Jump to content

Öte Alem Yaşamı ve Genel Biçimi


nevermore

Önerilen Mesajlar

Fizik dünya üzerindeyken kontrol edilmemiş olan kalıcı alışkanlıklar. Öte Alem'de tatmin edilemeyen fantom hisler ve fantom arzular yaratırlar.... Öte Alem'de hislere öylesine bağlı olmak kişinin kendisinin oluşturduğu bir 'cehennem'de olmak demektir.

Beniamin Walker

Beyand the Badv. London, Routledge & Kegan Paul, 1977. p. 184.Spatyom Astral Seviyesi ve Özellikleri

'Astral Alem, duygular ve hayaller alemidir' ; bildiğimiz herhangi bir gazdan daha suptil olan ve birçok yoğunluk derecelerini kapsayan bir maddeden oluşur. 'Astral beden: duyguları taşıyan araçtır. Duygular, astral maddenin vibrasyonlarınca hasıl edilirler. Yüksek duygular (-sevgi, şükran, diğerkamlık ve benzerleri-) durugörürlere suptil maddenin vibrasyonları olarak görünürlerken, aşağı duygular (- açgözlülük, kıskançlık, haset, nefsani sevgi [ihtirasın kardeşi], gurur, vs.-) nispeten daha kaba ya da yoğun maddesinin vibrasyonları olarak görünürler. İnsan, ölmeden önce ne ise, öldükten sonra da o olacaktır. Şu farkla ki, sadece fizik bedensiz olacak ve fizik dünyanın sınırlamaları bulunmayacaktır. Erdemleri ve kötü yarıları aynen kalır ama, astral bedenin akışkan mahiyetinden dolayı, bunlar, büyük iyilik ya da kötülük güçleri haline gelirler. Böylece, fizik seviyedeki azıcık bir zıddiyet hissi astral alemde sırf nefrete dönüşür ve her iki taraf için de hoş olmayan sonuçlar yaratır. Öte yandan, en hafif bir fizik sevgi hissi, karşılıklı bir sevgi akışına yol açar ki, bu da şaşılacak derecede bir uyum ve barış atmosferi yaratır.Astral alem hayaller alemi olduğu için, orada, fizik alemde olduğu şekilde vaktin ya da emeğin harcanmasına gerek yoktur; her şey (-giysiler, yiyecek, vs.-) düşünce ile oluşturulur. Orada yaşam, uzun bir tatil şeklinde geçirilebilir. Kendimizi, gerçekten de neyi yapmayı arzu ediyorsak ona adayabilir ve kişisel uğraşlar­la canımızın istediği kadar ilgilenebiliriz. Çalışmaya ayıracak zamanın bulunmaması ya da zayıf bir görme gücünün ya da yorgun bir bedenin (-astral bedende, yorulabilen hiçbir unsur yoktur-) fizik sınırlamaları gibi, daha fazla bilgi edinmekten bizi alıkoyacak hiçbir kısıtlama mevcut değildir.

Fizik bedenlerimiz uyurken, bedenlerimiz içinde astral seviyede faaliyet gösterir ve orada ölmüş olan arkadaşlarımız ve akrabalarımızla karşılaşırız. Bu kişileri gündüzün unutmaya çalışmak çok saçmadır çünkü her yandan bizi kuşatmış durumdadırlar. Ayrılığın tek nedeni, bilincin kısıtlılığıdır. Geceleyin ne yaptıklarını hatırlayan insanların çok az sayıda olması ne yazık ki bir çok bakımdan üzücüdür. Eğer insanlar bunu hatırlayabilselerdi, ölüm denilen hal onları çok daha az endişelendirirdi - cehennem ve ebedi cehennem azabı ile ilgili olarak ortalıkta dolaşan kötü söylentiler de insanlar üzerinde, çocuk masallarındaki cinlerin yetişkin bir insan üzerinde yaratacağı etkiden daha fazla bir etki oluşturmazdı.

Şu hususu çok az kişi fark etmektedir ki, fizik dünyada insanlar vakitlerinin çoğunu bir büroda, bir dükkanda, tarlada ya da eğer (-kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler adına-) yiyecek, içecek ve giyecek almak için para kazanmak zorunluluğu olmasaydı seçmeyecek olduğu belirli bir işte geçirir. Belki de bunu çok az insanın farketmesi daha hayırlıdır. Çünkü, aksi takdirde, hepimiz birden büyük bir hoşnutsuzluk duyacaktık ve bu da evrimimiz için bir engel oluşturacak ve her yerde sorun yaratacaktı. Sadece bazı şanslı kimseler en sevdikleri işi yaparak yaşamlarını kazanmaya muktedirdirIer. Bir ressam ya da bir müzisyen, kendisine bir servet kalsa dahi gene de kendi çalışmalarına devam eder. Çünkü, genellikle, onun işi kendisinin bir parçasıdır ve onun zevki haline gelir.

