Jump to content

Sevdiginiz grupLar ve sanatçılar hakkında bilgiler..


Depressive

Önerilen Mesajlar

sizlere arada bir bazı gruplar ve sanatçılar hakkında bilgi verecegimi söylemiştim bunlardan ilki olan EVANESCENCE ile başlamak istiyorum

 

evanescence -- (the event of fading and gradually vanishing from sight; "the evanescence of the morning mist")

Evanescence : görme gücünün yavaş yavaş kaybolması olayı..”evanescence sabah dumanı”

Daredevil i izlediyseniz, Electra kum torbalarını lime lime ederken çalan parçayı mutlaka hatırlıyorsunuzdur. Parçanın ismi "Bring Me To Life"ve grubun ismi Evanescence. İlgiyi kesinlikle hak ediyorlar. Evanescence duman gibi yok olmak anl geliyor. grup ilk albümü "Fallen" ı yayınladı. Peki o gerçekten ilk albümleri miydi? "Nasıl yani?" konusuna az sonra geçeceğiz. Arkansaslı grup, Amy nin inanılmaz sesi ile diğer nu-metal gruplarından ayrılıyor. Amy ye göre grubun sırrı müziklerinin epik, dramatik ve karanlık olması. Belki de Amy nin ta kendisi. Grubu kuran Amy ve Ben, çocukken yaz kampında tanışmışlar. Amy piyanoyla Meat Loaf ın "I d Do Anything For Love"ını çalarak oyalanıyormuş, Meat Loaf hayranı olan Ben hemen gidip tanışmış ve grup kurmaya o gün karar vermişler. Kendi çabaları ile yayınladıkları, cd yazıcı ile çoğalttıkları ilk EP leri ile yerel olarak oldukça tanınmışlar. O albümü bugün komik olarak nitelendiriyorlar. Arkasından ikinci EP "Whisper" ve 2000 yılında ilk albüm "Origin" gelmiş. Ancak kendilerine özel bir sebepten dolayı, bu albümü hiç yayınlanmamış saymak istiyorlarmış. Bu sebeple Amazon gibi yayınlarda ve resmi sitelerinde "Fallen", ilk albüm olarak görünmektedir. Ancak entrikalar bununla bitmiyor. Grubun 600.000 satıp Billboard ilk 10 a giren albümü; Christian-Rock kitlesi tarafından çok sevilip başarı grafiği hızla yükselince, bu kitleye hitap eden müzik marketlerden toplatılmış. Amerika da Hristiyan Rock şeklinde bir olgu var. Dini temalar içeren gruplar yoğun ilgi topluyor. Sadece bu türe endekslenmiş plak dükkanları, radyolar ve festivaller var, ancak grup üyeleri kendilerini sadece gotik olarak adlandırmayı arzu etmedikleri gibi yalnız bu kitle için müzik yapıyor durumuna da gelmek istemiyorlar. Bu yüzden albümlerini bu tür dükkanlardan toplatma kararı almışlar. İlk zamanlarında diğer müzisyenlere para ödeyemedikleri için iki kişi olan kadro zamanla böyle oturmuş. Şimdi ise en iyisinin böyle olacağını düşündükleri için iki kişi devam ediyorlar. Canlı performanslarda onlara genellikle gitarda John LeCompt ile davulda Rocky Gray den oluşan destek ünitesi eşlik ediyor. Albümün ilk single çalışması "Bring Me To Life" da, aynı plak firmasına bağlı 12 Stones grubunun solisti Paul McCoy ile çalışmışlar. Bu şarkı için yapılan "duygusal rollercoaster" yakıştırması gerçekten oldukça yerinde bir tabir. Albüm, bu şarkının dışında "Tourniquet", "Haunted", "Whisper" gibi çok güçlü şarkılar içeriyor. Hepsinin ortak noktası da aşk ve çaresizlik hakkında karanlık şarkılar olmaları. Evanescence, piyasadaki diğer nu-metal ya da goth gruplarından çok daha farklı: "Öfke dolu gençlerin hazırladıkları, önceden paketlenerek satışa sunulmuş gibi duran çok fazla albüm var piyasada. Biz böyle değiliz. Bir görüntüyü satmaya çalışmıyoruz, sadece kalbimizdekileri yazıyoruz."

 

 

--------------------

ve karşınızdasLipknoT

 

Iowa’nin Des Moines köyünden gelen bir çok poser gruptan farklı olarak kendi müziğini yapan Iron Maiden, Kiss, Slayer dinleyerek büyümüş müzikleriyle Des Moines’u haritada gösterilebilecek hale getiren bir nefret makinasıdır Slipknot.

 

1996 yılında kaynak işinde çalışan Shawn Crahan ve arkadaşı Anders Colsefini tarafindan Slipknot fikri ortaya cıkar. Shawn, Paul Gray isimli arkadaşını denemek için L.A’dan cağırır. Daha sonra gruba Paul’ün eski grup arkadaşı(Anal Blast) Joey Jordison, Donnie Steele (Body Pit) ve Josh Brainiard (Modifidious) eklenir. Böylece grubun ilk kadrosu oluşur.(Shawn Crahan-perkusyon,Anders Colsefini-vokal, Paul Gray-bas, Joey Jordison-davul, Donnie Steele-gitar, Josh Brainard-gitar). Kasabalarında ve çevre köylerde çalmaya başladılar.

 

1996’nın yarısında ilk albümleri Mate Feed Kill Repeat’ı cıkardılar(Producter Sean McMahon). 1000 kopyayla sınırlı albüm kısa sürede tükendi. Albüm bölgesel radyolarda çalınmaya başlamıştı bile.

 

Anders’ın Painface’e gitmesiyle yerine Corey Taylor geldi. Corey’in gruba dahil olmasıyla herşey daha iyiye gitmeye başladı. Kıyafetler değisti, keçi amblemli tulumlar giymeye başladılar. Her biri ayrı renkte barkodlara ve rakamlara sahip oldu. Ve maskeler. Hepsi ayrı korkunçlukta maske takmaya basladi. Kendileri, bunun muziklerini daha iyi yansıttığını düşünüyorlar…

 

Corey’den sonra DJ Sid Wilson ve perkusyonist Cuddles da gruba dahil olur. Cuddles’ın da ayrılması uzun sürmez. Yerini Chris Fehn’e bırakır.

 

1997 yılında Sepultura(Roots), Korn ve Limp Bizkit için yaptıklarıyla adından bir hayli söz ettirmiş olan Ross Robinson yeni grup bir ararken, tavsiyeler üzerine Slipknot’ı yerinde izlemek üzere Iowa’ya gider, gösterdikleri canlı performanstan etkilenerek albüm yapma teklifinde bulunur. Bir çok büyük şirketten teklif almalarına rağmen (Epic, Mercury vs) Ross Robinson sayesinde Roadrunner Records bağlantılı I Am Records ile sözleşme imzalarlar ve Californiya-Malibu’da bulunan Indigo Ranch Stüdyoları’nda kayıtlara başlarlar.

 

Her şey güzel gitmektedir. Ancak Josh ailesinden ayrı kalamayacağını söyleyerek gruptan ayrılır. Onun yerine gelen James Root(Deathfront) gitara geçerek ‘Purity’yi çalar.

 

Kendi isimlerini taşıyan albüm 29 Haziran 1999’da piyasaya çıkar. Bu albümle büyük üne kavuşurlar. Aynı yıl içerisinde katıldıkları Ozzfest’de patlamayı yaparlar ve önceleri sadece bölge sınırları içerisinde kalan ünleri ülke sathına yayılır.

 

Albüm önce Altın Plak sonrada Platin Plak mertebesine erişir. Rolling Stone tarafından "Hakkında En Çok Konuşulan Grup" ilan edinildikten sonra Billboard Heatseekers listelerinde 1 numaraya çıkarlar. Bir buçuk yıl süren dünya turnesinden geri döndüklerinde bir çok Rock-Alternative radyosununda zirvesini ziyaret etmiş durumdadırlar. Hard Drive dergisi "Son On Yılın En İyi Canlı Performans Grubu", Kerrang! dergisi ise okuyucu oylarıyla "En İyi Uluslararası Canlı Performans Ödülü"nü layık görür Slipknot’a.

 

Slipknot’ın bu kadar konuşulmasına şaşmamak gerekir. Cünkü gerçekten etkileyici ve orjinal sahne şovlarıyla seyirciyi coşturuyorlar. Shawn’ın bu konuda ise şöyle bir açıklaması var ; "Sahneye çıkmadan önce biliyoruz ki bu birilerinin bizi izlediği ilk konser ve bu nedenle mümkün olduğunca akılda kalıcı olmasını sağlamaya çalışıyoruz."

 

28 ağustos 2001 tarihinde Iowa albümü I Am Records’dan çıktı. Slipknot bu albümle de müziğini kanıtladı.Bu albümden de People=Shit, Left Behind, Heretic Anthem gibi hitler çıkardı.

 

Bu kadar hit çıkaran ve altın çağını yaşayan Slipknot’ın elemanları kendi yan projelerinde de uğrasmaya başladılar. Joey Statix-X’in gitaristi Tripp Eisen ile Murderdolls grubunu kurdu. Corey Stone Sour grubunda vokaline devam etti(Jim Stone Sour da da çalıyor).

 

Slipknot 3 yıl aradan sonra 24 mayıs 2004 tarihinde Road Runnerrecords etiketi altında 4. albümünü çıkararak bir patlama daha yaptı. Subliminal Verses adlı albümde Duality, Pulse of the Maggots gibi şarkılarla yine hayran kitlesini coşturdu. Halen daha turnelere devam ediyorlar.

 

Son Grup Üyeleri

#0 Sid Wilson - Turntable

#1 Joey Jordison - Davul

#2 Paul Gray - Bass Gitar / Geri Vokal

#3 Chris Fehn - Perküsyon / Geri Vokal

#4 James Root - Ritim Gitar

#5 Craig "133" Jones - Sample & Media (Slipknot ın ilk albümü Mate.Feed.Kill.Repeat den sonra gruba canlı şovlarda katıldı)

#6 Shawn "Clown" Crahan - Perküsyon / Geri Vokal

#7 Mick Thompson - Gitar (Slipknot ın ilk albümü Mate.Feed.Kill.Repeat den sonra gruba canlı şovlarda katıldı)

#8 Corey Taylor - Vokal

 

Eski Grup Üyeleri

#Anders Colsefini - Vokal/Perküsyon

#Greg "Cuddles" Welts - Perküsyon

#Josh "Gnar" Brainard - Gitar

#Brandon Darner - Perküsyon

#Donnie Steele - Gitar

#Quan "Meld" Nong - Gitar

#Patrick M. Neuwirth - Gitar

 

 

--------------------

ve benim favorim.. anlatmadan gecemeyecegim..

 

iCeD eArTh

 

Florida'lı Iced Earth 1984 yılında gitarist Jon Schaffer tarafından başlangıçta Purgatory ismiyle kuruldu.

 

1985 yılında 'Burning Oasis' , 1986 yılında 'Psychotic Dreams' ve yine 1986 yılında 'Horror Show' adlı 3 demo çıkardılar. Ancak bu demolarla grup istediği başarıyı elde edememişti ve 5 sene boyunca herhangi bir gelişme olmamıştı. Zamanla 80'li yılların Thrash etkileri ile Iron Maiden'ın klasik stilinden etkilendiler. Ve sonunda 1988 yılında çıkardıkları demoları 'Enter The Realm' underground müzik piyasasında favori gösterilen çalışmalar arasında yer alıyordu. Bu demodan sonra grup ismini Iced Earth olarak değiştirdi.

 

Ve 1990 yılında Jon Schaffer (Gitar), Randy Shawver (Gitar), Gene Adams (vokal), Dave Abell (bas gitar) ve Mike McGill (davul) den oluşan kadrosuyla ilk albümleri 'Iced Earth' kaydedilir ve 1991 yılında piyasada yerini alır.

 

Albümden sonra çeşitli eleman değişiklikleriyle vokale John Greely ve davula da Richey Secchiari geçer. Ve grup 1991 yılında 'Night Of The Stormrider' isimli 2. albümünün kayıtlarına başlar.

1992 yılına gelindiğinde albüm piyasadadır.

 

Bu albümden sonra grup 3 sene süren bir sessizliğe bürünür. Ancak 1995 yılında Burnt Offerings albümüyle adeta yeniden doğar Iced Earth... 8 şarkıdan oluşan albümde vokalde John'un yerine Matthem Barlow, davulda da Richey'in yerine Rodney Beasley vardır.

 

Matthem Barlow grubun ilk güven veren,ayakları yere sağlam basan vokalisti olarak kendini kanıtlamıştır. Sadece davulda değişiklik olan grupta Mark Prator davula geçmiştir. Ve 1 yıl sonra yani 1996'da grup 'The Dark Saga' albümünü çıkarır.

 

Albümün yakaladığı başarı çizgisiyle büyük mutluluk yaşayan grup 1997'de o güne kadar ki şarkılarını tekrar kaydederek bir toplama albüm çıkarmak için Morrisound stüdyolarına girer. 'Days Of Purgatory' ismindeki toplama albüm çift cd'den oluşmakta ve 21 şarkı içermektedir.

 

 

Albümden sonra dağılma tehlikesi yaşayan grupta bazı elemanlar gruptan ayrılmıştı. Özellikle gitarist Randy Shawver'in 'Something Wicked This Way Comes' albümünün kayıtlarından önce ayrılması nedeniyle Jon Schaefer grubun konumunu yeniden ele aldı.

Ancak Larry Tarnowski'nin gitara, James MacDonough'un da bas gitara geçmesiyel grup albüm kayıtlarını gerçekleştirdi. Ve klasik Iced Earth çizgisinden taviz vermeyen albüm oldukça başarılıydı. 1998'de piyasada yerini alan albüm 13 şarkı içermekteydi.

 

1999 yılında ise grubun 3 cd'lik efsanevi nitelikteki konser albümleri 'Alive In Athens' i piyasaya sürerler. Bunun dışında 7 şarkıdan oluşan 'Melancholy' EP'si de çıkar.

 

 

2001 yılında ise 'Horror Show' albümünü yapan grup fanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır. Çünkü bugüne kadar birçok başarılı albüm yapan grup bu albümde hayranlarına beklenen tadı verememiştir.

 

 

2002 yılında Iced Earth 'Dark Genesis' isminde 5 cd'lik box-set çıkarır. Bu box-set Enter The Realm Ep'si, Iced Earth, Night Of The Stormrider, Burnt Offerings albümleri ve bir de Tribute albümden oluşmaktadır. 1 sene sonra da 4 şarkılık 'The Reckoning' EP'si çıkmıştır.

 

2004 yılına gelindiğinde grup The Glorious Burden - Gettysburg (1863) olmak üzere çift cd'den oluşan yeni bir albüm piyasaya sürer. Horror Show albümüne göre çok daha iyi olan albümde dünya tarihinde yaşanan olaylar konu olarak işlenmiştir. Epikal liriklere ve daha güçlü bir sound'a sahip olan albümde özellikle dikkat çeken Hun İmparatoru Atilla ile Avrupa arasında geçen savaşları, Napolyon savaşları, 1. Dünya Savaşı ve 2001 de Amerika'daki olayları anlatmasıdır. Albümde ayrılan Matthem Barlow'un yerine vokale heavy metal devi Judas Priest grubundan tanınan Tim Owens geçmiştir.

 

Bunun dışında aynı sene Century Media'nın düzenlemesini yaptığı çift cd'den oluşan bir toplama albüm piyasada yerini almıştır...

 

 

 

 

aynı türden bilgileri sizlerdende beklerim...

--------------------

KATATONİA

 

1991 yılında iki yakın arkadaş olan Anders Nyström ve Jonas Renkse nin bir araya gelip Stokholm de grubun temellerini atmasıyla yıllardır basarısını sürdüren doom grubu Katatonia, müzik dünyasına girer ve 92 nin ortalarına doğru ilk meyvesini verir; ‘Jhva Elohim Meth’ demosu piyasaya çıkar ve grubu

bir anda dikkatlerin odak noktası yapar. Basscıları Guillaume Le Huche nin katılmasıyla grup tamamlanır ve kariyerlerinin ilk konserini verirler.

 

Bir anda büyük bir hayran kitlesine ulasan grup 93te ilk albümleri olan Dance of December Souls u cıkarır.Albüm cok kısa zamanda elestirmenler ve metal müzik dünyasının begenisini kazanır,daha önceki black denemeleri yerini doom metalin vazgecilmezi olan melankolik ve epik melodilerle degismis ve cok da basarılı olmustur.

 

Gelen tepkiler Katatonia ya ümit ve cesaret vermis ve grup sınırlarını zorlamaya baslamıstır.Hersey yolunda giderken grup aldıgı kararla herkesi sasırtır;Nyström ve Renkse gruba eleman bulamadıklarından yollarını ayırırlar,Renkse October Tide isimli bir yan projede yer almaya baslar ve Nyström ise Bewitched ve Diabolical Masquerade ile ilgilenmeye baslar.96da iki arkadas tekrar bir araya gelerek biraz daha farklı bir tarzda Katatonia yı yeniden kurarlar.Eski October Tide gitaristi Fred Norrman da gruba katılır ve üçlü yeni fikirlerle daha önce yazılmamamıs sarkılar yapma pesinde baslarlar calısmalarına.Bu çalışmaların ürünü olan ‘Brave Murder Day’ aynı yıl piyasaya cıkar ve bu albüm yeni epik tarzdan uzak olan türün basarısını kanıtlar.Renkse nin sesinin artık etkisini gösterdigini söylemesi üzerine Opeth ten Mikael Åkerfeldt gruba cagırılır. Aynı yıl gerceklestirdikleri basarılı Avrupa turnelerinden sonra 97de tekrar stüdyoya girerler ve 98de Discouraged Ones müzik piyasasındadır. Bu albümde gothic ögelerin yerini umutsuzluk, kaybedişler gibi duygular aldı ve bu riskli degisim bile grubun basarısına olumsuz etki etmedi.

 

99da belkide en basarılı albümlerinden olan A Darkness Coming,I am Nothing gibi parcaları iceren Tonight s Decision ı cıkardılar.Ardından 2001de Last Fair Deal Gone Down cıktı ve 2002 yılını gelecek albümün hazırlıkları icinde geciren grup fazla ortalarda gözükmedi.2003te gelen albümleri Viva Emptiness la grup basarılarına basarı katar ve 2004 yılı pek cok basarılı konser ve festivallerle gecer.

 

2005e gelindiginde grup yeni basyapıtlarının hazırlıkları icin stüdyoya girer ve bu sırada eski parcalarından olusan albümler cıkar piyasaya. Aynı zamanda dogu Avrupa ve Rusya da verdikleri konserler de moral verir gruba ve 2006da son albümleri The Great Cold Distance cıkartırlar.

 

O günden bugüne basarısını devam ettirerek gelen ender gruplardan Katatonia ve artık doom metalin köse taslarından.

 

Üyelerin bugünkü hali ise şöyle:

 

Jonas Renkse -Vokal

Anders Nyström -Gitar

Fredrik Norrman -Gitar

Mattias Norrman-Bass

Daniel Liljekvist-davul ve back vokal

 

 

611.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ANATHEMA

 

Anathema, 1990 yazında heavy metal yapan bir beşli olarak "Pagan Angel" adıyla Liverpool merkezinde kuruldu. "Heavy doom"dan "death"e kayan bir tarza sahiptiler. 1990 yılında "An Iliad of Woes" adlı demoyu kaydettiler. 1991 yılında grubun adı Anathema (tanrının, İncil in laneti) olarak değişti.

 

 

Bolt Thrower, Paradise Lost konserlerinde alt grup olarak çalarak kendilerine ait bir kitle oluşturmaya başladılar. Verilen konserler sayesinde Avrupa da yavaş yavaş tanınmaya başlayan grup, birkaç aylık konser ve stüdyo çalışmasından sonra stüdyoya girerek "All Faith Is Lost"un kayıtlarına başladı. 1991 Temmuzunda çıkan demoya tepkiler çok iyiydi ve onlara ilk 7" anlaşmasını sağladı. "They Die" albümü, İsviçreli Witchunt Kayıt Şirketi tarafından piyasaya sunuldu ve ilk baskı hemen tükendi.

 

Bu başarının ardından Peaceville Kayıt Şirketi, grupla ilgilenmeye başladı. "Lovelorn Rhapsody" isimli şarkıları, Academy stüdyosunda Peaceville in yapacağı bir toplama albüm (Peaceville Vol.4) için kaydedildi. Bunun üzerine şirket, Anathema ile bir anlaşma imzaladı.

 

1992 Kasımında "The Crestfallen" ın çıkışı ile grubun 4 albümlük anlaşması başlamış oldu. "Crestfallen", Academy stüdyolarında Hammy adlı bir prodüktör tarafından kaydedilmişti. Cannibal Corpse un alt grubu olarak çıktıkları İngiltere turnesi, Anathema nın iyi bir sahne grubu olduğunu göstermişti.

 

"Serenades" albümü de, Hammy yapımı olarak Academy stüdyolarında kaydedildi ve 93 Kasımında yayınlandı. Bu çalışma, piyasada büyük bir yankı uyandırdı ve bir çok olumlu tepkiyi beraberinde getirdi. Anathema, Kerrang Indie listelerine 2 numaradan girdi ve metal hammerda ayın albümü seçildi. "Sweet Tears" klibi, Mtv de birçok kez yayınlandı ve albüm çalışması, ayın albümü adayları arasında yer buldu. İngiltere turnesini Avrupa da bazı festival performansları izledi. Mtv Headbangers Ball un Peaceville Kayıt Şirketi için hazırlanan bir bölümünde, At The Gates ve My Dying Bride ile birlikte çaldılar.

 

At The Gates ile çıktıkları turne, Anathema nın, İngiltere nin gelecekteki en güçlü rock gruplarından biri olacağı görüşünü ortaya koydu. 1994 ün Ocak ayında biten turnenin ardından Academy stüdyolarında "Pentecost III"ü kaydettiler. Bu albüm, onların melodik dark metal de gerçek bir güç olmalarını sağladı.

 

Grup, "The Silent Enigma"yı kaydedinceye kadar Avrupa da sürekli konserler verdi ve Noise Mathers, Headbangers Ball ve Brezilya Mtv sinde kendisine yer buldu. "Silent Enigma", vokalist Darren White olmadan yapılan ilk albümdü. Gruptan ayrılan White ın yerini gitarist Vincent aldı. Black Sabbath ve Pink Floyd un kuzey doom (Paradise Lost ve My Dying Bride) tarzına uyumu "The Silent Enigma"yı doğurdu. Bu albüm, orkestral düzenlemeleri ile heavy metale değişik bir boyut kazandırdı. Anathema, Cathedral ve Paradise Lost ile turneye çıktıktan sonra 23 Ekim de "The Silent Enigma"yı piyasaya sundu.

 

Grup, fazla vakit kaybetmeden Fon stüdyolarına girdi. Sheffield daki bu stüdyoda 2 gün kaldılar ve memnun kalmadıkları için the Windings Stüdyosu na geçtiler. Bir çiftlik içinde bulunan bu stüdyoda Tony Platt ile başlanan kayıtlar "Eternity" albümünü oluşturdu. Bayan vokalleri Michelle Dominion yaptı.

 

Albüm sonrası çıkılan uzun turnenin ardından 1998 de grubun kuruluşundan beri davulları çalan John Douglas ayrıldı ve yerine Soulstice davulcusu Shaun Steele geldi. Konserde session klavyeci olarak görev yapan Les de, Cradle of Filth e transfer oldu. Yerine My Dying Bride kemancısı Martin Powell geldi. Aynı yıl "Alternative 4" piyasaya çıktı. Albümün sunuluşundan sonra basçı ve melankolik söz yazarı Duncan Peterson gruptan ayrıldı ve yerine Anathema ve My Dying Bride ın albüm kapaklarını çizen Dave Pybus geldi.

