Jump to content

Ektoplazma'nın Fotoğrafik Tespiti ve Ölümsüzlük Kanıtı Olan Materyalizasyonlar


nevermore

Önerilen Mesajlar

Ektoplazma ve Renkli Fotoğraflarının Çekilmesi

İlk defa olarak bedenlenmiş ruh şekillerinin renkli resimleri çekilmiştir. Bu tarihi olay normal renkli film ve flaş lambasıyla sağlanmıştır. Elde edilen sonuca göre poz veren 2 şekil, biraz silik görünmesine rağmen, dünya varlıkları gibi, etli, canlı renkler göstermektedirler. Bu olayın ayrıntılı hikayesi, resmi çeken Frederick Philbrick tarafında "Chimes" isimli aylık Amerikan dergisinde anlatılmaktadır. Frederick. Harward Üniversitesinden elektrik mühendisi olarak mezun olmuştu.

7 Kasım'da özel bir seans yapılmıştı, medyum Fred Mitchel idi. Olay Miami Florida A.B.D.de oluyordu. Celsede hazır bulu­nanlar ruhi olaylarda ilerlemiş araştırıcılardı. Medyumun rehberIeri normal flaşların kullanılabileceğini, poz verilecek zamanı kendilerinin bildireceğini söylediler. Böylece 2 resim çekildi. Bunlardan birisi celselere devam edenlerin yakından tanıdığı rehber varlık Hildegarde Mattauch'a ait idi. Diğeri ise 1946'da ölen ve bu celselerde kızı ile sık sık temasa geçen baba Franz'a ait idi. Rehberler bu gibi resimlerin alınmasının çok büyük kudrete ihtiyaç gösterdiğini söylediler. Bu esnada şöyle tertibat almıştık: Medyum kabinin içinde idi. Medyumun karısı ile başka bir şahsa, bedenlenen şekilleri korumak üzere kabinenin önünde durmaları bildirildi. Bu koruyucu şahıslar resim alındığı sırada hafif bir şok hissettiler, fakat bu, devamlı olmadı. Medyum kabinenin içinde olduğundan (Kabine: perdelerle yapılmış odanın bir köşesindeki odacık) tehlikeden korunmuştu. Bir çok tecrübelerle saptandığı gibi kuvvetli ışık, bu seanslarda medyumlara çok zararlı olmaktadır. Bu olayda mavi flaş lambası bedenle nen ruh şeklinden 5 m. uzaklıktaydı.

[TABLE=width: 200, align: center]

[TR]

[TD=class: stil20, width: 168]http://www.spiritualizm.com/bbgorunenruhlar3_clip_image002.gif[/TD]

[TD=class: stil20, width: 22]http://www.spiritualizm.com/bbgorunenruhlar3_clip_image002_0000.gif[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

 

 

Bir araba kazasında ölen Belçika Kraliçesi, Astrid'in ruhu, isveç'de tertiplenen bir materyalizasyon celsesinde medyum Nielsen'in vücudundan çıkan ektoplazma ile bedenlenmiş ve fotoğrafları çekilmiştir. Fotoğraflarda Kraliçe Astrid'in bir pulun üzerindeki (sağda) taçlı resmi ve celsede, ruhunun materyalize olunca (solda) çekmiş bir fotoğrafı görülüyor.

 

Medyum Mitchei'in daha önce de celselerinde başarılı resimler çekilmişti. Fakat ilk defa renkli resim çekiliyordu. Bu renkli resimlerde normal insanlardaki gibi dudaklar ve yanaklar kırmızı idi. Saçları kumraldı. Kaşları ve kirpikleri siyahtı. Yüzün diğer kısımları ve boyun normal renkteydi. Yani bedenlenen ruhların renkleri normal insan renkleridir. Bu resimler ektoplazma hakkındaki bilgilerimizi pekiştirmektedir. Yani ektoplazmanın maddi yapısı ile bedenin maddi yapısı aynı atom moleküllerinden oluşmuştur. Yani ektoplazmanın esasında sadece beden maddeleri vardır. Çünkü fotoğrafların renkleri normal renklerden hiç bir ayrıcalık göstermemektedir.

