Rüya Yorumları

Bana ait olmayan fakat anahtarı bende olan bir araba var , ailemi tatil vs. amaçlı bu arabaya bindrmeye çalışıyorum ailem biraz şüpheci fakat biniyorlar, arabayı sürüyorum karanlık bir yere geliyoruz ,kapıyı açıyorum içeri giriiyoruz , fakat oda değil sahil gibi bir yer, bir keşiş var işaret diliyle senin ne işin var burada demeye çalışıyorum (o an sahilde keşişin ne işi var diye ciddi ciddi düşündüm gerçektede öyle tepki verirdim herhalde ) hiç cevap vermiyor ve uzaklaşıyor sonra yerde yılanlar olduğunu fark ediyorum ve endişeli bir sesle "yılan var " diyorum ailem ve ben hemen odadan çıkıyoruz uyanıyorum.

 

İkinci rüyam ise direk o sahilde başlıyor bir masada 3 kişiyiz karşımda keşiş var bu sefer keşiş neşeli ve onunla konuşur haldeyiz 3.kişi kim bilmiyorum poker tarzı bir oyun oynuyoruz, masada çanta dolusu paralar var , kafamı çevirince yerde yılanlar fark ediyorum yine "yılan var" diyorum ve 1.rüyada girdiğim kapıya doğru koşmaya başlıyoruz, koşarken yılanların önünden geçiyorum bir tanesi saldırıyor zıplayarak kaçıyorum kapıya ulaşıyorum ve uyanıyorum.

 

 

Keşiş büyük ihtimalle süperegomu temsil ediyor.

Yılanlar benim en büyük korkum diye biliyordum fakat geçen hafta bir yılanla yan yana durdum bir aile ferdim öldürmemi istedi fakat ben kıyamadım, (yılan hala korkularımı temsil ediyor olabilir)

Tam bir anlam çıkartamadım 3.fikir iyi olurdu.

Araç bedeni temsil eder , sana ait olmayan bir araç olduğu için kendi bedenini yada bütünlüğünü kabul etmemenden kaynaklı bir durum var ortada.

Keşiş süperego değil aslında burada rehber varlık olarak görünmüş. Sana birşeyleri göstermeye çalışıyor. Ve hep yılan metaforu ile uyarı da bulunuyor.

Yılan korkuların da olabilir ama bana kalırsa burada düşüncelerini temsil ediyor. Yani negatif düşünceler diyelim çünkü birden fazla yılan var. Düşüncelerin burada senden ayrılıp sana gösteriliyor anlaman için de keşiş hep etrafında.

Yılanlar önemli hayvanlardır. Öldürmek konusuna gelince , can verebiliyormusun ki alma hakkın olsun. O yüzden her canlıya saygılı olmak durumundayız.

Bir tepeye doğru çıkıyordum, hava güneşli ve az sıcaktı olduğum yer çorak değilde saman tarlası gibi bir yerdi ama samanları kaldırmışlardı yerde ezilmiş parça parça saman vardı . Tepeye varınca garip şekilde arazi tavana doğru büküldü ve aniden yer çekimi de ona göre şekilde aldı .(İnception filminden olsa gerek) sonra yürümeye başlayınca uzakta samanların arasında kertenkele gibi bir şey gördüm , kaçıyordu. Arkama döndüğümden ise siyah bir yılanın direk üstüme doğru geldiğini gördüm-beni görmemiş olacak ki ayağımı kaldırınca tabanına hızla çarpıp geri kaçtı. Ben de korktum ve tam koşmaya başlayacaktım ki arazinin etrafında ölü yada uykuda yılanlar olduğunu fark ettim. basmamaya çalışarak kaçmaya çalıştım fakat birine bastım ve uyandırdım. Bastığımda ben de arkaya doğru düştüm . Yılan önümde kafasını bir ileri bir geri saldırmak için sallıyordu. Nedense kafasını tutup onu engelleyebileceğimi düşünüyordum sürekli ,ama yılan elimden daha hızlıydı... sonunda omzuma doğru atladı ama tutamadım zaten o an yatakta buldum kendimi.