Astral Alem'de, Çeşitli Uğraşı Konuları

Yaşamı boyunca nefsani amaçlarla iş peşinde koşmaktan başka bir şey düşünmemiş olan bir insan için spatyom, önceleri, biraz sıkıcı gelecektir. Bu hal, özellikle, parayı sırf paranın kendi hatırı için sevmek gibi bir huy edinmişse daha da belirgin olacaktır. Bu tip bir insanın, spatyomda gerçekten mutlu olabilmek için, daha başka şeylere ilgi duyması gerekecektir. Ancak, eğer bir insan yaşamı sırasında müzikten hoşlanıyorsa, bu takdirde ölümünden sonra da hoşlanacak ve önceden tatmin edememiş olduğu özlemlerini gidermek için bir çok fırsata kavuşacaktır. Müziksever kişi, eğer isterse, vaktinin tümünü dünyanın üretebileceği en iyi müziği dinlemekle geçirebilir. Mesafeler artık bir engel oluşturmaz: Bir süre için Londra'daki bir Opera'yı dinleyebilir; sonra, en çok bir dakikalık bir gecikme ile New York'daki ya da Avustralya'daki bir başka icraatı dinliyor olabilir. Eğer yeniden enkarne olmamışlarsa, geçmişin büyük müzisyenleri ile karşılaşabilir.Fizik dünyadaki müziğin Astral Alem'in daha suptil maddesinde oluşturduğu görkemli düşünce formlarını görebilir. Yaşamı sırasında herhangi bir müzik aletini çalmamasına rağmen, artık hayal gücü ile müzik üretebilir. Fizik dünyada, güzel müzik parçaları tahayyül edebilen, an cak işin tekniğini bilmediğinden ötürü meramını ifade edemeyen birçok insan vardır. Bu tür bütün insanlar astral alemde gerçekten de kıskanılacak durumdadırlar. Çünkü, kendi doğal özlemleri, tamamen fizik aleme ait olan şartların yardımına bağlı olmayan şeylere yöneliktir.

Sanattan hoşlanan insan için, dünyanın tüm baş yapıtları, sanat galerilerinde de olsalar, özel kelleksiyonlarda da olsalar, artık kendisinin istediği gibi gezebileceği bitmez tükenmez bir resim sergisini oluştururlar. Birçok sanatsever, yaşamı boyunca örneğin Roma'ya gitmek istemiştir. Böyle bir kişi için, sadece oradaki sanat eserlerini sindire sindire seyretmek bile büyük bir hazdır. Sanatsever kişi, geçmişin sanatkarları ile karşılaşabilir. Bu sanatkarların fizik dünyaya ölüp de spatyoma geçtikleri için uğraşlarına duydukları ilgiyi yitirdiklerini sanmamak gerekir. Aksine, spatyom'da sanatlarını anlatabilmek için fırça ve tuval kullanmaya ihtiyaçları olmadığından, artık güzel düşünce-formları yaratmaktadırlar. Fizik dünyadaki tek anlatım metodları tuvalle idi ama, ölümden sonra yarattıkları düşünce formları aynen buradaki resimler gibidirler; onlar gibi gözle görülebilirler ve çok daha güzel olurlar. Buradaki birçok sanatkar eserleri tamamlandığı zaman, herkes, yeteneklerini alkışlasa dahi kendilerinin hiçbir zaman tatmin olmadıklarını belirtmiştir. Çoğu kez, « Hayal gücümün canlandırdığını, tuval üzerine tam olarak aktarabilseydim ne iyi olurdu. Ama hiçbir zaman tam olarak ortaya çıkmıyor,». derler. Astral Alem'de yaratılan resimler sanatkarın algıladığına tıpatıp uyduğu için, sanatkarların hayal güçlerinin yaratıları orada fizik dünyadaki en iyi resimlerden daha güzeldir. Astral Alem'de kitapseverler de hoşça vakit geçirirler, çünkü fizik dünyanın kütüphaneleri artık araştırmalarına açıktır.Ölümden sonra bir insana ne olduğuna dair bir örnek vermek için, tamamıyla fizik dünya yaşamı içinde yaşayan türden bir insanı ele alalım. Bunu söylemekle, bu insanın kötü biri olduğu ya da birçok kötü huyu bulunduğunu anlatmak istemiyoruz. Aksine, muhtemelen, yaşamı sırasında oldukça popüler bir kimsedir ve daima bir arkadaşlar grubu ile çevrili olup, genellikle hakkında herkes iyi şeyler söyler. Muhtemelen, zevkleri, iyi yaşamak, tiyatrolara, danslara gitmek ve 'sosyete insa­nı' denilen türden bir kimsenin yaşamını oluşturan bin­bir işi yapmaktan ibarettir. Kuşkusuz, başarılı bir iş adamıdır ve örnek bir eş olarak mütalaa edilir. Her şeye rağmen yine de yaşamı (-hem işi hem de zevkleri -) sadece fizik dünyada elde edilebilir türden fiziki unsurlara bağlıdır. Çevresine bakan herkesin görebileceği gibi, böyle birçok insan vardır.

