Jump to content

Scientology Tarikatı


burrc

Önerilen Mesajlar

Tarikatın sahte Mesihi, şeytani bir galaktik diktatörün milyarlarca uzaylı ruhu dünyaya bıraktığını anlatan L.Ron Hubbard'den başkası değil. Sahte Mesih, bilim yoluyla insanları peşinden sürükledi. Zengin oldukları için kendi nefislerini tanrılaştıran bu kültürlü, eğitimli firavunlar grubu mevcut dinlere bağlı olmaktansa kafalarına göre yeni bir din uydurup akıl ve nefislerine uyanı yapıyor. Zengin üyeleri tarikatı yaymak için adeta bir servet harcıyor. Rolling Stone yazarı Janet Reitman, Scientolojistleri dokuz ay boyunca inceledi ve dünyanın bu en tartışmalı dini hakkında geniş bir araştırma yazısı kaleme aldı. İşte Scientology'nin inanılmaz dünyası: Hubbard'ın tanımlamasıyla 'gerçeği aramak' anlamına geliyor ve dünyanın en hızlı yayılan tarikatı kabul ediliyor. Tarikatın toplam değeri milyarlarca doları bulan yedi kıtaya yayılmış gayrimenkulleri var. Karşılaştırmalı dinler uzmanı kimi akademisyenler, Scientology'yi geçtiğimiz yüzyılın en belirgin dinsel hareketleri arasında sayıyor. Scientology köklerini Budizm, Hinduizm ve Hıristiyanlık dahil olmak üzere pek çok dinden alıyor. Tıpkı Mormonlar ve Evangelistler gibi Scientolojistler de bir misyona sahip olduklarını düşünüyor. Kendilerini, dünyayı ve hatta galaksiyi kurtaracak bir doktrinin ve yeteneklerin tek sahibi olarak görüyorlar. Kilise yetkilileri, Scientolojistlerin son beş yılda, önceki 50 yıldan daha fazla arttığını söyleyerek övünüyor. 1993'ten beri, vergiden muaf tutulan Scientology Kilisesi, üyeleri ya da finans kaynakları hakkında bilgi vermiyor. Scientology hakkında eleştirel haber yapmak da cesaret işi, çünkü kilisenin eleştiren herkesi dava ettiği biliniyor. Yine de karşı olanlar (önemli bir kısmını eski üyeler oluşturuyor), internette çeşitli yayınlar yapıyor. Bunların içinde tartışma yaratan fotoğraf ve belgeler de bulunuyor. Kilisenin halkla ilişkiler sorumlusu Mike Rinder, "Palavra bunlar" diyor ama bir yandan da geçtiğimiz yıl başlatılan 'imaj düzeltme' kampanyası sürüyor. 2005'te radyo ve TV'de Scientology konulu 289 bin dakika yayın yapılmış. Büyük kısmı, inancını açıklamak için defalarca TV programlarına katılan dünyanın en ünlü Scientolojisti Tom Cruise sayesinde yayımlanıyor. Almanya, Scientology tarikatını tanımayı reddettiği gibi birçok eyalette bu tarikat üyeleri kamu görevlerinden men ediliyor. Cruise, 2002 başında Almanya'da tanınmayan Scientology tarikatının haklarının savunulması için ABD'nin Berlin Büyükelçisi'nde eski senatör olan Büyükelçi Dan Coats ile Berlin'de biraraya gelerek, tarikatın Almanya'daki statüsünün geliştirilmesi için lobi yapmıştı. Ancak Almanya Güvenlik Bakanlığına bağlı bir istihbarat departmanı bu tarikatın tehlikesinin bu üulkeyi ele geçirebilecek potansiyelde olduğunu belirtmiş ve faaliyet gösteren her ülkede önlemlerinin alınması gerektiğini kaydetmiş. Scientology Kilisesi'nin merkezi Florida'daki Clearwater şehri. Şehir merkezinde hepsi Scientology mülklerinin çevresinde bulunan yaklaşık 100 kadar güvenlik kamerası var. Bazıları bunu rahatsız edici bulabilir ama 17 yaşındaki Natalie Walet normal karşılıyor. Natalie, Scientology'ye inanan bir ailede doğup büyümüş. O ve onun gibiler diğer çocuklardan farklı yetişiyor. Pek çoğu okul öncesinde özel eğitimler alıyor, ardından Scientolojistlerin Hubbard onaylı çalışma tekniğini kullanan özel okullarına kaydediliyor. Çoğu çocuk aynı zamanda öz denetim, dikkat ve iletişim üzerine kilisede düzenlenen kurslara katılıyor. Natalie'nin