merth Oluşturma zamanı: Ağustos 11, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 11, 2006 Fransızlardan ilginç buluş: Tütün yerine doğalgazla çalışan nargile ! İki Fransızın buluşu olan doğal gazla çalışan Shisha nargilenin yerini tutar mı? Kullanımı klasik nargileden daha kolay olan Shisha AB güvenlik sertifikasına da sahip. Acaba Shisha sayesinde AB'ye girer miyiz?. İki Fransız'ın icat ettiği doğal gazla çalışan nargile Shisha, her geçen gün yayılıyor. AB güvenlik sertifikasına sahip olan Shisha kapalı yerlerde sigara içme yasağından sonra dünyada en çok tercih edilen tütün içme şekli durumunda. Henüz Türkiye'de görülmese de Shisha tutkusu nargileyi tehdit ediyor. 700 YILDIR TÜTTÜRÜLÜYOR Türkler tütünle 16. yüzyılın başlarında tanışmış. Yedi yüzyıldır da nargile tüttürüyoruz. Muhabbetin vazgeçilmez dostu nargile, Fransızlar arasında da tutuluyor. Nitekim, Philippe de La Giraudiere ve Georges Billard adlı iki Fransız, 21. yüzyılın nargilesi dedikleri Shisha'yı yaratmış. İki kafadar bununla da yetinmemiş, Shisha'nın bildiğimiz klasik nargilenin yerini alması için dünya turuna çıkmaya karar vermişler. Nargileyi bilmeyen ya da duyup hiç içmemiş insanlar da nargile kadar zahmetli olmayan bu aleti hemen kanıksamış olacaklar ki, Shisha daha şimdiden dünyanın dört bir yanını sarmış. Shisha'nın en önemli özelliği meşe kömürüyle değil LPG'li taksiler gibi gazla çalışması. Çıkış yeri Fransa olan Shisha, Los Angeles'tan Buenos Aires'e, Paris'ten Sidney'e, Madrid'den Moskova'ya tüm kafe ve barlara girmiş durumda. Sigaranın kapalı alanlarda yasaklanması da bu salgının hızlanmasına neden olmuş. Zira tütünü özel ve doğal gazlı olduğu için sigara ve nargile kömürü kadar zehirli duman çıkarmıyor. Shisha dünyanın önemli şehirlerindeki barlarda, sigaranın alternatifi olarak her gün daha fazla müşteriyle buluşuyor. Gazlı nargilenin mucitleri Giraudiere ve Billard, Shisha'yı anlatırken klasik nargilenin zahmetli ve çok tehlikeli bir şey olduğunu hatırlatıyor: "Aslında nargile hazırlamak uzun ve karışık bir iş. Akkor haline gelmiş ateş ise son derece tehlikeli. Ancak Shisha bütün bu sorunlardan arındırılmış. Bundan böyle tehlikeli ve zehirli kömürlere ve tütüne temas etmekten yapış yapış olmuş parmaklara son!" NARGİLECİ BEĞENMİYOR Fransız iki kafadar nargile hakkında böyle düşünse de Türkiye'deki nargileciler, AB sertifikalı Shisha ile ilgili böyle düşünmüyor. Beyazıt'taki Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nde, nargilesiyle ünlü olan Tophane'de yıllardır nargilecilik yapan ustalar, doğal gazla çalışan nargileyi anlattığımızda ilk önce alaycı bir şekilde gülüyor sonra da ekliyorlar: "Doğal gazla çalışan nargile ne bize uyar ne de nargile içicisine. Her şeyi kolaylaştırmak güzel olsa da kolay olanın tadı ve muhabbeti sıradan olur. Shisha dediğiniz şey ne nargilenin ne de nargile muhabbetinin yerini tutar. Ama birçok kafe zaten nargileye sadece para kazanma aracı olarak bakıyor. Belki bu yüzden Shisha için nargileyi feda edebilirler." Henüz memleketimize giriş yapmamış olsa da Shisha Türkiye'de de ilgi göreceğe benziyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Firdevs Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 ilginçmiş paylaşın için tşk. vaybe artık milletin tütünü bile gazla çalışıcak.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
deniss85 Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 yok artık, sigarayı da doğalgazlı yapsınlar bari fıransızlardan sivri fikirler çıkıyo buaralar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cancanan Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 nargile içmem ama peki bunun keyfi nerede kalacak. o aromatik kokuları da gaza ekleseler bariiiii Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gölge Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2006 walla nargilenin muhabbeti tütünü aroması zaten yani, yoksa nargile içeye tophaneye falan gitmeye gerek yok evde ocak aç yeter Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