 

Bu albümün ardından grubun Peaceville ile olan anlaşması bitti, peşlerinden koşan onca firmaya rağmen onlar Peaceville in bir üst etiketi MFN ile anlaşarak herkesi şaşırttılar. Bu arda davulcu Shaun Steele gruptan ayrılarak yerini eski davulcu John Douglas a bıraktı.

 

Yeni oluşan kadroyla grup, 99 da en karanlık albümlerinden olan "Judgement"ı çıkartarak müthiş bir başarı yakaladı. Çalışma, 20 ayrı dergide ayın albümü olarak gösterildi. Topluluğa Tiamat, Tristania, Moonspell gibi gruplarla turneye çıkma şansı verildi.

 

"Judgement" albümü Kit Woolven prodüktörlüğünde, Ventimiglia da (İtalya) bulunan Damage Inc. stüdyolarında 3 ayda kaydedildi. (Grup elemanları kayıtlar sırasında uyuşturucu kullandıkları gerekçesiyle bir nezarette geçirdiler.) Albümün İngiltere dışında kaydedilmesinin sebebi, bu ülkedeki stüdyoların çok pahalı olması ve grup elemanlarının yalnız kalmak istemeleriydi.

 

"Eternity" albümünün turlarında grubun kalvyelerini çalan Les Smith in 2001 yılı başında gruba katılmasıyla 2001 yazında Chapel daki (İngiltere) Windings Stüdyoları nda "A Fine Day Exit" kaydedilmeye başlandı. 2002 yılında sunulan albümün yapımcılığını Nick Griffith yaptı.

 

Albüm kayıtlarının ardından Temmuz ayında Dave Pybus gruptan ayrıldı ve George Roberts gruba basçı olarak dahil oldu.

[ATTACH]1914[/ATTACH]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

okuyan ve bakan arkadaşlardan ricam 1 postta olsa yorum yapmanız.. eger böyle ben ardarda hepsini yazarsam bütün postlar birleşiyor ve karışıyor.. teşekkürler ilginize..

--------------------

einstürzende neubauten

 

 

BaBaZuLA 1996 yılında Levent Akman (kaşık, bendir, def, konga ve makineler), Murat Ertel (saz ve diğer telli çalgılar, teremin, ses) ve Emre Onel (darbuka, sampler, ses) tarafından Istanbul'da kuruldu.

 

arife tarif

Geleneksel Türk müzik aletlerinin kullanımını elektronik öğelerle birleştiren grup, değişik bir tını yaratarak Türk Halk Müziği'ne yepyeni bir soluk getirmiştir. Kayıdı alınan doğal seslerin, çalınan akustik ve elektrikli, geleneksel ve modern müzik aletlerinin çeşitli elektronik efektlerle zenginleştirilmesi Baba Zula müziği'nin temelini oluşturmaktadır. Müziği oluşturan tema, makam, usul ve ses gibi öğelerden biri veya birkaçının, kayıt ve prova yoluyla belirlenmesi ile doğaçlama yapmaya başlayan grup, bu yöntemi "Saptanmış Doğaçlama" kavramı altında, görselliğe de özel bir önem vererek konser, film, tiyatro ve albümlerine taşımıştır. Canlı etkinliklerde çekirdek kadroya eklenen elemanlar tarafından hazırlanan video, dia ve film gibi unsurların kullanımına da ağırlık vermektedir.

 

 

BaBa ZuLa'nın konukları

İlk albüm ve konserlerinden itibaren müzisyen ve oyunculara konuk sanatçı olarak yer vermeyi benimseyen gruba Trakya'lı Selim Sesler (klarnet ustası), Kanada'lı Brenna Mccrimmon (Rumeli türkücüsü), Fahrettin Aykut (davulcu), Tuncel Kurtiz (sinema ve tiyatro sanatçısı), Ahmet Uğurlu (sinema ve tiyatro sanatçısı), San Fransisco'lu Ralph Carney (saksofoncu) ve diva Semiha Berksoy (Türkiye'nin ilk bayan opera sanatçısı, ressam) gibi ünlü sanatçılar da katılmıştır.

 

 

Film müzikleyen BaBa ZuLa

Derviş Zaim'in, arabaları çalıp sonra tekrar yerlerine koyan ve daha sonra bir tavus kuşuna aşık olan araba hırsızının öyküsünü anlattığı ilk filmine yaptıkları özgün müziklerden oluşan "Tabutta Rövaşata" (Ada Müzik) adlı ilk albümlerini 1996 yılında kaydettiler. Film ile aynı adı taşıyan albümde, oyunculardan Ahmet Uğurlu, Tuncel Kurtiz ve Ayşen Aydemir'in seslerinin yer aldığı dört şarkı da bulunmaktadır.

 

Baba Zula, Antoine de Saint Exupery'nin "Küçük Prens", Arnold Lobel'in "Kurbağa Öyküleri" ve Perihan Mağden'in "Mutfak Kazaları" isimli tiyatro oyuncuları için yaptığı müziklerin toplandığı "3 Oyundan 17 Müzik" (Doublemoon) adlı albümünü 1999 yılında çıkartmıştır. Bu albümde pek çok sanatçının yanında Ralph Carney, Brenna Mccrimmon ve Selim Sesler de konuk sanatçı olarak yer almıştır. 2001 yılında Ahmet Çadırcı'nin yönetmenliğini yaptığı seks filmleri gösteren bir sinemanın makinistinin eski bir porno yıldızına olan tutkusunun öyküsünü anlatan "Renkli Türkçe" isimli filmini müzikleyen grup, Türkiye haricinde İngiltere ve Makedonya'da da konserler vermiştir. Topluluk, Haziran 2002'de, Efes Pilsen Summer Festivali "One Summer in Love"da Manu Chao konserini açtı.

 

Baba Zula elemanları Levent Akman ve Murat Ertel 6 ve 8 Aralık 2002 tarihlerinde Almanya'nın Köln kentinde gerçekleşen Akdeniz Film Festivali'nde Gerald Doecke ve Norbert Jorzik adlı iki alman müzisyenle konser verdiler.

 

27 Ocak 2003'te sonuçları açıklanan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Türk Sineması 2002 ödüllerinde "En İyi Müzik" ödülüne, Ümit Ünal'ın "Dokuz" adlı filmine yaptıkları müzikleriyle Baba Zula elemanları Emre Onel, Murat Ertel ve Levent Akman'ın diğer grubu Zen layık görüldü.

 

 

Ruhani Oyun Havaları ve Mad Proff. 2003

Reggae dünyasında bir efsane olan ve ayrıca Massive Attack, Beastie Boys ve Lee Perry gibi isimlerle çalışan dub üstadı Mad Proff.'la birlikte "Ruhani Oyun Havaları" isimli albümlerini yayınladılar.

 

BBC world service tarafından EBU (Avrupa Yayın Birliği) bünyesinde Türkiye'yi temsil edecek grup olarak seçilen Baba Zula'nın, TRT İstanbul stüdyosunda yapılan kayıtlar EBU üyesi 16 ülke radyolarında yayınlandı.

 

 

Duble Oryantal ve Alex Hacke 2005

Berlin Film Festivalinde en iyi film ödülünü alan Fatih Akın'ın bir sonraki projesin "Istanbul Hatırası" (Crossing the Bridge - the Sound of Istanbul) isimli filminin açılışında ve finalinde yer aldılar. Bu filmin çekimlerinde tanışıp, beraber çaldıkları "Einsturzende Neubauten" grubunun basçısı Alexander Hacke ile beraber çalışmaya ve kayıt yapmaya başladılar.

 

2005 albümü "Duble Oryantal"de Alexander Hacke dışında Hüsnü Şenlendirici, Özkan Uğur, Brenna MacCrimmon, Sly and Robbie gibi kanuklar da yer aldılar.

 

 

Dondurmam Gaymak 2006

2006 yılında Muğla'lı bir yönetmen olan Yüksel Aksun'nun yine Muğla'lı köylülerle çektiği "Dondurmam Gaymak" filmine müzik yaptılar ve yaptıkları bu müzikleri soundtrack albümü olarak yayınladılar.

 

 

İstanbul

Baba Zula tipik bir İstanbul grubudur. Günümüzde İstanbul'un sesini etkileyen ve kentin hem geleneksel hem de çağdaş, çok kültürlü mirasını sahiplenen ve özellikle Türkiye halk kültürü ve snatını İstanbul perspektifinden damıtırlar.

 

Kısa filmlere, tiyatro oyunlarına ve belgesel filmlere özgün müzikler yapan Baba Zula, Türkiye'de İstanbul dışında Kars, İzmir, Antalya, Muğla, Akhisar, Ankara, Bursa, Eskişehir'de; Türkiye dışında ise Danimarka, Fransa, Belçika, Bulgaristan, Makedonya, İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda gibi ülkelerde festivaller ve çeşitli klüplerde konserler vermektedir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

APOCALYPTICA

 

 

Finlandiya’daki Sibelius Akademisi’nin çello bölümü öğrencileri olan Eicca Toppinen, Max Lilja, Paavo Lotjonen ve Antero Mannien’den oluşan ve müziğiyle, klasik müzik ve heavy metal arasındaki sınırın sanılanın aksine çok ince olduğunu düşündüren Apocalyptica grubu, dört gencin, yakın çevrelerine çaldıkları Metallica yorumlarıyla müzik çalışmalarına başladı.

 

Esin kaynaklarının ünlü Rus klasik müzik bestecisi Dmitri Shostakovich olduğunu her fırsatta dile getiren grup elemanları, bu çalışmalarını mezuniyet törenlerinde sergilediklerinde ise tam anlamıyla kıyamet kopmuştu. Grup, Metallica parçalarını ezbere bilen seyircilerin de eşliğiyle öyle başarılı bir performans sergiledi ki, büyük plak şirketlerinden biriyle anlaşma başarısını gösterdiklerinde bu olayın üzerinden henüz bir hafta bile geçmemişti.

 

Metallica’nın “Enter Sandman”, “The Unforgiven”, “Wherever I May Roam”, “Master of Puppets”, “Harvester of Sorrow” gibi parçalarını dört çelloyla yorumladıkları ilk albümleri “Plays Metallica By Four Cellos”, 1996 yılında piyasaya çıkarak tüm dünyada 250.000 adetlik satışla metal müzik dinleyicilerinin yanı sıra klasik müzik severlerin de arşivlerinde yer almayı başardı. Çelarını amfiye bağlayarak oldukça ilginç ve bir o kadar da üstün işler yaratan grup üyeleri, bu albümle Metallica’dan da övgü almayı başardılar.

 

Mtv Avrupa ve Amerika haber bültenlerinde yer almaya başlayan Apocalyptica, Sex Pistols, Sepultura ve Bad Religion gibi gruplarla aynı sahneyi paylaştı. Daha sonra Metallica’nın alt grubu olarak sahne alan topluluk geniş kitlelerin beğenisini kazandı. İlgi öylesine büyüktü ki, diğer birçok Metallica konseri öncesinde Apocalyptica eserleri, dinleyenlere banttan sunulmaya başlandı.

 

Grup 1997 yılında, ülkemizdeki dinleyenleriyle buluşmak üzere Cemal Reşit Rey 2. Uluslararası Gençlik Festivali kapsamında sahneye çıkmış ve inanılmaz bir ilgiyle karşılaşmıştı.

 

Topluluğun; Sepultura, Pantera, Metallica, Faith No More yorumlarının yanısıra, içerisinde grup üyelerinden Eicca Toppinen’in bestelerinin de bulunduğu bir albümle hayranlarının karşısına çıktılar. Bu çalışma, Apocalyptica’nın sadece diğer grupların eserlerini yorumlarken değil, özgün çalışmalarıyla da ne kadar başarılı olabileceklerinin bir kanıtı niteliğindeydi. 1998 yılında piyasaya çıkan “Inquisition Symphony” adlı bu albüm, öncekinden sert bir tarza sahipti. Grup, bu çalışmayı sunduğu turne kapsamında İstanbul ve Ankara’da da konserler verdi.

 

Avrupa’da gösterime giren ve başrollerini Jason Patric, Ben Stiller ve Nastassja Kinski’nin paylaştığı “Your Friends and Neighbours” filminde, ilk albümden üç parçaları kullanılan grup, böylece ilk ’gümüş ekran’ denemelerini de yapmış oldu. 2000 yılı çıkışlı “Cult” albümü ise Eicca Toppinen’in besteci yönünün gitgide geliştiğinin göstergesiydi.

 

Sonrasında grubu, Şebnem Ferah’ın “Perdeler” şarkısına eşlik ederken dinledik. Ferah’ın albümünde biri orijinal, diğeri Apocalyptica düzenlemesi olan iki sürüm yer aldı. Bu arada grupta eleman değişiklikleri de oldu. Antero Manninen’in yerini Helsinki Flarmoni Orkestrası’nın metalci çello sanatçısı Perttu Kivilaakso alırken Max Lilja gruptan ayrıldı.

 

Kayıt firması Universal bu dönemde boş durmayarak son albümleri olan “Cult”ın çift cdlik özel baskısını piyasaya sürdü. Sunulan özel çalışmada, “Cult” albümündeki çalışmaların yanısıra; Guano Apes solisti Sandra Nasic’in vokal yaptığı “Path Vol.2″ ve Farmer Boys’dan Matthias Sayer’in sesiyle eşlik ettiği “Hope Vol.2″ ile “Harmageddon”, “Nothing Else Matters” ve “Inquisition Symphony”nin canlı kayıtları da yer aldı.

 

“Vidocq” adlı filmde müzikleriyle yer almaları, durgun oldukları bu arada dikkat çeken çalışmalarından biriydi. Antero Mannien’in de ayrılması ldağılma korkusu yaratsa da grup sessiz sedasız çalışmalarına devam etti. Beklenen “Reflections” albümünde, usta davulcu Dave Lombardo’nun da konuk olarak yer alması herkes için tam bir sürpriz oldu. Tamamı kendi bestelerinden oluşan 10 Şubat 2003 çıkışlı bu albümleriyle yeni bir tarzı, çello-rockı yarattıklarını belirten grup üyeleri, sürekli gelişerek yollarına devam ediyorlar. Eğitimli oluşlarının yarattığı farkı koruyan, çalışkan ve özgün çizgileriyle bu işin üstesinden geliyorlar. 2005 te çıkardıkları Apocalyptica albümleri ile yine kendilerinden oldukça söz ettirdiler.

[ATTACH]1915[/ATTACH]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

__EPİCA__

Dünyanın dört bir yanını dolaşmak ve diğer kültürlerle tanışmak...Bunlar hem bir müzisyen hem bir insan olarak şarkıcı, şarkı sözü yazarı, besteci ve gitarist Mark Jansen’in başarısının temel kaynaklarının özetidir. Çevresindeki dünyaya duyduğu sınırsız ilginin en son kanıtı, son zamanlarda keşfedilen Hollandalı grup Epica’nın rengarenk ilk albümüdür.

 

Mark Jansen ve beraberindeki müzisyenleri, diğer kültürlere, özellikle de Arap kültürüne karşı derin bir ilgi besliyorlar. İnsanların birbirleriyle iletişimindeki o sıcaklık..Müzikleri de dünyanın bu sıcaklığın hissediliği kısmından geliyor. Epica’nın içinde birçok çeşitlilik barındıran müziği tam anlamıyla bunu yanısıtıyor..Aynı zamanda, dünyanın Güney Amerikayı da içine alan diğer kısımlarının etkileri de tarzlarını, kendilerini ifade eden bu ilk albümdeki şarkılarda bulurlar. Grup, müziklerine mümkün olduğu kadar çeşitli deneyim ve izlenim ekleyebilmek için, birçok gezinti yapmak niyetinde..

 

 

 

Başarılı Hollandalı grup After Forever’ın yaratıcı kanatlarından biri olarak geçirdiği kısa ve fırtınalı bir süreçten sonra, Mark Jansen kendini son olarak yine yeni bir başlangıç yapmaya zorlanmış gibi hissetti. Bunu sezdiği gün artık eski grubuyla bir gelecekleri olmadığını düşündü ve bu düşünce yeni bir meydan okuma, hesaplaşma şeklinde olgunlaştı..Görüşmeler yapıldı, yeni grup için seçmeler gerçekleştirildi ve grup için bir isim düşünüldü..Önceleri grup ismi olarak Sahara Dust kullanıldı, fakat 2003’ün ilk haftalarında bu isim, kesin bir şekilde Epica olarak değiştirildi. Embriyonik aşamada grup, Trail of Tears’ın solisti Norveçli şarkıcı Helena Michaelsen ile çalışsa da sonraları belirleyici seçim Hollandalı genç yetenek Simone Simons’dan yana oldu..Grup daha sonra, Coen Jansen (klavye), Ad Sluijter(gitar), Jeroen Simons(davul) ve her ikisi de Axamenta grubundan alınan Cassiopeia(bass) ve Yves Huts(bass) ile kalıcı üyelerine kavuşturuldu. İlk albüm ünlü yayıncı ve teknik sorumlu Sacha Paeth’in uzman rehberliği eşliğinde, Almanya’nın Wolsfburg kentinde, Gate Stüdyo’da kaydedildi. Materyaldeki çeşitlilik daha Cddeki ilk şarkıda kendisini gösteriyordu. Adyta; alışıldık şekilde hafifçe renklendirilmiş, Latince söylenmiş bir girişti.

 

 

Grup, klasik müzik eğitimi almış bir koro ile birlikte çalışıyordu; çünkü bu, müziğe ayrı bir renk katıyordu. Sekiz yaylıya teşekkürler: 3 viyolonsel, 2 keman, 2 çello ve bir ikili davul. En önemli konu, materyalin zirvesinde duran, klasik müzik eğitimi almış opera sanatçısı tarzıyla mezzo-soprano Simone Simons’dur.

 

 

Epica, karşıtlıkların düşkünü bir gruptur. Sert gitarlar, koroca söylemeye ve yaylı gruplarına karşı...Simone Simons’un harikulade yorumu keskin bir acı veren Mark Jansen’in hırıltılarına karşı..Bütün bu tarafları büyüleyici bir birlikteliğe kavuşturan şarkılardan biri “Sensorium”dur. Klasiğin ve aşırılığın bu birleşimi nadiren böyle inandırıcı olabilmiştir. The Phantom Agony’i yaparken grup çizgileriyle oldukça başarılıydı..Duyguları şarkı sözleri ve ezgilerin içine yerleştirmek ve sonrasında bunu dinleyiciye aktarmak Epica’nın bir tutkusuydu. Grubun dinleyiciye vermek istediği o duyguyu dinleyiciye tüm şiddetiyle ve karmaşıklığı ile yaşatmaktı;bunu ne kadar çok verebilirlerse, kendilerini o kadar başarılı buluyorlardı.

 

 

Şarkı isimleri, grubun altı üyesinin o etkiyi hedefleyerek yaptıkları katkılarla belirlendi. Şarkı sözlerini kendilerince algılamak kendilerince yorumlamak, dinleyicinin yalnız kendisini bağlayan bir konuydu. Bununla beraber The Phantom Agony şunu açıklığa kavuşturur ki Epica günümüz gerçeklerini görmezden gelen bir grup değildir. ”Façade of Reality” Amerika Birleşik Devletlerine yapılan 11 Eylül saldırısının öncesi, sonrası ve bu süreçte değişenler hakkındadır..Bu nedenden ötürü, bu şarkı grup için de çok büyük anlam ifade eden bir şarkıdır..

 

 

Son olarak grubun ismi...Grup için önceleri bu, iki özel anlama sahipti. Her şeyden önce, bu isim, tüm grup üyelerinin sıkı hayranı oldukları grup Kamelot’a bir övgüydü. Epica, onların Cdlerinin birinin ismiydi..Buna ek olarak Epica, tüm gerekli, can alıcı soruların yanıtlarının bulunduğu bir evrendir. Şarkı sözlerinin genel yapısına fevkalade uyan bir anlam..Son zamanlarda buna bir başka anlam da katıldı. Öyle çok eski değil, yakın bir geçmişte Epica bir dinleti veriyordu. Her şey harika gidiyordu. İlerleyen zamanda, bir anda sahne ve seyirci arasında bir şey oldu. Dinletinin sonunda, seyirciler Epica’nın ismini haykırıp duruyordu: E-pi-ca...E-pi-ca...Bu isim kulağa mükemmel geliyordu..Orada ve ondan sonra, grup, Epica’nın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BUZ

 

[ATTACH]1935[/ATTACH]

 

Grup ; 2002 yılının haziran ayında Emre Özlüer, Özer Kırçak, Cem Güney ve Tercan Şener tarafından kuruldu.

 

Daha önce bir çok grup ve projede yer almış müzisyenlerden oluşan grup o zamanlar Bedroom adıyla bilinmekteydi. Başta Kemancı olmak üzere Bronx, Guitar Cafe, Buddha gibi bir çok mekanda sahne alan Bedroom 2003 martında Park Orman’da gerçekleştirilen Efes Dark Rock Müzik Günleri’nde Mavi Sakal’la aynı sahneyi paylaştı.

 

Yaklaşık 3 sene bir arada çaldıktan sonra daha ciddi projelere imza atmak için adını Buz olarak değişitiren grup 2004 ağustosunda gitarist Özer Kırçak ı askere uğurladı. Bu dönemde gruba Pentagram’dan Metin Türkcan eşlik etti. Eksik kadroyla geçen 6 ayın ardından grup tam kadro olarak çalışmalarına kaldığı yerden devam etti.

 

2005 ocak ayında, albüm yapma hedefi doğrultusunda demo çalışmalarına başlandı. Yaklaşık bir ay kadar süren, Akatlar Kedi Müzik’te yapılan çalışmalar sonucunda Tarkan Gözübüyük’ün prodüktörlüğünü yaptığı Bugün Son, Yalnızlık, Senden Fazla ve 6/8 adlı şarkılardan oluşan demo Mine Erkaya Studio’da kaydedildi. Kayıt sırasında Harun Tekin ve Kerem Özyeğen geri vokalleriyle demoya katkıda bulundular.

 

Titiz bir çalışmanın ardından 4 şarkılık buz isimli demoda mastering aşamasına gelindi. İmaj stüdyolarında Çağlar Türkmen tarafından masteringi yapılan demo mart ayı itibariyle son şeklini almış oldu. Demo çalışmasının hemen ardından web sitesi için harekete geçildi ve http://www.buzband.net adlı site hazırlandı.

 

Mart ayı sonuna kadar cumartesi günleri Ankara’da Garage isimli barda çalan grup, albüm çalışmalarına ağırlık vermek için bar progr son verdi. 2005 yılı temmuz ayı itibariyle Tarkan Gözübüyük ile birlikte albüm çalışmalarına başlayan grup 3 ay süren yoğun çalışmaların ardından kayıt için stüdyoya girdi.

 

Mine Erkaya Studio da 6 hafta süren kayıtlar ekim ayı sonunda tamamlandı.2005 yılının son günlerinde Pasaj Müzik bünyesinde kurulan Birinci Records ile anlaşan grup ilk klibini Yalnızlık isimli şarkısına çekti..Klibin yönetmenliğini Hakan Utangaç yaptı. 2. klip ise Bilal Eroğlu tarafından "Nefretim Kederimden" adlı şarkısına çekildi.

 

[ATTACH]1936[/ATTACH]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

MARİLYN MANSON

 

[ATTACH]1937[/ATTACH]

 

 

Marilyn Manson, gerçek adıyla Brian Warner, 1969 da Canton Ohio da epey dindar bir ortamda dünyaya geldi. Ufak tefek zayıf Brian hemen her gün mahallede ki çocuklardan dayak yiyordu. 8 yaşındayken komşunsuun tacizine uğramıştı, ailesi de ona yardim amacıyla onu pahalı bir katolik okuluna gönderdiler. Bu sayede Brian daha da nefret edilen bir çocuk haline geldi. Her gün katolik dini üzerine dersler görüyor, çıkışlarda da dövülüyordu ve evde sapık bir büyükbabası vardi. Brian içinde biriken tüm öfke ve tepkiyle müziğe yöneldi.

