Jump to content

Haberci Rüyalar Nereden Gelir


nevermore

Önerilen Mesajlar

Haberci rüyalar konusu kapsamlı bir konudur çünkü haberci rüyaların işleyiş mekanizması pek çok konuyu içine almaktadır. Meseleyi, “Haber nereden geliyor, niçin bize ulaşıyor? Ulaştıran kimdir, hangi araçları kullanmaktadır? Bu araçlar nerede mevcuttur?” gibi birtakım sorularla ele almak lazımdır.

Haberci rüyanın geniş bir çember içerisinde ele alınabilmesi, başkalarına da aktarılabilmesi bakımından bazı varlıkların durumu diğer varlıklardan daha müsaittir. Bu bakımdan, herkese bu haber gitmez. Haberci rüyalar, ancak bu haberi dağıtabilen, bu haberi yerli yerinde kullanabilen, daha doğrusu haberin kendisindeki maksada hizmet edebilen varlıklara intikal eder.

Peki, haberci rüyalar nereden gelir? Haberci rüyalar, Rehber Varlıklar’dan, sistemi yöneten, sistemi yürüten varlıklardan, sistemin kendisinden gelir. Sebep ve Netice Kanunu’na uygun olarak zaman enerjisinin akışını kontrol edebilen değil de; gözleyebilen, zaman enerjisinin geçeceği yerdeki değişikliklerin neler olabileceğinin rüyetine sahip olabilecek derecede yüksek tekamül derecelerine sahip ruhsal varlık ya da varlık kümelerinden gelir. Bu rüyalar gönderilecek olan haberin bütün icaplarını yerine getirebilecek nitelikte olan varlıklara, planlar tarafından intikal ettirilirler. Bu haberin yani haberci rüyanın oluşabilmesi için muhbir vaziyetinde olan yani haberi alan, haberi bir yerden bir yere nakledecek olan insanın da birtakım niteliklerinin olması gerekir. Çünkü haberci rüyaların temeli, uykuda gerçekleşen durugörü melekesine dayanır. Rüyayı gören kişinin uykuda açık ve seçik bir şekilde kendisine haber verilen hadisenin ne olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip olması gerekir. Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse, rüya görenin durugörü yeteneğinin olması ve durugörü vasıtasıyla net bir şekilde almış olduğu haberi en iyi tarzda yorumlayabilmesi lazımdır. Bu, rüya yorumculuğu değil, rüyayı sembolik halinden çıkarıp somutlaştırabilmek meselesidir. Rüyanın renklendirilmesi, biçimlendirilmesi, ona güzel bir senaryo yazılması yani insanların anlayabileceği şekilde güzel kelimelere dökülmesi gerekmektedir. Rüyanın anlamını gerçek bir şekilde nakledecek kelimelerin, imajların bulunması gerekir. Bütün bunlar da gene haberci rüyayı nakledecek olan varlığa ait olan hususlardır. Diyelim ki, siz rüyalar görüyorsunuz. Acaba bu gördüğünüz rüyaların otantik olup olmadığını nasıl anlayacaksınız? Anlamamız her zaman mümkün değildir. Yani siz birtakım rüyalar görürsünüz ama bu rüyalar acaba size nakledilen birtakım haberler midir? Yoksa başka kaynaklardan gelen haberler midir? Rüyalar da varit olur. İnsan gündüz kendisini uyanık zanneder halbuki çoğu kez uykudadır, bir yerlere konsantre olmuştur, hiçbir şeyin farkında bile değildir. O sıralarda da birtakım tesirler gelir ama bunların bile nasıl yorumlanacağı, bunların bile otantikliği yani dosdoğru oluşları, nasıl gelmişse öyle oluşları biraz şüphelidir. Rüyalarımızda da bu çoğu kez böyle olur. Birçok haberci rüya bazı şeyleri haber verir fakat alan kişinin öyle bir kapasitesi olmadığı için bunun yorumunu doğru dürüst yapamaz. Gelen etki yarım kalır, eksik kalır; tamamlanmamış bir bilgi tarzında şaşırtıcı ve böylece de güven vermeyen, güven duyulmayan bir bilgi akışı tarzında gerçekleşir.

