Jump to content

Dünyanın Tarihi Sahte Olarak mı Yazıldı ?


nevermore

Önerilen Mesajlar

http://www.evreninsirlari.net/CdCollection/Evrenin_2007/sayilar/s20/s1_files/image002.gif

 

Investigation of the Correctness of the Historical Dating

By Wieslaw Z. Krawcewicz, Gleb V. Nosovskij and Petr P. Zabreiko

New Tradition Sociological society, ‘in bir araştırmasından alınmıştır.

Derleyen : Burhan Z. SANUS

 

 

Modern devirde MATEMATİK insan kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir ve onun hayatında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Asırlar boyunca insan zekasının gelişmesinde ve yeni şeyler bulmasında Matematik büyük bir rol oynamıştır. Evreni tanımada onun oluşum şeklini çözmede ve onun kanunlarının bulunup anlaşımsı Matematiksiz imkanı yok olmazdı. Newton’un yer çekimi kanunu Einstein’ın İzafiyet teorisi Maxwell ‘in elektromanyetik kuramları Kuantım Teorisi hatta Evrenin oluşumunu izah eden Big Bang teorisi de hep matematik ilmi sayesinde kurulmuş ve çözülmüştür. Gerek Uzaydaki ilerlemeler gerekse Bilgisayar teknolojisinin bu kadar çabuk gelişmesi hepsi MATEMATİK SAYESİNDE OLMUŞTUR.

Bugün her bilimin anlaşılmasında matematik ilminin yeri büyüktür. Bir biyoloji uzmanı bile Hayatın Sırrını çözmeğe çalışırken eskiden olduğu gibi ilkel matematik bilgileri değil en gelişmiş matematik bilgileri ile bu yapılabilmektedir. Bu gün her türlü ilim matematik kullanılarak problemlerini çözmeğe çalışmaktadır.

Bunlardan bir tanesi de TARİH’tir . Biz nasıl okulda öğrendiğimiz veya bir Tarih kitabında okuduğumuz olayların hakikaten Tarihte zamanın da vuku bulduğundan emin olabiliriz. Belki de bunlardan bazıları sadece efsane , veya söylentidir.

 

Evrensel Tarihin Kronolojisi :

 

Dünya Tarihi ile alakalı olarak sorulacak başlıca soru bunun vuku bulduğuna dair bilgiyi nerden ve nasıl elde etmekteyiz ?

Umumiyetle genel hepimiz Tarihi okul da okuduğumuz tarih kitaplarından öğrenmiş ve bu yazılan hadiselerin o tarihlerde olduğunu kabuk etmişizdir. Bugün bile yaşadığımız zamanda olduğu belirtilen ve tasvir edilen bir çok hadisenin sonradan denildiği şekilde olmadığını öğrenmekteyiz. Öyleyse biz nasıl asırlarca evvel olduğu söylenen olayların söylendiği gibi olmuş olduğundan emin olabiliyoruz. ? Daha doğrusu bizim o hadiselerin söylenen zamanda söylenen şekilde söylendiği gibi olduğundan nasıl emin oluyoruz. BU suallere cevap verebilmek için Tarihin hikayesini araştırıp incelememiz gerekmektedir.

İlk Tarihçiler misalen : Thucydides, Herodot, Ssu-ma Ch’ien gibileri küçük bölgelerde ve kısa zaman aralıkları içerisinde olan hadiseleri naklediyorlardı. Orta Çağdan devrimize kalan el yazması Tarih kitaplarında bir çok ülkede oluşmuş olan ve sadece birkaç asrı kaplayan olaylardan bahsedilmektedir. İnsanlık Tarihinin global şekilde hikayesini yazmak için uğraşan 16 ve 17 asır Tarih bilimcilerin karşılaştıkları en mühim problem bunu geçekleştirebilmek için kronolojik bir sırada binlerce kitap, el yazması eski taş ve tahta üzerine yazılmış belgeler makaleler tarihi eserlerin içinde veya duvarlarına işlenmiş yazıtları bir araya getirip sıraya koyabilmekti. Bu o zamanlar için son derece zor bir uğraştı. En büyük zorlukta el yazmalarının çoğunluğunun hiçbir tarih taşımaması , veya gizli veya özel bir tarih sistemi kullanılmış olmasıydı. Bugün elimizde bulunan eski zamanlardan kalma yazıtların çoğunun orijinal olmayıp kopya olmaları ve bu kopyalarında doğrulukları hakkında hiçbir garantinin olmaması bilgileri doğruluğu bakımından çok büyük bir problem ve şüphe yaratmaktadır.