Kendimi yılan tarlasında bulduğum daha öncede oldu ve hepsinde kaçarak yada bir yılana basıp ısırılmakla geçiyor...

sanırım bende yılanlardan korkuyorum fakat onları güzel bulmadığımı söyleyemem sadece diğer hayvanlara göre daha garip geliyorlar, nasıl saldıracakları bilinmez gibi .

Ben bu rüyayı birkaç yıl önce gördüm.

Rüyamda bir denizin ortasında küçük bir sağlık ocağı vardı. Küçük bir tekneyle ben annem kardeşim 2 adam oraya gidiyorduk. Oradaki doktor, annemin hamile olduğunu söyledi ve bebeği ancak ve ancak ben ve kardeşim ölürse doğurabileceğini söyledi. Annem de kardeşim ve beni ölmemizi seçti. Şimdi rüyaya devam etmeden önce bir şey söylemem gerekiyor. Annem beni doğurmadan önce siyah bir tabanca görmüş, kardeşimde ise beyaz bir bıçak görmüş. Her neyse. İlk başta kardeşim olmak üzere ikimizde sırayla öldürüldük. Fakat rüyamda kardeşimin ölmediğini biliyordum.

Sorun şu ki bu rüya gerçekleşmeye başlıyor. Rüyadan uyanır uyanmaz bebeğin cinsiyetinin erkek olacağını hissetmiştim. Ve doğru da çıktı. (Tuttuğum rüya günlükleri sağolsun hatırlıyorum )

Rüyalarımı kırk yılda bir hatırlarım. Bu da bir kaç gün sonra alakasız bir sebeple birden bire aklıma geliverdi.

Aile büyüklerim babam, babaannem, halam falan var. Birbirleriyle el ele tutuşmaları ve yere yatmalarını söylüyorum. Çünkü ülkemizin en önde gelen isimlerinden biri pilotaj hatası sebebiyle bindiği uçakla birlikte yere çakılmak durumunda kalmış ve ölmüş. Yetkililer zamanda geri giderek malum kazayı önlemeye çalışıyorlar. Ve bu durumu birden çok kereler tekrarlamak durumunda kalıyorlar, sanırım beceremiyorlar diye düşünüyorum. Her zamanı geri alışlarında herkes donup kalıyor fakat ben hareket edebiliyorum, nedendir anlam veremiyorum. Zamanı geri alıp yeniden akışına izin verdiklerinde bulunduğumuz yer küre bir hayli alt seviyelere inmiş oluyor ve biz birden aşağı düşmeye başlıyoruz. Bu genel olarak sevmediğim bir hissiyat belki de bu sebeple rüyalarımdan pek eksik olmuyor. Bir kaç kez düştükten ve ben bizimkilerin bu olayı minimum zararla atlatmalarını sağlamak adına bir hayli terliyorum. Normalde düşer düşmez uyanırım, bir kez düşmem yeterli olur. Ancak bu kez defalarca kez düşüyorum ve yine nedendir bilinmez uyanamıyorum. En sonunda uyanıyorum elbette ancak bu rüyayı gram hatırlamıyor oluyorum. Biraz geçmiş bir zaman o sebepten hikayeyi anlatış şeklim sebebiyle pek gözünüzde canlanmıyor olabilir, afedersiniz.

yaşım sanıyorum 8'di. madem eskiler dedik...

okulumun merdivenlerinden çıktım ve kapıya doğru ilerliyordum rüyamda. okulun bahçesinde bir kaç kişi var ama hiç dikkatimi çekmiyorlar. daha sonra birden kucağıma yanmış bir ceset düşüveriyor. o kadar çok yanmış ki gözleri dahi kaybolmuştu. şaşırmaktan başka hiç bir tepki vermiyorum. uzun uzun kucağımdaki cesete bakıyorum. daha sonra bu cesetin kız kuzenime ait olduğu fark ediyorum. daha sonrasında ceset ile ne yaptığını hatırlamıyorum. akşam olmuş evin kullanılmayan bir odasındayım. annem, kardeşim ve yengem var. mum ışığında oturuyoruz, rüyamda en ilgimi çeken kısım burasıydı. ışık varken neden mum ışığında oturuyoruz dedim kendi kendime. yengem'i görünce korkuyorum çünkü farklı görünüyor yüzü büyükler ile dolu ve kocaman bir burnu var. durup durup kahkaha atıyor. içimde çok tuhaf bir korku var.

