Jump to content

Ley Hatları Hakkında


Ram

Önerilen Mesajlar

Dünyamızın da belli noktalardan geçen, bizim sahip olduğumuz meridyenler gibi, ley hatları adında enerjilerin yoğun olarak aktığı bölgeleri var.

 

Kimi kanal mesajlarında kadim Mu halkının ley hatları enerjisini ve kutsal geometriyi oldukça yoğun şekilde kullandıklarından bahsediliyor.

Ley hatları üzerinde kimi noktalarda diğer bölgelerden daha yoğun enerji odakları bulunur. Bunlar tıpkı insan vücudundaki akupunktur noktaları gibi işler. Bu bir çeşit girdap oluşturur ve bu bölgelerdeki yüksek enerji sayesinde harika şifa enerjileri bedene aktarılabilir. Mu halkının tüm şifa tapınaklarını bu enerji odakları üzerine inşa ettikleri söyleniyor.

Yine kimi kanal mesajlarında söylendiğine göre aynı enerji hatları üzerinde bulunan iki merkez arasında alışılmadık bir ulaşım sistemi ile yolculuk etmek mümkünmüş.

 

Forumda araştırmama rağmen bir yazıya rastlayamadım.

Ley hatları yer değiştirir mi?

Bu hatların hangi bölgelerden geçtiğini biliyor musunuz?

Bir ley hattını bulabilmek için nasıl bir çalışma içine girmeliyiz?

Fazla güvenemediğim bir kaynaktan edindiğim bilgiye göre ley hatlarından birisi Kapadokya üzerinden geçiyormuş. Yine fazla güvenemediğim bir kaynakta ise yazar tanıdığı bir üstat ile birlikte bu bölgedeki mağaralardan birinde bu kanalları kullanarak başka bir merkeze -İngiltere'de bir yer doğru hatırlıyorsam- bir çeşit ışınlanma ile yolculuk ettiğini söylüyor ki kanal mesajlarını doğrular nitelikte.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bilgiler için teşekkürler ama ne yazık ki ne Kabe'ye ne de piramitlere gidebilirim. Yalnızca belki etraftaki camilerden birine gidip şansımı deneyebilirim.

 

http://www.spiritualizm.com/bbturkiyegiz8.html

Biraz araştırma ile bu bilgilere ulaştım. Ancak çoğu zaten bilindik bilgiler.

 

Yazıya göre neredeyse bütün ülke ley hattının içindeyiz. Ley hatları yer değiştirir mi bilmiyorum. Bilgiler günümüzde halen geçerliliğini koruyor mudur bilmiyorum. Bu bilgilerin kaynağını da bilmiyorum.

 

Ben yalnızca dünyanın doğal enerjisinin daha yüksek attığı bir bölgede bir çeşit şifa ve Dünya ile birleşme meditasyon yapmak istiyorum.

 

Ley hattı üzerinde kimi noktalarda oluşan daha yoğun enerji odaklarını tespit edebilmek için nasıl bir çalışma içine girmeliyim bilmiyorum. Herşeyden önce bir ley hattının dahi tam yerini söyleyemiyorum. Yazıya bakarsak hareket etmeme bile gerek yok. Ülkenin yarısı ley hattının içinde.

 

Edindiğim bilgiye göre hat üzerindeki dağların dorukları, nehir kaynakları doğal birer enerji odağıymış.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

HiddenWizard güzel bir örnek verdin hiç bir bilim adamı daha çözemedi bunun sırrını.

 

Arkadaş Acaba O Bilim Adamları Oraya Gelebilirlermiki Oranın Boş Olduğu Zaman Yok :)Girdap Oluşması Doğrumudur Bilinmez Ama O Sırrı Kabe Müslümanların Elinden Alınmadıkça Bilinmez Hiçbir Müslüman Orayı Kimseye Vermez.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dünyamızın da belli noktalardan geçen, bizim sahip olduğumuz meridyenler gibi, ley hatları adında enerjilerin yoğun olarak aktığı bölgeleri var.

 

Kimi kanal mesajlarında kadim Mu halkının ley hatları enerjisini ve kutsal geometriyi oldukça yoğun şekilde kullandıklarından bahsediliyor.

Ley hatları üzerinde kimi noktalarda diğer bölgelerden daha yoğun enerji odakları bulunur. Bunlar tıpkı insan vücudundaki akupunktur noktaları gibi işler. Bu bir çeşit girdap oluşturur ve bu bölgelerdeki yüksek enerji sayesinde harika şifa enerjileri bedene aktarılabilir. Mu halkının tüm şifa tapınaklarını bu enerji odakları üzerine inşa ettikleri söyleniyor.