Global bir Tarih bilgisi kurmanın fikri Rönesans’ ın sonlarında doğdu. Bugün resmen kabul edilmiş Kronolojik Tarih bir İtalyan Din ve Bilim adamı olan I. Scaliger (1540 – 1609 ) tarafından gerçekleştirilmişti. Bunu yapabilmek için birkaç tane çok mühim olayın tarihini esas almıştır. Misalen : Peloponez Savaşları – Truva Savaşı – Romanın Kuruluşu gibi fakat bunlardan hiç birinin doğruluğunu ispat yoluna gitmemiştir onun yardımcıları aynı şekilde bunu davam ettirmişlerdir ve son nokta D. Petavius ( 1583 – 1652 ) tarafından konmuştur. Nekadar tuhaftır ki onlardan sonra gelen bil çok Tarihçi ellerinde çok avantajlı imkanlar olduğu halde Scaliger ve Petavius tarafından kabul edilen bu temel olayların tarihlerin doğruluğunu tetkik etmeyi düşünmemişlerdir.

Buna göre ScaLİGER VE Petavius ve onların takipçileri m.ö 3500 senesinde başlayan ve m.s. 15 asırda biten bir olaylar kronolojisi meydana getirmişlerdir.

Ancak bu kronolojik hadiseler hiçbir zaman oluşmaları ince bir incelemeden geçmediği için bir oldu bitti şeklinde kabuk görüp resmileşmiştir. Buda bu kronolojinin inanırlığını azaltmaktadır. Bu arada Scaliger’in iddia ettiği bir çok şeyin daha sonra doğru olmadığı ortaya çıktığı gibi mesela ölümüne kadar bütün kuvvetiyle doğruluğunu müdafaa ettiği Geometrik olarak dairenin bir cins dikdörtgen olduğu iddiası gibi .

Geleneksel Kronolojinin Kritiği :

Scaliger ve Petavius’ün çağdaşlarından bir çok Bilim adamı bu Geleneksel Kronolojiye karşı çıkmışlardır. Mesela 16 yüzyılda D. Arcilla İspanya Salamanka Üniversitesi Profesörsü , Eski zamanların Tarihinin , Orta Çağda yaşayanlar tarafından uydurulmuş olaylardan meydana geldiğini iddia etmiştir. Fransız Kraliyet Kütüphanesinin Müdürü Jean Hardouin (1646-1729) Bütün eski metinlerin 12 asırdan sonra yaratıldılar veya değiştirildiklerini ileri sürmüştür. Zamanın

Zamanın en tanınmış bilim adamı İsaac Newton (1642-1727 ) de Scaliger ve Petavius’ün Tarih kronolojisine karşıydı. Newton çok geniş bir makale yazdı

“ Eski kraliyetlerin değiştirilmiş Kronolojileri” diye. Bu yazıda eski den olmuş bir çok büyük olayın tarihlerin oluş zamanların birkaç yüzyıl ileri çekmiştir. Bunu üzerine bir çok bilim , tarih, felsefeci ve kanun bu kronolojiyi kabul etmeme istida göstermişlerdir. Bugünkü çağda da muhtelif memleketteki bir çok bilim adamı W.Kammeier,H Illig,U Topper, H-U Niemitz,G. Heinsohnve C Bluss gibi ve daha bir çokları bu kronolojinin yanlış olduğunu düşünmektedirler.

 

Nikolai A. Morozov ve Anatoly T Fomenko ‘ya göre Global Kronoloji:

Evrensel Kronolojiyi daha tesirli ve modern usuller metotlar kullanarak düzeltmeye çalışan tanınmış Rus bilim adamı N.A. Morozov dur. (1854-1946) 17 ciltlik

