Jump to content

Deccal


Lighthouse

Önerilen Mesajlar

Kıyamet işareti olan Messiah'lı günlerin önemli kahramanlarından biri de hiç kuşkusuz "Deccal"dır. Çok eskilerde bir zamanlar "Deccal" sözcüğünün, renk ve ses oyunları ile ilgi çeken, saptıran ve oyalayan anlamına geldiğini okumuştum. Hans da ""Kozmik Sihirbaz" dediğine göre, Deccal'la ilgili bu anlamın göz ardı edilmemesi gerekir.

 

 

 

Hans'ın verdiği bilgilerden şunu da anlıyoruz: Mesih, Deccal'ın bir dengeleyici unsur olarak bizim evrenimize sokulan karşıtıdır. Deccal, Zion kampının "Mesihi"dir! Bu konuda Hans'ın diğer açıklamaları şöyle:

 

"Deccal, bir paralel evren yaratığıdır... Gerçek bir "mirror" yaratık. Evrenimiz çift yaratıldı; birinde biz yaşıyoruz, genişliyoruz. Genişleme değme haline gelince, Bir elipsin iki odağındaki şişme sonucu, iki küre birbirine değince Şi'ra kapısından bir teğet değme olacak. Şi'ra'dan İsa ile birlikte bizim evrenimize girecekler.

 

Ondan sonra görülmemiş bilim kurgu gibi bir fenomenler dizisi yaşayacağız. Gözümüz gerçek bir uzaylı görecek... Gözümüz Ye'cüc-Me'cüc’leri de görecek. Bilim kurgular ve fantastik tüm bildiklerimiz canlanacak..."

 

"Deccal, paralel evrenden transfer... İnsanlar hep uzaylı görmek isterlerdi. İşte onların muradı olacak... Spirtualistler, Siyonistler, Süfyanistler,Ufo’cular, Alienciler vb., milyarlarca deli Deccal'ın peşine gönüllü takılacaktır. C kimyasını Si kimyasına çevirecek bir Alien'dir Deccal. Silikon bir yaratıktır. Asit-baz ikilisidir. Tuz ve sudan nefret eder. En kötüsü de DNA sarmallarımızı boşaltıp A,G,C,T yerine kendi bileşiklerini (Nişadır) koyar... Tuhaf insanlar peydah olur... Deccal ile el sıkışmak adeta madde ve antimaddenin birbirini yok etmesi gibidir. Asit ve baz kapışır, geriye su ve tuz kalır ama kimse geriye su ve tuz kalsın istemez...Bundan "nötralize" ederek korunulabilinir. Bu teknoloji İsa'ya öğretildi.

 

İsa'da oradan buraya geri dönecek. Paralel evrenin doğasını biliyor. Nişadır suyun, Silisyum da karbonun yerine geçiyor Deccal strüktüründe. Silisyum ve Nışadır kimyası üzerine oluşmuştur Deccal. Nükleotik asit ve bazlarımız ondan etkilenmekte... Eğer bu asit-baz savaşı olmasaydı Dünya durulup yeniden tuz+su=Okyanuslar haline geri dönemezdi. Bu da Allah'tan bir şey. Doğayı temizleyen bir olgu.

 

Şi'ra yani 40'lar Meclisi, iki kürenin birbiriyle kaynaştığı osmotik basınç ile birbirine takas ettiği tek kapı. İsa gelecek ve bu açık kapıdan Deccal de gelecek (kapı kapanacak ve diğer Deccal ırkı geride kalacak). Paranormallerden söz ediyoruz. Kitap böyle dostlar... Deccal Hızır'ı (Almighty'yi) öldürecek..."

 

"Deccal paralel evrenden bir yaratık demiştim. İki evren aynı anda (biri olmazsa diğeri de olmaz) ilkesince birlikte yaratılırlar. İki evren iki ayrı odaktan genişlerler. İki evren en geniş noktaya ulaştıklarında, iki şişen balonun birbirine değmesi gibi, değme bir tek noktadan olur. O değilen kapı Şi'ra'dır. Orayı kırklar meclisi, geleceğin watcherleri bekliyor.

