Jump to content

Yaşadığım Teleportasyon Olayı


nevermore

Önerilen Mesajlar

Aşağıda anlatağım olay hayal ürünü değildir..

 

Anne tarafım rum göçmeni selanikli. Tatillerde, bayramlarda kocaman bahçesi olan eski rum evinde bütün aile toplanıp vakit geçirmek gelenek olmuş. Zaman buldukça hala gideriz .

Anlatacağım olay ben 6,7 yaşlarında iken gerçekleşti..

Çocukca hayal olmadığını hala o gün o evde olan büyüklerin anlatmasından biliyorum..

 

 

Kurban bayramı idi.. Siroz kazasında (halen) rumlar yahudiler ve makedonlar iç içe yaşıyor.. Kimsenin kimsenin inancına saygısızlık yaptığını ne gördük ne duyduk..

Hemen hemen her bayram olduğu gibi yine siroza bayram tatiline gitmiştik. Annemin dedesi ve ananesinin kocaman bahçeli 2 katlı bi sürü odası olan evi herzaman bizim için keşfedilecek bir alandı.

Bahçenin tam ortasında ev ve 2. kattan görülen sokak kapısını gözümün önüne getirdiğimde yaşanılan olayı hala çok net hatırlıyorum.

Bilirsiniz uzun süre görüşmemiş her biri bir tarafa dağılmış aile bireyleri bayramlarda bi evde toplasnır ve anılarını konuşurlar. Bu sohbet sabahlara kadar devam eder.

Sanırım bayramın birinci günü idi . Kurban kesilmiş bayramlaşılmış ve akşam sohbet için ikinci kata çıkılmıştı . Evde okadar çok insan vardı ki sayıyı tam hatırlamıyorum.,

Biz çocuklar mrdivenlerde koşup oynuyoruz bahçede dolaşıyoruz egleniyoruz , büyükler ise çocukluklarının geçtiği bu evdeki anılarını anlatıyorlar ..

Büyük dedem yani annemin dedesi siroz da çok sevilen sayılan bir imam. Gerçekten hayal gibi hatırlasamda yüzündeki gülümsemeyi saygısını ve sevgisini hiç unutmadım ..

Gece oldukça geç bir saatte bize ortada üzeri kapalı kuyuya dikkat etmemizi tembihleyerek camiye gitti .Hepimiz ikinci kattaki salonda oturmuş shbetleri dinliyorduk. Bilirsiniz işte herkes anılarını anlatır geçmiş gün diye başlar cümleler..

Bu sohbet devam ederken ezan okundu. Aile büyükleri oturuşlarını falan düzelttiler ..

Aradan bir kaç dakıka geçmişti ki kapı tokmağının sesini duyduk.

Bahçe büyük olduğundan tahta kapının tat tak sesi derinden gelmişti .. Oturduğumuz yerden büyük tahta kapı görünüyo ama gelen kim görünmüyordu.

Ninem biraz şaşkınlıkla kalktı merdivenleri indi bahçeden geçti ve kapıyı açtı .. bir kaç dakıka sonra yine bahçe içinfdeki mutfaktan bir bardak su alarak kapıya gitti.Kapıyı kapattı.daha da şaşırmış bi halde yukarı çıktı .. dedeniz dedi .. Çok susamış da su verdim...

 

Buraya kadar her şey normal değilmi ? siz öyle sanın :D

devamı akşama ....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bahsettiğim cami eve oldukça yakın ve içme suyu kullanılmadığı için gayet normal diye düşünmüş olacakki büyükler pek üzerinde durmadı bu olayın ..

Sadece teyzemin 'dedemin su takıntısı işte' dediğini hatırlıyorum..

Dedem askere bir gitmiş gidiş o gidiş . tam 8 yıl askerde kalmış dünya savaşı kurtuluş sdavaşı derken .. Ve uzun bir süre öyle suya hasret kalmışlar ki neler içtiklerini anlatsam mideniz kaldırmaz..

O günlerde yemin etmiş bana verilen suyu çatlasam da geri çevirmeyeceğim diye..

