasi hiçbir lidere Adolf Hitler'e tapildigi gibi tapilmamisti; Hitleri izleyen kitlelerin sayisi, neredeyse diger liderlerin tümünü izleyenlerden fazlaydi; üstelik hemen hepsi seviyordu ve hayrandi.

Hitler'in gerçek kimligine dogru...

Gerçek böyle mi? Kimdi bu adam? Çok yazilip çizilen siyasi ve askeri kisiliginin ötesinde Adolf Hitler kimdi ya da neydi? Oniki yil onun basin sözcülügünü yapan Otto Dietrich "Çilginca milliyetçi düsünceleri olan seytani bir adamdi..." diyordu.

 

Hitler için çok yorum yapilmistir. Bu garip insanin dev bir ulusu nasil olup da, neredeyse yok olmaya sürüklediginin cevabi hala net ve anlasilabilir degildir.

Birinci Büyük savas'tan gelen askerisiyasi nedenler, Komünizm'in aç, issiz ve yenik Almanya'da hatali örgütlenmesi yüzünden ülkenin iç çatismalarda bogulmasi, üstelik henüz SSCB'de bile bir fidan olan Komünizm, varligini ve amacini kanitlamak bir yana, kendini Sovyet halkina bile anlatabilmis degildi. Psikolojik yapisi çok farkli olan Alman insanina bu elbise uymuyordu ve asla uymayacakti. Yenik bir ulusun kirilan gururu, açliktan perisan bir milletin bi bilinçsizce umut arayisi, neden olarak bir irkin hedef gösterilmesi ve daha bir sürü sebep sayilabilir. Ama tüm bunlar yine de Adolf Hitler'in kitleler üzerindeki etkisini ve büyüsünü açiklamaya yeterli degildir.

Dünyayi yöneten gücün adi neydi?

Ruhbilim. insanin görünürde mantiga uyan eylemlerinin, gerçekte kendisinde bilmedigi veya kismen, olagan mantiga yabanci, simgecilige bagli güçler tarafindan yönetildigini söylüyor.

Oniki dil bilen, 250 sayfalik bir kitabi yarim saatte yorum yapacak kadar okuyabilen, Fransiz gizem adami ve uygulayicisi Jacaues Bergler 20. Yüzyil'da büyünün her türünün birçok biçimdepolitikayi gizli olarak yönettigi düsüncesinde;burada kastedilen büyü içerik olarak halkin bildigi siradan büyü olayindan çok uzaklarda. Bergier, büyünün soyut olmadigini ve her sekilde ortaya çiktigini söylerken, çok gizli politik büyü gruplarinin gizli bir savas içinde olduklarini, bu savasta hatanin kabul edilmedigini acimasizligin ana ilke oldugunu belirtiyor. Artik bu akil ötesi politikbüyü örgütleri, uluslarin ötesin de, kendi çikarlari için mücadele etmektedirler, bu güce bilinçsizce karsi çikanlar aldatilarak silinmekte ya da kurban edilmektedir.

çikara yönelik inanç , inancin düsünsel terörün majikal enerji alani, amaca yöneltildiginde büyü isleyecektir ve günümüzde yasanan vahsetin temelinde sadece tutucuçikarciöldürücü bir görüse siki siki bagli, politikekonomikirkçi ve dinci amaçlar pesinde olan ve kitleleri amaç ve çikarlarina göre yönlendiren çekirdek gruplar vardir. Bu gruplar sanildigindan ötede aydin ve elit üyelerden olusur. Örnek liste uzundur;

oNapolyon Bonaparte; (Tulteries Sarayi'nda kizil giysili hayaletler görüyordu.)

o Haiti politik sistemi,

o Honduras, Somoza örnegi,

o Güney Amerika ülkeleri,

o Rodezya, Kongo, Cad, (Cad eski Devlet Baskani Tombalbaye Bergier'e içinde renksiz bir sivinin bulundugu bir sise göstermis ve bu suyun telepatik gücünü artirdigini söyledikten sonra, kapali bir zarfin içindeki yazilari okuyarak kanitlamisti. Bergier, suyun alkoloid kompleksler ve madeni karisimlardan olustugunu söylüyordu.)

oTanzanya, Botsvvana, Zambia

oSSCB yönetiminde Küba; (Castro, Voodoo rahiplerine büyü yaptiriyordu.)

o italya, Kizil Tugaylar Örgütü, (Kizil Güçler arkamizda, dediler Ama bu SSCB degildi.

oAlmanya,Baader Meinhof.(örgüt üyelerinden birisi,yaptiklari ayinleri anlatti.)

oitalya,eski Basbakan Leone;(özelekibiyle,konutunda büyü ayinleri yapiyordu.)

oAmerikali milyarder Howard Hughes;(büyüyle baskan olacakti ama basaramadi)

oCharlas Manson ve gurubu;(Sharon Tate ve arkadaslarini kurban ettiler.)