çok alakasızca abime okulun bahçesinde kıyafetlerimi unuttuğumu onları almasını söylüyorum. gecenin karanlığı beni ürkütüyor ve abim için endişelenerek bende onunla gidiyorum. kıyafetlerimi alıp eve dönüyoruz ama arkamda hep bir şeyler var gibi hissediyorum. eve gelince yine aynı odaya giriyorum yengem gitmiş oluyor, kapıyı kapattığım esnada, kapı kırılıp bir kol bana doğru uzanıyor. kolu tarif edebilirim fakat fazla uzamasın. yine bağırıp çağırmak yerine sadece şaşkınlık ile bakıyorum. daha fazlasını hatırlayamadım şuan. beni çok etkileyen bir rüyaydı.

rüyamda kirda beyaz papatyalar gördüm, büyük yapraklilari da vardi, ufak olanlari da. bir erkek bize emir vermis onlari koparmamizi istemis fakat kiyamamis.

diger rüyamda da, bir erkek ile otomobile binmisiz, o arabayi kullaniyormus, calistirmis fakat otomobil yürümemis, sonra ben birinci vitesi atmisim ve otomobil yürümüs..

tesekkürler simdiden yorumlayandan..

rüyamda kirda beyaz papatyalar gördüm, büyük yapraklilari da vardi, ufak olanlari da. bir erkek bize emir vermis onlari koparmamizi istemis fakat kiyamamis.

 

diger rüyamda da, bir erkek ile otomobile binmisiz, o arabayi kullaniyormus, calistirmis fakat otomobil yürümemis, sonra ben birinci vitesi atmisim ve otomobil yürümüs..

 

tesekkürler simdiden yorumlayandan..

Bir erkek seninle dostane veya romantik bir iliski kurmak istiyor fakat cesaret edemiyor , eğer şans verirsen o kişiyle bir ilişki başlatacaksın , ben böyle yorumladım , belki sen fark etmedin ama bilinç altın çevrende böyle biri olduğunu fark etti.

cok tesekkür ederim BayParadoks

rüyamda ayagimda kirmizi ve eski bir corap oldugunu gördüm, ne anlama gelebilir?

Yine çok tuhaf 2 rüya gördüm.

Birincisi, terk edilmiş laboratuvar gibi bir yerdeyim. Yerler beyaz fayanslar ile kaplı. Babam, kardeşim, ben ve beyaz önlüklü bir adam var. Babam ile kardeşim bir yere gidiyorlar ve adam ile yalnız kalıyorum. Adamın konuşması ve tavırları değişmeye başlıyor bu noktada ve korkuyorum. Rüyamda adamın niyetini anlıyorum. Kaçmak istiyorum ama kapılar kapalı ve odada cam yok. Aşağıya inen bir merdiven görüyorum tam inecekken kapının kilidinin yavaşça kilitlendiğini görüyorum. Sanki bana duyurmak istemiyor gibiler. Bende kapı arkasında ki geldiğimi fark etmesin diye yavaşça iniyorum ve kilidi tutuyorum. Kilidin üzerinde bir isim yazıyor miray gülnida, mısra'mı öyle bir isim yazıyor. Kapının kilitmediğini fark edince kapı arkasında ki duraklıyor ve o anı fırsat bilip kapıyı açıyorum. Kadın beni görünce korkup kaçıyor ve o ismi 3 kez söylüyorum. Kim bu kişi der gibi.

Daha sonra kaçmak yerine yeniden yukarıya çıkıyorum. Adam banyoya gideceğini söylüyor gülerek. Yine niyetini anlıyorum, bir kaçış yolu olabileceğini düşünerek arkasından banyoya geleceğimi düşünerek oraya gidiyor. (banyoda geniş büyük bir yer. toplu kullanılan tuvalet-banyo) ve fark ediyorum ki banyonun zemini ve duvarları da beyaz fayanslar ile kaplı.

Arkasından gitmiyorum ve yine aşağıya inerek açtığım kapıdan çıkıyorum. Tabi dışarıya değil, başka odalara. Kendimi bir cami de buluyorum. Bu cami küçük bir köyde ve camide bir o kadar küçük ve eski. içinde sadece köylü nineler ve dedeler var. Ama cami o kadar eski ki, rüyamda dahi dikkatimi en çok çeken yer oluyor. Halılar falan kullanılamaz bir durumda.