Haberci etkiler esasında önce varlığın şuurdışına gelir. Sistem böyle çalışır, bütün etkiler önce şuurdışından alınır. Hangisi olursa olsun her türlü etkiyi, görünenin arkasındaki görünmeyen etkileri biz şuurdışımızla alırız ve bunları belli bir zaman içerisinde şuurumuza yansıtırız.

Şuurumuza yansıtmamızın çeşitli yöntemleri vardır. Bunların bir kısmı, ses tarzında, bir kısmı rüyet tarzında, bir kısmı da dokunma veya koku alma tarzında yani beş duyumuz vasıtası ile yansırlar. Ama bazıları, bu beş duyu vasıtası ile yansımaz. Şuurdışı ile şuur arasında bir ara geçiş noktası, bir bant vardır. Hani yolda arabayla giderken görürsünüz, kesinlikle sollama yapılmaması gereken yerlerde yolu ikiye bölen bir bant vardır. İşte bunun gibi şuurdışı ile şuur arasında da bir bant vardır. Ve şuur sahamızın gücünün yeterli olmaması sebebiyle gelen etkilerin bir kısmını çekip alıp, yoruma tabi tutamama durumu ile karşılaşabiliriz. İnsanda bazen böyle durumlar olur. Peki ama o etkinin hedefini bulması gerekir, bir hedefe ulaşması gerekir. Hedefine ulaşabilmesi için faaliyet halindedir. Bu faaliyet, şuur eşiği üzerindeki o çizgide yani şuurdışından şuura geçiş esnasında bir ayağı orada, bir ayağı burada kaldığı vakit, bunlar bize rüyalar tarzında intikal etmeye başlarlar. Gördüğünüz gibi, rüyaların içerisine Duyular Dışı Algılama (DDA) mekanizmaları da karışır. Rüyaların temelinde çoğu kez, DDA Mekanizması vardır.

Gönderilen tesirin ne kadarının alındığı ve neye benzetilerek alındığı çok önemlidir. Açıklaması oldukça zor olan bu işlemi bir nevi kelime oyununa benzetebiliriz. Hani televizyonda oynuyorlar; bir taraf bir atasözünü birtakım hareketlerle, tariflerle karşı tarafa nakletmeye çalışıyor. İşte rüyalar da aşağı yukarı buna benzer. Karmaşık bir sembol sistemi kullanılarak bir haberci rüya veya herhangi bir rüya bir kişiye intikal ettirilebilir. Bazen de eğer mesele bilinen bir şeyse, o bilgi karmaşık- olmayan tek bir sembolle de ifade edilebilir.

Rüya sizin bedeninizden de kaynaklanabilir, beden dışımdan da kaynaklanabilir. Bedenimizden kaynaklanan rüyalar genellikle sağlığımızla alakalı, kendi iç

potansiyelimizdeki iniş çıkışlarla alakalı olan “şuuraltı rüyalar” dediğimiz rüyalardır. Ama arada bu haberci rüyalar da girer. Burada önemli olan nokta, bunu alacak olan insanın ruh halinin nasıl bir düzen içerisinde olduğudur. Karmaşık yapıda olan bir insanın haberci rüyası da karmaşık olur. Yani kendi iç düzeni yerinde olmayan, kendine gelememiş, kendinin farkında olmayan bir insanın vereceği haberden hiçbir şey çıkmaz çünkü yorum yapamaz. Yorumu, otantik bir yorum değildir. Yaptığı yorum, kendi ihtiyaçları istikametinde, kendini tatmin edecek şekildedir. Bu bakımdan her rüya sahih değildir. Özellikle İslam ezoterizmindeki “sahih, doğru rüyalar”, alınan bilginin otantik bir şekilde, hiçbir yoruma tabi tutulmadan aynen aktarılabildiği rüyalardır. Aynen aktarılabilmek demek, alınan tesirin kendisinin tam karşılığı olan sembollere dönüştürülmesi demektir. Bu sembol kelime de olabilir, rüyada birisini görmek de olabilir. Ama verilmek istenen bilgiye tam anlamıyla uymalıdır. Yani bir tesviyecinin yapmış olduğu iki ayrı parçanın birbirini tam manasıyla kapsaması, aralarından ışık bile sızmaması gibi bir durum söz konusu olmalıdır. Gerçek sahih