Çocukluk işte dede su içermisin diye bi dolu bardak suyla günde kaç defa giderdik yanına :)

Dedemin su bardağı da ayrıydı.. Hani şu ağız kısmı sırmalı gümüş olanlardan..

 

 

Efemm , herşey buraya kadar normal gidiyor düşününce ...

Ancak namaz bitmiş ve kapı çalmış dedem gelmişti .. Ninem tekrar gidip kapıyı açtı .Kapının kapanma sesini duyduk koşa koşa ben ve ekürim dedeme sarıldık :D

Dedemin oğlum bi su getir içim yandı demesiyiyle ninem çatlıcan artık cevabı peş peşe geldi..

 

merdivenlerden çıkarken dedem ve ninem arasındaki konuşmalar o zamn biz çocukları hayrete düşürmüş birazda ürkütmüştü..

 

Ninem ' bunadınmı ne gelmemesi ' diye söylenirken anladık ki dedem eve hiç gfelmemiş..

Ancak NAmaz başladığında o kadar susamış ki neredeyse namazı bozacakmış İçinden bi bardak su olsada diye sürekli geçirmiş..

Ve bir süre sonra susuzluğu kendinden geçmiş..

Ninem ısrarla ' bey geldin su verdim içtin hızlı adımlarla camiye gittin diyor tüm ev halkı da tastikliyorsa da o gelmediği konusunda ısrarcıydı..

Sabah bayramlaşmak için gelen kasabadan samimi kişilere de sorduk hepsi de dedemin namazda olduğunu ve hiç ayrılmadığı konusunda hemfikirdi ....

Dedem tayyı mekan işte .. hikmet işte diyordu ..

Tayyı mekanın ne olduğunu o gün onun ağzından öğrenmiş oldum ...

Arkadaşlar yukarıdaki hikayede hiç bir abartı yok .. Buna garanti veririm tabi inanıp ınanmanmak size kalmış..

Bu olayı yaşayan dedemin saf kalbine mi verirsiniz inancının kuvvetli olmasına mı bilemem ...

Ama bu olaylara adım attığım o günü asla unutmam ...

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu tür temiz kalpli insanların dilekleri ilginç bir şekilde vuku buluyor. Bu tür olayı çok duydum ve çevremde de yaşadım. Demek ki gerçekten tekamülde yüksek konuma gelmiş bir zatmış deden. Işığı daim olsun. Burada aklıma gelen, tayyi mekan'dan çok hızır veya meleklerin yardımı olduğu yönünde. Tayyi mekan'ı yapan kişi genelde yaşadığı olayı çok net hatırlar. Ya deden hatırlıyordu ama susuyordu ya da dedenin kılığında hızır veyahut ruhani rehberi size geldi. Hızır'ın bu şekilde kılık değiştirerek geldiği biildiğin gibi çok yaşanılan bir olay ve gerçekliğine dair hiçbir şüphem yok. O aldığı suyla, dedene vesile kılmış olabilir. Hani eski literatürleri tarayınca özellikle hacca gitme konusunda da bazı olaylara denk geliniyor. Bir temiz kalpli zatın hacca gitmek istediği ama gidemedi, sonra hac'da olan arkadaşlarının biz seni orada gördük, tavaftaydın demeleri gibi anektotlar çok var. BU konuda eski alimlerin yorumu, o sırada zatın çok istemesine bağlı, meleklerin onun kılığında, onun yerine tavaf etmesi olayı olarak açıklıyorlar. Buna nazaran özellikle ermişlerin hayatlarında birçok tayyi mekan göze çarpıyor. Misal Mevlana'nın geceleri odasında kaybolup, çok uzak diyarlardan üzerine sinmiş kumlarla geceleri belirmesi gibi... Ama bana sorarsanız, ha tayyi mekan yapmış ha hızır gelmiş, ikisi de eşit derecede önemlidir. Bu tür bir ruh birşeyi ister ve zaman-mekan sürecinde birşeyler vesile olur, genel anlamda nasıl olduğunun pek önemi yoktur.