 

Bu evren C atomu Tuz ve Su. Öteki evren ise, bunun tersi; tuz asidi ve Sudkostik. İkisi tepkimeye girerse ortaya NaCl ve H20 çıkar... C yerine Si(lisyum) H2O yerine Nışadır... Bunlara değinmiştik... Bizdeki su o Deccal'lere asit etkisi yapıyor ve tuz ise ölümcül oluyor. O temas kapısından bir yaratık Deccal giriyor. Orada Şi'ra (Aynı kapıdan İsa'yı da bekleyen Allahlaw/Walhalla Armada'sı (Donanması) var. O ilk temasta Armada GAD savaşını yapıyor ve Şi’ra’lılar vahşice öldürülüyor... Armageddon savaşında yeniliyor Dünya... Yaratık Dünya'ya geliyor... Geldiği paralel evrende zaman bize oranla asenkronize. Şimdi bu asenkronizasyonu anlatmalıyım.

 

Evrenin ilk patlamasında şiddetli etkinliklerde ve ilk salisenin milyonda birinde madde ve antimadde bitişik olarak vardı. Yani daha iki adet % 50 olarak bölünmemişlerdi. Bir süre sonraki soğumayla birlikte madde ve antimadde birlikte yaratıldı. Biri olmadan diğeri olmaz ilkesini unutmayalım. Yani bir salise kadar zamanda ileri giderek yaratıldılar. Ancak Antimadde bizim tersimize zamanda ileri değil geri giden bir doğaya sahip... Yani en başta yaratılsalardı eşit ve senkronize (eşanlı) birlikte iki zıt yönde genişleyeceklerdi. Ama bir süre sonra zaman ileri iken yaratıldılar. Madde (Biz) zamanda ileri giderken, Antimadde evreni ise küçük bir asenkronize farkla geri gitti. Bu, evren-antievren ikilemesidir. Aynı anda iki ayrı odaktan "Biri bizim pozitif diğeri Negatif" olan bir çift evren daha doğdu bunların da birer madde ve antimadde eşleniği vardı...

 

Aynı anda "Paralel evren çifti" ve aynı anda "Antiparalel evren çifti ve bunların negatif-pozitif ve madde-antimadde, çiftinçiftleri de oluştu. Bunların tümü bir süper uzayda (Aşağı misâl aleminde) oluşmaktadır... Biz halen o evrenler kentinin içinde bir ODA'yız... Ama küresel bir oda... İki odaktan iki küre oda genişliyor ve eninde sonunda birbirine değiyor. Fakat bir asimetri (Asenkronizasyon farkıyla). Deccal'ın bu zaman avantajı var... Herkese her an yetişiyor ve sahte Cennet gösteriyor. Nişadır SU ikram ediyor. Kırklar meclisinin başkanı Dedem Santa Korkut işbaşında... Devreye giriyor ve Deccal'ın "Asenkronizasyonunu negatif farkla (Sanal zaman saniyesiyle) önüne geçiyor... Herkese ulaşıyor... "Birazdan arkanızdan gelecek olan Deccal'dır. Size sahte Cennet ve sahte sular ikram edecektir, inanmayın. Mecbur kalırsanız onun Cehennemine girin orada buz gibi sular içeceksiniz. O bir Hollowgramdır, Halloweengramdır... Onun suyu Nişadır'dır. Vücudunuzdaki tüm tuzu çekip alacaktır, yanılmayın..." Deccal bu işe çok bozulacaktır: Herkesi bir asenkronizasyon farkıyla yakalayan Deccal, iki adım önündeki (Zamanda iki saniye gibi) Hızır'ı yakalayamamaktadır. Kişileri bir saniye geri alabilmekte olan Deccal, istidraclar (olağanüstü parapsikolojik tezahürler) göstermektedir... Örneğin, öldürüp yeniden diriltmektedir. Hızır'ın uyaracağı hiç kimse kalmayınca ya da Dehr denen zaman enerjisi bitince, Deccal onu yakalayacaktır. Hızır'ı da her ölümlü gibi öldürecektir. Hızır ölecektir, yani kendini feda edecektir... Çünkü Şi'ra kapısından başlayan istilayı önleyecek biri gelmektedir... O Şi'ra'dan öteki evrene alınan ve "Ödeme dengeleme" gereği Deccal'e karşılık iade edilen Ruhullah ve Kelamullah İsa'dır (Artık adı İsa değil Mesih/Messiah'dır). Hızır dahil hiç bir kimsenin öldüremediği Deccal'ı aynı evrenden aynı doğa yasalarıyla geldiği için, birebir öldürme yeteneğine sahiptir... Ve de öldürür..."