 

"Eğer o zaman müziği keşfetmeseydim şimdiki dururumum çok daha farklı olurdu ve büyük ihtimalle çok daha karanlık. Jeffrey Damher ve Richard Ramirez gibi seri katillerin yaşamlarını okudum ve onları anlayabiliyorum. Onların nereden geldiklerini ve ne yaşadıklarını anlıyorum ve aramızdaki fark benim bir dereceye kadar kendimi ifade edecek bir çıkış yolu bulmuş olmamadan başka birşey değil. Onlar bunu yapamadılar. Belki de yaptığımız tek şey bir yardim ve ilgi çağrısıdır yalnızca, tek fark ise bu çağrının aldığı biçim." demiş Manson.

 

Marilyn Manson and the Spooky Kids

 

1989’da Marilyn Manson adını çağın iki büyük ikonundan aldı; (Marilyn Monroe ve ünlü yönetmen Roman Polanski’nin karısı Sharon Tate’i katleden Manson ailesinin lideri, seri katil Charles Manson).Daisy Berkowitz ile karşılaşan Marilyn Manson, 1990’da iki kişi daha bularak “Marilyn Manson and the Spooky Kids”i kurdular. Artık herkesin bildiği gibi grubun hepsinin isimleri ünlü bir kadın ismi ve bir seri katil soyadından oluşuyordu. Keyboard’çu Madonna Wayne Gacy, basçı; Gidget Gein de isimlerini bu şekilde oluşturmuşlardı.

 

“Bir sürü talk show seyrederim ve kadın Hollywood yıldızlarıyla seri katilleri aynı potada eritmeleri, her şeyi sansasyonel haber düzeyine indirgemeleri beni çok şaşırtır” diyor Manson.

 

Farklı müzikleri ve abartılı sahne şovlarıyla Marilyn Manson and the Spooky Kids Florida’nın death metal ortamının underground sahnesinde gittikçe ünlendiler.

 

Bir süre sonra baterist yokluğu nedeniyle kullanılan drum machine yerine Sara Lee Lucas gruba alındı.

 

1990’daki en önemli olay NIN’in lideri Trent Reznor’la tanışılmasıydı.1991’de ilk demo kasetleri “After School Special”u aynı; sene içinde kasetleri “Lunchbox”ı çıkardılar. Bunlardan önce de prodüktörlüğünü kendilerinin yaptıkları birçok promosyon kasetleri bulunuyordu.1992’de Slammie ödüllerinin yılın en iyi grubu, en iyi sert alternative grup kategorilerine aday gösterildiler. İsimlerini kısaltıp Marilyn Manson yaptılar.

 

Potrait of an American Family

 

Son demoları “Refrigerator”dan sonra Mayıs 93’de Trent Reznorın yeni kurduğu plak şirketi Nothing (Interscope) ile anlaştılar. O seneki Slammie ödüllerine beş dalda aday oldular, Yılın En iyi Grubu ve “Dope Hat” ile Yılın Şarkısı ödüllerini aldılar .(Bu arada Dope Hat’in video klibinde Anton LaVey’de yer alıyordu.) 1994-96 yılları;nda da En iyi Grup, En iyi Video, En iyi Albümödüllerini aldılar.

 

Temmuz 1994’de onüç parçalık albümleri “Potrait of an American Family”i çıkardılar.Albüm kapağı Marilyn Manson’ın bir saatlik çalışmasının ürünü, içerik ise tam bir saldırıydı.

 

93’de basçı Gidget Gein’in yerini Twiggy Ramirez aldı. Ramirez (Jeordie White) Florida’lı metal grubu Amboog-A-Lard’da çalmış 922de Slammie’de En iyi Ritim Gitarist ödülüne layık görülmüştü.

 

Bu albümden iki single “Get Your Gunn” ve “Lunchbox”çıktı.(Şarkının esin kaynağı Amerika da öğrenciler tarafından silah olarak kullanılması yüzünden yasaklanan metal beslenme çantalarıydı, şarkının videosunda ise arkadaşlarından dayak yiyen küçük bir çocuk saçlarını iki yandan kazıyıp beslenme kutusuyla saldırı için hazırlıklar yapıyordu)

 

1994 ün Ağustos ayında Marilyn Manson , Nine Inch Nails ile bir turneye çıktı. Bu konserler sırası;nda yapılan çılgınlıklar Marilyn Manson’ın ününü arttırmaya yetecek de artacak cinstendi. Salt Lake City’de Manson’ın çalmasına izin verilmeyen NIN konserinde Papaz Manson adında sahneye çıkan gizemli şahsın bir Mormon incilini paramparça etmesi bunlardan ilkiydi. Yine 1994’de Dallas’da Marilyn Manson Sara Lee Lucas’ın bateri setini yaktı, bu olaydan sonra Lucas’ı gören olmamıştı.Twiggy’e göre bu aşırı bir tepkiydi. Tepkinin sebebi ise o sırada hala bateri çalmakta olması belki de. (Bu olayın internette görüntüleri de var.)

 

Sara Lee Lucas’ın yerini Ginger Fish aldı. Danzing turnesine yeni bateristleriyle katıldılar, turnede Korn da vardı. 22 Haziran 1995’de Manson ikinci kundakçılık olayını; gerçekleştirdi, bu seferde John Stewart Show’da sahneyi yaktı; ve tabii ki anında binadan kovuldular.

 

Smells Like Children

 

Aylarca süren turneden sonra ekip ” Smellls Like Children” EP’si üzerinde çalışmaya başladı. “Smells Like Children” Marilyn Manson’ın favori şarkıları;nın ve sample edilmiş tuhaf seslerin bir birleşimiydi. Albüm gerçekten kan donduran bebek ağlamalarının sample edilmiş haliyle başlıyordu. Albümde üç tane cover vardı. Mtv ödüllerinde Metallica ile karşı karşıya gelmelerine sebep olan “Sweet Dreams (Are Made Of This)” bunlardan biriydi. “I Put A Spell on You” ise daha önce Screamin Jay Hawkins yorumuyla “Natural Born Killers”ın Marilyn Manson yorumuyla ise “Lost Highway” in soundtarck albümlerinde yer almıştı;. Yine diğer cover “Rock’n Roll Nigger” Patti Smith’in kendi yorumuyla “Natural Born Killers”a soundtrack parçası olmuştu. “Natural Born Killers”ın soundtrack’inin yapımcısı ise Trent Reznor’dı. (Bu bağlantılar hep dikkatimi çekmiştir.) Özellikle “Sweet Dreams” Marilyn Manson’ın geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan en önemli parçaları sayılır. Birçok hayranı onları bu parça sayesinde tanıdı.

 

Antichrist Superstar

 

Eylül 95’deki altı aylık turneden sonra yeni albümleri “Antichrist Superstar” ın kayıtlarına başladılar. Albümü yapmak onlar için gerçekten güç olmuştu. Albüm kaosa tehlikeli bir şekilde yaklaşıyordu. Oluşumu sırasında grup elemanlarının yaşad&ıkları albüme yansımıştı.. New Orleans’da eski bir cenaze evinde yapılan kayı;tlar sırasında grup elemanları stüdyodan hiç ayrılmadılar, uykusuz kaldılar, uyuşturucu kullandılar ve uyuyacakları zaman aletlerin arasında çadır kurdular. Tüm bunların sonunda albümün tamamlanmasına az kala Daisy Berkowitz gruptan ayrıldı, yerine Zim Zum alındı.

 

8 Ekim 1995’da piyasaya sürülen albüm ilk haftada 132.000 sattı. Albümde sosyal eleştiri oldukça yoğundu. Küfürrler az ama saldırı çk daha fazlaydı.

 

Marilyn Manson: “Bu albüm kendileri için yarattıkları günahlardan dolayı Tanrının Amerika’ya gönderdiği ceza olacak, ve umarım ben Hristiyanlığı sona erdirmiş adam olarak anılacağım.”

 

Marilyn Manson “Antichrist Superstar” ı Beatles’in “White Albüm”üne benzetiyor: “Oradakilerde hiç konserda çalınmamış, stüdyoda bestelenmiş şarkılardı. Bu albümde öncelikli şey tavrımızı ortaya koymaktı”

 

Mechanical Animals

 

“Mechanical Animals”da “Antichrist Superstar”ın içerdiği ruh haline göre white bir albümdü. Bu albümde Marilyn Manson kafayı uyuşturuculara takmıştı;. Ayrıca 10 yıldır simya ve tarot dersleri alan Manson bu yönünü albüme yansıttı.” Mechanical Animals”daki harfleri karıştırdığınızda karşınıza “Marilyn Manson is An Alchemical Man” cümlesi çıkıyordu. Manson’ın yeni imajı ise “Omega”ydı.

 

Albün kapağının Amerika’daki bazı müzik marketlerde sansürlenmesi bu albüme gelen en komik tepkiydi. Aslında bu albüm çok fazla saldı;rı; da içermiyordu, hatta daha çok Marilyn Manson’ın kendisiyle ilgiliydi.Özellikle uyuşturucu sorunu ençok işlenen konuydu ki buna da en iyi örnek “Coma White” diyebiliriz.

 

Albümün hazırlanma açamasında grup elemanları çok göz önündeydi. Devamlı dergilere kapak olmuşlar ve albüm hakkında hiç bir giz bırakmamacasına konuşmuşlardı. Marilyn Manson “Mechanical Animals”ı David Bowie’nin “Ziggy Stardust”ına benzetiyordu ve yine ona göre grup olarak da “Tin Machine” gibiydiler.

 

“Rock is Dead”in “Matrix” in soundtrack parçası olması ve “Coma White” ın klibinde Manson’ın eski sevgilisi (nam-ı diğer Jawbreaker) Rose Mcgowan’ın oynaması albüme popülerlik katan unsurlardı ve bunun bazı hayranların pek hoşuna gitmediği de söylenebilir.

 

HolyWood

 

Manson’ı;n şu an piyasada ki son albümü Holy Wood. Aslında” Mechanical Animals” ile “Holy Wood” arasında bir de konser kayıtlarından oluşan albümleri “The Last Tour On Earth” var, bu albümde daha önce Manson albümlerinde yayınlanmamış olan sadece 2 parça var; “Astonshing Panorana of the Endtimes” ve “Get My Rocks Off”.

 

Son haberlere göre Marilyn Manson’ın son albümü olan “Holy Wood”un albüm kapağı nedeniyle satışı durdurulmuş. Ama zaten Marilyn Manson’da bunu önceden düşünüp çoktan alternatif albüm kapakları yapmışlar. Ayrıca yine “Disposable Teens”in klibinde Marilyn Manson’ın papa kılığına girmesi tepki alan diğer bir olay.

 

Albüm 19 parçadan oluşuyor ve dört bölüme ayrılmış: “In The Shadow”, “The Androgyne”, “Of Read Earth”, “The Fallen”.

 

Albümden çıkan diğer bir klip ise "Fight Song" için çekilen oldu. Mtv de şu ana kadar en çok çıkan Marilyn Manson videolarından biri olduğu söylenebilir.

 

Son günlerde ise "Tainted Love" cover ı için çekilen videolarına gündüz saatleri dahil sık sık rastlanabiliyor. Hatta pop listlere girmiş durumda bu parça ve Number One da dahi görebiliyoruz.

 

Marilyn Manson 30 yaşına kadar öleceğini tahmin ediyordu, hala yaşıyor ve değişiyor Manson herkes ve hepimiz gibi. Belki içindekileri döküyor artık bir bir ve 30 yaşında ölmeye değil 50 yaşında huzurlu bir adam olmaya hazırlanıyor Brian Warner. Tıpkı diğer eski asiler gibi...

 

[ATTACH]1938[/ATTACH]

 

[ATTACH]1939[/ATTACH]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

baylar bayanlar gururla sunuyorum..

 

Türk rock senfoni orkestrası

 

 

ALMORA

 

Senfonik Rock Orkestrası Almôra, 2001 yılında Soner Canözer tarafından kuruldu. Almôra, 2002 yılında yayınlanan “Standing Still & Cyrano” E.P.si ve yine aynı yıl içerisinde yayınlanan debut albümü “Gates of Time” ile büyük başarı yakaladı. Basın ve radyolar tarafından da ilgi gören bu albüm, bazı gazete ve dergilerde 2002 yılının en iyi on albümü arasında gösterildi. Almôra, aynı yıl içerisinde Kemancı Zine dergisi tarafından dinleyici oyları ile belirlenen “Yılın Yeni Topluluğu” ödülüne layık görüldü. Bazı yabancı dergilerde de olumlu kritikler alan bu albüm, özellikle Ürdün’de o yılın en çok ilgi gören yabancı rock albümleri arasında yer aldı.

 

Takip eden yıl, grubun ikinci albümü “Kalihora’s Song” raflardaki yerini aldı. Almôra’nın ilk albümündeki başarısını perçinleyen bu albüm, özellikle yurt dışındaki bir çok basın organından olumlu kritikler aldı.

 

2004 yılı sonbaharında çıkan 3. albümü “Shehrâzad” ile yurt dışındaki başarısını arttıran Almôra, bu albümün Japonya’da yayınlanmasının ardından uluslararası platformdaki yerini de sağlamlaştırmış oldu. Shehrâzad albümünün Japonya’da ilgi görmesi üzerine, bu albümde bulunan Soner Canözer imzalı iki şarkı, ülkenin efsanevi müzikal topluluğu “Takarazuka” tarafından “Revue of Dreams” müzikalinde Japonca olarak seslendirildi. Ayrıca bu albümden Avrupa’nın en prestijli rock müzik dergilerinden biri olan Alman RockHard’da övgü ile bahsedildi ve Almôra bir müzik ve kültür elçisi olarak nitelendirildi.

 

Almôra bu tarihe kadar Dio, Therion, Opeth, Tankard, Kreator ve Pain of Salvation gibi dünyaca ünlü bir çok grupla çeşitli konser ve festivallerde aynı sahneyi paylaştı.

 

2006 yılı başlarına gelindiğinde ise, Almôra’nın, 4. stüdyo albümü olan “1945” yayınlandı.

 

Almôra’nın bu yeni albümündeki iki şarkı dünyaca ünlü Türk Tenor Hakan AYSEV tarafından seslendirildi. Türk Rock Müziğinde bir ilk niteliğinde olan Rock- Opera tarzındaki bu çalışmalar, basın ve dinleyiciden tam not aldı.

 

Prodüksiyon anlamında da önemli bir aşama kaydeden Almôra, “1945” albümüyle ulusal basında geniş yer buldu ve kendisinden övgü ile bahsettirdi.

 

Bu arada, Almôra’nın “Kalihora’s Song”, “Shehrâzad” ve “1945” albümleri 2006 yılı ortalarında Meksika’da yayınlanırken Almôra’nın son albümü “1945”, Temmuz ayında Japonya’da dinleyicinin beğenisine sunuldu.

 

[ATTACH]1940[/ATTACH]:polling::clapping: :clapping: :clapping: :clapping: :clapping:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BIYOGRAFI

1- Black Omen, 2000 yılında şu anki gitarist Baran tarafından kuruldu. Baran'ın beste çalışmalarına başlamasından bir süre sonra gruba bass gitarda Serkan, vokallerde de Gökhan dahil oldu ve grup beste çalışmalarına hız verdi. 2003 yılına gelindiğinde, davulda geçici olarak Can Gürses'in yer almasıyla birlikte, o zamana kadarki parçalar bir demo şeklinde kaydedildi. Grubun ilk ürünü olan, tamamen kendi imkanlarıyla ve sınırlı sayıda basılan bu demo yeterince ilgi görmeyi başardı. Bunun sonucunda, kayıt yurtiçinde bir çok dergi ve radyo programına dağıtıldı ve parçalar dinleyicilerden olumlu tepkiler aldı.

 

İlerleyen dönemde, beklentilerin de artmasıyla birlikte grup albüm kaydı için stüdyoya girmeye karar verdi. 2004 yılının Nisan ayında, grup ilk albümü olan "When Pure Darkness Covers False World of Light" için, Ankara'da bulunan Midas'ın Kulaklığı Stüdyoları'na girdi ve toplam 10 şarkı kaydetti. Albümde, gruba klavyelerde Kadir Yavuz eşlik etti. Erkan Tatoğlu ve Cüneyt Çaglayan'ın üstlendiği miksaj-mastering işlemleri kısa süre içinde tamamlandı. Ve artık grup albüm çıkış tarihi için gün saymaya başlamıştı.

 

Bu sırada, kurulduğundan beri davul ve klavyede eleman sıkıntısı yaşayan grupta tekrar bir kadro değişikliği oldu. 2004 yılının sonlarına doğru yapılan bu değişiklikte gruba davulda Onur dahil oldu. Eklenen yeni kanla beraber, henüz ilk albüm çıkmamışken konserlere devam edildi.

 

Mayıs 2005'te, tam da grubun adının sıkça duyulmaya başladığı dönemde, dinleyiciyle ilk kez buluşulan albüm "When Pure Darkness Covers False World Of Light", İzmirli bir şirket olan "Poem Productions" tarafından piyasaya sürüldü. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışında dağıtımı yapılan albümün, çeşitli ülkelere ve dinleyici kitlesine ulaştırılması sağlandı.

 

Tarzının dünyaca ünlü gruplarıyla karşılaştırıldığında; Black Omen'ın, klavye kullanımının yoğun olduğu, karanlık ve melodik yapılı İskandinav gruplarının, Türkiye'den kendi tarzını yakalayabilmiş farklı bir örneği olduğu söylenebilir. Grup, şarkı sözlerinde ise gotik ve doğal imgeleri temel alarak insanlığa dair her şeyi, insan ilişkilerindeki çöküşleri, hüznü ve insanlara duyulan nefreti, ayrıca derinden nefret ettikleri ışıkla sembolize edilen dünyaya karşı başkaldırılarını ele almaktadır.

 

Black Omen, kurulduğu günden bu yana Türkiye'deki birçok konser ve festivalde yer aldı. Grup, göze çarpan konserlerinden biri olan 22 Ekim 2005'teki İzmir Rock Festivali'nde, İsveçli efsane black metal grubu Marduk' un, Türkiye turnesinin İzmir ayağında hayranlarıyla buluştu.

 

4 Şubat 2006 tarihine gelindiğinde, grup "Sinphony" adlı ikinci albümlerini kaydetmek için yeniden stüdyoya girdi. Bu sefer tekrar Midas'ın Kulaklığı Stüdyoları'nda 13 tane karanlık ve melodik yapılı parça kaydedildi. Bu şarkıların miksaj ve mastering işlemleri aynı ay içerisinde Erkan Tatoğlu ve Cedric Teubl tarafından tamamlandı. Bu sırada grup, iş hayatına atılmış olması ve gruba daha fazla zaman ayıramayacağı dolayısıyla Kadir Yavuz'la yollarını ayırmak zorunda kalmıştı.

 

Son olarak 2006 yazında Tolga'nın klavyelerde gruba katılmasından sonra grup tekrar şekillendi. Aynı zamanda bu katılım Black Omen'a yeni bir güç ve agresiflik kattı.

____________________________________________________________

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bencede haklısın nice gruplar var böyle mesela diken oda saglam ama ilgi eksikligi cok..

--------------------

dogum günün kutlu olsun kırmızı peri...

 

Şebnem FERAH

 

12 Nisan 1972 yılında Yalova'da doğdu. Kırmızı elbiseler giyerek mahallede şarkılar söyleyen Şebnem Ferah'ın müziğe olan ilgisi küçük yaşlarda başlamış. Şebnem'in müzikle tanışmasında ailesinin çok büyük rolü olmuş. İlk okulda enstrüman ve solfej dersleri almaya başlamış. Şebnem'in ailesinde hemen hemen herkes müzikle içiçe ve evin her köşesinde enstrüman olduğu için müzik konusunda bilgili ve hazır olarak atılmış piyasaya.

 

İlk okul yıllarında mandolin kursu alan Şebnem okul orkestrasında da solistlik yapmış ve bugüne dek hayatını müzikle bağdaştırmış. Liseyi Bursa Gemlik'te "Özel Namık Sözeri Lisesinde" yatılı bir öğrenci olarak okumuş ve bu dönemler Şebnem'in kendisini tanımasına, tek başına ayakta kalmasına yardımcı olmuş.

 

Şebnem'in okul orkestralarında başlayan bu serüveni daha sonra küçük topluluklarla devam etmiş. Lise zamanlarında"Pegasus"adlı grubuyla beraber çalışan ama kafasında bir kız grubu hayali olan Şebnem, 80'lerin ortasında Bursa'da açılan bir stüdyo sayesinde Sedat abisiyle tanışmış ve bu hayalini 1988 yılında kurduğu "Volvox" grubuyla gerçekleştirmiştir. Müzik uğruna "Odtü Ekonomi" Bölümünü 2. sınıftan terk etmiş ve daha sonra İstanbul'a gelince "İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili Ve Edebiyatı" bölümüne kaydolmuş.

 

1994 yılında "Volvox" grubunun dağılması sonucu Şebnem Ferah bireysel çalışmalarına başlamış. Rahmetli sanatçımız Onno Tunç ve Sezen Aksu'nun keşfi sonucu Underground ortamdan daha Ferah bir ortama kavuşmuş.

 

Daha sonra "15 Kasım 1996 Cumartesi" günü "KADIN" adlı ilk solo albümünü çıkardı. İlk videosunu "Vazgeçtim Dünyadan" adlı parçasına çeken Şebnem, Rock müzik piyasasını yeni bir döneme soktu. Çıkışıyla büyük bir sansasyon yarattı. Gerek kaset satışları gerekse video klibiyle uzun süre listelerde bir numara olarak boy gösterdi. Daha sonraları "Yağmurlar", "Bu Aşk Fazla Sana" ve "Fırtına" adlı şarkılarına klip çekti. İlk konserini "04 Nisan 1997" de "İzmir Ege Üniversitesi" nde verdi ve büyük bir kalabalığa yaklaşık 6000 kişiye unutulmayacak dakikalar yaşattı. İzmir'deki konserin ardından Türkiye'nin çeşitli yerlerinde konserlerine devam etti ve bu konserlerin yanı sıra düzenli bar programları da yaptı.

 

Tabii ki Şebnem`in yaşadığı çok büyük acılar da oldu. 1998 yılında Ablası Aycan Ferah`ı yitirdi. Üzüntülü bir dönemin ardından 2.5 yıllık bir aradan sonra "24 Haziran 1999 Perşembe Günü" ikinci albümünün ilk klibi "Bugün" müzik kanallarında boy göstermeye başladı ve tarih "30 Haziran 1999 Çarşamba" yı gösterdiği zaman "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" adlı ikinci albümünü yine sansasyonlu bir şekilde bizlere sundu. İlk albümünde olduğu gibi ikinci albümünde de İskender Paydaş ve Pentagram ekibiyle çalışan Şebnem yine herkesi üzerine yoğunlaştırdı. Çok samimi sözlerin üzerine sarılmış etkileyici melodiler yine hafızamıza kazınacak ve aklımızdan asla silinmeyeceklerdi. Albümün ikinci videosu "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" şarkısına geldi, klibin yönetmenliğini Hakan Yonat yaptı. İkinci albümün ardından yine araya uzun bir stüdyo dönemi girdi.