“ Christ History of Human Culture From the Standpoint of the Natural Science” adında bir belge yayınlayarak eski kromoloji delki yanlışları düzelti. Bunu yaparken, en son Matematik , astronomy,lisan,filoloji, ve jeoloji bilimlerindeki buluşları ve ilerlemeleri de kullandı. Bu kurduğu yeni Kronoloji sıralamada bütün eski tarihi olaylar İsa’ nın doğuşundan 3 asır sonradan başlamaktadır. Buna göre tarihte çok büyük bir tarihleme farkı doğmuştur., 1970 senesinde Moskova devlet Üniversitesinde bir grup genç matematikçi eski olayların oluşlarının doğruluğunun incelenmesinin ehemmiyetini anlayarak Evrensel Kronolojideki mühim hadiselerin menbaını ve oluş şekillerini incelemeye tabi tutular. Onlardan birisi olan Profesör A.T. Fomenko birkaç yeni tarihleme metodu keşf ederek bunları da uygulamaya sokarak baştan bir Evrensel Kronoloji listesi yaptı. Bu versiyon N.A. Morozov’un kinden daha radikal bir çalışmaydı. Ona göre insanlığın Evrensel Tarihi milattan Sonra 900 senesinde başlamaktaydı. VE buna göre de bizi ilgilendiren olayların çoğu da m.s. 1300 senelerinde başlamaktaydı.

 

YENİ KRONOLOJİ :

 

A.T. Fomenko çağdaşı G.V. Nosovskji ile işbirliği yaparak çalışmalarına devam etti. Bir taraftanda yeni ve modern tarihleme metotları icat etti. 1993-1996

Çin ve Rusya Tarihi hakkında bu yeni sistem ve metotlar kullanılarak yepyeni neticeler alında ve yeni bir Kronolojik Takvim meydana geldi. Bu buluşlar neticesinde Evrensel İnsanlık kronolojiside yeni bir çehre kazanmağa başladı. Bu A.T. Fomenko’nun versiyonuna dayanarak ve şekillenmesine ispat edilmiş olaylardan hareketle başlanması ana prensip kabuk edilen bir metot dur. Başlangıcını gayet iyi bilinen 11 asır tarihi olayları başlangıç ve temel olarak alınarak başlanmıştır.

Bunun dayandığı en sağlam ana temellerden biri “ Potoleme’nin Yıldızlar vasıtasıyla tarihleme metodu “ kitabıdır. “ Almagest” bu bilgi A.T. Fomenko tarafından ve onunla beraber çalışan V:V: Kalashnikov ve G.V. Nosovkij bulunup tatbike konulmuştur. Antikite ( eski Grek devri ) zamanının en büyük astronomi bilgini olarak kabul edilen Potoleme Milattan sonra ikinci asır’a kadar uzanan araştırmalar yapmıştır. Onun yazdığı Yıldızlar katalogunun incelenmesinde oradaki olaylar ve bulunan binlerce yıldızlarla alakalı bilgi ve gözlemlerin ve bu kitabın yazılmasının 7 inci ile 13 asır arasında olabileceğini ortaya koymaktadır. Buda 500 sene Potoleme’ nin yaşadığı söylene tarihten daha sonradır. O zaman bu bilgilerin Ptolemenin yaşadığı söylenen ikinci yüzyılda olmuş olmasına imkan yoktur. Bu sebeple de bu tarihler klasik Scaliger ve Petavius tarafından yazılmış olan Evrensel İnsanlık kronoloji sistemine uymamaktadır. Buna karşın yeni yapılan

Modern kronoloji sistemine ve takvimine gayet güzel uymaktadır.

 

MODERN YENİ KRONOLOJİ :

 

bu yeni kronoloji metodu kendi doğruluğunu nasıl ispat edebilmiştir. ilk evvela yeni kronolojistler geniş bir olaylar listesi çıkarmışlardır, bunlar çok eski tarihlerde olduğu var sayılan olaylardır. Sonra bir değişim tablosu uygulamışlardır. Yani eskilerine göre şu tarihte olduğu iddia edilen bu belirli olayları beli tablodaki sabit rakamlarla çarparak beli zaman daha sonraki bir tarihe nakletmişlerdir ve görmüşlerdir ki bu tarihe gelen olaylar o zaman olduğu bilinen diğer olaylarla son derece güzel ve ahenkli bir şekilde uyuşmuşlardır. Sonra da bu ahenkli takvimi bozacak bir olay aramışlardır. Fakat görmüşlerdir ki ne kadar geniş ve derin bir inceleme yapılsa bile bu Yeni Kronolojik takvime göre yerleştirilen olaylar arasında bu ahengi bozabilecek ne bir tabiat olayı nede bir gök yüzü olayı nede insanlar tarafında yapılmış bir olay var.

