Jump to content

Alanlar - Çakralar


nevermore

Önerilen Mesajlar

Kişisel Benliğin Üç Alanı

Duyular dışı ortamımızın doğası nedir ve bizi nasıl etkilemektedir?

insanın, her biri gerekli ve birbiriyle etkileşim halinde olan süreçlerden meydana gelen bir kompleks olduğu fikridir. Hiçbir fiziksel deneyim, duygusal karşılık veya zihinsel yorumlama olmadan oluşamaz. İnsan deneyimlerinin derecelerini düzenlemeye çalışırsak, teozofi düşüncesine yakın olarak insanin kendisini fiziksel yaşamında üç katlı bir mekanizma ile ifade ettiği tasarıma ulaşırız: eterik veya yaşamsal, astral veya duygusal ve mantal veya zihinsel. Bunların hepsi birlikte ele alındığında, teozofi literatüründeki kişilik tanımı ortaya çıkar.

İnsan ruhunun bu tanımının, mevcut psikoloji ekollerince sunulan tanımdan çok uzak olduğunun farkındayız, fakat yine de bizim araştırmamız, bu varsayım üzerinde olacaktır.

İnsan doğasının bu üç yönü, fizik beden ile uyumlu bir bütün haline geldiğinde, kendini ifade etmenin tam ve esnek bir enstrümanı olmaktadır. "Öz" kelimesi de her birimizin en derin ve dayanıklı özü için, yani gerçek benliğimiz için ayrılabilir.

Kişilik, eski Yunan ve Roma zamanlarında geliştirilmiş olan persona fikrine benzemektedir: Dramada oynadığı rolü belirtmek için aktörün takındığı bir maske veya görüntü. Yaşam dramasında biz aktörler genellikle bu temsil ile öyle özdeşleşiyoruz ki, onu kendi gerçek benliğimiz olarak algılamaya başlıyoruz.İnsanoğlu için en büyük çatışmalardan biri, öz benlik (bazılarının can dediği) ile onun personası veya kişiliği arasındaki ayırımın farkına varmak olduğu düşüncesi abartma olmayacaktır.

İnsan doğası hakkındaki bu görüşün önemli bir diğer unsuru da, yaşam ve yaşam enerjilerinin gizemiyle alakalıdır. Birbiriyle ilintili organizasyon sistemlerinin hiyerarşisi olarak fizik bedenin tanımı bize artık uzak sayılmaz, ama bu sistemlerin belirli enerji modelleri (pattern) olarak nitelendirilmesi düşüncesi, henüz pek anlaşılmamaktadır. Ancak buradaki araştırmamız, bu enerji modelleri ile ilgilidir ve bu yüzden, enerji modelleri ile fiziksel semptomlar arasındaki bağlantıları açıklayabilmek için bir prensibe ihtiyacımız var.

Burada geliştirilmekte olan düşünceye göre insan, birbiriyle bağlantılı güç alanlarından oluşan bir sistemdir ve bu alanlar içindeki enerji modelleri belirli bir alana mahsus olmakla kalmayıp aynı zamanda özel işlemler Ve mekanizmalar tarafından düzenlenmektedir. Ayrıca, bu enerji modelleri bilinçteki değişimlere cevap verebilmektedir. Bu gerçek de, insan yaşamının birçok üzücü problemi hakkında bize bambaşka bir perspektif getirmektedir. Ezoterik literatürde insan, yedi bilinç ve enerji seviyesi veya alanına sahip olarak tanımlanmaktadır. Bunlardan her biri, fiziksel alemin katı, sıvı, gaz, moleküler, atomik ve atomaltı bölümlerine benzer bir şekilde hiyerarşik olarak ayrımlanmıştır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, buradaki incelememiz te­mel olarak fizik bedenle sürekli ilişki içinde olan, eterik bedenle ilgilidir. Ancak, fiziksel ve psikolojik süreçler arasında bir ayırım yapılamadığından, birçok kez duygusal ve zihinsel faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Böylelikle incelememizin bütününü teşkil eden durugörüyü kullanarak elde edilen gözlemleri değerlendirme konusunda, çalışma hipotezimiz olarak insan doğasının teozofik tanımını seçtik. Burada hipotez kelimesini, "ona karşı olan bazı gerçekleri test edebilmek için doğru olduğunu varsaydığımız öneri" olarak tanımlayabiliriz. Eğer hipotez anlamlı ve tanımlayıcı bir prensip ortaya koyarsa, bu bizim araştırmamız tarafından güçlenecektir; eğer tersi olursa, daha iyi bir hipotezle değiştirilebilir.