 

"Yeterince insan ölmedi"Bergier'e göre Hitler ve arkadaslari üst düzeyde aydin ve egitilmis bir grup tarafindan yönetiliyorlardi.Ögretide din en büyük düsmandi;

Hitler Hiristiyanlik îçîn "bir Yahudi olan isa'nin efemine sözlerine inanmak saçmadir,Hristiyanlik Yahudi safsatasidir, bu din rahiplerle beraber yok olmalidir, haçin yerini kutsal gamali haç alacaktir." diyordu.

Gamali Haç, Hint mitolojisinden gelen eski bir simgedir; "aga dönük gamali haç yeralti güçlerini simgeler. Nazi mit'inde, savasin amaci yeralti güçlerinin zaferi içindir, sonuçta gezegende bu güçlerin beslenecegi ve gelisecegi negatif veya uygun enerji artacaktir.

 

Hitler, kendi liderligindeki dönemde ates çaginin yasanacagina, buz ve sogugun yenilecegine inaniyordu. Bu yüzden Rusya'daki buz çöllrine askerlerini yazlik elbiselerle yolladi. Kafkasya'ya girdikten sonra yüksek rütbeli üç SS Albayi, yüksek bir dagin zirvesine gamali haçli kara tarikat bayragini diktiler.Stalingrad yenilgisinden sonra Nazi söylevcisi Goebbeis haykiriyordu "Anlamiyor musunuz? Evrensel anlayis yenildi, ruhsal güçler yeniliyor; hüküm saati geliyor, tüm insanlar aci çekecekler ve çekmeliler..." Hitler ekliyordu: "yeterince Kayip verilmedi."

 

Hitler ve yandaslari korkuyorlardi; karsit güçler harekete geçmisti ve cezalandirilacaklardi. Son anda bile; Berlin düstügünde, metroya siginmis 300.000 Alman vardi ve Hitler çilginca emirler verdi; "Metroyu sular altinda birakin, herkes ölsün, bu bir büyü ayinidir ve kurban gerektirir, böylece yerdeki güçler yardimimiza kosacaktir." Gerçekten çildirmis miydi? Yoksa ögretiyi mi uyguluyordu? 1923'e geri dönelim

"Ona onlarla iliski kurma imkanini verdik."

Nazi Sosyalist Partisi'nin yedi kurucusundan biri olan Eckard ölüm döseginde yatiyor ve son sözlerini söylüyor;

"Hitler'i muhakkak izleyin, o benim müzigimle dans edecektir. Ona, onlarla iliski kurma imkanini verdik."

Kimlerle? Bu ne demekti? Alman Genelkurmay toplantilarinin özel bir meditasyonla basladigi anlatiliyordu; gizem Ve inanç Nazi yönetimin her yerinde yasiyor ve yasatiliyordu. Alman savasçilari gibi Japon savasçilari da büyülü güçler tarafindan desteklendikleri ve korunduklari inancindaydilar. Peki neden; iste size ana ilkeden bir ipucu; "Biri Tanrisal düzeni, düzensizlige dönüstüren, ötekiyse düzeni Tanrisal olmayan yeni bir düzene dönüstüren iki seytani güç vardir.

Büyüsel güce sahip tarikatçilarin amaci,maddeci ,iki yüzlü, zaaf dolu Bati üygarligini yok etmekti, Naziler kazanabilirdi ama uyanik ve firsatçi akil yükselerek, karanligin içinde parlayan enerjiden daha güçlü ve saf görüntüler yani enerjiler yaratti." Bu nokta çok Önemlidir; Hitlerin konusmalarinda yarattigi imajinasyon alani yani görsel etki öylesine güçlüdür ki, kitleler hipnotik bir alanin içinde artik bilinçsizdirler. Bugün eski filmleri izleyerek, Hitler'î dinleyebilirsiniz ama artik o büyü yoktur, etki yerine biraz da komedi hatta acima hissedilir, boyasi solmus, canliligini bir baska deyisle enerjisini yitirmis siradan bir insanin tutucuirkçi sözcükleri öylesine anlamsizdir ki...