tek kötü alışkanlığı sigara. Alkol ve her türlü ilaçtan uzak duruyor. Çünkü Scientolojistler, pek çok hastalığın psikosomatik olduğunu düşünüyor ve ilaçla tedaviye karşı çıkıyor. Tüm Scientolojistler gibi Natalie de vücudunu geçici bir araç olarak düşünüyor. O bir 'thetan'! Thetan'lar, trilyonlarca yıldır var olan ve bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdüren ölümsüz ruhlar. Natalie, "Aslında çok sade bir inanışımız var, birçok ahlak ilkesini diğer dinlerle paylaşıyoruz. Bizimkinin özel yanı, günlük yaşamda kullanılabilecek bir teknolojiye sahip olması" diyor. Teknoloji ya da 'tek', Scientolojistlerin L. Ron Hubbard'ın metot ve ilkelerine verdiği isim. Scientolojistlere göre Hubbard yarı peygamber, yarı öğretmen, yarı kurtarıcı. Yazdığı her kelime Tanrı kelamı gibi değer görüyor. Hubbard 1950'de yayımlanan kitabı 'Dianetics'te, zihinsel ya da bedensel bütün hastalıkların izlerinin 'engram' adı verilen psişik yaralarda bulunabileceğini öne sürüyordu. Doğum öncesi döneme de ait olabilen bu yaralar, kişinin bilinçaltına yerleşiyor. Kurtulmak içinse 'temizlik' denen süreçten geçilmesi gerekiyor. Dianetics, 'denetleme' adı verilen ve engramları silmek için geçmişteki olayları yeniden deneyimlemeye dayanan bir terapi yöntemini telkin ediyor. Denetlemenin büyük kısmı, E-metre (elektropsikometre) adlı cihazla yapılıyor. Denetçi denetlenene çeşitli sorular soruyor, denetlenen bunları cevaplarken yalan makinesine benzeyen E-metre, vücuttaki küçük elektrik akımlarını ölçüyor. Scientolojistler, cihazın bilinçaltına ulaşarak bilinçsiz yalanların köklerini açığa çıkardığını düşünüyor. Dinin en üst seviyesi olan 'tam özgürlüğe' ulaşmak için bir köprü vazifesi gören aydınlanma yolundan geçmek gerekiyor. 'Tam özgürlüğe köprü'nün belirli aşamaları ya da dereceleri var. Üstlere tırmanmanın anahtarı yüzlerce belki de binlerce kez 'denetleme'den geçmeye dayanıyor. Scientolojistler, bu yöntemin problem çözmenin yanı sıra ahlaki yanlışların düzeltilmesine de olanak sağladığına inanıyor. Her seansın amacı, bunu bir 'kazanç' (açığa çıkma anı) ile sonlandırmak. Bu, birkaç dakika sürebileceği gibi haftalar boyu da devam edebiliyor. Denetçi tatmin olana kadar denetleme bırakılamıyor. Natalie, ailesi kilisede çalıştığı için, şimdiye kadar 'denetleme' ücreti ödememiş ama pek çok kişi bu hizmet için ciddi paraları gözden çıkarıyor. Scientology, bu açıdan özel bir yere sahip, çünkü bu dinde hemen hemen her türlü hizmet için ücret ödeniyor. Teologlar bu durumu geleneksel yaklaşımlara ters buluyor. Kaliforniya Üniversitesi'nden Scott Bartchy, "Hareketi tartışmalı hale getiren şeylerden biri de gerçeğe ancak her aşaması için para ödenen bir gelişimden geçerek ulaşılabileceğinin öne sürülmesi. Bu yüzden pek çok gözlemci bunun bir dinden çok bir şirkete benzediğini düşünüyor" diyor. Aydınlanmaya ulaşmak için aile servetini, evlerini, arabalarını satarak yüz binlerce dolar harcayan pek çok insan bulunuyor. Natalie'nin anneannesi, Tom Cruise gibi OT (operating thetan) seviyesinde. Bu 'tam özgürlük' düzeyi OT VII'ye yaklaşmış olunduğu anlamına geliyor. OT'lerin cansız nesneleri zihinle hareket ettirebileceği, telepatik olarak haberleşebileceği, insan ve hayvan davranışlarını kontrol edebileceği öne sürülüyor. Sekiz OT seviyesinden OT III, 'ateş duvarı' olarak anılıyor. Bu, evrenin sırrına vâkıf olunan seviye. Dinin dayandığı yaratılış hikâyesi de bu seviyede öğrenilebiliyor. Yıllarca bu bilginin çok tehlikeli olduğu ve bu düzeyden önce öğrenilmesinin ölüme bile yol açabileceğine inanılmış. 