Jump to content

Öğrenci Kısa Filmleri Neden Berbattır ?


nevermore

Önerilen Mesajlar

İnternette epeydir dolaşan bir yazı. Kimin yazdığını belli değil sanırım. Biraz kısaltılmış bir çevirisini yapmaya çalıştım. Bayağı eğlenceli, film yapma niyeti olanlara da yararlı olacaktır tahminimce. Yani, hem güldürüyor, hem düşündürüyor.

Kaydırma + Zum

Yani, zum yaparken kamerayı geri kaydırmak… Ya da tersi… Ortadaki nesne aynı boyutta kalırken arka plan değişir. En yaratıcılıktan uzak ve kabak tadı vermiş numaralardan biri. Filminizin “ben bir öğrenci filmiyim” diye bağırmasından başka bir işe yaramaz. Hitchcock, Vertigo’da kullandı, Spielberg Jaws’ta kullandı ama artık yeter.

Acı Çeken Sanatçı Filmi

Hikaye şöyledir: Bunalımlı bir sanatçı (yazar, sanatçı, heykeltraş veya müzisyen; ama %90’ında yazar), bir tür iç çatışma halindedir (bir akrabası ölmüştür, kitap yetişirmeye çalışıyordur falan). Bu rencide ruh, bir ilham kaynağı ile karşılaşır (güzel bir kadın, yaşlı bir bilge, büyülü bir zamazingo falan), bu da kahramana bir tür aydınlanma yaşatır ve yaratıcı bunalımını aşar (kitabını veya resmini bitirir, ilham perisinin heykelini yapar falan). Acı Çeken Sanatçı filmi, genellikle “kendiyle boğuşan adam” hikayesidir, ki izleyeni ilk iki dakikada uyutacağı garantidir. Bu filmlerin bir ayırt edici özelliği de, kahramanın en az bir dakika boyunca (genelde sigara içerekten) boşluğa baktığı sahnedir.

Aşırı Yavaş Diyalog

Bir öğretmenim bir keresinde bana, “bir saniyelik gerçek zaman, üç saniyelik film zamanına denktir” demişti. Akılda tutmak lazım. Öğrenci filmlerinde dikkatinizi çekmiştir, iki cümle arasında hep gereğinden uzun bir boşluk vardır. Neden böyle yaparlar, bilinmez. Ortalama bir “gerçek” filme baktığınızda, genelde diyalogların çok hızlı olduğunu görürüz. Çünkü insanlar, konuştuklarından daha hızlı anlayabilirler. Ayrıca bu yavaş diyalog, senaryodaki kötü bir repliğin etkisini arttırır. Bir sonraki replik gelene kadar geçen sürede, kötü replik, bir osuruk gibi havada asılı kalır.

 

Rüya Sahneleri ve Geri Dönüşler

Eğer öğrenci filminin Kung Fu’nun bir bölümü gibi görünmesini istemiyorsan, rüya sahneleri ve geri dönüşlerden uzak dur, Çekirge. Bir rüya sahnesi genelde, “karakter hakkında bilgi vermek için aklıma daha iyi bir şey gelmedi” demektir. Komik rüya sahneleri hariç. Onlar serbest.

Kötü Ses

Görüntüsü çok güzel bir film yapabilirsiniz, ama ses kötüyse, film de kötü olur. Kötü ses kadar öğrenci filmini mahveden bir şey yoktur. Tamam, bütçeler kısıtlıdır, ama çoğu öğrenci yönetmen, görüntüye verdiği önemi sese vermez.

“Bakın, ben yönetmen oldum” çekimleri

Örnekleri arasında, akvaryumun arkasından çekim, nedensizce tepeden çekim, kamerayı yamuk tutarak çekim falan vardır. En meşhuru da “buzdolabının bakış açısı” çekimidir, yani kamerayı buzdolabının içine, çöp kovasına, tuvaletin içine falan koyarak yapılan çekim. Tamam, hevesinizi almak istiyorsunuz, ama çok dandik görüneceğini unutmayın.

Yanlış Oyuncu Seçimi

· Filmdeki arzu nesnesi olarak kız arkadaşınızı oynatırsanız, seyirci bunu fark eder.

· Tabii bir gudubeti süper model gibi göstermeye de çalışmayın.

· Dengesiz çiftler… Seyirci, siz öyle istemediğiniz halde, “bu kızın bu adamla ne işi var” diye düşünmesin.

