nevermore Oluşturma zamanı: Mayıs 25, 2011 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 25, 2011 Zig, zig, zig. What a saraband! They all hold hands and dance in circles. Zig, zig, zag. You can see in the crowd The king dancing among the peasants. Henri Casalis Dance of Death (İngilizce), Danse Macabre (Fransızca), Danza Macabra (İtalyanca ve İspanyolca), Dança da Morte (Portekizce), Totentanz (Almanca), Ölüm Dansı bir geç ortaçağ alegorisi olup ölümün evrenselliği üzerinedir, hayattaki durumları ne olursa olsun ölüm dansının herkesi birleştirdiğini söyler. Bu dansta kişileştirilen ölüm, imparator, kral, genç, güzel kız ve bütün iskeletlerin eşliğinde, yaşamdan mezara bir sıra dans figürünü yönetir. İnsanlara hayatın ne kadar kırılgan ve dünyasal yaşamın şanının ne kadar nafile olduğunu hatırlatırlar. Orijini resimli vaaz metinlerine dayanır ve ilk sanatsal örneklerine Paris’ teki 1424’ den kalma bir mezarlıkta rastlanır. Sürekli başgösteren kıtlık, Fransa’daki Yüz Yıl Savaşları ve en önemlisi kara veba nedeniyle yaşanan ölüm dehşeti, 14. yy.da tüm Avrupa kültürünün içine sinmişti. Herzaman ve heryerde varolan ani ve ağrılı ölüm olasılığı pişmanlık için duyulan dini arzuları çoğaltır ve aynı zamanda hala mümkün olabilen bir histerik eğlence arzusunu da uyandırır: son bir dansın soğuk tesellisi. Ölüm dansı bu her iki arzunun karışımıdır; populer ortaçağ gizemli tiyatro oyunlarına benzeyen ölümle dans alegorisi, ölümün kaçınılmazlığını insanlara hatırlatan, ölüme her zaman hazır olmayı şiddetle tavsiye eden öğretici bir oyundur. Bu oyunun ilk örnekleri Almanya’daki kara veba salgınından hemen sonra çıkar ve ölüm ve kurbanları arasındaki küçük dialoglardan oluşur. Macabre terimi incilde bahsi geçen bir ortaçağ hikayesinin anlatıldığı bölümün adından gelmektedir ( hikaye bir anne ve yedi oğlunun din uğruna gaddarca şehit edilmelerini anlatır). Bazı erken fransız oyunlarında Maccabean şehitlerinin hatırası da kutlanıyor olabilir ya da insanlar ölümle avı arasındaki etkileşimle kitapta geçen şehit oluşla ilgili canlı anlatımları birleştirmiş olabilirler. Gerek oyunlar gerekse konuyla ilgili yapılan resimler pişmanlık ilahleri kitabındandı ve ezici çoğunluğu oluşturan cahil insanlarca kolaylıkla anlaşılabiliyordu. Ayrıca ölümle ilgili kilise fresklerinin uzun bir geleneği ve yaygınlığı vardır. Örneğin, üç erkeğin ve üç ölünün efsanesi: at süren üç genç centilmen onları uyaran atalarının iskeletiyle karşılaşır (ne idiysek osunuz, ne isek o olacaksınız). 13. yy.dan kalma bu efsaneyle ilgili çoğu basit de olsa pek çok fresk hala sağlamdır. Bunlar erkekler ve kefenli iskeletlerin resmedildiği bir dizi sahne içerdikleri için yeni bir türün kültürel öncüleri olarak kabul edilebilir. Bir ‘danse macabre’ resmi normalde ölümün öncülük ettiği bir halka dansını gösterir. Ortaçağ hiyerarşisinin en yüksek rütbelisinden ( papa, imparator), giderek en düşüğüne (dilenci, köylü ve çocuk) kadar her ölümlünün elini ya bir iskelet ya da çürüyen bir beden tutmaktadır. Hemen hemen tüm bu resimlerin içindeki bariz sınıf farkı nihai dengeleyeci olan ‘ölüm’ tarafından nötralize edilmektedir ve bu yüzden bu sosyo-kültürel unsur kurnazca bu tarzın tümüne egemendir. Ölüm Dansı’ na ilişkin bilinen ilk baskı resim 1499 tarihlidir (Mathias Huss). http://www.uzelgi.com/wp-content/uploads/2009/11/2a208ec006small.jpg Ölüm Dansı, sanatın diğer dallarında olduğu kadar müzikte de çok konu edilmiştir. Camille Saint-Saens, Franz Lizst, Modest Musorgsky, Gustav Mahler, Arnold Schoenberg, Wilhelm Kempff, Dimitri Shostakovich, George Crumb gibi bestecilerden tutun da Rolling Stones, Iron Maiden gibi rock topluluklarının da müziklerinin konusu olmuştur. Danse macabre Op.40, Ölülerin Dansı ( ya da İskeletlerin Dansı), Fransız besteci Camille Saint-Saens’ in Fransız şair Henri Cazalis’ in eski bir boşinan