Bu tür bir insan, ölümden sonra, muhtemelen çok sıkılacak ve hemen hemen yapacak hiçbir şeyi olmayacaktır. Kısa bir süre sonra, iyi akşam yemeklerinin ve karmaşık iş uğraşlarının düşünce-formlarnı oluşturmak, fiziki sonuçlar alınmayınca, hiç de tatmin edici olmayan bir vakit geçirme metodu haline gelir. Yeryüzündeyken yediği yemeklerin ve içtiği şarapların tadını tahayyül edebilmesine ve hatta takdir edebilmesine rağmen, en kaliteli şarapların içildiği iyi bir akşam yemeğinden sonra duymaya alıştığı fiziki tatmini duyarnaz. Ne kadar çok içerse içsin, içki içtikten sonra, yaşamı sırasında hissettiği sonucun aynısını hissedemez ve fizik dünyadaki iyi bir akşam yemeğini izleyen doygunluk hissi «astral» yemekte mevcut değildir. Hayal gücünde oluşturulan başarılı bir iş uğraşısından da fazla bir tatmin elde edemez.Çünkü, Astral Alem'de herhangi bir şey satın alınıp satılamayacağı için, bu yoldan edineceği parayı kullanamaz. "istediği miktarda, binlerce altın düşünce-formlarını oluşturabilir ama, bu altınlarla ne yapabilir ki? Hiçbir şey! Hazinelerle çevrili olarak bir ıssız adaya düşen bir kimseye benzetilebilir. Uygar bir ülkeye taşıyabilmesi halinde kendisi için çok değerli olacak bu hazine, hiçbir alıcının ve alınacak hiçbir şeyin bulunmadığı bu yerde işe yaramaz. Issız adadaki insan, kurtarılma - ihtimali olduğu sürece; Astral Alem'deki insana nazaran daha avantajlıdır; yeni bulduğu serveti ile ülkesine dönebilir. «ÖLÜ» insanın böyle bir ümidi yoktur, çünkü fizik dünyaya geri döndüğünde, önceki yaşamlarında edindiği deneyimlerden başka bir malı mülkü olmayan bir çocuk olarak gelir. «Yüksek Benliği» tarafından «bilgi haznesinde depolanan bu deneyimlerini, giderek evrimleştikçe, fizik seviyeye indirmeye daha bir muktedir olur.

Astral Alem'deki kişi, alıştığı sporları yaparken de buna benzer bir tatminsizlik duyar. Örneğin, golf oynadığını düşünelim. Yeni yaşamında, arzu ederse, hala daha golf oynayabilir. Fakat, bundan çabucak bıkacaktır. Çünkü, yaptığı her atış, topa vururken düşündüğü noktanın tam üzerine isabet eder. Oynanan her bir raund, hiçbir zaman bir öncekinden farklı olmayan mükemmel bir raunddur. Golf oynayan kişi, yapmayı arzu ettiği vuruşun bir düşünce-formunu oluşturur ve akışkan astral madde, zihinde ifade bulan düşünceyi derhal form halinde yerine getirir. Böyle bir oyunun kısa bir süre sonra ne kadar sıkıcı bir hale geleceğini ve fizik dünyada bir gün usta bir oyuncu, ertesi gün ise belki de acemi biri gibi oynayacağı oyunlardan ne kadar farklı olduğunu kolaylıkla tahayyül edebiliriz. Sonucun kesin olmayışı oyunun çekiciliğini oluşturuyordu, ki bu husus artık astral seviyede mevcut değildir.Astral Alem'de Çeşitli Şuur Halleri

Tüm yaşamı boyunca kendisine, istenen mükemmellik derecesine ulaşamayan herkesin nasibinin cehennem ateşi ve ebedi cehennem mahkumiyeti olduğu öğretilen bir insanı düşünün. Ölümden sonra, kendisini bu tür düşüncelerden kurtarabilmenin zorluğu çok ıstırap çekmesine neden olur. Böyle düşüncelerin gerçek olmadığına dair artık kanaat getirmiş olmasına rağmen, aldatılmış olduğu düşüncesi kendisine sürekli azap verir. Bu düşünceleri bir kenara bırakabilene kadar, görecek ve öğrenecek çok şeyin bulunduğu bu [spatyomsal] 'yeni yaşamı'nda yerleşemeyecektir.