 

http://www.derki.com/joomla/images/stories/dergi/yirmibirinci/deccal2.jpg

12 Aralık 2001 Çarşamba tarihli e-söyleşisinde Hans, bir resim gönderiyor ve o resim üzerinden, çeşitli tarihlerde Deccal'la ilgili açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar, birçok insanın bilgi düzeyini aşıyor. Uzun ve karmaşık ama gelecekte bir tarihî değeri olabilir. Bu yüzden özetleyip basitleştirerek bu açıklamaları buraya alıyorum. Böylece, sanırım Deccal'la ilgili biraz daha ayrıntılı bilgiye sahip olma şansımız olacak. Hans şöyle diyor.

 

"Daha önce de sözünü etmiştik. O resim Tevrat kökenlidir. Kerrubi denen Arş taşıyıcı melekleri anlatıyor. Başları hemen Arş'ın altında dört direk gibi dört yüzleri var. Her bir yüz dört yöne bakıyor ve birbirine bakıyor. Dört direkten birisi Aslan (Yağus), Boğa, Kova (Vedd) ve Kartal (Akrep) yani sfenks. İnsan yüzlü aslan pençeli, boğa gövdeli ve kanatları düşmüş bir Sfenks, Kerrubi'dir. Deccal’ın diğer sembolik karşılıkları"Lynx.nLynx", "Vaşak" ve "666"dır. Vaşak bir kuzuyu (Hızır) öldürecek, ama Hızır tüm mühürleri açacak. 7 Mühür. Şi'ra 666 sayılı istasyon, paralel evren kapısı. Oradan giren Lynx-666 ve orada yapılan Armageddon savaşı. Army, ordu, Arma, Donanma demek. Geddon ise, Şi'ra yıldızı ileri karakolu demek. Bu karakol Nûr-36. Âyetteki Büyutin yani koloni evleri... Burada 40'lar meclisi var. Başkanı da Hızır. İşte o yaratık (Beast) bu Lynx'dir ve Sphynx'e Şi'ra'dan girecektir. Arş'ın ayağının bir bölgesinden.

 

Evet şu gördüğünüz şekil, tasdik edilmeyen olarak "Kızıl Gül" Rose Croix'e Hermetik bir amblem oldurulmuş. O Haç aslında dört değnek (Tarot'taki değnekler, ikisi Joakim ve Boaz). Ama dört değnek, Arş'ın dört direği. Tepedeki Hermes ile anlatılan Arş'ın sahibi. Gül gibi Masonik sembolleri atlar isek, izleyen kılıç biçimindeki yıldırım Zig-Zag Thule Qaanaak'ıdır (Bunu da bir ara ellerine geçirip Thule adlı bir Mason derneği kurdular. Amblem oradan kalma). Dört direği (Haç diye göstermişler) soldan sağa sırayla, Boğa, İnsan (Kova burcu insan ile gösterilen tek özel burçtur), Kartal (Akrep burcunun asıl adı Kartal (Nesr ya da Nisra'dır) ve Aslan (Yağus, Yeuke, Nisra Vedd). İsterseniz bu putları zikreden Âyeti bir daha yazalım: Nuh 23: Dediler ki: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, ne Vedd'i, ne Suva'ı ve ne de Yeğus'u, Yeûk'u ve Nesr'i".