Bu sonuç, günümüzde daha bilinçli oldugumuzdan veya o dönemin kosullarini yasamadigimizdan kaynaklanmaz. Aksine, günümüzde daha saçma ve aptalca söylevlerde bulunan ve zeka katsayisi Hitler'den çok asagilarda sürünen sayisiz lider taklidi vardir ve etkilidirler. Konuyu daha iyi vurgulamak için sözü Hitler'e birakmak en iyisi.

Ama son bir söz daha var; günümüzün büyüleri artik kitleleri dogrudan etkileme yolunda degildir aksine kullanma yolundadir. Savas kadar, demokrasi, politika, ideolojiler, bölünmeye yönelik dinsel fraksiyonlar, metafizik konulardaki grup ve tarikatlar, spor, sinema, tv, yazili basin, moda, kitlelere yönelik yiyecek ve içecekler ve daha birçok sey... istenen etkinin olusmasi için büyünün enerji mühendisleri, tüm bu alanlari kullanirlar... Artik dünyamiz, baska bir kültür, daha da uygunu bilgi alanindadir; Bati Uygarligi inanç yönünden iflas etmis, Uzakdogu uygarligi pasifizmi bir kez daha seçmis ve Ortadogu dinleri ise, kan ve ates çemberinde kusatilmistir. Dinsel ve metafizik inançlar bilgelik ve bilinçlenme yerine maddeye, çikara, güç ve iktidara böylesine talip olduklari sürece, Karanlik Güç her geçen gün daha fazla egemen olacak ve yayilacaktir. Çünkü istedigi ortam budur... Adolf Hitler'in konusmalarina çok dikkat edin; gizli güçleri anlatmasi kadar, günümüze de çok yönden göndermeler yapmaktadir.

 

 

" Bana sasiriyorlar; nasil oluyor da bu adam, kalabaliklar üstünde bu kadar basarili oluyor diye. Bir rastlanti mi yoksa kitlelerin mantik eksikligi mi? Aldaniyorlar Beyler, bu bir tekniktir. Kitle kendi elestiri organlarina sahiptir ama bu organlar, bireyde oldugu gibi islemezler. Kitle içgüdüterine tabi, bir hayvan gibidir; mantik ve yargidan yoksundur; ben onlarin ilkelligine dokunmadim ve hareket ettirdim, iste bu ilkel güç bir doga gücünün dayanilmazligidir. Toplum bilimcilere göre kitleleri uyusturmak gerekir, onlar devamli bir uyusukluk içinde tutulmalidirlar. Ben ancak onlan bu uyusukluktan çikardigim zaman kullanabilirim. Kitle ancak, tutucu bir hale getirildiginde kullanilabilir; Kitlenin önüne makul fikirler ve mantikli kanitlarla çiktigim zaman beni anlamiyorlar ama islerine gelen duyguyu tahrik ettigimde hemen izliyorlar. Eminim ki, kitle etkileme sanatinda kimse benimle rekabet edemez; Goebbeis bile; o bin hesap ve hile adamidir, o kadar. Kitle ne kadar büyürse, idaresi o kadar kolaylasir; toplumsal siniflarin artmasi, bireyselligin azalip, kitlesellesmesine neden olur. Aydinlardan uzak olun, onlar bugün sizi bir konuda desteklerken, yarin tersini yaparlar. Ama kitle olustugu zaman, söylediginiz her sey kalici olan hipnotik bir etkidir, önemli olan irademi kabul ettirmem" dir; bu psiko-biyolojik bir olaydir; yabanci fikirler rakiplerinin elektrik alanina yerlesirler ve hastalik belirtileri baslar. Artik önemli olan, direnisi kirmaktir; iste o zaman zehirlenmenin yarattigi yikimi artirmak en iyi yöntemdir. Buna manevi zehirlenme diyebilirsiniz..."

Danzig Krizi konusmasindan...

 

"Allah beni, insanligin kurtaricisi olarak seçti."

"Bilim, toplumsal bir olaydir ve bütün toplumsal olaylar gibi, kitleye getirdigi kar ve zarardan baska bir mesru sinira sahip degildir... Sansima tesekkür ediyorum ki, beni bilimsel egitimden korudu. Bu sayede, bazi ilkel inançlardan uzak kalabildim. Her seyi anitsal bir tarafsizlik ve buzdan bir ruhla yargiliyorum... Allah, beni insanligin kurtaricisi olarak tayin etti."

Bir yemek konusmasindan...