Bir odaya giriyorum bir odadan çıkıyorum merdiven buluyorum çıkıyorum sürekli bir yerlerdeyim. Bir anda babamı buluyorum cami içindeyim hala. Yanında birileri ile konuşuyor. dikkatini çekmek için bağırıyorum ve yanına gidince hadi baba buradan hemen gidelim diyorum. Kardeşimi de bulmamı istiyor ve o sırada kardeşim de geliyor. buradan sonra uyandım.

İkinci rüyam, plaj gibi bir yerdeyim ve kıyafetsizim. ama nasıl tarif etsem bilemiyorum, bir inşaatın yanında plaj yaptığımızı düşünün. zaten güneş falan yok. banyo gibi bir yere gidip kremleri inceliyorum ve birini alıyorum. yanımda kardeşim ve tanımadığım bir erkek var. Rüyam da tanıyorum tabi. vücuduma kremi sürüyorum başta rahatsız olmuyorum çıplaklığımdan fakat daha sonra yanımdaki bana bakmaya başlayınca rahatsız oluyorum ve elimle kafasını çeviriyorum. kardeşime bornozumu getirmesini söylüyorum. kardeşim gidiyor ama gelene kadar ben giyinmiş oluyorum. Yürüyüş yapmaya başlıyoruz bu kez yanımda yine babam ve kardeşim var. babam yoldaki çukur olan yerleri basmamam için bana söylüyor. yine bina gibi bir yere gidiyoruz. bu kısmı ben hatırlamıyorum insanlar falan var ve çok büyük bir yer. büyük camları var ve camlardan dışarıya falan bakıyorum. burada birileri ile konuşuyorm ama burayı tam hatırlamıyorum.

Kendimi bir anda arabada buluyorum. yine babam var ve babaannem ile annem de var. bir yerde durmuş bir şey bekliyoruz.

Daha sonra kendimi dışardı buluyorum. daha iyi bir tanım için; bir yerde rezidans temelinin atıldığını düşünün. bir bina inşaatının yanında plaj yaptık, rezidansın dışında yürüdük, rezidansın uzağında araba da bekledik. şimdi de rezidansın henüz temelinin atılmadığı bir yerdeyim.

Bu kez yanımda yine o erkek, kardeşim ve 3 kedim var. Anne kedi ile 2 yavrusu var. anne kedi ortalıktan kayboluyor. yanımda siyah olan ile sarı olan kedi var ve büyümüşler boyları yetişkin bir köpek kadar var. Bir şey arıyor gibiyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum ama sürekli yürüyoruz. rezidanstan tamamen çıkmışız ve yaşamın olduğu bir yere gelmişiz. bu rüyam da her yer çöl gibi bir yer bu arada. hep turunca kumlar üzerinde yürüyoruz. binalar taşlardan. sağ tarafımda bir sürü erkek görüyorum oturmuş sohbet ediyorlar, işçi görünümlüler.

buraları nasıl anlatırım bilemiyorum. çok büyük bir top bana doğru geliyor yanımdaki erkek beni uyarıyor. bu gibi şeyler var, sürekli bir şeyler görüyorum, ilginç yapılar, terk edilmiş yerler, üzerime bir şeyler geliyor. İnsanları görüyorum tuhaf giyinimliler. yani çok ilginç bir rüyaydı. başka bir ülke gibi. Ama her yer kum dediğim gibi. turuncu kum.

Daha sonra iki kedi de kayboluyor kardeşime soruyorum ama bilmiyor. Yine yürüyoruz yine bir şeyler görüyoruz ve uyanıyorum.