rüyalarda, alınan tesirle çıkan tesir, giren tesirle çıkan tesir birbirinin eşidir. Mesela, bilgisayar sisteminde bir giren bilgi vardır, bir de çıkan bilgi vardır. Bunlar tam manası ile birbirinin benzeridir, eşidir. Sadece şekil değiştirmiştir ama aynı şeyi ifade ederler. Rüyalar konusunda da, tersine hareket ederseniz rüya meydana gelir, bu tarafa hareket ederseniz yorum meydana gelir.

Bir de, “Bir haberci rüya görürseniz aman bunu sakın başkasına söylemeyin, rüyanın tılsımı kaçar,” tarzında bir yanlış inanç vardır. Bu bir bakıma şunu anlatmak ister:

Anlattığınız zaman karşınızdaki insanlar yanlış yorumlar yaparlar. Halbuki sizin ilk hissiyatınız, ilk vicdani yorumunuz sizin için en doğru olandır. Başkalarının yorumuna girdiğiniz vakit, onların yorumlarının etkisi altında kalmanız mümkündür. Bu durum ise yanlış hareketlere, yanlış davranışlara sebep olabilir. Bu bakımdan da, “Pek anlatmayın,” derler ama gene de bunları anlatmakta, yazmakta çok fayda vardır.

Bizim tavsiyemiz; eğer böyle haberci rüyalar görüyorsanız, lütfen küçük bir ajandaya bu rüyalarınızı tarihleriyle beraber, hiç kaçırmadan olduğu gibi yazın ve zaman geçtikçe bunları tekrar tekrar okuyarak tetkik edin. Bakın bakalım hayatınızda o haberci rüyalara uyan ne gibi durumlar hasıl oluyor. Bu, sabırlı ve güzel bir psişik rüya çalışmasıdır.

 

Ergün Arıkdal

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsan eliyle benliğin kibriyle müdahale edilmemiş, salt düz mantıkla insanın kendi doğasının iki yönünden biri olan GÖNÜL sultanlığına sınırlılık dayatmamış olan haddin bilen zihnin büyüsüdür tümüyle gönül alemi..

İnsan kendi doğasının gereği olan sistemler bütünü olan varlığının üzerinde iradesiyle dengeli adil bir tutum gösteremezse çatışma kaçınılımazdır o bünyede!

Kendi içinde barış ortamından uzak kendini çatışma ortamına sürükleyen insan kendi zulmünün içinde kendi vesveseleriyle boğuşur durur..

Görmezden gelemezsin ne insan olduğunu nede gönlünde tanrılara mekan olduğunu..

Ruh ve beden ancak gönül sultanlığı altında huzur bulabilir..

Gönül aleminde yer alan tüm insanlığının dost aşığının içten bir duasıdır insan sevgisi, bu sevginin dile gelişidir vahiy ve müjdeli rüyalar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haberci rüyalar konusu kapsamlı bir konudur çünkü haberci rüyaların işleyiş mekanizması pek çok konuyu içine almaktadır. Meseleyi, “Haber nereden geliyor, niçin bize ulaşıyor? Ulaştıran kimdir, hangi araçları kullanmaktadır? Bu araçlar nerede mevcuttur?” gibi birtakım sorularla ele almak lazımdır.

Haberci rüyanın geniş bir çember içerisinde ele alınabilmesi, başkalarına da aktarılabilmesi bakımından bazı varlıkların durumu diğer varlıklardan daha müsaittir. Bu bakımdan, herkese bu haber gitmez. Haberci rüyalar, ancak bu haberi dağıtabilen, bu haberi yerli yerinde kullanabilen, daha doğrusu haberin kendisindeki maksada hizmet edebilen varlıklara intikal eder.