Bu yüksek seviyeden, geriye dönüp de fizik yaşamlarına baktıklarında, harcamış oldukları birçok fırsatın idrakine vardıkları için ıstırap çeken daha başkaları da vardır. Bu, onlarda değişik şekillerde etkiler oluşturur. Bazıları pişmanlıkla dolarlar. Daha makul olan diğerleri ise bir dahaki sefere fırsatlarını harcamamaya karar verirler.

Diğer bir örnekte ise, ölümünden önce büyük bir aileyi geçindiyor olan birini ele alalım. Muhtemelen, onlar için yeterli derecede maddi imkanlar bırakmadan ayrılmıştır ve nasıl geçinecekleri hakkında kaygıya kapılır. Bu çok doğal bir şeydir ama, aynı zamanda çok akılsızca bir kaygıdır da. Fizik bedenini terketmiş olduğu için, artık fizik seviyede herhangi bir sorumluluğu kalmamıştır. Ne kadar kaygılanırsa kaygılansın, bunun hiçbir pratik yardımı olamaz. Üstelik bu kaygı, arkada kalanları, gerekli olandan daha fazla bir hüzün yaratacak şekilde etkiler. Arkada kalanların dertlerini azaltmak yerine çoğaltmaktadır. Bu sorun ancak, fizik dünyayı terkeden kişi, arkada bıraktıklarının, her biri kendi karmasını telafi eden ayrı ayrı egolar [varlıklar] olduklarını idrak ettiği zaman çözülmüş olur. Muhtemelen de geçirmekte oldukları bu sıkıntı, bu yaşam süresince telafi edilmesi gereken kötü karmanın bir bölümünü gidermek için bir fırsattır.

Fizik dünyada, kendi kontrolleri dışındaki şeyleri dert edinerek ya da daima, en kötü ihtimalin olacağı kanaatini taşıyıp gelecek hakkında karamsar olarak kendi kendileri için daima dert yaratan kişiler vardır. Bu tür insanlar ölümden sonra değişmezler: Kederli olmayı ve gittikleri her yerde kasvet neşretmeyi sürdürürler. Maalesef, bu kasvetli fikirleri taşıyan insanlar, aynen fizik dünyada yaptıkları gibi bir araya gelirler ve saplantılarının gün gibi aşikar olmasına rağmen, ölmeden önce inandıklarına inanmaya devam ederler. Er ya da geç bu tip insanlara, akılsızlıkları, bu tür vakalara yardım etmek için çıkacak fırsatları her an gözetleyen öğretmen varlıklar' tarafından idrak ettirilir.

Spatyomda öğretmen durumunda olan varlık, kınadığı şeyi ortadan kaldırmakla, oluşturduğu boşlukları, daha makül, daha rahatlatıcı bir şeyi sadece şimdiye değil, geçmişe ve geleceğe de açıklık getiren bir şeyi sunarak doldurmalıdır. İnsan, kendisine yabancı geliyor diye bir fikri hiçbir zaman reddetmemeli, aksine bu fikrin her veçhesini dinlemeli ve kendisi sonuçlar çıkar­malıdır. Zihnimiz geçici olarak karışabilir. Fakat, bu karışıklıktan bir ışık doğabilir ki, bu ışık insanın, kendisini en sonunda 'bilgiye' ve 'mükemmel insanın bilgeliliğine ulaştıracak olan yoldaki ilk adımını atmasını sağlayacaktır.Ödüllendirilme ya da cezalandırılma fikrinden kurtulmalıyız. Ödül ya da ceza yoktur. Ancak, sonuç vardır, sebep ve sonuç vardır ve Yasa, burada, fizik dünyada faal olduğu şekilde daha yüksek dünyalarda da faaldir. Spatyomda da şimdi yaşadığımız ve şimdi olduğumuz gibi olacağız ve oradaki yaşamımız, burada, fizik dünyada kendi kendimizi çevrelemiş bulunduğumuz düşüncelerle biçimlendirilecektir. Böylece daha yüksek şeylere, bilime, sanata, müziğe, edebiyata ve doğanın güzelliklerine, aslında tamamen fiziki olmayan her şeye karşı akıllıca bir ilgi duyalım ki, spatyom da sevinçli bir yaşamımız olsun ve dünyadaki yaşamımızla kendimizi hazırlamamış olmamız halinde hiçbir işe yaramayacak olan fırsatları değerlendirebilecek bir durumda olalım.( Spatyom, Yapısı ve İşlevi - Bilim Araştırma Merkezi )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok iyi bi yazı.bencede ölenlerin arkasında bıraktıkları herkez farklı varlklar ,farklı yaşamlr ölenlr içinde degişmez bişey ben ölen insanlara hiç üzülmüyorum nedense çok duygusal biri olmama ragmen hiç bi ölünün arından

aglamadım (yavru kedim hariç)sonuçta herkez kendi tekamülü için var dimi dünyada..

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...