Jump to content

Dolunay


Hedef

Önerilen Mesajlar

Çoook çok eskiden, yeşil bir vadinin içinde

bir Irmak kıyısında kurulu bir köy varmış,

taa dünyanın öbür ucunda.

Çok eski dedik ya,

o zamanlar gündüzleri pek güneşli geçermiş,

yağmur yağmadıkça;

geceleri hep yıldızlı olurmuş, bulutlar olmadıkça.

Köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış,

hayvanlar avlarlarmış, uçsuz, bucaksız arazilerinden,

sularını, kaynağı çok uzakta olan köylerinin içinden geçen,

ırmaktan alırlarmış.

Köyde herkes birbirini sever,sayarmış.

Köyde bir tek kişinin kalbinde, öyle büyük bir sevgi

varmış ki, bütün köyünküne bedelmiş;

Dolun'un İntera'ya olan aşkıymış bu.

Kız, Dolun'u bilirmiş de tanımazmış yakından.

Dolun dayanamamış; bir gün gitmiş kızın yanına,

sormuş İntera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini.

İntera demiş ki, Dolun'a: "Evlenirim evlenmeye ama

benim isteyenim çoktur, her gelen kişiden

aynı şeyi ister benim babam. Ancak babamın

bu isteğini yerine getiren benimle evlenir.

"Dolun şaşırmış. "Sensin benim kalbimin sahibi"

diyerek başlamış sözüne "Senin dileğin benim için bir

emirdir, söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına.

İntera demiş ki; "Bir çiçek vardır;

yaprakları gümüşten tomurcukları elmastan,

onu ister babam, benle evlenmek isteyenden".

Dolun, "Bekle beni" demiş İntera'ya,"hemen

gidip getireyim o çiçeği ama nerededir yeri?

"İntera parmağıyla göstermiş akan ırmağı;

"işte bu ırmağın kaynağındadır der babam,

kırk gün yürümek gerekirmiş oraya varmak için

ama bir giden bir daha gelmedi şimdiye dek çünkü

oralar büyülüymüş derler, giden geri gelmezmiş

çünkü, buralardan çok daha güzelmiş oralar.

Dolun; "Senden daha güzel ne olabilir ki,

bu dünyada" demiş İntera'ya "Döneceğim, o çiçekle,

döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz

anlamı olmaz benim için o güzelliğin".

Dolun çıkmış yola sonra.

Kırk gün yürümüş ırmağın yanından. Hep

ne kadar sevdiğini düşünmüş İntera'yı yol boyunca.

Aklındaki İntera'ymış, tek amacı ise; o çiçek.

Kırkıncı gün kalkmış Dolun sabah erkenden,

yüzünü yıkamış ırmaktan,

anlamış çok yaklaştığını kaynağına

ırmağın suyunun serinliğinden.

Devam etmiş yoluna sonra. Biraz sonra varmış

kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmış

kaynakta, gölün ortasında bir adacık,

adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş.

Anlamış İntera'nın anlattığı çiçek olduğunu, güzelliğinden.

Yüzmeye başlamış adaya doğru hemen.

Adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş Dolun'un.

Adam Dolun'a; "Her gülün bir dikeni, koruyucusu

olduğu gibi, bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer

almaya geldiysen; ben Salut, izin vermem buna" demiş.

Dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla

"Ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım"

demiş. "Hiç bir şey beni kararımdan çeviremez".

"O zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş Salut...

"Sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım,

eğer halâ ikna olmazsan o zaman izin veririm

almana". Dolun ikna olmuş ve çökmüş

yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye...

"Eğer bir şeyi çok fazla istersen

ve engelin yoksa önünde; onu alırsın.

Hayat da böyledir, insan engelleri aşarsa

yaşamına devam edebilir. Bu çiçek de

sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan

engelleri kaldırır önünden çünkü, onun da bir görevi

var. Bu çiçek, sadece 28 gecede bir açar

yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle,

bu sayede buradaki sular yükselir ve

ırmaktan taşar gider zamanla. Bu ırmak sayesinde

yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar."

demiş Salut. Dolun başlamış düşünmeye,

eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine

ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında.

Sonunda çiçeğin başına çöker kalır Dolun.

Gümüş yapraklarında kendini görür Dolun, çiçeğin.

Yanında İntera vardır ama niye mutsuzdur ikiside.

Aslında kalbindeki tek endişeyi görür Dolun.

Zaman geçtikçe Dolun'un düşünceleri

yoğunlaşır kafasında. Mutsuzluğunu düşünür,

çiçeksiz, İntera'sız bir yaşam düşünür.

Koparamaz çiçeği günlerce Dolun,

artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece

aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları.

Bir gece çiçek tohumlarını bırakırken göle

bir tomurcuk da Dolun'un

sertleşmiş kalbinin üstüne düşmüş,

aniden Dolun kalbindeki aşkının

büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönmüş,

taş o kadar büyükmüş ki, dünyaya sığmamış,

gökyüzüne yükselmiş ve Dünya ile dönmeye başlamış.

Böylece Ay olmuş Dolun'un kalbi Dünya'ya.

O günden sonra sadece 28 gecede bir göstermiş

Dolun kalbinin tüm yüzünü,

aşkının bütün parıltısını diğerlerine;

sadece o gecelerde aydınlatmış Dünya'yı

aynı çiçek gibi...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...