· Yaşlı karakterleri arkadaşlarınıza oynatmayın. Saçları beyazlatmak için bebe pudrası kullanıp takma sakal takarak altından kalkamazsınız.

· Yeri gelmişken söyleyelim. Birilerini sırf seksi oldukları için oynatmayın. Bu genellikle genç erkek yönetmenlerin yaptığı bir şeydir. İster itiraf etsinler, ister etmesinler; sırf beğendikleri bir kızla bir süre takılmak için, güzel kızlara rol yazarlar. Genellikle senaryo bu kızın açık saçık giyinmesini ya da çıplak olmasını gerektirir. Böylece abazan yönetmenimizin fantezileri şenlenir. Film yapıyorsunuz, bikini yarışması değil… Eğer derdiniz başkaysa, hiç ayak altında dolaşmayın.

Kaş-Göz Oynatmak

Aşırı mimikler, deneysel tiyatroda ya da pandomimde işe yarayabilir, ama filmde olmaz. Yalnızca, eğer karakterler ilk dört dakika içinde seks yapıyorlarsa, kabul edilebilir.

“Hiçbir Şey Olmaz” Filmi

Çok sık rastlanan bir kötü öğrenci filmi tipi. Genelde, bir baş karakterin, çevresindekilerle hiçbir yere varmayan konuşmalar yapması şeklinde cereyan eder. 45 dakika hiçbir şey olmaz. Sonda bir anda nereden geldiği belli olmayan şekilde heyecan yükselir ve her şey bir sonuca bağlanmaya çalışılır. Ama o ana kadar herhangi bir çatışma ya da merak uyandıracak bir şey olmadığı için, seyirci uyumuştur ve finali kaçırır. Bu filmlerin en yaygın temaları “çocukluğuma ait hiç kimsenin umurunda olmayan tatlı anılar”, “yaşamdan, yaşamın kendisinden daha sıkıcı bir kesit”, “tanıdığım komik insanlar” gibi şeylerdir. Yaklaşık yarısında alkolik ve yalnız bir anne veya baba vardır.

Kameranın İçine Yürüyen Karakter

Bir karakter kameraya doğru yürür ve objektifin içine girer, görüntü kararır. Arkasından da kameradan uzaklaştığını görürüz. Aman ne büyük buluş!

Video Efektlerinin Aşırı Kullanımı

Eğer hikayenizi anlatmak için gerçekten bir işlevi yoksa, efektlerden uzak durun. Sırf biri sizi Avid’in önüne oturttu ve elinizin altında bir sürü efekt var diye kendinizi onları kullanmak zorunda hissetmeyin. Amacınız, güzel bir film yapmak. Tabii cinelook ya da renk düzeltme tarzı efektleri bunun dışında tutmak lazım. Ayrıca bindirmelerden mümkün olduğunca uzak durun, bir anlamı olmadıkça kullanmayın. Kesmeyle aynı şey değildir.

Dramatik Sigara

Kahramanımızın bir derdi vardır. Ne yapar? Bir sigara yakar. Tamam, insanlar sıkkın olduklarında bir sigara yakabilirler, ama bunu anlatmak için daha özgün bir şeyler de bulabilirsiniz, değil mi?

Aynadan Çekim

Yanlış anlamayın, aynadan çekim yerinde kullanıldığında iyi bir etki yaratır. Ama öğrenci yönetmenler, bunun gibi pek çok tekniğin suyunu çıkardıkları için, aynadan çekim, doğrudan “kötü öğrenci filmi” sinyali verir. “Süper! Kadın el aynasını masanın üstünde koymuştur, böylece arkada duran kocasını da görürüz, hem de aynı karede! Aman Allahım, ne kadar dahiyim!”

Anlatıcı Ses

Hikayenizi anlatmak için aksiyon kullanmamanın kötü bir bahanesi… Öğrenciler anlatıcı sese bayılırlar, çünkü karakteri ve filmin dünyasını anlatmak için ilginç bir sahne düşünemeyecek kadar tembeldirler. Anlatıcı ses, ucuz durur ve sıkıcıdır. Eğer hikayenizi anlatmak için aksiyon kullanmak istemiyorsanız, film okulunda ne işiniz var? Gidin kitap yazın. Film yapıyorsanız da, anlatıcı sesi çok dikkatli kullanın.