 

Suva (Suvaga, Şiva) ise, İsa gibi Haç'ın ortasına kondurulmuş (Suva dişidir). Çünkü Masonik bu örgütün kaynağı Tevrat'tır. Daha alttaki 7 yılan, yedi mühürdür. Bunu da 6 kollu ve ortasındaki ile 7 kollu Yahudi şamdanına benzetmişler. En alttaki kadın ise Freja'dır ve Tevrat kökenli değildir (Germen Venüs'ü). Tuttuğu kuzeyli kalkanındaki 6 yuvarlak David yıldızı şeklidir ve başkaca bir anlamı da yoktur. Yukarıdaki yuvarlaktaki üç nokta ise, hem masonluğu hem de 666 sayısını simgeliyor. 6 ve altına 66 yazıp öyle okuyacaksınız. Bu üç vav işareti ve/veya 666'dır.

 

Alttaki yuvarlak içinde iki tane küçük yuvarlak var. Alttaki iki küçük yuvarlak ve kadının iki göğsüyle 666 üç yuvarlağı bir anahtar. (Toplam 7). Kalkandaki yuvarlak sayısı da 7 mühür (Kilit). Yılanlar ise o 7 musibet... Başlarındaki fanuslar ise onların şimdilik ısırmalarını önlüyor."

 

31 Mart 2002 tarihli e-söyleşisinde ise Hans şöyle söylüyor: "Anti (madde) evreni ile aynı zamanda aynı şeyleri yaşayacağız. Ama bu sözünü ettiğim evren ile senkronize değiliz. Çatlağın arkasında görünecek olan bu evren, sanki biri elinizde okuduğunuz gazeteyi çaktırmadan tutuşturmuş gibi alev alev yanmaktadır. Gazetenin arkasında bu alevi görmektesiniz. Gökyüzü kızarmış bir gül gibi alev almıştır. Orası adeta bir Cehennem'dir... İşte Deccal o doğanın yaratığıdır. Çatlak (yani gök yarığı olan asimetrik çıplak tekillik) deve biçiminde başı kalın, kuyruğu çok ince bir gök çatlağına dönüşmüştür o gün... Başı (perçem) ve topuğu (kuyruğu) arası binlerce ışık yılıdır. Artık iki evren orada boğazlaşmıştır. Ama bir çatlak biçiminde berzah olmuştur.

http://www.derki.com/joomla/images/stories/dergi/yirmibirinci/deccal3.jpg

Baş'tan İsa (Mesih) topuktan ise, Deccal bizim evrenimize transfer olurlar. Baş (Perçem) bölümü bir başka paralel evrene (İlliyyin) açılmakta, fakat tam tersine kuyruk sokumu olan en uç ise Siccin denen bir başka paralel evrene açılmaktadır (Bir karadelik yeteri kadar büyükse, tüm paralel evrenlerin ortak kapısı olur). Kur'an'daki misâli "Açık sayfaların bir tomar gibi bükülmesi"dir. Büken ise karadeliktir (ayrıntı Enbiya 104'de). Açık sayfalar ise, sonsuz tanedir. Yani kalın bir cildin sırtı olarak düşününüz uygun bir karadeliği.

 

İki evren birbirine Şi'ra kapısında değer. O çatlak ardındaki içerik bu tarafa geçmez. Üstelik ötedeki evrenin doğası oradaki canlılara uygundur. Orada ters termodinamik yasası geçerlidir. Orası Deccal'ın yurdudur. Asitler ve bazlardan oluşan bir Dünya...

 

Paralel evrenlerin her birinde bir yaratık vardır. Her birinin doğası ayrıdır. Siccin'deki Şeytan'ın doğası başka, insanınki başka (Karbon kimyası), Deccal'inki başka (silisyum kimyası). Toprak teriminin 7 anlamı vardır. Karbon kimyası (biz), Silisyum (toprağın ana maddesi) Deccal'in grubu." diyor.

 

 

 

Yazar: Mustafa Öz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...