Jump to content

Ölüm Dansı: Bir Geç Ortaçağ Alegorisi


nevermore

Önerilen Mesajlar

Zig, zig, zig. What a saraband!

They all hold hands and dance in circles.

Zig, zig, zag. You can see in the crowd

The king dancing among the peasants.

Henri Casalis

Dance of Death (İngilizce), Danse Macabre (Fransızca), Danza Macabra (İtalyanca ve İspanyolca), Dança da Morte (Portekizce), Totentanz (Almanca), Ölüm Dansı bir geç ortaçağ alegorisi olup ölümün evrenselliği üzerinedir, hayattaki durumları ne olursa olsun ölüm dansının herkesi birleştirdiğini söyler. Bu dansta kişileştirilen ölüm, imparator, kral, genç, güzel kız ve bütün iskeletlerin eşliğinde, yaşamdan mezara bir sıra dans figürünü yönetir. İnsanlara hayatın ne kadar kırılgan ve dünyasal yaşamın şanının ne kadar nafile olduğunu hatırlatırlar. Orijini resimli vaaz metinlerine dayanır ve ilk sanatsal örneklerine Paris’ teki 1424’ den kalma bir mezarlıkta rastlanır.

Sürekli başgösteren kıtlık, Fransa’daki Yüz Yıl Savaşları ve en önemlisi kara veba nedeniyle yaşanan ölüm dehşeti, 14. yy.da tüm Avrupa kültürünün içine sinmişti. Herzaman ve heryerde varolan ani ve ağrılı ölüm olasılığı pişmanlık için duyulan dini arzuları çoğaltır ve aynı zamanda hala mümkün olabilen bir histerik eğlence arzusunu da uyandırır: son bir dansın soğuk tesellisi. Ölüm dansı bu her iki arzunun karışımıdır; populer ortaçağ gizemli tiyatro oyunlarına benzeyen ölümle dans alegorisi, ölümün kaçınılmazlığını insanlara hatırlatan, ölüme her zaman hazır olmayı şiddetle tavsiye eden öğretici bir oyundur.

Bu oyunun ilk örnekleri Almanya’daki kara veba salgınından hemen sonra çıkar ve ölüm ve kurbanları arasındaki küçük dialoglardan oluşur. Macabre terimi incilde bahsi geçen bir ortaçağ hikayesinin anlatıldığı bölümün adından gelmektedir ( hikaye bir anne ve yedi oğlunun din uğruna gaddarca şehit edilmelerini anlatır). Bazı erken fransız oyunlarında Maccabean şehitlerinin hatırası da kutlanıyor olabilir ya da insanlar ölümle avı arasındaki etkileşimle kitapta geçen şehit oluşla ilgili canlı anlatımları birleştirmiş olabilirler. Gerek oyunlar gerekse konuyla ilgili yapılan resimler pişmanlık ilahleri kitabındandı ve ezici çoğunluğu oluşturan cahil insanlarca kolaylıkla anlaşılabiliyordu.

Ayrıca ölümle ilgili kilise fresklerinin uzun bir geleneği ve yaygınlığı vardır. Örneğin, üç erkeğin ve üç ölünün efsanesi: at süren üç genç centilmen onları uyaran atalarının iskeletiyle karşılaşır (ne idiysek osunuz, ne isek o olacaksınız). 13. yy.dan kalma bu efsaneyle ilgili çoğu basit de olsa pek çok fresk hala sağlamdır. Bunlar erkekler ve kefenli iskeletlerin resmedildiği bir dizi sahne içerdikleri için yeni bir türün kültürel öncüleri olarak kabul edilebilir.

Bir ‘danse macabre’ resmi normalde ölümün öncülük ettiği bir halka dansını gösterir. Ortaçağ hiyerarşisinin en yüksek rütbelisinden ( papa, imparator), giderek en düşüğüne (dilenci, köylü ve çocuk) kadar her ölümlünün elini ya bir iskelet ya da çürüyen bir beden tutmaktadır. Hemen hemen tüm bu resimlerin içindeki bariz sınıf farkı nihai dengeleyeci olan ‘ölüm’ tarafından nötralize edilmektedir ve bu yüzden bu sosyo-kültürel unsur kurnazca bu tarzın tümüne egemendir.

Ölüm Dansı’ na ilişkin bilinen ilk baskı resim 1499 tarihlidir (Mathias Huss).

http://www.uzelgi.com/wp-content/uploads/2009/11/2a208ec006small.jpg

 

Ölüm Dansı, sanatın diğer dallarında olduğu kadar müzikte de çok konu edilmiştir. Camille Saint-Saens, Franz Lizst, Modest Musorgsky, Gustav Mahler, Arnold Schoenberg, Wilhelm Kempff, Dimitri Shostakovich, George Crumb gibi bestecilerden tutun da Rolling Stones, Iron Maiden gibi rock topluluklarının da müziklerinin konusu olmuştur.