Bitmek Bilmeyen Bitiş Jeneriği

Anladık, filminizi çok seviyorsunuz ve teşekkür etmek istediğiniz çok insan var. Ama bu film, bir gösterimde on tane film izleyecek insanlara gösterilecek. Filmin kendisinden uzun süren bitiş jenerikleri görmüşlüğümüz vardır. O yüzden şunları aklınızda tutun:

1) Yazılar hızlı aksın. Bayağı hızlı aksın.

2) Karakterler küçük olsun.

3) Ekibin her üyesinin adı ekranda tek başına görünmek zorunda değildir.

4) Aile ağacınızın tamamına ismiyle teşekkür etmeniz gerekmez.

Aşırı ve Gereksiz Küfür

Niye? Çünkü gangsterler sert adamlardır. Çünkü Rezervuar Köpekleri’ne bayıldınız. Çünkü herkese ne kadar sistem karşıtı falan olduğunuzu göstermek istiyorsunuz. Hadi oradan!

Sahne Bir: Kahramanımız uyanır.

Bir filmi, çalar saatin çalmasıyla başlatmak kadar baştan aşağı kötü bir fikir yoktur. Biri saati susturur. Uyanır. Esner. Arkasından “Aman tanrım, geç kaldım!” şeklinde bir replik gelir. Tamam, anladık. Ama neden bu kadar çok görüyoruz bunu.

Kabak Tadı Veren Konular

Birisi eşcinseldir (ya da cinselliğini sorgulamaktadır). Birisi ölmektedir. Birisi uyuşturucu kullanmaktadır (hiç kimse filminizde esrar ya da eroin gösterecek kadar cesur olmanızı umursamaz, tabii biri eroini gözüne enjekte ediyorsa, o başka). Birinin annesi ölmektedir. Birisi, bir başkasını takip etmektedir. Genç gangsterler. Yaşlı gangsterler. Duygusal çocuk kendisini sevmeyen bir kızı sever. Birisi AIDS olmuştur. Ucube kahramanlar (birisinin sırtından çıkan üçüncü bir kolu vardır, ama sonunda onu seven üç kollu bir kız bulur). Birisi banyo küvetinde ölür (temizlemesi ne kadar kolay, değil mi?). Eski korku ya da karate filmleriyle dalga geçmek. Birisi şehirde dolaşıp çevresine bakınır. Sokak fahişesi, onu kurtarmak isteyen bir adam bulur. Çocuklar göründükleri kadar masum değildirler (evet, biliyoruz). Kötü evlilik. Tecavüz. Tek yumurta ikizleri. Ve nihayet en popülerleri: İntihar.

Son Söz:

Sanatta kural yoktur. Ama aslında vardır. Size paradoks gibi görünebilir. Kalbinizden ne geçiyorsa onu yapmakta serbestsiniz tabii. Ama aklınızda bulundurun, işin tekniğini bilmeden sanat yapmaya çalışmak genellikle sizi anlaşılmazlığa ve kendini beğenmişliğe götürür. Ama birçok insan da David Lynch’i sever.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biraz daha klasik ve modern klasik edebiyat okumaları ve okuduklarını algılamaları lazım. Her şeyi fazlasıyla yanlış anlamışlar. Yeraltı edebiyatı veya Samuel Beckett okuyan (ve anlamayan) herkes böyle gaydiriguppak şeyler yapabilir evvela ama olay o değildi ki... Tutarsızlıklarının kaynağı burada yatıyor. Dürtülerini sorgulamaları ve bunu yaparken kendilerine dürüst olmaları lazım. Neden bu filmi çekiyorum, ne işe yarayacak... Bu soruları sorup düzgünce cevaplamadıkları için kaş yaparken göz çıkartıyorlar ve etrafı bok götürüyor sonra. Beckett'in hitap ettiği kitle 19. yy sonu ve 20. yy başı edebiyatta ve sanatta ne olup bittiğini bilen bir kesimdi. Bukowski ise yaşadığı için yazıyordu, yazdığı şeyde ise bakın gerçekler diye fısıldıyordu, oturduğu yerden ahkam kesmiyordu.