Alanlar hakkında sürekli konuşacağımız için, eğer onları tüm yaşamın katıldığı evrensel alanların özel örnekleri veya kuvvetlendirmeleri olarak kabul edersek, her bireyle bağıntılı olan yaşam enerjileri, duygular ve düşüncelerden "alan" olarak bahsetmek geçerli sayılacaktır (bir alanı genellikle uzayın devamlı bir hali olarak tanımlayabiliriz). Bu durumda, sadece her bireyle ilgili üç alan arasında değil, bunlarla bireylerin bir parçası oldukları evrensel alanlar arasında da, sürekli bir etkileşim vardır.

Bu yüzden, karışıklığı önlemek için genel tanımlarda "alan" terimini evrensel yönlerden bahsetmek üzere kullanacağız. Ve "araç" veya "beden" kelimelerini ise evrensel alanın bireysel ifadesini tanımlamak için ayıracağız. Ancak Bayan Kunz bedenlerden çok alanlar hakkında konuşmaya alışkın olduğu için, bahsedilecek birçok vaka geçmişinde "genel alan" terimini, şakra sisteminden akan enerji yerine, eterik veya astral beden tanımlarında göreceğiz.

Araçları olan fizik beden ile birlikte, kişisel benliğin üç alanının birbirlerine olan sıkı bağları, hareket halindeki dört boyutlu kalın örgülü bir dokumaya benzeyen insan yaşamı hakkında bir resim oluşturmaktadır. Dokumanın boyuna ve enine uzanan iplikler, değişik kalite ve dokulardan meydana gelmektedir. Hareketleri ise, zaman çizgisini kestiğinde kımıldamakta ve değişmektedir. Bu etkileşim sürecinin karmaşıklığını anlamanın yolu, onun dinamikliğinden geçmektedir, çünkü yaşam daima gelişim ve değişimden meydana gelmektedir. Böyle bir değişimde en önemli faktör, bizi olumsuzluk, kötü sağlık ve hastalık yönünde götürüp götürmediği ve bu modelin öz-bütünleşme, sağlık ve bütünlük yönünde değiştirilip değiştirilemeyeceğidir.

Eterik Bedenin Yapısı ve İşlevi

Eterik bedenin en önemli işlevi, yaşam enerjisi veya canlılığın evrensel alandan bireysel alana, oradan da fizik bedene iletilmesidir. Bu, tüm doğaya güç veren yaşam enerji okyanusu ile ilk temel bağlantıdır. Canlılık, Batı'da bir enerji formu olarak tanınmamaktadır; prana olarak bilindiği Doğu'da ise, solunum ve solunumla bağlantılı, doğadaki evrensel bir güç olarak kabul edilmektedir. Sadece insanlarda değil bitkilerde ve hayvanlarda da mevcuttur.

Tümü birbirleriyle etkileşim halinde ve uyum içinde olmalarına ve bu şekilde fizik bedenle birlikte bütün yaşam boyunca bilinçli benliğin bir aracını teşkil etmelerine rağmen, eterik aynı zamanda fizik bedenle, duygusal ve zihinsel araçlar arasında bir bağ görevi görmektedir.

Eterik düzeyde, bireysel alan, şakralar aracılığıyla akıp gelen yaşam gücü ya da eterik enerji tarafından düzenlenir ve canlandırılır. Bu konu ileride detaylı olarak ele alınacaktır. Aynı zamanda duygusal ve mantal düzeylerdeki merkezler de kendi ait oldukları alanlardaki enerjileri işlerler ve bu enerjiler eterik enerjiyi eterik bedendeki kanallar şebekesi yoluyla akarken düzenler ve değiştirirler. Bu yüzden bu çok karmaşık bir süreçtir. Eterik beden fiziksel bedeni canlandırır, fakat halihazırda bunun nasıl gerçekleştiği tam olarak bilinmemektedir. Eterik kanallar sinir sistemine paralel olarak aktığına göre bunun bir endüksiyon işlemi olması mümkündür.