Dümdüz böyle bilek hizasında bir sudan-deniz kadar geniş ama bir yoldan gelmeniz gereken bir dubleks evdeydim tahtadan yapılmış.Benim evim belli ki ama içerisi öyle lüks falan değil standart tahta her şey vs.Masanın üzerinde üzerinde pentacle olan şeffaf tahtamsı kaplar var.Elime aldığımın içinde gül tohumu vardır bir şeyle beraber ama ne olduğunu hatırlamıyorum.Net olarak hatırladığım şey o kutunun içinde gördüğüm kuru gül tohumları.Ön kapı açık.Amerikan evleri gibi camlar falan katlı açılan camlardan vs.Dışarıya polisin geldiğini görüyorum kapıyı kapatıyorum diyorum herhalde bir olay var karmakarışık kıvırcık saçlı gözleri faltaşı gibi açılmış bir adam evsiz muhtemelen üzerinde önü açık bir yelek var sadece yırtık ve altında yırtık bir şort var.Adam aşırı pasaklı ve korkutucu duruyor.Elinde yepyeni gibi duran parıldayan bir av bıçağı gibi bir şey var.Tam Scream filminde kullandıkları bıçaklar gibi.Bana doğru yürüyüp

"Kara bıçaklı rahip! Neden? Neden? Neden?" demeye başladı kapıyı kapatmaya çalışıyorum adam ittiriyor ama hiç gücüm yok.Adamın kolları o kadar inceki hani yürürken bile titriyor resmen kapıyı kapatamama imkan yok ama ittiriyor, açıyor.Bana bıçağı saplamaya çalışırken elini yakaladım, kapı eşiğinde biz boğuşurken uyandım aniden.

Adamın suratının detaylarına kadar aklımdan çıkmıyor.Hiç hoş değildi.

Bir süredir meditasyon yaparak uyuyakalıyorum ve akabinde kontrol edemediğim ve hatta midemin allak bullak olmasına neden olacak hızda yolculuklar yapıyorum. Önce ruhumun çekildiğini hissediyorum ve sonra sanki çok yüksekten aşağı düşmek gibi bir hisle birlikte, etrafı göremeyecek kadar hızlı şekilde bir yerlere gidiyorum. Daha önceki seferlerde midemdeki bu durumun içinde bulunduğum ruh halini bozması sebebiyle hemen uyanıyordum. Zamanla buna alıştım. Son yolculukta, dün, yine aynı şeyi yaşadım ama bu sefer farklıydı. Bu sefer beni bir şeyin götürdüğünü hissettim ve gittiğim yerde sabit kalabildim. Sanki görmem gerekenler vardı. Gittiğim yerde ise sarı taşlardan yapılmış bir evin bahçesindeydim. Bahçede tahtadan bir masa vardı ve ben o düzenli bahçeye bakıp çok şaşırdım. "Burası sık ağaçlıklı bir ormandı" diyerek. Sanki evimdeydim ve sanki evimdeki eşyalarımı, evimi değiştirmişlerdi. Çok duygulandım ve konsantrasyonum bozuldu, gözlerimi açtım. Bunun lusid rüya olmadığından eminim çünkü rüyamı ben yönetemiyordum, sadece gözlemciydim. Astral seyahat olduğundan şüpheliyim.

İlk aşkım diye adlandırabileceğim insan( ki uzun süre birlikte kaldık ayrıldık falan fişman hala görüşürüz çok da iyi arkadaşızdır ) Onun havuz tarzı bir yerde boğulduğunu görüyorum.Hrıstiyanlarınki gibi bir cenaze töreni falan düzenleniyor ediyor.Kendimi yiyorum nedensiz şekilde benim suçumdu diye.Zaman mekan sıçraması yaşıyorum yarı bitmiş sağı solu açık ama odaları dekora edilmiş inşaat gibi bir yer bir adam tanıdık olması gerek ama beni tanımıyorum gel benimle diyor bana onun boğulduğu havuzu gösteriyor, toprak bağlamış, havuz olması gereken çukurda(gerçekten içinde çini tarzı taşlar var havuzmuş orası yani) hani yakın herhangi bir zamanda öyle berrak bir suyun orda olmasına imkan yok.Sonra onu yine görüyorum bir kapıdan mı çıkıyor ne hatırlamıyorum.Dudaklarımız yaklaşıyor,göğsüme elini koyup olmaz diyo, onu neden öpmek istediğimi bilmiyorum ama sadece yapmam gerek gibi,biliyorum çok yanlış olur diyorum ve yine de öpüşmeye başlıyoruz.Sonra yine mekan zaman sıçraması yaşıyorum ve onun boğulduğunu gördüğüm yerde erkek kardeşi yine boğularak ölüyor, o inşaat gibi bahsettiğim yerin zeminindeki odalardan birine kaçıyorum.Odalar birbirine açılan labirentler gibi.Sadece çok korkunçtu.Duygusal olarak hasar alıyorum nedense böyle rüyalardan.Bazıları gerçek çıkıyor belki de bundandır.