Peki, haberci rüyalar nereden gelir? Haberci rüyalar, Rehber Varlıklar’dan, sistemi yöneten, sistemi yürüten varlıklardan, sistemin kendisinden gelir. Sebep ve Netice Kanunu’na uygun olarak zaman enerjisinin akışını kontrol edebilen değil de; gözleyebilen, zaman enerjisinin geçeceği yerdeki değişikliklerin neler olabileceğinin rüyetine sahip olabilecek derecede yüksek tekamül derecelerine sahip ruhsal varlık ya da varlık kümelerinden gelir. Bu rüyalar gönderilecek olan haberin bütün icaplarını yerine getirebilecek nitelikte olan varlıklara, planlar tarafından intikal ettirilirler. Bu haberin yani haberci rüyanın oluşabilmesi için muhbir vaziyetinde olan yani haberi alan, haberi bir yerden bir yere nakledecek olan insanın da birtakım niteliklerinin olması gerekir. Çünkü haberci rüyaların temeli, uykuda gerçekleşen durugörü melekesine dayanır. Rüyayı gören kişinin uykuda açık ve seçik bir şekilde kendisine haber verilen hadisenin ne olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip olması gerekir. Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse, rüya görenin durugörü yeteneğinin olması ve durugörü vasıtasıyla net bir şekilde almış olduğu haberi en iyi tarzda yorumlayabilmesi lazımdır. Bu, rüya yorumculuğu değil, rüyayı sembolik halinden çıkarıp somutlaştırabilmek meselesidir. Rüyanın renklendirilmesi, biçimlendirilmesi, ona güzel bir senaryo yazılması yani insanların anlayabileceği şekilde güzel kelimelere dökülmesi gerekmektedir. Rüyanın anlamını gerçek bir şekilde nakledecek kelimelerin, imajların bulunması gerekir. Bütün bunlar da gene haberci rüyayı nakledecek olan varlığa ait olan hususlardır. Diyelim ki, siz rüyalar görüyorsunuz. Acaba bu gördüğünüz rüyaların otantik olup olmadığını nasıl anlayacaksınız? Anlamamız her zaman mümkün değildir. Yani siz birtakım rüyalar görürsünüz ama bu rüyalar acaba size nakledilen birtakım haberler midir? Yoksa başka kaynaklardan gelen haberler midir? Rüyalar da varit olur. İnsan gündüz kendisini uyanık zanneder halbuki çoğu kez uykudadır, bir yerlere konsantre olmuştur, hiçbir şeyin farkında bile değildir. O sıralarda da birtakım tesirler gelir ama bunların bile nasıl yorumlanacağı, bunların bile otantikliği yani dosdoğru oluşları, nasıl gelmişse öyle oluşları biraz şüphelidir. Rüyalarımızda da bu çoğu kez böyle olur. Birçok haberci rüya bazı şeyleri haber verir fakat alan kişinin öyle bir kapasitesi olmadığı için bunun yorumunu doğru dürüst yapamaz. Gelen etki yarım kalır, eksik kalır; tamamlanmamış bir bilgi tarzında şaşırtıcı ve böylece de güven vermeyen, güven duyulmayan bir bilgi akışı tarzında gerçekleşir.

Haberci etkiler esasında önce varlığın şuurdışına gelir. Sistem böyle çalışır, bütün etkiler önce şuurdışından alınır. Hangisi olursa olsun her türlü etkiyi, görünenin arkasındaki görünmeyen etkileri biz şuurdışımızla alırız ve bunları belli bir zaman içerisinde şuurumuza yansıtırız.