 

 

Kolejde 70 Seyirci Önünde Yapılan Materyalizasyon

 

Stansed, Essexde Arthur Findley Kolejinde 70 kadar seyirci önünde yapılan materyalizasyon celsesi oldukça başarılı geç­miştir. Büyük bir kısmını öğrencilerin meydana getirdiği gruptabulunan Dr. John Winning, olayı 'hayret verici bir şey' olarak vasıflandırmıştır.

Kolejin kitaplığında düzenlenen seansta, medyum olarak Gordon Higginson transa girmişti. İki kırmızı ampulle aydınlatılan deney yerinde bulunan meraklılar, zaman zaman incelemelerde de bulunabilmişlerdir. Kısa bir duadan sonra transa giren Medyum Gordon, çok geçmeden rehber varlıklarıyla irtibat kurabilmiştir.

Bundan kısa bir süre sonra da, 4 tarafı siyah perdelerle kapalı seans kabinin ön perdeleri (sağa-sola) açılarak, ektoplazmanın medyumdan doğru yayılarak dışarı çıktığı görülmüştür. Medyumun ağız, burun ve kulaklarından çıkan ektoplazma yerlere kadar sarkarak tamamen canlı bir manzara arzediyordu. Hazır bulunanlardan Dr. J. Winning ektoplazmayı eline alarak incelemiştir. Doktorun ifadesine göre; ektoplazma, yumuşacık bir yün hissini veriyordu. Serbest olarak hareket edebiliyor ve canlıydı.

Bu incelemeden kısa bir süre sonra, ektoplazma şekillenmeye başlamış ve ortaya bir varlık çıkmıştır. Kısa bir konuşmadan sonra ortadan kaybolduysa da konuşmalar kesilmemiş, hazır bulunanlardan bazıları 1,5 saat süren celse süresince bedenlerini terketmiş yakınlarıyla görüşme fırsatı elde edebilmişlerdir.

 

Dr. John Winning ve Resmini Çektiği Materyalize Varlık

 

 

Tanınmış iskoç Spiritüalistlerinden Dr. John Winning, ölümünden 4 hafta sonra Arthur Findley'ın fotoğrafını çekmişti. Dr. Winning kullandığı 1/4 Plate Folding kamerasıyla, 'X' ışınlarıyla çekilen omurilik, ciğer, pankreas fotoğraflarına benziyordu.

Dr. Winning'in Psychic News gazetesine gönderdiği fotoğrafta yine kendisinin yaptığı celselerden birinde derin trans halindeki bu medyumu ağzından çıkmakta olan ektoplazma ile birlikte göstermektedir. Bu seansta ektoplazma oluşumundan sonra kabinden materyalize olmuş ruhlar ortaya çıkmıştır. Bu materyalize ruhlardan biri Dr. Winning'in yazı masasına gitmiş ve daktiloda bir tebliğ yazmıştır. Bütün bunlar olurken, Dr. Winning sakin sakin celse kabininin yanında oturmakta ve olanları hayretle seyretmekteydi.

 

Ruhsal Alemin Varlığını Kanıtlayan Materyalizasyon

 

 

İçinde bulunduğumuz günlerin en ilginç materyalizasyon celselerinden birisi, medyum Gordon Higginson (Ingiliz Spiritüalist Derneği Başkanı) nın aracılığıyla ortaya çıkmıştı.Bunlar o kadar esaslı materyalizasyon celseleriydi ki, o gün adeta celsenin yapıldığı Essexdeki Stansted Hall, iki dünyanın kesişme noktaları durumundaydı. 90 dakika kadar sürmüş olan celse, adeta ruhsal dünyanın varlığını ispatlayan olaylar paketiydi. Celse başlamadan önce, medyumun oturacağı iskemleden, celse odasının en basit eşyalarına kadar her şey gözden geçirilmişti. Celse sırasında odanın aydınlatılması için sadece, kabinin üzerinde kırmızı bir lamba bulunuyordu. O da medyum kabinin içine girdikten sonra zayıflamıştı. Medyumun kabindeki yerini alışından kısa bir süre sonra, resimlerde görüldüğü gibi ağzından ek­toplazma çıkmaya başlamıştır.Ektoplazma çıkmaya başladıktan sonra kabinin perdeleri tamamen açılmış ve celsenin infrared fotoğrafları çekilebilmiştir. Celsede materyalize olan varlıkların yüzleri teşekkül etmemişti, fakat seslerinden ayrı ayrı iki varlık oldukları açık olarak belli oluyordu.