 

Bu arada acılar Şebnem`in peşini bırakmadı. 1999 yılında meydana gelen 17 Ağustos depreminde Babası Ali Ferah`ı yitirdi. Acılarını hafifletmek ve yeni şarkılar üretmek için müziğe daha da sıkı sarılmayı tercih etti. Böylece "03 Ekim 2001" tarihinde "Perdeler" adlı üçüncü albümü yayınlandı ve yine büyük beğeni topladı. Bu sefer ki albümde Şebnem, İskender Paydaş ve Pentagram üyeleriyle değil de sahnede birlikte çaldığı müzisyenlerle çalışmıştı. Bu albümden ilk video, albümle aynı adı taşıyan "Perdeler" şarkısına çekildi. Klip, Türkiye standartlarının çok dışında ve oldukça güzel görüntüler barındırıyordu. Bu klipten kısa bir süre sonra "Sigara" şarkısı da, renkli camda boy göstermeye başladı.

 

İki yıl aradan sonra, tarih "12 Mayıs 2003 Pazartesi" yi gösterdiğinde, yeni albümünün ilk videosu "Ben Şarkımı Söylerken" müzik kanallarında dönmeye başladı. "15 Mayıs 2003 Perşembe Günü" "Kelimeler Yetse" adlı muhteşem bir albümle Şebnem tekrar aramıza dönmüş oldu. İlk klibiyle kendinden oldukça söz ettirmeyi ve yine yeniden gündeme oturmayı başardı. Röportajlar, Tv programları derken kendini yoğun bir temponun içinde bulan Şebnem, bu yoğun temponun arasında Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler ve Mayın Tarlası’na da klip çekti ve yeni albüm çalışmalarına başlayana dek Türkiye'nin bir çok şehrinde konserler verdi...

 

Sessiz sedasız geçen bir yılın ardından, “5 Temmuz 2005 Salı günü” bu defa Tarkan Gözübüyük prodüktörlüğünde 5. albümü “Can Kırıkları”nı yayınlayarak yeniden piyasaya damgasını vuran Şebnem Ferah, ilk klibini de albümle aynı ismi taşıyan şarkısı “Can Kırıkları”na çekti. Son albümlerine oranla sert sounduyla dikkat çeken albümünün, 29 Temmuz 2005 günü Parkorman’da gerçekleşen gala konseriyle yeniden dinleyicilerine kavuşan Şebnem’in yeni albüm konserleri de bu sayede başlamış oldu. Çok geçmeden “Çakıl Taşları”na ikinci video klip geldi. Katıldığı programlarda birçok klip ve konser müjdesi veren Şebnem’in, konser maratonu halen devam etmekte...

 

Albümleri dışında da Şebnem Ferah’ı pek çok farklı çalışmada görmemiz mümkün. Kimi sanatçıya geri vokalleri'yle, kimisiyle de düet yaparak onlara eşlik etmiştir. Bunun yanı sıra birçok film ve reklam müziği'ni de seslendirmiştir. Aynı zamanda diğer sanatçılarla beraber yardım konserleri vermek gibi pek çok faaliyette de bulunmuştur.

 

Kısacası Şebnem varolduğu günden bu yana bir çok eşsiz başarıya imza atmıştır.

 

Kendi ruhunun müziğini bulup, seçtiği yolda emin ve sağlam adımlarla yürümeyi başaran, içi doldurulmuş boş şarkıları değil hayatın gerçeklerini yansıtan şarkılarını, eşsiz sesini bizlere sunan ve en önemlisi dinleyenlerine Yüreğinin Tümünü açmaktan çekinmeyen, daima Samimi Duygularını paylaşan Gerçek Müzisyen Şebnem Ferah'a binlerce teşekkürler.

 

 

Diğer İnsanları Bilmiyoruz Ama Biz Büyüyoruz Seninle, Şarkılarınla, Müziğinle...

--------------------

rica ediyorum dahada fazla olursa yalvarıcam.. arkadaslar okuduktan sonra birer post yazın...:wallbash:

--------------------

bosuna ugrasıyorum kimsede ilgilenmiyor farkındayım ama vazgecmek bize yakışmaz... grupları tanıtmaya devam..

 

DiMMU BORGiR

 

Dimmu Borgir, 1993 yılında Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafından kurulmuş bir melodik black metal grubu. Brynjard Tristan’ın basçı, Stian Aarstad’ın da klavyeci olarak katılmasıyla tam anlamıyla doğmuş olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth ve Kreator kadar başarılı, kaliteli bir topluluktur.

http://www.dimmu-borgir.com/files-images1/bio/band3.jpg (http://www.dimmu-borgir.com/html/biography.html#)

(Left to right: Shagrath, Nick, Vortex, Silenoz, Mustis, Galder.)

 

 

Agresif gitarlar, yıkıcı davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yırtıcı, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthiş bir ahenk... İşte Norveçli grubun müziğini böyle tanımlayabiliriz. 80’lerin black ve heavy metal etkilerini taşıyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmiş.

 

Topluluk, piyasaya, 1994’te Necromantic Gallery Productions’dan çıkardıkları "Inn I Evighetens Morke" adlı çalışmalarıyla girdiler. Albüm büyük ilgi gördü ve birkaç haftada yüksek satış rakamlarına ulaştı. Black metal çevresinde artık adlarıduyulmuştu. Ve aynı yıl "For All Tid" isimli ilk uzun albümlerini hazırladılar. Yavaş, karamsar ve atmosferik bir kayıttı bu. Albümde Dødheimsgard’dan ldrahnand’a, Ved Buens Ende’den Vicotnik’e kadar birçok ismin yardımları vardı. Shagrath davul ve vokallerde (ve beşinci şarkıda gitarda), Silenoz gitar ve vokallerde, Tjodalv gitarda, Tristan bassta, Aarstad ise klavyede ve efektlerde şarkıları icra eden isimlerdi.

 

1996’da black metal tarihinin önemli albümlerinden biri olan "Stormblåst"’ı yayınladılar. Bu albüm, Dimmu Borgir’ın diğer birçok melodik black metal grubundan daha başarılı olduğunun göstergesiydi. Bugünkü tarzlarına doğru büyük bir adım attılar. Olgun şarkı sözleri, klasik müziğin güçlü etkisi ve mükemmel bir müzik... "Stormblåst" ile Dimmu Borgir hızını arttırmış ama atmosfer ve melodiyi yerli yerinde tutmasını bilmiştir. Bu albümde; Shagrath lead Gitar ve vokalde, Silenoz ritim gitar ve vokalde, Tjodalv davul ve perküsyonda,Tristan bass gitarda, Aarstad ise klavye ve piyanoda karşımıza çıkıyordu.

 

Topluluğun ilk iki albümünde şarkılar Norveççeydi. Daha sonra bütün dinleyicilerin anlaması ve daha geniş bir kitleye hitap edilmesi açısından sözler İngilizce olarak yazılmaya başlandı.

 

"Stormblåst" dan sonra 1996’da Dimmu Borgir "Devil’s Path" isimli bir MiniCD yayınladı. 4 şarkıdan oluşan bu çalışmaya adını veren "Devil’s Path" isimli parça, büyük beğeni toplamış, kalitesiyle dikkat çekmişti. Bu albümde bassa Tristan yerine Nagash geçti. Stian Aarstad askere gittiği için klavye işlerine katılamadı. Albüm; gitarda Shagrath, vokal ve klavyede Silenoz, davulda Tjodalv ve bassta Nagash ile kaydedildi.

 

1997’de Dimmu Borgir çok başarılı bir çalışmaya daha imza attı: "Enthrone Darkness Triumphant". Black metal dünyasının en önemli 10 albümünden biri sayılabilecek olan çalışma, daha büyük bir firmadan, Nuclear Blast’tan çıkmıştı. Çünkü önceki firma dağıtımda yeterli performansı sağlayamamış, istenilen satışı gerçekleştirememişti. "Enthrone Darkness Triumphant" 150.000’den yüksek bir satış rakamına ulaştı. Dimmu Borgir artık black metalin en büyük isimlerinden biriydi. Hala sert, melodik ve agresif... Bu arada albümdeki "Tormentor Of Christian Souls" parçasının sözlerinin neden CD kitapçığında olmadığı merak konusu olmuştu. Bunun nedeni, Nuclear Blast’ın, sorun çıkmasından çekinerek şarkının sözlerini basma sorumluluğunu üzerine alamamış olmasıydı. Dimmu Borgir çalışmaları arasında önemli bir yeri olan bu albümde; Shagrath gitar ve vokallerde, Silenoz gitarda, Tjodalv davulda, Nagash bassta, Aarstad klavye ve piyanoda çalışmıştı.

 

http://www.dimmu-borgir.com/files-images1/bio/band2.jpg (http://www.dimmu-borgir.com/html/biography.html#)

( Left to right: Nick, Silenoz, Galder, Mustis, Vortex.

Front: Shagrath )

 

"Enthrone Darkness Triumphant" kayıt edildikten sonra, Shagrath’ın canlı performanslardaki vokal ve sahne etkinliğinin artmasını sağlamak amacıyla gruba sezonluk olarak Astennu dahil edildi. Gitarlarda etkin olan bu isim, daha sonra grubun daimi üyesi olacaktı.

 

Dimmu Borgir,"Enthrone Darkness Triumphant" turundan sonra bi küçük tur daha yaptı ve bu program esnasında Tjodalv ailesiyle ve yeni doğan çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek için birkaç aylığına gruptan ayrılmak durumunda kaldı. Onun yerine Auro Noir’den Aggressor sezonluk davulcu olarak alındı. Bu isim, şarkılara çok çabuk adapte oldu. "Enthrone Darkness Triumphant" turu sırasında bazı konserlerde sorun çıkaran Aarstad kendini kapının önünde bulmuştu. Onun yerine; Therion ve Ancient ile de çalışmış olan Kimberly Goss geldi. Ancak sezonluk bi klavyeci olduğundan gruptan kendi isteğiyle ayrıldı. Bu kez de Mustis adlı genç bi müzisyen katılmıştı gruba. İlk konseri de Dynamo Open Air 1998 festivalinde olmuştu.

 

Mustis önceden herhangi bi grupta çalmamış olmasına karşı Dimmu Borgir’a önemli katkılar sağlamayı başardı. "Spiritual Black Dimensions" albümünde de ağırlığı ciddi şekilde hissedilmektedir. Şarkıların % 60’ı klavye üzerinde bestelenmişti.

 

1998’de Nuclear Blast etiketiyle "For All Tid" albümü, bazı eklentilerle tekrar yayınlandı. "Inn I Evighetens Morke" albümünden de 2 parça, bu çalışmada yer almıştı. Aynı yıl Dimmu Borgir bi MiniCD daha çıkardı. 2 yeni, 2 eski, 1 cover ve 3 canlı performanstan oluşan Nuclear Blast etiketli bu albümün adı "Godless Savage Garden" idi. Norveç’in Grammy’si olarak kabul edilebilecek olan "Spellemannsprisen"de bu çalışma için oldukça iyi bir değerlendirme yapılmıştı. Ancak The Kovenant ve Mundanus Imperium’un albümleriyle birlikte aday gösterilen "Godless Savage Garden", ödülü Kovenant’ın "Nexus Polaris"’ine kaptırdı.

 

Hayranlarının sabırsızlıkla beklediği "Spiritual Black Dimensions" albümü, adı pek fazla duyulmamış olan Abyss Sütüdyoları’nda kaydedildi. Dimmu Borgir, göze çarpan, büyüleyici bir albüme imza atmıştı. Ve Phantasmagoria ilk kez Dynamo 1998’de çalındı. Bir diğer şarkı da "Beauty In DarknessVol. 3" derlemesindeki "The Insight And The Catharsis" idi. Bu da albüm piyasaya sürülmeden ortaya çıkmıştı. 1 Mart 1999 tarihinde beğeniye sunulan "Spiritual Black Dimensions" albümü, büyük yankı uyandırdı. Dimmu Borgir’ın karanlık krallığının tahtının tek sahibi olduğu bir kez daha kanıtlanıyordu.

 

Bir kesim, Dimmu Borgir’ın müziğinin nereye gittiğini tam kestirememiştir. Ancak krallar, tarihlerindeki en iyi albümü yapmışlardı. Nagash, The Kovenant’a tam anlamıyla konsantre olabilmek için gruptan ayrıldı ve yerine Simen Hestnaes geldi. Operatik vokalleriyle gruba yeni şeyler katan Simen, bir süre sonra grubun değişilmez elemanı olacaktır. Piyasada fırtına gibi esen, Dimmu Borgir’a altın çağını yaşatan "Spiritual Black Dimensions"; vokalde Shagrath, gitarda Erkekjetter Silenoz, lead gitarda Astennu, davul ve perküsyonda Tjodalv, bassta Nagash, klavye ve piyanoda Mustis kadrosuyla oluşturulmuştu.

 

"Spiritual Black Dimensions" albümü yayınlandıktan bir ay sonra "Old Man’s Child"la bi albüm daha yaptılar. "Sons of Satan Gather for Attack" adlı çalışmadan sonra, aynı ay içinde, Astennu’nun yan projesi olan "Carpe Tenebrum, Mirrored Hate Painting" albümünü yayınladılar. Burada Nagash ın vokalleri yer aldı. Müzik, Dimmu Borgir müziğine çok yakın olmakla beraber biraz daha hızlıydı.

 

1999 başlarındaki New Jersey ve Montreal konserlerinden sonra; Tjodalv, gruptan ayrılmasının herkes için en iyisi olacağı görüşünü belirtti. Nedenleri müzikal açıdaki değişikliği ve bakması gereken bir ailesi olmasıydı. Onun yerine kimin geleceği belliydi; Cradle Of Filth’in eski davulcusu Nick Barker. Nick, henüz Borknagar’la olan Kuzey Amerikadaki "Kings Of Terror" turunu tamamlamıştı.

 

http://www.dimmu-borgir.com/files-images1/bio/band1.jpg (http://www.dimmu-borgir.com/html/biography.html#)

( Left to right:Galder, Silenoz, Shagrath, Vortex, Mustis, Nick )

 

Dimmu Borgir 2000 yılının Mart ayında yeni albüm kayıtları için Abyss sütüdyosuna girmeyi planlıyordu ama bu gerçekleşmedi. Çünkü yeni materyali tamamlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Finansal problemler söz konusuydu, Nick hala İngiltere’de yaşıyordu ve her istediğinde Norveç’e gelmesi mümkün değildi. Kişisel sorunlar yüzünden Astennu gruptan atıldı ve yerine Norveç black metal müziğinin önemli gitaristlerinden Galder geldi. Bu değişikliklerden bir süre sonra aynı yılın sonbaharında İsveç’teki Fredman Stüdyosu’na girdiler. (At The Gates, In Flames, Dark Tranquillity gibi topluluklar burada kayıt yapmıştır.) Ve yine oldukça kaliteli bir işle dinleyenlerinin karşısına çıktılar: "Puritanical Euphoric Misanthropia". Ürkütücü atmosferiyle hayranlarını kendilerinden geçiren bu albüm, büyük bir kesime göre Dimmu Borgir’ın o güne kadarki en iyi albüm çalışmasıydı. Şarkı yazma işi en yüksek noktaya ulaşmıştı artık. "Blessings Upon The Throne Of Tyranny", "Kings Of The Carnival Creation", "The Mealstrom Mephisto" ve "Architecture Of A Genocidal Nature" parçaları bu açıdan özellikle dikkat çeken çalışmalardı.

 

Bazı parçaları Göteborg senfoni orkestrasıyla kaydetmişlerdi. Sonuç; mükemmel gitar işleri ve dinamik klavyeler... Nick Barker, şarkılarda patlamalar yaratmış, basta mükemmeliğe ulaşan Hestnaes çok iyi geri vokal icra etmiş, Shagrath’ ın korkutucu vokalleri, Dimmu Borgir müziğini zirveye çıkarmıştır.

 

Grup, Mart 2001’de yollara düştü ve yüzbinlerce hayranına müthiş gösteriler sundu. 2001 sonbaharında 11 Eylül saldırısı nedeniyle turlarını yarıda kestiler. 26 Ekim 2001 de Alive in Torment adlı canlı performans albümlerini çıkardılar. Çalışmanın içeriğini şu parçalar oluşturdu; "Tormentor of Christian Souls", "The Blazing Monoliths of Defiance", "The Insight and the Catharsis" ve "Puritania and The Maelstrom Mephisto".

 

Ülke: Norveç

Kayit Sirketi: Nuclear Blast

Müzik Türü: Black Metal

Grup Üyeleri

Shagrath - Vokal

Galder - Gitar

Erkekjetter Silenoz - Gitar

Mustis - Synthesizers

Nicholas Barker - Davul

Simen Hestnæs (ICS Vortex) - Bass Gitar ve Geri Vokaller

 

Diskografi:

Live & Plugged vol.2 1997

Live video from release party in Stuttgart

Dimmu Borgir/Old Man's child split album 1999

True Kings of Norway 2000

Inn I Evighetens Morke 1994

For All Tid 1994

For All Tid (re-release version) 1997

Stormblåst 1996

Devil's Path 1996

Enthrone Darkness Triumphant 1997

Godless Savage Garden 1998

Spiritual Black Dimensions 1999

Puritanical Euphoric Misanthropia 2001

Alive in Torment 2001

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

CradLe oF fiLtH

 

 

"İsa tarafından ellendi , Tanrı tarafından parmaklandı " Cradle Of Filth'in kendilerine ait Vampyrotica adlı firmasının çıkardığı t-shirtlerinin üzerindeki slogan ... Zevksiz ? Belki ... Tahrik Edici ? kesinlikle .. Yeterli ? Herzaman kuşku uyandırıcı... Cradle Of Filth sadece kendi işini yapmaktadır . Onlar dünyanın en büyük black metal grubudur. Sadece görünüşte değil hayat tarzı olarakta müziklerini benimsemişlerdir . BBC belgeselerinden The Face onların bu sıradışı hayatlarını dünya turnelerini ödüllerini içeren yaptığı belgesel büyük sansasyon yapmıştır. Onları sevin ya da nefret edin onlar işlerini yapıyorlar .....

 

Herşey 1991 yılında başladı, ilk karşı çıkışları olan demolarını tamamladılar.Bu gençler biraz karanlık, biraz şeytansı, biraz dünyadışı birşeyi başlattıklarının farkındaydılar.İlk albümleri "The Principle Of Evil Made Flesh" 1994 yılında Cacaphonous Record adı altında çıktığında hayal kırıklığına uğramadılar.Bu ilk albümlerindeki gotik klavye partisyonları , keskin gitar riffleri ve vampirik şarkı sözleri ile direk bütün dikkatleri üstlerine çektiler .Sonsuz hayal güçlerinden kaynaklanan müzikleri ile gelişen kalitede müzik yapmaya devam ettiler.Gözleri yükseklerdeydi .. Herkesi kendi hayal güçlerine ve yaşadıklarına ortak etmek istiyorlardı .. efsanelerle , mitolojik hikayelerle ve vampirlerle dolu bir hayalgücü .....

 

Maalesef grup üzerindeki uğursuzluktan dolayı gruptan elemanların bir kısmı ayrıldı Grup ardından yeni albümleri "Vempire" için yeni bir kadro oluşturdu ve yoluna devam etti. Öfkeli , kanlı , vampirik sözlerle yeniden sahnelere çıktılar. Doğal değişimler sürecinde grubun şarkı sözlerindeki harika gotik şarkı sözleri yazmaya başlamışlardı . Yeni bir nefes yeni bir vizyon yeniden yapılanma adına grup kadrosundaki bazı elemanlarını değiştirdi , çalıştıkları Cacaphonous firmasından ayrıldılar. Üçüncü albümleri "Dusk And Her Embrace" insanları tartışmaya davet eden, tahrik edici,kasti olarak yapılmış sözlerle dolu idi. Music For Nations firması hemen Cradle Of Filth ile sözleşme imzalayarak onları bünyelerine dahil ettiler. Bu yeni çalışma Cradle Of Filth'i çok memnun etmişti Music For Nations firmasının sağladığı olanaklar ile daha kaliteli bir eser daha kaliteli bir albüm kapağı ve tanıtım ve en önemlisi daha kaliteli şarkılar ortaya çıkmıştı. Efsanevi grup Venom [black Metal'in babası olarak kabul edilir] grubunun efsanevi vokalisti Cronos bu albümü şimdiye kadar yapılmış en iyi C.O.F albümü olduğunu ama ileride çok daha iyilerinin olacağını söylemiştir.

 

Birkaç başarılı dünya turnesinden sonra Cradle Of Filth evine dönmüş ve yeni albümleri hakkında düşünmeye başlamıştı bile. Music For Nations'tan çıkan ikinci albümleri "Cruelty And The Beast" 1998 yılında bitirildi. Müzikal olarak iyice olgunlaşan grubun bu albümünde muhteşem albüm kapakları ve resimleri hazırlanmış ve Mrs Hammer Horror " Ingrid Pitt" grupta misafir olarak vokal yaptı. Muhteşem Amerika,Rusya ve Japonya turnesinden sonra grup yeniden çalışmalara başladı artık insanları daha çok tahrik edecek onları meraklandıracak kimilerini nefret ettirip kimilerini merak içinde bırakacak bir albüm çalışmasına başladılar. "From Cradle To The Enslave" Ep'lerini çıkardılar. Yanlız bu bekledikleri albüm değildi biraz değişiklik yapmak istediler . Deneysel dans-black metal [Şöyle düşünün; black metal çalacak ve siz dans edeceksiniz ??? Bunu düşünmüşler] Hemen takip eden süreç içinde "PandaemonAeon" adındaki video albümlerini çıkardılar ve ünlü müzik kanalı MTV tarafından anında yasaklandılar, istedikleri reaksiyonu almışlardı.

 

Beşinci albümleri "Midian" 2000 yılında cadılar bayramında piyasaya sürüldü . Ardından "Bitter Suites to Succubi" [succubus, Incubus kavramlarına değişik yerlerde denk gelmişsinizdir, Incubus erkek vücuduna sahip şeytandır ve kadınların rüyalarına girip onlarla sevişir, Succubus ise kadın bünyeli şeytandır erkeklerin rüyalarına girip onlarla sevişir] 2002 yılında iki Cd'lik "Lovecraft & Witch Hearts" piyasaya sunuldu. Bu albümde bazı şarkılar yeniden düzenlenip kayıt edildi bazı şarkılar cover yapıldı bazı şarkıları remix yaptılar.En son şeytansı ürünleri ise yine İki CD den oluşan " Live Bait For The Dead" kendi firmaları AbraCadaver tarafından piyasaya sürüldü. Adındanda anlaşılacağı gibi grubun konser performanslarından oluşuyordu bu albüm .

 

Geleceğin kendilerinin olduğunu söyleyen grup son 10 sene içinde yeni bir metal prensi ortaya çıkarmıştır... Ruhunun 250 sene önce Cadı Avcısı General Matthew Hopkins tarafından katledildiğini iddia eden Dani, yeni bedeninde dünyaya geldiğini söylemekte...

 

Ülke : İngiltere Tür : Black Firma : Roadrunner Record Resmi Sitesi: http://www.cradleoffilth.com Elemanlar : Paul Allender : Gitar Daniel Lloyd Davey : Vokal Adrian Erlandsson : Bateri James Mckillboy : Gitar Martin Powell : Klavye, Viyola Dave Pybus : Bas Gitar .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

METALLİCA (TRASH METAL)

 

 

ABD'li heavy metal ve hard rock grubu. Tartışmalı olmakla birlikte thrash metal akımının kurucusu, ve 80'li yılların en iyi ve en ilham verici metal grubu kabul edilir. 60 milyonu ABD'de, 40 milyonu da dünyanın geri kalanında olmak üzere yaklaşık 100 milyon albüm satışı bulunan grup, müzik tarihinin ticari olarak en başarılı metal gruplarından biridir. Konser satışları açısından da Amerikan müzik tarihinin en büyük 18. topluluğu konumundadır.

