Jump to content

Depresif istasyon


metin akdeniz

Önerilen Mesajlar

“Bir krizin zirvesinden devrimci bir tavır almasını bilmeyen bir halk

Kaybolmuş demektir” – Karl Marx

 

 

 

 

Duydum, beni arıyormuşsun Roza, ben’i

yani modern cinayetlere dair bitmek bilmeyen

o her kaybolduğunda değerlenen egonu

bir şeyini kaybedenlerin tipik narsizmi.

 

 

Roza da kim diye sorma, ben katillerime isimlerini sonradan takarım

ve kendimi en son gördüğümde, bak söylüyorum not al suç defterine

ulusumun vicdanını dövüyordum orağın çekiçle dansında

ulusum da ruhumu dövüyordu kutsal kırbacıyla, kırbaç sesi akort istemez

toplumcu-tehlikeli gerçekçi biredebiyat akımında

hiçbir diktatör devirememiş biri olarak tanınmaya başladığımdan beri

nerdeyse iktidarlar bile tırsmaya başladı mağlubiyetlerimin ününden

sonra sınır ihlali suçundan sürdüler ağzımdaki kuşun sesini

bir saat fabrikasında zaman onarıcılığı işini verdiler

ne de olsa unutma tabletleriyle ayakta duran bir halkın baş harfiydim

o da olmadı masallarından dönenlerin öykülerini yazmaya başladım

ne kadar anti kahraman karakter varsa bir bir kapımı çaldı

kalemimden fırlayan piç bozuk fiil çekimleriyle karşıladı onları.

 

 

 

 

 

 

 

 

Felsefi olarak ölmüş sayılan özel yetkili kalbim

uzun süre dayansa da cehenneme kayıkla günah taşıyan uğultuya

geceleri yürümek için önüme bir kent koydular hep

her caddesinde Katolik ve Müslüman şarapçıların üstüne boşaldığı posterlerin

hiç konuşmayan o dilsiz ve umutsuzluğunu kendine saklayan posterlerin

mağlubiyetlerimi hatırlattı bana hep, bakışım acıdı;

anısız papatyalarla sohbet eden gökyüzü gözlemcileri

yani yağmurlu bir şehre yürümek gibi bir şey işte

ve eteklerine tutunan donmuş kalmış mumya halkın ölmüş gözleri

hatırlama haplarıyla böcekleşen hayal gücüme yapışıp kalıyor, yapışıp kalıyor

ve o an Nietzshe’yi Lenin’in imamlık yaptığı camiden çıkarken görüyorum

üzülmüyorum, üzülmek modası geçmiş bir duygu

cehennemden ilk kovuluşum değil bu zaten

sadece biraz üşüyorum, -Gazze’den battaniye yapıp uyumaya çalışıyorum

bana ait olmayan bir yalnızlığın tanrıyla zar attığı odada.

 

 

 

 

 

 

Çürüyen bir toplumda yaşamak Roza, buna alışmak

ve üstelik kendimden başka kaybedecek bir özetim yok

herhangi biri kalbimi ödünç alıp bir sehpanın üzerine

koordinat hesabı yapmadan koyabilir

veya istese yaralarımın ucunu yakıp

bir gül tablasında söndürebilir rahatlıkla

bütün bu tacize uğramış ihtimaller topluluğu

bir bulutun annesini dansa kaldıran melodram

çocukluğuma misafir gitmiş kırmızı elma

zaten ben hep bir babanın gözlüğüne atılmış bir taştım

babamın hiç gülmeyen ve o hasta yüzünün doğduğu kül köyüydüm; terk edilmiş.

düş kırıklığımın sebebi bu bilinçaltımın oynaklığıdır Roza

ve kariyer onarıcılığı nedir hiç kafa yormadan üstünde

hep kendimi yaşamak için bir başkası olmayı kabullendim.

