Levitasyon hakkında....başka bir deyişle uçmak

Arkadaşlar çok beyendiğim bi yazı sizlerle paylaşmak istedim...

Türkçe karşılığı ile yükselinim, insan ya da hayvan vücudunun veya özgül ağırlık olarak havadan daha ağır nesnelerin görünür herhangi bir fiziksel etkenin yardımı olmadan havaya kaldırılması, havada asılı kalması veya havada gezinmesi fenomenlerine verilen addır. Kısacası eşyaların ya da canlıların fiziki bir etken olmaksızın, bulundukları yerden havaya kalkmasıdır. Levitasyon, düşünce gücü ile gerçekleştirilir. Havaya kaldırma işlemine “levite etmek” denir. Bir nesnenin ya da bir vücudun havaya kaldırılması sırasında bir kişi yerine bir topluluğun levitasyon gücünden faydalanmak levitasyonu kolaylaştıran bir etmendir.

Levitasyon gücünün kimi mistiklerde, yogilerde, fakîrlerde ve Tibetli rahiplerde gözlemlendiği biliniyor. Transandantal meditasyonda Levitasyon, “Yogi Uçuşu” olarak adlandırılır. Ve üç aşamalı olarak tarif edilir. Birinci aşamada beden, lotus pozisyonunda havaya yükselir ve alçalır. Bu sıçramalar, zaman içinde seyrelerek ikinci aşamaya, yani havada durabilme derecesine ulaşabilir. Üçüncü aşama ise, havada istenilen yöne hareket edebilme durumudur ki bu, çok az insan tarafından başarılabilmiştir. Bunu başaran insanların içinde hakkında en fazla belge bulunan, 17. yüzyılda yaşamış bir Fransiskan keşişi olan Copertinolu Aziz Joseph’tir. Yoga’da “Siddhi” adı verilen psişik yetenekler arasında gösterilir ve üç aşamasının birden ancak gerçek bir yoginin gerçekleştirebileceği yeteneklerden birisi olarak kabul edilir. Günümüzde de uygulanan Siddhi tekniği ile levitasyonun birinci aşamasına kadar olan bölümünü pek çok yoginin bilinçli olarak deneyimlediği bilinmektedir.

Müslümanlığa Uzakdoğu ve İran dinlerinden geçtiği tahmin edilen levitasyon (havada uçma), özellikle Alevi ve Bektaşi kültürünün bir inanç motifidir. Vecd halinde olduğu yerden yükselmek bir süre uçmak ve geri dönmek, kuş şekline girerek uçmak, yerden yükselerek havaya cübbe ya da seccade sererek namaz kılmak gibi şekillerde olduğu anlatılmaktadır. Ahmed Eflaki en önemli eseri Menâkıbül-Ârifîn’de, Mevlana’nın da bazı zamanlarda yerden yükseldiğini, semalarda ve yedi kat gökte dolaşıp geldiğini söyler. Eserinde bazı zamanlarda namazını da oralarda kıldığını yazmıştır, Mevlana ve levitasyon hakkında çok bilinen ve pek çok kaynak tarafından doğrulanan bir hikaye de bulunur. Hz. Mevlana bir Şam yolculuğu sırasında kafilesi ile birlikte Sis ili yakınlarında bir mağaraya konuk olur. Mağarada yaklaşık 40 münzevi rahip bulunmaktadır ve majik çalışmalarla uğraşmaktadırlar. Rahipler Hz. Mevlana’yı görünce ona gösteri yapmak isterler. Daire şeklinde sıralanarak bir çocuğu ortalarına alıp konsantre olurlar ve çocuğu levite (yükseltirler) ederler. Çocuk belli bir yüksekliğe gelince havada asılı bir şekilde durur. Çocuğu yeniden yere indirmek isteyen rahipler bunu başaramazlar, tüm dikkatlerine toplayan rahipler defalarca yaptıkları denemelere rağmen başarısız olunca çocuk, kendisinin yere inmesine Mevlana’nın engel olduğunu söyler. Rahipler durumu anlayınca Mevlana’dan, çocuğu indirmesini rica ederler, bunun üzerine Mevlana çocuğu yere indirir.

Pir Sultan Abdal bir nefesinde Hz. Ali’nin de havada uçtuğunu anlatır:

''Haydar Zülfikar’ı kınına takınca

Bir saatte bin menzile yetince

Kendi kendin mancınıktan atınca

Yine pervaz edip uçan Ali’dir”

