Gnoxis Altıncı Hissinizi Geliştirip Bilinçli Kullanabilme Dersleri-Ders 14(Önemli)

Önemli: Bu bölümde alıştırma yoktur.Sadece altıncı duyu ile ilgili önemli bilgiler içermektedir.

Çoğu insan,altıncı duyusuyla bilgi almakta olan kişileri bu sırada tıpkı bir “medyum” gibi bir çeşit trans haline geçeceğini ve bambaşka bir bilinç düzeyinden “haberler vereceğini” sanır.Hollywood böyle düşünüyor olabilir,ama altıncı duyuyla iletişim,oldukça normal bir bilinç düzeyinde kurulur.Altıncı duyuya ulaşmak için tek gereken,dikkatinizi değişik bir noktada yoğunlaştırmaktır.

Altıncı duyu karanlık,sırlarla dolu bir şey değildir.Altıncı duyunuzla iletişim kurma konumunu da,bilgi akışına açık olduğunuz size özgü bir fiziksel konum’dur.”Fiziksel konum” diyerek kastettiğim,alfa ve beta beyin dalgaları yada sağ ve sol beyin arasında olup biten bir süreç değil.Bilgi akışına açık olmak da,tuhaf bir şekilde kim olduğunuzu unutup kendinizden geçerek “bomboş” olmak değil.Hem rüya görürken,hem de altıncı duyumuzla iletişim kurduğumuzda daha “açık” oluruz,çünkü uyanıkken işlemekte olan “filitrelerimiz” devre dışı kalır ve bilgiyle aramıza giremez.Daha önce de belirttiğimiz gibi,rüyalarımızı yorumlayabilmemiz için öncelikle uyanmamız gerekir.Aynı şey altıncı duyu için de geçerlidir:

İzlenimlere anlam verebilmek için “uyanmamız” ve mantığımızı,deneyimlerimizi,bilgi daarcığımızı kullanmamız gerekir.

Altıncı duyunuzla iletişim kurma konumunuz,bir çeşit bekleme konumudur-beklenti içinde belli bir şeyler umara değil,sabırlı bir bekleme.Pratik yaptıkça altıncı duyunuzla daha kolay ve çabuk iletişim kurmaya başlayacaksınız.

“Normal işlevlerimizi sürdürürken” mantık,duygularımızı ve altıncı duyumuzu baskı altında tutar.Altıncı duyumuzla iletişim kurduğumuzdaysa,altıncı duyu tüm duyulara ve düşünsel etkinliklere hakimdir.

Örneğin bir insanın duygusal olduğunu söylediğimizde,o kişinin kararlarını,seçimlerini,tepkilerini ve fiziksel duyarlığını duygusallık üzerine oturttuğunu belirtiriz,aynı şekilde mantıklı dediğimiz kişiler de kararlarını analiz ve yargı üzerine oturturlar.

Artık buradaki alıştırmaları yaparken,bilinçaltınıza altıncı duyunuzla iletişim kurma emrini verdiğinizi fark etmiş olmalısınız.Nasıl Pavlov,köpeklerini tekrar yaparak alıştırdıysa,siz de bilinçaltınızı,altıncı duyuyla iletişim kurma emri verdiğinizde bunu yerine getirmeye alıştırıyorsunuz.Ancak bilinçaltınızın bu konuma geçmek için yaptığı tüm hazırlıkların farkına varmanız mümkün değil.

Altıncı duyunuzla iletişim kurduğunuzda kendinizi nasıl hissettiğinize dikkat edin.Bedeninizi nasıl algılıyorsunuz?Kendinizi daha mı hafif,daha mı ağır hissediyorsunuz?Daha mı sıcak?Daha mı serin?

Daha hızlı mı,daha yavaş mı düşünüyorsunuz?

Sesleri daha mı farklı işitiyorsunuz?

Nefes alıp verişiniz değişiyor mu?

Kendinizi duygusal açıdan “normalde olduğunuzdan” daha farklı hissediyor musunuz?

Dikkatinizi daha değişik şeylere mi yöneltiyorsunuz?

Etrafınızdaki şeylerin görüntüsü değişiyor mu?

Görüşünüz keskinleşiyor mu,bulanıklaşıyor mu?

Bir okumayı bitirip bazı alıştırmalar yaparak “normal” yada başka bir deyişle doğal bilinç konumunuza döndüğünüzde de kendinizde ne gibi değişiklikler olduğunu bilmek önemlidir.Tıpkı bir terapiden sonra olduğu gibi,buradaki alıştırmaları yaptıkça “doğal” bilinç düzeyiniz de değişebilir.Sadece okuma yaparken algıladığınız bilgiler değil,altıncı duyunuzu kullanıyor olmak da zamanla kişiliğinizi,dünya görüşünüzü ve anlayış düzeyinizi etkileyebilir.