Bu seslerden birisi "Cucko" isimli çocukla, "Paddy" isimli bir yetişkine aittir. Celse başlamadan önce, daha doğrusu medyum Higginson transa girdikten sonra, rehber varlık şu ilginç sözlerle hazır bulunanları selamlamıştır: "Ölüm, sadece bir yerden bir yere geçiştir. Sizin sevdikleriniz ve sizinle birlikte bu dünyada yolculuk etmiş olanlar sizi terketmiş değiller. Sevginin olduğu yerde ayrılma yoktur."

Celse sırasında medyumun sağında ingiltere Spitiüalist Derneği Genel Sekreteri Ronald Baker, solunda da tanınmış medyumlardan Betty Wakeling oturuyordu. Materyalize olan varlıklardan "Paddy", genç bir kadının Betty ile konuşmak istediğini bildirdi. Konuşmak isteyen varlık "Gillian" isimli bir kadındı. Konuşmak isteyen varlığın ismini söylemesi üzerine, Betty, tereddüt etmeden, "Bu, benim kızım" demişti. Arkasından Paddy ilave etti: "O, Gill olarak da bilinir. Hayattayken evlenmiş olduğunu, fakat bu evliliğin çok devam etmediğini, Avustralya'da iken, 1969'da Çığ altında kalarak öldüğünü biliyoruz ... "

Paddy'nin, Gill'in biraz sonra materyalize olmaya çalışacağını söylemesinden sonra, medyumun yanında materyalize olduğu görülmüştür. Bundan sonra Paddy, hazır bulunanlardan bir kaçının daha ölmüş yakınını celseye getirmiş ve hazır bulunanlarla görüştürmüştür.

 

Ruhsal Rehberler ve Ektoplazma ile Gösterileri

 

 

Aşağıda ayrıntılarını okuyacağınız materyalizasyon olayı, Mayıs 1972'de İngiltere Spiritüalist Medyumlar Birliği yıllık toplantısı sırasında gözlemlenmiştir. Essex, Stansed Hall'da Gordon Higginson, 1972'de de, fizik medyumluğun devam ettiğini göstermiştir. Medyumun bedeninden çıkan ektoplazma, gözlemciler tarafından elle tutulmuştur. Yine hazır bulunanların akrabalarından spatyoma intikal etmiş olanlarla yapılan görüşmelerde, ayrıca esaslı bir ruhsal irtibatın varlığına delil teşkil etmiştir. .

Hazır bulunanlar arasında İngiltere Spiritüalist Medyumlar Birliği Başkanı Eileen Hoberts, Gordon'un burnundan, ağzından ve göbeğinden çıkan ektoplazmayı, çeşitli pozisyonlarda elinde tutmuştur. Celse sırasında bir ara medyumdan çıkan ektoplazma beyaz bir tül halini alarak, şeffaflaşmış ve celse odasının kırmızı ışığı altında hazır bulunanlar birbirlerini kolayca görebilmişlerdir.

Medyumun rehber varlığı, kabinin dışında ve medyumun yanında materyalize olarak hazır bulunanlar tarafından görülmüştür. Materyalize olan varlık, az sonra, "Bana bakın aşağı gidiyorum" demiş ve herkesin gözleri önünde, sanki üzerinde durduğu döşeme delinmişcesine yavaş yavaş aşağıya doğru kaybolup gitmiştir. Bunu çok geçmeden, aynı varlık, "işte buradayım" diyerek tekrar materyalize olmuştur. Elleen, kabinin solunda, onun kocası Stanley Gerred sağında oturmaktaydılar. Elleen, rehberden ektoplazmayı perde gibi ileri uzatmış olduğu kolundan aşağı sarkıtmasını rica ettiği zaman, enteresan bir şey olmuştu: Burnundan ve ağzından ektoplazma çıkar vaziyette Gordon transtan çıkmış, yere düşerken Elleen'ln sağ elini tutmuştu. Bu sırada ektoplazmaya dokunan Elleen, onun kuru olduğunu söylemişti. İki parmağı arasında tutarken, ince pamuk hissini verdiğini sözlerine ilave etmişti. Sonra rehber, "Şimdi size ektoplazmayı nasıl kuvvetlendirdiğimizi gösterelim" dedi.Bu sırada Gordon'un burnundan ve ağzından uzun, kalın bir urgan gibi bir ektoplazma parçası uzamaya başladı. Kendi ağırlığı ile aşağı döşemeye doğru sarktı. Eileen'in eli ektoplazmaya karşı tutuldu. Eileen bunu şöyle anlattı: "Elim ektoplazmaya karşı olmak üzere yerleştirildi. Elim, gittikçe sertleşen bu ektoplazma kordonuna doğru bulunuyordu. Elime yavaş yavaş daha düz ve ipek yumuşaklığında geldiğini hissetmeye başladım." Ektoplazmanın sertliği arttıkça Eileen onu Gordon'un göğsüne doğru itmeye çalışıyor, fakat kıvırmayı başaramıyordu.