Yine kimi kanal mesajlarında söylendiğine göre aynı enerji hatları üzerinde bulunan iki merkez arasında alışılmadık bir ulaşım sistemi ile yolculuk etmek mümkünmüş.

 

Forumda araştırmama rağmen bir yazıya rastlayamadım.

Ley hatları yer değiştirir mi?

Bu hatların hangi bölgelerden geçtiğini biliyor musunuz?

Bir ley hattını bulabilmek için nasıl bir çalışma içine girmeliyiz?

Fazla güvenemediğim bir kaynaktan edindiğim bilgiye göre ley hatlarından birisi Kapadokya üzerinden geçiyormuş. Yine fazla güvenemediğim bir kaynakta ise yazar tanıdığı bir üstat ile birlikte bu bölgedeki mağaralardan birinde bu kanalları kullanarak başka bir merkeze -İngiltere'de bir yer doğru hatırlıyorsam- bir çeşit ışınlanma ile yolculuk ettiğini söylüyor ki kanal mesajlarını doğrular nitelikte.

 

 

 

KÂBE VE ARAFAT`TAKİ SIRLAR

 

Ahmet Hulusi

 

Bizim müşahedemize Cenâb-ı Hakk'ın bizde izhar etmiş olduğu ilme göre...

 

İnsan bedenini saran sinir sisteminde akmakta olan biyoelektrik gibi dünyanın yüzeyi altında da akan “negatif” ve “pozitif” radyasyon akımları kanalları mevcuttur.

 

Şayet sizin kurmuş olduğunuz ev ya da işyeri veya çiftlik negatif radyasyon akım kanallarından birisi üzerine isabet ederse o evde başınız hastalık ve sıkıntıdan kurtulmaz. işyerinizde daima işler ters gider. Çiftliğinizde kaza-belâ eksik olmaz hayvanlarınız barınmaz vesaire...

 

Aynı şekilde şayet eviniz iş yeriniz ya da çiftliğiniz pozitif radyasyon akım kanallarından biri üzerine isabet ederse. Bu defa da eviniz son derece huzurlu olur. Dışardan çoğu zaman evinize kaçarsınız. işyeriniz son derece verimli bereketli olur. Çiftliğiniz hayvanlarınız kezâ öyle.

 

İşte bu anlattığımız akım kanallarına batıda özellikle İngiltere`de de «ley» hatları deniliyor. “Negatif” olanlarına da «kara akım hatları» tâbiri kullanılıyor.

 

Burada bir önemli noktaya da dikkatinizi çekmek istiyorum…

 

Bu dalgalara “pozitif” veya “negatif” tâbirlerini kullanmamız bize GÖREdir!… Bize yarar sağlaması itibariyle “pozitif” bize yarar sağlamaması itibariyle de “negatif” deyimini kullanmaktayız… Oysa bu dalgaların kendi yönünden bir “negatif”lik ya da “pozitif”lik gibi bir ayrıcalıkları yoktur!. Yalnızca pek çok yüksek frekanslı dalgalardan daha düşük frekanslı dalgalara kadar uzanan dalga türleridirler..

 

Biz Kudüs Medine ve Mekke’deki alanların yaydıkları yüksek frekanslı dalgalara “pozitif” demişiz.. Esasen bu dalgalara Din-tasavvuf lisanında da “cemâl” veya “celâl nurları” ismi verilmiştir!..

 

Bize göre “Pozitif” olarak nitelenen ışınımın nispeten daha düşük frekanslı olanlarına “cemâl nuru”; daha yüksek frekanslı olanlarına da “celâl nuru” denilir…

 

Ancak dikkat edile ki… Burada anlatılan bize çok yararlı olan bu ”cemâl ve celâl nurları” ile “mutlak cemâl ve celâl nurları” arasındaki fark sanki kibrit ateşi ile Güneş arasındaki fark gibidir!… Gözden kaçmaya!

 

İnsanların dahi “celâlli” ya da “cemâlî” diye tanımlanması beyinlerinin yaydığı bu dalgalar dolayısıyladır.. Yanikiminin beyninin yaydığı dalgaların frekansı kimine göre daha çok daha yüksektir ki biz onlara “celâlli bir kişiliği var” deriz!.

 

İşte dünyanın bedeni içindeki “pozitif” enerji hatlarının kesişip sanki bir enerji santralı gibi yayın yaptığı en önemli merkez Mekke`de bulunan Kâbe-i Muâzzama'nın altıdır ve bunun uzantısı da Arafat Dağı'nın altıdır!..