Buna karşın eski kronolojik takvimdeki olduğu söylenen olayların tarihleri ve oluş şekillerinin hiç biri yapılan her hangi bir inceleme neticesi doğruluğu ispat edilmemiştir. Bunlar sadece gerek menşeleri gerek yazarları iyi bilinmeyen ve bilhassa üzerinde her hangi bir tarih olmayan eski el yazmaları ve taş yontularına dayandırılmışlardır.

A.T. Fomenko ve çalışma arkadaşları bu sistemi oturttuktan sonra bu kerede doğrulukları ispatlanacaklardan başlayarak toplaya bildikleri kadar çok dokümantasyon toplamağa başladılar ve bu bulduklarını diğerleri ile yan yana getirince hepsinin birbirine uyduğunu ve bir puzzle( yap boz) gibi hap bir ahenk olduğunu gördüler. Bu devamlı çalışma sonunda Evrensel İnsanlık Tarihinin büyük bir kısmının Kronolojik Takvimi meydana gelmeğe başladı. Bunu ancak çok büyük bilgisayarların yardımı ile başarabildiler. Matematikçilere göre kronoloji Takvimi bir fonksiyona işlemine dayanmaktadır. Bu denklemin muhtelif öğeleri yerli yerine konunca neticede Kronolojik Takvim kendiliğinden işlevlik kazanır. Bu Fonksiyon H diye adlandırılır. H nın oluşumu ( t, x1, x2 ) adlı üç değişkenden meydana gelir. T Time Zaman faktörüdür. Tarihi olayın oluştuğu zamanın tarihi . x1 ve x2 ise oluşan olayın coğrafi koordinatları eylem ve boylamı. Yani olayın Dünya yüzündeki olduğu yerin koordinatları. Bunun neticesinde de H yani Olayın Tarihi hikayesini temsil etmektedir. Ve buda üç değerin bilinmesiyle ortaya çıkar T zaman - X1 veX2 hadisenin olduğu yer H hikayesi.

 

http://www.evreninsirlari.net/CdCollection/Evrenin_2007/sayilar/s20/s1_files/image004.jpg

 

Bu resim Kronolojinin H fonksiyonunu göstermektedir. Resmin sol tarafındaki şekil iç içe daireler H bölgesini gösterir.

Daha belirgin olarak kırmızı okla gösterilen yer olayın vuku bulduğu zaman dilimini göstermektedir. Misal olarak Mavi renkli daire olarak belirlenmiş yer 1320 senesinin belli bir tarihini ve küre üzerindeki eylem ve boylamlarla şekillenmiş nokta ise onun dünya üzerindeki oluş mahallini belirtmektedir. Daha geniş olan daire ise 1415 ve 1985 senelerini tekabül eder. Böylelikle bu tarih haritası üzerinde muhtelif tarihlerde olmuş hadiseleri yerlerini eylem ve boylamlarını işaretleyerek belirtebiliriz. Bu olayların da hikayelerini resmin yanında kitap resmi içindeki ilgili yere kaydedebiliriz. Böylelikle beli dilim aralıklarını kapsayan bu daireler üzerinde beli tarih aralıklarında yine belirli yerlerde olan hadiselerin hikayesini not ederek ortaya o tarihler arasında olan olayların kronolojik Takvimini çıkarmış oluruz.

Bu şekilde elde edilmiş olan Kronolojik Takvimin matematiksel fonksiyonlarda pek kullanışlı olduğu iddia edilemez ama yinede o devirde bir başlangıç olarak gayet de kullanışlı bir metot olarak kabul görmekteydi.

Bir bakışta beli bir tarih aralığında dünyanın bir çok yerinde olmuş olan mühim hadiseleri toplu olarak görüle biliniyor ve kolaylıkla arana bilgiler elde ediliyordu.

Resim1 Beli Zaman aralığı için kronolojik takvim Data base.

Fomenko ve Çalışma arkadaşları bu yukarıdaki kronolojik bilgi kitabını ( Data Base of Chronical events ) daha da genişletip bunu biraz daha değiştirerek

Büyük memleketlerin Kral ve imparatorlarının Hanedan ve soyların hükümranlıkları ile ilgili bilgilerin depolanabileceği bir sistem haline koydular. Beli zaman dilimleri için ve değişik olayları kaydetmek için yapılmış bu bilgi kitapları çoğaldıkça bunlar daha sonra daha büyük bir ana bilgi kitabına devredilip işlenmekte ve bunları hepside Dünyamızın Evrensel İnsanlık Kronoloji Takvimi meydana getirmektedir.