 

Marjinal olacağım derken klişelerin hepsini yapıyorlar ve bilinçlice değil. Eğer okusalardı bu klişelerin neler olduğunu görürlerdi ve marjinal olmanın ne demek olduğunu anlarlardı. Keza cehalet ve marjinallik farklı şeyler. Etrafta düzgün giyinen insan pek olmadığı için düzgün giyinen bir insan gayet marjinal olabilir.

 

Son Söz:

Sanatta kural yoktur. Ama aslında vardır. Size paradoks gibi görünebilir. Kalbinizden ne geçiyorsa onu yapmakta serbestsiniz tabii. Ama aklınızda bulundurun, işin tekniğini bilmeden sanat yapmaya çalışmak genellikle sizi anlaşılmazlığa ve kendini beğenmişliğe götürür. Ama birçok insan da David Lynch’i sever.

 

Kalbinden geçeni bilmedikleri için bu olaylar oluyor. Sadece akıllarına zorlayıpta getirdikleri şeyleri zorlayarak yapıyorlar. Teknik de zaten olayı kolaylaştırmak içindir. Bir yer ve çevre edinme ihtiyaçlarını dürüstçe kabul etmeleri ve bunun yolunun bu olmadığını kabul etmeleri gerekiyor. Olmadıkları bir şey olmaya çalışıyorlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Oldukça güzel tavsiyeler, bu hataların tümüne denk geldim okulda. Bir ara biz de kısa film çektik üniversitede ve yeterince kötüydü. Yazdığımız senaryoyu dahi uygulayamadık, neyse ya sonu böyle olsun falan dedik :D Öğrenci kısa filmlerinin kötü olmasının önemli bir sebebi, genelde mecburiyetten (ders geçme vb.) bu filmi çekmeleridir. Yarışmaya katılanların ise bunları zaten bilmesi gerekli.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Diyaloglar arasındaki gereksiz uzunluklar bol bol zaman doldurmak adına Tv dizilerinde bulunuyor. Yerli yersiz argo ve küfür içerikli sahneler de kimi filmlerde yeraltı edebiyatına sığışmak adına görülüyor. Hala sürüyormu bilemiyorum ama bir ara kalitesiz öğrenci filmi havasında çekimler pek bir revaçta gibi gözüktü gözüme (aslında öğrenci filmi olmayan filmlerde) ne kadar başarılı oldu tabi tartışılır.

Ses kalitesi hakkında ise, hiçbir yargılamayı kabul etmiyorum, yazıktır okulun kısıtlı imkanlarıyla ödünç aldıkları dandirik malzemelerle (belkide sadece kameranın ses alıcısıyla) bişeyler yapmaya çalışan, ileride şahane çekimler yapabilecek kadar bütçeyi bulabileceğini düşünen insanlar bunlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sahne Bir: Kahramanımız uyanır.

Bir filmi, çalar saatin çalmasıyla başlatmak kadar baştan aşağı kötü bir fikir yoktur. Biri saati susturur. Uyanır. Esner. Arkasından “Aman tanrım, geç kaldım!” şeklinde bir replik gelir. Tamam, anladık. Ama neden bu kadar çok görüyoruz bunu.

 

Kendimden utanıyorum şimdi :D Allahtan sadece senaryoda kaldı benim olay ...

O değilde artık tekniği senaryoyu geçtik.Adam filmin ismini bile koyamıyor bulamıyor.Acayip acayip isimler falan filan.

 

Arkadaşlar bahsetmiş imkanlar kısıtlı olunca sıvamak cabası oluyor.Lakin kısıtlı imkanlarda çok daha güzel ürünlerde çıkabiliyor.

 

Kısa film çekerken çekilen eziyet ve sıçma durumları pardon saçma durumları kameraya alsan filmden hada güzel ürünler çıkar diye düşünüyorum :D

 

Konuyla ilgili çok güzel bir film vardı burayada paylaşmak isterdim ama üyeliğim banlanır diye korkup koyamadım :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İsim de önemli tabi ama abartmamak lazım, ipi kopuk uçurtma hayaller gibi isimlere cidden gerek yok. :D

 

Senin dediğin isim daha sanatsal kaçıyor olaya farklı yerden bakıyor hiç değilse.Söyleyeceğim isimleri duysan aklını kaçırır intihar edersin :D Bok davası diye isim olurmu allahını seversen söyle be. Kendini sanat aşığı zanneden sanattının zirvesine gelmiş hangi insan cesaret edip koyabilir sorarım size :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...