 

 

Gruptan Megadeth grubunun kurucusu Dave Mustaine, Clifford Lee Burton ve Metallica ile yollarını kendi isteği ile ayıran Jason Newsted gibi isimler gelip geçmiştir. Ron McGovney ise kısa süreliğine grupta gitar çaldı. Grup enteresan bir şekilde bir gazete ilanıyla kuruldu. İlk albümleri 1983 te çıkardılar. Kill'em All adıyla çıkan ilk albüm metal dünyasında çılgınca karşılandı. İkinci albüm Ride the Lightning ile grup Avrupa'da turnelere çıkmaya ve imza dağıtmaya başladı. Master of Puppets albümü ile thrash metal zirveye taşındı. Artık grup heavy metalin lokomotif gruplarından biri oldu. Topluluğun ilk üç albümünde bas gitar çalan Cliff Burton, 1986 yılında İsveç'te bir konser dönüşü yaşanan trafik kazası neticesinde hayatını kaybetti. Cliff Burton'un ölümünden sonra yerine Jason Newsted geçti. And Justice for All... albümü ile grup yavaş yavaş yeraltından çıkıp popüler müzigin onemli gruplarından biri olmaya basladı. 1991 de kendi adlarını tasıyan albumleri ile dünyanın en buyuk grubu olmustur(?). 1993te İnönü Stadında Türkiye'deki ilk konserlerini verdiler. Sonrasında gelen Load ve Reload albümleri hayranlarını hayal kırıklıgına ugrattı ve sonrasında eski gucunu kaybetmeye basladı. Sonrasında gelen Garace Inc. ve Senfoni & Metallica albumleri hayranları pek tatmin etmedi. 2000 li yıllarda Napster davası ve bas gitarist Jason Newsted'in gruptan ayrılması grubu icinden cıkılmaz durumlara sürükledi. 2003 yılında Ozzy nin bas gitarcısı Rob Trujillo gruba katıldı. Ve St.Anger albümü cıktı. Bu albumde de Metallica farklı bir sound; nu metal hard core etkileri tasıyan bir album ile karsımıza cıktı ve gene hayranlarını sasırttı.

Topluluk Türkiye'de biri 1993 yılında İnönü Stadı'nda, 1999 yılında da Ali Sami Yen Stadı'nda olmak üzere 2 konser vermiştir.

 

 

Grubun Üyeleri

 

 

Mevcut Üyeler

• James Hetfield - Gitar, Vokal

• Lars Ulrich - Bateri

• Kirk Hammett - Solo Gitar

• Robert Trujillo - Bas

 

 

Eski Üyeler/Stüdyo Müzisyenleri

• Dave Mustaine - Solo Gitar (Kill'em All öncesi)

• Ron McGovney - Bas (Kill'em All öncesi)

• Clifford Lee Burton - Bas (ilk üç albüm)

• Jason Newsted (1986 - 2001) Master of Puppets.

 

 

Stüdyo Albümleri

• 1983 Kill'Em All

• 1984 Ride the Lightning

• 1986 Master of Puppets

• 1988 ...And Justice For All

• 1991 Metallica (Black Album olarak da anılır)

• 1996 Load

• 1997 ReLoad

• 1998 Garage Inc.

• 1999 S&M

• 2003 St. Anger

 

 

Metallica - Kill 'Em All [1983]

 

 

01 - Hit The Lights

02 - The Four Horsemen

03 - Motorbreath

04 - Jump In The Fire

05 - Anesthesia

06 - Whiplash

07 - Phantom Lord

08 - No Remorse

09 - Seek And Destroy

10 - Metal Militia

 

 

Metallica - Jump In The Fire [1984]

 

 

01 - Jump In the Fire

02 - Seek And Destroy (Live)

03 - Phantom Lord (Live)

 

 

Metallica - Ride The Lightning [1984]

 

 

01 - Fight Fire With Fire

02 - Ride The Lightning

03 - For Whom The Bell Tolls

04 - Fade To Black

05 - Trapped Under Ice

06 - Escape

07 - Creeping Death

08 - The Call Of Ktulu

 

 

Metallica - Creeping Death [1984]

 

 

01 - Creeping Death

02 - Am I Evil

03 - Blitzkrieg

 

 

Metallica - Master Of Puppets [1986]

 

 

01 - Battery

02 - Master of Puppets

03 - The Thing That Should Not Be

04 - Welcome Home (Sanitarium)

05 - Disposable Heroes

06 - Leper Messiah

07 - Orion

08 - Damage Inc.

 

 

Metallica - Garage Days Re-Visited [1987]

 

 

01 - Helpless

02 - The Small Hours

03 - The Wait

04 - Crash Course In Brain Surgery

05 - Last Caress / Green Hell

 

 

Metallica - And Justice For All [1988]

 

 

01 - Blackened

02 - And Justice For All

03 - Eye Of The Beholder

04 - One

05 - The Shortest Straw

06 - Harvester of Sorrow

07 - The Frayed Ends Of Sanity

08 - To Live Is To Die

09 - Dyers Eve

 

 

Metallica - Black Album [1991]

 

 

01 - Enter Sandman

02 - Sad But True

03 - Holier Than Thou

04 - The Unforgiven

05 - Wherever I May Roam

06 - Don't Tread On Me

07 - Through The Never

08 - Nothing Else Matters

09 - Of Wolf And Man

10 - The God That Failed

11 - My Friend Of Misery

12 - The Struggle Within

 

 

Metallica - Load [1996]

 

 

01 - Ain't My Bitch

02 - 2 x 4

03 - The House That Jack Built

04 - Until It Sleeps

05 - King Nothing

06 - Hero Of The Day

07 - Bleeding Me

08 - Cure

09 - Poor Twisted Me

10 - Wasting My Hate

11 - Mama Said

12 - Thorn Within

13 - Ronnie

14 - The Outlaw Torn

 

 

Metallica - ReLoad [1997]

 

 

01 - Fuel

02 - The Memory Remains

03 - Devil's Dance

04 - The Unforgiven II

05 - Better Than You

06 - Slither

07 - Carpe Diem Baby

08 - Bad Seed

09 - Where The Wild Things Are

10 - Prince Charming

11 - Low Man's Lyric

12 - Attitude

13 - Fixxxer

 

 

Metallica - Garage Inc. [1998]

 

 

01 - Free Speech For The Dumb

02 - It's Electric

03 - Sabbra Cadabra

04 - Turn The Page

05 - Die, Die My Darling

06 - Loverman

07 - Astronomy

08 - Mercyful Fate

09 - Whiskey In The Jar

10 - Tuesday's Gone

11 - The More I See

12 - Helpless

13 - The Small Hours

14 - The Wait

15 - Crash Course In Brain Surgery

16 - Last Caress / Green Hell

17 - Am I Evil

18 - Blitzkrieg

19 - Breadfan

20 - The Prince

21 - Stone Cold Crazy

22 - So What

23 - Killing Time

24 - Overkill

25 - Damage Case

26 - Stone Dead Forever

27 - Too Late Too Late

 

 

Metallica - S&M [1999]

 

 

01 - The Ecstasy Of Gold

02 - The Call Of Ktulu

03 - Master Of Puppets

04 - Of Wolf And Man

05 - The Thing That Should Not Be

06 - Fuel

07 - The Memory Remains

08 - No Leaf Clover

09 - Hero Of The Day

10 - Devil's Dance

11 - Bleeding Me

12 - Nothing Else Matters

13 - Until It Sleeps

14 - For Whom The Bells Tolls

15 - Minus Human

16 - Wherever I May Roam

17 - The Outlaw Torn

18 - Sad But True

19 - One

20 - Enter Sandman

21 - Battery

 

 

Metallica - St. Anger [2003]

 

 

01 - Frantic

02 - St. Anger

03 - Some Kind Of Monster

04 - Dirty Window

05 - Invisible Kid

06 - My World

07 - Shoot Me Again

08 - Sweet Amber

09 - The Unnamed Feeling

10 - Purify

11 - All Within My Hands

 

 

MetallicA tarihindeki üyeler ve biyografileri

 

 

*JAMES HETFIELD 1982-....

*LARS ULRICH 1982-....

*DAVE MUSTAIN 1982-1983

*RON McGOVNEY 1982-1983

*KIRK HAMMET 1983-....

*CLIFF BURTON 1983-1986

*JASON NEWSTED 1986-2001

*ROBERT TRUJILLO 2003-....

 

 

 

 

 

JAMES HETFIELD 1982-....

 

 

GENEL BİLGİLER

Tam Adı : James Alan Hetfield

Doğum Tarihi: 3.Ağustos.1963

Doğum Yeri: Los Angeles, California

Medeni Hali: Evli, 3 çocuk babası

Gruptaki Görevi: Vokaller ve Ritim Gitar

Göz Rengi: Mavi göz

Saç rengi: Sarışın

Boy: 1.85 m

Kilo: 81 kg

 

 

BİYOGRAFİ

 

 

James Hetfield başka şeylerin de yanında Metallica şarkılarının sesi, fakat başta böyle planlanmamıştı. İlk günlerde Metallica değişik vokal/gitar kombinasyonları denedi. Bunlardan bazıları başka bir gitarist ilavesi veya sonradan solo gitarı çalan Dave Mustaine'ın tek gitar olmasıydı. Hatta bir ara Armored Saint grubundan John Bush'a grubun vokalisti olması için teklif yapıldı. Hetfield, 3 Ağustos 1963'de, Los Angeles'da bir kamyon şöförünün ve Opera şarkıcısının oğlu olarak dünyaya geldi. Ailesinin Bilimsel Hristiyan mezhebinden olması James'in 'acı çeken ruh' temalı şarkı sözlerine bir çok kez ilham kaynağı oldu. Müzisyenliği 9 yaşında piyano dersleriyle başlayıp, kardeşi David'in davullarını gümbürdeterek devam etti ve en son gitara karar kıldı.

Elinde gitarıyla ilk grubu Obsession'da bir rock yıldızı olmayı kafasına koydu. Grup, bas ve davullarda Veloz kardeşlerden ve gitarda Jim Arnold'dan oluşuyordu. Arkadaşları Ron McGovney ve Dave Mars grubun yardımcı elemanlarını oluşturuyordu. Bu Velozların garajında oturup ışık kutusuyla oynamak anlamına geliyordu. Obsession dağıldıktan sonra Marrs-Hetfield-McGovney üçlüsü birlikte müzik yapmaya devam ettiler.

 

 

Phantom Lord, James Hetfield'in ikinci grubuydu. La Brea'ya taşındıktan sonra Brea Olinda lisesine devam eden James davulcu Jim Mulligan ile tanıştı. İkisi öğle tatilinde başka bir gitaristle müzik yapıyorlardı ama yüksek ve sert sesleriyle onu kaçırdılar. Hugh Tanner flying V gitarı parçası taşırken keşfedildi ve Phantom Lord doğdu. Gitardfa Hugh, davulda Mulligan varken James de şarkı söyleyip gitar çalıyordu. Mezun olup James Downey' dönene kadar grup değişik basçılarla çaldı. Downey'de James otoban genişletme çalışması yüzünden istimlak edilmiş, Ron McGovney'in ailesine ait bir eve yerleşti. Ev James ve Ron'un gece kalmaları, müzik ve prova yapmaları için idealdi. James Ron'a bas gitari almasını ve nasıl çalacağını öğreteceğini söyledi.

Ve Ron gruba katıldığında Phantom Lord artık yoktu, bundan böyle onlar Leather Charm'dı.

 

 

Leather Charm daha glam tarzı bir gruptu. Orijinal ve Quiet Riot'un "Slick Black Cadillac,"i Iron Maiden'ın "Remember Tommorrow"u ve birkaç başka cover şarkılar çaldılar. Bazı partilerde çalıp bir demo kaydetmeyi başaran grup dağılmaya başladı. Önce Tanner grubu terk etti yerine Troy James geldi, ardından Mulligan Rush tarzı daha progresif bir grup için ayrıldı. Davulcusuz kalan grup dağılmak zorunda kaldı. Mulligan'ın ayrılması James'i yeni bir davulcu aramaya itti ise de Lars Ulrich'i James'e tanıştıran Hugh Tanner oldu.

Nihai olarak Jım Mulligan'ın gruptan ayrılmasıyla Leather Charm'ın dağılması James ve Lars'ı birbiriyle tanıştırdı... ve Metallica'yı oluşturdu. En baştan beri, James Metallica'nın müzikten sözlere ana şarkı yazarıydı. Şarkı yazmayıp, söylemeyip veya gitar çalmadığı zamanlarda avcılık ve çeşitli sporlarla ilgileniyor. Kaykayıyla başına gelen talihsiz kazalardan olaylardan sonra son zamanlarda snowboard yapmaya merak sardı.

Gitarlar hayatının önemli bir parçası ve antika gitarları kolesiyon yapmakta. Özellikle doğduğu yıl olan 1963 yılında üretilmiş olanları. Garajında yeni tutkusu olan klasik Amerikan arabalarınla oynarken bulunabilir. Şu sıralarda kendinin yaptığı bir Chevy BelAir'i var.

 

 

 

LARS ULRICH 1982-....

 

 

GENEL BİLGİLER

Tam Adı : Lars Ulrich

Doğum Tarihi: 26.Aralık.1963

Doğum Yeri: Gentofte, Danimarka

Medeni Hali: Dul, 2 çocuk babası

Gruptaki Görevi: Bateri

Göz Rengi: Yeşil

Saç Rengi: Sarışın/Kahverengi

Boy: 1.70 m

Kilo: 59 kg

 

 

BİYOGRAFİ

Lars, bir Deep Purple konserine gittiğinde ve müziğin nasıl bir şey olabileceğini anladığında hemen hemen 10 yaşındaydı. Bu, Lars'ın o zamana kadar "maruz kaldığı" müzik düşünüldüğünde, onun için küçük bir başarı sayılmazdı. Babası küçük bir caz kulübü işletiyordu ve Avrupa cazıyla çok ilgileniyordu. Hatta efsane saksofoncu Dexter Gordon Lars'ın vaftiz babası olmuştu.

Deep Purple ve Ritchie Blackmore Lars'ın dünyasını değiştirmişlerdi. Konserlerinden o kadar etkilenmişti ki ertesi gün "Fireball" adlı albümlerini aldı. Üç yıl sonra 13 yaşındayken, büyük annesini ilk davul setini almaya ikna etti.

Babasının mesleği olan tenisçilik yanında müzik ve davul ikinci planda kalmıştı. Ulrich'ler; Newport Beach, California'ya taşındıkları sırada Lars Danimarka'da bilinen bir çocuk tenisçiydi. Ama Amerika'da sıradan bir tenisçiydi, Danimarka'daki gibi dikkat çeken bir tenisçi değil...

 

 

Kısa bir süre sonra Lars için tenis daha önemsiz olmaya başladı ve Lars Güney California'nın "yasak zevkleri"nin ağına düştü: seks, uyuşturucu ve rock'n roll.. Her çeşit rock'n roll.. Lars'ın müziğe olan tutkusu gittikçe arttı ve çok sevdiği Avrupa metalinin her türlüsünü elde edebilmek için kasetlerini takas etmeye başladı.

 

 

1981 Haziran'ında "fanatik çocuk" Lars, o zamanki favori grubu olan Diamond Head'in birkaç konserini izlemek için İngiltere'ye gitti. Her nasılsa, bir şekilde Lars, California'ya dönene kadar grup üyeleriyle birlikte İngiltere'de yaşamayı başardı. Eve geri döndüğünde, kaset takası yaptığı arkadaşı Brian Slagel'ın sahibi olduğu Metal Blade Records tarafından çıkarılacak olan bir albüme şarkılarını koyacak gruplar aradığını öğrendi. Lars arkadaşıyla konuşarak bu albümde yerini garanti etmişti ancak Lars'ın bir grubu yoktu!

İngiltere'ye gitmeden önce bir vokalist ve gitarcı olan James Hetfield ile birlikte buluşup, çalmışlardı. Ancak bu buluşmalarda da bazı aksilikler oluyordu. Lars'ın zamanlamaları çok da iyi değildi ve ziller yerçekimine fazlaca yenik düşüyordu. Ama elinde çok iyi bir yem vardı, yeni çıkacak olan bir albümde yer alacaklardı.

James bu yemi yuttu ve böylece Metallica doğmuş oldu. Şimdi müzik, Lars'ın hayatında karısı ve çocuklarıyla birlikte birinci sırayı paylaşıyor ve artık Lars daha fazla dinlenmeyi öğrendi ancak hala şoför koltuğunda o oturuyor.

 

 

DAVE MUSTAIN 1982-1983

 

 

GENEL BİLGİLER

 

 

Doğum Tarihi : 09/13/61

Doğum Yeri: La Mesa, California

Boy: 1.82 m

Kilo: 80 kg

Göz Rengi: Ela

Saç Rengi: Sarışın/Kızıl

Medeni Hali: Pam ile evli (Mart 1991)

Çocukları : Justis ve Electra

Kardeşleri: Michelle, Suzanne ve Debbie

İlk Grubu: Panic 1979

Çaldığı diğer gruplar: Metallica, MD.45

 

 

Dave, Metallica'nın ilk solo gitaristidir. James ve Lars, Dave'i gruptan 1983 yılında kovdular. Grup elemanları Dave'in yerine Kirk Hammett'i gruba dahil ettiler. Dave Mustaine Metallica'dan ayrıldıktan sonra Megadeth grubunu kurdu ve cidden geniş bir hayran kitlesi kazandı. Nisan 2002'de Dave, sağlık sorunlarını ileri sürerek Megadeth grubundan ayrıldı. 2004 yılında Dave sağlık sorunlarının düzelmesi üzerine Megadeth'de çalmaya devam ediyor.

 

 

 

RON McGOVNEY 1982-1983

 

 

Ron McGovney Metalica'nın ilk bas gitaristiydi. James ve Ron iyi arkadaştılar. Birlikte Leather Charm ve Phantom Lord gibi gruplarda çaldılar.

 

 

Ron'un bas gitarda o kadar da iyi olmaması grup üyelerinin onun yerine yeni bir bas gitarist aramasına neden oldu. Lars ve James, Cliff Burton'u Trauma'da keşfettikten ve onu gruba katmak istemesinden sonra Ron'a yol gözüktü ve 1982 yılında Ron gruptan ayrıldı. Cliff, Ron'dan sonra Metallica'da bas gitarı eline almıştı.

 

 

Ron McGovney günümüzde hiçbir grupta çalmıyor. Bazı söylentilere göre Ron şu an MetClub üyesi

 

 

JASON NEWSTED 1986-2001

 

 

 

GENEL ÖZELLİKLERİ

 

 

Tam Adı : Jason Curtis Newsted

Doğum Tarihi: 4.Mart.1963

Doğum Yeri: Battle Creek, Michigan

Medeni Hali: Dul

Gruptaki Eski Görevi: Bas Gitarist

Göz Rengi: Mavi göz

Saç rengi: Kahverengi / Kızıl

Boy: 1.75 m

Kilo: 68 kg

 

 

BİYAGROFİ

 

 

Jason Newsted Metallica'nın dördüncü basçısıdır. Jason'dan önceki bas gitarist Cliff Burton üç albümlük başarılı ve mutlu bir dönemden sonra trajik bir kaza sonucu hayatını kaybetmiştir. Diğer Metallica üyeleri "Cliff devam etmemizi isterdi" düşüncesiyle yola devam kararı almışlardır.

 

 

Jason Newsted'in katılımıyla Metallica yoluna devam eder. Jason, Troy Gregory, Willy Lange ve Les Claypool dahil olmak üzere yaklaşık 40 kişinin başvurduğu elemelerde doğrudan grup elemanları tarafından seçilir. Brian Slagel, Lars'a Jason'ı özellikle önermiştir, fakat yine de bunu yaparken biraz tereddüt eder. Çünkü Jason'ın o zamanki grubu Flotsam & Jetsam kendi şirketi Metal Blade Records'a bağlıdır.

 

 

Jason'ın doldurması gereken boşluk gerçekten büyüktür. Cliff Burton daima Metallica için bir bas gitaristten fazlası olmuştur. Jason kararlıdır ve Metallica'ya katılmayı kafasına koymuştur.

 

 

Jason Michigan, Battle Creek'te doğmuş ve Niles'ta büyümüştür. 14 yaşındayken Newsted ailesi Kalamazoo'ya taşınır. Orada, Gibson Gitar Şirketi'ne 5 mil mesafede büyür.

 

 

Bas gitar almasının tek sebebi Kiss grubunun basçısı Gene Simmons'tır. Speed metal merakının kökleri babasının pianosunu normalden daha hızlı tempoyla çalmasında görülebilir. Başarısız bir giriş denemesinden birkaç yıl sonra, bas gitarı hiç bırakmamak üzere tekrar eline alır.

 

 

Jason daha iyi bir gitar için para biriktirir, bölgedeki bir grup olan ve Tim Hamlin'in gitar çaldığı Gangster ile takılmaya başlar. Hamlin birçok açıdan genç basçı için akıl hocası ve öğretmen olur.

 

 

Şaşırtıcı olarak Jason liseyi mezuniyetine 3 ay kala terkeder ve evinden uzakta Gangster ekibiyle yaşamaya başlar. (Bunu kesinlikle tavsiye etmiyor.)

 

 

1981'de Jason ve Hamlin Michigan'dan ayrılıp California'ya gitme kararı alırlar. Cadılar Bayramı'na kadar Arizona, Phoenix'e varırlar. Phoenix'te Jason bir Subway sandviç restorantında çalışmak gibi garip işlerle uğraşır. Hamlin'den kopar ve davulcu Kelly David-Smith ile takılmaya başlar. Kısa bir süre için David-Smith ile Paradox grubunda çalar.

 

 

Sonunda David-Smith ile Arizona Scotsdale'da bir ev tutarlar. Orada gitaristler Mark Vasquez ve Kevin Horton ile Jason'ın bas çalıp söylediği Dogz grubunu kurarlar. Kısa süre sonra Horton'un yerine Ed Carlson gruba katılır ve bu kadroyla grup birkaç konserde çalar ve demolar kaydeder.

 

 

1983'te vokalist Erik A.K. Dogz'a katılır ve grubun adını Flotsam & Jetsam olarak değiştirirler. Jason grubun bas gitaristi, bestecisi, söz yazarı, menajeri ve fanlarla bağıdır.

 

 

Flotsam & Jetsam, Metallica'nın da kariyerini başlatan Metal Massacre toplama albümünde yer alır ve grup Metal Blade Records şirketi ile anlaşma imzalar. Jason ile "Doomsday for the Deceiver" adında tek bir albüm çıkarırlar. Jason'ın yazdığı şarkılarla bir albüm daha çıkaracaklardır. 1986 Cadılar Bayramı gecesinde Jason Flotsam & Jetsam ile son konserine çıkar.

 

 

Metallica'nın karşısına çıkacağı deneme günü için Jason, Cliff'in çaldığı herşeyi öğrenir, ayrıca yetenekli ve özgün bir bas gitarist olduğunu göstermek için kendinden bazı şeyler ekler. Denemeler bir sonraki güne sarkar ve nihayet o akşam Tommy's Joint isimli barda büyük soru ona sorulur:

 

 

"Bir iş ister misin?"

 

 

Jason'ın cevabı mı? Bardaki herkesi korkutan bir sevinç çığlığı. Ne yazık ki hayran olduğu ve en sevdiği grup olan Metallica'ya bu kadar çabuk katılması kolay olmayacaktır. Onu sınırları çılgınca, absürd ve şaşırtıcı olarak nitelendirilebilecek aşağılama dolu zor bir yıl beklemektedir. Ama Newsted kendini kanıtlamayı başarır.

 

 

Jason grubta olduğu dönemde grubun önemli bir parçasıydı, ve eski bir fan olarak, fanlara bağlılığı ile son derece saygıdeğer bir konumdaydı.