1995'te eski bir üye tarafından internette yayımlanan bu bilgi, o zamandan beri medyada yaygın olarak dolaşıyor. Metinde 75 milyon yıl önce, galaksinin çeşitli bölgelerinde 76 gezegeni yöneten Xenu adlı zalim yöneticinin aşırı nüfus problemini çözmek için 13.5 trilyon varlığı bir uzay gemisine toplayıp Dünya'ya gönderdiği bilgisi yer alıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki volkanlara düşen bu canlıların 'thetan' adlı radyoaktif ruhları, dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış. Bu dağılım sırasında thetanlar, atmosfere kurulan çeşitli tuzaklara takılarak Tanrı, İsa, din gibi yanlış düşüncelere kapılmış. İnsanlığın bütün problemleri, thetan'ların vaktiyle kapıldığı yanlış düşüncelerden kaynaklanıyor. Onlara göre, kurtuluşun tek yolu ise bu düşüncelerden kurtulmaktan geçiyor. (Observer) Her şey 'Dianetics' adlı kitapla başladı. Süreç şöyle gelişti. 1950: L. Ron Hubbard'ın 'Dianetics: The Modern Science of Mental Health' (Dianetics: Akıl Sağlığının Modern Bilimi) adlı kitabı yayımlandı. Bu kitabın hızlı başarısından sonra Hubbard, düşüncelerini 'Scientology' adlı bir 'laik felsefe' haline getirdi. 1954: Scientology bir din olarak ilan edildi ve ilk Scientology kilisesi Los Angeles'ta kuruldu. 1955: Ünlü kişileri dine katmak için 'Project Celebrity' (Ünlü Projesi) adlı plan yürürlüğe girdi. 1966: Hakkındaki tartışmalar artınca Hubbard, Afrika'ya yerleşti. Daha sonra ise yedi yılını bir tekneyle Akdeniz'de dolaşarak geçirdi. 1977: Washington ve Los Angeles'taki Scientology ofisleri, FBI ajanları tarafından basıldı. 1986: Hubbard felç geçirerek öldü. David Miscavige, yeni lider oldu. Müritler işte bunlara inanıyor : 75 milyon yıl önce Xenu isimli zalim bir hükümdar, hükümdarlığındaki kalabalık nüfusundan 13.5 trilyon varlığı Dünya'ya yerleştirmiştir. Bütün insanlar aslında ölümlüdür ve Scientology sayesinde tanrısal bir varlığa ulaşmaları mümkündür. Psikiyatrik pratikler bireyin sağlığı için zararlıdır. 'Sessiz doğum' yapılmalıdır. Yani çocuğun doğum anı mümkün olduğunca sessizlik içinde meydana gelmelidir ki, çocuklar ileride de sükûnet içinde huzurlu bir yaşam sürebilsin. Elektropsikometre (E-metre), acıyı ölçebilen bir makinedir. Makineye bağlı iki teneke kutuyu elinde tutan insanın, acı anıları iletilir. Narconon, Scientolojistlerin uyuşturucu rehabilitasyon programıdır ve bağımlılıktan kurtulmanın tek yoludur. Eşcinsellik ve mastürbasyon da dahil olmak üzere her türlü cinsel 'sapma' yanlıştır. İnsanlar çoğu hastalığı kendileri yaratır. Dinin mottosu, 'Her şey değişebilir'. Bu, insanların ve dünyanın problemleri çözülebilir anlamına geliyor. John Travolta, kariyerinin Scientology'den sonra yükselişe geçtiğine inanıyor. Kristie Alley, kokain bağımlılığının üstesinden bu dinle geldiğini düşünüyor. 'South Park'ta Şef karakterini seslendiren Isaac Hayes, bir bölümde Scientology eleştirildiği için yapımdan ayrıldı. Müzisyen Beck, Scientolojist bir ailede büyüdü ve bu inancın birçok insanın zor zamanlarını atlatmasına yardımcı olduğunu düşünüyor. Priscilla Presley, eşi Elvis Presley, Scientology'ye inansaydı uyuşturucu yüzünden ölmeyeceğine emin. Çiftin kızı Lisa Marie Presley de uyuşturucuyu Scientology sayesinde bırakabildiğini söylüyor. Scientology tarikatı mensuplarını çoğu zaman hipnotizma yöntemi kullanarak kendisine bağlıyor. Türkiye'de tarikatın yayılması için eylem planı hazırlanmış durumda. ABD ve Batı'dan gelen her türlü kötü geleneği kopyalayan ' Batı Maymuncukları'mıza dikkat edelim.