Şuurumuza yansıtmamızın çeşitli yöntemleri vardır. Bunların bir kısmı, ses tarzında, bir kısmı rüyet tarzında, bir kısmı da dokunma veya koku alma tarzında yani beş duyumuz vasıtası ile yansırlar. Ama bazıları, bu beş duyu vasıtası ile yansımaz. Şuurdışı ile şuur arasında bir ara geçiş noktası, bir bant vardır. Hani yolda arabayla giderken görürsünüz, kesinlikle sollama yapılmaması gereken yerlerde yolu ikiye bölen bir bant vardır. İşte bunun gibi şuurdışı ile şuur arasında da bir bant vardır. Ve şuur sahamızın gücünün yeterli olmaması sebebiyle gelen etkilerin bir kısmını çekip alıp, yoruma tabi tutamama durumu ile karşılaşabiliriz. İnsanda bazen böyle durumlar olur. Peki ama o etkinin hedefini bulması gerekir, bir hedefe ulaşması gerekir. Hedefine ulaşabilmesi için faaliyet halindedir. Bu faaliyet, şuur eşiği üzerindeki o çizgide yani şuurdışından şuura geçiş esnasında bir ayağı orada, bir ayağı burada kaldığı vakit, bunlar bize rüyalar tarzında intikal etmeye başlarlar. Gördüğünüz gibi, rüyaların içerisine Duyular Dışı Algılama (DDA) mekanizmaları da karışır. Rüyaların temelinde çoğu kez, DDA Mekanizması vardır.

Gönderilen tesirin ne kadarının alındığı ve neye benzetilerek alındığı çok önemlidir. Açıklaması oldukça zor olan bu işlemi bir nevi kelime oyununa benzetebiliriz. Hani televizyonda oynuyorlar; bir taraf bir atasözünü birtakım hareketlerle, tariflerle karşı tarafa nakletmeye çalışıyor. İşte rüyalar da aşağı yukarı buna benzer. Karmaşık bir sembol sistemi kullanılarak bir haberci rüya veya herhangi bir rüya bir kişiye intikal ettirilebilir. Bazen de eğer mesele bilinen bir şeyse, o bilgi karmaşık- olmayan tek bir sembolle de ifade edilebilir.

Rüya sizin bedeninizden de kaynaklanabilir, beden dışımdan da kaynaklanabilir. Bedenimizden kaynaklanan rüyalar genellikle sağlığımızla alakalı, kendi iç

potansiyelimizdeki iniş çıkışlarla alakalı olan “şuuraltı rüyalar” dediğimiz rüyalardır. Ama arada bu haberci rüyalar da girer. Burada önemli olan nokta, bunu alacak olan insanın ruh halinin nasıl bir düzen içerisinde olduğudur. Karmaşık yapıda olan bir insanın haberci rüyası da karmaşık olur. Yani kendi iç düzeni yerinde olmayan, kendine gelememiş, kendinin farkında olmayan bir insanın vereceği haberden hiçbir şey çıkmaz çünkü yorum yapamaz. Yorumu, otantik bir yorum değildir. Yaptığı yorum, kendi ihtiyaçları istikametinde, kendini tatmin edecek şekildedir. Bu bakımdan her rüya sahih değildir. Özellikle İslam ezoterizmindeki “sahih, doğru rüyalar”, alınan bilginin otantik bir şekilde, hiçbir yoruma tabi tutulmadan aynen aktarılabildiği rüyalardır. Aynen aktarılabilmek demek, alınan tesirin kendisinin tam karşılığı olan sembollere dönüştürülmesi demektir. Bu sembol kelime de olabilir, rüyada birisini görmek de olabilir. Ama verilmek istenen bilgiye tam anlamıyla uymalıdır. Yani bir tesviyecinin yapmış olduğu iki ayrı parçanın birbirini tam manasıyla kapsaması, aralarından ışık bile sızmaması gibi bir durum söz konusu olmalıdır. Gerçek sahih

rüyalarda, alınan tesirle çıkan tesir, giren tesirle çıkan tesir birbirinin eşidir. Mesela, bilgisayar sisteminde bir giren bilgi vardır, bir de çıkan bilgi vardır. Bunlar tam manası ile birbirinin benzeridir, eşidir. Sadece şekil değiştirmiştir ama aynı şeyi ifade ederler. Rüyalar konusunda da, tersine hareket ederseniz rüya meydana gelir, bu tarafa hareket ederseniz yorum meydana gelir.