 

 

Jason 2001 yılının Ocak ayında 14 yıllık grubu Metallica'dan ayrılır. Brian Sagrafena ve Dylan Donkin ile Echobrain grubunda çalmaya başlar. Grup 5 Mart 2002'de ilk albümünü yayınlar. Jason yeni grubu için "Metallica'dan çok farklı, tamamen kendine özgü bir yapısı var ve ses inanılmaz." demektedir.

 

 

Fakat 2002'nin Ağustos ayında Jason Echobrain'den ayrılır. Echobrain'den ayrldıktan sonra Kanadalı metal grubu Voivod'a katılır. Voivod'da çaldığı dönemde bir süreliğine Ozzy Osbourne'un bas gitaristliğini de yapmıştır. Şu sıralar kendi plak şirketi olan Chophouse Records adı altında birçok farklı projede rol almaktadır.

 

 

 

ROBERT TRUJILLO 2003-....

 

 

GENEL BİLGİLER

Tam Adı : Robert Trujillo

Doğum Tarihi: 23.Ekim.1964

Doğum Yeri: Santa Monica, California

Medeni Hali: Bekar

Gruptaki Görevi: Bas Gitar

Göz Rengi: Kahverengi

Saç rengi: Koyu

Boy: 1.75 m

Kilo: 82 kg

 

 

BİYOGRAFİ

 

 

Ritme çok hakim ve gerçekten müzikten anlıyor. Ve artık yeni bir işe de sahip: Metallica'nın yeni bas gitarcısı ve ailenin yeni üyesi.. Hiç şüphesiz Güney California'lılara bir eldiven gibi uyan biri..

 

 

Bazen pena kullanmasına rağmen, genelde parmaklarını mükemmel bir şekilde kullanır. 1989'daki Suicidal Tendencies ile birlikte olan ilk profesyonel deneyimle birlikte sahnedeki duruşu ve tavırları sayesinde Suicidal Tendencies, Infectious Grooves ve Ozzy Osbourne'nun grubunda en iyiyi yakaladı. Bütün bunlar değişken ve hareketli bir çocukluğa uzanıyor

Venice Beach "Dog Town" da doğup büyüdü. Trujillo, Led Zeppelin'den Motown'a kadar herşeyi dinledi. Gençken büyük bir istekle sörfe başladı. Trujillo kendine has bir ritim ve tavır geliştirmişti ve 20'li yaşlarda çok çeşitli ufak gruplarda çalmaya başladı. Daha sonra liseden yakın arkadaşı olan Suicidal Tendencies gitaristi Rocky George sayesinde yine Suicidal Tendencies üyesi olan Mike Muir ile tanıştı. Bir şekilde çok yakın arkadaş oldular ve aralarında çok renkli ve iki tarafın da işine çok yarayan bir ilişki kurdular. Bu da Rob'un kendisini, rock dünyasında çok değişik bir yeteneğe sahip olan biri olarak yetiştirmesini sağladı.

 

 

1990'lı yılların başında, Rob ve Muir, Infectious Grooves adlı grubu kurdular. Daha sonra 90'ların ortalarına doğru Rob Ozzy Osbourne için bas gitar çalmaya başladı. Davulcu Mike Bordin ile Rob Trujillo, en tok ve sağlam ritimlerden birini yaptılar.

 

 

1994 yılındaki Metallica'nın Summer Shed turunda, Suicidal Tendencies de sahne aldı ve Metallica üyeleri Rob'ın bu coşkulu stili ve performansını görünce çok etkilendiler ve Rob'ın ismi sürekli ortalarda söylenmeye başlandı. Dolayısıyla gruptaki bas gitar açığını kapatma zamanı geldiğinde, açık bir şekilde Rob ismi en ön planda olmuştu

--------------------

♥♥♥ MoR V€ Öt€Si

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/sehir.jpg

 

Mor V€ Öt€s! 1995 yılının Ocak ayında Kerem Kabadayı (davul), Harun Tekin (vokal/gitar), Derin Esmer (vokal/gitar) ve Alper Tekin (bas) tarafından kuruldu. Kendi bestelerinden oluşan ilk albümünü aynı yılın Ağustos ayında Stüdyo Spectrum'da kaydeden grup, 1996'nın Ocak ayında çalışmaya son halini verdi ve "Şehir", 1996'nın Haziran ayında piyasaya çıktı. Grubun ilk video klibi 'Yalnız Şarkı', farklı tarzıyla büyük ilgi çekti.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/bza.jpg

1997 yılı grup adına önemli gelişmelere sahne oldu. İstanbul dışındaki ilk konserini ODTÜ'de veren mor ve ötesi'nde ilk eleman değişikliği de bu yıl gerçekleşti ve Burak Güven, Alper Tekin'in yerine gruba dahil oldu. Şubat 1998'den itibaren Captain Hook'ta ilk düzenli bar programını yapan mor ve ötesi, bir yandan da yeni albümünü hazırlıyordu. Ada Müzik Stüdyosu'nda Volkan Gürkan'la beraber kaydedilen "Bırak Zaman Aksın"ın ardından Derin Esmer gruptan ayrılırken, Kerem Özyeğen gruba katıldı. Albüm 1999 Mart ayında Ada Müzik tarafından yayımlandı.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/senvarsin.jpg

1999 yılının Ağustos ayına gelindiğinde grup bir Bülent Ortaçgil bestesi olan 'Sen Varsın' üzerinde çalışıyordu. Tam o günlerde benzersiz bir felaketle karşılaştı Türkiye. 17 Ağustos'tan sonra, herkes gibi, grup da bir süre kendine gelemedi.

 

2000 yılının başlarında mor ve ötesi ülke çapındaki nükleer enerji karşıtı kampanyaya çeşitli konser ve aktivitelerle destek verdi. Temmuz ayında grubun 'Sen Varsın'la katıldığı "Şarkılar Bir Oyundur" adlı Bülent Ortaçgil'e saygı albümü yayımlandı. mor ve ötesi üçüncü albümünün kayıtlarına girmeden önceki en önemli performansını 9 Aralık'ta İstanbul'da Placebo'nun ön grubu olarak gerçekleştirdi.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/gk.jpg

Üçüncü albüm "Gül Kendine"nin kayıtları, 27 Aralık günü Volkan Gürkan prodüktörlüğünde Ada Müzik Stüdyosu'nda başladı ve albüm 2001 Aralık ayında piyasaya çıktı. Grubun resmi web sitesi [Only registered and activated users can see links. ] da aynı ay içerisinde faaliyete geçti.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/h2000.jpg

2002 Nisan ayında mor ve ötesi İzmir, Denizli, Bursa, Adana, Antalya ve Antakya'yı kapsayan ilk Türkiye turnesine çıktı.2 Temmuz 2002 akşamı İstanbul'da yapılan H2000 festivalinde mor ve ötesi tarihinin en başarılı konserlerinden birini verdi. Çeşitli basın yayın organlarınca görsel ve işitsel bir şölen olarak nitelenen performansa yaklaşık 5000 kişi tanıklık etti.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/shgy.jpg

2003 yılında patlayan savaşa karşı oluşan geniş muhalefete mor ve ötesi de sanatçı dostlarıyla birlikte katıldı. Grubun bestelediği ve Aylin Aslım, Athena, Bülent Ortaçgil, Feridun Düzağaç, Koray Candemir, Nejat Yavaşoğulları ve Vega ile birlikte seslendirilen 'Savaşa Hiç Gerek Yok' adlı parça, savaş karşıtı hareketin marşlarından biri oldu ve 1 Mart 2003 günü Ankara'da 100.000 kişiyle birlikte söylendi.

 

2003 Mayıs'ında mor ve ötesi "Yaz" isimli bir single çıkardı. Bu single'da yer alan Şehrazat bestesi 'Yaz Yaz Yaz' yaza damgasını vururken, grup 17 kenti kapsayan bir turne gerçekleştirdi. Sonbaharla birlikte dördüncü albüm çalışmalarına hız veren mor ve ötesi, bir yandan da Çağan Irmak'ın "Mustafa Hakkında Herşey" filminin müziklerini hazırladı.

 

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/dys.jpg

Ocak 2004'te "Dünya Yalan Söylüyor" için Tarkan Gözübüyük prodüktörlüğünde stüdyoya girildi ve albüm 30 Nisan Cuma günü yayımlandı. İlk single 'Cambaz' radyo ve televizyonlarda büyük ses getirirken, bugüne kadar Türk rock sahnesinde emsali gorülmemiş bir başarının habercisi oluyordu.

http://www.morveotesi.com/resimler/yazilar/acikhava.jpg

Fikret Kızılok'un 'Sevda Çiceği' adlı şarkısına grubun getirdiği yorum albümün başarısını perçinlerken, "Mustafa Hakkında Hersey" filminde de yer alan, albümün üçüncü single'ı 'Bir Derdim Var', Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film Şarkısı" seçilerek Altın Portakal ödülünü aldı ve hem dinleyiciler hem de müzik otoriteleri tarafından yılın şarkısı olarak değerlendirildi.

 

Bu başarıyı, oldukça yoğun ve kapsamlı bir konser ve turne trafiğiyle destekleyen grup, müziğini yurt çapında büyük kitlelerle paylaşma şansı buldu. Bu konserler arasında Bostancı Gösteri Merkezi ve Harbiye Açıkhava Tiyatrosu performansları, istisnai işitsel/görsel yapıları ve yüksek seyirci katılımıyla öne çıktı. 2005 yılının ikinci yarısını da çok sayıda konser vererek geçiren grup, bu seriyi Kasım ayında Şimdi Stuttgart festivalinde Almanya seyircisine unutulmaz bir konser vererek doruğa taşıdı. mor ve ötesi, yıl sonuna doğru stüdyoya kapanarak 2006 yılının ortalarında çıkması planlanan beşinci albümlerinin şarkılarını yazmaya başladı. Provalar, yeni albümün de prodüktörlüğünü üstlenecek olan Tarkan Gözübüyük eşliğinde hızla devam etmekte. Şu ana kadar çok az kişinin dinleme şansı bulduğu yeni şarkılar, heyecan verici bir albümün yolda olduğunu şimdiden müjdeliyor.

--------------------

http://www.gizli-forum.net/images/icons/icon14.gif

Biografi

 

SAGOPA KAJMER

DJ MiC CHECK

SİLAHSIZ KUVVET

 

35.jpg

 

Yunus Özyavuz 1978 Samsun doğumlu.

-İlk olarak Samsun'da yerel radyoda dj'lik yapmaya başladi.

-1997 de üniversite okumak için İstanbul'a geldi. "İSTANBUL ÜNVERSİTESİ FARS DİLİ VE EDEBİYATI"

-1998 de kendi müzik studyosu KUVVETMİRA'yı kurarak müzik çalışmalarına başladı.

-1999 yılında çeşitli sanatçıların yeraldığı ilk türk rap albümü "Yeraltı Operasyonu"albümünde ilk projesi olan "SİLAHSIZ KUVVET" ismiyle yer aldı ve en fazla dikkati çeken kişi oldu.

-2001 yılında ilk albümü SILAHSIZ KUVVET "Sözlerim Silahım" çıkardı.

-2002 yılında ikinci albüm SILAHSIZ KUVVET "İhtiyar Heyeti"çıktı .

-2002 "SAGOPA KAJMER"i yarattı.İsmiyle aynı adı taşıyan bir albüm çıkardı.

-2002 yılında CEZA "Med Cezir" albümünün produktorlüğünü yaptı..Albümün tüm müziklerini kendisi yaptı.

 

-2003 yılında yeni albümü "Bir Pesimistin Gözyaşları" albümünü tamamladı ve 2004 yılında double olarak 150 dakika süren bir albüm piyasaya çıkarttı.Yepyeni bir sound yaratarak büyük dikkat çekti. -

2004 yılında FUCHS "Huzur N Darem" albümünün produktorlüğünü yaptı.

-2004 Cem Yılmaz'ın G.O.R.A. filminin Soundtrack müziklerini yaptı."Al !de buradan Yak isimli parçaya video klip çekti.

-Dj MicCheck Türkiye'de "turntablizm" akımının öncüsüdür.(plaklarla scratch show)

-İstanbul'a yerleştikten sonra müzik çalışmaları ve üniversite eğitiminin yanı sıra en güçlü radyolarda müzik diraktörü ve dj olarak çalıştı.Halen Power fm' de program yapmaktadır.

-h2000 ve j&b festivallerinde dj'lik yaptı.Yurt dışında çeşitli yerlerde Dj'lik yaptı.

 

Çok önemli bir müzik birikimi ve arşivine sahip Dj MicCheck "Sagopa Kajmer" kimliğiyle "PESİMİST UNDERGROUND RAP" tarzını oluşturmuş , müzik kalitesi ,söz zenginliği ve etkileyici sesiyle kendisini birçok değişik kitleden insana kanıtlamıştır.

 

 

ADI

YUNUS

 

SOYADI

ÖZYAVUZ

 

RAP DÜNYASINDAKİ ADI

Sagopa Kajmer

 

DJ ADI

MIC CHECK

 

ILK DJ ADI

RAPPER M.C (Rapper Mic Check)

 

MAHLASI

Kaf Kef,Evliya-ı Rap,Küheylan,Yaşlı Çocuk,Karizmatik Emmi,Melodrama ve daha birçok kendine ithafı.

 

BRANŞI

Rap

 

IHTISASI

Dj-produktor-M.C

 

DENEYIMLERI

Turkiye'nin en büyük yabancı müzik radyolarında Dj lik ve müzik direktörlüğü

 

BON'SERVİS

Power Fm,Number One Fm,Metro Fm,Radio 2019,Quasar FM,Radio Contact

 

ILK İŞİ VE SENESİ

Radyo Dj liği-1992 / Samsun

 

ILK PİKABI

Grundig-belt drive dual head (aile yadigarı)

 

ILK PİLAĞI VE SENESİ

Carlos Santana-Black Magic Woman Double LP (vefaat eden dayısının yunusun doğumu şerefine aldığı plaktır ve çok özeldir)

 

ÇOCUKLUK VE MÜZİK

Boney.M,Sugarhill Gang,Joe Bataan,Freddie James,Barry White,Isaac Hayes,Bee Gees,Chic,Modern Talking,C.C.Catch,Bad Boys Blue, James Brown,Afrika Bambaataa,Run DMC,Kurtis Blow,L.L.Cool J,Ice.T vs... (Liste bir hayli kabarık)

 

ALDIĞI İLK ALBÜM

Run DMC-Raising Hell

 

ALDIĞI 2. ALBÜM

Boogie Boys-Romeo Knight

 

ILK MÜZİK SETİ

Universum (Old School-1985)

 

ÇOCUKLUK ETKİLEŞİMLERİ

Boogaloo Shrimp,Shabba Doo,Michael Joe Jackson,James Brown,Jam Master Jay,Grandmaster DST,Afrika Bambaataa & Soulsonic Force,Grandmaster Flash, Prince,Ice-T,Ömer Karacan,Aykut Sporel,Engin Arman,DJ Hakan Gündüz,Marangoz İbrahim (İlk break Dance hareketini (smurf wave) Yunus'a gösteren değeri çok yüksek biri) Savaş abi (İlk chopper dönüşünü Yunus'a öğreten kişi),Diether Bohlen,Afrika Islam,Public Enemy,Skinny Boys,Scott La Rock,Krs,Premier ve Guru vs....

 

EN SEVDİĞİ RAP GRUPLARI (80'ler)

Run DMC,Public Enemy,Boogie Down Productions,Gangstarr,Skinny Boys,Ultramagnetic MC's,Sir Ibu,De La Soul,Soulsonic Force,Ryhme Syndicate,Whodini

 

EN SEVDİĞİ RAP SANATÇILARI (80'ler)

Chuck D,Ice T,L.L,Krs,Cube,Kool Keith,Rakim vs....

 

EN SEVDİĞİ RAP ALBÜMLERİ (80'ler)

Public Enemy'nin Fear Of A Black Planet ve diğer tüm albümleri,Boogie Down Productions'ın tüm albümleri,Run DMC-Tougher than Leather ve Raising Hell albümleri

Mantronix-In Full Effect,L.L.Cool J-Radio,Ice-T-Power,Afrika Bambaataa & Soulsonic Force-Planet rock,Eric.B & Rakim-Paid In Full ve Follow The Leader albümleri,Ultramagnetic Mc's-Critical Beatdown ve diğer albümleri,Gangstarr-step in the arena ve diğer tüm albümleri vs...

 

EN SEVDİĞİ RAP GRUPLARI (90'lar)

Das EFX,Mobb Deep,Organized Konfusion,The Beatnuts,D.I.T.C.,Extra Prolific,Group Home,Dwellas,Freestyle Fellowship,Cypress Hill,Artifacts Company Flow,Fu-Schnickens,Pete Rock & CL Smooth.vs (Liste kabarık)

 

EN SEVDİĞİ RAP SANATÇILARI (90'lar)

Pharoahe Monch,Mikah 9,Aceyalone,Diamond.D,Juju & psycho Less,redman,pete rock,Nas,Jay-z vs....(Liste Kabarık)

 

EN SEVDİĞİ RAP ALBÜMLERİ (90'lar)

Organized Konfusion-stress agenda ve debut LP,Nas-Illmatic,Jay-z-reasonable doubt,cypress Hill tüm albümleri,freestyle fellowship tüm albümleri vs...

 

ILK SOLO

Sözlerim Silahım 1998

 

ILK EP

1999-Pesimist EP 1

 

ILK SARKI

duman (Sözlerim silahım-1998)

 

ILK KONSER

İzmir-Fuar / 1998

 

AKILLARA KAZINAN ILK SÖZLERİ

"Seni beni ezenlere sözlerim silahım","Kuytu Köşelerde ruhunu satma","Bak evlat alışkanlıklarını bir kenara at" vs...

 

YERALDIĞI ILK PROFESYONEL ALBUM

Yeraltı Operasyonu karma albüm (yapım 1998)

 

KIRILMA NOKTASI

Sene 2003/ Bir Pesimistin Gözyaşları Double LP

 

MUZIKTE ILKOKUL

Sözlerim silahım (1998)

 

MÜZİKTE ORTAOKUL

İhtiyar Heteyi (2001)

 

MÜZİKTE LİSE

Sagopa Kajmer LP (2001-2002)

 

MÜZİKTE ÜNİVERSİTE

Bir Pesimistin Gözyaşları Double LP (2003)

 

MÜZİKTE MASTER

Gora Soundtrack (2004)

 

MÜZİKTE DOKTORA

Romantizma (2005)

 

MÜZİK MAESTRO & PRODÜKSYON

Kolera-Karantina Embryo,Dr Fuchs-Huzur N Darem,Ceza-Med-Cezir (tamamı),Ceza-Rapstar (birçok beat),Kafile Turk Rap Karma ve daha birçok albüm

 

ILKLER

Turkiye'nin ilk Double Rap albümünü yaptı.(Ilk kez bir albümde sözler ,sanatçı tarafından kendi el yazısıyla yazılan bir not defteriyle verildi).Turkçe sözlü Rap müziği adına Türkiye çapında ilk büyük ödül Vasiyet şarkısıyla Sagopa Kajmer'e verildi.Türk Rapi ilk kez dünya çapında gösterilen ve ülkede gişe rekoru kıran bir filmde yer buldu.Film Cem Yılmaz'ın G.O.R.A 'sıydı.Ilk Turntablism bu soundtrack deki goradramaturnz de yer buldu.bu bir ilktir. Ve tabiki rapte Pesimist-karamsar ve melankolik akımı başlattı.

 

SAYGI DUYDUKLARI

Orhan Gencebay,Nur Belda Yoldaş,Ergüder Yoldaş,Barış Manço ve Kurtalan Express,Salim Dündar,Nüket Duru,Mazhar Alanson,Mısırlı Ahmet,Hasan Cihat Örter Aykut Sporel,Engin Arman,Hakan Gündüz,Ömer Karacan.

 

ILK ILHAM KAYNAĞI

Babası Mehmet Özyavuz

 

EN SEVDİĞİ TURNTABLE

Vestax ve 1200 technics

 

EN SEVDİĞİ MİXER

vestax PMC serisi ve Rane

 

EN SEVDİĞİ PİKAP İĞNESİ

Shure m-44/7

 

EN SEVDİĞİ DJ'LER

Q-bert,mixmaster mike,mike boo,ricrukka,pfl,d-styles,dj flare,dj shadow,toadstyle,ned hoddigs,craze,a-trak

 

EN SEVDİĞİ YEMEK

Musakka & pilav,kentucky fried chicken hot wings & kolslovvvv,balık,satır köfte,her türlü meksika ve türk mutfağı,mantı

 

SEVDİĞİ SÖZÜ

Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel.

 

EN SEVDİĞİ İÇECEK

Su

 

EN SEVMEDİĞİ ŞEYLER

İçkiye karşı çok katı. İçmez ve nasıl içilebildiğini merak eder.sakatat için de aynı şey geçerli hiç sevmez. Çok kola ve kahve içeni sevmez. Israrcılıktan ve ganimetçilikten hele hele yalanı yurt edinmişten tiksinir. Çıkarcıları sevmez.

 

BECERILERİ

Scracth ,her türlü yemeği profesyonelce yapar,dereceli bir break dance icracısıdır.Birkaç dakikada bir yığın hotwings yer,çok güzel hicveder.türk kahvesini de bol köpüklü yapar ve kahve sevenlerin gönlünü de alır.Farsça bilir,üniversite hazırlık Türkce sorularını güleh güleh çözer,dilbilgisini bilir.

 

SEVDİĞİ FİLMLER

KoleranınkiLerLe aynıdır hemen hemen,eklenecek birşeyler varsa o da breakin 1984 ve beatstreet dir.

 

EFSANELERI

Michael Jackson,James Brown,Chuck D,Barış Manco,Nur Belda Yoldaş,Orhan Gencebay

--------------------

36.jpg

37.jpg

38.jpg

39.jpg

40.jpg

41.jpg

42.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yogun istek üzerine...

 

DisTurbeD

 

Disturbed bir Amerikalı heavy metal/nu metal grubudur.

 

Ekim 2000'de The Sickness adlı ilk albüm çalışmaları piyasaya sürülen Disturbed, "Stupify", "Voices" ve "Down with the sickness" çalışmalarıyla adını kısa sürede duyurmayı başarır. 2002 yılının Mart ayında çıkardıkları Beleive adlı albümleri ve burada yer alan "Prayer", "Remember" ve "Liberate" gibi hitleriyle Disturbed, dünya çapında hayran kitlesini genişletmeyi başarır. 2005 yılının Mart ayında çıkardıkları Ten Thousand Fists adlı albümleri ve burada yer alan "Guarded", "Stricken", "Just Stop" ve "Land of confusion" gibi hitleriyle Disturbed, dünya çapında hayran kitlesini genişletmeyi başarır.

 

 

Diskografi

Stüdyo Albümleri Kapak Albüm

The Sickness

Tarih: March 7, 2000 (ABD)

Dağıtım: Giant Records

Singlelar: Stupify, Voices, Down With the Sickness, The Game

 

Believe

Tarih: September 17, 2002 (U.S.)

Dağıtım: Giant Records

Singlelar: Prayer, Remember, Liberate

 

Resim:Disturbed - Ten Thousand Fists (Standard).jpg Ten Thousand Fists

Tarih: September 20, 2005 (ABD)

Dağıtım: Reprise Plak

Singlelar: Guarded, Stricken, Just Stop, Land of Confusion, Ten Thousand Fists

 

 

 

Diğer Çalışmalar: Music as a Weapon Tours (2004)

 

 

[ATTACH]1987[/ATTACH]

 

[ATTACH]1988[/ATTACH]

 

[ATTACH]1989[/ATTACH]

 

[ATTACH]1990[/ATTACH]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

PenTagRaM

 

Grup Tarihi [değiştir]Pentagram'ın temelleri, Hakan Utangaç, Cenk Ünnü ve Kenan Bozoğlu tarafından 1984 yılında Bursa'da kurulan Thunders' adlı lise grubu ile atılmıştır. 1986 yılında Kenan Bozoğlu'nun ayrılmasının ardından Cenk Ünnü ve Hakan Utangaç Pentagram adı ile çalışmalarına devam etmişlerdir.