heRnan coRtes Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 NarGiLee.. aramızda sevenler varmı? ne süredir kullanıyorsunuz? herhangi bir zararını hissettinizmi? kendi kültürümüz olarak görüyormusunuz? NARGİLENİN TANIMI:Nargile, Asya'ya özgü geleneksel bir tütün içme aracıdır. Kullanıcının bir hortum aracılığıyla sudan geçerek süzülen dumanı içine çekmesini sağlayan bir düzenek olan nargile, içim şekli ve adabı, yüzlerce yılda oluşmuş kullanım geleneği ile basit bir aletten fazlasını ifade etmekte olup, doğu kültürünün bir parçası haline gelmiştir TARİHÇESİ Nargile doğu kültürünün bir öğesi olmakta ile birlikte doğuş yerinin Hindistan olduğu zannedilmektedir. Çok farklı kültürlerinin farklı adlandırdıkları bu keyif aracı Araplar tarafından Narcile, İranlılar tarafından da Kalyan diye adlandırılıyor. Asıl nargilenin kökeni ise Farsça’da Hindistan cevizi anlamına gelen Nargilden geliyor. Hindistan’da ortaya çıkan nargilenin ilk örnekleri Hindistan cevizinin içinin çıkarılıp kabuğuna bir kamış sokularak yapılmış. Zamanla Hindistan cevizi yerine kabak kullanılmaya başlanmış. Kullananların sayısı arttıkça porselen ve bronz da nargile için elverişli malzemeler haline gelmiş. Bunları cam, billur, çini hatta gümüş gövdeli nargileler izledi. Hindistan’da doğan nargile, başta İranlılar olmak üzere Araplar, daha sonra da Türk insanı ile tanışmış. Türk insanının nargile ile tanışması aslında Osmanlı dönemine rastlıyor. O dönemde İran’dan getirilen ve zamanın kahvehanelerinde muhabbetlere eşlik eden tömbeki padişahlar döneminde yasaklanmıştı. Nargile de uzun zaman İstanbul Tophane’de , İzmir Kemeraltı’nda ve Ankara Gençlik Parkı'nda tömbeki olarak sunulmaya başlanmış. Bu nostaljik mekanların müdavimlerini ise genellikle orta yaşın üstündeki insanlar oluşturuyordu. Daha sonraki, yani yakın dönemlerdeki aromalı nargilelerin hayatımıza girmesi ile daha hafif bir içecek haline gelen nargile genç kitle tarafından da tercih edilmeye başlandı. NARGİLE için yapılan yorum... 1) nargile dumanının analiz edildiği bir çalışmada; bir nargile içimi sırasında 3 gram tütün ve 5 gram kömür yakıldığı, toplam 2.25 miligram nikotin ve 242 miligram partiküler madde alındığının belirlendiğini bildirdi. Hacettepe Üniversitesi (H.Ü) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sigara Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nazmi Bilir nargile içimi sonucunda alınan nikotin miktarının, 50 adet sigara içilmesiyle alınan nikotin miktarına eşit olduğunu kaydetti http://img337.imageshack.us/img337/9157/imagessow7.jpghttp://img187.imageshack.us/img187/9585/imagesyl2.jpghttp://img187.imageshack.us/img187/5815/imagessspd5.jpghttp://img337.imageshack.us/img337/3913/235pxnargile2it2rh2.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 İnsanoğlu ilk olarak milattan önce keşfetti tütünü. İbadet amacıyla yaktıkları tütün yapraklarının verdiği keyfi farkeden insanlar, o günden beri onu hayatlarında vazgeçilmez kıldı. Tütün, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından şekillendirildi. Pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbir şekil, tütünle "nargile" kadar bütünleşmedi. 'Hindistancevizi'nin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hindliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular. Nargile, aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü. Dede torununa miras bırakacak kadar değer verdi nargilesine. Kimi zaman sultanların başucunda yerini aldı , kimi zaman ise hakettiği ilgiden mahrum bırakıldı. Nargile ve nargile çevresinde oluşan göz kamaştırıcı kültür, bugün yine o ihtişamlı günlerine yeniden dönmenin hazırlığını yapıyor. Tütüne sihir katan kültür, gün geçtikçe daha fazla ilgi sevgi görmeye devam ediyor. Zamansızların işi Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplar'ca "Şisa", İranlılar'ca ise "Kalyan" olarak adlandırılan 'nargile'nin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. 'Hindistancevizi'nin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketiminine yeni bir boyut katarken, 'Hindistancevizi' ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş cam gövdeli nargileler izledi. Önce İranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı. Araştırmacıların 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı Osmanlı ise tütünü tanıdığı 16'ncı yüzyıldan bu yana nargileyi içine çekip, dumanını göğe savuruyor.. Muhabbet erbablarının vazgeçilmez dostu nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok. Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor. Nargile tiryakileri arasında oldukça yaygın bir deyim var: "Bu meret zamansızların işi"... Çünkü bir nargileyi içmek için en az 2 saati gözden çıkarmak gerekiyor. Bu süre de oldukça derin sohbetlerin başlaması için fazlasıyla yeterli oluyor. Zahmetli ama lezzetli Nargile içmek ne kadar lezzetli ise hazırlanışı da bir o kadar zahmetli. Dışarıdan çok basit bir olaymış gibi görülen nargilenin içilecek duruma gelmesi için binbir türlü işlem gerçekleştiriliyor. Nargile, 'Rüle, Ser, Marpuç ve Şişe'den oluşuyor. Tütünün konulduğu bölüme Rüle, nargilenin uzun gövdesine Ser, içinde dumanı filtre eden suyun olduğu ve meşhur fokurdamaların geldiği bölüme Şişe, dumanı şişeden alan ve ağıza ulaştıran hortuma ise Marpuç ismi veriliyor. Nargilenin en önemli öğesi tütün. Tömbeki ismi verilen tütün, kıyıldıktan sonra geceden ıslamaya bırakılıyor. Üzerine nemli havlu örtülüp bir süre bekletiliyor. Nargilenin iyi olmasının sırrı da bu tavının iyi olmasında yatıyor. Tömbeki suyun içinde belirli bir süre bekletildikten sonra özenle lüleye sarılıyor ve servisten önce suyu sıkılarak rülelere, yani tütünün konduğu delikli tablaya yerleştiriliyor ve tütün çelik şişlerin yardımıyla tam ortadan deliniyor. Rüleye yerleştirilen tömbeki, yine ıslatılmış ancak ikiye bölünmüş ve kalın damarları alınmış bir tütün yaprağıyla sarılıyor. Daha sonra sere yerleştirilerek kısa boylu bir meşe ağacı türü olan pırnal kömüründen elde edilmiş köz ile yakılıyor. Bu klasik yani birkaç yıl öncesine kadar Osmanlı ve milletler tarafından kullanılan tömbeki türü. Ballı, güllü, capuccinolu... Bir de bunun yanısıra günümüzde Mısır'dan getirtilen ve adına bahri veya Arap tömbekisi denilen bir tömbeki türü daha var. Bunlar fermente edilmiş meyvelerden elde ediliyor ve özellikle gençler rağbet ediyor. Bu tür tömbekiler, elma, nane, kayısı, çilek, muz, limon, ananas gibi keskin kokulu meyve veya bitkilerden yapılıyor. Son dönemde Suudi Arabistan'dan getirilen ve en pahalı tömbeki türü olarak nitelenenler ise ballı, güllü ve capuccinolu olanlar. Şişe bölümüne konulan su ise zaman zaman içilen tütün çeşidine göre değişebiliyor. Örneğin capuccinolu ya da muz aramolı tütün içmek isteyenler, dilerlerse şişeye su yerine süt doldurtuyorlar. TÜTÜN Amerika'nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı'ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz. OSMANLI 16.YÜZYIL'DA TANIDI TÜTÜN Amerika'nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı'ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz. NARGİLENİN ANATOMİSİ SİPSİ: Nargileyi ekonomik hale getiren sonradan yapılmış bir ek. Marpucun ucuna takılıyor ve içmek isteyen herkese bir tane veriliyor. LÜLE: Tütünün içine bastırılmadan konduğu ve üzerine közün yerleştirildiği seramik kap. TÖMBEKİ: Aromalı tütünler çıkmadan önce kullanılan tek nargile tütünü. MANGIR: Nargile kömürü uzun süre dayanmalı. Bu nedenle yanmış ve söndürülmüş meşe kömürü kullanılıyor. MARPUÇ: Nargilenin gövdesinden dumanın çekildiği uca kadar, hortum dahil bölümün tümü. AĞIR AĞIR İÇİLMELİ "Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır" denilse de nargileden asıl keyfi almak için mutlaka içim tekniğini de bilmek gerekiyor. Her tiryaki kendine göre bir zevk alma biçimi belirlemiş. Ancak hepsinin de buluştuğu ortak nokta "ağır, ağır içmek gerektiği" İşte ustalarına göre nargile içme teknikleri: Öncelikle sigara gibi değil pipo gibi içiliyor. Yani, havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın. Bu arada iki içim tekniği var: Göbekten ve göğüsten. Göğüsten içim yorucu olduğu için göbekten içim tercih ediliyor. Bu yöntemde dumanı diyaframınızı kullanarak midenize çekiyor ve üflüyorsunuz. Nargile sisesinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğuna geliyor. Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve suyun içinde süzülerek size ulaşıyor. Nargileyi sigaradan ayıran en büyük fark ise dumanın suyun içinde soğuması ve bu aşamada tütünün içindeki zararlı maddelerin filtre edilmesi. Nargilenin de dili var Nargilenin etrafında çevrelenen sohbet kültürü, beraberinde insana has iletişim sözcüklerini de beraberinde getirmiş. Bunlardan nargileyi anlatan ve en çok bilineni ise "Maşa, Meşe, Köşe, Ayşe" kelimeleri.. Yanyana geldiklerinde tatlı bir ahenk veren bu kelimelerin herbiri aslında bir çok şeyi anlatıyor. Tütünün olduğu yerde olmazsa olmazlardan biri olan ateş beraberinde "maşa"yı getirmiş. Nargilenin közlerini her dem tazelemek mutlaka maşaya ihtiyacınız var. "Meşe" ise, ateşin olmazsa olmazı. Çünkü nargilenin közünun mutlaka meşe odunundan yapılmış olması gerektiğini anlatıyor. Nargilenin en önemli özelliklerinden biri de şüphesiz ki rast- gele bir mekanda içilmemesi. Hem nargile kültürüne olan saygı hem de alınan keyfin olur olmaz sebeblerle bölünmemesi açışısından kendinize mutlaka bir "köşe" bulmanız gerekiyor. Tekerlemenin son kelimesi "Ayşe" ise hizmet edenlere verilen lakab. Servis yapan garsonların güleryüzlülüklerini ve hizmetlerinin kalitesini Ayşe kelimesi belirliyor. MİMAR SİNAN DA İÇMİŞTİ AMA KEYİFTEN DEĞİL Osmanlı'nın en parlak döneminde birbirinden muhteşem eserlere imza atan Mimar Sinan'ın da nargile kullandığı bilinmektedir. Ancak Mimar Sinan'ın kullanım amacı keyiften öte tamamen mesleği ile ilgilidir. Süleymaniye Camii'nin yapımı için Kanuni Sultan Süleyman'dan emir alan Mimar Sinan, caminin tam ortasında nargile içer. Kanuni, bu durum karşısında köpürür ve Sinan'a: "Bre Sinan bu ne rezilliktir. Bu müberek çatı altında nargile ile keyif çatıyorsun" der. Ancak Sinan'ın nargilesi keyif nargilesi değil bizzet Sinan'a mahsus ince zekanın bir sonucudur. Çünkü cemaatle kılınan namazlarda, insan nefesleri ve cami içinde yanan yağ kandilleri, havayı kirletebilir; böylece süslemelerin, tavanların, üzerlerinde is birikimine neden olabilir. Bunun için Sinan caminin giriş kapısının üzerine bir hava tahliye aralığı yapmıştır. İşte, Sinan o anda nargilesiyle bu tahliye aralığını deniyordur. NARGİLENİN RACONU OLMAZ MI? Her ortamın gelenekselleşmiş görgü kuralları olduğu gibi nargilenin de kendine göre bir raconu ve geleneği var. Dedelerinden ve babalarından nargile kültürünü devralan müdavimlerin aşina olduğu bu kurallar, her ne kadar gençler tarafından rağbet görmese de oldukça ilginç: l Nargile havadar ve sakin mekanlarda içilmelidir. l Yüksek sesle konuşmak ve etrafın sukunetini bozmak raconu da bozar. l Asla nargile ateşinden sigara yakılmamalıdır. Mecbur kalındığında kömür közü maşa ile tutulmalı ve öyle yakılmaldır. l Nargile hiçbir zaman kendinizden ve çevredeki nargilelerden yüksek bir yere konulmamalıdır. Bu büyük bir görgüsüzlük olarak kabul edilir. l Eğer nargile başka bir arkadaş ile ortak içiliyorsa şipsi kullanılmalıdır. Nargilenin marpucu ise asla direkt arkadaşın eline verilmemeli, masaya bırakılmalı ve diğer içecek olan kişi oradan almalıdır. __________________ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
heRnan coRtes Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 http://www.gnoxis.com/forum/gnoxis-cafe/13014-nargile.html buda benden ekleme olsun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
VictoRia Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2007 çok severim arkadaşlar teşekkürler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Benim migrenim var.Bu bakımdan nargile bnm için yasak:confused:Kara listede Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
shadeo Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 atın ölümü arpadan olsun be kardeşim ellerine saglık güsel olmus ama benim gibi bir nargilee tiryakisini vazgeçiremeyecek;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 içine bi de hint keneveri varsa deymesinler keyfime ya da su yerıne viski koyucan :) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yolgezer Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 her türlüsünü içtim güzel ama yazıdanda anlaşılacağı gibi zararlı gerçi biz abartmıstık adamlarda pazarlamasını iyi yapıyo be kardeşim butun meyve çiçek hatta kahve türevleerinde bile tütün yapmışlar izmirde su yerine süt koyup daha az zararlı diyen cafeler bile var en iyisi hiç bulaşmamak:) sağol emek için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dygu Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 ölceksek nargileden ölelim ya sütlü kavun harika herkese tavsiye ederm:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.