Jump to content

Kerem ile Şule'nin ayrılık senfonisi (müthişş) küçük iskender'in en harikulade şiiri


asdjklm

Önerilen Mesajlar

Ayrılık senfonisi bitmektedir. Orkestra şefi -ki İstanbuldur,yaşlanmıştır artık. kerem,şuleyi bir gece zorla Salacak’a götürür. Saatlerce kıpırdamadan otururlar. Martılar vardır. Hepsi de budur…

 

kerem: yalnız bende değil yalnızlık hali; deniz de karanlık, gökyüzü de bir acayip, kuşların hali…

 

şule: efendim?

 

kerem: orhan veli den!..

 

şule: -susar. büyülü bir rozet takmıştır yakasına

 

kerem: türkçenin o patlak gözlü aptal bakışlı sarkık dudaklı sözcükleri sümüklerini çekiyor olacak bir kenarda biz ayrılırken…

 

şule: sen bir şairsin, sen bir insansın biraz inançsın kerem, inançsızlığın orta yerinde! sonra.. garip bir hırsla saklanansın edip cansever in elinde kurbağayla katledildiği meserret otelinde!

 

kerem: konuşma! yeter! şule! vururum! sus! yeter! tanrım! utkuların sahaflar çarşısındayım tanrım! bu gerçek üstü bedenimle ikilemlerin karşısındayım.. tanrım! ne kadar iyimserim ne kadar da budala şule! yetiş! vuracağım seni! sus! yeter! namusum yoksul! ağrım sonsuz! sende yoksun artık şule! kimse yok! yokoluş okullarındayım ”belki”den beklemeli

 

hayat diyor ki: oğlum kerem! sen önüne dek gidip durmalısın ölüm, seni, yanına yaklaşamadan acısından küstahlaşarak seyretmeli..

 

şule: fakat bu sakat ve hadım ve yanlız adamlar -ki sende onlardansan eğer bir gün -örneğin özgün bir eylül! karamsar veya karmakarışıkmışsın varsay aşıkmışsın ki meğer!.. ölgün bir seher çarpaçarpa kırıp dağıtırken göğü soylu, tozlu bir yolun sonuna getirecektir hepimizi orada bulacağız boylu boyunca yatan toprağın bileklerinde yumru yürekler gibi atan o harikulade kısa öyküyü:

 

fiiller sandılar ki büyük cümlelerde yüklemlere girer girmez adam oldular oysa onlar çoktaaaan anlamlara ihanetten sözlüklerde idam oldular!

 

kerem: sen tenimdeydin, terimdeydin, terimlerimdeydin şule! benimdin, benim olan derinimdir! elimdeki bu tabanca- ki beni bir tek o merhamete boğabilir sanıyorum kim bilir- sanki bilnçlenmiş, aşka gelmiş dev bir karınca gibi göğsüne eritilmiş kokinalar taşıyacak birazdan çerçevesiz bir güneş yapıştıracak alnına sahici coşkulu,uykulu ve çalıntı hasta bir yazdan! sen! beni terk etmenin mors alfabesi sen! beni, seslerle aldatmanın canlı hevesi sen! ağzın kurak bir nisandır davranışların ” pepino di capri” psikolojisi sen! hapishane avlusu omuzlarınla sürekli dinçsin. biz, farkındaysan ,sürekli güçlüyüz.. birincisi beklentiler, bir sen, bir de ben! kıpkırmızıyız… kımız gözlerimizle hayata gözcü bir üçlüyüz! sen! hey! kurşunumun kadını! vuracağım seni şule! ah ulan, vuracağım seni bu gidişle ve inan olsun -inadına parmaklarımı parçalaya parçalaya parmak çocukların kaderlerine yazacağım adını! otuziki dişiyle birlikte kıracağım esareti ah şule! bir tanem! bin tanem! gitme! kal! benimkisi yanlız aslanın çürük cesareti

 

şule: durma! çek tetiği! ben kendi kendimi gömerim gerekirse.. mezarım! taştan! yüreğim! mermer! gölgelerin içinden sıyrılıpta gelen ruhumdur, icarus tur… vur beni! durma! yoksa küçülürüm! yaşantım! bakir! onurum! aşkınla seferber! namluların uğrunda kaldırılıpta indirildiği insanlar deyyustur!

 

kerem: konuşma! yeter! şule! sus! vururum! sus! yeter! bir kuş uçar, bir kuş uçar, bir kuş uçar…uçabilr! ve bir kuş, isterse, mavinin her tonunda yine doyasıya sevinçli ve özgür(anla!) şaşmadan toyca kanat açabilir!..