Bundan sonra rehber, ektoplazmayı ne kadar şeffaflaştırabildiklerini göstermeye çalışmıştı. Yine ağzından ve burnundan ektoplazma çıkar vaziyette Gordon ayakları üzerine kaldırılmış ve ektoplazma bu sırada yukarı doğru yayılmıştı. Yukarıdan aşağıya doğru ektoplazma indikçe şeffaflaşmaya başlamış, o kadar ki, odanın iki kenarında oturanlar, aralarında ektoplazma perdesi olduğu halde birbirlerini kolaylıkla görebilmekte idiler. Şimdi aralarında 1,20 m. Genişliğinde ve 1,80 m. yüksekliğinde bir ektoplazma perdesi vardır .

"Şimdi medyumun gömleğini kaldıracağız ve ektoplazmanın nereden geldiğini göreceksiniz" dedi rehber. Gordon kabinden dışarı çıkmış ve gömleği yukarı doğru kıvrılmış vazi­yette iken, hazır bulunanların hepsi medyumun göbeğinden ve salar plexus bölgesinden ektoplazmanın yerlere kadar uzandığını görmüşlerdi. Bundan sonra orada hazır bulunanların dezenkarne olmuş yakınlarından bir çokları materyalize olmuş ve orada bulunan akrabalarıyla konuşmuşlardır ..

 

Medyum Helen Duncan ve Materyalizasyon Deneyleri

 

 

Zamanımızın belki de en son materyalizasyon celseleriyle ilgili fotoğraflar, Medyum Alan E. Crossiye tarafından kaleme alınan küçük bir kitapta yayımlanmış bulunmaktadır. Bu ilginç fotoğraflara ait celselerin medyumu Helen Duncan idi. Materyalize varlığın izni alınarak çekilen bu fotoğraflarda, çekim sırasında beyaz flaş kullanılmıştır. "İzni alınarak ... " diyoruz, zira trans halinde bulunan medyumun, dolayısıyla materyalize olmuş bulunan varlığın haberi olmadan aniden çakılacak bir flaş, medyumun sıhhatinin bozulmasına neden olabilirdi.

Böyle celselerde sadece kabinin üst kısmında küçük bir kır­mızı ampul yakılır. Başka hiç bir ışık yakılmamalıdır. Bir defasında celseye katılan birisine yerini görebilsin ve bir an evvel sandalyesine oturabilsin diye (medyum kabinde transtayken) arkadaşı tarafından çakmak yakıldığında kabinin içinden duyulan bir inilti ile birlikte celse bozulmuş ve medyum H. Duncan kabinden çıkarıldığında burnu kanamaktaydı. Crossley, söz konusu kitabında ayrıca, fotoğraf dikkatlice incelendiğinde, ektoplazmanın yer yer yoğunlaştığının, yer yer de seyyalleştiğinin görülebileceğini bildirmektedir. Başın yanındaki tüp şeklindeki ektoplazma kolonu medyumla irtibatlı olan kısmıdır. Medyum bu fotoğ­rafta siyah bir perde arkasında trans halinde bulunmaktadır.

Medyum Helen Duncan, seanslarında genellikle siyah tek parçadan bir elbise, siyah iskarpinler ve siyah baş örtüsü kullanır ki, beyaz ektoplazma ile kontras yapsın ve materyalizasyon daha belirgin görünsün diye.

Diğer fotoğraf da en az birincisi kadar ilginçtir. Fakat bu, oldukça eski celselerden biridir ve celse masasında darbeler meydana getirmekte olan materyalize bir el görülmektedir. En sağda oturan medyum Annie Averett'tir ve kendisi zamanının tanınmış medyumlarındandı.