merhaba aslinda ben bu ruyayi yaklasik bir hafta once gordum ama aklimda cok yer etti ne diyeyim ruyanin genelini hatirlamasamda iki noktayi hic unutamiyorum. ilk olarak beyaz albino bir yilanla oynuyordum cok sevecendi daha sonra beni isirdi. zehirli degilmis ama ben yine de sinirlendim onu alip attim. yoluma devam ettim yanima bir suru maskeli insan cikti. genel anlamda beyaz olan maskeleri kirlenmisti ama biri vardi ki burnunun olmasi gereken yerde bir bosluk kuyu gibi bir derinlik vardi icine bakmaya korktum ve kactim... gerisini pek hatirlamiyorum ama bu ruyadan sonra ne yapacagimi bilemedim acikcasi

merhaba aslinda ben bu ruyayi yaklasik bir hafta once gordum ama aklimda cok yer etti ne diyeyim ruyanin genelini hatirlamasamda iki noktayi hic unutamiyorum. ilk olarak beyaz albino bir yilanla oynuyordum cok sevecendi daha sonra beni isirdi. zehirli degilmis ama ben yine de sinirlendim onu alip attim. yoluma devam ettim yanima bir suru maskeli insan cikti. genel anlamda beyaz olan maskeleri kirlenmisti ama biri vardi ki burnunun olmasi gereken yerde bir bosluk kuyu gibi bir derinlik vardi icine bakmaya korktum ve kactim... gerisini pek hatirlamiyorum ama bu ruyadan sonra ne yapacagimi bilemedim acikcasi

Eline geçen fırsatları değerlendirmeyecek kadar inatçı biri olduğun sonucunu çıkartabilirim.

Yılanın ısırığını sana gelmiş güzel bir fırsat olarak, maskeli adamları bu fırsattan sonra yaşayacağın can sıkıcı olaylar veya psikolojik olarak yaşayacağın korku-bunalıma yorabilirsin.

yorumunuz için teşekkür ederim

Rüyamda güney veya kuzey kutbunda bir evde uyanıyorum dışarıda ailem ve arkdaşlarım var avlanmak için çıkmışlar ben de çanta hazırlıyorum kardeşimle çıkacaktım.Öce ışıklı çakmak koyuyorum daha sonra yanan bir çakmak arıyorum ve arkadaşımın montundan yanan bi çakmağı ateşini yakıp kontrol ettikten sonra çantama atıyorum.Kardeşimle çıkıyorum arkadaşım kapının önündeymiş ben biraz ilerledikten sonra kar çöküyor çukura düşerken kendimi kurtarıyorum o sırada arkadaşımda çukura düşüyor kendini kurtarmaya çalışırken kardeşim suya düşüyor çık diyorum çıkamıyor suyun içinde bi görünüp bi kayboluyor ellerini gördüm tuttum ama kar gömülüyor ve elimden kayıp gidiyor ben bi şekilde uyuyakalmısım ertesi sabah uyanıyorum kardeşim yok dışarıda insanlar geliyor bi adam kardeşini bulamadılar dedi ben başlıyorum bağırmaya sağa sola çatıyorum eski sevgilim annemle tartısıyor bi amcam hakkında arkadaşlarımı görüyorum polisler onlara suda boğulanı kurtarma eğitimi veriyor benim içim yanıyor ağlayamıyorum aynı zamandabaşka tepki veremiyorum annenemi gördüm kardeşimin kaybolduğu havuzcuğun orda bana baktı gülümsedi ben de oraya gittim ulan dedim bizim için çık gel lan emre dedim eller kollar belirdi çıkardım kardeşimin cesedini yüzü bembeyaz karlanmıştı soğuktan gözleri kısık gülümsüyordu o anı unutamam ağlamak için bağırıyorum ağlayamıyorum inleyerek uyandım rüyadan birkaç saat kendime gelemedim

Geçen gün rüyamda çok önemli bir işle ilgili gözümden kaçan küçük bir detayı gördüm. Henüz zamanı gelmeyen, ama bilgi verirken değinmem gereken bir şeydi. Zihnimin bütün o kalabalıktan kurtulup bunu rüyamda hatırlatması çok keyif verici oldu. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardı...

