Jump to content

Ruhun neresindeyiz ?


Dostlukbir

Önerilen Mesajlar

Başlık biraz ilginç oldu galiba şimdi ben ruhun neresindeyiz demekle.Sanki bir ruh diye bizden ayrı bir varlık ve biz varız ve ruhun bir bölgesinede biz yerleşmişiz gibi bir mana çıkıyor değilmi aslında hiçte öyle değil. Ruh kelimesini herkez duymuştur.Ruhunu şuurlandırmak cümlesinide çoğu kişi duymuştur. Sanki bu ruhunu şuurlandırmak cümleside bir ruh varmış ruhtan ayrı bir şuur varmış gibi algılanıyor değilmi aslında buda hiçte öyle değil.

Aslında sadece şuur var.Hemde öyle bir şuurki sonsuz büyüklükte bölünmez parçalanmaz bir şuur var. Ve bizimde özümüz yani bu tek olan şuurun bir parçası.Bir insan ölünce ruhu çıktı deriz.Ruh dediğimiz şey aslında bölünmez parçalanmaz sonsuz büyüklükte olan ruhun yani şuurun insanı enzimlerine atomlarına kuvarklarına elektronlarına kadar içine nüfuz etmesi ve bunlarıda şuur sahibi etmesinden ileri gelir.O şuurdurki içine girdiği hangi boyut olursa olsun ve o boyutun hangi varlığı olursa olsun buna bize görünmeyen bizim üst boyutlarımızda dahil bütün en küçükten,en büyüğe kadar varlıkları,organları,atomları,elektronları kendi yapacağı vazifeye uygun şekilde şuurlandırır.

Bu kadar kalabalık laftan anlatmak istediğim cümle şudur.Sadece bizim dünyamız insanları ve büyük, küçük varlıkları için konuşmuyorum evrenlerdeki sonsuzluktaki bütün boyutlardaki varlıklar uzaylılar ve her şey sonsuz ve tek olan şuurun bir parçasıdır. Bu sonsuz ve tek olan şuur içinde yaşayan her şeye her varlığa daha bilinçli olma yani şuur derecesini yani idrak etme derecesini arttırma imkanı veriyor.Tabi bu şuur artıncada varlığın yaşadığı fiziksel bedende veya fiziksel olmayan bedende, yaşadığı ortamda,yaşadığı boyutta,arkadaşlarıda vazife anlayışıda ,eğlence anlayışıda,nefsine hoş gelen şeyler,nefsine hoş gelmeyen şeylerde dna sıda , rna sıda kısacası her şey değişiyor.Çünkü şuur olan kendisi değişiyor.Bunu o varlığın şuur anlayışı yapıyor.Şuur olmasaydı ne gezegenler ne yıldızlar ne galaksiler ne evrenler ne boyutlar nede o boyutlardaki varlıklar yani hiçbir şey olmazdı.(Biz bu dünyada ne düşünürsek,neye niyetlenirsek,hangi hareketi davranışı yaparsak yapalım aslında iki şeyden birini yaparız ya niyetimiz düşüncelerimiz ve yaptıklarımızla şuur derecemizi arttırırız veya azaltırız) Ve tekrar söylüyorum şuur deyince bizden ötede bir şey düşünmeyin şuur biziz biz aslında şuuruz.Yani bizde tek sonsuz şuurun içindeyiz ve o şuurun bir parçasıyız.Parçasıyız deyincede yine ayrı ayrı parçalar anlamayın bizde bölünmez bütün sonsuz şuurun içindeyiz demekistiyorum. Zaten o sonsuz şuurun içinde olmayan hiçbir boyut ve varlıkyok. Bu dünyada her iyi veya kötü niyetimiz, hareketimiz duygu ve düşüncelerimizle aslında yaptığımız 2 şey var ya şuur olan bizim daha fazla şuurlanmasını sağlarız veya şuurumuzun artmamasını sağlarız.Eğer atomlarıda canlı sayarsak ki bence öyledir çünkü atomun, elektronların, kuvarkların ,atom çekirdeğinin bile şuuru var.Onlar bile kendi program doğrultusunda yaşıyor ve hiç durmadan çalışıyor. Şimdi bu şuura evrensel ışık,evrensel frekans, veya nur ne dersek diyelim fark etmez .Ve bu şuurun daha bilmediğimiz başka güçleride olabilir işte benim inancım şudurki şuur derecemiz arttıkça zaten bu güçlerinde sahibi olacağız başka nasıl olabilirki zaten. Şuur derecemizi yükseltmek içinde hep daha iyi insan olmak, nefsimizi terbiye etmek,düşünce ve niyetlerimizi bile hep pozitif yani hayırlı iyi düşünceli yapmaya uğraşmak gibi bir amacımız olmalı. Başkasının haline değil kendi halimize bakmalıyız. Yaşadığımız yaptığımız kötü tecrübeler varsa onlardan pişmanlık ve tiksinti duymalıyız ve bu yanlışlarımızdan kurtulmaya çalışmalıyız..Şimdi faziletli şeylerin hepsini burada saymayayım kısacası iyi niyetli, iyi düşünceli, faziletli duygular,faziletli davranışlar gibi hep pozitif düşünce, pozitif niyet, pozitif ahlak, pozitif duygular içinde olmaya çalışmalıyız bilmem anlatabildimmi.İşte bunları yapabilen bir şuur varlığının bence şuur derecesi arttıkça artar.Bu insan bedenininde misafiriyiz şuur olarak. Biz aslında sonsuz yaşamın yoluna çıktık ve sonsuza kadarda şuur olarak kalacağız ve tekamül edeceğiz şuur gücümüzü ve frekansını arttıracağız başka nasıl olabilirki. Şuur olarak girdik bu bedene ve şuur olarakta çıkacağız.Ama önemli olan eski girdiğimiz şuurdan çok daha fazla tekamül etmiş gelişmiş şuur olarak çıkmamızdır. Bakın farkındamısınız bilmem acı hissederiz,koku,görme,düşünme,tatma gibi ve bu işleri yapmaya yarayan organları kullanan aslımız şuur olan biz şuur varlıklarının kabiliyetidir bunlar.Biz şuur olarak bu bedenimizin içinde olmasak bedenimizdeki bu organlar kendi kendilerine ne görür ne tad alır ne koku duyar ne düşünebilirler nede hissedebilirler.Aslında gözlerimizle biz dışarıdaki dünyayı görmüyoruz biz şuur olarak beynimiz içinde meydana gelen kimyasal olayları anlıyoruz ve beynimizdeki kimyasal olayları görüntüye çeviriyoruz, dışarıdan gelen kokuyu duymuyoruz beynimizdeki kimyasal olayları biz koku çeşitleri olarak anlıyoruz , dışarıdan bize batan iğne beynimizde kimyasal olaylar meydana getiriyor ve acı verici şekilde anlıyoruz bakın hep gören, acı duyan, ferahlık duyan ,beyni kullanıp düşünce şeklinde ürünler meydana getirip düşünebilen bir şey var işte o şuurdur yani biziz. Sadece bu kadarda değil birde şuurumuzun bizi rahatsız etmeden çalışan alt şuuruda var onlarda bedenimizin yaşaması için gereken işleri yaparlar. İşte görüyoruz biz fark etmeden organlarımızda tıkır rıkır çalışıyorlar.Benden bu kadar bu yazıda ince düşünene her şey var bunların hepsi benim düşüncelerim fikirlerim yazım alıntı değil.Artık söz sizin arkadaşlar bende düşüncelerinizi bekliyorum uygun gördüğüm sorularınız olursa cevap veririm