Pentagram'ın temellerinin atıldığı bu dönemde, Hakan Utangaç gitar ve vokal, Cenk Ünnü davul ve Kaan adlı bir arkadaşları da bir süre bas gitar çalmıştır.

 

1987 yılında bas gitarda Tarkan Gözübüyük ve solo gitarda Ümit Yılbar'ın katılımıyla Pentagram grubunun ana kadrosu şekillenmiştir.

 

Grup, ilk ciddi sahne deneyimini İstanbul Moda'da bir düğün salonunda yaşadı. Buradaki konserde yaklaşık 200 kişilik bir izleyici grubuna seslenildi. Sahneyi, vokalistliğini Gökhan Semiz'in (Grup Vitamin vokalisti) üstlendiği AC/DC tarzında müzik yapan bir grupla paylaşmışlardı. Pentagram'ın bu konserde 5 tane şarkı çalması planlanmıştı. Ancak, henüz beşinci şarkıya gelinmeden masalar, sandalyeler kırıldı. Türkiye ilk kez Trash Speed Metal müzikle tanışıyordu. Bu coşku içinde düğün salonunda kırılmadık masa, sandalye vs. kalmadı. Konser bittikten sonra Pentagram üyeleri, düğün salonundaki hasardan dolayı oluşan zararı da karşılamak zorunda kaldılar. Bu konser daha sonra "Efsane Moda Konseri" olarak hafızalara kazındı. Bu konseri Cenk Ünnü şöyle anlatıyor:

 

"O yıllarda şimdiki kadar rock - metal dinleyen insanlar çok çok azdı. Öyle 14 - 15 kişi bir araya gelip beraber müzik dinlerdik, müzik yapmaya çalışırdık genellikle. Bakırköy tayfası, Avcılar tayfası gibi kodlamalar vardı. Üstümüze o zamana göre çok ters sayılacak şeyler giyerdik; bilekliklerimizi kendimiz hazırlardık Mercan'dan piramitler alıp. Çok laf yedik, tepki çektik. Öyle bir dönemdi, hatta kolsuz tişört giymenin bile homoseksüellik sayıldığı yıllardı. Sonra Rambo çıktı da insanlar alıştılar buna. 80'ler güzeldi ama Türkiye için zor yıllardı. Dünyada da heavy metal'in sıçrama yaptığı, enstrümanların kalitesinin arttığı heavy metalin en güzel günlerini yaşadığı dönemlerdi. Türkiye'de, darbe sonrası yasakların olduğu, insanlara yapılan baskıların getirmiş olduğu stres ve zorlukları yaşadık bizler. Öyle bir nesil olarak yetiştik...

 

İlk konserimizi Moda'da verdik bir düğün salonunda. O zamanlar eski Vitamin grubunun solisti Gökhan vardı (Allah rahmet eylesin, trafik kazasında öldü.) İşte, onun vokal yaptığı şu an ismini hatırlayamadığım AC/DC tarzında Türkçe sözlü müzik yapan bir gruba konuk olduk. 5 parça çalıp inecektik ama biz daha 5. parçaya gelemeden birden her şey yıkıldı salonda. Sandalyeler, masalar, her şey kırıldı. Türkiye'de verilen ilk speed metal konseriydi ve yaklaşık 150 - 200 kişi koskoca düğün salonunu yıkmıştı. Daha sonra düğün salonun sahibi geldi "ne oluyor" filan dedi. Yine biz ödemek zorunda kaldık kırılanların masraflarını..."

 

Bu dönemde, Pentagram, ilk albümlerini çıkarmak için çalışmalara başlamıştı. Açık Hava Tiyatrosu'nda verdikleri konser sonrası, solo gitarist Ümit Yılbar grupla yollarını ayırdı. Yeni bir solo gitarist arayışına giren grup, Ümit Yılbar'dan boşalan yere, solo tekniği çok gelişmiş olan Murat Net'i getirdi. Kadro tamamlandıktan sonra, albüm kayıtlarına başladılar. Albümün kayıt aşaması yaklaşık 10 ay sürdü. 1990 yılında, NEPA Müzik etiketiyle Pentagram albümü müzik piyasasındaki yerini aldı. Grup, yurtdışında da adından söz ettirebilmeyi hedefliyordu; bu nedenle albümdeki şarkıların tamamı İngilizce sözlüydü. Albümün kapak tasarımı ise yarışma sonucu belirlenmişti. Yarışmaya katılan 120 adet kapak resminin arasından, Tunç Örer isimli katılımcının eseri olan bir suluboya çalışma, kapak resmi olarak seçilmişti. Albümde; Intro (Wreck), Rotten Dogs, Mephistopheles, Metal Not Dead, Los Magandos, Asharoth, Bloody Gilliotine, Powerstage, Dimensions Of Death, Pentagram ve Deceptive Bells şarkıları yer alıyordu. Özellikle, Rotten Dogs ve Powerstage şarkıları hit oldu. Powerstage şarkısı, Pentagram severlere ithaf edilmişti ve kurulan hayran kulübüne "Powerstage" adı verilmişti. Albüm satışları çok iyi gitmeye başladı. İlk olarak 5.000 adet basılan albüme olan yoğun talepten dolayı albümün ikinci basımı da yapıldı. Yaklaşık 30.000 adet satan albüm, metal müzik tarzında bir rekora imza atmıştı.

 

Grup, bu ilk albümle birlikte birçok konsere çıktı. Bu konserler de çok başarılı geçiyordu. Konser kayıtlarından oluşan bir albüm çıkarma fikri oluştu ve çok geçmeden bu fikir, meyvesini de verdi. Konser kayıtlarından oluşan "Live At The Trail" albümü yayınlandı. Bu albümde, vokalistliğe Bartu Topbaş ve solo gitardan ayrılan Murat Net'in yerine de, yine bu işte ustalaşmış bir isim olan Demir Demirkan'ın geldiğini görüyoruz. Albüm kapağında, Pentagram logosunun altında dikenli teller ve Mosh işareti yapan Pentagram severlerin resmi vardı. Bu albümde ise; Trail Blazer (enstrümantal), Rotten Dogs, Peace Sells (Megadeth cover'ı), Mephistopheles, Brain On The Wall (Los Magandos isimli şarkının devamı niteliğinde), Rotten Dogs (Kolombiya'da bir rock programının yayınında Pentagram anlatılıyor ve sonrasında Rotten Dogs çalıyor), Anarchy in the UK (Sex Pistols cover'ı), Powerstage şarkıları yer alıyordu.

 

Pentagram, birçok konser verdikten sonra, 1992 yılında Nuclear Blast firması etiketiyle Trail Blazer albümüyle müzik piyasasındaki yerini aldı. Grup, bu albümün hazırlıklarına başlamadan tekrar kadro değişikliğine gitti ve İsveç'e giden Bartu'nun yerine vokalist olarak Ogün Sanlısoy getirildi. İlk albümde olduğu gibi, bu albümde de şarkıların hepsi İngilizce sözlüydü. Bu albümle birlikte grup kendi stillerini müzik piyasasına iyice benimsetmeye başlamıştı. Albümün kapak tasarımı bu sefer daha sadeydi. Tasarımda sadece alışılmış Pentagram logosu ve albüm ismi yer alıyordu. Albümde; Secret Misile, Living On Lies, Trail Blazer (enstrümantal), Vita Es Morte, Fly Forever, Time Bomb, Over The Line, The Planet, Brain On The Wall, No One Wins The Fight, Vita Es Morte (Live) ve Powerstage (Live) şarkıları yer alıyordu. Bu albümde işlenen genel tema, anti-militarizm; dünyadaki kötü gidişe ve savaşlara karşı isyan etme fikriydi. Yeni albümle birlikte yine birçok konsere çıktılar.

 

1995 yılında Demir Demirkan gruptan ayrılarak ABD'ye gitti. Sonrasında ise vokalistliği yürüten Ogün Sanlısoy, solo albüm çalışmaları yapmak istediği için gruptan ayrıldı. Vokale Sawdust ve Cherooke gruplarında solistlik yapmakta olan Murat İlkan getirildi. Bu sırada, 2 senelik bir ayrılığın ardından Demir Demirkan gruba geri döndü.

 

Pentagram, yeni bir albüm çıkartmak istiyordu ve bunun için Türkiye'de faaliyet gösteren Raks Müzik firmasıyla iki adet albüm hazırlamak için anlaşma imzalandı. Raks Müzik stüdyosunda albüm hazırlıklarına başlandı. Hazırlanan albümün mix'lerini Charles Turkmen yaptı. Steve Smart isimli bir başka yapımcı ise Avustralya'da albümün son hazırlıklarını tamamladı. 1997 yılına geldiklerinde, yeni albümleri olan "Anatolia" piyasaya sürüldü. Albüm, 13 şarkıdan oluşuyordu ve grup, tarihinlerinde bir ilke imza atarak bu albümde 3 tane Türkçe sözlü şarkıya yer vermişti. Uzun süredir müzik piyasasının içinde olan grup, bu albümle satış rekorları kırdı. Bu albümde, kendi metal sound'larının üzerinde Anadolu ezgileri de göze çarpıyordu. Albümde; 1000 In The Eastland, Anatolia (İngilizce versiyon), Dark Is The Sunlight, Gündüz Gece (Aşık Veysel cover), Stand To Fall, Give Me Something To Kill The Pain, Welcome The End, Anatolia (Türkçe versiyon), On The Run, Time (Enstrümantal), Behind The Veil, Fall Of Hero ve Sonsuz şarkıları yer alıyordu. Bu albümle birlikte, ilk kez Pentagram dinleyicisiyle tanışan Murat İlkan, başarılı vokaliyle dikkat çekti ve kendini sevdirdi.

 

Albümün ardından grup, çeşitli konserlere çıktı. Bu konserlerden en çok ses getireni olan "Açık Hava Konseri"ni albüm haline getirdiler. 1999 yılında çıkan bu canlı performans albümünün adı konserdeki coşkulu Pentagram hayranlarının hep birlikte “Popçular Dışarı” diye ettikleri tezahüratlardan alan "Popçular Dışarı" oldu. Bu albüm, Pentagram'ın söylemiyle, Türkiye'de 4. bir kuvvet haline gelen "medya"ya ithaf ediliyordu. Albümün kapağına da, bolluk ve bereketi simgeleyen "Bereket Tanrısı" heykelinin bir resmi konulmuştu. Bu live albümde; Intro, Before The Veil, Behind The Veil, Welcome The End, No One Wins The Fight, G.S.T.K.P., Vita Es Morte, Gündüz Gece, Black Magic (Slayer cover), Rotten Dogs, 999 (Enstrümantal), 1000 In The Eastland ve Anatolia (Türkçe versiyon) şarkıları yer alıyordu.

 

Bu albüm çıktıktan sonra, solo işler yapmak isteyen Demir Demirkan gruptan ayrıldı. Demir Demirkan'ın ayrılmasıyla oluşan boşluğu, aynı zamanda grubun gitar teknisyenliğini de yapmakta olan Onur Pamukçu doldurdu. Bu kadroyla değişik konserlere çıkan grup, 1999 yılında Kemancı Rock Bar'da konser vermeyi planlamıştı; fakat konsere birkaç gün kala ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle konser iptal edildi. Bir süre duraklama dönemine giren grup, yaşanan deprem nedeniyle ülkemize gelen, içinde ABD Başkanı Bill Clinton ve birçok devlet başkanının bulunduğu bir seyirci topluluğuna karşı 12 Kasım 1999'da Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda "Gündüz Gece" parçasını çalarak devlet başkanlarını, tabir-i câizse coşturmuştu.

 

Ancak, o günlerde, Pentagram adına olumlu sayılabilecek bu gelişmelerin yanı sıra, Türkiye gündeminden kaynaklanan olumsuzluklar da yaşanmaktaydı. Yine o dönemlerde, ülke gündemini işgal eden satanizm olaylarından, "Pentagram" isminden ve toplumdaki önyargılardan dolayı en fazla etkilenen ve haksız suçlamalara hedef olan da Pentagram grubu oldu.

 

Tam da bu sıralarda EP çıkartmaya karar verildi. Askerlik görevlerini tamamlayan grup elemanları, 2000 yılında Noise Record müzik şirketiyle 4 albümlük bir anlaşma imzaladı. Türkiye'de çıkacak olan albümleri için ise Böcek Yapım'ı tercih ettiler. Grup, EP'yi çıkartmak için hazırlıklara başladı. Çıkartacakları EP'yi albüme dönüştürme fikri oluştu ve sonrasında ise 2 albüm çıkarmak istediler. Bu albümlerden biri Türkçe sözlü, diğeri ise İngilizce sözlü olacaktı. Bu arada gruba, Metin Türkcan katıldı. 2000 yılında prodüktör Charles Turkmen'le birlikte albüm hazırlıklarına başlandı. Albümün kayıtları Yunanistan'da bulunan Sierra Studios'ta yapılırken bir yandan da albüm, İstanbul'da bulunan grubun kendi stüdyosunda son şeklini alıyordu. 2001 yılının sonlarına doğru "Unspoken" isimli yeni albümleri müzik piyasasındaki yerini aldı. Yurt dışına da gönderilecek olan bu albüm için, ilk albümden bu yana, grubun adı olan Pentagram üzerinde de çeşitli değişiklikler yapıldı. Çünkü, yurt dışında da aynı isimli bir grup vardı ve bundan dolayı, bir karışıklığın oluşmasına meydan vermemek için, önce grubun ismi "The Pentagram" olarak değiştirildi, ancak daha sonra bu yeterli görülmeyip sadece yurtdışında kullanılmak üzere "Mezarkabul" (mezarkabul kelimesinin anlamı, "bir imamın ölünün üzerine attığı bir avuç toprak"tır.) adı seçildi. Bundan sonra, Türkiye'de Pentagram, yurt dışında ise Mezarkabul adıyla yer anılacaklardı. Albüm; We Come From Now Here, In Esir Like An Eagle, Unspoken, Lions In A Cage, For The One Unchancing, Mezarkabul (Enstrümantal), Take My Time, Pain, Puratu, This Too Will Pass ve For Those Who Died Alone (Enstrümantal) şarkılarından oluşuyordu. 2002 yılında ise, daha önceden karar verdikleri Türkçe sözlü albüm, Böcek Yapım ile "Bir" adı altında albüm raflarındaki yerini aldı. Albümde; Tigris (Enstrümantal), Bir, Şeytan Bunun Neresinde, Bu Alemi Gören Sensin (Aşık Veysel Cover), Mezarkabul (Enstrümantal), Sır, Kam (enstrümantal), Ölümlü ve F.T.W.D.A. (Enstrümantal) şarkıları yer alıyordu. Tamamen Türkçe sözlü olan bu albümle birlikte grup yine bir ilke imza attı. Yeni albümle birlikte çeşitli konserlere ve televizyon programlarına çıkan grup, bir süre sonra derin bir sessizliğe girerek Pentagram hayranlarını üzdü. Piyasada ve Pentagram severler arasında, "grup dağıldı" diye çeşitli söylentiler yayılıyordu. Grup üyelerinin hiçbirinden net bir açıklama da gelmediği için birçok hayran grubun dağıldığını düşünüyordu.

 

Grup elemanları bu arada farklı işlerle yaşamlarını devam ettiriyorlardı. Cenk Ünnü, kendisine ait olan Pena Müzik Evi'ni işletiyordu. Hakan Utangaç, piyasadaki pek çok müzisyenin video klip yönetmenliğini üstleniyor, grafik tasarımla ilgileniyor; diğer üç elemansa müzik piyasasında kişisel çalışmalarıyla yollarına devam ediyorlardı. Tarkan Gözübüyük, prodüktör olarak; Murat İlkan, Cem Köksal'a vokalist olarak ve Metin Türkcan ise; hem Şebnem Ferah'ın, hem de Ogün Sanlısoy'un solo gitaristliğini üstlenerek müzik piyasasındaydılar. Grup adına ise bir gelişme göze çarpmıyor ve haddinden fazla uzun süren bu sessizlik, Pentagram hayranlarını iyice üzüyordu.

 

2006 yılının sonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında verilmesi planlanan üç konser için, Pentagram tekrar stüdyoya kapanarak provalara başladı. En şaşırtıcı gelişme ise, eski bir Pentagram üyesi olan Demir Demirkan'ın yeniden gruba dahil olması ve provalara da diğer üyelerle birlikte katılmasıydı. Ama gruba tekrar döneceği düşünülen Demir Demirkan'ın grupta kalmayacağı açıklandı.

 

 

Grup Üyeleri [değiştir]Hakan Utangaç: Gitar & vokal

Tarkan Gözübüyük: Bas gitar & vokal

Murat İlkan: Vokal

Metin Türkcan: Gitar & vokal

Cenk Ünnü: Davul

Eski Üyeler

 

Demir Demirkan: Gitar & vokal

Ogün Sanlısoy: Vokal

Murat Net: Gitar & vokal

 

Albümleri [değiştir]

MezarkabulPentagram (1990)

Trail Blazer (1992)

Anatolia (1997)

Popçular Dışarı (1998)

Unspoken (2000)

Bir (2001)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

KaTaToniA

 

 

Katatonia, İsveç, Stokholm çıkışlı Doom/Death Metal grubudur. 1991 yılında Jonas Renkse (bkz.Lord Seth) ve Anders Nyström (bkz.Blakkheim) tarafından kurulmuştur.

 

İlk demoları Jhva Elohim Meth ile metal piyasasında ses getiren grup, ardından ilk EP Jhva Elohim Meth...The Revival ve ardından ilk albümleri Dance Of December Souls'u yayınladı. İlk albümün getirdiği başarı, grubun tanınmasını kolaylaştırdı. Ardından For Funerals To Come EP çıkaran grup, yeterli eleman bulamamak ve Anders-Jonas arasında diyalog kopukluğu nedeniyle resmi olmasada kısa süreli bir ayrılık yaşadı. Bu ara devreden sonra gitarist Fred Norrman'ı bünyesine katarak tekrar müziğe devam eden grup, 1996 yılında kariyerlerinin en önemli albümlerinden olan Brave Murder Day'i yayınladı. Jonas Renkse'nin sesinde sorun olması nedeniyle vokalleri Opeth vokalisti Mikael Akerfeldt'in üstlendiği albüm, Doom/Death Metal tarzının en önemli albümlerinden kabul edildi.

 

Brave Murder Day'den sonra Sound Of Decay EP çıkaran grup, 1998'de Discouraged Ones albümünü çıkardı. Depresif bir albüm olan Discouraged Ones, ayrıca grubun Doom Metal köklerini tamamen bıraktığı albümdür. Grup, Discouraged Ones ile beraber daha alteratif tarzlara kaymıştır. Konserlerinde Discouraged Ones öncesi eserlerinden sadece Brave Murder Day'deki bazı şarkıları (Murder, Endtime ve Rainroom) çalmaktadırlar.

 

Brave Murder Day'den sonra çıkardığı albümlerde, tarzını sürekli geliştiren Katatonia, Stoner Rock, Modern Rock, Dark Metal gibi türlerde albümler çıkarmış ve asla kalitesini düşürmemiştir. Özellikle 2003 tarihli Viva Emptiness ve 2006 yılında çıkan son albümleri The Great Cold Distance ile bu müzikal gelişimlerini sürdürmüş ve tamamen Dark Metal tarzına yönelmişlerdir. Jonas Renkse'nin ayrıksı ve derin şarkı sözleri grup için çok önemli referans olmuştur.

 

Grupta,Discouraged Ones albümüne dek stüdyo kayıtlarında vokalin yanında ve bateri görevlerini de üstlenen Jonas Renkse'nin yerine bateriye Tonight's Decision albümünde Dan Swanö eşlik etmiştir, Last Fair Deal Gone Down albümünden itibaren ise Daniel Liljekvist bateri görevini üstlenmektedir. Brave Murder Day albümünün kayıtlarında kadroya gitarist Fred Norrman eklenmiştir. 1999 yılında ise Fred Norrman'ın kardeşi Mattias Norrman bass gitarist olarak kadroya katılmıştır. Jonas Renkse ile grubu kuran Anders Nyström ise aktif olarak grupta yeralmaktadır. Bu kadro Katatonia'nın güncel kadrosudur.

 

Türkiye'ye ilk olarak 2001 yılında gelerek konser veren grup, daha sonra 2004 yılında Rock The Nations II festivaline katılmış, en son ise 24 Haziran 2006 tarihinde Yedikule Zindanlarında gerçekleşen Mute Fest'te sevenleriyle buluşmuştur. Eylül 2006'da grup, ülkemizde dört kenti kapsayacak bir turne yapmış ve sevenleriyle buluşmuştur.

 

 

 

 

Grup Üyeleri

Mevcut Üyeler

Jonas Renkse ("Lord Seth") - Vokal (1991 -)

Anders Nyström ("Blackheim" ya da "Blakkheim") - Gitar (1991 -)

Fred Norrman - Gitar (1994 -)

Mattias Norrman - Bas (1999 -)

Daniel Liljekvist - Davul (1999 -)

 

Eski Üyeler/Stüdyo Müzisyenleri

Guillaume Le Huche ("Israphel Wing") - Bas (1992-1994)

Mikael Oretoft - Bas (1996-1997)

Mikael Åkerfeldt - Vokal (1996-1997)

Dan Swanö ("Day Disyraah") - Klavye, vokal ve davul (stüdyo)

Kenneth Eklund - Davul (konser)

 

 

 

 

Diskografi

Jhva Elohim Meth... the Revival.

Dance Of December Souls.

For Funerals To Come.

Brave Murder Day.

Sounds Of Decay.

Saw You Drown.

Discouraged Ones.

Tonight's Decision.

 

 

 

Teargas EP.

Last Fair Deal Gone Down.

Tonight's Music.

Viva Emptiness.

My Twin.

The Great Cold Distance.

Deliberation.

 

 

 

 

Demolar

1991 Jhva Elohim Meth

 

 

 

Stüdyo Albümleri

1993 Dance Of December Souls

1997 Brave Murder Day

1998 Discouraged Ones

1999 Tonight's Decision

2001 Last Fair Deal Gone Down

2003 Viva Emptiness

2006 The Great Cold Distance

 

 

 

EP'ler

1992 Jhva Elohim Meth... the Revival

1995 For Funerals To Come

1996 Split with Primordial

1997 Sounds Of Decay

1998 Saw You Drown

2001 Teargas

2001 Tonight's Music

2006 My Twin

2006 Deliberation

 

 

 

Derlemeler

1994 W.A.R Compilation Vol.1

2004 Brave Yester Days

2005 The Black Sessions

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

RAMMSTEIN

Birbirinin tekrarı olan imgelerin her yeri istila ettiği günümüzde, kendine özgü ve farklı olanlara rastlamak hayli zor. İşte Rammstein da bildik malzemeleri kullanarak yola çıkıp, daha önce rastlanmamış tatlar üretebilmeyi başaranlardan. Grup, 1994'te Doğu Almanya'nın kapalı ortamında, hepsi daha önce farklı gruplarda çalışmış altı Alman tarafından kuruldu. Gitarist Richard Kruspe o zamana kadar yaptığı şeylerden sıkılmıştı ve ağır gitar tonlarına sahip, monoton, mekanik, hatta zaman zaman sıkıcı olabilecek bir müzik yapmayı düşündü. Vokal için Till Lindemann 'ı da ikna edince "Rammstein Olayı" yavaş yavaş doğmaya başlıyordu. Daha sonra gruba, arkadaşları Oliver Riedel (Bas), Christoph Schneider (davul), Paul Landers'ı (gitar) alarak ilk ve sonradan hiç değişmeyecek olan kadroyu oluşturdular. Klavyedeki Flake'in (Christian Lorenz) gruba katılımı biraz zor oldu çünkü diğerlerine göre daha klasik bir müzik anlayışına sahipti ve müzikte monotonluğa, kabalığa ve melodi eksikliğine karşıydı. En baştan beri çalışmalara katılsa da tam olarak Rammstein fikrine ikna olmadı, halen de tam olarak ikna olmuş değil. Fakat Flake'in Rammstein'a olan bu karşıt görüşü gruba değişik bir çeşitlilik kazandırdı ve klasik müzik anlayışı Rammstein'in müziğini melodi katarak renklendirdi. Başlarda bir süre grubun adı bile yoktu sadece eğlenmek için müzik yapıyorlar ve eski gruplarında çalmaya devam ediyorlardı. Daha sonra Rammstein adlı parçanın başarısıyla birlikte yaptıkları müziği kendileri de ciddiye almaya başladılar. Rammstein parçasını, Almanya'da bir akrobasi gösterisi sırasında düşen uçağın 80'den fazla izleyiciyi öldürdüğü Ramstein kasabasından etkilenerek yaptılar. Parça, grubun soundunun tipik bir örneği olması, çok başarı kazanması ve tüm konserlerde çalınan bir sembol haline gelmesiyle birlikte, daha sonradan grup adı olarak da benimsendi. Ancak bu ad tek yerine iki adet "m" ile yazılarak, yıkılan Berlin duvarında kapıya yakın yerlerde güvenlik amacıyla kullanılan büyük taş yapılara verilen ad olan "Rammstein" olarak değiştirildi.