 

Keşif sahiplerinin keşif yoluyla gördüğü bu gerçeğe Seyyid Abdülaziz Ed Debbağ da «El İbrîz» isimli eserinde değinmiş ve Kâbe`den göğe yükselmekte olan bir «nur» sütunundan adı geçen eserinde bahsetmiştir!..

 

Bu noktadaki çok güçlü pozitif enerji dolayısıyla Harem-i Şerîf`teki tüm insanların beyinleri öylesine etkilenipöylesine güçlü bir faaliyet içine girmektedirler ki bunu anlatabilmemiz mümkün değildir.

 

Nitekim bu gerçek dolayısıyla Kâbe çevresinde kılınan namaz için Rasulallah salla`llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

 

-Kâbe`de kılınan iki rek`ât namaz dünyanın başka mescîtlerinde kılınan namazdan 100 bin defa daha sevaplıdır!..

 

Zira Kâ’be çevresinde yapılan her ibadet sırasında yeraltından yayılan “celâl nurları” yani çok yüksek frekanslı dalgalar dolayısıyla beyin kat rekât güçlü dalga üretimi yapmakta; hem bunu ruha güçlü olarak yüklenmemekte; hem de dışa dönük bir biçimde yayınlamaktadır.

 

Gene bir başka hadîs-i şerîfte Rasulallah salla`llâhu aleyhi ve sellem:

 

-"Başka yerlerde sadece fiillerinizden mes`ûlsünüz Kâbe`de ise düşüncelerinizden de mes`ûl olursunuz."

 

Buyurmuştur.

 

Bunun da gene sebebi beynin aldığı güçlü enerji dolayısıyla düşünceleri dahi fiil düzeyindeki bir güçle ruha yüklemesindedir.

 

Ancak burada bize göre bir başka gerçeğe dikkatinizi çekmek isterim:

 

Beytullah altında olup çevresini de etkileyen bu alan en fazla yaklaşık 30-40 metrelik bir yarıçaptır!. Onun dışı Rasûlullah Aleyhisselâm’ın yaşadığı devirde evlerle kaplıydı!.. Bugün ise Ebu Cehil’in tuvalet yapılmış olan evinin çevresinde bile “Kâ’be ‘de namaz kılıyoruz” zannıyla namaz kılan sayısız insan görüyoruz!.

 

Yine bizim tespitlerimize göre Kâ’be çevresinin dışa yani çevreye yaygınlaştırılması yerine; 30-40 metrelik çevresinde dönerek yükselen ve inen bir yürüyen yol yapılıp; insanların burada yürürken yedi dönüşü yani bir tavafı tamamlamaları sağlanabilirdi… Bunun için de Kâ’be’nin duvarları yükseltilebilirdi!.

 

“Beytullah”taki bu “nurâniyet”ten istifade için tavafların özellikle bu mesafe içinde yapılması açıkladığımız gerekçe yönünden çok önemlidir; bize göre!.

 

“Beytullah” altındaki bu enerji merkezinin yani “nurâniyetin” bir başka tezahürü de şudur…

 

Mekke’ye gelip Kâ’be ziyaretinde bulunanların önemli bir kısmında bir kaç gün içinde değişiklikler görülmeye başlanır beraber oldukları arkadaşlar tarafından…

 

Bu insanların kimi son derece hırçın haşin bencil hükmedici bir kişilik ortaya koymaya başlar; kimi de son derece munis hoşgörülü sevecen yardımsever bir hâl alır!. Kimi çarşı-pazar saldırır; kimi de Beytullah'tan dışarıya adım atmak istemez!.

 

Kişilerdeki bu değişikliğin sebebi bizim tespitlerimize göre şudur;

 

Kâ’be’nin altındaki enerji merkezinden oldukça yüksek frekanslı bir dalga yayılmaktadır… “Celâl nurları” diye isimlenen bu nurlar hem insanlarda şiddet ve celâl hâli oluşturmakta; hem de insanlardaki o ana kadar açığa çıkmamış özelliklerin beyinden dışa vurmasına yol açmaktadır!.

 

Oraya gitmeden önce normal kendi hâlinde yaşayan bir kısım insanların oradan döndükten sonra hiç de o güzelliklere uymayan bir yaşam biçimi içine girmesi; hatta Dinî değerleri bir yana bırakarak beşeriyetin doğal gereklerine ve sonuçlarına göre yaşam sürdürmeye başlaması işte beyni etkileyen bu yüksek radyasyon dolayısıyladır. Bu yüksek frekanslı dalgalar onun ikincil kişiliğini oluşturan merkezleri güçlendirerek günlük yaşamının bu doğrultuda açığa çıkmasına sebep olur!.