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haklısın.Gerçek ruhun anlamı ayakta uyurken değil,kendimiz kendimizden haberimiz olduğu ve farkındalığı yakaladığımız andaki anımızdır.Ama anlamadığım madem sonsuz bir ruhumuz var.Bu ruh beden değiştiriyor herseferinde.Yaşamanın anlamı nedir peki? Madem ruhumuz sonsuz neden Tanrı denen varlığa şükredelim ki? Ne gerek var.Yalnış anlama düşüncelerinde aslında pek problem yok bana göre ben bu sorularımı yani metafizik sorularımı,bu sorunları yaratan varlıkt buluyorum açıkçası.Yani benim söylentimle Tanrı,yada suçların kapatılması için tüm yükleri ona uzatılan varlığa.İnsan var olduğunu bildikçe,farkında olduğunca yaşıyordur.Hepimiz öleceğimizi biliyoruz ama öleceğiz diye de hergünümüz hüzünlü geçmiyor.Bence ruh çok geniş kapsamlı bir konu.Ondan daha önemli olan ise şu; Evet,ben yaşıyorum ! Ama bu bedenim önceden kimin bedeniydi? Bu yaşadığım zaman ve frekans belkide geçmiş bir zamandan kurgulanmakta.Belki hepimiz şu an geçmişte yaşıyoruz.Neden olmasın? Önemli olan hayatın anlamı.Yani hedeflerin,beklentilerin,hoşlantıların,aşkların,unutmak istemediğin gözler,unutmak istemediğin yüzler...Önemli olan bunları öldükten sonra nasıl bedenine kazıyacağın değil,nasıl ruhuna kazıyacağın sadece..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...