üzerine yazdığı bir şiiri kullanarak bestelediği ses ve piyano için bir şarkıdır. İlk kez 1872’de seslendirilmiştir. İki yıl sonra besteci eser üzerinde yeniden çalışarak vokal partisini kemana vermiş ve eseri biraz da genişleterek bir senfonik şiire dönüştürmüştür. İnanışa göre “Ölüm” her yıl Hallowen zamanı gece yarısı ortaya çıkar. Ölümün ölüleri mezarlarından çıkarıp kemanıyla çaldığı müzik eşliğinde kendisi için dansetmelerini sağlayacak bir gücü vardır. İskeletler şafağın ilk ışıklarına kadar dans ederler, sonra bir sonraki yıl çıkmak üzere mezarlarına dönmek zorundadırlar. Eser yaylı sazların yumuşak eşliğinde gece yarısı çalan saati betimleyen arpın 12 kez çaldığı bir tek notayla açılır. Bunu daha sonra kemanın çaldığı “ şeytan aralığı” da denilen kulak tırmalayıcı bir ses grubu takip eder. Ölüm kemanını çalmaya başlamıştır. Ana tema solo flütte duyurulur ardından keman inici bir ses dizisi çalar. Orkestranın geri kalanı bu diziye katılır. Ana tema ve bu inici ses dizisi orkestranın çeşitli bölümlerinde duyurulduktan sonra solo keman ve arpın çaldığı diziyle kesilirler. Eser daha enerjik hale gelir ve bu noktada doruğa ulaşır, tüm orkestra güçlü bir dinamikle çalmaya başlar. Obuaın çaldığı horoz ötüşünü andıran soloyla müzik birdenbire kesilir. Eserin sonuna doğru, başka bir keman solosu duyurulur ve orkestra da katılır bu soloya. Çok hafif çalınan final kısmı iskeletlerin mezarlarına dönüşünü simgeler. Şiirin ingilizce metni şöyle: Zig, zig, zig, Death in cadence, Striking a tomb with his heel, Death at midnight plays a dance-tune, Zig, zig, zag, on his violin. The winter wind blows, and the night is dark; Moans are heard in the linden trees. White skeletons pass through the gloom, Running and leaping in their shrouds. Zig, zig, zig, each one is frisking, You can hear the cracking of the bones of the dancers. A lustful couple sits on the moss So as to taste long lost delights. Zig zig, zig, Death continues The unending scraping on his instrument. A veil has fallen! The dancer is naked. Her partner grasps her amorously. The lady, it’s said, is a marchioness or baroness And her green gallant, a poor cartwright. Horror! Look how she gives herself to him, Like the rustic was a baron. Zig, zig, zig. What a saraband! They all hold hands and dance in circles. Zig, zig, zag. You can see in the crowd The king dancing among the peasants. But hist! All of a sudden, they leave the dance, They push forward, they fly; the cock has crowed. Oh what a beautiful night for the poor world! Long live death and equality! Şiirin aşağı yukarı çevirisi de şöyle: Zig, zig, zig. Ölüm tempo tutuyor Topuğunu mezara vurarak Zig, zig, zag. Ölüm kemanıyla Geceyarısında bir dans havası çalıyor Kış rüzgarı esiyor ve gece karanlık Ihlamur ağaçları arasından iniltiler duyuluyor Beyaz iskeletler kefenleri içinde Koşarak ve zıplayarak karanlığı geçiyor Kemiklerinin tıkırtısını duyabilirsiniz dansçıların Şehvetli bir çift bataklığın üstünde oturuyor Böylece uzun zamandır kayıp tatları tadıyorlar Zig, zig, zig. Ölüm devam ediyor Bitmeyen kavgasına sazında Örtü düşüyor ve dansçı çıplak Kavalyesi tutkuyla kavrıyor bedenini Söylentiye göre hanım markiz ya da barones Aşığı ise zavallı bir arabacı İğrenç! Kendini verişine bakın kadının Adam sanki baron Zig, zig, zig. Ne saraband ama Hepsi kolkola, halka olmuş dansediyorlar Zig, zig, zag. Görebilirsiniz kalabalığın içinde Kral köylüler arasında dans ediyor. Ama, şşşt! Aniden hepsi bırakıyor dansı İleri doğru atılıp, saçılıyorlar, horoz ötüyor Şu garip dünya için ne de güzel bir gece! Çok yaşayasın ölüm ve eşitlik! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
black_sabbath Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2011 bunu anımsattı http://www.youtube.com/watch?v=MZDB0mAMkA4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.