[Alıntı]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başlarda Hubbard tarafından kişisel gelişim için hazırlanan bir felsefe iken daha sonra bir dini akıma dönüşmüştür.

İnsanlara ruhsal varlıklarını, reenkarnasyonun varolduğunu, ve fiziksel dünyalarına yönetimi üzerine öngörüler ve emirler vermektedir. Scientoloji, Scientoloji Kilisesini dinini tanıtmak ve yaymak için kullanmaya çalışmaktadır.Bundan 75 milyon yıl önce zamanın galatik konfederasyonun lideri Xenu isimli varlık, istemediği milyarlarca varlığı dünyamıza göndererek, yanardağa attırmıştır. Günümüzde insanları yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı halen yeryüzünde olan o varlıkların ruhlarıdır. Bu ruhlara thetan denmektedir. Scientolojiye göre insanlar bu ruhların manevi baskısından kurtulunca gerçek mutluluğa kavuşacaklardır. Scientolojist üyeleri insan ruhunu arındırmak için çeşitli yöntemler geliştirdiklerini iddia ederler. Bu yöntemlere dianetics adını verirler. Hollywood yıldızlarından Tom Cruise, Katie Holmes ve John Travolta bu inanç birliğinin içinde yer almaktadırlar.Scientoloji 1950'li yıllardan sonra dünyayı saran UFO dinlerine (Aetherius Society, Raëlism vb) benzetilebilir.

Yinede sitemizde herhangi bir inanç için kişisel fikirleri söylemekden kaçınıyoruz :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Scientology tarikatının sırları açıklanacak

 

Scientology tarikatı kilisesi lideri David Miscavige’ın yeğeni, kiliseyle ilgili tüm anılarını kitabında anlatacak.

[TABLE=class: image]

[TR]

[TD][/TD]

[/TR]

[/TABLE]

Scientology Kilisesi tarikatından 2005 yılında ayrılmasının ardından tarikatı sık sık eleştiren Jenna Miscavige Hill, HarperCollins Yayıncıları’ndan William Morrow ile kitabının basılması konusunda anlaştı.

 

"Beyond Belief: My Secret Life inside Scientology and My Harrowing Escape" (İnancın Ötesinde: Scientology’deki Gizli Hayatım ve Yürek Burkan Kaçışım) adıyla yayımlanacak kitabın, Ocak ayında piyasaya sürüleceği duyuruldu.

 

28 yaşındaki Hill’in, kitabında, Scientology Kilisesi’nde büyümenin "garip ve rahatsız edici" detaylarını açıklayacağını bildiren William Morrow, kitapta Scientology tarikatının "üst düzey" şahsiyetleri hakkında ilk ağızdan bilgilerin yer alacağını bildirdi.

 

 

Kaynak: http://dunya.milliyet.com.tr/scientology-tarikatinin-sirlari-aciklanacak/dunya/dunyadetay/25.09.2012/1601956/default.htm

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Z

Sonradan bir uzay kültüne dönüştürülmüş olan, ancak aslında Hinduizm kökenli bir eğitimden ilham alan Scientology'nin öncelikle yakın tarihçesine bakmak gerekir.

Şilili psikiyatrist Claudio Naranjo, Sufizm ustası Bolivyalı Oscar Ichaza'yı ve sistemini (Psychology of Meditation) adlı kitapla tanıtmıştır. Ichaza, Doğu'nun Sufi geleneğini temel alan Grudjieff'in öğretilerine de dahil olmuştu. Amerikalı öğrenciler toplayıp, kurslar veren Ichaza'nın "Arica" adını verdiği ve geliştirdiği bu sistem, insanı üstün şuur haline geçirmeyi hedeflemişti. Amaç insan bilincinin çok daha esen ve mutlu olduğu seviyelere ulaştırılmasıydı.