Resimde gördüğünüz gibi ektoplazma ondan gelmektedir. Bir el teşkil ederek masanın altına kadar uzanmaktadır. Ruhsal, yani bedensiz bir varlığın ektoplazmadan teşekkül ettirdiği el, net olarak görülmektedir. Resimde medyum Annie'nin yanında oturan kocası Herbert'tir. Herbert'te uzun yıllar boyunca spiritüalizme emeği geçmiş kişilerden biridir.

Alan Crossley yukarıda adı geçen kitabında (The Enigma of Psychic Phenomenon) medyum Helen Duncan'ın bir çok celselerine katıldığını, bir defasında arka arkaya 6 gece süreyle yapılan bir dizi celsede toplam olarak 30 kadar varlığın oldukça net olarak materyalize olduğunu ve kimliklerini belirtmeye çalıştıklarını anlatır. Bu celselerin kendisine "materyalizasyon" konusunda epey bilgi kazandırdığını anlatmaktadır. İlginç gözlemlerinden birisi de; doğumlarından kısa bir süre sonra dezenkarne olan ikiz bebeklerin materyalizasyonuna ait bulunmaktadır. Bebekler materyalize oldukları zaman anneleri .de celsede bulunuyormuş. H. Duncan celselerinde genellikle rehber varlığı AIbert, (bedenli hayatında Avustralya'da odunculuk yapıyordu) önce materyalize olur. Yaklaşık 1.80 m. boyunda zayıf bir kimsedir. Medyumun şivesine nazaran konuşması kolaylıkla seçilebilecek kadar farklıdır. Rehber varlık Albert materyalize olduktan sonra, o celsede materyalize olacak olan varlıklar birer birer materyalize olmaya başlarlar ve Albert onları tanıtır, hazır bulunanlara takdim eder.

Böylece celselerden birini A. Crossley şöyle anlatır:

"Medyum kabinin içindeki sandalyesine oturduktan kısa bir süre sonra transa girivermişti. Celseye katılanların sayısı oldukça kabarıktı. Çok geçmeden rehber varlık materyalize olmaya başladı. Rehber Albert Steward, medyuma nazaran uzun boylı. zayıfça bir kimseydi. Kendisini tanıttıktan sonra şunları söylemişti: "Bayan Duncan'dan ayağa kalkmasını rica edeceğim. Onun yüzüne bakmanızı ve yüzünü görüp göremediğinizi bana söylemenizi rica edeceğim. Şimdi beni de görebiliyor musunuz?" diye sorduğunda ,her iki sorusuna da hazır bulunanlar"evet" diye cevap vermişlerdi. Bundan sonra bütün hazır bulunanların gözleri önünde medyum ve materyalize halde rehber varlık yanyana ayakta dikildiler. Medyumun siyah giysiyleriyle, kabinin siyah perdeleri, rehber varlığın meydana getirmiş olduğu ektoplazma tam bir kontras meydana getirmişti.

Medyumun elbiseleri baştan aşağı siyah olduğundan, kanıt içinde sadece yüzü görülebiliyordu. Bu sırada, özellikle kabine yakın oturan kimseler, havanın oldukça soğuduğunu hissetmişlerdi. Bundan sonra Albert, medyumu yavaşça koltuğuna oluntu ve biraz sonra yakın bir geçmişte kalp rahatsızlığından dezenkarne olmuş bir adamın materyalize olacağını bildirdi. Rehber Albert, hazır bulunanlara dönerek şunları söyledi:"Kısa bir süreden beri burada (spatyom) bulunmaktadır ve bu celsede Alan sizin yanınızda oturan şahıs için materyalize olmak istemektedir." Crossley'in yanında oturmakta olan bir bayan ve oğluydu. Ve Crossley, bayanı, ölmüş olan kocasının materyalize olabileceği ümidiyle çağırmıştı. Sözkonusu bayanın kocası sadece bir kaç gün önce hastanede midesinden ameliyat olurken dezenkarne olmuştu. Aslında doktorlar onun kalp rahatsızlığının da bulunduğunu bilmiyorlardı. Kalbi, ameliyata dayanamamıştı. Hayattayken Alan’ın yanında çalışmakta olan işçilerden biriydi. Bu bakımdan Alan kendisini iyi tanımaktadır. Çok geçmeden perde aralandı ve tebessüm bir yüzle Alan’ın işçisi aynı zamanda orada bulunan bayanın kocasının materyalize olmuş ektoplazmik bedeni ortaya çıkmaya başladı. Doğrudan doğruya eşine bakarak tatlı bir ifadeye, "Merhaba sevgilim’’ demişti. Onu gören oğlu bir çığlık attı, karısı konuşmak istedi, fakat çok heyecanlı olduğundan kelimeler boğazında düğümlendi kaldı.Sonra materyalize eşinin sesi tekrar duyuldu: "Sev­gili karıcığım, benim bıraktığım yerden devam etmeni istiyorum." Sonra Alan'a dönerek, "Teşekkür ederim Alan. Bunu imkan dahiline getirdiğin için." Bunları söyledikten sonra materyalize varlık birazcık geriledi, karısına ve oğluna bir öpücük gönderdi, sonra da herkesin gözü önünde döşemenin aralıklarından adeta süzülüp gitti"