Bu bilgiler daha sonra detaylı olarak incelenip aralarında benzerlikleri , bazı olayların beli aralıklarla tekrarlanma evreleri gibi daha bilimsel incelemelerin doğmasına imkan sağlamıştır.

 

KLASİK KRONOLOJİNİN NERESİ YANLIŞ :

 

İki ayrı hanedanın birbirine tıpatıp benzeri iki kronolojik seyri olması olasılığı birde bu .hanedanın 10 adet soyun devamı olduğu zaman bu olasılık daha da azalmaktadır. Bu rakam 15 soya çıktığı zaman ise olasılık rakamları kabul edilemeyecek boyutlara ulaşmaktadır. N.A. Mozorov yaptığı araştırmalar sonunda Roma ve Yahudi Hanedanları zamanında bu şeklide birbirinin aynı dört hanedan olduğunu bulmuştur. Daha da derin bir araştırma sonunda bu hanedanların çoğunun tarihte yaşamamış fakat o zamanın tarih bilimcileri tarafından birbirinden kopya çekilerek kurulmuş hayali hanedan listeleri olduğunu görmüştür.

Fomenko’dan şüphe üzerine yaptığı araştırmalar neticesinde düzineye yakın böyle olmayan hanedanlıklar yaratılmış olduğunu fark etti. Ancak yine yaptığı bir araştırma sonucu yakın devreye ait hanedanlarda böyle bir şey olmadığını ve 16 asır gibi yakın bir tarihten sonra yanılmaların sıfıra yakın azaldığını tespit etti.

Size de bunlar arasında çok bariz iki misal göstereceğiz. Biri Mukkades Roma hanedanı ile Germen imparatorluğu hanedanlıkları arasındaki benzerlikler (10asır-13asır m.s ) Bir diğeri de eski zamanda yaşamış olan Musevi Kralların hanedanı 9 asır -5 asır M.ö: devrelerinde. Bu iki hanedanların kendi aralarındaki hanedan mensuplarını doğum- tahta çıkış - evlenme – tahta kalış suresi – ölümü tarih ve zamanlarını gösteren iki diyagram yaptığınızda bu iki hanedanın bibiriyle tıpkının aynısı olduğunu göreceksiniz.

Bu ve bunun gibi bir sürü yanlış Klasik Evrensel insanlık kronoloji takvimini çok güvensiz yapmaktadır.

 

ASTRONOMİKAL ANALİZLER NETİCESİ NE GİBİ BİR NETİCE VERMEKTEDİR ?:

Bir olayın tarihlenmesinin en doğru ve şaşmaz yolu onun astronomik olarak tarihlendirilmesidir. Buna bir misal verelim astronomik araştırmalar neticesi Peleponez savaşlarının m.ö 6 asırda olduğu söylenmektedir Evrensel Klasik Kronolojik takvimde , fakat m.s. 11 asırda hata da sonra başka bir olayın daha olduğu gözlenmektedir Almagest yıldız kataloğunun yazılış tarihi. Şu son senelerde Eski Mısır zodiacların deşifre edilmesinde de çok ileri adımlar Atılmıştır. Ve bu deşifrasyon esnasında bu zodiacların çok daha kompleks ve karışık bir yapıya sahip oldukları görülmüştür. Her Zodiac ‘ın içinde toplanmış olan bilgiler sadece onların tarihlerini tespit etmeye yeterli değil fakat Deşifre edilmelerini sağlayacak kadarda çoktur. Mısır Zodiac aslında sadece Zodiac yıldız kuşağının içinde bulunan gök cisimlerinin bir sembolik sergilenmesinden başka bir şey değildir. Bu Zodiacların en meşhuru Denderah Mabedinde bulunan yuvarlak Zodiactır.

 

http://www.evreninsirlari.net/CdCollection/Evrenin_2007/sayilar/s20/s1_files/image005.jpg

Yandaki resimde bu Zodiac’ın bir resmi görünmektedir . Resimde değişik renklerde şekiller vardır bunların her birinin Astronomik değişik manaları vardır.