Hedef alınan seviye Satori (Aydılanma)nın 24. katıydı. Kozmik enerjinin idrak edildiği bir şuur açılması ise, varılacak olan sonuçtu. Işık ve sevgi yolcularına kurslarında özel bir beslenme uygulanıyor, böylece fizik ve şuur gücü yeteneklerini yoga eşliğinde arttırmaları sağlanıyordu. Bunun ardından Pranayama (doğru nefes alıp verme) teknikleri ve mistik müzik ile dansı deneyimliyorlar, organlarını da zihinsel olarak kontrol altında tutmayı öğreniyorlardı. Bu sisteme göre insan kendi beyninin diktasından kurtulmalı, tüm bedenine şuur hakim olmalıydı. Mistisizm ile modernizmi birleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Ichaza, amaçlarının psikolojik yapıdaki köklü değişikliği sağlamak olduğunu belirtiyordu. Sistem Hinduizm'den alıntıydı ve eskilere dayanıyordu. Amaç zihni geliştirmekti. Ancak bu, kişinin eskiden şartlandığı önermelerden kurtulabilmesine bağlıydı.

Daha sonraları Amerikalı science-fiction yazarı L. Ron Hubbad bu sisteme uygun olan "Dianetics" adlı eserini 1952'de genişleterek buna dini bir felsefe ilave etti. Yeni çağın tarikatının temelleri bu kitapla atılmış oldu. Artık Scientology üstün insan yaratmayı hedefliyordu. Ancak nedense 1960 yıllarında Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere'de sağlığa zararlı ve zorlayıcı olduğu tespit edilerek faaliyetleri yasaklanmıştı. Günümüzde ise Scientology kültü, birçok ülkede on milyonu aşkın üye ve yüzlerce kiliseye sahiptir.

Scientology kültüne göre insan doğumundan başlayarak koşulladığı her bilgi ve izlenimden (ki bunlara Engrams adı verilmiştir) önce bir silkinip arınmalıdır. Ruh, reaktif ve çözümlemeli olarak kabul edilir. Analitik beyi kullanarak, elektronik beyin gibi çalışan insanlar ve reaktif, yani tüm etkilere cevap veren insanlar olarak iki ayrı tipte insan vardır. Hubbard, insanın en acı sorununun Enagrams olduğunu ve bunların, ona ıstırap aşılayan bazı olayların toplamı olduğunu belirtir. Enagram, tıpta Serebral kortekste depolanan ve hafıza birimini yansıtan bir terimdir. Kişinin her anısı beyin hücrelerinde iz bırakır, her şey beyinde kayıt altına alınmaktadır.

images?q=tbn:ANd9GcSS3j2iT957ISx1n11vNyDFNoFrr3XbW-_oRzQcrat45yglyN8T

Bu tarikata girmek isteyen kişi öncelikle yalan makinesine benzer bir aletle hipnoza benzer bir seansa tabi tutulur. Geçmişine ait sorularla ortaya çıkan tepkiler ve bu tepkilerin belirlediği olumsuz etkiler incelenir. kişiye bunlardan kurtulup, bunları unutması telkin edilir. Aslında fikir olarak bu oldukça iyi bir yöntemdir.

Uzay kültü olarak bu tarikatın doktrini şu şekildedir; Bundan 75 milyon yıl önce Xenu veya Xemu adı verilen Galaktik bir diktatör vardı. Xenu, konfederasyonundaki aşırı nüfusu yok etmek istedi ve buradaki varlıkları Dünya gezegenine bir gemi ile kaçırdı. Bu nüfus 76 gezegenli olan Xenu'nun federasyonlarının 13,5 trilyon ferdini kapsıyordu. Kaçırılan bu kimseleri, dünyanın dört bir yanındaki volkanlara attı. Sonra da hidrojen bombaları ile zincirleme bir reaksiyon başlattı. Bu nedenle öldürdüğü 13,5 trilyon varlığın ruhları atmosfere yayıldı ve şimdi içimizde yaşıyor, manevi baskı yapıyorlar. Acı ve sıkıntıların kaynağı oluyorlar. Bu ruhlara, "Thetan" deniyor. Scientolojistler bu Thetan'ları ancak Scientologist olmakla içimizden çıkarıp atabiliriz diyerek felsefelerini ortaya koyuyorlar.

Ferda Ercan Uyulan

Okültizm ve Enerji

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...