Rammstein birçok plak şirketine demo gönderip reddedildikten sonra 1995'te MotorMusic/PolyGram ile anlaşma imzaladı. Yapımcı Jacob Hellner ile Stockholm'de "Herzeleid" adlı ilk albümlerini kaydettiler ve sonra kısa aralarla büyük başarı kazanan "Du Riescht So Gut" ve "Herzeleid" singlelarini yayınladılar. Aynı yıl Almanya içinde "Project Pitchfork" ile tura çıktılar ve Prag'da, Varşova'da konserler verdiler. 1995'in sonlarına doğru ise Almanya'da sadece Rammstein olarak kendi başlarına tura başlıyorlardı. Bu arada "Herzeleid"in kapağında yer alan fotoğrafları yüzünden medya tarafından Nazi olmakla suçlandılar. Medyaya göre kapakta "temiz çocuk" olarak poz veren Rammstein üyeleri Hitler'in arı ırk düşüncesini hatırlatıyordu.

1997'de grup, "Sehnsucht" adlı albümlerini çıkardı. Sonuç, ilk albümden daha büyük bir başarıydı. Özellikle "Du Hast" adli parça çok beğeni kazandı ve "En İyi Metal Performansı" ödülü için bir Alman grubu olarak ilk kez aday gösterildi. Rammstein, daha önce pek çok örneği görülen metal, hardrock türü müzik yapan "ağır" gruplardan oldukça farklı, daha önce örneğine pek rastlanmamış tekrara dayalı, endüstriyel, metal, elektronik müzik karışımı kışkırtıcı bir sound yakalamayı başardı. Özellikle Till Lindemann'ın bas sesi gotik, karanlık bir ses ortamı yaratmak için eşine az rastlanır bir renge sahipti. Rammstein'in parçalarında kullandığı dil -"Du Hast" ve "Engel"'in İngilizce versiyonları da yayınlanmasına rağmen- her zaman Almanca oldu. Ayrıca Till Lindemann Almanca sözlerle oynayarak "Du Hast" ta olduğu gibi birçok çift anlam yarattı. "Du Hast" bana sahipsin anlamına gelmekle birlikte "Du Hasst" seklinde söylendiğinde benden nefret ediyorsun anlamına gelmektedir. Rolling Stone'da çıkan bir yazı "Sehnsucht"'u "kuvvetli gibi gösterilmek istenen melodramatik melodi duyarlılığı", SPIN'de çıkan bir yazı da "öfkelerini güzellikle dengeleyebilen romantik endüstriyel-metal melezi dayanılmaz kara hüzün" olarak tanımlıyordu. Gerçekten de Rammstein'in yarattığı ses ve görüntü ortamı, ilk bakışta göze çarpan "ağır" gitar tonlarına sahip, öfkeli, saldırgan ve kışkırtıcı sounduna ve görüntüsüne ustaca yedirilmiş, zaman zaman sözlerden ve kırılgan seslerden anlaşılabilecek muhteşem bir duyarlılık bütünü olarak tanımlanabilir. Rammstein'in konserleri de ince ince planlanmış görsel bir şov niteliğindedir. Özellikle ateş, duman konserlerin vazgeçilmez demirbaşlarıdır. Till Lindemann'ın başta hobi olarak ilgilendiği ateş oyunları arasında sahnede alev silahı kullanma, asbestten yapılmış yanan bir pelerin, alev püskürten ayakkabı giyme, metal bir ok ve yayla alev püskürtme ve çeşitli havai fişek oyunları sayılabilir. Bir konser sırasında sahnede bulunan bir alev kulesinin seyirciler üstüne devrilmesiyle muhtemel bir felaketin şans eseri önlenmesinin ardından Rammstein, alev oyunlarını tamamen bu konuda tecrübeli bir ekibe devretti.

 

Rammstein'in tüm dünyada tanınmasına ve başarı kazanmasına neden olan asıl kişi David Lynch'tir. Grup ilk albümlerini yayınlarken, parçalarına video klip yapmak için bildikleri birçok yönetmene çalışmalarını gönderdiler. Bunların arasında Blue Velvet, Eraserhead, Twin Peaks ve Wild At Heart gibi filmlerin yönetmeni David Lynch de vardı. Ünlü yönetmen Rammstein'a zamanı olmadığı için video klip işiyle ilgilenemeyeceğini belirten bir not yazdı ve parçalarının çok iyi olduğunu da eklemeyi ihmal etmedi. David Lynch daha sonra "Herzeleid" albümünden iki parçayı "Lost Highway" filminde kullanmak istediğini Rammstein'in menajerine iletecekti. O sıralarda Rammstein daha Amerika'da hiç tanınmıyordu. Filmle birlikte tüm dünyada kitlelere kolayca ulaşıp, hızla tanınmaya başladılar1998'de Berlin'de canlı olarak kaydedilen "Live Aus Berlin" adli albümleri yayınlandı. Bunu izleyen yıllarda Amerika da dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tura çıktılar.

 

2001 Nisanında son albümleri olan "Mutter" yayınlandı. Albüme "Herzeleid" ve "Sehnsucht"'un karışımı niteliğinde bir atmosfer hakim. "Herzeleid"'teki çıplak kışkırtıcılık, "Sehnsucht"'taki duygusallıkla karışmış ve albümde özellikle Till Lindemann'in tutkudan yanıp tutuşan vokali göze çarpıyor. Gitarlar yine her zamanki bol tekrarlı ve sert cümleleriyle uğulduyorlar. Albümden çıkan üç singledan -"Sonne", "Links 2 3 4" ve "Ich will"- "Sonne", boksör Wladimir Klitschko'ya promosyon olarak kullanması için yapılmış ancak boksörün menajeri tarafından uygun görülmemiş"Sonne"....

Herkes ışığı bekliyor

Kork, korkma

Güneş gözlerimde parlıyor

Bu akşam batmayacak ve

Dünya yüksek sesle ona kadar sayıyor...

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz...

Son albümleriyle birlikte dünya, Rammstein'la ona kadar saymaya başladı. Biz de Rammstein'la birlikte öfkeyle kırılganlık arasındaki hassas dengeden doğan kendilerine özgü yeni "sert" ses dünyalarına doğru ilerlerken yüksek sesle ona kadar sayıyoruz; "Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz..."

Görevi: VokallerÖnceki Grubu: First Arsch (Baterist olarak)Doğum Tarihi ve Yeri: 4 Ocak 1963 Leipzig/ALMANYABoy: 1.90 m Kilo: 87 kgGöz Rengi: Mavi Saç Rengi: KahverengiHakkında: Annesi, babası ve kendinden 6 yaş daha küçük olan kızkardeşiyle büyüdü Till. Anne ve babası oyuncudur. Babası ile arası hiç iyi değildi. Babası sıkça döverdi Till'i. Annesi Till 12'sindeyken bir Amerikalıyla evlenir. Babası yüzünden biraz zihni kararmıştır Till'in. Okulun en tuhaf çocuğudur. 18'inde ilk kez kızarkadaşı olur. Genç yaşta evlenir ve yine genç yaşta boşanır ve daha sonra da ne evlenmiş ne de bir kızarkadaşı olmuştur. Till'in babası 1992'de içkiden ölür ve bir kilisenin gölgesine gömülür. Till cenazeye katılmadığı gibi bugüne kadar bir kez olsun mezarına ziyaretine gitmemiştir. Hatta Heirate Mich şarkısını yazarken babasının ölümünden etkilenir. Till yüzücülükte çok iyidir ve Avrupa gençler yüzme şampiyonu bile olur. Fakat sağ kolundaki bir sakatlıktan dolayı yüzmeyi bırakır. Yoksa belki de onu Ramms+ein'ın vokali olarak değilde ünlü bir yüzücü olarak tanıyor olabilirdik. Askerde sıkça üsleriyle kavga eder ve hapse girer Till. Askerliğini tamamlıyamaz o yüzden. Gerçek hayatta Schneider kadar deli olmadığını söylüyor. Sol kulağında bir küpe deliği var fakat hiç kullanmıyor. Vücudunun biryerinde "punkrock" yazan bir dövme olduğu söyleniyor.

 

TILL'DEN BİR ALINTI: Aşk Chris Isaak ve süttür.

Görevi: Lead GitarÖnceki Grubu: Orgasm Death GimmickDoğum Tarihi ve Yeri: 24 Haziran 1967 Wittenburg/ALMANYABoy: 1.80 m Kilo: 88 kgGöz Rengi: Mavi Saç Rengi: Açık KahverengiHakkında: İki ablası, ağabeyi ve anne-babasıyla büyür. Richard. Her nasılsa ailesi bi süre boşanır ve annesi yeniden evlenir. Ve Richard genç yaşında annesi ve üvey babasıyla yaşamaya başlar. Sessiz ve tuhaf bir çocuktur Richard. Konuşurken zaman zaman ses tonunu yükseltir fakat kolay kolayda sinirlenmez. Bugüne kadar kardeşleriyle de, arkadaşlarıyla da hiç kavga etmemiştir Richard. Tezgahtarlık ve kasiyerlik yapar Richard. Gençken bir güreş şampiyonluğu kazanır.İlk cinsel deneyimini 13'ünde yaşadığını söylüyor. Richard grubu kurar ve bu fikri arkadaşı Schneider'e söyler. O'da arkadaşları Paul ve Flake'i gruba dahil eder. Yani Richard için grubun kurucusu diyebiliriz. Grubu kurduktan sonra eşinden boşanır. Bir turne sırasında Caren Bernstein ile tanışır ve bir hafta sonra evlenirler. Richard öylesine sever ki onu isminde onun soyadını da taşır.

 

Richard'ın bir de 1992 doğumlu kızı var. Khiara Li Lindemann. O'nu "Live aus Berlin"de görebilir. "Spieluhr"da da vokalini duyabiliriz. Sigara kullanıyor, sağ kulağında bir küpe deliği var. Esasen hiç kullanmadığı bir ön adı var "Sven". Black Sabbath ve AC/DC gruplarını seviyor. Çok iyi derecede ingilizce konuşuyor. Richard'ın ailesi oldukça zengin. Çok iyi ingilizce biliyor. Gruptaki tek evli kişi o. Hala biraz sahne fobisi var.

 

RICHARD'DAN BİR ALINTI: Şarkı sözlerimiz bazılarının söylediği gibi ahlaksızca veya rezalet değil. Onlar meleklerden gelen aşk şarkıları... Görevi: Rythm GitarÖnceki Grubu: The Feeling B ve Die FirmaDoğum Tarihi ve Yeri: 9 Aralık 1964 Belarus/ALMANYABoy: 1.75 m Kilo: 79 kgGöz Rengi: Kahverengi Saç Rengi: KahverengiHakkında: Paul yedi aylık olarak doğar. Annesi ve babası ile ailenin tek çocuğu olarak yetişir. Küçükken şişmanlığı yüzünden çabuk göze batar ama aynı zamanda okulun en güçlü çocuğudur. Bu yüzdenmi bilinmez 13'üne kadar jimnastik yapar. Keman, piyano ve gitar dersleri alır. Annesi ve babası ayrılır ve kısa süre sonra annesi tekrar evlenir. Bu yüzden 16 yaşında evden ayrılır Paul ve Flake ile birlikte yaşamaya başlar. Yıllarca Flake ile birlikte yaşar. (Fakat şu an nerde kiminle yaşadığını tam olarak bizde bilmiyoruz.) Kütüphane'de çalıoşır bir süre.

 

Paul'un gerçek ismi bu değilmiş fakat babasını çok sevdiğinden bu ismi almış kendine. Paul'de grubun dul üyelerinden. 15-16 yaşlarında bir oğlu var. Oğlunun bir kızarkadaşı olduğu ve onunla nişanlı olduğu söyleniyor. Paul fazla olmamakla birlikte sigara kullanıyor. Rusya'da doğduğundan ve daha sonra bir yıl Rusya'da yaşadığından iyi derecede rusça konuşabiliyor. Pantera, Metallica ve Sex Pistols dinliyor. Paul "Live aus Berlin" konseri sırasında şiddetli derecede gripmiş.

 

PAUL'DEN BİR ALINTI: Biz sahnede biraz zıplıyor, alevler çıkarıyor yaramazlık yapıyoruz. Fakat insanlar bunu çok seviyor.Görevi: BateriÖnceki Grubu: Die FirmaDoğum Tarihi ve Yeri: 11 Mayıs 1966 Berlin/ALMANYABoy: 1.93 m Kilo: 84 kgGöz Rengi: Mavi Saç Rengi: KahverengiHakkında: Beşi kız biri erkek olmak üzere altı kızkardeşiyle birlikte büyüdü Schneider. Abisi Stephan Schneider'dan sonra en büyük kardeştir. 14. yaşgününde abisi Stephan ona çöp tenekesi ve benzeri şeylerden yapılmış bir davul hediye eder ve o günden sonra davul çalmaya başlar Schneider. Yıllarca o davulu kullanır ve bazı amatör gruplarda kullanır. Daha sonra Flake ve Paul'un yeni davulcu arayışlarında onlara katılır Schneider. Schneider eskiden çok iyi bir hentbol oyuncusuymuş. Karısından boşandı fakat hala görüşüyorlar. Grup kurulmadan önceki işinde telefon hatları çekiyormuş ev ev dolaşarak. Sigara içiyormuş fakat daha sonra bırakmış. "Doom" lakabından nefret ediyor ve kendisine soyadıyla hitap edilmesinden hoşlanıyor. Paul ile içmekten ve heavy metalden hoşlanıyor Schneider. Yükseklik korkusu var. Ayrıca kızkardeşi Constanze Schneider grubun sahne kostümlerinin tasarımını yapıyor.

 

SCHNEIDER'DAN BİR ALINTI: Biz özgün, mükemmel ve diğerlerinden çok çok daha iyiyiz. Görevi: BasgitarÖnceki Grubu: The InchtaboktablesDoğum Tarihi ve Yeri: 11 Nisan 1971 Schwerin/ALMANYABoy: 2.0 m Kilo: 84 kgGöz Rengi: Mavi Saç Rengi: SiyahHakkında: Oliver talihsiz bir çocukluk ve gençlik yaşar. 16'sına kadar annesini tanımaz. Babası ve erkek kardeşiyle yaşar. Daha sonra annesinin lokantasında işe girer. 17. doğumgününden iki gün sonra babası ve kardeşi ölür Oliver'in. Daha sonra gruba katılana kadar sıvacılık işiyle geçimini sağlar. Bas gitar çalmaya nerdeyse 20 yaşında başlar Oliver. Gruba katıldığı zaman beraberinde "Seemann" adlı şaheserin fikrini getirir.

 

Oliver sporu özellikle sörf yapmayı çok seviyor. Bir kaykayı var. Ayrıca resim ve fotoğrafçılıkla amatör olarak uğraşıyor. Sigara kullanıyor. Vücudunun biryerinde dövme varmış. Sakin ve çekingen bir yapıda olduğunu ve bu huyunu çok sevdiğini söylüyor.

 

OLIVER'DEN BİR ALINTI: Aslında ben her zaman tatilde olduğumu düşünüyorum. Sevdiğim, yapmak istediğim işi yapmak istediğim kişilerle ve istediğim ortamda yapıyorum. Görevi: KlavyeÖnceki Grubu: Feeling BDoğum Tarihi ve Yeri: 6 Kasım 1966 Berlin/ALMANYABoy: 1.90 m Kilo: 73 kgGöz Rengi: Mavi Saç Rengi: KahverengiHakkında: O Lorenz ailesinin evlatlık çocuğu. İki üvey erkek kardeşi vardır. Çocukluk yıllarında gazete dağıtıcılığı yapmaya başlar. 15. yaşgününde Lorenz ailesi ona ilk piyanosunu hediye eder. Klasik bir piyanist olarak çok iyi bir eğitim alır daha sonra Christian. Ayrıca nedendir bilinmez çok iyi bir kukla oynatıcılığı eğitimi de almıştır. Flake'de diğer üyeler gibi boşanmış. Rammstein'a katılması biraz isteksizce gerçekleşir Flake'in. Grubun tarzının çok kaba ve sıkıcı olduğunu düşünür fakat Paul'un yakın arkadaşı olması nedeniyle şansımıza Paul onu ikna eder. Hala tam olarak sevemez grubun müziğini. Kendi klavyesi olmasa dinlemez belki de bu müziği. Zaten bir röportajında dediği gibi: "Onlar sevmediğim müziği yapıyolar. Ben ise onlara klavyemle onların müziğine tecavüz ediyorum". Flake sigara kullanıyor ve alkolü çok seviyor. Özellikle şarap ve viski-kolaya dayanamıyor. "Flake" takma adını çok seviyor ve herkes onu bu isimle çağırıyor.

--------------------

Children of Bodom

 

Farklı bir klavye, farklı bir gitar... Üstüne üslük olmadık bir vokal; Children of Bodom... Finlandiya, metal müzik için önemli ülkelerden biri olmuştur her zaman. Ve 97 yılından bu yana Finlandiya denildiğinde akla bir grup fazladan geliyor. Bu grup, içinde bir çok metal müzik türünün etkilerini taşıyan ve metal müziğin nasıl yenilenerek yoluna devam ettiğini kanıtlayan Children of Bodom... Doksanlı yılların başında "Inearthed" olarak anılan topluluk, bu isim altında 2 demo yayınladı. Bu demolarda göze batan ilk şey farklı bir tarzın yapılanmış olmasıydı. Bu türe isim koymak hiç de kolay değildi. Children of Bodom'un, 'özgün tavrını' ne denli başarıyla sergilediği, bu şekilde de ortaya çıkıyordu.

 

Başta Finlandiyalı Stratovarius'un örnek alındığı klavye etkileri kendine özgü bir hava yakalamıştı. Ancak gruba 'power metal'damgası vurmak mümkün değildi. Alexi'nin scream (çığlık) vokal yapıyordu ve yeteneğiyle bir çok black ve death dinleyicisinin beğenisini kazandı. Grup, Chidren of Bodom olarak piyasaya 97 de "Someting Wild" ile çıktı. Albümde ilk dikkat edilen şarkı; "Deadnight Warrior" idi. Parça, bundan sonraki COB stilinin bir numaralı örneklerindendi. Albüm, grubun Finlandiya içindeki basit kitlesini yüzlerce kat arttırdı. Underground bir grup olmaktan sıyrılıp büyük bir şirketle anlaştılar ve kendi isimlerini taşıyan bir single ile kariyerlerini sürdürdüler. Bu çalışmanın, anlaştıkları şirketin ani baskısıyla piyasaya sürüldüğü biliniyor. Belki de bu yüzden plak şirketinin dileğini yerine getiremediler elde edilen vasat sonuçların gösterdiği gibi... Ancak 98'de çıkan single çalışması ile bu kez istenen gerçekleşecekti. "Downfall" single'ı beklenenden çok tutuldu ve hayran kitlesiyeni albümün çıkış tarihini gözlemeye başladı.

 

99'da beklenen albüm Avrupa'yı sallamayı başardı. Children of Bodom, ününe ün katarak yoluna devam ediyordu. Dönemin tanınmış gruplarıyla turnelerde sık sık sahne paylaşan grup, bir marka olarak metal piyasasında ağırlığını hissettirmeye başladı. "Hatebreeder" albümünde dikkat edilmesi gereken başlıca şarkılar "Warheart", albümle aynı adı taşıyan "Hatebreeder" ve tabii "Downfall" oldu. Children of Bodom, bir albümünde bir çok metal müzik tarzının örneklerini sergileyebiliyordu. Bir şarkıda tamamen kendinizi klavyeye vermişken diğerinde Alexi'nin süper çığlığıyla uyanıyorsunuz. Grubun en önemli özelliklerinden biri, kendine benzer ikinci bir örnek verilemeyecek olması. Müzikleri, 'power metal' kalıbına sokulmaya çalışılsa da bu tarzın alışılageldik saf vokalleriyle Alexi'ninkiler arasında çok büyük farklar olduğunu gözlemliyoruz.

 

Grup elemanlarının favori grupları da kendi müziklerine yansımış gibi görünüyor. Röportajlarda belirttikleri idol gruplar o kadar çeşitli ki hepsini bir arada düşünmeniz mümkün değil. Children of Bodom, gelecekteki çalışmalarında da Stratovarius, Ozzy, Wasp, Slayer, Cathedral ve Kreator'dan doğma bir çocuğun yükselişini izlettirecek bizlere...

 

99'un sonlarına gelindiğinde "Tokyo Warhearts" ile metal piyasasında yeni bir patlama oldu, COB ilk canlı performans çalışmasını yayınladı. Konseri en doğal haliyle çok az rötüşlü bir şekilde karşımıza çıkaran albüm, grubu canlı görme fırsatından uzak olanlara ilaç gibi bir etki yarattı. Children of Bodom, 2000 yılında "Hate Me" single çalışmasıyla yeniden hayranlarının karşısına çıktı. Bu çalışmada yer alan iki şarkıda gerçekten çok başarılılardı. Şarkılar "Hate me" ve "Hellion" idi. Bir dahaki albümde bu tarz şarkılara yer verileceğini tahmin eden müzikseverler hayal kırıklığına uğramadı. Ardından gelen "Follow the Reaper", grubun en yüksek performans gösterdiği albümlerden biriydi. Bir çok grup kısa dönemde kendini yenilemeyi denerken COB, tarzında pek bir değişim yapmamıştı. Yine aynı metal müzik karışımı karşımızda duruyordu. Tabii özgünlüğünü tümüyle koruyarak...

 

Çıkardıkları bu albümde kuşkusuz çok başarılı parçalar vardı. Bunlar arasında "Bodom After Midnight", yüksek bütçeli bir kliple televizyon izleyicilerine de sundukları "Every Time I Die", albümle aynı adı taşıyan "Follow The Reaper" ve single'ıyla büyük ilgi uyandıran "Hate Me"yi saymak mümkün.

 

Sonrasında Children of Bodom, her büyük grubun izlediği politikayı izledi. Çok başarılı ve çok satan bir albüm yapmıştı ve bu çalışmanın ödülü olarak geri çekilip dinlenmeyi tercih ettiler. Birkaç büyük festival organizasyonunda sahne alsalar da yeni bir albüm için uzun süre sessiz kaldılar. Gitarist Alexander Kuoppala ile yollarını ayıran grubun, yeni çalışmalarıyla özgün tarzını koruyup koruyamayacağını zaman gösterecek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...