 

şule: kerem ayrılmalıyız! dön bir an ve hiçbir şey söyleme!.. ”biz kahredilen bir neslin malıyız!!”

 

kerem: bu hangi komik neden bu hangi budanan dudak hangi eflatun yüzden sanki hep bir acılanmanın yüzünden, ha? yitirilen eldivenler,atkılar, parkalar,yitirilen anılar uzak evlerde bırakılan dostlar,gülüşmeler,kitaplar kirli tabaklar, kirli küllükler, kirli fıkralar kirli sevgiler, kirli aldatmacalar ve içki şişeleri ve vestiyerlerde unutulan bir şemsiye, bir nüfus cüzdanı unutulan bir başkaldırı. biraz kırsal bir sevda biraz kılcal bir anlam. sorarım bu hangi iğreti neden, kimden, kahrolasıca! fallar mı açtın, burçlar mı söyledi, ne?! muzır bir kahkahaya dönüşecek son

 

acı çığ son acı çığ lık!

 

şule: ayrılık: bir tür isyan -sabırsız bir tür, ihtilal olma tutkusu yine, yürümek bir tür ayaksız bir tür, ayaksız ayağa kalkma arzusu ayrılık: düşün ki: bir tür, sonbahardır düşlerin vardır yağmursuz, çamursuz ıslanmak, kirlenmek biçiminde! yine, bir tür, sinirlenmek sevdaların bitiminde sıkarken elini uğrunda hayatını verebileceğin kişinin ve ümit yaşar dan ‘ayrılanlar için” kıpır kıpırken kulaklarında dolaşmak! dolaşmak! dolaşmak kendinle kıllı bir kadın memesini andıran istanbul sokaklarında!

 

kerem: fntezi takar yakasına kerem gece yarısıdır. hece yarısı. yas yarısı. ”hoşçakal,beni ara. kendine iyi bak”lar ortalarında kırılıverir,kanı akar harflerin imla kuralları infaz yasası olur, bu az çokta galiba faşizmin aşina yarası. sevinç yarası. haz yarası. mecazdı bizim beyazımızdaki. damlara damlayakalan ay ışığı ve yarım ben bırakılmanın alışkanlığı! kimliksiz! ayrılık mıdır nedir o cinayetlere atılan suç ayrılık mıdır nedir, hayırdır, huzursuzluğu utancın her nasılsa, ayrılık artık sünnettir, farz değil. kolay değil gözlerin.. ve gözlerin yeşil ve diri bir dil olur içimde birden üçüncü tekil şahıslıktır beni özleyen yarın kalkmak için beni bekleyen otobüsler ,trenler, gemiler velakin yolculuk, şimdilik, pek tekin birşey değil! bir kuş uçar, bir kuş uçar, bir kuş… düşebilr yalandır! yalan! yalan ulan, yalandır! BEN GÖRDÜM. kuşlar acemi ve kör olabilir ama asla nankör fln değil!

 

şule: ayrılık bir tür isyan- sabırsız düşün ki: bir tür, sonbahardır..

 

kerem: matematiği sevmeyen çocuklar sevdim ben kimsenin adını bilmediği, kimsenin adını çözemediği geometri problemlerinde… gül suyunda yıkanmış, yakasına gül ağacı takmış kadınlar sevdim ben!

 

silahını kaldırır) şuleeee!

 

şuleee!

 

-kendini vurur!…

 

keremin iç cebinden bir diş fırçası çıkar. aşağıdaki şiir bu diş fırçasına sarılıdır.

 

DE GÜLÜM

 

de gülüm! de ki: ela bir günde geleceğim

istanbul darmadağın olacak, saçlarım darmadağın.

hepsi, darmadağın!

üzülme gülüm! t

oparlanacağız, birlikte, ayağada kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm

hemde çelikten toprağını dele dele hayatın!

 

de gülüm! de ki: bitmiştir umut, bitmiştir sevgi, bitmiştir güven!

güven bana gülüm sana bitmemişliği öğretecek,

tattıracaktır hasretten- hakikatten- ten değiştiren yüzüm!

göreceksin gülüm! bekle!

hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere hainlere ,ezilmelere alışacak..

göreceksin- sevinçten ağlayacaksın gülüm- ki işte o vakit bana -doğrudur!

şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

 

bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var sokaklar var, kediler!

inan bana gülüm, ölüm yok birtek! ölüm yok bize!

ölüm inananlar için sessizce kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..

artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!…

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...