 

 

 

 

 

 

( Marx’ın 4 ciltlik Kapitalini en az ikişer defa okuduğum halde

hiçbir sosyalist alt yapılı panelde konuşmacı olarak bulunmadım

çünkü herkes bir yere kadar çok iyi gidiyordu belki ama

masumiyetleri çaya atılan şeker gibi eriyip gidiyordu o yutan telaşta

kelimelerim bir mezarın sessizliğinden geceyi emanet alıp

içimdeki hüzünlü oruspularıma öpücük fabrikası kurdu

bir sürü fabrikalarım oldu zamanla hasta edilen toplumların

çığlığında yükselen duvarlarla, -bir sürü yaralarım ve üstünde

tanrıların kağıt oynadığı masalarım oldu, seyreden –kıstırılmış insan maketlerim.)

 

 

 

 

 

 

Beni boşuna gizemli yerlerde arama Roza

depresif bir istasyonda yazmaya cüret etmiş bir hayvanım

ki biliyorum kimse asla bir hayvan kadar dürüst olamaz

ve okuyorum, ikinci tekil şahıs olarak “sen” olarak

üçüncü çoğulların bitmek bilmeyen dramasını, gözümdeki perdenin gıcıklığına

cümle kurmadan okuyorum, hayatı, ezilenlerin memnuniyetini,

devrimcilerin düş kırıklığını

ve şarlatanların içine kalp işareti koymayı unuttukları şiirleri

geceyi kulağından çeken bir çocuk gibi okuyorum

aşkı şehir çöplüğüne gömenleri

böcekleşen bir toplumda elimden gelen sadece okumak

biliyorum okumak, mağlupların işidir

bunu sen de çok kez söylemiştin güzümün içine baka baka

cehennemden ilk kovuluşum değil ki bu Roza

bana acemi bir orta saha oyuncusu gibi bakma

yarattıklarının düşüşünü izleyen bir tanrıya sitem bile etmiyorum artık

beynimizin gişesinde asılı günaha katılım ücreti olarak tanımlanan aşk;

-parlak ambalajlı ürün

-alınıp satılan, alışveriş merkezlerinin maskotu

-her yerde; içinden ismi her iktidarda değişen sokaklar çıkan vilayet.

 

 

Ve işte o sokağın bir ucunda

nerde lan bu mutluluk

diye bağıran bir keder fabrikası işçisi, sesi hasta, tedirgin

bir sürü ruhu çirkinler sirki

inanılmaz taklalar atan maymunların ödüllü sloganı;

aşkı görmedim, duymadım, bilmiyorum.

 

 

 

 

(aşkın yerine geçen anlatı; etrafında herkesle cinsel ilişkiye girmek isteyen, dilsizliğe dönüşen bir dille biteviye küfür eden, çirkinliği kahırlarla yaşayan bir erkek düşünün. Güzellik, savaştan sonra yaşanan bir zafer duygusu gibidir… Çirkinlik ise savaşın ta kendisidir veya aynadaki ben değilim… o sadece bir görüntü diyebilen birinden şunu da duyacağımızı biliyoruz; “çirkinim ama bu seni sgemiyeceğim anlamına gelmiyo…”)*

 

 

 

 

Sonunda insanlık osurur mutlaka bir komşu ülkede veya Türkiye’de

dünyanın abdesti bozulur, sular kesilir, kanallar hayal edilir ve en son balığa sorulur

istiyor musun diye, balık düşünür ve onların diliyle cevap verir “daha gelmem bu sulara”

ve o kendi kendini yöneten sihirli el sığınabileceği bir lağım çukuru bulur kendine.

 

 

 

 

 

Beni boşa ara

ma Roza

biz başkalarının olan ülkelerde yaşamak gibi bir şeyiz

sebzelerden yüz yaptığımız rüyalar mutfağından kovulmuş

iki mevsimsiz bezelyeyiz depresif istasyonda

yani cehennemden ilk kovuluşu değil bu yüzyıllık yalnızlığın

git kendini bir gökyüzüne öner ve bu mahalleden uzak dur

daha sana benzemem, Roza.

 

 

 

 

 

Metin Akdeniz

 

*Emrah ABLAK (karikatürist)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...