 

"Evrensel Yöneticiler Tarikati"

"Bireysel vicdani ve sorumlulugu öne alan Hiristiyan doktrinine karsi, bireyin hiçligini ve onun milletin göze görünen ölmezligi içinde kaliciligini kabul eden kurtaricilik doktrinini koyuyorum. insanlarin, bir kurtaricinin açisi ve ölümüyle satin alinip kurtarilmasi inancini kaldiriyor ve onun yerine yeteneklerin kaliciligi inancini öneriyorum... Merhametin tek bir tedavisi vardir; o da hastayi ölmeye birakmak. Kutsal Kadehin "Graal" bahsettigi ölümsüzlük, yalniz soylu ve asil kanli insanlar içindir... Artik milletlerin rekabeti degil, irklarin mücadelesi geçerlidir... Yahudilerin Allah'i mevcut olmayacaktir, zor zamanlar geçirecegiz ve engelleri bizzat ben ortaya çikaracagim. Sadece en sert ve erkek irk kalici olacaktir ve dünya yeni bir çehre alacaktir. Bir gün, ingiltere, Fransa ve Amerika'nin yeni liderleriyle anlasabilecegiz ama bunlar öncelikle katilmak suretiyle sistemimizi tamamlamalidirlar. O zaman Nasyonalizm'den büyük bir sey kalmayacaktir. Çesitli diller konusan ama tümü ayni kökten gelen, tümü evrensel yöneticiler tarikatinin üyesi olan güçlü insanlar arasinda anlasma olacaktir."

Siyasi bir sohbetten...

 

(Paranormal olaylara benimki yatkın gibi ama yetkililer bakacaktır sanırsam)Senin paylaşımınada teşekkürler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yakılan cesetlerden geriye kalan dişler KGB çok gizli arşivinden çıktı. Geçen yıl ya da daha önceki yıl National'ın televizyonunda yayınlandı belgeseli. Arşivlerden bulabilirseniz mutlaka izleyin. Hayatımda hiç o kadar şaşırmamıştım.

 

Almanlar her ne kadar o dönemi anmak dahi istemiyorlarsa da inan bana hepsinin bilinç altında inanılmaz bir faşizm var. Şu an Hitler çıkıp gelse o günlerden daha beter olurlar ve yok etmeye yahudilerden değil ruslardan başlarlar. Hala içlerinde HİTLER var. Bu adam hala etkilidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşin metafizik boyutunda haklı olunabilir.Bu tarz bilgilere ben de sıklıkla rastlıyorum.Onun ötesinde Hitler taktir ettiğim bir liderdir.Ve iddia ediyorum SSCB ye 5 yıl bekledikten sonra girseydi dünya bugün çok farklı bir yer olurdu.....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hitler sizce iyi birisimiydi?

bilen varmı?

harika fikrinizi toplum denen öğe üzerinden kullanmaya meğillimisiniz?

ve bizler onların müthiş boğalar olduğu konusunda hemfikir olabilir miyiz?

onlar kendi fikirlerini kullanmada neden bu kadar zekiler?

ve ben neden bu kiri hep üstlenmek zorundayım?

birisi bu boğa imgelemini durdurabilecek mi?

tek yaptıkları benden bir tür ılım almak...

birtakım karizmatik bakışlarını ortaya sunmak için

bizler gerçekten birer klonlar mıyız?

birileri çıkıp bunu söylesin..

bizler onlardan daha güçlüyken bu nasıl mümkün olabiliyor?

tüm hayatımı bir öbür dünya inancıyla geçirmek zorunda mıyım?

sadece gerçeği bilmek istiyorum..

neden bunu başkaları daha üstü kapalı bir yolla seçiyor?

bizler onlara açık ve dürüst olmadıklarımız halde?

belkide sadece yaşamlarını sigortalamak istediler..

ve ben biraz yoruldum

çünkü onlar bir tür gelecek için beklemiyorlar

şimdi bazıları bizlere soruyor...

ortaya çıkmalarını ister misiniz????

işin aslı nasıl olacağını bizlerde bilmiyoruz

çünkü onları hep kontrol ettik..

sizleri rezil etmek için

ama bedellerini hep onlar ödüyorlar!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendimce Hitler hakkında bir benzetmem var ; Hitler eşittir Mısır Piramitleri :) Şöyle ki ; Evet Mısır Piramitleri hakkında da bir çok araştırma yapılıyor vs. ama hala çözülemeyen sırlar bulunduğu söyleniyor,Bence Hitler de böyle evet yakın çevresinin konuşmaları vs. anlatıyor konuyu ama ben hala çözülemeyen sırların olduğuna inanıyorum :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...