Geçen gün rüyamda çok önemli bir işle ilgili gözümden kaçan küçük bir detayı gördüm. Henüz zamanı gelmeyen, ama bilgi verirken değinmem gereken bir şeydi. Zihnimin bütün o kalabalıktan kurtulup bunu rüyamda hatırlatması çok keyif verici oldu. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardı...

bazen lucid dream olurken geçmişte unuttuğum bazı detayları görebiliyorum ancak lucid için daha tam konsantrasyonum yok bilinçli olarak yapamıyorum rüyadayken bir anda farkındalıkla anlayabiliyorum.Bence rüyanın temeli gün içerisindeki önemsemeyip ama düşündüğümüz bazı şeyler rüyamıza konu oluyor ama tabiki yoruma açık

merhaba,

rüyamda önümde beyaz uzun tügleri olan bir halinin tüg aralarinda altin takilarimi buldum, karsimda bir kadin varmis o kadina ben bu takilarimi zamaninda emanet etmisim. takilarimi yerden gizlice alip sag elimle almisim, yüzük bilezik künye falan varmis. fakat eksikmis takilarim. mesela bir küpemin diger esi yokmus, ve baska esi olmayan bir küpem varmis. hesap sormaya niyetlenmisim digerlerini de almak icin bu kisiden.

diger bir rüyamda da, bir defterin kapagina mekke kelimesini yazmisim. defterin ici yaziliymis, ben yenisini istemisim aslinda ama yokmus temiz bir defter.

Hayatımda gördüğüm en ürkütücü ve en rahatsız edici kabuslarımdan biriydi... Tüm dünya su altında ve sadece tekneler ve etrafındaki iskeleler gibi kuru alanlar var. Bir de yer yer adalar var. Bir grup insan var mafya gibi ve kardeşimi öldürmek istediklerini söylüyorlar. Sonra ben onlardan biriyle karşılaşıyorum kuytu bir yerde. Bir adanın içine giren mağara gibi bir yerlerde karşılaşıyoruz ve etrafta kimse yok. O kişiyi suda boğdum. Çırpınışını hatırlıyorum. Sonrasında kıyıya çıktığımda onu bekleyen, onun için ağlayan insanları gördüm. Onu gördüklerini, az önce onlara doğru geldiğini falan söylediler. Hiç görmediğimi söyleyerek uzaklaştım yanlarından. Ama aklımda tek bir şey vardı: Bu insanlar cinayeti anlar ve bütün ailemi öldürmeye çalışacaklardı. Nasıl kaçacağımızı, nereye gideceğimizi, küçük yeğenimi nasıl koruyacağımızı düşünerek onlardan kaçarken ve büyük bir vicdan azabıyla uyandım...

rüyamda boynumdan büyük ahsap elbise askisi gördüm. ne anlama gelebilir?

Dün gece,rüyamda çok fakirleştiğimi ve para kazanmak için ek işler yapmaya başladığımı gördüm-sanıyordum,işler çığırından çıkmazdan evvel.

Önce orta yaşlı bir abimizin şirketi için bir tasarım yaptığımı hatırlıyorum.Şirkete web sitesi ya da logo hazırlıyorum(ki hobi dışında uğraştığım bir iş değildir bu).Adam çok varlıklı olmasına rağmen işimin ücretini ödemiyordu rüyamda.Önce üçte birini ödedi."Sonra gel",dedi.Gittim.Yine üçte birini verdi.Birazdan yine gel dedi.Hırs yaptım ve gittim.Adam beni kapıda karşıladı ve film koptu...