"Bundan sonra rehber Albert yine kısa bir süre önce dezenkarne olmuş ve anneleri burada bulunan ikiz bebeklerin materyalize olacaklarını anons etti. Bebekler medyum Helen'in kolları arasında materyalize oldukları zaman her ikisi de ağlıyordu. Bu manzara karşısında orada hazır bulunan annelerinin de ne kadar heyecanlı ve unutulmaz dakikalar geçirdiğinin değerlen· dirilmesini okuyuculara bırakıyoruz.'

Rehber varlık Albert, medyum Helen Duncan'ın gerçekten başarılı ve benzerine az rastlanan medyumlardan olduğunu, zira bir seferde oldukça bol miktarda ektoplazma çıkartabildiğini, böylece materyalize olan varlıkların bunu elbiselerine kadar bol bol kullanabildiklerini ifade etmekten kendini alamamıştı."

A. Crossley, bu celselerden birinde kabinin 2 fe et (60 crn.) kadar yakınına oturmak suretiyle ektoplazmayı daha yakından izlemek fırsatını bulabildiğini ifade etmektedir. Söylediğine göre, ektoplazma maddesi; etrafına yaydığı soğukluktan başka, kendine has bir kokuya da sahip bulunuyordu. Sanki çok küçük partiküllerden yapılmış bir yapıya sahip bulunuyordu. Bunu çok yoğun, ağır bir sise ya da sis tabakasına benzetebilirsiniz. Onu tarif etmek, tanımlamak şu bakımdan güçtür ki, devamlı olarak yoğunluk bakımından değişim halindedir.· Hiç şüphesiz canlı ve devamlı titreşim halinde bir maddedir. Onun bileşiminde medyumdan çıkan hayatsal unsurlardan başka, hazır bulunanların elbiselerinden çok tüçük toz parçaları da bulunmaktadır.

 

 

Medyum Gladys Mallaburn ve Materyalizasyon Deneyleri

 

 

Celsenin sonuna doğru tamamen maddileşmiş bir ruh şekli, trans halindeki medyumun yanında görülüyordu. Bu hayret verici olay 5 saat kadar devam eden bir celsenin en kuvvetli anında oluyordu. Bu 5 saat zarfında 3 erkek ve 4 kadın olmak üzere 7 varlık materyalize olmuş halde göründü. Aynı zamanda vasıtasız ses yoluyla 8 ruhi irtibat oldu ki, her biri diğerinden tamamen farklı ve şahsi karakteristikleri taşıyan 6 erkek sesi ve 2 kadın sesi borudan duyuldu.

Bütün bu olaylar Mrs. Gladys Mallaburn'un medyumluğu vasıtasıyla oluyordu. Mrs. Mallaburn, profesyonel bir medyum değildi. Onun celseleri ev çevresinde oluyordu. Büyük bir saIonda (Durham, Ingiltere) olan tek celse bu idi. Ses irtibatlarında kullanılan borunun tamamen aydınlıkta hiç kimseye çarpmadan, en ufak bir duraksama göstermeden salonda hızla oradan oraya gittiği, dikliğine yükseldiği ve irtibat eden varlık konuşurken havada asılı gibi durduğu görülüyordu.

Medyumdan yalnız başlangıçta bir ses geldi. O da transa girerken aldığı hırıltılı bir nefese aitti.