Öğrencilerimin sık sık sorduğu sorulardan biri de şudur:

“Algıladığım şeyin altıncı duyumun verdiği bilgi mi,yoksa bir korku ya da umut mu olduğunu nereden bileceğim?”.Bir başka deyişle:

“Altıncı duyumla bilgi edindiğimi ya da uydurduğum ve şans eseri doğru çıkan bir şeyi birbirindne nasıl ayırt edeceğim?”

Bu soruya veridiğim yanıt şu: “Bunu bilemezsiniz.”

Gizemli görünmek için böyle dmeiyorum,gerçekten de bunun kesin bir formülü yok.

Yine de altıncı duyunuzu kullandığınızı anlamanın en iyi yolu,bir okuma sırasında aldığınız bilginin yaşantı yoluyla kanıtlanmasıdır.

Diyelim ki önümüzdeki ay belirli bir hisse senedinin değer kazanacağını hissettiniz.Eğer bu gerçekleşmezse,hissettiğiniz şey bir fikir-ya da bir umuttur! Eğer o hisseler gerçekten de değer kazanırsa,altıncı duyunuzla bilgi almış olmanız ihtimali yüksektir.Bunun şans eseri olması ihtimali de var elbette.Ancak zaman geçtikçe ve siz daha çok yorumda bulundukça,şansınız ve şanssızlığınız birbirini sıfırlayacak ve doğru yolda olduğunuz zaman bunu anlayacaksınız.

Altıncıdı duyunuzu sık sık kullanmaya çalışın.Altıncı duyunuzla edindiğiniz bir bilgiyi “gerçek”le karşılaştırın.Çok kısa sürede,gerçekten altıncı duyunuzla aldığınız bilgiyle duygularınızı,hayalleriniz,özellikle de umutlarınızı ve korkularınızı ayırt etmeyi öğreneceksiniz.

İşte altıncı duyunuzu tanımanızı sağlayacak birkaç öneri daha:

• Tıpkı duygularınız gibi altıncı duyunuz da kendini göndermelerle ve simgelerle ifade etmeye yatkındır.

• Altıncı duyu,algıladıklarında tarafsızdır.Altıncı duyunuzla bilgi edinmeyi beklemek,beklentisizce algıya açık olmaktır.

Burada duyguya yer yoktur.Mantığınıza döndüğünüzü anlamanın güvenilir bir yolu da,içinizdeki sesin,sorulan soruya yanıt verirken korku yada öfke gibi duyguları açığa vurmasıdır.

Bir başka işaret de,içinizdeki sesin “yapmalısın,gerekli” gibi kalıplar kullanmasıdır.

• Son olarak da,altıncı duyu,dünyayı bir bütün olarak algılar.Bunlar kendi içinde bir bütünlüğü olan parçalar olabilir,ama kopuk parçalar değil.

Altıncı duyunun verdiği izlenimler genellikle mantıklı bir sıra halinde gelmezler.

Eğer “Bu oolursa,ardında büyük olasılıkla şu olur,” diye fikir yürütmeye başladıysanız,bilin ki artık altıncı duyunuzu değil,mantığınızı dinliyorsunuz.

Bilmenin bir mantığı vardır ve normal düşünce sürecimizin anlamlı olup olmadığını kontrol etmek için kullandığımız bazı yöntemler vardır.Deneyimlerimize ve mantık kurallarına başvururuz,tahminlerimizin ve yorumlarımızın tutarlı geçerli olup olmadıklarına bakarız.

Rüyaların bile bir mantığı ve kendi içinde bir tutarlılığı vardır.Altıncı duyunuzu bu yöntemlerle kontrol edemezsiniz,çünkü altıncı duyunuzla bilgi edinirken bir çeşit kör uçuş yaparsınız.

Yine de benim “teyit etme” dediğim bazı yöntemler var.Örneğin gelecek mayıs ayında iki kişinin evleneceğine dair izlenimler aldıysanız,altıncı duyunuza gelecek yaz bu kişilerin (ayrı ayrı) nerede oturuyor olacaklarını sorabilirsiniz.Eğer farklı yerlede oturacaklarına dair bir izlenim alırsanız,bir önceki izlenimin yanlış olabileceğini anlamış olursunuz.