Bir de, “Bir haberci rüya görürseniz aman bunu sakın başkasına söylemeyin, rüyanın tılsımı kaçar,” tarzında bir yanlış inanç vardır. Bu bir bakıma şunu anlatmak ister:

Anlattığınız zaman karşınızdaki insanlar yanlış yorumlar yaparlar. Halbuki sizin ilk hissiyatınız, ilk vicdani yorumunuz sizin için en doğru olandır. Başkalarının yorumuna girdiğiniz vakit, onların yorumlarının etkisi altında kalmanız mümkündür. Bu durum ise yanlış hareketlere, yanlış davranışlara sebep olabilir. Bu bakımdan da, “Pek anlatmayın,” derler ama gene de bunları anlatmakta, yazmakta çok fayda vardır.

Bizim tavsiyemiz; eğer böyle haberci rüyalar görüyorsanız, lütfen küçük bir ajandaya bu rüyalarınızı tarihleriyle beraber, hiç kaçırmadan olduğu gibi yazın ve zaman geçtikçe bunları tekrar tekrar okuyarak tetkik edin. Bakın bakalım hayatınızda o haberci rüyalara uyan ne gibi durumlar hasıl oluyor. Bu, sabırlı ve güzel bir psişik rüya çalışmasıdır.

Ergün ARIKDAL

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkür ederim...Hoşbulduk. Bu zamana kadar pek fazla doğaüstü şeylere inanmadım.Konudaki tabirle ilk "Haberci Rüyamı" 9 yaşında görsem de,ömrümün büyük çoğunluğu elle tutulmayan gözle duyulmayan şey yokturdan ibaretti... Karanlığa açlığım dışında pek fazla anormal bir yanımda yoktu... Bir kaç gündür tuhaf bir his var korkutuyor aynı zamanda büyülüyor... Farklı bir şeye aidiyetimi o kadar güçlü hissediyorum ki... Bir gün bunları diyeceğim hiç aklıma gelmezdi yahu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Doğa üstü denilen şeyler aslında o kadar doğal ki . içine girdiğinde anlıyorsunuz bunu . yaşamaya başladığınızda fark ediyorsunuz ki biraz kabuğu kırdığınızda hiç inanmayacağınız bir evrene aitiz . Çünkü asıl doğa üstü dediğimiz şey insan doğasının kendisi . Tabi ki farkında olana :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Rüyalarla psişik konular zaman zaman birbirine karıştırılabilmektedirler; genellikle birçok vizyon, rüyet dediğimiz birçok algılamalar rüya zannedilebiliyor. Ama haberci rüyalar üzerinde durmak lazım. Bazı rüyalarımızda muhakeme gücümüzü aşan birtakım sonuçlar, mesajlar bize önceden bildirilebilmektedir. Birtakım şeyleri önceden görüyoruz, anlayabiliyor ve gelecek hakkında çok güçlü tahminlerin ve rastlantıların çok dışında olan birtakım sonuçlara varabiliyoruz. Önceden bilmenin çok çeşitli varyasyonları mevcuttur; ister doğrudan söylemek ister rüya tarzında olsun, orada bir habercilik, bir ihbar vardır. Bu rüyalara daha ziyade 'haberci rüyalar' denmesinin nedeni de budur. Hassas bir insan rüyasında birtakım etkiler, bildiriler alabilir. Haberci rüyaların maksadı budur ve birçok insan farkında olsun ya da olmasın bu konuyla ilgili rüyalar görmüşlerdir. Haberci rüyaların prekognisyon temeline dayandığını belirtmiştik ancak bunlar gerçek birer metapsişik vakadır. Rüyanızda gördüğünüz şeyin, detaylarına varıncaya kadar aynı şekilde oluşması üzerinde durmamız lazım. Zamanı anlayış tarzımıza göre düşünecek olursak, henüz oluşmamış bir zamandaki olayları nasıl algılamaktayızdır?"