 

Nasıl ki bir balon sönükken üzerindeki defolar belli olmaz fakat şişirilince ortaya çıkarsa…

 

Aynı şekilde oradaki yüksek frekanslı dalgaların beyin faaliyetini arttırması dolayısıyla da herkesin ikincil özellikleri orada ortaya çıkmaktadır!. Ve böylece çok iyi tanıdığınızı sandığınız yakınınızın orada içyüzünü görmeye başlarsınız!.

 

Bu çok yüksek enerji dolayısıyladır ki Mekke’de insanlar çok “celâl”li saatler yaşarlar ve olaylarla karşılaşırlar!..

 

Oraya gidenlerin de bildiği üzere Mekke halkı genelde sert hırçın ve celâlli insanlardır!. Bunun sebebi bizim tespitlerimize göre Kâ’be altındaki çok yüksek frekanslı dalgalardan yani radyasyondan ya da mecazî anlatımla “celâl nurlarının” tesirlerinden ileri gelir!.

 

Misâl vermek gerekirse Anadolu’nun herhangi bir yerine göre Kâ’be ‘de yayılan dalgalar yüz bin defa daha yüksek frekanslı yani kuvvetli dalgalardır!.. İşte bu yüzden “Kâ’be ‘de kılınan namaz başka yerlerde kılınan namazdan 100.000 defa daha sevaplıdır”; ve de “Kâ’be ‘de düşündüklerinizden mesûl olursunuz”!.

 

İşte bu yüksek frekanslı ışınım yani “celâl nurları” o dalgalarla haşır-neşir olarak büyüyen insanların bahsi geçen özelliklere sahip olması sonucunu getirir!..

 

Gene bizim müşahedemize göre…

 

Hazreti Rasûlullah Aleyhisselâm’ın nübüvvet görevinin başlamasından hicretine kadar geçen yaklaşık on üç yıllık evresinde Mekke’de kendisine inananların sayısının 40-50’ye ulaşabilmesinin nedenlerinden önde gelen bir sebep de bu husustur.

 

Mekke’deki bu yüksek frekanslı dalgalar genel istidat ve kâbiliyet ile programlanmış insanlarda konuya karşı bir direnç oluşturmuş bu yüzden de O’nun getirdiklerini inkâr etmişlerdir..

 

Medine’de ise Kâ’be ‘dekine göre bir hayli düşük frekanslı dalgalar yani “cemâl nurları” mevcut olduğu için; orada insanlar genellikle “cemâlî” bir yaşam geçirirler “Lâtif” ilişkiler içinde olurlar… Medine’deki faaliyet sonucu müminlerin sayısı on sene sonunda yüz binlere ulaşmıştır!..

 

Medine ziyaretinin Mekke’den sonraya bırakılması kişilerin dönecekleri ortama uyum sağlamaları açısından da bir kolaylık sağlar!.

 

Mekke’den döndükten sonra 20 gün ile bir ay arasında bulunulan yere uyum sağlanabilmesinin sebebi de gene bu yüksek radyasyonun beyinde tesirinin azalmasıyla söz konusu olur…

 

Gene Kâbe-i şerîf altındaki bu radyasyonun beyinlere yüklediği güç dolayısı ile tavaf sırasında kabiliyetli beyin sahiplerinde çeşitli olağanüstü yaşamlar gerçekleşmektedir.

 

Peki Kâbe böylesine muazzam enerji merkezi ya da bir diğer ifade ile «nûr kaynağı»dır da; Hacc niçin Arafat`ta olmaktadır?.. Hac niçin Arafat`tır?.. Arafat`taki olay nedir?..

 

Kâbe-i Muazzama`nın altında bulunan son derece güçlü müspet radyasyon kanalının bir uzantısı da Arafat tepesinin altında ikinci bir düğüm meydana getirmektedir demiştik az evvel.

 

İşte Arafat tepesi ve civarında toplanan yüz binlere milyonlarca insan yerden aldıkları son derece güçlü radyasyon ile beyinlerinden tek bir mânâda yayın yapmaktadırlar.

 

«Vakfe» denen olay insanların bu tek mânâ üzere toplu «yönlendirilmiş dalga» yayınına yönelişleridir.

 

«ALLAH'IM BİZİ AFFET!..»

 

Yüz binlerle milyonlarca insan beyni; sanki lazer ışını gibi tek bir anlamdaki dalga boyundan yayın yapmakta; ve bu dalga boyundan oluşan dev bir manyetik bulut tüm Arafat Bölgesini kaplamaktadır!..