Bir Mısır Zodiac’ı o hadisenin olduğu tarihin bütün bir Mısır senesi takvimi zarfında olan astronomik olayların hepsinin izahatı ve çizimleridir. Bir misal verelim hadise 2007 senesinde olsaydı mesela Cumhurbaşkanlık seçimi 10 nisan tarihi o zaman onu Zodiac!a izah etmek için 2007 senesinde oluşacak olan bütün astronomik oluşumları anlatan yanda görülen şekle benzeyen bir diyagramla izah edilir ve tarihlenir. Bu horoscope denen şekil içinde bizim hadisenin olduğu tarih kodlanmış olarak saklı bulunur. Yandaki Horoscope’da olan astronomik olayları inceleyelim. Sarı renkte dört mevsim değişim tarihi ve ekinoks günleri. Geri kalan renkteki astronomik olaylar ise belli yıldızların gökte duruş yerleri , kırmızı olanlar ise güneş ve ay tutulmaları . O tarihteki göğün haritası.

Mühim olayların bu şeklide tarihlenmesi o tarihin hiçbir zaman değişmemesi ve şaşmaması sonucunu doğurur. Mısırlıların binlerce sene evvel bunu yapabilmeleri ne kadar ileri bir medeniyetleri ve bilgileri olduğunun delilidir.

Bu zodiacların deşifre edilmesi ile ortaya bir çok yanlış tarihleme hadisesi çıkmıştır. Yukarıdaki Peleponez savaşları ve Algamest Yıldız Kataloğunun tarihleri bunlardan bazılarıdır.

Burada kısaca incelediğimiz bu meselede görüldüğü gibi geçmiş Dünya Tarihinin beli bir dilimi 13 asırdan evvelinin hiç de güvenir olmadığını görmekteyiz. Acaba biz yanlış bilgilerle yazılmış sahte bir tarihe mi inanma durumundayız. Dünyamızdaki olaylar dendiği gibimi olmuştur yoksa bunların büyük kısmı o zaman yaşamış Tarihçilerin hayallerini süsleyen olaylardan mı doğdu. ?

Daha fazla bilgi istiyorsanız size tavsiye edebileceğimiz linkler .

 

Source of this article: http://www.new-tradition.org/investigation-historical-dating.htm

 

· Online Forum: http://www.revisedhistory.org/forum/list.php?f=1

 

· Website of Dr. Wieslaw Z. Krawcewicz

Department of Mathematical and Statistical Sciences

University of Alberta

 

· Robert Bruce Baird

 

EVRENİN SIRLARI

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tarihin başlangıcı konusundaki yanılgılar beraberinde çağ karmaşasını meydana getirmiştir! insan büyük gizemin anahtarıdır! her ne kadar ürkütücü gelsede bir başlangıç yada son yok!

başlangıç yada son sadece geçiş ve evrimleşme dönemidir! yaratılış hep vardır her saniye dün bugün yarın bir başlangıcı yada sonu olmaksızın! yaratılış insan göreciliğine aittir! dinazorlar çağı 8. dünyanın ilkidir! önceki

neyse ya yakında evrenin haritasını açıklıyacam ve dünyada ilk kez gnoxiste:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

inanmak ve bilmek farklı etkinlik alanlarıdır kanımca.bu açıdan tarihin bilinebilirliği benim bilebilme tanımım içinde mümkün görünmüyor.tarihi bilim olarak -hernekadar sevsem ve de keyifli bulsam da- görmekte de zorlanıyorum..bilinen tarih egemenin yazdı(rdı)ğı tarihtir gibi gelir bana hep..şüphe noktasında daha da ileriye giderek "bilim" dediğimiz şeyi de yöntem ve gerçekliği ifade edebilme olasılığı dahilinde eleştirdiğim için geriye kocaman bir soru işareti kalıyor.yanıtı ben(insan) bilebilir miyim noktasında da cevabım, bilebilmek için insandan başka bir "şey" olmanın zorunlu olduğu oluyor..belkide übermensch )

matematik ve bilimlerin dili konusunda da (istatistiksel ifadelere dönüşme zorunluluğu yani) şunu kafamdan çıkaramıyorum..aksiyom ve postula matematiğin özüdür.önkabuller ve o kabuller doğrultusunda ispatlar,belki bilimin (matematik) kendi iç tutarlılığı noktasında doğrudur,ama bir başka bilime dil olma noktasında da tereddüt yaşıyorum ben.mesela bir sıfır noktası almak üzerine kurgulu bir yöntem o sıfırın asla %100 olamayacağı gerçeği içerisinde eriyiveriyor.uzun konu..sonuç,tarih hesaplamalarında şaşmalara ve hatta aslında hiç olmayanın varmış gibi anlatılmasına ,ya da tersi,şaşırmam,zira "her şey mümkün".

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...