Nasıl doğmamış bir bebek ana rahmindeki sıvı içinde yüzerse, insanlar da aynı şekilde besleyici enerjiler denizi tarafından korunmaktadır. Bağıntılı oldukları üç alandan girip çıkan enerjiler tarafından sürekli beslenmekte olmalarına rağmen, eterik, astral ve mantal araçlardaki güç merkezleri veya şakraların yapıları bireyin yaşamı boyunca sabit durmaktadır.

Her fiziksel taneciğin, fiziksel şeklin mükemmel bir kopyası olan bir eterik karşılığı vardır (bu yüzden "eterik eş" terimi vardır). Eterik araç, fizik beden ile o kadar sıkı bir etkileşim içindedir ki, birbirlerinden ayrılamazlar. Bir anlamda, eterik kesinlikle fizikseldir, çünkü bedenden yaşam boyunca ayrılmaz ve ölüm sırasında parçalanır. Bu yüzden eterik, geçmişte ezoterik literatürde, katı, sıvı ve gaz halleri ilk üç olarak varsayıldığında, maddenin dördüncü boyutu olarak tanımlanmıştır. Ancak söylemek gerekir ki gözlemciler, katı maddeler kadar sıvıların ve gazların da eterik eşlerinin olduğunu bildirmişlerdir. Bu yüzden de, yukarıdaki sınıflandırma yetersiz görünmektedir.

Aslında, eterik alanın birçok alt kategoriye bölündüğü varsayılmaktadır. Bunların en yoğunu fiziksel katılarla ilgilidir, diğerleri ise daha seyrektir. Gerçekte eterik "maddeseldir" ve fiziksel maddeye çok yakındır. Bu yüzden, eterik alanı belirsiz olarak görebilme yeteneğinin, gözün retinasına bağlı olduğu ve normal görüşün sınırında olduğu ileri sürülmüştür. Eğer olay buysa, o zaman eterik alanı görme noktasına yaklaştırabilecek bir enstrümanın yapılabilmesi mümkün olabilir. Birçokları bunu yapmaya çalışmış, fakat henüz başarılı olamamıştır.

Eterik, sadece yaşam gücü veya prananın aracı değildir; aynı zamanda fizik bedenin yapısının temel modelini de sağlamaktadır (eterik model ile genetik kod arasındaki bağlantılar henüz araştırılmamış olasılıklar sunmaktadır). Bu eterik matris, bireyin sağlık durumu ile birebir ilgili olduğu için önemlidir, çünkü fizik bedenin kalite, hassasiyet ve dayanıklılığı, eterik bedenin tonu ve kalitesine birebir bağlıdır.

İnsan bedenindeki her hücrenin etrafında eterik, duygusal ve zihinsel enerjilerin yoğunlaştığı bir eşi vardır. Her bireyin etrafında ("bedenleri" veya "aurayı" oluşturan) yoğunlaşan enerjiler uzaya veya daha doğrusunu söylemek gerekirse, evrensel alanlara doğru zayıflamaktadır. Bir bireydeki üç alanın birbirleriyle ne tür bir etkileşimde olduğunu netleştirmek için daha çok çalışma gerekmektedir; önce de belirtildiği gibi, şu ana kadar incelemelerimizi özellikle eterikle sınırlandırmak zorunda kaldık. Duygusal ve zihinsel alanlardaki girişimlerimiz ise sadece tanısal amaçla yapıldı. Böylelikle, şimdiye kadar, eterik bedenin ve şakralarının kaba anatomisinin bir çizimini yapmak mümkün oldu.

Durugörü yeteneği olan kişi eterik bedeni, ince parlak güç çizgilerinden oluşan ışıltılı bir ağ olarak görmektedir. Bu çizgiler sağlıklı bir kişide tenin yüzeyine dik açılar oluşturmaktadır. Dokusu ufak taneli veya kaba olabilir; bu özellik fizik beden tipinde de kendini göstermektedir. Bedenin her organının, eterik enerjinin sürekli dolaştığı eterik bir karşılığı bulunmaktadır.