 

Şimdi hemen hatırlamaya çalışın.

 

Üzerine herhangi bir görüntü çekilmiş video bandını çalışırken video cihazının üzerinde unutursanız ne olur?.. Video cihazının yaydığı manyetik alan bandın üzerindeki kaydı siler!.. İsterseniz siz buna görünmeyen eller bandı siler de diyebilirsiniz!..

 

Evet. işte misâl yollu anlatmaya çalıştığım gibi.

 

Siz orada «ALLAH'IM GEÇMİŞ GÜNAHLARIMDAN DOLAYI BENİ AFFET» dediğiniz anda hem bu tür bir dalga oluşturmuşsunuzdur. Hem de beyninizi bu mânâdaki dalgalara açmışsınızdır!.. Ve açılan bu kanaldan o güçlü manyetik alan bir anda beyninizi etkiler ve o ana kadar ruhunuza negatif yükle beyniniz tarafından kaydedilmiş tüm yazımlar siliniverir!.

 

Ve siz anadan doğmuşçasına günahsız olarak. O ana kadar ruhunuza yüklenmiş olan tüm negatif yüklerde arınmış olarak Arafat`dan dönersiniz.

 

Rasûlullah salla`llâhu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

 

-Arafat`tan dönüp de acaba benim günahlarım affoldu mu diyen kişi en büyük günahkârdır!..

 

Çünkü olay böylesine kesin bir olaydır!..

 

Allâh günâhlarından arındırmayı murat ettiği kuluna nasip eder oraya gitmeyi; ve orada da böyle bir sistem içinde arınmayı bahşeder!..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ley hatları yer değiştirir mi?

Bu hatların hangi bölgelerden geçtiğini biliyor musunuz?

Bir ley hattını bulabilmek için nasıl bir çalışma içine girmeliyiz?

Fazla güvenemediğim bir kaynaktan edindiğim bilgiye göre ley hatlarından birisi Kapadokya üzerinden geçiyormuş. Yine fazla güvenemediğim bir kaynakta ise yazar tanıdığı bir üstat ile birlikte bu bölgedeki mağaralardan birinde bu kanalları kullanarak başka bir merkeze -İngiltere'de bir yer doğru hatırlıyorsam- bir çeşit ışınlanma ile yolculuk ettiğini söylüyor ki kanal mesajlarını doğrular nitelikte.

 

Birincisi ley hatları evet yer değiştirir. Bunlar dünyanın enerji kanallarıdır ve bu ley hatlarının çakıştığı noktalar yüksek manyetik alana sahip bir nevi çakralardır. Nasıl insan bedeninde bir çok enerji kanalı varsa işte dünyanında bu şekilde enerji kanalları tabiri caizse akupunktur noktaları ve çakraları vardır. Ley hatları zamanla, depremlerle ve çeşitli sebeplerle değişebilir.

 

Ley hatlarının muhtemel konumlarıyla ilgili bir belge elime geçmişti. Ama hangi kaynakta hatırlayamıyorum. Sadece size ley hatlarının olduğu bazı özel bölgeleri söylemem gerekirse, kabe, stonehenge, efes ve meryem ana (kimisi ley hattının efesten kaydığını söylüyor), spil dağı, olymposun bazı bölgeleri, Mısır'da büyük piramitin yol hattı bu ley hatlarından bazılarının geçtiği noktalardan biri. BU bilgiler kanal bilgili değil tarihsel süreçte metafizikçilerin tespit edebildiği noktalar.

 

Ley hatlarını bulmak o kadarda zor değil aslında. Birincisi eski büyük tapınak ve mabetlerin yapıldığı noktaları araştırın, oralar muhtemel ley hatlarının geçiş noktasıdır. Bir diğer yöntem (en çok bilinen) radyestezidir. Ama en kesini ise hayvanları (büyük sinek sürüleri gibi) ve insan sezgilerinin kullanılmasıdır.

 

Ley hatları uzun yollar şeklinde hatlardır. Bu yukarıda bahsettiğim ya da kapadokyada geçen nokta ley hatlarının kesiştiği noktalardır. Bu noktalardan başka bir noktaya teleportasyon olduğu birçok kaynakta olaylarıyla geçer ama ne kadar doğru olduğu bilinmez. Genel olarak tespit edilen bu noktalarda elektromanyetik alanın sapmaya uğramasından dolayı zaman ve mekan boyutunun bükülmesidir. Ama dediğim gibi bunlar teori. Ley hatlarının muhtelif yerleri elime tekrar geçerse (Biraz bakacağım kitaplarıma) burada paylaşmaya çalışırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...