"Ünlü metapsişik araştırmacı Charles Richet, prekognisyon konusunda şunları söyler: 'Varılan yegane sonuç, önceden bilmenin (prekognisyonun) mevcut olduğu sonucudur.Bu gücün olağan dışı ve görünürdeki acayip yanını kesinlikle kabul etmemiz gerekir. Çünkü bu akıl almaz ve görünürdeki olağan dışılık, bilime tamamen ters düşen bir iş. Bilim böyle bir şeyi kabul etmez. Ama bunun olağan dışı, akıl almaz olduğunu kabul etmek zorundayız.' "

"Haberci rüyalarda insanın yeteneğinden çok rehber varlık1ar ve ruhsal idareci varlık1arın etkisi olduğu tahmin edi1mektedir. Bu, en son yapılan araştırmalarda daha belirginleşmiş ve artık bu mesele, felsefi veya inanca bağlı bir iş olmaktan çıkmıştır. Gerçekten de haberci rüyalardaki çoğu bildiriler, bizim dışımızda bulunan bedensiz şuur1arın bize yapmış olduğu birtakım aktarım1ar tarzındadır çünkü zamanı ve mekanı aşan ancak onlardır. Bizler zaman ve mekana bağım1ı olan insanlarız, kendimizi zaman veya mekandan kurtarıp bağımsız hareket edemiyoruz. Ama zaman ve mekanın bağlarından kurtulmuş, dünya zaman ve mekanından sıyrı1mış ancak dünya zaman ve mekanıyla istedikleri zaman tesir bakımından endüktif bir tarzda i1işki kurabi1en idareci varlık1ar vardır. Bu varlık1ar insanların gelişimini üzer1erine vazife olarak almışlardır."

"Zaman kavramını düşünün; zamanın oluşu bir trenin geçişi gibidir. Ama zamanı normal şekilde kontrol edebilen veya gözlemleyebi1en varlıklar için trenin burada, B noktasında ya da A noktasında oluşu arasında hiçbir fark yoktur çünkü beyin N yı ve B'yi aynı anda görmektedir."

"Dolayısıyla, önceden görme meselesi de rehber varlıkların rüyayı gören kişilerin liyakat1erine, gelişimlerine uygun olarak bazı bi1gileri rüya tarzında sunmalarıdır. Bazılarının trans halinden, bazılarının içinin saflığından yarar1anarak bilgileri vizyonlar, kelimeler, düşünceler, hisler tarzında aktarmakta dır1ar.""Haberci rüyaların en büyük niteliklerinden biri de çok ısrarlı oluşlarıdır. Hiç farkında olmayız ama bu rüyaların üzerimizde hayli tesiri olur, hep hatırımıza gelirler; bir türlü unutamayız, kendilerini bize hatırlatır dururlar. Hatta üzerinde durdukça, eğer sembolik bölümler varsa, bunlar sembolik hallerinden çıkar ve işin aslı görünür; rüyanın bize ne anlatmak istediğini anlarız."

Haberci Rüyalarla Taşınan Mesajlar

Aslında bizleri ilgilendiren, rüyaların taşıdığı mesajdır: Bu rüyalar neler vermiştir, neler göstermiştir, ne kadar sıklıkla görülmüştür? Özellikle haberci rüyalar, telepatik şekilde insandan insana nasıl aktarılırlar? Örneğin, bir kişinin gördüğü rüyayı, yüzlerce kilometre uzaklıktaki insanlar da görebiliyor. Cinsiyet, milliyet, kültür ve inanç farkı olmasına rağmen insanlar aynı rüyayı görebiliyor ve olay gerçekleşebiliyor."

"Haberci rüyaların en büyük özelliği uyarıda bulunmalarıdır. Uyarı alınmadığında, bu tür rüyalar tekrar edilebilir. Çünkü insan zihninin, mantalitesinin ve terbiyesinin kendisine vermiş olduğu özel bir darlık vardır. Bu tür rüyalarda, insanın bu darlığı aşabilmesi için kendisinde adeta nasihat edilmesi söz konusudur."