Rüyada uyutuldum.Rüya içinde bayılıp tekrar ayıldım gibi oldu.Gözlerimi açtığımda hilal şeklinde dizilmiş,oturan bir grup insanın karşısında oturuyordum.Önce heryer sallandı gemi gibi,sonra görüntü netleşti.Paramı ödemeyen abi de en sağda oturuyordu.Grubun ortasında sarışın ,ela gözlü,kısa saçlı,hafif balık etli ve orta yaşlı bir kadın oturuyor ve de vaaz verir gibi konuşuyordu.Diğer üyeler davranış ve giyim tarzı açısından ufo tarikatı tarzı,hani sabah gazeteye manşet olacak başka bir sosyete tarikatı gibi gözüküyorlardı.Diğerleri sarışın kadını kutsar gibi bir takıım dua benzeri sözler söylüyorlardı.Kadın bana şu an hatırlamadığım bir isimle hitap etti ve uyardı:"Güçlü ve görüleri yüksek olabilirsiniz ama yıkıcı bir üslubunuz var." Diğerlerine beni anlatır gibi devam etti."Onu duaları ve işlerinden çok dilekleriyle ve istekleriyle tanıyorum." Sonra diğerlerine döndü ve "her şeyi ,her gerçeği söyleyebiliriz ve söylemeliyiz,ama üslubumuza dikkat etmeliyiz" Sonra ortaya konuştu ve sanki kendi koordinatlarını verir gibi bir kod söyledi "...k512..." bu şekilde bir kod verip,burada olduğunu söyledi.Son olarak bana tekrar dönüp ,"siz şimdilik bunları öğrenmediniz ve anlayamazsınız" dedi.Ve diğerleri ile konuşmasına ,daha doğrusu vaazına devam ederken ben bir kez daha uyutuldum.Sonunda karabasanla uyandım .Bedenimi kontrol altına almam sanırım 1-2 dk kadar sürdü ve gerçekten uyandım bu defa.Gün boyu rüyayı anımsayıp durdum,şimdi de buraya yazmak istedim.

Bir yarışmaya katılmışım ve birinci olmuşum. Ödülü almaya gidiyorum yanımda kardeşim kuzenim ve bir kaç kişi var. Ortaokulda sevdiğim çocuk meğer düzenlemiş bu yarışmayı. Hissettiğim şey korku-çekingelik arası birşey. Sonra etrafımdakilere onu anlatmaya başlıyorum. Ortaokulda aynı sıradaydık vs.

Beni görünce tuhaf oluyor ve ödülü vermeden bir yere gidiyor. Takip ediyorum, başka bir odada masaya oturmuş düşünüyordu. Beni gördüğü için rahatsız olmuş aynı zamanda hüzünlenmişti. Daha sonra evine gittik. İnanılmaz güzel ve büyük bir evdi. Burası onun mu dedim. Duvarlar koyu yeşildi mobilyalar ise siyah ve ahşap ağırlıklı.

Sonra bir anda kendimi uçakta buluyorum. Daha sonra Roma'da. Kutlama gibi birşey varmış. Etrafı iyice inceliyorum. Bir meydanda yapılıyor kutlama. Heryerde yabancı kelimeler var. Bir yerde kocaman roma yazıyor. Çok beğeniyorum fotoğraf falan cekiyorum. Eve dönüyoruz yolculuktan bahsediyorum evdeki misafirlere. Annem uçaga bilmediğimizi ve Roma'ya gitmediğimizi söylüyor.

Ev bir anda kalabalıklaşıyor. Aralarından bir erkek iş teklifinde bulunmak için beni aramış ama ulaşamamış yanına gidiyorum, şimdi konuşabiliriz diyorum. Oldukça ciddi, balkona geçiyoruz. İş konuşmayı bekliyorum lakin karşımdaki çok başka şeyler anlatıyor. Abim beliriyor bir anda adamın arkasında. Onunla konuştuğum için bana çok kızgın bakıyor.. bende adamı kibarca reddedip ayrılıyorum.

Ve yeniden bir anda kendimi bir tepelikte buluyorum. Yanımda bir kaç kişi var. Bisiklete biniyoruz. Sabah olmuş...

İstemediğim bir bebeği dünyaya getirdim, denizin dibinde doğum yaptım ve bebeği başkalarına vermek istedim. Bebeğin yüzüne baktığımda çok güzel bir erkek bebek olduğunu gördüm, gözüme çok güzel ve vazgeçilemez gözüktü sonunda bebeği alarak suyun yüzüne çıktım. Bu bebek neyi simgeliyor olabilir diye bütün gün düşündüm ancak hiçbir çıkarımda bulunamadım.