Eterik beden, soluk mavi-gri veya mor-gri renktedir, sıcak günlerde yüzeylerde görülen ısı dalgalarına benzer şekilde hafif parıltılı ve ışıltılıdır. Normal kişilerde fizik bedenin çevresinden 5 ila 7 cm. dışarıda bulunur ve kendisini çevreleyen eterik enerji okyanusuna doğru giderek zayıflar. Bu enerji okyanusu sürekli, hızlı bir hareket içindedir ve atmosferin dünyayı sardığı gibi bedeni sarmaktadır.

Eterik alan kendi başına bir bilinç aracı olmamasına rağmen bilinç akışını fiziksel beyine iletmektedir. Eğer, herhangi bir sebepten dolayı fizik bedenden ayrılırsa, sonuç rahatsızlık ve sağlığın kötüleşmesi olmaktadır.

Eterik ve astral alanlar arasında doğal bir engel sağlayan ve kişiyi, bu iki düzey arasında vaktinden önce bir iletişim açmaktan koruyan çok ince dokulu bir eterik ağ bulunmaktadır. Bazı teozofi kaynakları, özellikle de C. W.Leadbeater'ın eserleri bu ağı, çok sıkı örülmüş, şakraları omurgadaki konumlarında birbirinden ayıran, tek tabaka halindeki eterik atomlardan meydana gelmiş olarak tanımlar. Gerçekte, bu koruyucu bir araç olarak görülebilir. Ona gelen zararın çok ciddi sonuçları vardır, çünkü bu, kişinin kontrolünün dışında kalan güçlere kapıyı açmaktadır. Bu ağı değiştirdiği veya yırttığı bildirilen etkenlerden bazıları, alkol bağımlılığı, uyuşturucu ve benzeri maddelerin sürekli kullanımıdır.

Ancak, bu eterik ağın varlığının duygusal ve eterik alanlar arasındaki normal etkileşimi engellediğini varsaymak doğru olmaz. Sağlıklı bir bireyde, tüm enerji alanları arasında düzgün bir ilişki ve ritmik bir akış vardır. Fakat duygusal katmanda, sürekli düşmanlık veya endişe gibi kronik rahatsızlıklar olduğunda, enerji çıkışı bozulmakta ve bu sonunda, tüm sisteme zarar verebilmektedir. Başka bir örnekte korku ve depresyon, normal enerji akışını azaltma eğilimindedir ve bu nedenle de böbrekler gibi organlar, normalden daha az çalışmaktadırlar. Sonuç olarak, duygular hem eterik hem de fizik bedenleri çok yakından etkilemektedir.

Nasıl çok az enerji zarar veriyorsa, çok fazla enerjinin de etkisi aynı olmaktadır. Eğer enerji akışı çok hızlıysa, çok çabuk tükenebilir ve bu da bedenin enerji rezervlerinin azalmasına sebep olabilir. Gerginlik de enerji rezervlerini tüketmektedir ve bunun da kalp krizi veya böbrek yetersizliği gibi, fiziksel bedende ani etkileri olabilir. Bu tür enerji tükenmelerinin öyle yaygın bir etkisi vardır ki, kendini nerede göstereceği veya hangi önemli organın etkileneceği önceden bilinemez. Bayan Kunz bu azalmanın oluştuğu yeri görebilmektedir.

Sağlıklı bir kişi, huzurlu ve mutlu bir ruh hali içindeyken, enerji düzgün ve pürüzsüz olarak akar. Şakralar, bir katmandan diğerine, sağlıkta olduğu kadar hastalıkta da enerji değişimi sağlayabilir, böylelikle bir kişi sevgi dolu olduğunda bu, bedene yükselmiş dengeli enerji olarak yansır. Eğer duygusal bir çatışma yoksa, eterik enerji kuvvetlenir ve çoğalır. Sağlıklı çocuklar kesinlikle kendiliğinden mutlu ve doğaldır, enerji ile dolup taşarlar.

Özetle, olumlu duygular tüm sistem için çok daha ekonomiktir ki bu vurgulama gerektirmeyen bir gerçektir, çünkü herkes bunu içgüdüsel olarak bilmektedir. Araştırmalarımız son zamanlarda daha sağlıklı olmak ve olumlu ilişkiler kurabilmek amacıyla geliştirilen teknikleri kesinlikle desteklemektedir.

( Şakralar ve Enerji Alanları - Dr.Şefika Karagülle & Dora Van Gelder Kunz )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...