İlerde “teyit etme” yönteminden tekrar söz edeceğiz.Yine de kesinlikle emin olmanız mümkün dğeildir.Ama çok pratik yaparak ve bilgilerin doğruluğunu sürekli kontrol ederek,içinizdeki sesin gerçekten altıncı duyu olup olmadığını anlamaya başlayacaksınız.

Altıncı duyunuz kendi ifade ederken çoğunlukla bilinçdışınızın dilini kullansa da,bilinçdışımızla,altıncı duyumuzun bilgi aldığı yer kesinlikle birbirinden farklıdır.Nasıl belirsiz,dile getirilemeyen duyguları,kendimize özgü tavırlarla yada yüz ve beden hareketleriyle anlatmaya çalışıyorsak,altıncı duyumuz da bilincimize ulaşabileceği bir dil kullanmak zorunda kalır.

Herkesin altıncı duyusyla iletişim kurmak için geliştirdiği bir yöntemi olmalıdır.Rahat bir koltuğa yerleşip derin nefesler almak,gevşemenize yardımcı olur.Çoğu öğrencimin yararlandığı bir yöntem,başlarının tepesinin açılarak bilgi almaya hazır hale geldiklerini hayal etmeleridir.Zamanla siz de kendinize ait bir yöntem bulacaksınız.

Altıncı duyunuzla bilgi edinmek,”içinizdeki ses kulak vermek”ten ya da “kendinizi içgüdülerinize bırakamak”tan çok daha fazlasıdır.

Altıncı duyuyla ilgili yaygın bir yanılgı da,hiçbirşeyi düşünmeye gerek kalmadığını sanmaktır.

Mantıksız düşünmek ya da düşünmemek,altıncı duyunuzla bilgi edinmek değildir.Tam tersine,altıncı duyunuzu kullanırken yoğun bir çalışmaya girersiniz;izlenimlerinizi inceler,kaydeder,yorumlar ve nihayet bunları diğer düşünsel süreçlerinizle birleştirirsiniz.

Daha önce de belirttiğimiz gibi altıncı duyuya zaten sahipsiniz.Yani sözünü ettiğim süreç kusursuz olmasa da,hep işliyordu.

Bizim amacımızsa,altıncı duyunuzu bilinçli olarak kullanabilmenizi ve denetlemnizi sağlamak.

Altıncı duyunuzla bilgi alır ve bu bilgiyi yorumlarsınız.

Altıncı duyunuzu denetlemeyi öğrenirken,bu iki aşamayı birbirinden ayrı tutmak,önemlidir.

İlk aşama,bir soruya karşılık olarak izlenimler almaktır.Bu izlenimler genellikle simgelerle kendini ifade eder.Bu,düz bir çizgi de gelişmeyen bir aşamadır.

İkinci aşama,hem düz bir çizgi izler,hem de izlemez.Bu aşamada hem simgeleri yorumlar ya da çevirir,hem birbirine eklersiniz.Boşlukları doldurmak ve anlamdırmak için mantığınızı kullanırsınız.

Yararlı ve kullanılabilir bilgi,çeviri sürecinde yaratılır.Çeviri diyorum,çünkü altıncı duyu çoğunlukla bilinçdışınızın simgesel dilini kullanır ve kişi simgelerin anlamını çözmek zorundadır.

Altıncı duyunuzla edindiğiniz bilgiyi kullanabilir hale getirmek için,matıklı bir problem çözme yöntemi uygulamayı öğreneceksiniz.Kimi zaman bilgi tam bir yanıt halinde gelir,bu gibi durumlarda yanıtı doğrulayacak yeni izlenimlere açık olmanız gerekir.Genellikle ilk anda gelen yanıt,farklı duyularınızla algıladığınız bir dizi bilgi halindedir ve bunları bir araya getirip bir bütün oluşturmanız gerekir.Deneyim kazadıkça bu süreç kendiliğindne ve çabucak olur,ancak başlangıçta çoğu insan bu aşamada hata yapar.

Bu bölüm tıkabasa bilgi doluydu,bu yüzden kısa bir tekrar fena olmayacak.

Altıncı duyunuzla iletişim kurma konumunuz,duyularına ve mantığııza bağlı olmaksızın bilgi aldığınız konumdur.İzlenimlere körükörüne inanmak yerine,bilgileri birleştirmeli,incelemeli ve doğru şekilde yorumlamalısınız.Bu anlamda altıncı duyu ile okuma yapmak,iki aşamalı bir süreçtir,tıpkı önce rüya görmeniz,ardından uyanınca bu rüyayı yorumlamanız gibi.