 

tahmin ediyorum ki deden bu sırrıda kendisiyle birlikte götürdü... Ama olsun bildiğin gibi, sırlar, sonra ki nesillerde yeniden açığa çıkar =)) anektot için teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dostum dedem çok konuşan biri değildi. Sessizliği sever sakin davranır kısık sesle konuşur az uyur az yerdi .. Şimdi düşünündce sanki sürekli bir meditasyon hali vardı diye geçiyor aklımdan.

5 vakit namazını kılar orucunu tutar ama etliye sütlüye karışmazdı . ( mış ) diyelim ben çok iyi hatırlamıyorum çünkü ..

Ancak kalbinin temizliği gerek ailede gerek bahsettiğim kasabada hala konusulur.. Muhtemelen ne olduğunuda biliyor ama dediğin gibi söylemiyordu .. Ben teleportasyon olarak düşünmüştüm olabilir senin dediklerinde gayet uygun ve mantıklı..

Kendisi ile beraber bunun gibi bir kaç olayıda götürdü elbet ama aynı kanı taşımak bana bir şeyler katmış olsa gerek .=)

Yorum için teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dostum dedem çok konuşan biri değildi. Sessizliği sever sakin davranır kısık sesle konuşur az uyur az yerdi .. Şimdi düşünündce sanki sürekli bir meditasyon hali vardı diye geçiyor aklımdan.

5 vakit namazını kılar orucunu tutar ama etliye sütlüye karışmazdı . ( mış ) diyelim ben çok iyi hatırlamıyorum çünkü ..

Ancak kalbinin temizliği garak ailede gerek bahsettiğim kasabada hala konusulur.. Muhtemelen ne olduğunuda biliyor ama dediğin gibi söylemiyordu .. Ben teleportasyon olarak düşünmüştüm olabilir senin dediklerinde gayet uygun ve mantıklı..

Kendisi ile beraber bunun gibi bir kaç olayıda götürdü elbet ama aynı kanı taşımak bana bir şeyler katmış olsa gerek .=)

Yorum için teşekkürler.

 

birşeyler kattığına eminim =) bir dönem genetik kodlar ve ruhsal etkiler ile ilgilli detaylı bir araştırmaya girmiştim. (genetik mühendisliği bölümü istememin sebebide oydu, giremedim o ayrı meselde.. :) )

 

Hem bilimsel olarak hem de çevremde ki insanların deneyim ve aktarımlarını araştırarak, gerçekten böyle bir aktarım olduğunu keşfettim. Geçmişte var olan gelişimin bayrağını nesilden başka biri taşıyor ve el verme işlemi dahi olmaksızın, bu kişi bayrağı daha da öteye götürüyor. Bazen aktarılan genetik hafızadaki sırlar açığa çıkıyordu. Hatta benzer deneyimler yaşanıyordu. Deneyimlerimde geçmiş genetik hafızları çıkarma çalışması yapmıştım (Aslında farkında olmadan oldu) ve geçmişte yaşanmış (muhtemelen anneannemin ya da anneannemin annesinin) kadınlardan oluşan bir grupla yaptıkları büyüsel bir olayı orada seyrettim.

 

Bu yüzden belki doğru an geldiğnde o sırları yeniden keşfedersin :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bende buna benzer bir olayı oğluma hamileyken yaşadım birgün canım çok balık çekmişti . öğle vaktiydi ve o anda balık bulabileceğim biryerde yoktu . bende biraz uzanayım hemde isteğim gecer diye düşündüm ve yattım rüyamda balık yedim hemde tadını ve lezzetini hissederek.buraya kadar herşey normal fakat akşam üzeri oturduğum mahalleye 4 sokak ilerdeki bir arkadaşıma rastladım ve bana dediki kız bu gün öğlen geldin bizde yemekteydik ve balık yiyorduk .oturdun bizimle yemek yedin ve hiç konuşmadan kalktın gittin neden oturmadın ve konuşmadın birşeymi oldu dedi.bende şaşırdım fakat ona onlara gitmediğimide söylemedim ve üstelik balığı ben rüyamda onlarda değil bir restoranda yamiştim bu olayı dağa sonraları araştırdım ve öğrendim kişilerin nefsi birşeyleri çok çekerse bedeni hiç areket etmediği halde bir şekilde ona ulaşırmış fakat nasıl olduğunu tam olarak bende bulamadım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...