 

Danse macabre Op.40, Ölülerin Dansı ( ya da İskeletlerin Dansı), Fransız besteci Camille Saint-Saens’ in Fransız şair Henri Cazalis’ in eski bir boşinan üzerine yazdığı bir şiiri kullanarak bestelediği ses ve piyano için bir şarkıdır. İlk kez 1872’de seslendirilmiştir. İki yıl sonra besteci eser üzerinde yeniden çalışarak vokal partisini kemana vermiş ve eseri biraz da genişleterek bir senfonik şiire dönüştürmüştür.

İnanışa göre “Ölüm” her yıl Hallowen zamanı gece yarısı ortaya çıkar. Ölümün ölüleri mezarlarından çıkarıp kemanıyla çaldığı müzik eşliğinde kendisi için dansetmelerini sağlayacak bir gücü vardır. İskeletler şafağın ilk ışıklarına kadar dans ederler, sonra bir sonraki yıl çıkmak üzere mezarlarına dönmek zorundadırlar.

Eser yaylı sazların yumuşak eşliğinde gece yarısı çalan saati betimleyen arpın 12 kez çaldığı bir tek notayla açılır. Bunu daha sonra kemanın çaldığı “ şeytan aralığı” da denilen kulak tırmalayıcı bir ses grubu takip eder. Ölüm kemanını çalmaya başlamıştır. Ana tema solo flütte duyurulur ardından keman inici bir ses dizisi çalar. Orkestranın geri kalanı bu diziye katılır. Ana tema ve bu inici ses dizisi orkestranın çeşitli bölümlerinde duyurulduktan sonra solo keman ve arpın çaldığı diziyle kesilirler. Eser daha enerjik hale gelir ve bu noktada doruğa ulaşır, tüm orkestra güçlü bir dinamikle çalmaya başlar. Obuaın çaldığı horoz ötüşünü andıran soloyla müzik birdenbire kesilir. Eserin sonuna doğru, başka bir keman solosu duyurulur ve orkestra da katılır bu soloya. Çok hafif çalınan final kısmı iskeletlerin mezarlarına dönüşünü simgeler.

 

Şiirin ingilizce metni şöyle:

Zig, zig, zig, Death in cadence,

Striking a tomb with his heel,

Death at midnight plays a dance-tune,

Zig, zig, zag, on his violin.

The winter wind blows, and the night is dark;

Moans are heard in the linden trees.

White skeletons pass through the gloom,

Running and leaping in their shrouds.

Zig, zig, zig, each one is frisking,

You can hear the cracking of the bones of the dancers.

A lustful couple sits on the moss

So as to taste long lost delights.

Zig zig, zig, Death continues

The unending scraping on his instrument.

A veil has fallen! The dancer is naked.

Her partner grasps her amorously.

The lady, it’s said, is a marchioness or baroness

And her green gallant, a poor cartwright.

Horror! Look how she gives herself to him,

Like the rustic was a baron.

Zig, zig, zig. What a saraband!

They all hold hands and dance in circles.

Zig, zig, zag. You can see in the crowd

The king dancing among the peasants.

But hist! All of a sudden, they leave the dance,

They push forward, they fly; the cock has crowed.

Oh what a beautiful night for the poor world!

Long live death and equality!

 

Şiirin aşağı yukarı çevirisi de şöyle:

Zig, zig, zig. Ölüm tempo tutuyor

Topuğunu mezara vurarak

Zig, zig, zag. Ölüm kemanıyla

Geceyarısında bir dans havası çalıyor

Kış rüzgarı esiyor ve gece karanlık

Ihlamur ağaçları arasından iniltiler duyuluyor

Beyaz iskeletler kefenleri içinde

Koşarak ve zıplayarak karanlığı geçiyor

Kemiklerinin tıkırtısını duyabilirsiniz dansçıların

Şehvetli bir çift bataklığın üstünde oturuyor

Böylece uzun zamandır kayıp tatları tadıyorlar

Zig, zig, zig. Ölüm devam ediyor

Bitmeyen kavgasına sazında

Örtü düşüyor ve dansçı çıplak

Kavalyesi tutkuyla kavrıyor bedenini

Söylentiye göre hanım markiz ya da barones

Aşığı ise zavallı bir arabacı

İğrenç! Kendini verişine bakın kadının

Adam sanki baron

Zig, zig, zig. Ne saraband ama

Hepsi kolkola, halka olmuş dansediyorlar

Zig, zig, zag. Görebilirsiniz kalabalığın içinde

Kral köylüler arasında dans ediyor.

Ama, şşşt! Aniden hepsi bırakıyor dansı

İleri doğru atılıp, saçılıyorlar, horoz ötüyor

Şu garip dünya için ne de güzel bir gece!

Çok yaşayasın ölüm ve eşitlik!

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...