Burada ölümden sonra yaşandığının bir çok delili vardı. Hayattayken Kraliyet Hava Yollarında çalışan bir adam, annesine "Qlüm hayatımın en büyük macerasıdır" diyordu. Leslie Hodgson ismindeki bu pilot başçavuş, 1943'de bir hücumda ölmüştü. Konuştuğu annesi halen Chopwell'de yaşıyordu. O, yere düşmeden önce ruhi bedeninin uçağı nasıl terkettiğini anlattı. Sonra annesini yatıştırmak için"Biz her zaman beraberiz" dedi, bu yakınlığı ispat etmek için de annesinin son bir kaç gün içinde yaptığı şeyleri ayrıntılarıyla söyledi ki, Hudgson tamamen bir erkek sesiyle konuşuyordu. O ayrılırken, ruhi bir huzur meydana getirdi. Sonra genç bir zenci kadın materyalize olarak açıkça göründü. Bütün hayaller medyumdan 1m kadar uzakta oluşuyordu. Onun hızlı hızlı ve bir çocuk gibi ingilizce konuşması vardı ki, celsede bulunanları kahkahalarla güldürdü.

Sonra medyum asla ziyaret etmedigi benim Londra'daki evimin içini en ince ayrıntılarına kadar tarif etti. Esasen bu, benim medyumla ilk tanışmamdı. İrtibata geçen varlıklardan biri de toplantılarda sık sık bulunan bir spiritüalistin oğlu olan Billy Curran idi. Ana-Baba ile "ölü" oğulları arasındaki konuşmanın tabiiliği bana çok tesir etti.

Onları duyan herhangi bir kimse, sevginin öbür dünyaya da yayıldığının açık bir örneğini görmüş olurdu.

Boru bana doğru hareket edince hoş bir sürprizle karşılaştım. Milli Spiritüalist topluluğunun eski başkanı olan Tom Best'in ruh aleminden gelen sesi beni selamlıyordu. O, benim bulunduğum çevrede oturuyordu. Ve ben Spiritüalizmayı onun vasıtasıyla tanımıştım.

O, kendi eski topluluğuna ait bir takım doğru malumatlar verdi ve sonra kendi cenaze töreninden bahsetti. Bütün bu konuşma esnasında kendi lokal şivesiyle konuşuyordu. Medyumun eşi John, bir bedenle görünen (materyalize olan) ruhsal birisiydi. O, bir kaç ay önceki ölümünden beri karısının celselerinde devamlı olarak görünen bir ziyaretçiydi. John, bir baş memurdu, boğulmak üzere olan mühendisi kurtarmak isterken, kendisi boğulmuştu. Bu celsede 14 yaşlarındaki kızı Rosemary'ye gitti. Bu vakitsiz ölümünden duyduğu üzüntüyü izah etti. "Keşke bu tehlikeyi göze almasaydım" dedi. Bununla birlikte, o ailesi ve karısıyla devamlı irtibat halinde bulunduğundan dolayı çok memnun olduğunu ifade etti. O anda celsede soğuk bir hava esiyordu. Bu esnada ortalığa bir menekşe kokusu yayıldı. O, bizi yatıştırdı.

Nihayet seansın en önemli olayı oldu. Bütün qörünümlerde vazifeli olan Arap rehber, maddi bir bedenle göründü. Ustünde kendi resmi olan aydınlık bir levhayı celsede bulunanlara teker teker gösterdi. Onun siyah derili yüzü açıkça görünüyordu, aynı zamanda yabancı bir aksanda ve gür bir tonda duyulan net bir erkek sesi odayı dolduruyordu. O, bir köşeye geçici olarak kuru­luvermiş kabineye doğru ilerledi, perdeyi aralayarak trans içindeki medyumu dışarı, kabinenin önüne getirdi. Bu anda ikisi yan yana apaçık qörülüyorlardı. Bütün bu tecrübeler hafif bir kırmızı ışıkta yapılıyordu. Tecrübe esnasında çeşitli boy, şekil ve cinste çeşitli şahıslar gözüktü. Celsenin sonunda Violet isimli bir kadının fantomu bazı şakalar yaptıktan sonra şunları söyledi: "Dünyada en tatlı şarkı, ölüm diye bir şeyin olmadığıdır. Fakat o yalnız tatlı bir şarkı değil, aynı zamanda bir hakikattir."

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...