"Haberci rüya örneklerinin en ilginç olanlarından biri İngiltere, Aberfan' daki büyük kömür kitlelerinin kaymasıyla ilgili olanıdır. Burası bir kömür madeni şehridir ve şehrin altı tamamen oyulmuştur. Kaza çok enteresandır. Olay gerçekleşmeden 15 gün öncesinden başlayarak kazanın olmasına 1 gün kalana dek, en az 30 kişi olayı rüyalarında aynen görürler. Nasıl yağmur yağdığını, kömür ala ala altı oyulmuş yörenin üzerlerine nasıl çöktüğünü, kömürlü toz tabakasının kentin içine nasıl girdiğini, bir okulu olduğu gibi kapattığını rüyalarında görürler. Kaza sırasında okulda en az 120 çocuk havasızlıktan boğulmuştur. Olayı önceden görenlerden 9'u bilgiyi uyanıkken vizyon halinde almış, 21'i ise rüyasında görmüştür. Uyarmak için her iki yol da kullanılmış. Bu kişilerin çoğu gördüklerini yazıp belediyeye yollamışlar fakat hiç kimse onları dikkate almamış. Bu örnekte, rüyanın ya da vizyonun tekrarından amaç budur; dikkate alınması istenmiş. Eğer söylenen sözler dikkate alınırsa, sonunda kazalar o kadar büyük olmuyor; yani kurtuluş ihtimaliniz var, gerekirse olayın ağırlığını, şiddetini hafifletmek gibi tedbir alabiliyorsunuz."

"Başka bir örnekte ise bir kadın, rüyasında kilisenin yanacağını görür; kızı da kilise korosunda çalışmaktadır. O gün kızını provaya yollamaz ve gerçekten de kilisede yangın çıkar. Demek ki, 'Yazgıysa mutlaka başa gelir ve çekilir' diye bir şey söz konusu değildir; bazı konularda insan gereken tedbiri alabilirse sıkıntılı durumlardan kendisini kurtarabilir''Yukarıda sözünü ettiğimiz Aberfan olayı için şu sorula bilir: 'Madem depremlerin olacağını, yanardağların patlayacağını, çok büyük atmosfer olaylarının gerçekleşeceğini önceden hissedenler ve algılayanlar var, O halde biz insanlarda olayı gerçekleşmeden kayda alan, işaretleyen ve böyle gerçekleşeceğini gösteren sismografik aletler mi var acaba? İnsan varlığı bir sismograf gibi mi çalışıyor?' Evet, hepimizde böyle bir yetenek var ama bunun farkında değiliz ya da işletmek istemiyoruz; yaşam içindeki amaçlarımızı başka şeylere bağlamış olduğumuzdan konsantrasyonumuz bu yönde değildir.""Bazı rüyalarda bizimle hiç ilgisi olmayan meselelerle de karşılaşabiliriz. Özellikle ruhsal kozmosta, belli bir titreşimde bazı yayınlar olmaktadır. Bunları arada bir adeta kaçak yayın yakalar gibi yakalayabilir ve bu şekilde yarım yamalak bilgiler elde edebiliriz. Bunlar çok ikna edici, sağlam görünen bilgiler olduğundan, rüyalarında bunları elde eden kişiler 'falan zamanda filan olacak, kıyamet şu zamanda kopacak, şu yerde sel olacak vs.' diye iddia etmeye başlarlar.O zaman gelir geçer ama hiçbir şey olmaz. Zaten bu bilgiler o kişiye verilmiş bir haber değildir; rüyayı gören kişi sadece daha üst seviyede yapılan bir iletişimin arasına girmiş ve kaçak yayın almıştır. Eskilerin tabiriyle 'kulak hırsız1ığı' yapmış ve bir de üstüne kendi yorumunu, tasvirlerini katmıştır."

"Şunu kesinlikle biliyoruz ki, yeryüzünde yaşayanların hiçbirinin Yüce İdare Mekanizmasının yapacağı işlerden haberi yoktur. Yeryüzündeki en yüce varlık bile, kendisinden iki kademe yukarıdaki bir var1ığın niyetinin ne olduğunu bilemez. Eğer kendileri lütfeder bildirirlerse, bu bilginin de veriliş yolları vardır. Ancak o zaman bilginin doğru bir kaynaktan geldiğini biliriz. Demek ki, rüyalarda elde ettiğimiz bilgileri yorumlarken kendi vicdanımızdan ve kendi bilgimizden başka bir şeye itibar etmemeliyiz. Özellikle vicdanımız bize muhakkak doğruyu söyler."

 

Rüyalar / Uykudaki Bilgelik - Sevda Yücesoy

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...