Ünlü din tarihçisi Mircea Eliade, Şamanizm adlı kitabında levitasyonun tipik bir Budist inancı olduğunu söyler. Ancak bazı Hıristiyan azizlerinin de havada uçtuklarına dair menkıbeler olduğunu da sözlerine ekler. Levitasyon ile ilgili adı geçen Hıristiyan aziz ve azizelerinden 16. yy.da yaşamış Avilalı Azize Teresa, kendi isteği dışında havalanmasıyla ünlüydü. Öyle ki levitasyon hissi kendisine geldiğinde, diğer rahibelerden kendisini tutmaları için yardım istemekteydi. Bu durumu Azize şöyle ifade etmektedir: “Havaya yükselme hissi geldiğinde ne yapacağımı şaşırıyorum. Karşı koymaya çalıştığımda, ayaklarımın altından gelen büyük bir güçle havaya itiliyorum ya da kaldırılıyorum”. Bir diğer Hıristiyan aziz yukarıda da bahsettiğim, Copertinolu Aziz Joseph’tir. Çocuk denecek yaşta kendini dine adayarak bazen günlerce yemeden içmeden duran, soğuk günlerde ince elbiselerle, dışarıda saatlerce, günlerce dolaşan, az uyuyarak daima derin bir tefekkür ve ibadet halinde olan ve hatta kendini kırbaçlamaktan dahi çekinmeyen bu kişide de birtakım olağanüstü hallerin yanında levitasyon fenomeni de sıkılıkla gözlemlenmiştir. Azizi saran vecd halinin getirdiği duygusallık ve heyecan onun bir anda havaya yükselmesine neden olmaktaydı. Hatta bir keresinde halkın topluca bulunduğu pazar ayini sırasında bu olay cereyan edince, insanlar tarafından tepki çekmeye başlar ve bu durumdan yavaş yavaş rahatsız olan kilise yetkilileri de onu insanlardan uzaklaştırarak bir manastıra kapatırlar (orada da havalanma olayları hız kesmeksizin aynen devam eder). Ancak papa VIII. Urban, onu ziyaret edip kendisi de bu olaylara tanık olunca bu işin Tanrı’nın bir mucizesi olarak düşünülmesi gerektiğini söyleyip onun bir Aziz olduğunu ilan eder.

Levitasyon fenomeni konusunda Spiritüalist literatürdeki en ünlü isim, medyum Daniel Dunglas Home, Parapsikolojik literatürdeki en ünlü isimler ise, levite işlemini, bilim insanları denetiminde gerçekleştirmiş olan Rus medyum Nina Kulagina ve Polonyalı medyum Stanislawa Tomczyk’tir. Bu son iki medyumun başarılı levitasyon gösterileri fotoğrafla belgelenmiştir.

kuvvetiyle cisimlerin birbirine yapışmasına neden olan ‘Casimir kuvveti’ni manipüle ederek, cisimleri fiziksel bir etki olmadan havaya kaldırmanın inanılmaz yollarını yarattıklarını açıkladılar. 1948’de keşfedilip ilk kez 1997’de ölçülen Casimir kuvveti, bir kertenkelenin yüzeye sadece tek bir parmağının ucuyla yapışabilme becerisinde görülebilir bir durumdur. Vakumlu bir ortamda bulunan nötr maddelerin birbirini çektiğini söyleyen ve mikro ortamlarda gözlemlenebilmiş ve kanıtlanmış olan Casimir Kuvvetinin levitasyonu mümkün kılacağını iddia eden bilim insanları bulunsa da levitasyonun bilim ile buluşması için henüz çok erken.

kahinden alıntı....

Son paragraf çok ilginç

Acaba bizde yapabilirmiyiz ki ?

imkansız değil..........

Casimir kuvvetinin yok edilebilmesi için, meta maddeler ile (metamaterial, doğada olmayan yapay yapılar) parçacık titreşimi sonucu üretilen (zeminin, aradaki havanın ve kişinin yarattığı) radyasyonun soğurulması lazım. Ya bu medyumların yaptığı levitasyon sırasında ortamda bu maddelerden vardı -ki son yıllarda uçurma hadisesi mikro boyutta yapıldı labaratuvarlarda-, ya da vücut o sırada radyasyon üretiyor.

Casimir kuvvetinin yok edilebilmesi için, meta maddeler ile (metamaterial, doğada olmayan yapay yapılar) parçacık titreşimi sonucu üretilen (zeminin, aradaki havanın ve kişinin yarattığı) radyasyonun soğurulması lazım. Ya bu medyumların yaptığı levitasyon sırasında ortamda bu maddelerden vardı -ki son yıllarda uçurma hadisesi mikro boyutta yapıldı labaratuvarlarda-, ya da vücut o sırada radyasyon üretiyor.

Vücut nasıl radyosyon üretebilir ki?

Radyasyon dediğimiz yüksek dalga boylu ışıma. Mesela sinirli olunan anlarda ya da psikokinezi yapan kişilerde (yüksek dalga boylu) teta dalgaları üretilir. Ortalama insan neden beyninin sadece yüzde 10'unu kullanıyor demeli.

100% kullanıldığında insanın öldüğü söyleniyor ama kullanan varmıdırki...

olayın bilimsel yönünden pek anlamam ama levitasyonu gerçekleştirebilmek için bu işe tamamen odaklanmak gerekir heralde..kendini günlük aktivitelerden soyutlamak,oruç,meditasyon ve büyük sabır ister sanırım..Copertinolu Aziz Joseph'i duymuştum daha önceden..