En Başarılı 10 Hırsız

2006 yılında beri Fransa’da bir çete süpermarketlerin kasalarını soyup kaçıyorlar. Eskiden kasalar dinamitle patlatılırdı fakat bu yöntem içindeki paraya da zarar verdiğinden dolayı daha yeni bir metoda ihtiyaç vardı. Çetemiz kalın uçlu bir matkapla önce kasaya delik açıyor ve o delikten güçlü bir elektrik süpürgesiyle tüm paraya çekiyorlar. 2011 yılı itibariyle yaklaşık olarak 800.000 $ çaldıkları biliniyor.

20 Mart 2010 tarihinde Credit Lyonnais Bankası filmlerde görmeye alıştığımız bir yöntemle soyuldu. Bankanın yakınlarındaki bir evden bankaya tünel kazan soyguncular, güvenlik görevlisi sandalyeye bağladıktan sonra 125 adet kasayı boşaltıp oradan uzaklaştılar.

İlk olarak 15 yaşında bir şeker dükkanını soyan Carl Gugasian, Pennsylvania Üniversitesi’nde sistem analizi okudu. Bir ara askeri silahlar üzerine eğitim de alan Gugasian, mezuniyetinden sonra araba çalmaya başladı. Daha sonra sevdiği film kahramanlarının maskelerini takarak -özellikle Freddy Krueger- banka soygunlarına başladı. 45 adet banka soyan Gugasian, üzerinde parmak izlerinin olduğu silahlar ve maskelerin tesadüfen 2 çocuk tarafından parkta bulunmasıyla yakalandı. Yaklaşık olarak 2.000.000 $’lık soygun yaptığı biliniyor.

2010 mayısında tek bir hırsız, sadece pencerenin camını kırarak girdiği müzeden yaklaşık 100 milyon Sterlin değerinde tablolar çaldı. Müzede alarm yoktu ve güvenlik görevlileri de hiçbir ses duymadıklarını söylediler. Polis özel bir koleksiyoncu tarafından organize edilmiş bir suç olabileceğini söylüyor.

60′lı ve 70′li yıllarda İngiltere suç dünyası altın çağını yaşıyordu ve Derek Smalls bu akımın başındaydı. 15 yaşında başladığı suç hayatında birçok soyguna imza atan Smalls Barclays Bankası’ndan 237736 Sterlin çalarak dönemin rekorunu da ele geçirmiştir. Daha sonra yakalandı ve tüm arkadaşlarını ele verdi. Hapisten çıktıktan sonra 21 kişiyi daha ele veren Smalls suç dünyasının nefret edilen ismi oldu. Hala polis gözetiminde yaşamaktadır.

18 Mart 1990 tarihinde 2 kişi Boston polisi üniformalarıyla müzeye girip 500 milyon dolar değerinde tablolar çaldı. Hala yakalanamayan hırsızlar için müze 5 milyon dolar ödül teklif etti. Resimlerin çerçeveleri -belki resimler bir gün geri getirilir diye- hala olduğu yerde durmaktadır.

Kendilerine Turin Okulu denilen çete 14 Şubat 2003 tarihinde Antwerp Diamond Center’da bir soygun gerçekleştirdiler. Güvenlik kapıları akşam 7′de kapanıyordu. Çetenin lideri Leonardo Notarbartolo birkaç saat öncesinden asansörde beklemişti ve 7′den sonra yerinden çıktı ve arkadaşlarını içeri aldı. Elmasların olduğu kata giden asansörde hareket sensörü vardı ve silikon spreyle etkisiz hale getirilmişti. Işık sensörleri ise siyah bantla kapatıldı. Kasanın iki kilidi vardı. Birincisi anahtardı ve önceden kopyasını çıkarmışlardı. İkincisi ise şifreydi ve şifreyi nasıl bildikleri bilinmemektedir. Kapıda birbirine yapışık iki mıknatıs vardı ve kapı açılınca birbirlerinden ayrılıp alarmı çalıştırıyorlardı. Çete kapıyı açmadan önce mıknatısları birbirinden ayırmadan yerlerinden çıkardılar ve kapıyı daha sonra açtılar. Artık önlerinde engel kalmamıştı ve milyonlarca dolar değerindeki elması çalıp uzaklaştılar.

1971′de Londra’daki Lloyds Baker Bankası’nda bir soygun gerçekleşti ve 3 milyon Sterlin çalındı. Bankaya tünel kazılmıştı fakat kapıda hiçbir darbe izi yoktu. Hırsızlar yakalanamadı fakat 2 yıl sonra olay ilgisi olduğu düşünülen birkaç kişi yargılandı. Yıllar sonra Jason Statham’ın oynadığı “The Bank Job” adlı filmde soygun canlandırdı.

Sırp mücevher avcıları ilk soygunlarında 500000 sterlin değerinde elması çalıp, yüz kremlerinin içine saklayarak kaçtılar. Saint Tropez’de çiçekli gömlekler giyerek yaptıkları soygunun ardından, sürat teknesiyle uzaklaştılar. Dubai’de çalıntı bir limuzinle bankaya girerek soygun yaptılar. Paris’teki Harry Winston’da ise kadın kılığındaydılar. 120 farklı ülkede soygun yaptılar ve Interpol yaklaşık 200 kişilik bir örgüt olduklarını iddia ediyor. Liderleri Dragan Mikic yakalanmasına rağmen, 2005 yılında, pembe panterler hapishaneye makineli tüfeklerle saldırıp onu kaçırdılar.

1976′daki Societe Generale Bankası soygunu ile hatırlanan Spaggiari, ilk soygununu kız arkadaşına hava atmak için yapmıştır. Ardından yakalanan Spaggiari kısa bir süre hapis yattıktan sonra askerliğini yapıp bir fotoğraf stüdyosu açmıştır. Düzenli hayattan sıkılan Spaggiari yine soygun yapmaya karar verir ve Societe Generale Bankası’nı soymak için plan yapar. Birkaç soyguncuyla anlaşan Spaggiari kanalizasyondan bankaya tünel kazdırmaya başlar. Çalıştıdığı soyguncular alkol veya kahve içmiyorlardı ve günde en az 10 saat uyumaları gerekiyordu çünkü planın bozulmasını istemiyordu. 2 ay sonra kasaya ulaşıp 60 milyon frank değerinde bir soygun gerçekleştirdiler. Polis kasaya geldiğinde bir notla karşılaştı: “Silah yok, nefret yok, şiddet yok” Hiçbir zaman yakalanamayan Spaggiari 52 yaşında gırtlak kanserinden öldü.